Dönem: 22 Yasama Yılı: 4
TBMM (S. Sayısı: 1201)
Mali Suçları Araştırma Kurumunun Teşkilat ve Görevleri ile Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/1053)
Not: Tasarı; Başkanlıkça
Adalet, Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe komisyonlarına havale edilmiştir.
T.C. |
|
|
|
Başbakanlık |
9/6/2005 |
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
Genel Müdürlüğü |
|
|
Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-1065/2714 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Maliye Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 10/5/2005 tarihinde kararlaştırılan “Mali Suçları Araştırma
Kurumunun Teşkilat ve Görevleri ile Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Ülke ekonomileri
geliştikçe işlenen suçların niteliği değişmekte, klasik suçlara (cebir ve
şiddete dayalı suçlar, cinsel suçlar gibi) oranla ekonomik suçlar artmaktadır.
Klasik suçların birçoğunda ise suçun saiki değişmekte; mesela kan davası veya
namusu temizleme gibi saiklerle işlenen cinayetler azalırken, suç çeteleri
tarafından gelir elde etmek amacıyla işlenenler artmaktadır.
Gelir elde etme amacıyla
işlenen suçlarla mücadelede salt hürriyeti bağlayıcı cezalar yetersiz kalmakta,
hapis cezası ile cezalandırılmalarına rağmen suç gelirlerinden mahrum
edilemeyen suçlular zamanla organize olarak güçlü suç örgütleri teşkil etme
yoluna gidebilmektedir.
Suçların niteliğindeki ve
saikindeki değişmeye paralel olarak suç ile mücadele anlayış ve yöntemlerinin de geliştirilmesi
gerekmektedir. Ekonomik çıkar amaçlı suçlarla etkin bir mücadele
yürütülebilmesi için suçun saiki olan suç gelirinin hangi formda ve nerede
olursa olsun bulunabilmesi; fiil, fail ve sonuç arasındaki irtibatın
kurulabilmesi gerekir. Suç gelirinin tespit edilebilmesi için ise lüzumlu mali
bilgilerin toplanması ve analiz edilmesinin yanı sıra uygun araştırma
yöntemlerinin geliştirilmesi şarttır. Eğer suçla mücadele eden kurumlar suç ve
suçlu profilindeki değişmeye paralel olarak yöntemlerini geliştiremezse ülkede
"suç ekonomisi"nin boyutları artar.
Suçtan gelir elde
edilmesiyle ve bu gelirlerin aklanmasıyla mücadele toplumun ekonomik, mali,
siyasi, sosyal ve ahlaki yapısını korumak bakımından önemlidir. Bir ekonomide
suçtan elde edilen gelirler yaygınlık gösteriyorsa bu durum;
- Ekonomik aktörler
arasında rekabet eşitsizliği yaratır. Ekonomik hayatta tersine seçim hakim
olur; kurallara uyanlar kaybeder, uymayanlar kazanır.
- Kamu maliyesini
zayıflatır. Çünkü verginin gerektiği ölçüde ve adaletli bir biçimde toplanması
mümkün olmaz. Ayrıca güvenlik harcamaları da artar.
- Kirli para sahipleri
kendilerine siyasetçi, bürokrat ve işadamları arasından yandaşlar bulmak
arayışı içine girer. Bu ilişkiler siyaseti, bürokrasiyi, ekonomiyi ve giderek
bütün toplumu kirletir.
- Suç çeteleri, toplumun meşru güçlerinin
dolduramadıkları iktidar alanlarını doldurur.
- Kamu ekonomisinde
"kamusal mal" sayılan ahlâk, özellikle ticaret ahlâkı bozulur.
Ahlâkın bozulması ekonomik sistemin işlem maliyetini artırır bu suretle
ekonomik etkinsizliğe yol açar.
- Yukarıda kısaca
özetlenen hususlar nihai tahlilde siyasi, idari, adli ve iktisadi karar
mekanizmalarının işleyişinde zafiyete ve yanlışlığa ve giderek toplumsal
yozlaşmaya yol açar.
İşte bu ve benzeri
sebeplerle; rekabetçi bir ekonomi, temiz bir siyaset ve kamu idaresi, sağlam
bir sosyal yapı oluşturulmak isteniyorsa suç gelirleriyle ve suç gelirlerinin
aklanmasıyla etkin bir şekilde mücadele edilmelidir.
Bu bağlamda ülkemizde
aklama suçu ile mücadele konusunda oluşan ulusal bilincin ve uluslararası
yükümlülüklerimizin bir gereği olarak çıkarılan 13/11/1996 tarihli ve 4208
sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanunla "karapara"
kavramı ile "karapara aklama suçu" hukuk sistemimize dahil edilmiş ve
Maliye Bakanlığı teşkilat yapısı içerisinde Mali Suçları Araştırma Kurulu
Başkanlığı kurulmuştur.
Bugün gelinen noktada
inceleme, soruşturma ve yargı süreçlerinin çok uzun zaman alması,
soruşturmaların adli ve mali boyutunun eşzamanlı yürütülememesi, bu süreçlerde
ihtiyaç duyulan veri ve bilgi alt yapısının eksikliği ve uluslararası bilgi
değişiminde yaşanan zorluklar suçla mücadelede zafiyet yaratmıştır.
Ayrıca, aklama suçu ile
mücadelede önleyici tedbirlerin başarıyla uygulanabilmesi mali sektörle yakın
işbirliği yapılmasını gerektirmektedir. Ancak, 4208 sayılı Kanunda
yükümlülüklerini iyi niyetle yerine getiren gerçek ve tüzel kişilere hukuki ve
cezai koruma sağlayan ve bu kişilerin kimliklerinin açıklanmasını yasaklayan
hükümler bulunmaması bu işbirliğini zayıflatmış ve mali sektörden beklenen
düzeyde şüpheli işlem bildirimi alınamamasının nedenlerinden biri olarak görülmüştür.
Uluslararası ekonomik ve
finansal ilişkilerin daha önceki dönemlerle mukayese edilemeyecek derecede
artması ve teknolojinin sağladığı imkanlar nedeniyle ülke sınırlarını aşan
aklama tekniklerinin kullanılması, aklamayla mücadele konusunda ülkeleri daha
yoğun bir şekilde işbirliği yapmaya yöneltmiştir. Bunun sonucunda uluslararası
düzeyde yapılan ikili ve çok taraflı
andlaşmalarla uluslararası işbirliği ve dayanışma güçlendirilmiştir.
Bu konudaki ilk
uluslararası belge Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 27/6/1980 tarihli
toplantısında kabul edilen R(80)10 sayılı Tavsiye Kararıdır. Türkiye'nin
16/1/1996 tarihinde onayladığı "Uyuşturucu ve Psikotrop Maddeler
Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi" (Viyana Konvansiyonu)
ile 26/2/2003 tarihinde onayladığı "Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı
Birleşmiş Milletler Sözleşmesi" (Palermo Konvansiyonu) ise milletlerarası
ceza hukuku alanında bu tarihe kadar benimsenmiş kapsamlı uluslararası
sözleşmelerdir.
G-7 ülkelerinin Temmuz
1989'da yapılan zirve toplantısında da suç gelirlerinin aklanması ile mücadele
konusunda ulusal hukuk sistemlerinin geliştirilmesi, mevzuatların
uyumlaştırılması, mali sistemin rolünün güçlendirilmesi ve üye ülkeler arasında
sürekli bir işbirliğinin tesis edilmesi amacıyla Mali Eylem Görev Grubu
(Financial Action Task Force-FATF) kurulmuştur.
Türkiye'nin 1991 yılında
üye olduğu FATF'nin 1990 yılında yayınlanan üye ülkeleri bağlayıcı nitelikteki
(40) Tavsiye Kararı, yeni aklama teknik ve metotlarının gelişmesi üzerine 1996
ve 2003 yıllarında gözden geçirilerek yenilenmiştir. Diğer taraftan FATF'nin
2001 yılında yayınlanan (8) Özel Tavsiye Kararı ile terörizmin finansmanının
suç haline getirilmesi öngörülmüştür. FATF, 22 Ekim 2004 tarihinde, kuryeler
aracılığı ile para nakli konusunu düzenleyen
9 uncu Özel Tavsiyeyi yayınlamıştır. Revize edilen (40) Tavsiye Kararı
ile (9) Özel Tavsiye Kararı ülkelerin gerek aklama suçu gerekse terörizmin
finansmanıyla mücadele konusunda almaları gereken önlemleri içermektedir.
Ulusal gereklerin yanı
sıra uluslararası düzenlemeler de göz önünde bulundurularak hazırlanan Kanun
ile suçla mücadelede mali sektörle işbirliğinin güçlendirilmesi, güçlü bir
bilgi-veri sistemi kurulması, bu suretle mali bilgilerden hareketle suça ve
suçluya ulaşılması, yükümlülüklere uyumun takibinde etkinlik ve uluslararası
gelişmelere uyum sağlanması hedeflenmektedir.
Aklama suçunun
cezalandırılması ve soruşturulması konusunda temel ceza ve usul kanunlarının
uygulanması esası benimsendiğinden Kanunda bu yöndeki düzenlemelere yer
verilmemiştir. Zira 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, 4208 sayılı Kanunun 2 nci
maddesinde yer alan "karapara" ve "karapara aklama suçu"
tanımına karşılık gelmek üzere "suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini
aklama" başlıklı 282 nci madde düzenlenerek, aklama suçu özel bir kanundan
genel ceza kanununa alınmıştır. Aklama suçunun soruşturulması ve
kovuşturulmasına ilişkin hükümler ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda
düzenlenmiş bulunmaktadır.
Aklama suçu ile
mücadelede kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi ve daha etkin olunabilmesini
teminen uygulanacak usul ve esaslara ana hatları itibarıyla aşağıda yer
verilmiştir.
Kanunda Mali Suçları
Araştırma Kurumu, suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi konusunda görevli ve yetkili kılınmıştır. Kurumun
düzenleme, denetleme, koordinasyon ve veri toplama-analiz fonksiyonlarının
ifasında ihtisaslaşma ve etkinlik sağlanması hedeflendiğinden buna imkan veren
bir kurumsal yapı öngörülmüş ve bu sebeple Maliye Bakanlığının bağlı kuruluşu şeklinde
teşkilatlandırılması yoluna gidilmiştir.
Suç gelirlerinin
aklanmasıyla mücadeleye önemli katkıları bulunan ve Kanunda "yükümlü"
olarak tanımlanan gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülüklerini yerine
getirmelerinden dolayı hukuki ve cezai bakımdan hiçbir şekilde sorumlu
tutulamayacakları ve şüpheli işlem bildiriminde bulunanların kimliklerinin,
mahkemeler dışında, üçüncü kişi, kurum ve kuruluşlara bildirilemeyeceği hüküm
altına alınmıştır.
Yükümlüler ve yükümlüler
dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarından, belirlenecek usul ve esaslar dahilinde
devamlı bilgi istenebileceği öngörülmüş, ayrıca kanunları veya faaliyet
konuları gereğince, ekonomik olaylara, servet unsurlarına, vergi
mükellefiyetlerine, nüfus bilgilerine ve yasa dışı faaliyetlere ilişkin kayıt
tutan kamu kurum ve kuruluşlarının bilgi işlem sistemlerine Başkanlıkça erişim
sağlanmasına ilişkin yasal alt yapı oluşturulmuştur. Bu düzenlemelerle hızlı ve
güvenli bir bilgi akışının olduğu kapsamlı bir veri tabanı oluşturulması ve
verilerin hızlı ve isabetli bir biçimde analizi ve değerlendirilmesi suretiyle
suçla mücadeleye yönelik mali araştırmaların en kısa sürede sonuçlandırılması
amaçlanmıştır.
Yükümlülük denetimlerinin
herhangi bir Kanunla verilmiş yetkiye dayanarak yükümlüler nezdinde inceleme ve
denetim görevi yürüten denetim elemanları vasıtasıyla gerçekleştirilmesi
öngörülmüş, böylece yükümlülük denetimi gerçekleştirecek birimlerin kapsamı
genişletilerek yükümlülüklere uyumun takibinde
kurumsal kapasite güçlendirilmiştir.
4208 sayılı Kanunda tüm
yükümlülük ihlalleri için hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüştür. Aklama suçunu
önlemeye yönelik tedbirlerin alınmamasının bir yaptırımı olarak getirilen
yükümlülüklere aykırı davranışın cezası, aklama suçunun yaptırımıyla
karşılaştırıldığında ceza adaleti yönünden adil olmadığı tartışmasına yol
açmıştır. Ayrıca adli sürecin uzun olması, cezanın ertelenebilmesi gibi
hususlar yaptırımın etkinliğini azaltmıştır. Bu itibarla yükümlülüğe aykırı
davranışların cezalandırılmasında ikili bir ayrıma gidilmiş ve bazı
yükümlülüklere ilişkin olarak idari para cezası uygulaması benimsenmiştir.
Diğer taraftan terörle
mücadele amacını güden mevzuatta terörizmin finansmanını açıkça suç sayan
düzenlemeler bulunmadığından 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda değişiklik
yapılarak teröre maddi destek ve kaynak
sağlanması da suç olarak tanımlanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1- Suç gelirlerinin
aklanması ile mücadele konusunda oluşan ulusal bilincin yanı sıra taraf olunan
uluslararası andlaşmaların ve üyesi bulunulan girişimlerin de bir gereği
olarak, 19/11/1996 tarihinde 4208 sayılı Kanun yürürlüğe girmiş ve Ülkemiz
aklamayı suç sayan ülkeler arasında yerini almıştır.
Bugün gelinen noktada
uygulamadan ve mevzuat eksikliğinden kaynaklanan sıkıntıların bertaraf edilmesi
ve aklama suçuyla mücadele kapasitesinin geliştirilmesi suretiyle etkinlik
sağlanması için yeni bir kanun hazırlanması ihtiyacı doğmuştur. Kurumun
teşkilat yapısı, görev ve yetkilerini de düzenleyen Kanunun bu maddesi amacı
ortaya koymaktadır.
Madde 2- Maddede,
herhangi bir anlam karışıklığına yol açmamak amacıyla Kanunda geçen bazı kavram
ve kısaltmalara ilişkin tanım ve açıklamalara yer verilmiştir.
Maddede yer verilen yükümlü tanımı ile halihazırda 4208 sayılı
Kanuna istinaden çıkarılan ikincil mevzuatta tanımlanmış olan yükümlü
gruplarının kavranmasının yanı sıra mali piyasalardaki gelişmeler paralelinde
ortaya çıkacak veya zaman içerisinde uluslararası gerekler de dikkate alınarak
yükümlü tutulabilecek finansal aktörlerin ve diğer meslek gruplarının da
kapsama alınabilmesi hedeflenmiştir.
Madde 3- Madde ile düzenleme, denetleme, koordinasyon ve veri
toplama-analiz fonksiyonlarını etkin bir biçimde yerine getirebilmesi için Mali
Suçları Araştırma Kurumu, Maliye Bakanlığına bağlı kuruluş şeklinde
teşkilatlandırılmıştır.
Zira aklama suçu ile
mücadele kapsamında mali kurumlar ve mali olmayan iş ve meslek mensuplarına
getirilen yükümlülüklerle ilgili düzenlemeler, yükümlü gruplarının eğitimi ve
denetimi ile mali istihbarat birimi olarak üstlenilen özel önemi haiz diğer
görevlerin ifasında gerekli uzmanlaşma ihtiyacı Kurumun daire başkanlıkları
şeklinde örgütlenmesini gerekli kılmaktadır. Ayrıca Başkanlık bünyesinde hukuk
müşaviri istihdamına ihtiyaç duyulduğundan buna imkan veren bir teşkilat yapısı
öngörülmüştür.
Madde 4- Maddede Kurumun
suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi konusundaki görev ve yetkileri
belirtilmiştir.
Madde 5- Suç gelirlerinin
aklanmasıyla mücadele kapsamında etkili önleyici tedbirler geliştirilmesi ve bu
tedbirlerin uygulanmasında kurumlararası koordinasyonun sağlanması amacıyla
Maliye Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında, düzenleyici ve kanun uygulayıcı
otoritelerin üst düzey temsilcilerinden müteşekkil Koordinasyon Kurulu
kurulmuştur. Mali sistemin yasadışı fonlardan korunmasında finansal sektörle
yakın işbirliği tesis edilmesi temel amaç olduğundan bu işbirliğinin
bankacılık, sigortacılık, sermaye piyasaları alanında düzenleme ve denetim
yetkisine sahip kurumların da katkısıyla optimum seviyede sağlanması hedeflenmektedir.
Suç gelirlerinin
aklanmasının önlenmesine yönelik çalışmaların geniş kapsamlı olacağı hususu
dikkate alınarak, maddede bilgi ve görüşlerine ihtiyaç duyulan kurum ve
kuruluşlardan temsilcilerin de Kurul çalışmalarına katılabilmesine imkan
tanınmıştır. Böylece gerek duyulduğunda kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra
mesleki kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de
Koordinasyon Kurulu toplantılarına iştirakinin sağlanması amaçlanmıştır.
Madde 6- Maddede Mali
Suçları Araştırma Kurumu Başkanlığının ana hizmet, danışma ve yardımcı hizmet
birimlerinden oluştuğu hükme bağlanmıştır.
Madde 7- Maddede Başkanın
görev, yetki ve sorumlulukları düzenlenmiştir.
Madde 8- Maddede Başkana
yardımcı olmak üzere en fazla iki Başkan yardımcısı atanabileceği hükme
bağlanmıştır.
Madde 9- Maddede
Başkanlığın asli görevlerini hangi ana hizmet birimleri vasıtasıyla yerine
getireceğine yer verilmiştir.
Daire başkanlıkları,
Kurumun düzenleme, denetleme, koordinasyon ve veri toplama-analiz fonksiyonları
dikkate alınarak oluşturulmuş ve bu fonksiyonların ifasında gerekli
ihtisaslaşma ve etkinliğin sağlanması hedeflenmiştir.
Madde 10- Maddede ana
hizmet birimlerinden Düzenleme Daire Başkanlığının görevlerine yer verilmiştir.
Ana görevi suç
gelirlerinin aklanmasının önlenmesine yönelik politika ve stratejiler
geliştirmek, belirlenen politikalar çerçevesinde kanun, tüzük ve yönetmelik
tasarı ve taslaklarını hazırlamak, kanun ve yönetmeliklerin uygulanması
konusunda düzenlemeler yapmak, görev alanında diğer kurum ve kuruluşlarla ortak
çalışmalar yapmak, görüş ve bilgi alışverişinde bulunmak olan bu Daire
Başkanlığına Koordinasyon Kurulunun sekretarya hizmetlerini yürütmek görevi de
verilmiştir.
Madde 11- Maddede Uluslararası İlişkiler Daire Başkanlığının görevleri
düzenlenmiştir.
Kurumun faaliyet alanı ile ilgili olarak diğer ülke kurum ve
kuruluşlarıyla ve uluslararası kuruluşlarla ilgili işlemleri yürütecek olan
Daire Başkanlığı, Kurumun bu kuruluşlarla yapacağı müzakerelerin koordinasyonu
ve uluslararası düzenlemelerin takibinden sorumlu olup uluslararası alandaki
düzenlemeleri Kurumun ve diğer kurum ve kuruluşların kullanımına sunacaktır.
Yabancı ülkelerdeki muadil kurumlarla bilgi ve belge değişiminde bulunmak, bu
amaçla imzalanacak mutabakat muhtıralarına ilişkin çalışmaları yürütmek de
Daire Başkanlığının görevleri arasındadır.
Madde 12- Maddede Veri Yönetimi ve
Değerlendirme Daire Başkanlığının görevleri düzenlenmiştir.
Başkanlığın suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi konusundaki
görevini hızlı ve etkin bir şekilde yerine getirebilmesi için Kurumun amaç ve
ihtiyaçlarına uygun bilgi işlem sistemleri kurulması, veri tabanları
oluşturulması, yazılım ve donanım alt yapısı ile ilgili tüm işlerin yürütülmesi
ve koordinasyonu gerekmektedir. Zira suç gelirlerinin aklanmasıyla mücadelede başarı sağlanması güçlü ve
güvenli bir veri tabanı ve bilgi
sisteminin varlığını zorunlu kılmaktadır. Maddede bu Daire Başkanlığının
yukarıda belirtilen konularla birlikte gerekli verileri toplayacağı ve
bildirimleri alarak analiz edip değerlendireceği, suç gelirlerinin aklanması
alanındaki gelişmeleri takip ederek tipolojiler oluşturacağı, aklama suçunun
önlenmesi ve ortaya çıkarılmasına yönelik analiz yöntemleri geliştireceği
belirtilmek suretiyle görevleri tanımlanmıştır.
Madde 13- Maddede Denetim ve Eğitim Daire Başkanlığının görevleri
düzenlenmiştir.
Suç gelirlerinin
aklanmasının önlenmesi bakımından yükümlü gruplarının yeterli eğitimi almaları
ve yükümlülüklerini yerine getirmeleri büyük önem arz etmektedir. Bu itibarla
yükümlülerin denetimi ve eğitimi konularında sorumlu olmak üzere Denetim ve
Eğitim Daire Başkanlığı kurulmuştur.
Daire Başkanlığı ayrıca, suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi
alanındaki ulusal ve uluslararası düzenlemeler ve uygulamalar konusunda diğer
kurumlar nezdinde yürütülecek eğitim faaliyetlerini koordine etmek, Başkanlık
teşkilatının hizmet içi eğitim planlarını hazırlamak, uygulamak ve
değerlendirmek, suç gelirlerinin aklanmasını önlemek amacıyla sektörel
çalışmalar yapmak, bu suretle risk alanlarını tespit etmek, önlemler
geliştirmek ve uygulamanın izlenmesi konusunda önerilerde bulunmak, kamuoyu
duyarlılığı ve desteğini artırmaya yönelik çalışmalar yapmakla görevlidir.
Madde 14- Maddede
Başkanlığın danışma birimlerine yer verilmiştir.
Madde 15- Maddede
Strateji Geliştirme Daire Başkanlığının görevleri düzenlenmiştir.
Madde 16- Maddede Hukuk
Müşavirliğinin görevleri düzenlenmiştir.
Madde 17- Maddede Basın
ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinin görevleri düzenlenmiştir.
Madde 18- Maddede
Başkanlığın yardımcı hizmet birimine yer verilmiştir.
Madde 19- Maddede İnsan
Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığının görevleri düzenlenmiştir.
Madde 20- Maddede Başkan
yardımcıları ve daire başkanlarının başkanın önerisi üzerine Bakan, bunlar
dışında kalan personelin ise Başkan tarafından atanacağı hususu ile Başkan,
Başkan yardımcısı ve daire başkanı kadrolarına yapılacak atamalara ilişkin
genel ve özel şartlar belirlenmiştir.
Başkanlık teşkilatında
görevlendirilecek personelin atanma ve görevde yükselme usul ve esaslarının
Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
Madde 21- Maddede mali
suçları araştırma uzman ve uzman yardımcılığına atanmaya ilişkin hükümlere yer
verilmiş, uzman ve uzman yardımcılarının görev, yetki ve sorumlulukları ile
mesleğe alınma, meslekte yükselme, çalışma esas ve usullerine ilişkin
hususların Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hükme
bağlanmıştır.
Madde 22- Maddede kimlik
tespiti yükümlülüğü düzenlenmiş olup buna göre yükümlüler, nezdinde yapılan
veya aracılık ettikleri işlemlerde işlem yapılmadan önce, işlem yapanlar ile
nam veya hesaplarına işlem yapılanların kimliklerini tespit etmek zorundadır.
34 üncü maddede yer alan
düzenleme uyarınca yükümlüler nezdinde veya aracılığıyla yapılacak kimlik
tespitini gerektiren işlemlerde, kendi adına ve fakat başkası hesabına hareket
eden kimse, bu işlemleri yapmadan önce kimin hesabına hareket ettiğini
yükümlülere yazılı olarak bildirmek zorunda olduğundan; hesaplarına işlem
yapılanların kimlik tespiti, işlem yapanların bu durumu yazılı olarak
bildirmesi halinde söz konusu olacaktır.
Kimlik tespitine esas
belge nevilerini belirlemeye Başkanlık yetkili olup, kimlik tespiti yükümlüğü
ile ilgili usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
Madde 23- Maddede şüpheli
işlem bildirim yükümlülüğü düzenlenmiş olup buna göre yükümlüler nezdinde veya
bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu
malvarlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla
kullanıldığına dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir
hususun bulunması halinde bu işlemlerin Başkanlığa bildirilmesi zorunluluğu
getirilmiştir.
Maddede işleme konu
malvarlığının yasadışı amaçlarla kullanıldığına dair bilgi, şüphe veya şüpheyi
gerektirecek hususların da Başkanlığa bildirilmesi öngörülmüş ve bu suretle
özellikle terörün finansmanının aklama yöntemleri kullanılarak gizlenmesi
hususunun şüpheli işlem bildirim sistemi ile kavranması hedeflenmiştir.
Madde 24- Maddede
yükümlülerin eğitim, iç denetim, kontrol ve risk yönetim sistemleri oluşturmak
ve yükümlülüklere uyumu sağlamak üzere idari düzeyde görevli tayin etmek de
dahil gerekli tedbirleri alma zorunlulukları düzenlenmiştir.
Madde 25- Suç
gelirlerinin aklanmasıyla mücadele kapsamındaki değerlendirmelerde ve
uygulamaya ilişkin stratejilerin belirlenmesinde yararlanılacak verilerin elde
edilmesi amacıyla yükümlülerin taraf oldukları veya aracılık ettikleri belli
bir tutarı aşan işlemleri belirlenecek usul ve esaslar dahilinde Başkanlığa
bildirmeleri öngörülmektedir.
Madde ile ayrıca kamu
kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki kurum ve kuruluşların bazı
bilgileri devamlı olarak Başkanlığa göndermelerini sağlayacak yasal alt yapı
oluşturulmaktadır.
Madde 26- Maddede kamu
kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan
kuruluşların, Başkanlık ile bu Kanun kapsamında yükümlülük denetimi yapacak
denetim elemanlarına gerekli kolaylığı sağlama ve istenen bilgi ve belgeleri ve
bunlara ilişkin her türlü ortamdaki kayıtları verme yükümlülüğü düzenlenmiştir.
Madde 27- Yapılan düzenlemeyle yükümlülere,
yükümlülüklerine ve işlemlerine ilişkin defter, belge ve kayıtları muhafaza ve
yetkililerce istendiğinde ibraz etmek mecburiyeti getirilmektedir.
Madde 28- Suç
gelirlerinin aklanmasıyla mücadelede başarıya ulaşılabilmesi, değerlendirme
sürecinde en az aklayıcılar kadar hızlı hareket etme kabiliyetine sahip
olunmasıyla yakından ilgilidir.
Mevcut durumda ihtiyaç
duyulan bilgilerin uygun sürede temini mümkün olmamakta ve bu husus
çalışmalardan sonuç alınmasını güçleştirmektedir. Gerekli bilgilere erişim
sağlandığı takdirde yazışmaların yol açtığı zaman ve emek kaybının önüne
geçilirken, elektronik erişim sayesinde olayın üçüncü kişilerce öğrenilmesi de
engellenmiş olacağından değerlendirmeler sırasında gizliliğin korunması suretiyle
kişilerin haklarının zedelenmesi önlenmiş olacaktır.
Madde 29- 4208 sayılı
Kanunda şüpheli işlem bildiriminde bulunan kişileri koruyucu özel bir hükmün
yer almaması, bildirim sayısını olumsuz yönde etkilediği için, aklama suçuyla
mücadelede önemli bir zafiyet oluşturmaktadır. Ayrıca bu durum FATF'nin 14 üncü
Tavsiyesi ile de uyumsuzluk göstermekte ve eleştiri konusu yapılmaktadır.
Maddede, yükümlülüklerini yerine getiren gerçek ve tüzel kişilerin hiçbir
şekilde hukuki ve cezai sorumluluğa tabi tutulmaması; şüpheli işlem
bildiriminde bulunanlar hakkında mahkeme dışında, üçüncü kişi, kurum ve
kuruluşlara bilgi verilmemesi; bu kişilerin kimliklerinin saklı tutulması ve
güvenliklerinin sağlanması için mahkemece gerekli önlemlerin alınması
öngörülmüştür.
Madde 30- Maddede bu
Kanun ve bu Kanuna dayanılarak yapılacak düzenlemelerle getirilen
yükümlülüklerin denetiminin Kanunun 2 nci maddesinde tanımlanan denetim
elemanları vasıtasıyla yerine getirileceğine dair hüküm yer almaktadır. Böylece
yükümlülük denetimini gerçekleştirecek birimlerin kapsamı genişletilerek
yükümlülüklere uyumun takibinde kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi
hedeflenmiştir.
Madde 31- Aklama
suçlarının genellikle sınır aşan özelliğe sahip olması, bu suçların takibinde
uluslararası işbirliği yapılmasını zorunlu kılmaktadır.
Aklama sürecinin
uluslararası boyutuyla birlikte ortaya çıkarılabilmesi için diğer ülkelerden
bilgi sağlanması bir zorunluluk arz etmekte, ancak bu taleplerin adli
yardımlaşma hükümleri çerçevesinde karşılanmaya çalışılması uzun zaman almakta
ve çoğu kez adli istinabe için yeterli unsurlar oluşmadığından bilgiye
ulaşılması mümkün olamamaktadır. Bu sebeple son on yıl içinde uluslararası
alanda idari düzeyde istihbari amaçlı bilgi değişimi önem kazanmıştır. Bu
kapsamda, ülkelerin mali istihbarat bilgilerini paylaşmalarını sağlamak
amacıyla oluşturulan EGMONT Grubunda ülkemizi MASAK temsil etmektedir. Bu
çerçevede Başkanlığa çeşitli ülkelerin mali istihbarat birimlerinden talepler
geldiği gibi, Başkanlık tarafından da diğer ülkelerden bilgi talebinde
bulunulmaktadır.
Maddede, idari düzeyde
bilgi değişimi ve işbirliğinin gerçekleştirilmesi amacıyla doğrudan yabancı
ülkelerdeki muadil kurumlarla yapılacak olan ve mutabakat muhtırası olarak
adlandırılan andlaşmaların Mali Suçları Araştırma Kurumu Başkanınca
imzalanacağı, imzalanan andlaşmaları değiştirmeye yine Mali Suçları Araştırma
Kurumu Başkanının yetkili olacağı, imzalanacak mutabakat muhtıraları ve
değişikliklerin Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe gireceği hususları
düzenlenmiştir.
Mutabakat muhtıraları
uluslararası andlaşma niteliğinde olmayıp ülke kanunlarında bir değişiklik
yapılmasını gerektirmemekte, idari düzeydeki karşılıklı bilgi değişiminin
iyiniyet esasları çerçevesinde gerçekleştirilmesini amaçlamaktadır.
Madde 32- Maddede, suç
gelirlerinin aklanmasının önlenmesinde, önleyici tedbirler kapsamında Kanunun
22, 23, 24 ve 25 inci maddelerinde yer alan yükümlülüklerini yerine getirmeyen
yükümlülere Başkanlıkça idari para cezası verilmesi öngörülmüştür.
Yükümlülerin faaliyet
alanları dikkate alınmak suretiyle; mali sektörde faaliyet gösteren ve işletme
büyüklüğü ve faaliyet konuları farklılık arz eden yükümlü gruplarından banka,
özel finans kurumu, finansman şirketi, faktoring şirketi, ikrazatçı, finansal
kiralama şirketi, sigorta ve reasürans şirketi, emeklilik şirketi, sermaye
piyasası kurumu ve yetkili müesseseler için idari para cezasının üç kat
artırılarak uygulanması öngörülmüştür.
Kimlik tespiti
yapılmasını ve şüpheli işlem bildiriminde bulunulmasını öngören 22 ve 23 üncü
maddelerdeki yükümlülüklere uyulmaması durumunda yükümlülüğü yerine getirmeyen
görevliye de idari para cezası kesilmesi öngörülerek şahsi sorumluluk
getirilmiştir.
Sermaye Piyasası Kanunu
ve Bankalar Kanunundaki hükümlere paralel olarak, idari para cezalarının
verilmesini gerektiren aynı fiillerin beş yıllık bir zaman dilimi içerisinde
tekrarı halinde, verilen para cezasının artırılarak uygulanması prensibi
benimsenmiştir.
Yükümlülüğün ihlal
edildiği takvim yılını takip eden yılın başından itibaren beş yıl geçtikten
sonra idari para cezası kesilemeyeceği hükmü ile bu konudaki tahakkuk
zamanaşımı süresinin beş yıl olduğu belirtilmiştir.
Madde 33- Maddede Kanunun
26 ncı maddesindeki bilgi ve belge verme ile 27 nci maddesindeki muhafaza ve
ibraz yükümlülüklerinin yerine
getirilmemesi halinde uygulanacak adli cezalar ve tüzel kişiler için bunlara
özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Madde 34- Maddeyle yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığı ile
yapılan işlemlerde, işlemin esas sahibinin kimliğinin gizli tutulmasının
önlenmesi amaçlanmıştır. Kişilerin kendi adına ve fakat başkası hesabına işlem
yapması ancak bunu gizlemesi durumunda, kimlik tespit yükümlülüğü ile
hedeflenen amaca tam olarak ulaşılamamaktadır. Bu nedenle işlemi yapan kişinin
başkası hesabına hareket etmesi halinde bu durumu yükümlülere yazılı olarak
bildirmesi, aksi takdirde cezalandırılması hüküm altına alınmıştır.
Madde 35- Sınır aşan
fiziki fon hareketleri tamamen yasal gerekçelere dayanabileceği gibi suç
gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı amacıyla başvurulan bir yöntem
de olabilir. Bu durumun ortaya çıkarılması ve engellenmesinin en etkili
yollarından birisi nakledilmeye çalışılan bu kapsamdaki değerlerin fiziki nakil
anında tespit edilmesi ve hareketinin durdurulmasıdır.
Nakit para veya bunlarla ödemeyi sağlayan belgelerin sınır ötesi
fiziki naklinin kontrolüne yönelik maddenin amacı, suç gelirlerinin
aklanmasının ve terörün finansmanının önlenmesi konularında ülke sınırlarında
da etkili tedbirlerin alınmasını sağlamak olduğundan, getirilen hüküm,
sermayenin serbest dolaşımına bir engel teşkil etmeyecektir. Bilakis yasa dışı
yollardan elde edilen veya teröre yönlendirilen fonların yasal sistem içinde
kullanılabilirliğinin önlenmesini amaçlayan tedbirler, toplumsal ve ekonomik
güven ortamının oluşmasına katkı sağlayacağından yatırımları olumlu yönde
etkileyecektir.
Ayrıca ülkemizin de üyesi olduğu FATF'nin Ekim 2004
Genel Kurul toplantısında kabul edilen, sınır ötesi nakit taşıyıcılar
konusundaki 9 uncu Özel Tavsiye'de "Ülkeler, nakit para ve para yerine
geçen finansal araçların fiziksel sınır ötesi naklini tespit etmek için
açıklama veya beyan yükümlülüklerini de içeren önlemler almalıdır ve yanlış
beyan ya da açıklama yapan kişilerle ilgili olarak etkili, orantılı ve
caydırıcı yaptırımların uygulamaya konmasını sağlamalıdır" denilmektedir.
Dolayısıyla, madde ile tavsiyenin öngördüğü gereklere de uyum sağlanmış
olacaktır.
Madde 36- 5271 sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununun 123 üncü maddesinde eşya ve kazanç müsaderesinin
konusunu oluşturan malvarlığı değerlerinin muhafaza altına alınacağı öngörülmekle
birlikte 128 inci maddesi taşınmazlara, hak ve alacaklara el koymayı daha
detaylı şekilde ancak sınırlı sayıda suç için düzenlemiş, bunlar arasında Türk
Ceza Kanununun "Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama"
başlıklı 282 nci maddesine yer verilmemiştir.
Zira, 128 inci maddenin
uygulanabilmesi için el konulabilecek malvarlığı değerlerinin soruşturma veya
kovuşturma konusu suçtan elde edilmiş olması şartı aranmaktadır. Halbuki aklama
suçu dolayısıyla tedbire konu olacak malvarlığı değeri; çoğunlukla aklama
suçundan elde edilmemiş, cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis
cezasını gerektiren bir suçtan elde edilerek aklama suçunun konusunu oluşturmuş
değerdir. Bu itibarla Ceza Muhakemesi Kanununun 128 inci maddesi kapsamı
bakımından aklama suçuna uygulanabilecek bir hüküm niteliği arz etmemektedir.
Ancak kimi zaman şüpheli işlem bildirimine konu malvarlığı hareketleri ile
ilgili olarak kısa sürede doğrudan bir suçla bağlantı kurma imkânı
bulunmadığından, bu malvarlığı değerlerinin kaçırılmasını önlemek amacıyla acil
olarak bu değerlere el konulması zorunluluğu doğmaktadır.
Bu nedenle maddede,
aklama suçunun işlendiğine dair kuvvetli şüphenin varlığı halinde malvarlığı
değerlerine Ceza Muhakemesi Kanunundaki usuller dairesinde tedbir
uygulanabilmesine imkân sağlanmıştır.
Madde 37- Aklama suçu ile
ilgili suç istatistiklerinin oluşturulması, ulusal ve bölgesel bazda aklama
eğilimlerinin ortaya çıkarılması amacıyla bu suçtan dolayı yapılan soruşturma
sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya düzenlenen
iddianamenin, kovuşturma sonucunda verilen hükmün ve el koyma kararının bir
örneğinin kararın veya hükmün verildiği, iddianamenin düzenlendiği ayı takip
eden ayın sonuna kadar ilgili Cumhuriyet savcılıkları ve mahkemelerce
Başkanlığa gönderileceği hükmü getirilmiştir.
FATF'nin 32 nci
Tavsiyesinde de ülkelerin aklama suçu ve terörün finansmanıyla mücadelede,
sistemlerinin etkinliğini yukarıdaki bilgileri de içerecek istatistikler
yoluyla değerlendirmeleri gerektiği belirtilmiştir.
Madde 38- Mali Suçları
Araştırma Kurumunun yüklendiği görevleri etkin bir şekilde yerine getirebilmesi
için ihtiyaç duyduğu kadrolara ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir.
Madde 39- Madde ile 178
Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamede değişiklik yapılarak Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı,
Maliye Bakanlığı ana hizmet birimleri arasından çıkarılmış ve bağlı kuruluşlar
bölümüne Mali Suçları Araştırma Kurumu Başkanlığı olarak eklenmiş, 5018 sayılı
Kanuna da gerekli ilave yapılmıştır.
Ayrıca, Başkanın atanmasıyla ilgili olarak 2451 sayılı
Kanunda gerekli düzenleme yapılmıştır.
Madde 40- Mali Suçları
Araştırma Kurumu Başkanı, Başkan yardımcısı ve daire başkanı için görev, yetki
ve sorumlulukları ile mütenasip özlük ve mali haklara ilişkin hükümlere yer
verilmiştir.
Madde 41- Mevzuatımızda
terörle mücadele amacını güden hükümlerin terörizmin mali boyutunu tam olarak
kavramamış olması ve terör eylemlerinin desteklenmesine yönelen fonların müsaderesine
ilişkin hükümlerin eksikliği, terörizmin finansmanını açıkça suç sayan
düzenlemelerin yapılmasını gerektirmiştir.
Bu nedenle, 3713 sayılı
Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinde yer alan terör örgütü mensuplarına
yardım fiilinden ayrı olarak Kanuna eklenen 7/A maddesi ile terörizmin
finansmanı suçu düzenlenmiştir.
Bu düzenleme ile,
Türkiye'nin 27/9/2001 tarihinde imzaladığı ve 1/3/2002 tarihinde onayladığı
"Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Birleşmiş Milletler
Sözleşmesi"ne uyum sağlanmış olmaktadır.
Madde 42- Gerek bu
Kanunla gerekse 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunuyla düzenlenen konulara ilişkin olarak 4208 sayılı Kanunda yer alan ve
maddenin (a) bendinde belirtilen hükümler yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca maddenin (b) bendinde yapılan düzenleme ile 4208
sayılı Kanunun 2/a ve 2/b maddelerinde tanımlanan kavramların, 5237 sayılı Türk
Ceza Kanununun 282 nci maddesindeki kavramlara uyumu sağlanmıştır.
Madde 43- Bu Kanunun 2
nci maddesinin (g) ve (h) bendi ile 5, 22, 23, 25 26, 30, 34 ve 35 inci maddelerinde belirtilen hususlara ilişkin
usul ve esasların, Kanunun yayım tarihini izleyen altı ay içinde Bakanlar
Kurulunca çıkarılacak yönetmeliklerle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
Madde 44- Bu Kanuna göre
belirlenecek yükümlülüklerle ilgili maktu tutarların, enflasyon nedeniyle
etkisiz kalmasını önlemek için, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca tespit ve
ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanmasına yer
verilmiştir.
Geçici Madde 1- Maddede,
4208 sayılı Kanunun ilgili maddelerinin yürürlükten kaldırılması sebebiyle
Kurulun kadrolarında bulunan personelin bir hak kaybına uğramadan aynı unvan ve
kadrolara atanmasının yanı sıra Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla
Bakanlığa ait personelden fiilen Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığında
görev yapan (2/5/2005 tarihi itibarıyla otuzbir kişi) personelin hiçbir işleme
gerek kalmaksızın Kurumda aynı usulle görevlendirilmiş sayılacaklarına dair
düzenlemeye yer verilmiştir.
Geçici Madde 2- Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 4208 sayılı Kanun uyarınca devam
etmekte olan araştırma ve incelemelerle ilgili olarak herhangi bir aksaklığa
meydan verilmemesini teminen, incelemelerin aynı usul ve esaslara göre
yürütülmesi hususu düzenlenmiştir.
Geçici Madde 3- Madde
ile, yeni düzenlemeler yapılıncaya kadar doğabilecek mevzuat boşluğunun
önlenmesi bakımından, Kanunda öngörülen düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar,
mevcut düzenlemelerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam
olunması öngörülmüştür.
Ayrıca, diğer mevzuatta
Mali Suçları Araştırma Kuruluna yapılmış atıfların Kuruma yapılmış sayılması
öngörülmüştür.
Geçici Madde 4- Madde
ile, Maliye Bakanlığına ait her türlü taşınır mallar, araç, gereç, malzeme,
demirbaş ve taşıtlardan Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığınca
kullanılanların hiçbir işleme gerek kalmaksızın Kuruma devredilmiş, taşınmaz
malların ise tahsis edilmiş sayılması, harcamaların Mali Suçları Araştırma
Kurulu Başkanlığına ait ödeneklerden karşılanması ve Kanunun uygulanmasında
teşkilat, personel, kadro, demirbaş devri ve benzeri hususlarda ortaya
çıkabilecek sorunları gidermeye Maliye Bakanının yetkili olması
öngörülmektedir.
Geçici Madde 5- Muhtemel
hak kayıplarının önlenmesi amacıyla, Kanunun 21 inci maddesinin ikinci
fıkrasında mali suçları araştırma uzmanlığına atanmak için aranan belli
seviyede yabancı dil bilme şartının, halihazırda Mali Suçları Araştırma
Kurulunda uzman yardımcısı olarak görev yapanlara uygulanmayacağı öngörülmüştür.
Madde 45-Yürürlük
maddesidir.
Madde 46-Yürütme
maddesidir.
Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu Raporu
|
Türkiye
Büyük Millet Meclisi |
|
|
Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu |
29/12/2005 |
|
Esas No.:
1/1053 |
|
|
Karar
No.: 3 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Maliye Bakanlığı'nca hazırlanarak, 9/6/ 2005 tarihinde
Başkanlığınıza sunulan, "Mali Suçları Araştırma Kurumunun Teşkilat ve
Görevleri ile Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı", Başkanlığınızca, 15/6/2005 tarihinde, esas komisyon olarak Plan
ve Bütçe Komisyonuna; tali komisyon olarak da, Adalet Komisyonu ile Komisyonumuza havale edilmiştir.
Komisyonumuz, 29/12/2005 tarihli beşinci toplantısında, Maliye
Bakanlığı, Merkez Bankası ile Avrupa Birliği Genel Sekreterliği temsilcilerinin
de katılımıyla Tasarıyı inceleyip görüşmüştür.
Tasarı ile Mali Suçları Araştırma Kurumunun teşkilat, görev ve
yetkileri ile suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesine ilişkin usul ve esaslar
düzenlenmektedir.
Komisyonumuzda Tasarının
geneli üzerinde yapılan görüşmeler sırasında, şu görüşler ileri sürülmüştür:
- Ülke ekonomilerinin
gelişmelerine paralel olarak işlenen suçların niteliğinde de farklılaşmalar
görülmektedir. Klasik suçlara oranla ekonomik suçlarda daha fazla bir artış
gözlemlenmektedir. Suçların niteliğindeki ve saikindeki değişmeye paralel
olarak suç ile mücadele anlayış ve yöntemlerinin de geliştirilmesinin yanı sıra
bu tür ekonomik suçlar için ayrı bir uzmanlık alanının yaratılması
gerekmektedir.
- Suçtan gelir elde
edilmesiyle ve bu gelirlerin aklanmasıyla mücadele toplumun ekonomik, mali,
siyasi, sosyal, ve ahlaki yapısını korumak bakımından önemlidir. Bu nedenle
toplumda rekabetçi bir ekonomi, temiz bir siyaset ve kamu idaresi sağlam bir
sosyal yapı oluşturulmak isteniyorsa suç gelirleriyle ve suç gelirlerinin
aklanmasıyla etkin bir şekilde mücadele edilmelidir.
- Yargı sürecinin gereğinden fazla uzun sürdüğü, soruşturmaların
adli ve mali boyutunun eşzamanlı olarak yürütülemediği ülkemizde, ihtiyaç
duyulan veri ve bilgi alt yapısının eksikliği ve uluslararası bilgi
transferinde yaşanan zorluklar ekonomik suçlarla mücadelede zafiyet
yaratmaktadır.
- Uluslararası ekonomik
ve finansal ilişkilerin günümüzde, eskiyle kıyaslanmayacak derecede artması ve
teknolojinin sağladığı imkanlar sayesinde ülke sınırlarını aşan aklama
tekniklerinin kullanılması, aklamayla mücadele konusunda ülkeleri birbirleriyle
daha yoğun bir şekilde işbirliği yapmaları gerektiğini ortaya koymuştur.
- Avrupa Birliği
bünyesinde karaparanın aklanmasıyla mücadele konusunda yapılan ilk düzenleme,
1991 yılında yayınlanan 91/308/EEC sayılı Konsey Direktifi'dir. Direktif, temel
olarak Viyana Sözleşmesi ve FATF 40 Tavsiyesi esas alınarak hazırlanmıştır.
- Söz konusu Direktifte;
suçtan elde edilen gelirlerin kredi ve finans kurumlarının kullanımı yoluyla
aklanmasının mali sistemin sağlamlığını ve istikrarını ciddi bir şekilde tehdit
edeceğini belirtilerek bu suçla etkin mücadele için uluslararası sözleşme ve
düzenlemelerin uyumlu olması gerektiği ifade edilmiştir.
Devam eden görüşmeler sırasında Komisyon Üyelerimiz, Tasarının
Avrupa Birliği Müktesebatı'nın içselleştirilmesi hususunda AB isteklerini
karşılayıp karşılamadığı sorusu üzerine, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği
yetkilisi; 2005 yılının ekim ayında çıkarılan en son AB Direktifi'nin, bundan
önceki direktiflerde düzenlenen hükümleri genişlettiğini, detayların ise
Bakanlar Kuruluna yetki verilmek suretiyle genelgelerle düzenleneceğini ve bu
nedenle görüşülmekte olan Tasarı'nın bu haliyle Müktesebat'ın içselleştirilmesi
açısından genel itibariyle yeterli olduğunu ifade etmiştir.
Geneli üzerindeki
görüşmelerin ardından, Tasarı ve gerekçesi Komisyonumuzca benimsenerek
maddelerin görüşülmesine karar verilmiştir.
Tasarının bütün maddeleri
aynen kabul edildiğinden, ayrı bir metin düzenlenmesine gerek görülmemiştir.
Raporumuz, Plan ve Bütçe
Komisyonuna sunulmak üzere saygı ile arz olunur.
Başkan |
Sözcü |
Kâtip |
|
|
Yaşar Yakış |
Öner Gülyeşil |
Nevin Gaye Erbatur |
|
Düzce |
Siirt |
Adana |
|
|
|
(Muhalefet şerhi) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Necdet Budak |
Zekeriya Akçam |
Mehmet Ceylan |
|
Edirne |
İzmir |
Karabük |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Aydın Dumanoğlu |
Afif Demirkıran |
Fatma Şahin |
|
Trabzon |
Batman |
Gaziantep |
KARŞI OY YAZISI
Suç gelirlerinin aklanmasını önlemek
amacıyla Maliye Bakanlığı bünyesinde görev yapan Mali Suçları Araştırma
Kurulunun yerine, Maliye Bakanlığının bağlı kuruluşu olarak Mali Suçları
Araştırma Kurumu kurulması amacıyla hazırlanan “Mali Suçları Araştırma
Kurumunun Teşkilat ve Görevleri ile Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı”na aşağıdaki nedenlerle karşıyım.
1- Tasarının 40 ıncı maddesi ile; 657
sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli (II) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin “2-
Yargı Kuruluşları, Bağlı ve İlgili Kuruluşlar ile Yüksek Öğretim Kuruluşlarında”
bölümüne, “Genel Müdür Yardımcısı” ibaresinden sonra gelmek üzere “Mali Suçları
Araştırma Kurumu Başkan Yardımcısı”, “Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Daire
Başkanı” ibaresinden sonra gelmek üzere “Mali Suçları Araştırma Kurumu Daire
Başkanı” ibaresi eklenmiştir.
Böylece, Mali Suçları Araştırma Kurumu
Başkan Yardımcıları ile Mali Suçları Araştırma Kurumu Daire Başkanlarına 3600
ek gösterge verilmesi olanağı yaratılmıştır.
Bu düzenlemeler, Mali Suçları Araştırma
Kurumu Başkan Yardımcısı ile Mali Suçları Araştırma Kurumu Daire Başkanlarının,
bürokratik hiyerarşide genel müdür yardımcısı düzeyinde düşünüldüğünü
göstermektedir.
2451 sayılı “Bakanlıklar ve Bağlı
Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanun”un 2 nci maddesi ve bu Yasaya ekli (2)
sayılı cetvelde, genel müdür yardımcıları ve daha üst düzey yöneticilerin
atamalarının ortak kararname ile yapılacağı kurala bağlanmıştır.
Mali Suçları Araştırma Kurumu ile diğer
kamu kurum ve kuruluşları arasında üst düzey görevlilerin atama yöntemi
yönünden farklılık yaratılarak, Cumhurbaşkanının imzasını gerektirmeyen bir
yöntem öngörülmektedir. Bu görevliler Tasarının 20 nci maddesinde yer alan
düzenlemeye göre, Mali Suçları Araştırma Kurumu Başkanının önerisi üzerine
Maliye Bakanı tarafından atanacaktır.
Kuvvetler ayrılığının benimsendiği
Anayasamızda, yasama ve yargının yürütme organı üzerindeki denetim yetkisi ve
bu yetkinin kullanılma biçim ve sınırları çeşitli maddelerde kurala
bağlanmıştır. İktidar gücünün çoğunluk egemenliğine dönüşmesinin parlamenter
demokratik sistemi zedeleyeceğini öngören anayasa koyucu, bununla yetinmemiş,
Cumhurbaşkanına denetim yetkisi vermiştir.
Anayasanın 8, 104 ve 105 inci maddesinde
yer alan düzenlemeler, Cumhurbaşkanının, aynı zamanda yürütmenin de başı
olduğunu, kararnameleri imzalama yolu ile iktidar gücünü denetleyerek, bu güç
ile kamu politikalarının oluşması ve uygulanmasında görev alan üst düzey kamu
görevlileri arasındaki dengeyi sağlaması gerektiğini göstermektedir.
Cumhurbaşkanının bu görev ve yetkisi, bir
siyasal partinin tek başına iktidar olduğu ve yasama organında çoğunluğu elde
bulundurduğu dönemlerde, çok daha gerekli olmaktadır. Çünkü, bu dönemlerde,
özellikle üst düzey kamu görevlileri siyasal güce karşı çok daha korunmasız
kalmaktadır.
Anayasada yer alan kurallar, üst düzey
kamu görevlilerine ilişkin atamaların, hukuksal geçerlilik kazanabilmesi için
Cumhurbaşkanınca da imzalanmasını zorunlu kılmaktadır.
Devlet organlarının düzenli çalışması,
yönetimde istikrarın sağlanmasıyla olanaklıdır. Yönetimde istikrar ise, kamu
görevlilerine sağlanacak güvenceyle gerçekleştirilebilir.
Cumhurbaşkanının, kamu hizmetlerinde
sürekliliği ve istikrarı sağlayan üst düzey görevlilerin atamalarında imzasının
bulunması, kimi haksız işlemlerin, siyasal nitelikli atamaların önlenmesi ve
dolayısıyla kamu yararı ve kamu hizmetinin gerekleri yönünden de gereklidir.
Kamu yararına uygun olmayan bu düzenleme
Anayasaya da aykırı olduğu için, taslağın 20 nci maddesindeki düzenleme
değiştirilmeli ve bu görevlilerin de üçlü kararname ile atanmaları
sağlanmalıdır.
2- Maliye Bakanlığı
bünyesinde görev yapan Mali Suçları Araştırma Kurulunun yerine, Maliye
Bakanlığının bağlı kuruluşu olarak Mali Suçları Araştırma Kurumu kurulması ile;
daha önce olmayan 6 adet daire başkanı, 3 adet hukuk müşaviri, 1 adet Basın ve
Halkla İlişkiler Müşaviri, 6 adet istatistikçi kadrosu ihdas edilmiş ve daha
önce var olan Programcı, Çözümleyici, Mali Suçları Araştırma Uzmanı, Mütercim,
Şef, Memur gibi kadroların sayısı artırılmak suretiyle toplam 119 kadro iptal
edilmiş, buna karşılık 245 kadro ihdas edilmiştir. AKP’nin, bu türden teşkilat
yasalarını kadrolaşma fırsatı olarak gördüğünü gösteren çok sayıda örnek
vardır. Bu yeni kurumun atamalarında da kadrolaşma istekleri doğrultusunda
atamalar yapılması olasılığı çok yüksektir. Mali Suçları Araştırma Kurumunun
üst düzey görevlerine atanmada Cumhurbaşkanının devre dışı bırakılması bu
bakımdan anlamlıdır. Sadece üçlü kararnameye tâbi olması gereken görevliler
açısından değil, bunların astlarının da güvencede olması gerektiği açıktır.
Yeni kadro ihdaslarının kadrolaşma tehlikesine yol açmaması için, Mali Suçları
Araştırma Kurumunun başkan yardımcılarının ve daire başkanlarının üçlü
kararname ile atanmaları şarttır.
N. Gaye Erbatur
Adana
Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu
|
Türkiye Büyük Millet
Meclisi |
|
|
Plan ve Bütçe Komisyonu |
5/6/2006 |
|
Esas No: 1/1053 |
|
|
Karar No: 94 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Maliye Bakanlığınca hazırlanarak Bakanlar
Kurulunca 9/6/2005 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan
ve Başkanlıkça 15/6/2005 tarihinde, tali komisyon olarak Adalet Komisyonu ile
Avrupa Birliği Uyum Komisyonuna, esas komisyon olarak da Komisyonumuza havale
edilen 1/1053 esas numaralı "Malî Suçları Araştırma Kurumunun Teşkilat ve
Görevleri ile Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı", Komisyonumuzun 19/1/2006 tarihinde yaptığı 37 nci Birleşiminde,
Hükümeti temsilen Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile Maliye Bakanlığı, Adalet
Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu,
Sermaye Piyasası Kurulu, Emniyet Genel Müdürlüğü, T.C. Merkez Bankası, Hazine
Müsteşarlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve Devlet Personel
Başkanlığı temsilcilerinin katılımlarıyla incelenip görüşülmüştür.
Bilindiği gibi; ekonomideki gelişmelere
paralel olarak işlenen suçların niteliği de değişmekte, klasik suçlara oranla
ekonomik suçlarda bir artış gözlenmektedir. Suç gelirlerinden mahrum edilemeyen
suçlular zamanla daha organize olarak güçlü suç örgütleri teşkil edebilmektedir.
Suçların sebebinde ve niteliğindeki
değişmeye paralel olarak suç ile mücadele anlayış ve yöntemlerinin de geliştirilmesi gerekmektedir. Ekonomik çıkar
amaçlı suçlarla etkin bir mücadele yürütülebilmesi için suçun saiki olan suç
gelirinin hangi formda ve nerede olursa olsun bulunabilmesi; fiil, fail ve
sonuç arasındaki irtibatın kurulabilmesi gerekir. Suç gelirinin tespit
edilebilmesi için ise gerekli mali bilgilerin toplanması ve analiz edilmesinin
yanı sıra, uygun araştırma yöntemlerinin geliştirilmesi şarttır. Suçla mücadele
eden kurumların suç ve suçlu profilindeki değişmeye paralel olarak yöntemlerini de geliştirmesi suç
ekonomisinin boyutlarını azaltmak açısından önemlidir.
Suçtan gelir elde edilmesi ve bu
gelirlerin aklanmasıyla mücadele edilmesi, toplumun ekonomik, mali, siyasi,
sosyal ve ahlaki yapısını korumak bakımından önemlidir. Bu sebeplerle;
rekabetçi bir ekonomi, temiz bir siyaset ve kamu idaresi, sağlam bir sosyal
yapı oluşturmak için suç gelirlerinin elde edilmesi ve aklanmasıyla etkin bir
şekilde mücadele edilmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Bu bağlamda ülkemizde aklama suçu ile
mücadele konusunda oluşan ulusal bilincin ve uluslararası yükümlülüklerimizin
bir gereği olarak çıkarılan 13/11/1996 tarihli ve 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının
Önlenmesine Dair Kanunla, "karapara" kavramı ve "karapara aklama
suçu" hukuk sistemimize dahil edilmiş ve Maliye Bakanlığı teşkilat yapısı
içerisinde Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı kurulmuştur.
Bugünkü durum itibariyle; inceleme, soruşturma
ve yargı süreçlerinin çok uzun zaman alması, soruşturmaların adli ve mali
boyutunun eş zamanlı yürütülememesi, bu süreçlerde ihtiyaç duyulan veri ve
bilgi alt yapısının eksikliği ve uluslararası bilgi değişiminde yaşanan
zorluklar suçla mücadelede zafiyet yaratmaktadır.
Ayrıca, aklama suçu ile mücadelede
önleyici tedbirlerin başarıyla uygulanabilmesi mali sektörle yakın işbirliği
yapılmasını gerektirmektedir. Ancak, 4208 sayılı Kanunda yükümlülüklerini iyi
niyetle yerine getiren gerçek ve tüzel kişilere hukuki ve cezai koruma sağlayan
ve bu kişilerin kimliklerinin açıklanmasını yasaklayan hükümler bulunmaması, bu
işbirliğini zayıflatmış ve mali sektörden beklenen düzeyde şüpheli işlem
bildirimi alınamamasının nedenlerinden biri olarak ortaya çıkmıştır.
Uluslararası ekonomik ve finansal
ilişkilerin daha önceki dönemlerle mukayese edilemeyecek derecede artması ve
teknolojinin sağladığı imkanlar nedeniyle ülke sınırlarını aşan aklama
tekniklerinin kullanılması, aklamayla mücadele konusunda ülkeleri daha yoğun
bir şekilde işbirliği yapmaya yöneltmiştir.
FATF'nin 2001 yılında yayınlanan (8) Özel
Tavsiye Kararı ile terörizmin finansmanının suç haline getirilmesi
öngörülmüştür. Revize edilen (40) Tavsiye Kararı ile (9) Özel Tavsiye
Kararında, ülkelerin gerek aklama suçu gerekse terörizmin finansmanıyla
mücadele konusunda almaları gereken önlemlere yer verilmektedir.
Uygulamadan ve mevzuat eksikliğinden
kaynaklanan sıkıntıların bertaraf edilmesi ve aklama suçuyla mücadele
kapasitesinin geliştirilmesi suretiyle etkinlik sağlanması için yeni bir
düzenleme yapılmasına ihtiyaç hasıl olmuştur.
0 Tasarı ve gerekçesi
incelendiğinde;
• Mali Suçları Araştırma
Kurumunun, suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi konusunda görevli ve yetkili kılınmasının,
• Kurumun teşkilat yapısı
ile görev ve yetkilerinin düzenlenmesinin ve Kurumun denetleme, koordinasyon ve
veri toplama-analiz fonksiyonlarını etkin bir biçimde yerine getirebilmesi için
Mali Suçları Araştırma Kurumunun, Maliye Bakanlığına bağlı kuruluş şeklinde teşkilatlandırılmasının,
• Maliye Bakanlığı
Müsteşarının başkanlığında, düzenleyici ve kanun uygulayıcı otoritelerin üst
düzey temsilcilerinden müteşekkil Koordinasyon Kurulu kurulmasının ve gerek
duyulduğunda bilgi ve görüşlerine ihtiyaç duyulan kurum ve kuruluşlardan
temsilcilerin de Kurul çalışmalarına katılabilmesine imkan sağlandığının,
• Mali Suçları Araştırma
Kurumu Başkanlığının ana hizmet, danışma ve yardımcı hizmet birimlerinden
oluşmasının,
• "Yükümlü"
olarak tanımlanan gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülüklerini yerine
getirmelerinden dolayı hukuki ve cezai bakımdan hiçbir şekilde sorumlu
tutulamayacaklarının ve şüpheli işlem bildiriminde bulunanların kimliklerinin,
mahkemeler dışında üçüncü kişi, kurum ve kuruluşlara bildirilemeyeceğinin,
• Yükümlüler ve yükümlüler
dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarından, belirlenecek usul ve esaslar dahilinde
devamlı bilgi istenebileceğinin, ayrıca suçla mücadeleye yönelik mali
araştırmaların en kısa sürede sonuçlandırılması amacıyla; kanunları veya
faaliyet konuları gereğince, ekonomik olaylara, servet unsurlarına, vergi
mükellefiyetliklerine, nüfus bilgilerine ve yasa dışı faaliyetlere ilişkin
kayıt tutan kamu kurum ve kuruluşlarının bilgi işlem sistemlerine Başkanlıkça
erişim sağlanmasına ilişkin yasal alt yapı oluşturulmasının,
• Yükümlülük denetimlerinin
herhangi bir Kanunla verilmiş yetkiye dayanarak yükümlüler nezdinde inceleme ve
denetim görevi yürüten denetim elemanları vasıtasıyla gerçekleştirilmesinin,
• Terörle mücadeleye
yönelik mevzuatta terörizmin finansmanını açıkça suç sayan düzenlemeler
bulunmadığından, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda değişiklik
yapılarak teröre maddi destek ve kaynak
sağlanmasının da suç olarak tanımlanmasının,
• Yükümlülerin, kendileri
nezdinde yapılan veya aracılık ettikleri işlemlerde işlem yapılmadan önce,
işlem yapanlar ile nam veya hesaplarına işlem yapılanların kimliklerini tespit
etmek zorunda olduklarının ve ayrıca kimlik tespitine esas belge nevilerini
belirlemeye Başkanlığın yetkili olmasının,
• Şüpheli işlem bildirim
yükümlülüğü ile ilgili olarak, yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla
yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu mal varlığının yasa dışı
yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına dair herhangi
bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması halinde bu
işlemlerin Başkanlığa bildirilmesi zorunluluğunun,
• Yükümlülerin eğitim, iç
denetim, kontrol ve risk yönetim sistemleri oluşturmak ve yükümlülüklere uyumu
sağlamak üzere idari düzeyde görevli tayin etmek de dahil gerekli tedbirleri
almalarının,
• Suç gelirlerinin
aklanmasıyla mücadele kapsamındaki değerlendirmelerde ve uygulamaya ilişkin
stratejilerin belirlenmesinde yararlanılacak verilerin elde edilmesi amacıyla
yükümlülerin taraf oldukları veya aracılık ettikleri belli bir tutarı aşan
işlemleri belirlenecek usul ve esaslar dahilinde Başkanlığa bildirmelerinin,
• Kamu kurum ve kuruluşları
ile kamu kurumu niteliğindeki kurum ve kuruluşların bazı bilgileri devamlı
olarak Başkanlığa göndermelerini sağlayacak yasal alt yapı oluşturulmasının,
• Yükümlülere on yıl
süreyle, yükümlülüklerine ve işlemlerine ilişkin defter, belge ve kayıtları
muhafaza ve yetkililerce istendiğinde ibraz etmek mecburiyetinin,
• Yükümlülüklerini yerine
getiren gerçek ve tüzel kişilerin hiçbir şekilde hukuki ve cezai sorumluluğa
tabi tutulmamasının; şüpheli işlem bildiriminde bulunanlar hakkında mahkeme
dışında, üçüncü kişi, kurum ve kuruluşlara bilgi verilmemesinin; bu kişilerin
kimliklerinin saklı tutulması ve güvenliklerinin sağlanması için mahkemece
gerekli önlemlerin alınmasının,
• Bu Kanun ve bu Kanuna
dayanılarak yapılacak düzenlemelerle getirilen yükümlülüklerin denetiminin
denetim elemanları vasıtasıyla yerine getirileceğinin,
• İdari düzeyde bilgi
değişimi ve işbirliğinin gerçekleştirilmesi amacıyla doğrudan yabancı
ülkelerdeki muadil kurumlarla yapılacak olan ve mutabakat muhtırası olarak
adlandırılan andlaşmaların Mali Suçları Araştırma Kurumu Başkanınca
imzalanacağının ve değiştirileceğinin,
• Suç gelirlerinin
aklanmasının önlenmesinde, önleyici tedbirler kapsamında yükümlülüklerini
yerine getirmeyen yükümlülere Başkanlıkça idari para cezası verilmesinin,
• Kimlik tespiti
yapılmasını ve şüpheli işlem bildiriminde bulunulmasını öngören yükümlülüklere
uyulmaması durumunda, yükümlülüğü yerine getirmeyen görevliye de idari para
cezası kesilmesinin öngörülerek şahsi sorumluluk getirilmesinin,
• Bilgi ve belge verme ile
muhafaza ve ibraz yükümlülüklerinin
yerine getirilmemesi halinde uygulanacak adli cezalar ve tüzel kişiler için
bunlara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanacağının,
• İşlemi yapan kişinin
başkası hesabına hareket etmesi halinde bu durumu yükümlülere yazılı olarak
bildirmesinin, aksi takdirde cezalandırılmasının,
• Aklama suçunun işlendiğine
dair kuvvetli şüphenin varlığı halinde malvarlığı değerlerine Ceza Muhakemesi
Kanunundaki usuller dairesinde tedbir uygulanabilmesine imkan sağlanmasının,
• Mali Suçları Araştırma
Kurumunun yüklendiği görevleri etkin bir şekilde yerine getirebilmesi için
ihtiyaç duyduğu kadrolara ilişkin düzenlemenin,
öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
• Komisyonumuzda, Tasarının
geneli üzerindeki görüşmelere başlanmadan önce, verilen bir önerge
doğrultusunda, konunun daha ayrıntılı bir şekilde incelenebilmesini teminen bir
alt komisyon kurulmasına karar verilmiştir.
• Alt Komisyon, 24/1/2006,
7/2/2006, 8/2/2006, 9/2/2006, 8/3/2006, 28/3/2006, 6/4/2006 ve 12/4/2006
tarihlerinde ilgili kamu kurum ve kuruluşları temsilcilerinin katılımlarıyla
yaptığı toplantılar sonucunda çalışmalarını tamamlamıştır.
• Alt komisyonda Tasarının
geneli üzerinde yapılan görüşmelerde;
• Ekonomideki gelişmelere
paralel olarak suçların niteliklerinin de değiştiği, yüksek gelir sağlayan
ekonomik ve örgütlü suçların arttığı, suç örgütlerinin organize hale gelerek
güçlenmelerinde suç gelirlerinin önemli bir payının olduğu,
• Suç geliri elde
edilmesiyle ve bu gelirin aklanmasıyla mücadelenin toplumun mali, ekonomik,
siyasi, sosyolojik ve ahlaki sağlığını korumak bakımından gerekli ve önemli
olduğu,
• Kanun Tasarısının adının
uluslararası literatürdeki aklama suçunda kullanılan kavramlara uygun olarak
belirlenmesinin yerinde olacağı,
• Suçtan gelir elde
edilmesi ve suç gelirlerinin aklanmasıyla mücadelede temel önceliğin suç
işlenmesini önleyici tedbirler almak olduğu, aklama sürecinde en çok kullanılan
sermaye ve finans sektöründeki ekonomik birimlerin önleyici tedbirleri etkin
bir biçimde uygulamalarının büyük önem arzettiği, bu sebeple Tasarıyla kimlik
tespiti, kayıtların muhafazası, şüpheli işlem bildiriminde bulunulması gibi
standart önleyici tedbirlerin alınmasına yönelik hükümlerin getirildiği,
• Suçtan elde edilen gelire
yasal görünüm kazandırılması sürecinde, suç ve suçlularla mücadele için salt
hürriyeti tahdit edici cezaların yeterli olmadığı,
• Ekonomik faaliyetler
alanında işlem yapan kişi ve kurumların yaptıkları işlemler konusunda yetkili
mercilere bildirimde bulunmalarının, suçtan elde edilen gelirin aklanmasının
önlenmesinde bir temel oluşturduğu ve bu bildirimin ekonomik olayların özelliği
göz önünde bulundurularak; belirlenen belli bir tutarın üzerindeki nakit işlem
bildirimi ile herhangi bir tutarla sınırlı kalmaksızın suçtan elde edilen
gelirin aklanmasına yönelik olduğundan endişe edilen veya bu yönde emarelerin
mevcut olduğu durumlarda yetkili makamlara yapılan şüpheli işlem bildirimi
olmak üzere iki şekilde yapıldığı, şüpheli işlem bildirimlerinin aklayıcıları
yakalamak için en etkin araç olduğu,
• MASAK'ın, suç
gelirlerinin aklanmasının önlenmesi amacıyla yapılan çalışmalarla ilgili
bilgileri, yurt içi ve yurt dışından gelecek ihbarlar ve şüpheli işlem
bildirimlerine ilişkin verileri ve konu ile ilgili diğer her türlü bilgiyi
topladığı ve değerlendirdiği, Masak'ın asıl görevinin suç gelirlerinin
aklanmasının önlemesi ve şüpheli işlem bildiriminin alınması olduğu,
• Suçtan kaynaklanan
malvarlığını aklama incelemelerini kısa sürede ve isabetli bir sonuçla
tamamlamak amacıyla MASAK'ın bilgi toplama ve analiz kapasitesinin arttırılması
gerektiği; ekonomik suçlarla mücadeleden sonuç alınabilmesi için suça konu
malvarlığının, nerede ve hangi formda olursa olsun tespit edilebilmesi ve bu
malvarlığı ile suç ve suçlu arasındaki illiyet bağının kurulabilmesi için nüfus
ve adli sicil kayıtları ile para ve servet hareketlerine ilişkin bilgilere
hızlı ve güvenilir biçimde ulaşılarak analiz edilmesinin gerektiği,
• Öngörülen yeni sistemle
MASAK'ın inceleme fonksiyonunun kalktığı, gelen ihbarların bir süzgeçten
geçirilmesi gerektiği, bu sebeple
MASAK'ın ön inceleme yetkisinin olması ve inceleme fonksiyonunun devam
etmesinin gerektiği,
• Mali suçların
incelenmesinin çok uzun zaman aldığı, uzun süren bir inceleme sürecinin
ardından çoğu zaman sonuç alınmasının imkansız olduğu, savcı ve denetim
elemanlarının birlikte çalışmasının daha uygun olacağı, Ceza Muhakemesi
Kanununda buna imkan veren düzenlemelerin mevcut olduğu, Tasarıyla yeni bir
vizyonun benimsendiği, Kurulun şüpheli bildirimleri alacağı ve bunların
savcılığa bildirileceği,
• Kurumlardan görevlendirme
yoluyla gelen denetim elamanlarının, bir yandan kendi kurumlarında da yoğun
çalışmalar içerisinde bulundukları, incelemelerin bu sebeple uzun sürdüğü;
Tasarıyla yükümlülük denetiminin de kurumlardan gelen denetim elemanlarına
yaptırılmasının öngörüldüğü, bu sebeple MASAK'ın yükümlülük denetimini kendi
uzman kadrosu vasıtasıyla yapmasının daha uygun olacağı ve denetimlerin böylece
daha etkili hale geleceği,
• MASAK'ın yükümlülük
denetimi yapacağı, dünya ölçeğindeki uygulamalarda da MASAK benzeri
kuruluşların alternatif kolluk olmadığı; düzenleyici ve denetleyici nitelikteki
tüm faaliyetleri koordine görevinin bulunduğu, bu sebeple MASAK'ın bir
alternatif kolluk gibi düşünülmemesi gerektiği,
• Öngörülen düzenlemede,
denetim elemanı tanımının çok geniş tutulduğu, MASAK'ın tüm kurumlardaki denetim
elemanlarını kullanmasına imkan verildiği, Denetim elemanı tanımının mevcut
durumdaki gibi ismen sayılması gerektiği,
• MASAK'ın organizasyon
yapısı itibariyle doğrudan Maliye Bakanına bağlı olarak çalıştığı, kurumun
faaliyetleri ve görevi dikkate alınarak mevcut yapısının korunmasının yerinde
olacağı,
• Ekonomik suçlarla
mücadelede hareket noktası olarak büyük bilgi yığınlarının alındığı, Tasarıyla
temel vizyon değişikliğinin de burada yapıldığı, şaibeli işlem ve nakit işlem
bildirimi niteliğinde oldukça fazla bir bilgi yığınının oluşacağı, Kurulun
bunları analiz edeceği ve bilgi yığınlarından olaya ve suçluya giderek şüpheyi
temellendireceği,
• MASAK'ın gerek ön
inceleme gerekse araştırma ve incelemeler sonucunda kara para aklanması suçunun
işlendiği sonucuna varması üzerine, elde edilen delillerle birlikte durumu
Cumhuriyet savcılığına intikal ettirdiği,
• Ülkemizde terörle
mücadele amacını taşıyan kanunların terörizmin mali boyutunu ihmal ettiği,
mevzuatımızda terör eylemlerinin desteklenmesine yönelik fonların müsaderesine
ilişkin hükümlerin bulunmamasının büyük bir eksiklik olduğu, bu sebeple
terörizmin finansmanının ayrı bir suç olarak düzenlenmesi gerektiği,
• Tasarıyla öngörülen
terörün finansmanı suçunun, Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesi hükümleri
dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi gerektiği, ayrıca Terörle Mücadele Kanunu
Tasarısının hazırlık aşamasında olduğu ve terörün finansmanının bu Tasarıda
düzenlenmesi gerektiği,
• İstihbari nitelikte bilgi
değişimi ile suç gelirlerinin takibinde bilgi edinme ve analizinin önem
taşıdığı, Tasarı ile MASAK'a bu desteğin sağlanacağı,
• MASAK'ın Maliye
Bakanlığının etkisinden uzaklaştırılması ve bağımsız bir yapıya kavuşturacak
düzenlemenin yapılması gerektiği,
• Uygulamada Cumhuriyet
savcılarının iş yükünün oldukça fazla olduğu, karapara aklama suçları ile
mücadele etmek ve yapılan soruşturmalardan sonuç almak için öngörülen sistemin
amacı sağlamayacağı,
• MASAK'ın mevcut yapısı ve
fonksiyonları ile etkin bir şekilde görev ifa etmesini engelleyen unsurların
tespit edilmesi ve bu yönde düzenlemeler yapılması gerektiği, getirilen
Tasarının ise bu sorunları gideremeyeceği,
• İnceleme aşamasının uzun
zaman almasının delilleri karartacağı, mali suç soruşturmalarının en kısa
zamanda yapılmasına yönelik tedbirlerin alınması gerektiği,
• Şüpheli işlem
bildirimlerinde son üç yılda önceki üç yıla oranla yüzde 127'lik bir artışın
söz konusu olduğu, savcılığa yapılan yükümlülük ihlali bildirimlerinde ise son
üç yılda önceki üç yıla oranla yüzde 67'lik bir artışın görüldüğü, bu oranın
kara para aklamada yüzde 70 olarak gerçekleştiği,
• Şüpheli işlem
bildiriminde bulunma oranının diğer ülkelerle mukayese edildiğinde oldukça
düşük olduğu, bunun en önemli sebebinin şüpheli işlem bildiriminde bulunanları
koruyan düzenlemelerin bulunmaması olduğu,
• Tasarıda,
yükümlülüklerini yerine getiren gerçek ve tüzel kişilerin hukuki ve cezai
bakımdan sorumlu tutulmalarını önleyecek düzenlemelerin yer aldığı,
• Şüpheli işlem bildirimi
alındığında tüm kurumların bilgilerine ulaşılabilir olmayı sağlayan bir bilgi
erişim sisteminin getirildiği,
• Tasarıda suçlarla
mücadele için suçu önlemeye ve suç işlenmiş ise tespite yönelik hükümlerin yer
aldığı, önleyici tedbirlere ağırlık verildiği ve bu bilgilerin savcılığa ve kolluğa
verilmesinin öngörüldüğü,
• Suç gelirlerinin en fazla
gümrük alanlarında oluştuğu, bu sebeple yükümlüler arasına gümrük müşavirleri
ve mali müşavirlerin de dahil edilmesi gerektiği, mali müşavirlerin
kayıtlarının oldukça önemli olduğu,
• Suç gelirlerinin
aklanmasının önlenmesi amacıyla Başkanlığın her türlü bilgiye erişiminin
sağlanması gerektiği, ancak erişim sistemi açıldığında bunu kullanacak
yetkililerin kimler olduğunun belirtilmesinin bir zorunluluk arz ettiği,
• Getirilen düzenlemede denetim
fonksiyonunun tanımlanması gerektiği, denetimin nasıl yapılacağına ilişkin açık
hükümlerin Tasarıda yer almadığı, MASAK uzmanları ve denetim elemanlarının
çalışma usul ve esaslarının açıkça belirtilmesi gerektiği,
• Muhafaza edilecek
belgelerin neler olduğunun açıklığa kavuşturulması gerektiği, ayrıca muhafaza
ve ibraz için öngörülen on yıllık sürenin diğer kanunlardaki muhafaza
sürelerinden uzun olduğu,
• Tasarıda, geniş kapsamda
bilgi edinmeye yönelik bir hüküm yer almakla birlikte, sır saklamaya ilişkin
bir düzenlemeye yer verilmediği, bunun da önemli bir eksiklik olduğu,
• Sır saklamaya ilişkin
hükmün Türk Ceza Kanununun 258 inci maddesinde yer aldığı, bu sebeple sır
saklamaya ilişkin yeni bir düzenlemeye gerek olmadığı,
• Bir çok ülkede hürriyeti
tahdit edici cezalarla birlikte, suçtan elde edilen gelire el konulmasına
yönelik gerekli düzenlemelere de yer verildiği; bu hususların, FATF tarafından hazırlanan 40 maddelik tavsiye
kararında da yer aldığı ve üye ülkelere de önerildiği,
• Koordinasyon kurulunun
değiştirilmediği, aksine denetim ağırlıklı olarak kurulduğu; yeni sistemde veri
toplama analiz ve suçun önlenmesi ve ilgili sektörlerin düzenlenmesine yönelik
bir yapının oluşturulduğu; bu sistemin suçu önleyici anlamda bir fonksiyon ifa
etmesinin amaçlandığı,
• Terörün finansmanıyla
ilgili bilgi toplamanın MASAK'ın görev alanına dahil edildiği, MASAK'ın denetim
yetkisinin olmamasının önemli bir eksiklik olduğu, savcılıklara suç duyurusunda
bulunmak yerine inceleme ve araştırma yetkisinin kendisinde bulunması
gerektiği, bu sebeple mevcut sistemin aksayan yönlerinin düzeltilmesine yönelik
düzenlemeler yapılmasının daha uygun olacağı,
• Karapara aklama suçu
incelemesinin, uzmanlık isteyen bir inceleme olduğu, bu sebeple MASAK'ın
karapara suçunun işlenip işlenmediğine ilişkin bir incelemeyi muhakkak yapması
gerektiği,
• MASAK'ın dosya inceleyen
bir kurum olmaktan çıkarılmasının düşünüldüğü; şaibeli işlem bildirimleri ve
nakit işlem bildirimleri alarak suça ve suçluya gidilmesinin amaçlandığı,
kolluk ve savcının kendi yetkileri içinde söz konusu araştırmayı zaten şu anda
da yapabileceği, bu makamların suçu incelemek için gerekli yetkiye zaten sahip
oldukları, ancak, uygulamada bu tür incelemelerin doğrudan MASAK'a
gönderildiği,
• Uluslararası bilgi
değişimine ilişkin olarak yapılacak mutabakat muhtıralarının Dışişleri
Bakanlığı ile eşgüdüm içinde yapılmasının uygun olacağı,
• Eğitim, iç denetim,
kontrol, risk yönetim sistemleri ve diğer tedbirlere ilişkin hükümlerin tüm
yükümlüler için uygulanmasının doğru olmayacağı,
• Uluslararası
uygulamalarda da kurul başkanının doğrudan mutabakat muhtırası imzalama
yetkisinin olduğu ve öngörülen hükümlerin uluslararası uygulamaya paralellik
arz ettiği,
• Para cezalarının
hakkaniyete aykırı olduğu, banka tarafından çalışanlara rücu edilmesi durumunda
çalışanların gelir seviyesi dikkate alındığında miktarların oldukça yüksek ve
üç kat müeyyidesinin çok ağır olduğu, bu sebeple oran ve miktarların makul
seviyeye çekilmesi gerektiği,
• Sistemin kimlik tespiti
üzerine kurulduğu, finansal sektörün asıl yükümlü gruplar olarak görüldüğü,
• Kurum ve şahsa verilecek
cezalar konusunda farklı bir cezalandırma sistemine gidilmesi, bu bağlamda, alt
ve üst sınırların belirlenip kademeli bir şekilde cezaların tespitinin
yapılması gerektiği,
• Mevcut teşkilat yapısının
devamı sebebiyle kadro iptaline gerek olmadığı, bu sebeple ihtiyaç olması
halinde kadro ihdasına yönelik hükümlerin yer alabileceği, ancak, kadro
ihdasında boş kadroların değerlendirilmesi gerektiği,
• Kurumda daire başkanlığı
ve şube müdürleri sayısının artırılmasının, özellikle Kuruldaki görev daralması
da dikkate alındığında uygun olmayacağı, Kurulun uzmanlarla görev ve
fonksiyonunu ifa ettiği, bu sebeple Kurumun uzman ve uzman yardımcısı
kadrolarının artırılmasının daha uygun olacağı,
şeklinde görüş ve eleştirilere yer
verilmiştir.
• Alt Komisyonda Tasarının;
• 1 inci maddesi; Tasarıyla
öngörülen teşkilat yapısından vazgeçilmesi sebebiyle amaç maddesindeki
"...Mali Suçları Araştırma Kurumunun teşkilat, görev ve yetkileri
ile..." ibaresinin çıkarılması suretiyle,
• 2 nci maddesi; Tasarıyla
öngörülen teşkilat yapısından vazgeçilerek MASAK'ın merkez teşkilatı içinde yer
alan mevcut statüsünün devamının kabulü sebebiyle, tanımlar bölümünde yer alan
"Kurum" ve "Başkan" tanımlarının madde metninden
çıkarılması ve TCK'da yer alan düzenlemeyle paralellik sağlanması amacıyla suç
gelirinin suçtan kaynaklanan malvarlığı değerinin aklanması suçunu ifade
ettiğine ilişkin olarak, "suç geliri" tanımının yer aldığı (f)
bendinin eklenmesi ve bend harflerinin Mevzuat Hazırlama Usul ve Esaslarına
İlişkin Yönetmeliğe uygun olarak değiştirilmesi suretiyle,
• 3 üncü maddesi; MASAK'ın
görev alanının suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi olduğu dikkate alınarak,
MASAK'ın yeterli sayıda "daire başkanı" ile takviye edilip, bağlı
kuruluş statüsünde teşkilatlanmasına gerek olmaması; MASAK'ın Maliye Bakanlığı
içindeki teşkilat yapısının, kendisine yüklenilen görevleri yerine getirmesine
bir kısıtlama getirmemesi sebebiyle MASAK'ın ana hizmetleri dışında kalan tüm hizmetlerinin Maliye Bakanlığının
ilgili birimi vasıtasıyla karşılamasının mümkün olması ve ilave kadro ihdasını
gerektirmeyen mevcut yapının devamının uygun olacağı gerekçesi ile Tasarı
metninden çıkarılması suretiyle,
• 4 üncü maddesi; Tasarıyla öngörülen Maliye Bakanlığına bağlı
teşkilat yapısından vazgeçilmesi sebebiyle madde başlığındaki
"Kurumun" ibaresinin "Başkanlığın" olarak değiştirilmesi,
MASAK'ın doğrudan Maliye Bakanlığına bağlı olduğuna ilişkin ibarenin birinci
fıkraya eklenmesi, (e) bendinin; "suç gelirlerinin aklanması ve terörün
finansmanının önlenmesi kapsamında veri toplamak, şüpheli işlem bildirimleri
almak, analiz etmek ve değerlendirmek"
olarak değiştirilmesi; (f) bendinde yer alan "ilgili" ibaresinin
"kolluk ve diğer" olarak değiştirilmesi, (g) bendine "
aklama" ibaresinden sonra gelmek üzere "veya terörün finansmanı"
ibaresinin eklenmesi; (l) ve (m) bendinin MASAK'ın uluslararası ilişkilerinin
yürütülmesine ilişkin kapsamının, görev alanına giren konularla
sınırlandırılması ve uluslararası anlaşma niteliğinde olmayan mutabakat
muhtıralarını imzalamasına yönelik açıklayıcı ve sınırlayıcı ibarelerin
eklenmesi; maddenin bend harflerinin Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları
Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmesi suretiyle 19 uncu madde olarak,
• 5 inci maddesi; ikinci
fıkrasına, mevcut Kanundaki koordinasyon kurulunun oluşumuna uygun olarak
Maliye Teftiş Kurulu Başkanı, Maliye Hesap Uzmanları Kurulu Başkanı, Hazine
Kont-rolörleri Kurulu Başkanı ve Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu Başkanının
dahil edilmesi ve son fıkrasının madde metninden çıkarılması suretiyle 20 nci
madde olarak,
• 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12,
13, 14, 15, 16, 17, 18, 19 ve 20 nci maddeleri; Tasarıyla öngörülen teşkilat
yapısındaki değişiklikten vazgeçilmesi sebebiyle metinden çıkarılması ve diğer
maddelerin buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle,
• 21 inci maddesi; ikinci
fıkrasındaki "en az (B) düzeyinde" ibaresinin "en az (C)
düzeyinde" olarak değiştirilmesi; ikinci fıkradan sonra gelmek üzere Kanun
kapsamına alınan bildirim ve bilgilerin mali suçları araştırma uzman ve uzman
yardımcıları tarafından değerlendirileceğine ilişkin düzenlemenin üçüncü fıkra
olarak maddeye eklenmesi suretiyle,
• 22 nci maddesi; Tasarıyla
öngörülen teşkilat yapısındaki değişikliğe paralel olarak, ikinci fıkrada yer
alan "Başkanlık" ibaresinin "Bakanlık" şeklinde
değiştirilmesi suretiyle 3 üncü madde olarak,
• 23 üncü maddesi; hükmün
daha iyi ifade edilmesini teminen ikinci fıkrasının redaksiyona tabi tutulması;
şüpheli işlem bildirimine ilişkin olarak hangi faaliyetlerden dolayı ve hangi
esaslara göre şüpheli işlem bildiriminde bulunulacağının yönetmelikle
düzenleneceğine ilişkin bir fıkranın maddenin sonuna eklenmesi suretiyle 4 üncü
madde olarak,
• 24 üncü maddesi; eğitim,
iç denetim, kontrol ve risk yönetim sistemleri ile diğer tedbirlerin
alınmasında yükümlülerin işletme büyüklükleri ve iş hacimlerinin de dikkate
alınmasına yönelik bir ibarenin ikinci fıkraya eklenmesi, 1 ve 2 nci maddelerde
yapılan değişiklikler doğrultusunda aynı fıkrada yer alan "Başkanlık"
ibaresinin "Bakanlık" olarak değiştirilmesi; anlam bütünlüğünü
sağlamak amacıyla birinci ve ikinci fıkraların birleştirilmesi ve ayrıca
maddenin redaksiyona tabi tutulması suretiyle 5 inci madde olarak,
• 25 inci maddesi; birinci
fıkrasının redaksiyona tabi tutulması suretiyle 6 ncı madde olarak,
• 26 ncı maddesi; birinci
fıkrasının son cümlesi, mal bildirimlerinin de bu madde kapsamındaki
belgelerden sayılmasının suiistimale yol açabileceği, soruşturma yetkisi
olmayan MASAK'a böyle bir yetkinin verilmesinin uygun olmayacağı gerekçesiyle
madde metninden çıkarılması suretiyle 7 nci madde olarak,
• 27 nci maddesi; 8 inci
madde olarak aynen,
• 28 inci maddesi; bilgi
erişim sistemlerine KİT’lerin dahil olmaması amacıyla "..kamu sermayeli
ticaret bankaları..." ibaresinden sonra gelmek üzere "..ile Kamu
İktisadi Teşebbüsleri" ibaresinin eklenmesi suretiyle 9 uncu madde olarak,
• 29 uncu maddesi; 10 uncu
madde olarak aynen,
• 30 uncu maddesi;
yükümlüler nezdinde yapılacak denetimde talebin karşılanmasını sağlamak
amacıyla ikinci fıkranın sonuna "Kendisinden talepte bulunulan birim bu
talebin gereğini yerine getirmek zorundadır." cümlesinin eklenmesi,
maddenin redaksiyona tabi tutulması suretiyle 11 inci madde olarak,
• 31 inci maddesi;
redaksiyona tabi tutulmak suretiyle 12 nci madde olarak,
• 32 nci maddesi; verilecek
cezaların yükümlülük ihlallerindeki fiillere göre belirlenmesi ve ceza
miktarlarının yüksek olması sebebiyle makul bir orana çekilmesi amacıyla
birinci fıkradaki "onbin"
ibaresi "beşbin", "üç kat" ibaresinin "iki kat"
ve ikinci fıkradaki "beşbin" ibaresinin "ikibin" olarak değiştirilmesi; yükümlülük
ihlallerindeki aksaklıkların giderilmesi ve gerekli tedbirlerin alınmasını
sağlamaya yönelik düzenlemenin ikinci fıkradan sonra gelmek üzere üçüncü fıkra
olarak eklenmesi, idari para cezası verilmemesi için öngörülen beş yıllık
sürenin başlangıç tarihinin yükümlülüğün ihlal edildiği tarihi takip eden
takvim yılı başı yerine yükümlülüğün ihlal edildiği tarihten itibaren başlaması
amacıyla dördüncü fıkrasında yer alan " takvim yılını takip eden yılın
başından" ibaresinin "tarihten" olarak değiştirilmesi ve madde
metninin redaksiyona tabi tutulması suretiyle 13 üncü madde olarak,
• 33 üncü maddesi; Tasarı
metninden çıkarılan maddeler sebebiyle ilgili maddelere yapılan atıfların bu
değişikliklere uygun olarak düzenlenmesi ve yükümlülük ihlallerinde verilecek
adli ceza gerektiren fiillerin tespitine yönelik olarak 4 üncü maddenin ikinci
fıkrasındaki yükümlülük ihlalinin de bu kapsamda cezalandırılmasını öngören
ibarenin metne eklenmesi suretiyle 14 üncü madde olarak,
• 34 üncü maddesi ; 15 inci
madde olarak aynen,
• 35 inci maddesi; üçüncü
fıkrasının ilgili maddede düzenlenmesi nedeniyle madde metninden çıkarılması
suretiyle 16 ncı madde olarak,
• 36 ncı maddesi; elkoymaya
ilişkin hükümlere açıklık kazandırılması ve gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde elkoymada usule yönelik bir hükmün ikinci fıkra olarak metne eklenmesi
suretiyle 17 nci madde olarak,
• 37 nci maddesi; maddenin
redaksiyona tabi tutulması suretiyle 18 inci madde olarak,
• İlgili kişilerin
görevleri sebebiyle öğrendikleri sırları ifşa etmelerini önlemek amacıyla,
sırrın ifşasına ilişkin bir hükmün 22 nci madde olarak metne eklenmesi ve diğer
maddelerin buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle,
• 38 inci maddesi; teşkilat
yapısında bir değişikliğe gidilmemesi nedeniyle mevcut kadroların iptalini
öngören hükmün çıkarılması ve maddenin yalnızca kadro ihdasına ilişkin olarak
yeniden düzenlenmesi suretiyle 23 üncü madde olarak,
• 39 uncu maddesi; teşkilat
yapısının değiştirilmesinden vazgeçilmesi sebebiyle (a), (b) ve (c) bendlerinin
maddeden çıkarılması ve Tasarıyla öngörülen düzenlemelere uygun olarak 13/12/1983
tarihli ve 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin (r) bendinde
değişiklik öngören hükmün (a) bendi olarak maddeye eklenmesi; 14 üncü
maddesinde değişiklik öngören bir hükmün (b) bendi olarak maddeye eklenmesi; 33
üncü maddesinde değişiklik öngören bir hükmün (c) bendi olarak maddeye
eklenmesi suretiyle 24 üncü madde olarak,
• 40 ıncı maddesi; teşkilat
yapısında öngörülen değişiklikten vazgeçilmesi sebebiyle Tasarı metninden
çıkarılması suretiyle,
• 41 inci maddesi;
12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa Tasarıyla eklenmesi
öngörülen 7/A maddesi yerine, aynı Kanunun mülga 8 inci maddesinin başlığı ile
birlikte değiştirilerek redaksiyona tabi tutulması suretiyle 25 inci madde olarak,
• Ek ödemelere ilişkin bir
hükmün 26 ncı madde olarak metne eklenmesi ve diğer maddelerin teselsül
ettirilmesi suretiyle,
• 42 nci maddesi; (a)
fıkrasındaki "13" ibaresinin çıkarılarak "14" ibaresinin
4208 sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılan hükümlerine eklenmesi; 4208 sayılı
Kanunun 13 üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarının yürürlükten
kaldırılmasını ve oluşacak boşluğu önlemek amacıyla da ikinci fıkrasının "
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin kontrollü teslimatına ilişkin
yabancı ülke talepleri hakkında karar vermeye Ankara Sulh Ceza Mahkemeleri
yetkilidir." şeklinde değiştirilmesini öngören bir düzenlemenin (a)
fıkrasından sonra gelmek üzere maddeye eklenmesi, mevcut (b) fıkrasının buna
göre teselsül ettirilmesi, fıkra numaralarının Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları
Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi suretiyle 27 nci madde olarak,
• 43 üncü maddesi;
çıkarılan maddeler dolayısıyla, madde numaralarında yapılan değişikliklere
uygun olarak atıfların yeniden düzenlenmesi suretiyle 28 inci madde olarak,
• 44 üncü maddesi;
redaksiyona tabi tutulması suretiyle 29
uncu madde olarak,
• Geçici 1 inci maddesi;
Tasarıyla öngörülen teşkilat yapısından vazgeçilmesi sebebiyle bu madde hükmüne
gerek bulunmadığından Tasarı metninden çıkarılması ve diğer geçici maddelerin
madde numaralarının teselsül ettirilmesi suretiyle,
• Geçici 2 nci maddesi; son
cümlesinin çıkarılarak, devam eden incelemelerin altı ay içinde
sonuçlandırılacağına ilişkin bir hükmün ilavesi, uygulamada tereddüde yol
açmamak amacıyla 4208 sayılı Kanuna göre yapılan ek ödemelere bu süre zarfında
da devam edileceğine ilişkin bir cümlenin maddeye eklenmesi ve madde
numarasının geçici madde 1 olarak değiştirilmesi suretiyle,
• Geçici 3 üncü maddesi;
Tasarıyla öngörülen teşkilat yapısından vazgeçilmesi sebebiyle ikinci
fıkrasının metinden çıkarılması ve madde numarasının geçici madde 2 olarak
değiştirilmesi suretiyle,
• Geçici 4 üncü maddesi;
teşkilat yapısında öngörülen değişiklikten vazgeçilmesi sebebiyle maddenin
metinden çıkarılması suretiyle,
• Geçici 5 inci maddesi;
çıkarılan maddeler sebebiyle geçici 3
üncü madde olarak aynen,
• Yürürlük ve yürütmeye
ilişkin 45 ve 46 ncı maddeler; 30 ve 31 inci maddeler olarak aynen,
kabul edilmiştir.
Ayrıca MASAK'ın örgütlenmesinde bir
değişikliğe gidilmemesi ve teşkilat yapısının korunması nedeniyle Tasarının
başlığı "SUÇ GELİRLERİNİN AKLANMASININ ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN
TASARISI" olarak değiştirilmiştir.
0 Alt Komisyon tarafından;
• Tasarının 2 nci
maddesinin (e) bendindeki "denetim elemanı" ibaresinin oldukça geniş
bir tanımlamayı içerdiği, böylece MASAK'ın, kanunla verilmiş inceleme ve
denetleme görevi yapan tüm kurumların denetim elemanlarını kullanmasına imkan
sağlandığı, bunun da birtakım sakıncalara yol açabileceği, bu nedenle denetim
elemanlarının mevzuatta öngörüldüğü şekliyle tadat edilmesine yönelik bir
düzenlenme yapılmasının,
• Tasarının 8 inci
maddesindeki, belgelerin muhafazasına ilişkin 10 yıllık sürenin gereğinden
fazla uzun olduğu, halbuki yükümlüler için özel hukuktaki belgeleri saklama sürelerinin
değiştiği, bu nedenle, muhafazaya ilişkin sürenin bu doğrultuda yeniden
belirlenmesinin,
• Tasarının 25 inci
maddesiyle, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun mülga 8 inci maddesinin
yeniden düzenlenmesine ilişkin hükmün, Terörle Mücadele Kanununun 7 nci
maddesiyle birlikte değerlendirilerek yeni bir düzenlemeye gidilmesinin,
• MASAK gibi bir Kurulun,
suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi faaliyeti kapsamında, ön inceleme yapma
yetkisine ilave olarak inceleme fonksiyonunu da ifa etmesi gerektiği hususunun,
Plan ve Bütçe Komisyonunda ayrıca
değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir.
0 Alt
Komisyon, bu değerlendirmeler çerçevesinde yaptığı çalışmalarını bir rapor ve
metin halinde Komisyonumuza sunmuştur.
0 Bu defa, Komisyonumuzun 31/5/2006 tarihinde
yapmış olduğu 71 inci Birleşiminde, Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN ile Maliye
Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı,
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Sermaye Piyasası Kurulu, Emniyet
Genel Müdürlüğü, T.C. Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı, Devlet Planlama
Teşkilatı Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığı temsilcilerinin
katılımlarıyla, Tasarının geneli üzerindeki görüşmelere geçilmiştir.
0 Tasarının geneli üzerinde
yapılan müzakerelerde;
• Suçtan kaynaklanan
malvarlığını aklama incelemelerini kısa sürede ve isabetli bir sonuçla
tamamlamak amacıyla MASAK'ın bilgi toplama ve analiz kapasitesinin
artırılmasının yerinde bir düzenleme olduğu,
• MASAK'ın, suç
gelirlerinin aklanmasının önlenmesi amacıyla, yurt içi ve yurt dışından gelen
ihbarlar ve şüpheli işlem bildirimlerine ilişkin verileri ve konu ile ilgili
diğer her türlü bilgiyi topladığı ve değerlendirdiği, MASAK'ın asıl görevinin
suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi ve şüpheli işlem bildiriminin alınması
olduğu,
• Karapara aklama suçunun
boyutlarının giderek arttığı, bu suçlarla etkin mücadele edilmesi için uzman
bir kuruma ihtiyaç olduğu ve bu suçların MASAK tarafından incelenmesi
gerektiği, bu sebeple MASAK'ın görevlerinin azaltılması yerine idari, teknik ve
diğer ihtiyaçlarının takviye edilerek etkinliğinin artırılması gerektiği,
• Tasarı ile MASAK'ın
görevlerinin azaltılmadığı, inceleme fonksiyonunun adli bir olay olduğu,
incelemelerin uzun yıllar sürdüğü, bu durumun ise suçla mücadeleyi olumsuz
etkilediği, Tasarının MASAK'ın etkinliğini artıracağı,
• MASAK'ın ön inceleme
yetkisinin korunması gerektiği, bu suçların özelliği gereği uzmanlık
incelemesini gerektirdiği, MASAK'ın bu konuda kendi birimini oluşturmasının bir
zorunluluk arz ettiği,
• Denetim elemanının geniş
tanımlanmasının doğru olmadığı, denetim yapacakların unvan sayılarak
belirtilmesinin doğru olacağı,
• Denetim elemanı tanımının
geniş tutulmasının, suçun geniş bir alanda işlendiği düşünüldüğünde, kısa
sürede denetim imkanı sağlayacağından yerinde olduğu,
• Bilgi ve belgelerin
muhafaza ve ibrazı için öngörülen 10 yıllık sürenin uzun olduğu, bu sürenin
genel dava zamanaşımı süresine paralel olarak düzenlenmesi gerektiği,
• MASAK'ın özerk bir yapıya
kavuşturularak idari ve mali yönden bağımsızlığının sağlanması gerektiği,
şeklindeki görüş ve eleştirileri müteakip,
Hükümet tarafından yapılan tamamlayıcı açıklamalarda,
• Tasarının, uygulamadan ve
mevzuat eksikliğinden kaynaklanan sıkıntıları gidermek ve aklama suçuyla mücadelede
etkinlik sağlanmasına yönelik olarak hazırlandığı,
• Tasarıyla sistemin
işleyişinde mali suçların ihbarını yapacak yükümlü gruplarının belirlendiği,
gelecek ihbarların Kurulca değerlendirilerek suçun tespiti halinde konunun
Cumhuriyet savcılıklarına intikal ettirilerek suçla etkin mücadelenin
sağlanacağı,
• Tasarıyla; yükümlüler ve
yükümlüler dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarından, belirlenecek usul ve
esaslar dahilinde devamlı bilgi istenebileceği, ayrıca suçla mücadeleye yönelik
mali araştırmaların en kısa sürede sonuçlandırılması amacıyla; ekonomik
olaylara, servet unsurlarına, vergi mükellefiyetlerine, nüfus bilgilerine ve
yasa dışı faaliyetlere ilişkin kayıt tutan kamu kurum ve kuruluşlarının bilgi
işlem sistemlerine Başkanlıkça erişim sağlanmasına ilişkin yasal bir alt
yapının oluşturulduğu,
• Cumhuriyet savcılarının
yapması gereken görevi bu güne kadar MASAK'ın yerine getirdiği, halihazırdaki
iş yükü sebebiyle mali suçlarla mücadelede kurumun yetersiz kaldığı, Tasarının
mali suçlarla etkin mücadeleyi sağlayacağı,
ifade edilmiştir.
0 Tasarının geneli
üzerindeki görüşmeleri müteakip, Tasarı ve gerekçesi Komisyonumuzca da
benimsenerek, Alt Komisyon tarafından hazırlanan rapor ve metin üzerinden
maddelerinin görüşülmesine karar verilmiştir. Komisyonumuz, Tasarı ile ilgili
çalışmalarını 31/5/2006 tarihinde yaptığı toplantıda tamamlamıştır.
0 Alt Komisyon metninin;
• 1 inci maddesi aynen,
• 2 nci maddesi; Türk
Medeni Kanunundaki kullanıma uygunluğu sağlamak amacıyla (1) numaralı fıkrasının
(d) bendinde yer alan "gayrimenkul" ibaresinin "taşınmaz"
olarak değiştirilmesi suretiyle,
• 3 üncü maddesi; anlama
açıklık kazandırılmasını teminen (1) numaralı fıkrasında yer alan
"nezdinde" ibaresinden önce "kendileri" ibaresinin
eklenmesi suretiyle,
• 4, 5, 6 ve 7 nci
maddeleri aynen,
• 8 inci maddesi; belge ve
kayıtların on yıl muhafaza ve ibraz edilmesine ilişkin olarak öngörülen sürenin uzun olması sebebiyle Türk
Ceza Kanununda sekiz yıl olarak belirlenen dava zaman aşımı süresine paralel olarak,
(1) numaralı fıkrasında bulunan "on" ibaresinin "sekiz"
olarak değiştirilmesi suretiyle,
• 9 uncu maddesi; erişim
sağlanacak kurumların belirlenmesinde kamu sermayeli ticaret bankalarının yanı
sıra kamu sermayeli kalkınma ve yatırım bankalarının da istisna kapsamına
alınmasını sağlayan bir düzenlemenin (2) numaralı fıkra olarak metne eklenmesi
suretiyle,
• 10, 11, 12, 13, 14, 15,
16, 17 ve 18 inci maddeleri; aynen,
• 19 uncu maddesi; (1)
numaralı fıkranın (f) bendinde Başkanlığın gerektiğinde ilgili birimlerden
araştırma ve inceleme talep edeceği hususuna ilişkin düzenlemenin yer aldığı,
finansal sistemin ileri teknoloji ürünü hizmetleri sayesinde fonların çok kısa
sürede birçok ülkeyi dolaşabildiği ve yasa dışı kaynağından hızla
uzaklaşabildiği dikkate alınarak bu talebin ivedilik ve öncelikle
karşılanmasını sağlamaya yönelik bir düzenlemenin (1) numaralı fıkradan sonra
gelmek üzere (2) numaralı fıkra olarak metne eklenmesi suretiyle,
• 20 nci maddesi;
Koordinasyon Kurulunun kendisini ilgilendiren kanun tasarı taslaklarını
incelemesine açıklık getirilmesi amacıyla, (1) numaralı fıkrasına "Suç
gelirlerinin aklanmasının önlenmesine ilişkin kanun" ibaresinden sonra
gelmek üzere "taslakları ile" ibaresinin eklenmesi, (2) numaralı fıkrası,
unvana göre sıralama yapılarak redaksiyona tabi tutulması suretiyle,
• 21 inci maddesi; yeterlik
sınavında başarı gösteremeyenler ile dil belgesini yeterlik sınavını müteakip
iki yıl içinde ibraz edemeyenlerin durumlarına uygun diğer kadrolara atanmasını
öngören bir düzenlemenin (2) numaralı fıkranın sonuna eklenmesi suretiyle,
• 22 nci maddesi; madde
başlığının redaksiyona tabi tutulması suretiyle,
• 23 üncü maddesi aynen,
• 24 üncü maddesi; doğru
bir ifadelendirmeyi teminen (1) numaralı fıkranın (b) bendinde yer alan
"Mali Suçları Araştırma Kurulu" ibarelerinden sonra gelmek üzere
"Başkanlığı" ibaresinin eklenmesi suretiyle,
• 25 inci maddesi; madde
başlığının redaksiyona tabi tutulması suretiyle,
• 26 ncı maddesi; (2)
numaralı fıkrasının (a) bendinin redaksiyona tabi tutulması suretiyle,
• 27 nci maddesi aynen,
• 28 inci maddesi; (1)
numaralı fıkrası, Kanunun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasının uygulanmasına
ilişkin esas ve usullerin Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmeliklerle
düzenlenmesini teminen "(d) ve (e) bendi" ibaresinden sonra gelmek
üzere "19 uncu maddesinin ikinci fıkrası" ibaresinin eklenmesi
suretiyle,
• 29, geçici 1, geçici 2 ve
geçici 3 üncü maddeleri ile yürürlüğe ilişkin 30 ve yürütmeye ilişkin 31 inci
maddeleri aynen,
kabul edilmiştir
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
Sait Açba |
M.Altan Karapaşaoğlu |
Sabahattin Yıldız |
|
Afyonkarahisar |
Bursa |
Muş |
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
Mehmet Sekmen |
Halil Aydoğan |
Mehmet Zekai Özcan |
|
İstanbul |
Afyonkarahisar |
Ankara |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
M. Mesut Özakcan |
Ali Osman Sali |
Ahmet İnal |
|
Aydın |
Balıkesir |
Batman |
|
(Ayrışık oy yazımız ektedir) |
(Muhalefet şerhim ekli) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Osman Nuri Filiz |
Muhsin Koçyiğit |
Alaattin Büyükkaya |
|
Denizli |
Diyarbakır |
İstanbul |
|
|
(Karşı oy yazısı ektedir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
A. Kemal Kumkumoğlu |
Birgen Keleş |
Kemal Kılıçdaroğlu |
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
(Ayrışık oy yazım ektedir) |
(Karşı oy yazım ektedir) |
(Ayrışık oy ektedir) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
M. Mustafa Açıkalın |
Bülent Baratalı |
Selami Yiğit |
|
İstanbul |
İzmir |
Kars |
|
|
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
(Ayrışık oy ektedir) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mustafa Elitaş |
Taner Yıldız |
Mikail Arslan |
|
Kayseri |
Kayseri |
Kırşehir |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Muzaffer Baştopçu |
Mustafa Ünaldı |
Hasan Fehmi Kinay |
|
Kocaeli |
Konya |
Kütahya |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mustafa Özyürek |
Gürol Ergin |
O. Seyfi Terzibaşıoğlu |
|
Mersin |
Muğla |
Muğla |
|
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
(Ayrışık oy yazısı eklidir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Osman Seyfi |
İmdat Sütlüoğlu |
Musa Uzunkaya |
|
Nevşehir |
Rize |
Samsun |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Sabahattin Cevheri |
M.Ergun Dağcıoğlu |
M.Akif Hamzaçebi |
|
Şanlıurfa |
Tokat |
Trabzon |
|
|
|
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
AYRIŞIK OY
Tasarı ile MASAK denetim fonksiyonu
ortadan kaldırılarak koordinasyon kurumuna dönüştürülmektedir. MASAK’ın,
doğrudan denetim fonksiyonuna sahip olmadan koordinasyon fonksiyonunu gereğince
yerine getirmesi mümkün bulunmamaktadır. Hâlihazırda da uygulanan eğitim,
kimlik tespiti, şüpheli işlem bildirimi, bilgi ve belge verme yükümlülükleri,
MASAK’ın bunlara ilişkin doğrudan hiçbir denetim yetkisi olmadan, gerektiği
gibi yönetilemez ve geliştirilemez.
Dünya uygulamalarında MASAK’a tekabül eden
birimlerin birçoğunda bu yetki bulunmaktadır. Bu nedenle MASAK bünyesinde
doğrudan yükümlülük denetimi yetkisi olmalıdır.
Yükümlülüklerle ilgili denetim yetkisinin
bununla ilgili olan denetim elemanı tanımının oldukça muğlak tutularak çok
geniş bir kitleye yayılması da (eşgüdüm zorluğu, eğitimi ve ihtisaslaşmayı
zorlaştırması gibi nedenlerle) bu denetimin yapılmasını ve bu denetimden beklenen
faydayı engelleyeceği düşünülmektedir.
MASAK’a denetim yetkisi verilmemesi şu
andaki kolluk kuvvetleri ve Maliye Bakanlığının işbirliği ile yürütülmekte olan
çift yönlü aklamayı önleme ve aklama ile mücadele çalışmalarının ve buna
ilişkin yapının önemli ölçüde sekteye uğraması ihtimalini yaratacaktır.
Oysa 4208 sayılı Kanunla getirilen
sistemde yer alan MASAK’a ve bünyesinde görevlendirilen denetim elemanlarına
inceleme ve soruşturma yetkisi veren sistemin aksayan yönleri de giderilerek
işlevsel hale getirilmesi mümkün bulunmaktadır.
Karaparanın (Suç Gelirlerinin)
aklanmasının önlenmesi ile ilgili söz konusu soruşturma ve incelemelerin Tasarı
ile benimsenen anlayış uyarınca denetim elemanlarının incelemesi olmaksızın
sadece Ceza Muhakemesi Kanununda Cumhuriyet Savcılarına tanınan yetkilerle
yetinilerek başarıyla sonuçlandırılabileceğini de düşünmemek gerekir. Söz
konusu soruşturma ve incelemeler karapara aklama tipolojileri ve eğilimleri
konusundaki özel bilgi ve ihtisası bulunmayan çalışma ekipleriyle başarılı bir
biçimde yürütülemez.
Mevcut kolluk ve adli sistemimizde, söz
konusu suçlarla mücadele konusunda uzmanlaşmış ünitelerin oluşturulmamış olması
da önemli bir handikaptır. Bu husus uluslar arası kuruluşlarca yazılan tüm
raporlarda da eleştirilmektedir.
Tasarı yaklaştığı takdirde, bu suçların
araştırılması ve soruşturması ile ilgili önemli bir sistem devreden tamamen
çıkarılmakta, yerine de yeni ve ihtisasa dayalı bir sistem önerilmemekte, konu
zaten iş yoğunluğu oldukça fazla bulunan Cumhuriyet Savcılıklarına havale
edilmektedir.
MASAK’ın bu tür olaylarla ilgili ön süzgeç
işlevi de sona erdirildiğinden, bu konu ile ilgili her türlü ihbar ve şikâyet
(şüpheli işlem bildirimine dayalı olanlar hariç) direkt olarak ve herhangi bir
ön inceleme ve araştırmaya tâbi olmadan Cumhuriyet Savcılıklarınca işleme
konulacağından farklı ölçekte mağduriyetlerin de ortaya çıkabileceği
düşünülmelidir.
Tasarı tarafından getirilen Şüpheli İşlem
Bildirimlerinin (ŞİB) sayısının artırılmasına ve analizine ağırlık verilmesi
yönünde bir stratejinin başarılı olması yükümlülük denetiminin oldukça iyi
organize edilmesine ve bu denetimi gerçekleştirecek olan denetim elemanlarının
seçimindeki isabete bağlıdır.
Yürürlükteki 4208 sayılı Kanunda olduğu
halde bu Tasarıda yer verilmeyen, vazgeçilen MASAK’ın inceleme, denetim
yetkileri gerçekte bu stratejinin uygulanma olanağını sadece güçlendirir.
İnceleme yapılmasından vazgeçilerek sadece ŞİB’ne ağırlık verilmesi yönündeki
bir strateji, aklama konusunda MASAK’ın resen inceleme yapmasını ve ciddi
olayların üstüne gidebilmesini engellememelidir.
Ancak mevcut yasada yer alan MASAK’ın
inceleme yapma yetkisi ortadan kaldırılırken tutarlı ve karapara aklama ile
mücadelede etkin yeni bir sistemin de önerilmemesi, karapara aklama tipolojileri
ve eğilimleri konusundaki özel bilgi ve ihtisası gerektiren söz konusu
soruşturma ve incelemelerinin sadece Ceza Muhakemesi Kanununda Savcılara
tanınan yetkiler çerçevesinde Cumhuriyet Savcılıklarına bırakılması önemli
handikaplara neden olacaktır. Bu karaparanın aklanması ile mücadelede geriye
gidiş anlamına gelmektedir.
MASAK’ın Tasarı ile vazgeçilen inceleme
yetkisinin varlığı yalnızca alternatifleri artırır. MASAK’ın sistemde daha
güçlü olarak kalmasına yardımcı olur.
Bu çerçevede:
Tasarıda geçen “denetim elemanı”
kavramının açık bir biçimde tanımlanmaması (Madde: 2-e)
Yükümlülük denetimi sisteminin geçmiş
tecrübeler ve uluslararası örnekler dikkate alınarak iyi bir şekilde
düzenlenmemesi (Madde: 11),
Karaparanın (suç gelirlerinin) aklanması
ile ilgili suçların soruşturulmasına ilişkin olarak mevcut 4208 sayılı Kanunda
yer alan MASAK’ın inceleme yapma yetkisinin kaldırılması ve yerine de tam
anlamıyla işleyecek tutarlı yeni bir sistem önerilmemesi (Madde: 19),
Tasarı ile MASAK bünyesinde de karapara
aklama suçunun işlenip işlenmediğine ilişkin inceleme yapacak uzmanlaşmış bir
grubun oluşturulması için herhangi bir düzenleme yapılmaması,
Tasarı ile karapara aklama suçunun
önlenmesinde üstlendiği görevlerinden vazgeçerek sadece bir koordinasyon ve
veri toplama birimi haline dönüşen, iş yükü azalan MASAK’a buna rağmen 61 adet
ilave kadro tahsis edilmesi,
Tasarının karaparanın (suç gelirlerinin
aklanması) aklanması ve terörizmin finans kaynakları ile mücadelede önemli
zafiyetler taşımakta olması
nedenleriyle “Suç Gelirlerinin
Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı”na katılmıyoruz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
Kemal Kılıçdaroğlu |
Birgen Keleş |
|
Trabzon |
İstanbul |
İstanbul |
|
A. Kemal Kumkumoğlu |
M. Mesut Özakcan |
Bülent Baratalı |
|
İstanbul |
Aydın |
İzmir |
|
Mustafa Özyürek |
Gürol Ergin |
|
|
Mersin |
Muğla |
|
AYRIŞIK OY
Uluslar arası boyutlarda
uyuşturucu madde, silah ve insan kaçakçılığı, yolsuzluk ve dolandırıcılık gibi
yüksek kazanç sağlayan suçların önüne geçilmesinde bilinen tedbirler yeterli
olamamış, iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte yasadışı fonlar tüm
dünyayı dolaşabilir hale gelmiştir. Bu nedenle karaparadan sağlanan suç
gelirlerinin aklanmasıyla mücadele, ülkeler arası işbirliği ve dayanışmayı
gerekli kılmıştır.
1991 yılında Mali Eylem Görev
Grubu (Financial Action Task Force-FATF)’ın tavsiye kararları doğrultusunda,
13/11/1996 tarihli ve 4208 sayılı “Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair
Kanun” ile “karapara” ve “karaparanın aklanması” suçları hukuk sistemimize
girmiştir.
Bu çerçevede, 1996
yılında Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) kurulmuş ve MASAK, suç
gelirlerinin aklanmasının önlenmesi ve bu suçların takibi konusunda yetkili ve
görevli kılınmıştır.
MASAK’ın kuruluşundan bu
yana yaptıklarına bakacak olursak, karapara ile mücadelede etkili olduğu
söylenemez. Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan’ın verdiği bilgilere göre; 2004
yılında MASAK’a 773, 2005 yılında da 852 dosya intikal etmiş, 2005 yıl sonu
itibariyle bu dosyalarla ilgili Cumhuriyet Savcılıklarına 258 suç duyurusunda
bulunulmuştur. Bu dosyalara ilişkin mahkûmiyet kararı yoktur. MASAK’ın
faaliyette olduğu 9 yıllık süreçte, ihbar sayısı 2 bin 638, şüpheli işlem
bildirimi bin 704 olmuş, bin 426 dosya ön incelemeye alınmıştır. Oysa, karapara
mücadele amacıyla benzeri kuruluşların oluşturulduğu Avrupa ülkelerinde yıllık
şüpheli ihbar bildirimleri, bu rakamların kat kat üzerindedir.
Türkiye’nin de üyesi
bulunduğu FATF; “karapara ile mücadelede uzmanlaşmış”, “özel savcılık ve özel
kolluk güçlerine ve özel mahkemelere yardımcı olacak” etkin bir kurum
önermektedir.
MASAK’ın faaliyete
geçmesinin ardından, karapara suçları ile yakından bağlantılı uluslar arası
terör suçlarında büyük artışlar görülmüş, MASAK’ın, karaparanın aklanması
suçlarının yanı sıra, terör suçlarının finansmanı suçlarıyla mücadelede de
etkin hale getirilmesi, ülkemizin de üye olduğu uluslar arası kuruluşlar
tarafından defalarca istenmiştir.
Eğer karapara ile etkili
mücadele istiyorsa, MASAK’a “inceleme” yetkisi verilmeli. MASAK bu görevini
yaparken mutlaka Cumhuriyet Savcılıkları ve kolluk kuvvetleriyle birlikte
çalışacak bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Ancak; yapılan
değişikliklerle MASAK, bırakalım terörün finansmanı gibi uluslar arası zeminde
yüzlerce yöntem kullanan organize suç örgütleri ile mücadele etmeyi, “karapara
ile mücadele” görevinden de feragat etmiştir.
Toplumun ekonomik,
siyasi, sosyolojik ve ahlaki gelişimini korumak açısından hayati önem taşıyan
yolsuzluk, karapara ve terörün finansmanı gibi suçlarla mücadele, uluslararası
çapta başlı başına ele alınması gereken, uzmanlık ve süreklilik gerektiren çok
yönlü bir konudur.
Bu suçlarla mücadele eden
ülkeler, MASAK benzeri kuruluşları, Savcılık ve kolluk kuvvetleriyle organize
biçimde çalışan “ayrı ve bağımsız” birimler olarak hayata geçirmişlerdir.
Tasarıyla Maliye
Bakanlığına bağlı bir birim olarak çalışması öngörülen MASAK’ın, bu niteliğiyle
karapara ile mücadelede etkin olması beklenemez.
Kaldı ki; hükümetten
gelen tasarı, alt komisyonda bütün eleştirilerimize rağmen değiştirilmiş, MASAK’ın
görev ve yetkileri tırpanlanmış, Kurum, karapara ile mücadelede olduğundan da
geri bir noktaya götürülmüştür.
“Cumhuriyet Savcılarının
bütün dosyaları MASAK’a havale ettiğini”, bu nedenle “iş yükünün altından
kalkılamayacak boyutlara geldiğini”, “dosyaların büyük bölümünün zamanaşımına
uğradığını” gerçekleriyle MASAK’ın “ön inceleme yapma” yetkisinden vazgeçilmiş,
Kurum böylelikle sadece “yükümlülerin incelemesini” yapacak bir “Koordinasyon
Kurumu” na dönüştürülmüştür.
Tasarının hükümetten
gelen biçiminde; MASAK’ın Maliye Bakanlığına bağlı daha “özerk” bir yapılanma
öngörülmüş, Kurumun; Mali Suçlarla Mücadele Koordinasyon Kurulu ve Mali Suçları
Araştırma Kurumu Başkanlığından oluşması; Ana Hizmet Birimleri içinde
“Düzenleme Daire Başkanlığı, Uluslar Arası İlişkiler Daire Başkanlığı, Veri
Yönetimi ve Değerlendirme Daire Başkanlığı, Denetim ve Eğitim Daire Başkanlığı
birimlerinin yer alması düzenlenmiştir. Ancak, Plan Bütçe Komisyonunda yapılan
düzenlemelerle, MASAK’ın teşkilat yapılanmasına ilişkin 16 madde tasarıdan
çıkarılmıştır.
Komisyonda yapılan
düzenlemelerle MASAK öyle geri bir noktaya götürmüştür ki; bu biçimiyle tasarı;
hükümetin sunduğu tasarının gerekçeleriyle de bağdaşmaz hale gelmiştir.
MASAK böylece, suç
gelirlerinin takip edilmesi ve soruşturulmasına yardımcı bir kurum olmaktan
çıkarılarak, karapara ile ilgili “politika hazırlamak”, “strateji geliştirmek”,
“bilgi alış verişinde bulunmak” gibi görevlerle yükümlü bir Koordinasyon
Kuruluna dönüştürülmüştür.
Uluslar arası bir nitelik
kazanan ve yüzlerce farklı yöntem kullanan karapara ile ilgili suçların
takibinin özel bir uzmanlık gerektirdiği açıktır. MASAK, faaliyette bulunduğu 9
yılı aşkın sürede, karapara ve bunların takibine ilişkin uzmanlaşmaya
gidememiş, Kuruma yapılan ihbarların niteliğine göre, farklı kuruluşlardan
sağladığı denetim elemanları ile çalışmaları yürütmüştür.
Karapara ile mücadelede
Cumhuriyet Savcılarına yardımcı olacak biçimde uzmanlaşması, hatta bu konuda
kolluk kuvvetlerine eğitim vermesi beklenen Kurumun bu zafiyeti, tasarı ile de
giderilememiştir. Kurumun görev alanında daralmaya gidilmesine karşın, 61 kadro
ilave edilmiş, “uzman” sayısı 19 ile sınırlı kalmıştır. Ancak, kadro
ilaveleriyle, tasarının ilk biçiminde yer alan ancak daha sonra metinden
çıkarılan, “daire başkanı” ve “şube müdürü” gibi unvanlar fiilen hayata
geçilmiştir.
Tasarının ana
gerekçelerinden biri de terörün finansmanı suçunun düzenlenmesidir. Ancak, bu
suçlara ilişkin 25. madde, TBMM’ye sevk edilen ve halen AdaletKomisyonunda
oluşturulan alt komisyonda görüşülen terörle mücadele yasası ile daha geniş
kapsamlı olarak düzenlendiğinden, bu tasarıda ayrıca yer almasına gerek
kalmamıştır.
MASAK’ın kuruluş amacına
uygun olarak işleyişinde önemli yer tutan şüpheli işlem bildirimi yapmakla
yükümlü kılınanların kapsamının geniş tutulmasının yanı sıra, “Denetim
elemanlarının niteliği”, “şüpheli işlemlerin kapsam, tanım, tutar ve yükümlüler
tarafından bildirimi”, “yükümlülerin kimlik tespitine ilişkin yetkileri”,
“yükümlülerin denetimi” gibi konuların Maliye Bakanlığının çıkaracağı
yönetmeliklere bırakılması da çok büyük eksikliktir.
Tasarıya göre,
yükümlüler, pek çok şüpheli işlem bildirimine ilişkin belge ve bilgileri 8 yıl
süreyle saklamakla görevli olacaklardır. Bu bilgi ve belgelere ilişkin
getirilen “sınırsız gizlilik”, Maliye Bakanlığı Merkez Teşkilatı içerisinde yer
alan MASAK’ı kötü niyetli siyasi kullanımlara da açık hale getirecektir.
Tasarıyla getirilen
düzenlemelerle MASAK, suç gelirleriyle mücadele ve takipte daha da etkisiz
kılınmış ve geriye götürülmüştür.
Saydığımız gerekçelerle
tasarının tümüne karşı olduğumuzu bildiririz.
Selami Yiğit |
Muhsin Koçyiğit |
|
|
Kars |
Diyarbakır |
MUHALEFET ŞERHİ
Hükümet Tasarısında yer
alan “Kurum-Kurul-Başkanlık” sisteminden vazgeçilerek, Maliye Bakanlığının bir
iç birimi olan ve isimdeki içeriğe sahip olmayan “Kurul Başkanlığı”
yapılanmasının “amaç” açısından uygun olmadığı,
“Kurul” olmadığı halde,
isimde “Kurul” ibaresinin yer almasının uygun olmadığı,
Mali Suçları Araştırma
Kurulu Başkanlığı personeline, Maliye Bakanlığının diğer personeline göre ilave
ödeme yapılmasının isabetli olmadığı,
4208 sayılı Kanunun kalan
hükümlerinin ilgili kanunlara aktarılarak tamamen yürürlükten kaldırılması
gerektiği,
görüşündeyim.
Ali Osman Sali
Balıkesir
HÜKÜMETİN
TEKLİF ETTİĞİ METİN
MALİ
SUÇLARI ARAŞTIRMA KURUMUNUN TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ İLE
SUÇ
GELİRLERİNİN AKLANMASININ ÖNLENMESİ HAKKINDA
KANUN
TASARISI
BİRİNCİ
BÖLÜM
Amaç ve
Tanımlar
Amaç
MADDE 1- Bu Kanunun amacı, Mali
Suçları Araştırma Kurumunun teşkilat, görev ve yetkileri ile suç gelirlerinin
aklanmasının önlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Tanımlar
MADDE 2- Bu Kanunda geçen;
a) Bakanlık: Maliye Bakanlığını,
b) Bakan: Maliye Bakanını,
c) Kurum: Mali Suçları Araştırma Kurumunu,
d) Koordinasyon Kurulu: Mali Suçlarla
Mücadele Koordinasyon Kurulunu,
e) Başkanlık: Mali Suçları Araştırma
Kurumu Başkanlığını,
f) Başkan: Mali Suçları Araştırma Kurumu
Başkanını,
g) Yükümlü: Bankacılık, sigortacılık,
bireysel emeklilik, sermaye piyasaları, ödünç para verme ve diğer finansal
hizmetler ile posta ve taşımacılık, talih ve bahis oyunları alanında faaliyet
gösterenler; döviz, gayrimenkul, değerli taş ve maden, mücevher, nakil
vasıtası, iş makinesi, tarihi eser, sanat eseri ve antika ticareti ile iştigal
edenler veya bu faaliyetlere aracılık edenler ile noterler ve spor klüplerini
ve Bakanlar Kurulunca belirlenen diğer alanlarda faaliyet gösterenleri,
h) Denetim elemanı: Yükümlüler nezdinde
herhangi bir kanunla verilmiş inceleme ve denetim yetkisine sahip olanları,
i) Aklama suçu: 26/9/2004 tarihli ve 5237
sayılı Türk Ceza Kanununun 282 nci maddesinde düzenlenen suçu,
ifade eder.
İKİNCİ
BÖLÜM
Mali
Suçları Araştırma Kurumu
Kurum
MADDE 3- Suç gelirlerinin
aklanmasının önlenmesi konusunda faaliyet göstermek üzere, Maliye Bakanlığına
bağlı Mali Suçları Araştırma Kurumu kurulmuştur. Kurum, kısaca
"MASAK" olarak adlandırılır.
Mali Suçları Araştırma Kurumu; Mali
Suçlarla Mücadele Koordinasyon Kurulu ile Mali Suçları Araştırma Kurumu Başkanlığından
oluşur. Başkanlık doğrudan Bakana bağlıdır.
Kurumun
görev ve yetkileri
MADDE 4- Kurumun görev ve
yetkileri şunlardır:
a) Suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi
amacıyla politika hazırlamak ve uygulama stratejileri geliştirmek, bu amaçla
kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak, ortak çalışmalar yapmak,
görüş ve bilgi alışverişinde bulunmak,
b) Belirlenen politikalar çerçevesinde
kanun, tüzük ve yönetmelik taslakları hazırlamak, bu Kanun ile buna ilişkin
Bakanlar Kurulu kararlarının uygulanması konusunda düzenlemeler yapmak,
c) Suç gelirlerinin aklanması alanındaki
gelişmeler ile aklama suçunun önlenmesi ve ortaya çıkarılmasına yönelik
yöntemler konusunda araştırmalar yapmak,
d) Suç gelirlerinin aklanmasını önlemek
amacıyla sektörel çalışmalar yapmak, önlemler geliştirmek ve uygulamayı
izlemek,
e) Kamuoyu duyarlılığı ve desteğini
artırmaya yönelik çalışmalar yapmak,
f) Gerekli verileri toplamak, analiz etmek
ve değerlendirmek,
g) Değerlendirme sürecinde gerek
duyulduğunda ilgili birimlerden kendi görev alanlarında inceleme ve araştırma
yapılması talebinde bulunmak,
h) Aklama suçunun işlendiğine dair ciddi
şüphelerin mevcut olması durumunda konuyu Cumhuriyet savcılığına veya diğer
yetkili mercilere intikal ettirmek,
i) Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında
yükümlülük denetimi yapılmasını sağlamak,
j) Kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve
tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kuruluşlardan her türlü bilgi ve
belgeyi istemek,
k) Bilgi ve ihtisasına ihtiyaç duyulması
halinde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların Başkanlık bünyesinde
geçici olarak görevlendirilmelerini talep etmek,
l) Uluslararası ilişkileri yürütmek, görüş
ve bilgi alışverişinde bulunmak,
m) Yabancı ülkelerdeki muadil kurumlarla
bilgi ve belge değişiminde bulunmak, bu amaçla mutabakat muhtırası imzalamak.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Mali
Suçlarla Mücadele Koordinasyon Kurulu
Koordinasyon
Kurulu
MADDE 5- Suç gelirlerinin
aklanmasının önlenmesine ilişkin kanun ve Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe
girecek yönetmelik taslaklarını değerlendirmek ve uygulamayla ilgili kurum ve
kuruluşlar arasında koordinasyon sağlamak üzere Mali Suçlarla Mücadele
Koordinasyon Kurulu oluşturulmuştur.
Koordinasyon Kurulu; Maliye Bakanlığı
Müsteşarının başkanlığında, Mali Suçları Araştırma Kurumu Başkanı, Gelir
İdaresi Başkanı, İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, Adalet Bakanlığı
Kanunlar Genel Müdürü, Dışişleri Bakanlığı Ekonomik İşler Genel Müdürü, Hazine
Müsteşarlığı Banka ve Kambiyo Genel Müdürü, Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık
Genel Müdürü, Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Genel Müdürü, Bankacılık Düzenleme
ve Denetleme Kurumu Başkan Yardımcısı, Sermaye Piyasası Kurulu Başkan
Yardımcısı ve Merkez Bankası Başkan Yardımcısından oluşur.
Görüş ve bilgilerine gerek duyulan kurum
ve kuruluşların temsilcileri oy hakkı olmaksızın Koordinasyon Kuruluna
çağrılabilir.
Koordinasyon Kurulu yılda en az iki defa
toplanır.
Koordinasyon Kurulunun çalışmaları için
yapılacak giderler Kurum bütçesine konulacak ödeneklerden karşılanır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Mali
Suçları Araştırma Kurumu Başkanlığı
Başkanlık
teşkilatı
MADDE 6- Başkanlık teşkilatı; ana
hizmet, danışma ve yardımcı hizmet birimlerinden oluşur. Başkanlık teşkilatı
ekli (I) sayılı cetvelde gösterilmiştir.
Başkan
MADDE 7- Başkan, Başkanlığın en
üst yöneticisi olup görev ve yetkileri şunlardır:
a) Başkanlığı mevzuata, hükümet programına
ve Bakanlar Kurulunca belirlenen politika ve stratejilere uygun olarak
yönetmek,
b) Başkanlığın görev alanına giren
hususlarda politika ve strateji geliştirmek, bunlara uygun olarak yıllık amaç
ve hedefler oluşturmak, performans ölçütleri belirlemek, Kurum bütçesini
hazırlamak, gerekli yasal ve idari düzenleme çalışmalarını yapmak, belirlenen
stratejiler, amaçlar ve performans ölçütleri doğrultusunda uygulamayı koordine
etmek, izlemek ve değerlendirmek,
c) Başkanlığın faaliyet ve işlemlerini
denetlemek, yönetim sistemlerini gözden geçirmek, organizasyon yapısı ve
yönetim süreçlerinin etkinliğini gözetmek ve geliştirilmesini sağlamak,
d) Faaliyet alanına giren konularda diğer
kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği ve koordinasyonu sağlamak,
e) Başkanlığın görev alanına giren
konularda uluslararası bilgi değişimini teminen yabancı ülkelerdeki muadil
kurumlarla mutabakat muhtıralarını imzalamak.
Başkan
yardımcıları
MADDE 8- Başkana yardımcı olmak
üzere iki Başkan yardımcısı atanabilir. Başkan yardımcıları Başkana karşı
sorumludur.
BEŞİNCİ
BÖLÜM
Ana Hizmet
Birimleri
Ana hizmet
birimleri
MADDE 9- Başkanlığın ana hizmet
birimleri şunlardır:
a) Düzenleme Daire Başkanlığı,
b) Uluslararası İlişkiler Daire
Başkanlığı,
c) Veri Yönetimi ve Değerlendirme Daire
Başkanlığı,
d) Denetim ve Eğitim Daire Başkanlığı.
Düzenleme
Daire Başkanlığı
MADDE 10- Düzenleme Daire
Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Suç gelirlerinin aklanmasının
önlenmesine yönelik politika ve stratejiler geliştirmek,
b) Belirlenen politikalar çerçevesinde
kanun, tüzük ve yönetmelik tasarı ve taslaklarını hazırlamak,
c) Bu Kanun ile Kanunun tatbikine ilişkin
Bakanlar Kurulu kararlarının uygulanması konusunda düzenlemeler yapmak,
d) Diğer kurum ve kuruluşlarla ortak
çalışmalar yapmak, görüş ve bilgi alışverişinde bulunmak,
e) Koordinasyon Kurulunun sekretarya
hizmetlerini yürütmek,
f) Başkanlıkça verilecek diğer görevleri
yapmak.
Uluslararası
İlişkiler Daire Başkanlığı
MADDE 11- Uluslararası İlişkiler
Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Kurumun faaliyet alanı ile ilgili
olarak diğer ülke kurum ve kuruluşlarıyla ve uluslararası kuruluşlarla ilgili
işlemleri yürütmek, görüş ve bilgi alışverişinde bulunmak, Kurumun bu
kuruluşlarla yapacağı müzakereleri koordine etmek,
b) Kurumun faaliyet alanı ile ilgili
olarak uluslararası düzenlemeleri takip etmek, Kurumun ve diğer kurum ve
kuruluşların kullanımına sunmak,
c) Diğer kurum ve kuruluşlarla ortak
çalışmalar yapmak, görüş ve bilgi alışverişinde bulunmak,
d) Yabancı ülkelerdeki muadil kurumlarla
bilgi ve belge değişiminde bulunmak, bu amaçla imzalanacak mutabakat
muhtıralarına ilişkin çalışmaları yürütmek,
e) Başkanlıkça verilecek diğer görevleri
yapmak.
Veri
Yönetimi ve Değerlendirme Daire Başkanlığı
MADDE 12- Veri Yönetimi ve
Değerlendirme Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Kanun kapsamında gerekli bilgileri
toplamak ve bildirimleri almak, analiz etmek ve değerlendirmek,
b) Başkanlığın görev alanına giren
işlemlerin hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesi için gerekli bilgi işlem
sistemlerini kurmak, yönetmek, güvenliğini sağlamak ve bilişim faaliyetlerini
yürütmek,
c) Kurumun amaç ve ihtiyaçlarına uygun
veri tabanları oluşturmak ve teknolojik gelişmelere uygun bir şekilde
geliştirmek, yazılım ve donanım alt yapısı ile ilgili tüm işleri koordine etmek
ve yürütmek,
d) Diğer kurum ve kuruluşların bilgi işlem
sistemlerine erişim konusunda gerekli çalışmaları yürütmek, yükümlülerce
düzenlenecek belge ve formları hazırlamak,
e) Suç gelirlerinin aklanması alanındaki
gelişmeleri takip ederek tipolojiler oluşturmak, aklama suçunun önlenmesi ve
ortaya çıkarılmasına yönelik analiz yöntemleri geliştirmek,
f) Başkanlıkça verilecek diğer görevleri
yapmak.
Denetim ve
Eğitim Daire Başkanlığı
MADDE 13- Denetim ve Eğitim Daire
Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Bu Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında
yükümlüler nezdinde yapılacak denetimlerle ilgili olarak yıllık denetim planını
hazırlamak ve denetimleri koordine etmek,
b) Yükümlülük denetimi yapılması için
denetim birimlerinden talepte bulunmak,
c) Denetim sonuçlarını izlemek,
değerlendirmek, denetimlerin etkinlik ve verimliliğini artırıcı tedbirler
almak,
d) Yükümlülerin suç gelirlerinin
aklanmasının önlenmesi alanındaki düzenlemelere uyumunu sağlamak amacıyla
eğitim planları hazırlamak, uygulamak ve değerlendirmek,
e) Yükümlülerce uygulanacak eğitim
programlarının amaca uygunluğu ve etkinliğini sağlamak amacıyla önerilerde
bulunmak, bu amaçla yükümlülerle ve mesleki kuruluşlarla işbirliği yapmak,
f) Suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi
alanındaki ulusal ve uluslararası düzenlemeler ve uygulamalar konusunda, diğer
kurumlar nezdinde yürütülecek eğitim faaliyetlerini koordine etmek,
g) Başkanlık teşkilatının hizmet içi
eğitim planlarını hazırlamak, uygulamak ve değerlendirmek,
h) Suç gelirlerinin aklanmasını önlemek
amacıyla sektörel çalışmalar yapmak, bu suretle risk alanlarını tespit etmek,
önlemler geliştirilmesi ve uygulamanın izlenmesi konusunda önerilerde bulunmak,
i) Kamuoyu duyarlılığı ve desteğini
artırmaya yönelik çalışmalar yapmak,
j) Başkanlıkça verilecek diğer görevleri
yapmak.
ALTINCI BÖLÜM
Danışma Birimleri
Danışma birimleri
MADDE 14- Başkanlığın danışma
birimleri şunlardır:
a) Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı,
b) Hukuk Müşavirliği,
c) Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği.
Strateji
Geliştirme Daire Başkanlığı
MADDE 15- Strateji Geliştirme Daire
Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı
Kanunun 60 ıncı maddesinde belirtilen mali hizmetleri yerine getirmek,
b) Ulusal kalkınma strateji ve
politikaları, yıllık program ve hükümet programı çerçevesinde Başkanlığın orta
ve uzun vadeli politika ve stratejilerini belirlemek, amaçlarını oluşturmak
üzere gerekli çalışmaları yapmak,
c) Başkanlığın görev alanına giren
konularda performans ve kalite ölçütleri geliştirmek ve bu kapsamda verilecek
diğer görevleri yerine getirmek,
d) Başkanlık bütçesini stratejik plana ve
yıllık hedeflere göre hazırlamak; Başkanlık faaliyetlerinin bunlara uygunluğunu
izlemek ve değerlendirmek, Başkanlığın yönetimi ile hizmetlerin geliştirilmesi
ve performansla ilgili bilgi ve verileri toplamak, analiz etmek, yorumlamak ve
yıllık faaliyet raporlarını hazırlamak,
e) Üst yönetimin iç denetime yönelik
işlevinin etkililiğini ve verimliliğini artırmak için gerekli hazırlıkları
yapmak,
f) Başkanlığın görev alanına giren
konularda, hizmetleri etkileyecek dış etkenleri incelemek, kurum içi kapasite
araştırması yapmak, hizmetlerin etkililiğini ve tatmin düzeyini analiz etmek ve
genel araştırmalar yapmak,
g) Yönetim bilgi sistemlerine ilişkin
hizmetleri yerine getirmek,
h) Başkanlıkça verilecek diğer görevleri
yapmak.
Hukuk
Müşavirliği
MADDE 16- Hukuk Müşavirliğinin
görevleri şunlardır:
a) 8/1/1943 tarihli ve 4353 sayılı Kanun
hükümlerine göre adli ve idari davalarda gerekli bilgileri hazırlamak, taraf
olduğu idari davalarda başkanlığı temsil etmek veya Başkanlıkça hizmet satın
alma yoluyla temsil ettirilen davaları takip ve koordine etmek,
b) Başkanlığın menfaatlerini koruyucu,
anlaşmazlıkları önleyici hukuki tedbirleri zamanında almak, anlaşma ve
sözleşmelerin bu esaslara uygun olarak yapılmasına yardımcı olmak,
c) Başkanlıkça hazırlanan veya diğer
kurumlar tarafından gönderilen kanun, tüzük ve yönetmelik tasarı ve taslakları
ile diğer hukuki konular hakkında görüş bildirmek,
d) Başkanlıkça verilecek diğer görevleri
yapmak.
Basın ve
Halkla İlişkiler Müşavirliği
MADDE 17- Basın ve halkla ilişkiler
ve tanıtım faaliyetlerini planlamak ve bu faaliyetlerin belirlenecek usul ve
ilkelere göre yürütülmesini sağlamak, 9/10/2003 tarihli ve 4982 sayılı Bilgi
Edinme Hakkı Kanununa göre yapılacak bilgi edinme başvurularını etkin, süratli
ve doğru bir şekilde sonuçlandırmak üzere basın ve halkla ilişkiler müşaviri
görevlendirilebilir.
YEDİNCİ
BÖLÜM
Yardımcı
Hizmet Birimi
Yardımcı
hizmet birimi
MADDE 18- Başkanlığın yardımcı
hizmet birimi İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığıdır.
İnsan
Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı
MADDE 19- İnsan Kaynakları ve
Destek Hizmetleri Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Başkanlığın insan gücü politikası ve
planlaması konusunda çalışmalar yapmak ve tekliflerde bulunmak,
b) Başkanlık personelinin atama, nakil,
sicil, terfi, ücret, emeklilik ve benzeri özlük işlemlerini yürütmek,
c) Başkanlığın ihtiyacı olan her türlü
satın alma, kiralama, yapım, bakım ve onarım,
sağlık ve benzeri idarî ve malî hizmetleri yürütmek,
d) Genel evrak ve arşiv hizmetlerini
yürütmek,
e) Kütüphane ve dokümantasyon hizmetlerini
yürütmek,
f) Başkanlığın sivil savunma ve
seferberlik hizmetlerini planlamak ve yürütmek,
g) Kurumun iç ve dış güvenlik hizmetlerini
yürütmek,
h) Başkanlıkça verilecek diğer görevleri
yapmak.
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Personel Rejimi
Atama
MADDE 20- Başkanlıkta, başkan
yardımcıları ve daire başkanları Başkanın önerisi üzerine Bakan tarafından
atanır. Bunlar dışında kalan personelin atamaları ise Başkan tarafından
yapılır.
Başkanlığa, başkan yardımcılığına ve daire
başkanlığına atanacaklarda; 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 48 inci maddesinin (A) fıkrasının (1), (4), (5), (6) ve (7) numaralı
bentleri ile 68 inci maddesinde belirtilen şartlara ilave olarak, en az dört
yıllık eğitim veren yüksek öğretim kurumlarının hukuk, siyasal bilgiler,
iktisat, işletme, iktisadi ve idari bilimler fakültelerinden ya da bunlara
denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilmiş yüksek öğretim kurumlarından
mezun olmak şartı aranır.
Başkanlık teşkilatında görevlendirilecek
personelin atanma ve görevde yükselme usul ve esasları Bakanlık tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Mali
suçları araştırma uzmanı ve uzman yardımcısı
MADDE 21- Başkanlıkta mali suçları
araştırma uzmanı ve uzman yardımcısı istihdam edilir. Mali suçları araştırma
uzman yardımcılığına atanabilmek için 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde
sayılan şartlara ilave olarak aşağıdaki nitelikler aranır:
a) En az dört yıllık eğitim veren yüksek
öğretim kurumlarının hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve
idari bilimler fakültelerinden ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca
kabul edilmiş yüksek öğretim kurumlarından mezun olmak,
b) Meslek ve yabancı dil konularında
yapılacak özel yarışma ve yeterlik sınavlarında başarılı olmak,
c) Sınavın yapıldığı tarihte otuz yaşını
doldurmamış olmak.
Mali suçları araştırma uzman yardımcıları
en az üç yıl fiilen çalışmak, her yıl olumlu sicil almak, yapılacak yeterlik
sınavında başarılı olmak ve Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit
Sınavından en az (B) düzeyinde ya da muadili sınavlardan buna tekabül eden
puana sahip olmak kaydıyla mali suçları araştırma uzmanı olarak atanırlar.
Mali suçları araştırma uzman ve uzman
yardımcılarının görev, yetki ve sorumlulukları ile mesleğe alınma, meslekte
yükselme, çalışma usul ve esaslarına ilişkin hususlar Bakanlık tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
DOKUZUNCU BÖLÜM
Yükümlülükler ve Bilgi
Değişimi
Kimlik tespiti
MADDE 22- Yükümlüler, nezdinde
yapılan veya aracılık ettikleri işlemlerde işlem yapılmadan önce, işlem
yapanlar ile nam veya hesaplarına işlem yapılanların kimliklerini tespit etmek
zorundadır.
Kimlik tespitine esas belge nevilerini
belirlemeye Başkanlık yetkili olup, kimlik tespitini gerektiren işlem türleri,
bunların parasal sınırları ve konuyla ilgili diğer usul ve esaslar yönetmelikle
belirlenir.
Şüpheli
işlem bildirimi
MADDE 23- Yükümlüler nezdinde veya
bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu
malvarlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla
kullanıldığına dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir
hususun bulunması halinde bu işlemlerin yükümlüler tarafından Başkanlığa
bildirilmesi zorunludur.
Yükümlüler, Başkanlığa şüpheli işlem
bildiriminde bulunulduğuna ilişkin olarak, yükümlülük denetimi ile
görevlendirilen denetim elemanlarına ve yargılama sırasında mahkemelere verilen
bilgiler dışında, işleme taraf olanlar dahil olmak üzere hiç kimseye bilgi
veremezler.
Eğitim, iç
denetim, kontrol ve risk yönetim sistemleri ile diğer tedbirler
MADDE 24- Yükümlüler, bu Kanunun
amacına uygun olarak eğitim, iç denetim,
kontrol ve risk yönetim sistemleri oluşturmak ve bu Kanunla getirilen
yükümlülüklere uyumu sağlamak üzere gerekli yetki ile donatılmış idari düzeyde
görevli tayini de dahil gereken tedbirleri almak zorundadır.
Bu maddenin uygulanmasında yükümlüleri,
alınacak tedbirler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye
Başkanlık yetkilidir.
Devamlı
bilgi verme
MADDE 25- Yükümlüler taraf
oldukları veya aracılık ettikleri, Bakanlıkça belirlenecek tutarı aşan
işlemleri Başkanlığa bildirmek zorundadırlar.
Devamlı bilgi verme kapsamındaki işlem
türleri, bilgilerin ne şekilde ve hangi sürelerde verileceği, kapsam dışında
tutulacak yükümlüler ile uygulamaya ilişkin diğer usul ve esaslar Bakanlıkça
belirlenir.
Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak
yükümlüler dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki
kurum ve kuruluşlardan da Başkanlığa devamlı bilgi vermeleri istenebilir.
Kimlerin, hangi usul ve esaslara göre devamlı bilgi vereceği yönetmelikle
belirlenir.
Bilgi ve
belge verme
MADDE 26- Kamu kurum ve
kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kuruluşlar,
Başkanlık ve denetim elemanları tarafından istenilecek her türlü bilgi, belge
ve bunlara ilişkin her türlü ortamdaki kayıtları, bu kayıtlara erişimi sağlamak
veya okunabilir hale getirmek için gerekli tüm bilgi ve şifreleri tam ve doğru
olarak vermek ve gerekli kolaylığı sağlamakla yükümlüdür. 19/4/1990 tarihli ve
3628 sayılı Kanun ve özel kanunlar gereğince ilgili kurumlarca alınan mal
bildirimleri de bu madde kapsamındaki belgelerden sayılır.
Yukarıdaki fıkraya göre talepte
bulunulanlar savunma hakkına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, özel
kanunlarda yazılı hükümleri ileri sürerek bilgi ve belge vermekten
kaçınamazlar.
Muhafaza ve
ibraz
MADDE 27- Yükümlüler, bu Kanunla
getirilen yükümlülüklere ve işlemlerine ilişkin her türlü ortamdaki; belgeleri
düzenleme tarihinden, defter ve kayıtları son kayıt tarihinden, kimlik
tespitine ilişkin belgeleri ise son işlem tarihinden itibaren on yıl süreyle
muhafaza ve istenmesi halinde yetkililere ibraz etmekle yükümlüdür.
Erişim
sistemi
MADDE 28- Kanunları veya faaliyet
konuları gereğince, ekonomik olaylara, servet unsurlarına, vergi
mükellefiyetlerine, nüfus bilgilerine ve yasa dışı faaliyetlere ilişkin kayıt
tutan, kamu sermayeli ticaret bankaları hariç kamu kurum ve kuruluşları ile
kamu kurumu niteliğindeki kurum ve kuruluşların bilgi işlem sistemlerine
Bakanlık ve ilgili Bakanlığın veya kamu kurumu niteliğindeki kurum ve
kuruluşların yetkili organlarının birlikte belirleyeceği usul ve esaslar
dahilinde Başkanlıkça erişim sistemi kurulabilir.
Yükümlülerin
korunması
MADDE 29- Bu Kanun gereğince
yükümlülüklerini yerine getiren gerçek ve tüzel kişiler hiçbir şekilde hukuki
ve cezai bakımdan sorumlu tutulamaz.
Özel kanunlarda hüküm bulunsa dahi şüpheli
işlem bildiriminde bulunanlara dair, mahkeme dışında, üçüncü kişi, kurum ve
kuruluşlara bilgi verilemez. Bu kişilerin kimliklerinin saklı tutulması ve
güvenliklerinin sağlanması için mahkemece gerekli önlemler alınır.
Yükümlülük
denetimi
MADDE 30- Bu Kanun ve ilgili
mevzuatla getirilen yükümlülüklerin denetimi, denetim elemanı vasıtasıyla
yerine getirilir.
Başkanlık, yükümlüler nezdinde münferiden
veya bir denetim programı kapsamında yükümlülük denetimi yapılmasını ilgili
birimden talep edebilir.
Yükümlülük denetimiyle görevlendirilen
denetim elemanları, bu Kanun kapsamında kamu kurum ve kuruluşları da dahil
gerçek ve tüzel kişilerden ve tüzel kişiliği olmayan kuruluşlardan her türlü
bilgi, belge ve kanuni defterleri istemeye ve bunlar nezdinde her türlü evrak
ve kayıtları incelemeye, ilgililerden yazılı ve sözlü bilgi almaya yetkili olup
ayrıca diğer kanunların kendilerine verdiği yetkileri de kullanır.
Denetim elemanları, kendi görev alanlarına
ilişkin olarak kurumlarınca verilen görevleri yaparken tespit ettikleri
yükümlülük ihlallerini Başkanlığa bildirir.
Uluslararası
bilgi değişimi
MADDE 31- Başkanlığın görev alanına
giren konularda uluslararası bilgi değişimini teminen yabancı ülkelerdeki
muadil kurumlarla uluslararası andlaşma niteliğinde olmayan mutabakat
muhtıraları imzalamaya ve imzalanan mutabakat muhtıralarını değiştirmeye Mali
Suçları Araştırma Kurumu Başkanı yetkili olup, imzalanacak mutabakat
muhtıraları ve değişiklikleri Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe girer.
ONUNCU
BÖLÜM
Cezalar,
Elkoyma ve Kararların Bildirimi
Yükümlülük ihlalinde
idari ceza
MADDE 32- Bu Kanunun 22, 23, 24 ve
25 inci maddelerinde yer alan yükümlülüklerden herhangi birini ihlal eden
yükümlülere Başkanlıkça onbin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir.
Yükümlünün banka, özel finans kurumu, finansman şirketi, faktoring şirketi,
ikrazatçı, finansal kiralama şirketi, sigorta ve reasürans şirketi, emeklilik
şirketi, sermaye piyasası kurumu veya yetkili müessese olması halinde, idari
para cezası üç kat olarak uygulanır.
Bu Kanunun 22 ve 23 üncü maddelerinde yer
alan yükümlülüklere uyulmaması durumunda yükümlülüğü yerine getirmeyen
görevliye de ayrıca beşbin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir.
İdari para cezalarının verilmesini
gerektiren fiillerin tekrarı halinde, para cezası iki kat, ikinci ve müteakip
tekrarlarda üç kat olarak uygulanır. Bu cezaların verildiği tarihten itibaren
beş yıl içinde idari para cezası verilmesini gerektiren aynı fiil işlenmediği
takdirde önceki fiiller artırımlı ceza uygulamasında dikkate alınmaz.
Yükümlülüğün ihlal edildiği takvim yılını
takip eden yılın başından itibaren beş yıl geçtikten sonra idari para cezası
verilemez.
Bu madde ile ilgili diğer usul ve esaslar
Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Yükümlülük
ihlalinde adli ceza
MADDE 33- Bu Kanunun 26 ve 27 nci
maddelerindeki yükümlülükleri ihlal eden kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis
ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Bu suç dolayısıyla tüzel kişiler hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Başkası hesabına
işlem yapıldığının beyan edilmemesi
MADDE 34- Yükümlüler nezdinde veya
aracılığıyla yapılacak kimlik tespitini gerektiren işlemlerde, kendi adına ve
fakat başkası hesabına hareket eden kimse, bu işlemleri yapmadan önce kimin
hesabına hareket ettiğini yükümlülere yazılı olarak bildirmediği takdirde altı
aydan bir yıla kadar hapis veya beşbin güne kadar adli para cezasıyla
cezalandırılır.
Gümrük
idaresine yapılacak açıklama
MADDE 35- Türk parası, döviz veya
bunlarla ödemeyi sağlayan belgeleri yurt dışına çıkaran veya yurda getiren
yolcular, gümrük idaresinin talebi üzerine bunlarla ilgili olarak tam ve doğru
açıklama yapmakla mükelleftir.
Yetkililerce talep edildiği halde herhangi
bir açıklama yapılmaması veya yanlış ya da yanıltıcı açıklama yapılması
halinde, yolcu beraberindeki değerler gümrük idaresi tarafından muhafaza altına
alınır. Gümrük idaresince, açıklamada bulunmayan yolculara taşıdıkları değerin,
tutar konusunda gerçeğe aykırı açıklamada bulunan yolculara ise taşıdıkları
değer ile açıkladıkları değer arasındaki farkın onda biri kadar idari para
cezası kesilir. Ayrıca durum şüpheli sayılarak Başkanlığa bildirilmekle
birlikte ilgili diğer mercilere de intikal ettirilir. Binbeşyüz Yeni Türk
Lirasına kadar olan farklar için bu fıkra hükmü uygulanmaz.
Muhafaza altına alınan değerlerin aklama
veya terörün finansmanı amacıyla nakledilmeye çalışıldığı yönünde ciddi şüphe
veya delil bulunması halinde söz konusu değerlere 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunundaki usule göre elkonulabilir.
Elkoyma
MADDE 36- Aklama suçunun
işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunan hallerde Ceza Muhakemesi Kanunundaki
usule göre malvarlığı değerlerine elkonulabilir.
Kararların
bildirimi
MADDE 37- Aklama suçundan dolayı
yapılan soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın
veya düzenlenen iddianamenin, kovuşturma sonucunda verilen hükmün ve bu Kanunun
36 ncı maddesine göre verilen elkoyma kararının bir örneği izleyen ayın sonuna
kadar ilgili Cumhuriyet savcılıkları ve mahkemelerce Başkanlığa gönderilir.
ONBİRİNCİ
BÖLÜM
Çeşitli ve
Son Hükümler
MADDE 38- Mali Suçları Araştırma
Kurulu Başkanlığına ait ekli (I) sayılı listede gösterilen kadrolar iptal
edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvelin Maliye Bakanlığına
ait bölümünden çıkarılmış ve ekli (II) sayılı listede gösterilen kadrolar ihdas
edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı Cetvele
"Mali Suçları Araştırma Kurumu Başkanlığı" bölümü olarak eklenmiştir.
MADDE 39- a) 13/12/1983 tarihli ve
178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin 2 nci maddesinin (r) bendi, 8 inci maddesinin (f) bendi ile 14 ve
33 üncü maddeleri yürürlükten kaldırılmış, 35/A maddesine "e) Mali Suçları
Araştırma Kurumu Başkanlığı"
bendi,
b) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı
Kanuna ekli (I) sayılı cetvele "57- Mali Suçları Araştırma Kurumu
Başkanlığı" ibaresi,
c) 23/4/1981 tarihli ve 2451 sayılı
Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanuna ekli (II) sayılı
cetvelin "Müsteşar ve Yardımcıları (Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri ve
Yardımcıları dahil)" ibaresinden sonra gelmek üzere "Mali Suçları
Araştırma Kurumu Başkanı" ibaresi,
eklenmiştir.
MADDE 40- 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun;
a) Ekli (I) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin
"I-Genel İdare Hizmetleri Sınıfı" bölümünün (d) bendine
"Müsteşar yardımcıları ve genel müdürler" ibaresinden sonra gelmek
üzere "Mali Suçları Araştırma Kurumu Başkanı" ibaresi eklenmiştir.
b) Ekli (II) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin
2 nci bölümünde "Genel Müdür Yardımcısı" ibaresinden sonra gelmek
üzere "Mali Suçları Araştırma Kurumu Başkan Yardımcısı", "Avrupa
Birliği Genel Sekreterliği Daire Başkanı" ibaresinden sonra gelmek üzere
"Mali Suçları Araştırma Kurumu Daire Başkanı" ibaresi eklenmiştir.
c) Ekli (IV) sayılı Makam Tazminatı
cetvelinin 5 inci sırasının (c) bendindeki, "Mali Suçları Araştırma Kurulu
Başkan Yardımcısı" ibaresi, "Mali Suçları Araştırma Kurumu Başkan
Yardımcıları ve Daire Başkanları" olarak değiştirilmiştir.
MADDE 41- 12/4/1991 tarihli ve 3713
sayılı Kanuna 7 nci maddesinden sonra gelmek üzere 7/A maddesi eklenmiştir.
"Terörün Finansmanı Suçu
MADDE 7/A- Her kim tümüyle veya kısmen
terör eylemlerinin gerçekleştirilmesinde kullanılması niyetiyle veya
kullanılacağını bilerek, doğrudan veya dolaylı olarak fon sağlar veya toplarsa,
fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca bir yıldan beş yıla kadar hapis ve
yüzelli günden binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Fon, terör
eylemlerinde kullanılmasa dahi fail aynı şekilde cezalandırılır.
Bir tüzel kişiliğin hukuken veya fiilen
yönetiminden veya denetiminden sorumlu bir kişinin bu sıfatıyla yukarıda
belirtilen fiilleri işlemesi halinde, fiili gerçekleştirenler aynı şekilde
cezalandırılmakla birlikte tüzel kişiler hakkında da bunlara özgü güvenlik
tedbirlerine hükmolunur.
Bu maddenin birinci fıkrasında geçen fon;
para veya değeri para ile temsil edilebilen her türlü mal, hak, alacak, gelir
ve menfaat ile bunların birbirine dönüştürülmesinden hasıl olan menfaat ve değeri
ifade eder."
MADDE 42- a) 13/11/1996 tarihli ve
4208 sayılı Kanunun 1, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 12 nci maddeleri ile 2 nci
maddesinin (a), (b), (d) ve (e) bentleri, 13 ve 15 inci maddelerinin birinci ve
üçüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.
b) Diğer mevzuatta yer alan
"karapara" ibaresinden "suçtan kaynaklanan malvarlığı
değeri", "karapara aklama suçu" ibaresinden "aklama
suçu" anlaşılır.
Yönetmelikler
MADDE 43- Bu Kanunun 2 nci
maddesinin (g) ve (h) bendi ile 5, 22, 23, 25, 26, 30, 34 ve 35 inci
maddelerinde belirtilen hususlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca,
Kanunun yayım tarihini izleyen altı ay içinde çıkarılacak yönetmeliklerle
düzenlenir.
Maktu
tutarların artırımı
MADDE 44- Bu Kanunda yer alan veya
ilgili mevzuata göre belirlenen maktu tutarlar her yılın başından geçerli olmak
üzere, bir önceki yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen
yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Hesaplamalarda on Yeni Türk
Lirasına kadar olan tutarlar dikkate alınmaz.
GEÇİCİ
MADDE 1- Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı
kadrolarında bulunan personel Kurumdaki aynı unvan ve kadrolara atanmış
sayılır.
Kurumun teşkilat ve kuruluşu, bu Kanun
esaslarına göre yeniden düzenleninceye kadar Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihteki mevcut kadroların kullanımına devam olunur.
Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla
Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığında görev yapan diğer personel, hiçbir
işleme gerek kalmaksızın Mali Suçları Araştırma Kurumunda aynı usulle
görevlendirilmiş sayılır.
GEÇİCİ
MADDE 2- 5237
sayılı Türk Ceza Kanununun 7 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü saklı kalmak
kaydıyla, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce başlatılmış araştırma ve
incelemeler 4208 sayılı Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan
yönetmeliklerle belirlenen usul ve esaslara göre yürütülür. Bu incelemeler en
geç 31/12/2005 tarihine kadar sonuçlandırılır.
GEÇİCİ
MADDE 3- Bu
Kanunda öngörülen düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar, mevcut düzenlemelerin
bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Diğer mevzuatta Mali Suçları Araştırma
Kuruluna yapılmış atıflar Kuruma yapılmış sayılır.
GEÇİCİ
MADDE 4- Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Bakanlığa ait taşınır mallar, araç,
gereç, malzeme, demirbaş ve taşıtlardan Mali Suçları Araştırma Kurulu
Başkanlığınca kullanılanlar hiçbir işleme gerek kalmaksızın Mali Suçları
Araştırma Kurumuna devredilmiş, taşınmaz mallar ise tahsis edilmiş sayılır.
Kurumun 2005 mali yılı harcamaları, 5277
sayılı 2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun 15 inci maddesinin (a) fıkrasının (8)
numaralı bendine istinaden yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar Bakanlığın 2005
yılı bütçesinde yer alan Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığına ait
ödeneklerden karşılanır.
Bu Kanunun uygulanmasında teşkilat,
personel, kadro, demirbaş devri ve benzeri hususlarda ortaya çıkabilecek
sorunları gidermeye Bakan yetkilidir.
GEÇİCİ
MADDE 5- Bu
Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen yabancı dil şartı,
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Mali Suçları Araştırma Uzman Yardımcısı
olarak görev yapanlar için uygulanmaz.
Yürürlük
MADDE 45- Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 46- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
Dışişleri
Bak. ve Başb. Yrd. V. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
M. V. Gönül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
B. Atalay |
A. Babacan |
M. Aydın |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı V. |
Adalet
Bakanı |
|
G. Akşit |
A. Coşkun |
C. Çiçek |
|
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı |
|
M. V. Gönül |
A. Aksu |
K. Unakıtan |
|
Millî
Eğitim Bakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
|
H. Çelik |
Z. Ergezen |
R. Akdağ |
|
Ulaştırma
Bakanı V. |
Tarım ve
Köyişleri Bakanı V. |
Çalışma
ve Sos. Güv. Bakanı |
|
M. H. Güler |
R. Akdağ |
M. Basesgioğlu |
|
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
En. ve
Tab. Kay. Bakanı |
Kültür
ve Turizm Bakanı |
|
A. Coşkun |
M. H. Güler |
A. Koç |
|
|
Çevre ve
Orman Bakanı |
|
|
|
O. Pepe |
|
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METNE EKLİ CETVEL
EK (1) SAYILI CETVEL
MALİ SUÇLARI ARAŞTIRMA KURUMU BAŞKANLIĞI
TEŞKİLATI
|
Başkan |
|
Danışma |
Yardımcı |
|
|
|
Başkan |
Yardımcısı |
Ana
hizmet birimleri |
Birimleri |
Hizmet
Birimi |
|
|
Başkan |
Başkan |
1-
Düzenleme Daire |
1-
Strateji |
1- İnsan |
|
|
|
Yardımcısı |
Başkanlığı |
Geliştirme |
Kaynakları |
|
|
|
|
|
Daire |
ve Destek |
|
|
|
|
|
Başkanlığı |
Hizmetleri |
|
|
|
|
|
|
Daire Başkanlığı |
|
|
|
Başkan |
2-
Uluslararası İlişkiler |
2- Hukuk |
|
|
|
|
Yardımcısı |
Daire Başkanlığı |
Müşavirliği |
|
|
|
|
|
3- Veri
Yönetimi ve |
3- Basın
ve |
|
|
|
|
|
Değerlendirme Daire |
Halkla İlişkiler |
|
|
|
|
|
Başkanlığı |
Müşavirliği |
|
|
|
|
|
4-
Denetim ve Eğitim |
|
|
|
|
|
|
Daire Başkanlığı |
|
|
|
HÜKÜMETİN
TEKLİF ETTİĞİ METNE EKLİ LİSTELER |
|
|
|
|
|
|
(1)
SAYILI LİSTE |
|
|
|
|
|
|
KURUMU:
MALİYE BAKANLIĞI |
|
|
|
|
|
|
TEŞKİLATI:
MERKEZ |
|
|
|
|
|
|
İPTAL
EDİLEN KADROLARIN |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
SERBEST |
TUTULAN |
TOPLAM |
|
|
|
|
KADRO |
KADRO |
KADRO |
|
SINIFI |
UNVANI |
DERECESİ |
ADEDİ |
ADEDİ |
ADEDİ |
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Kurulu Başkanı |
1 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Başkan
Yardımcısı |
1 |
3 |
- |
3 |
|
GİH |
Şube
Müdürü |
1 |
3 |
- |
3 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
1 |
3 |
- |
3 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
2 |
2 |
- |
2 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
3 |
2 |
- |
2 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
4 |
4 |
- |
4 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
5 |
10 |
- |
10 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
6 |
23 |
- |
23 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
7 |
2 |
- |
2 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzman Yardımcısı |
7 |
6 |
- |
6 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzman Yardımcısı |
8 |
10 |
- |
10 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzman Yardımcısı |
9 |
7 |
- |
7 |
|
GİH |
Uzman |
1 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Şef |
4 |
1 |
- |
1 |
|
THS |
Mühendis |
1 |
3 |
- |
3 |
|
GİH |
Çözümleyici |
2 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Programcı |
4 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Programcı |
6 |
2 |
|
2 |
|
GİH |
Bilgisayar
İşletmeni |
3 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Bilgisayar
İşletmeni |
6 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Bilgisayar
İşletmeni |
9 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Bilgisayar
İşletmeni |
10 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
3 |
4 |
- |
4 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
4 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
5 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
6 |
2 |
- |
2 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
7 |
2 |
- |
2 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
8 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
11 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Mütercim |
1 |
2 |
- |
2 |
|
GİH |
Mütercim |
4 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Memur |
5 |
10 |
- |
10 |
|
GİH |
Memur |
6 |
3 |
- |
3 |
|
GİH |
Memur |
7 |
2 |
- |
2 |
|
|
|
|
|
|
|
|
TOPLAM: |
|
119 |
|
|
|
|
119 (2) SAYILI LİSTE
KURUMU: MALİ SUÇLARI
ARAŞTIRMA KURUMU BAŞKANLIĞI
TEŞKİLATI: MERKEZ
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
SERBEST |
TUTULAN |
TOPLAM |
|
|
|
|
|
|
|
|
KADRO |
KADRO |
KADRO |
|
SINIFI |
UNVANI |
DERECESİ |
ADEDİ |
ADEDİ |
ADEDİ |
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Kurumu Başkanı |
1 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Kurumu Başkan Yardımcısı |
1 |
2 |
- |
2 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Kurumu Daire Başkanı |
1 |
6 |
- |
6 |
|
GİH |
1.Hukuk
Müşaviri |
1 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Hukuk
Müşaviri |
1 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Basın ve
Halkla İlişkiler Müşaviri |
1 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Şube
Müdürü |
1 |
10 |
- |
10 |
|
GİH |
Şube
Müdürü |
2 |
3 |
- |
3 |
|
GİH |
Şube
Müdürü |
3 |
2 |
- |
2 |
|
GİH |
Bilgi
İşlem Merkezi Müdürü |
1 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
1 |
10 |
- |
10 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
2 |
10 |
- |
10 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
3 |
10 |
- |
10 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
4 |
10 |
- |
10 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
5 |
10 |
- |
10 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
6 |
15 |
- |
15 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzman Yardımcısı |
7 |
10 |
- |
10 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzman Yardımcısı |
8 |
10 |
- |
10 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzman Yardımcısı |
9 |
15 |
- |
15 |
|
AHS |
Avukat |
4 |
1 |
- |
1 |
|
AHS |
Avukat |
5 |
1 |
- |
1 |
|
AHS |
Avukat |
6 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Uzman |
1 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Şef |
4 |
5 |
- |
5 |
|
GİH |
Şef |
6 |
6 |
- |
6 |
|
GİH |
Mütercim |
1 |
4 |
- |
4 |
|
GİH |
Mütercim |
4 |
1 |
- |
1 |
|
THS |
Mühendis |
1 |
3 |
- |
3 |
|
THS |
İstatistikçi |
1 |
2 |
- |
2 |
|
THS |
İstatistikçi |
5 |
4 |
- |
4 |
|
GİH |
Çözümleyici |
1 |
2 |
- |
2 |
|
GİH |
Çözümleyici |
2 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Programcı |
4 |
2 |
- |
2 |
|
GİH |
Programcı |
6 |
3 |
- |
3 |
|
GİH |
Bilgisayar
İşletmeni |
3 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Bilgisayar
İşletmeni |
5 |
1 |
- |
1 |
|
|
|
|
|
SERBEST |
TUTULAN |
TOPLAM |
|
|
|
|
KADRO |
KADRO |
KADRO |
|
SINIFI |
UNVANI |
DERECESİ |
ADEDİ |
ADEDİ |
ADEDİ |
GİH |
Bilgisayar
İşletmeni |
6 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Bilgisayar
İşletmeni |
9 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
3 |
6 |
- |
6 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
4 |
4 |
- |
4 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
5 |
5 |
- |
5 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
6 |
3 |
- |
3 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
7 |
3 |
- |
3 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
8 |
2 |
- |
2 |
|
GİH |
Sivil
Savunma Uzmanı |
1 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Ayniyat
Saymanı |
3 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Memur |
5 |
10 |
- |
10 |
|
GİH |
Memur |
6 |
10 |
- |
10 |
|
GİH |
Memur |
7 |
5 |
- |
5 |
|
GİH |
Memur |
8 |
5 |
- |
5 |
|
GİH |
Memur |
9 |
3 |
- |
3 |
|
GİH |
Şoför |
6 |
4 |
- |
4 |
|
THS |
Teknisyen |
6 |
4 |
- |
4 |
|
YHS |
Dağıtıcı |
5 |
2 |
- |
2 |
|
YHS |
Hizmetli |
7 |
8 |
- |
8 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
TOPLAM: |
|
245 |
- |
245 |
|
|
|
|
|
|
|
|
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
SUÇ
GELİRLERİNİN AKLANMASININ ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI
BİRİNCİ
BÖLÜM
Amaç ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı, suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesine
ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
Tanımlar
MADDE 2- (1) Bu Kanunda geçen;
a) Bakanlık: Maliye Bakanlığını,
b) Bakan: Maliye Bakanını,
c) Başkanlık: Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığını,
ç) Koordinasyon Kurulu: Mali Suçlarla
Mücadele Koordinasyon Kurulunu,
d) Yükümlü: Bankacılık, sigortacılık,
bireysel emeklilik, sermaye piyasaları, ödünç para verme ve diğer finansal
hizmetler ile posta ve taşımacılık, talih ve bahis oyunları alanında faaliyet
gösterenler; döviz, taşınmaz, değerli taş ve maden, mücevher, nakil vasıtası,
iş makinesi, tarihi eser, sanat eseri ve antika ticareti ile iştigal edenler
veya bu faaliyetlere aracılık edenler ile noterler, spor kulüpleri ve Bakanlar
Kurulunca belirlenen diğer alanlarda faaliyet gösterenleri,
e) Denetim elemanı: Yükümlüler nezdinde
herhangi bir kanunla verilmiş inceleme ve denetim yetkisine sahip olanları,
f) Suç geliri: Suçtan kaynaklanan
malvarlığı değerini,
g) Aklama suçu: 26/9/2004 tarihli ve 5237
sayılı Türk Ceza Kanununun 282 nci maddesinde düzenlenen suçu,
ifade eder.
İKİNCİ
BÖLÜM
Yükümlülükler ve Bilgi Değişimi
Kimlik tespiti
MADDE 3- (1) Yükümlüler, kendileri nezdinde yapılan veya aracılık
ettikleri işlemlerde işlem yapılmadan önce, işlem yapanlar ile nam veya
hesaplarına işlem yapılanların kimliklerini tespit etmek zorundadır.
(2) Kimlik tespitine esas belge nevilerini
belirlemeye Bakanlık yetkili olup,
kimlik tespitini gerektiren işlem türleri, bunların parasal sınırları ve
konuyla ilgili diğer usul ve esaslar yönetmelikle
belirlenir.
Şüpheli işlem bildirimi
MADDE 4- (1) Yükümlüler nezdinde
veya bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu
malvarlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla
kullanıldığına dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir
hususun bulunması halinde bu işlemlerin yükümlüler tarafından Başkanlığa
bildirilmesi zorunludur.
(2) Yükümlüler, Başkanlığa şüpheli işlem
bildiriminde bulunulduğunu, yükümlülük denetimi ile görevlendirilen denetim
elemanları ile yargılama sırasında mahkemeler dışında, işleme taraf olanlar
dahil hiç kimseye açıklayamazlar.
(3) Yükümlülerin hangi faaliyetlerinden
dolayı ve hangi usul ve esaslara göre şüpheli işlem bildiriminde bulunacağı
yönetmelikle belirlenir.
Eğitim, iç
denetim, kontrol ve risk yönetim sistemleri ile diğer tedbirler
MADDE 5- (1) Bakanlık; bu Kanunun amacına uygun olarak eğitim, iç denetim,
kontrol ve risk yönetim sistemleri oluşturulması ve bu Kanunla getirilen
yükümlülüklere uyumu sağlamak üzere, gerekli yetki ile donatılmış idari düzeyde
görevli tayin edilmesi de dahil, gereken tedbirlerin alınması konusunda,
işletme büyüklükleri ve iş hacimlerini de dikkate alarak yükümlüleri ve
uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Devamlı bilgi verme
MADDE 6- (1) Yükümlüler taraf
oldukları veya aracılık ettikleri işlemlerden, Bakanlıkça belirlenecek tutarı
aşanları Başkanlığa bildirmek zorundadırlar.
(2) Devamlı bilgi verme kapsamındaki işlem
türleri, bilgilerin ne şekilde ve hangi sürelerde verileceği, kapsam dışında
tutulacak yükümlüler ile uygulamaya ilişkin diğer usul ve esaslar Bakanlıkça
belirlenir.
(3) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin
olarak, yükümlüler dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu
niteliğindeki kurum ve kuruluşlardan da Başkanlığa devamlı bilgi vermeleri
istenebilir. Kimlerin, hangi usul ve esaslara göre devamlı bilgi vereceği yönetmelikle
belirlenir.
Bilgi ve belge verme
MADDE 7- (1) Kamu kurum ve
kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kuruluşlar,
Başkanlık ve denetim elemanları tarafından istenilecek her türlü bilgi, belge
ve bunlara ilişkin her türlü ortamdaki kayıtları, bu kayıtlara erişimi sağlamak
veya okunabilir hale getirmek için gerekli tüm bilgi ve şifreleri tam ve doğru
olarak vermek ve gerekli kolaylığı sağlamakla yükümlüdür.
(2) Yukarıdaki fıkraya göre talepte
bulunulanlar savunma hakkına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, özel
kanunlarda yazılı hükümleri ileri sürerek bilgi ve belge vermekten
kaçınamazlar.
Muhafaza ve ibraz
MADDE 8- (1) Yükümlüler, bu Kanunla getirilen yükümlülüklere ve işlemlerine
ilişkin her türlü ortamdaki; belgeleri düzenleme tarihinden, defter ve
kayıtları son kayıt tarihinden, kimlik tespitine ilişkin belgeleri ise son
işlem tarihinden itibaren sekiz yıl süreyle muhafaza ve istenmesi halinde
yetkililere ibraz etmekle yükümlüdür.
Erişim sistemi
MADDE 9- (1) Kanunları veya
faaliyet konuları gereğince, ekonomik olaylara, servet unsurlarına, vergi
mükellefiyetlerine, nüfus bilgilerine ve yasa dışı faaliyetlere ilişkin kayıt
tutan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki kurum ve
kuruluşların bilgi işlem sistemlerine Bakanlık ve ilgili Bakanlığın veya kamu
kurumu niteliğindeki kurum ve kuruluşların yetkili organlarının birlikte
belirleyeceği usul ve esaslar dahilinde Başkanlıkça erişim sistemi kurulabilir.
(2) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
hariç kamu sermayeli bankalar ile kamu iktisadi teşebbüsleri birinci fıkra
kapsamı dışındadır.
Yükümlülerin korunması
MADDE 10- (1) Bu Kanun gereğince
yükümlülüklerini yerine getiren gerçek ve tüzel kişiler hiçbir şekilde hukuki
ve cezai bakımdan sorumlu tutulamaz.
(2) Özel kanunlarda hüküm
bulunsa dahi şüpheli işlem bildiriminde bulunanlara dair, mahkeme dışında, üçüncü kişi, kurum ve kuruluşlara
bilgi verilemez. Bu kişilerin kimliklerinin saklı tutulması ve güvenliklerinin
sağlanması için mahkemece gerekli önlemler alınır.
Yükümlülük denetimi
MADDE 11- (1) Bu Kanun ve ilgili mevzuatla getirilen yükümlülüklerin denetimi, denetim elemanı vasıtasıyla yerine
getirilir.
(2) Başkanlık, yükümlüler nezdinde
yapılacak denetimin münferiden veya bir denetim programı kapsamında yapılmasını
isteyebilir. Kendisinden talepte bulunulan birim bu talebin gereğini yerine
getirmek zorundadır.
(3) Yükümlülük denetimiyle görevlendirilen
denetim elemanları, bu Kanun kapsamında kamu kurum ve kuruluşları da dahil
gerçek ve tüzel kişilerden ve tüzel kişiliği olmayan kuruluşlardan her türlü
bilgi, belge ve kanuni defterleri istemeye ve bunlar nezdinde her türlü evrak
ve kayıtları incelemeye, ilgililerden yazılı ve sözlü bilgi almaya yetkili olup
ayrıca diğer kanunların kendilerine verdiği yetkileri de kullanır.
(4) Denetim elemanları, kendi görev
alanlarına ilişkin olarak kurumlarınca verilen görevleri yaparken tespit
ettikleri yükümlülük ihlallerini Başkanlığa bildirir.
Uluslararası bilgi değişimi
MADDE 12- (1) Başkanlığın görev
alanına giren konularda uluslararası bilgi değişimini teminen, yabancı
ülkelerdeki muadil kurumlarla uluslararası antlaşma niteliğinde olmayan
mutabakat muhtıraları imzalamaya ve imzalanan mutabakat muhtıralarını
değiştirmeye Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanı yetkilidir. İmzalanacak
mutabakat muhtıraları ve değişiklikleri Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe
girer.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Cezalar, Elkoyma ve Kararların Bildirimi
Yükümlülük ihlalinde
idari ceza
MADDE 13- (1) Bu Kanunun 3 ve 6
ncı maddeleri ile 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan yükümlülüklerden herhangi birini ihlal eden yükümlülere
Başkanlıkça beşbin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir. Yükümlünün
banka, finansman şirketi, faktoring şirketi, ikrazatçı, finansal kiralama şirketi,
sigorta ve reasürans şirketi, emeklilik şirketi, sermaye piyasası kurumu veya
yetkili müessese olması halinde, idari para cezası iki kat olarak uygulanır.
(2) Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan
yükümlülüklere uyulmaması durumunda yükümlülüğü yerine getirmeyen görevliye de
ayrıca ikibin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir.
(3) Bu Kanunun 5 inci maddesinde yer alan
yükümlülüklere uymayan yükümlülere, eksikliklerin giderilmesi ve gerekli
tedbirlerin alınması için 30 günden az olmamak üzere süre verilir. Verilen süre
içinde eksiklikleri gidermeyen ve gerekli tedbirleri almayan yükümlülere
birinci fıkra hükümleri uygulanır.
(4) Yükümlülüğün ihlal edildiği tarihten
itibaren beş yıl geçtikten sonra idari para cezası verilemez.
(5) Bu madde ile ilgili diğer usul ve
esaslar Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Yükümlülük ihlalinde adli ceza
MADDE 14- (1) Bu Kanunun 4 üncü
maddesinin ikinci fıkrası ile 7 ve 8
inci maddelerindeki yükümlülükleri ihlal eden kimse bir yıldan üç yıla kadar
hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suç dolayısıyla tüzel kişiler
hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Başkası
hesabına işlem yapıldığının beyan edilmemesi
MADDE 15- (1) Yükümlüler nezdinde
veya aracılığıyla yapılacak kimlik tespitini gerektiren işlemlerde, kendi adına
ve fakat başkası hesabına hareket eden kimse, bu işlemleri yapmadan önce kimin
hesabına hareket ettiğini yükümlülere yazılı olarak bildirmediği takdirde altı
aydan bir yıla kadar hapis veya beşbin güne kadar adli para cezasıyla
cezalandırılır.
Gümrük idaresine yapılacak açıklama
MADDE 16- (1) Türk parası, döviz
veya bunlarla ödemeyi sağlayan belgeleri yurt dışına çıkaran veya yurda getiren
yolcular, gümrük idaresinin talebi üzerine bunlarla ilgili olarak tam ve doğru
açıklama yapmakla mükelleftir.
(2) Yetkililerce talep edildiği halde
herhangi bir açıklama yapılmaması veya yanlış ya da yanıltıcı açıklama
yapılması halinde, yolcu beraberindeki değerler gümrük idaresi tarafından
muhafaza altına alınır. Gümrük idaresince, açıklamada bulunmayan yolculara
taşıdıkları değerin, tutar konusunda gerçeğe aykırı açıklamada bulunan
yolculara ise taşıdıkları değer ile açıkladıkları değer arasındaki farkın onda
biri kadar idari para cezası kesilir. Ayrıca
durum şüpheli sayılarak Başkanlığa bildirilmekle birlikte ilgili diğer
mercilere de intikal ettirilir. Binbeşyüz Yeni Türk Lirasına kadar olan farklar
için bu fıkra hükmü uygulanmaz.
Elkoyma
MADDE 17- (1) Aklama
ve terörün finansmanı suçunun işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunan hallerde
5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununun 128 inci maddesindeki usule göre malvarlığı değerlerine
elkonulabilir.
(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde
Cumhuriyet savcısı da el koyma kararı verebilir. Hâkim kararı olmaksızın
yapılan elkoyma işlemi yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur.
Hâkim en geç yirmi dört saat içinde onaylanıp onaylanmamasına karar verir.
Onaylanmama halinde Cumhuriyet savcılığının kararı hükümsüz kalır.
Kararların bildirimi
MADDE 18- (1) Aklama ve terörün finansmanı suçundan dolayı yapılan soruşturma
sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya düzenlenen
iddianame, kovuşturma sonucunda verilen hüküm ve bu Kanunun 17 nci maddesine
göre verilen elkoyma kararının bir örneği izleyen ayın sonuna kadar ilgili
Cumhuriyet savcılıkları ve mahkemelerce Başkanlığa gönderilir.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Başkanlık ve Koordinasyon Kurulu
Başkanlığın görev ve yetkileri
MADDE 19- (1) Mali Suçları
Araştırma Kurulu Başkanlığı doğrudan Maliye Bakanına bağlı olup görev ve
yetkileri şunlardır:
a) Suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi
amacıyla politika hazırlamak ve uygulama stratejileri geliştirmek, bu amaçla
kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak, ortak çalışmalar yapmak,
görüş ve bilgi alışverişinde bulunmak,
b) Belirlenen politikalar çerçevesinde
kanun, tüzük ve yönetmelik taslakları hazırlamak, bu Kanun ile buna ilişkin
Bakanlar Kurulu kararlarının uygulanması konusunda düzenlemeler yapmak,
c) Suç gelirlerinin aklanması alanındaki
gelişmeler ile aklama suçunun önlenmesi ve ortaya çıkarılmasına yönelik
yöntemler konusunda araştırmalar yapmak,
ç) Suç gelirlerinin aklanmasını önlemek
amacıyla sektörel çalışmalar yapmak, önlemler geliştirmek ve uygulamayı
izlemek,
d) Kamuoyu duyarlılığını ve desteğini
artırmaya yönelik çalışmalar yapmak,
e) Suç gelirlerinin aklanması ve terörün
finansmanının önlenmesi kapsamında veri toplamak, şüpheli işlem bildirimlerini
almak, analiz etmek ve değerlendirmek,
f) Değerlendirme sürecinde gerek
duyulduğunda kolluk ve diğer birimlerden kendi görev alanlarında inceleme ve
araştırma yapılması talebinde bulunmak,
g) Aklama veya terörün finansmanı suçunun işlendiğine dair ciddi
şüphelerin mevcut olması durumunda konuyu ilgili Cumhuriyet savcılığına intikal
ettirmek,
ğ) Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında
yükümlülük denetimi yapılmasını sağlamak,
h) Kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve
tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kuruluşlardan her türlü bilgi ve
belgeyi istemek,
ı) Bilgi ve ihtisasına ihtiyaç duyulması
halinde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların Başkanlık bünyesinde
geçici olarak görevlendirilmelerini talep etmek,
i) Görev alanına giren konularda uluslararası ilişkileri yürütmek,
görüş ve bilgi alışverişinde bulunmak,
j) Yabancı ülkelerdeki muadil kurumlarla
bilgi ve belge değişiminde bulunmak, bu amaçla uluslararası antlaşma
niteliğinde olmayan mutabakat
muhtırası imzalamak.
(2) Başkanlıkça birinci fıkranın (f) bendine
göre kendisinden talepte bulunulan birim, bu talebin gereğini ivedi olarak
yerine getirmek zorundadır.
Koordinasyon Kurulu
MADDE 20- (1) Suç gelirlerinin
aklanmasının önlenmesine
ilişkin kanun taslakları ile
Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe girecek yönetmelik taslaklarını
değerlendirmek ve uygulamayla ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyon
sağlamak üzere Mali Suçlarla Mücadele Koordinasyon Kurulu oluşturulmuştur.
(2) Koordinasyon Kurulu; Maliye Bakanlığı
Müsteşarının başkanlığında, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanı, Maliye
Teftiş Kurulu Başkanı, Maliye Hesap Uzmanları Kurulu Başkanı, Gelir İdaresi
Başkanı, İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel
Müdürü, Dışişleri Bakanlığı Ekonomik İşler Genel Müdürü, Hazine Kontrolörleri
Kurulu Başkanı, Hazine Müsteşarlığı Banka ve Kambiyo Genel Müdürü, Hazine
Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü, Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu
Başkanı, Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Genel Müdürü, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu Başkan Yardımcısı, Sermaye Piyasası Kurulu Başkan Yardımcısı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası Başkan Yardımcısından oluşur.
(3) Görüş ve bilgilerine gerek duyulan
kurum ve kuruluşların temsilcileri oy hakkı olmaksızın Koordinasyon Kuruluna çağrılabilir.
(4) Koordinasyon Kurulu yılda en az iki
defa toplanır.
Mali
suçları araştırma uzmanı ve uzman yardımcısı
MADDE 21- (1) Başkanlıkta mali suçları araştırma uzmanı ve uzman yardımcısı
istihdam edilir. Mali suçları araştırma uzman yardımcılığına atanabilmek için
657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde sayılan şartlara ilave olarak aşağıdaki
nitelikler aranır:
a) En az dört yıllık eğitim veren yüksek
öğretim kurumlarının hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve
idari bilimler fakültelerinden ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca
kabul edilmiş yüksek öğretim kurumlarından mezun olmak,
b) Meslek ve yabancı dil konularında
yapılacak özel yarışma ve yeterlik sınavlarında başarılı olmak,
c) Sınavın yapıldığı tarihte otuz yaşını
doldurmamış olmak.
(2) Mali suçları araştırma uzman
yardımcıları en az üç yıl fiilen çalışmak, her yıl olumlu sicil almak,
yapılacak yeterlik sınavında başarılı olmak ve Kamu Personeli Yabancı Dil
Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (C) düzeyinde ya da muadili sınavlardan
buna tekabül eden puana sahip olmak kaydıyla mali suçları araştırma uzmanı
olarak atanırlar. Yeterlik sınavında başarı gösteremeyenler veya dil belgesini
yeterlik sınavını müteakip iki yıl içinde ibraz edemeyenler, durumlarına uygun diğer
kadrolara atanırlar.
(3) Bu Kanun kapsamında alınan bildirim ve
bilgiler mali suçları araştırma uzmanı ve uzman yardımcıları tarafından
değerlendirilir.
(4) Mali suçları araştırma uzman ve uzman
yardımcılarının diğer görev, yetki ve sorumlulukları ile mesleğe alınma,
meslekte yükselme, çalışma usul ve esaslarına ilişkin hususlar Bakanlık
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sırrın ifşaı
MADDE 22- (1) Aşağıda yazılı
kimseler görevlerinden ayrılsalar dahi, görevleri dolayısıyla kişilerin ve bu
kişilerle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına,
işlerine, işletmelerine, servetlerine ve mesleklerine ilişkin olarak
öğrendikleri sırları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların
yararına kullanamazlar:
a) Koordinasyon Kurulu Başkan ve üyeleri,
denetim elemanları ile Kurul personeli,
b) Bilgilerine ve ihtisaslarına başvurulan
kişiler,
c) Bu bilgileri görevleri dolayısıyla
öğrenen diğer kamu görevlileri.
(2) Bu kişiler, öğrendikleri sırları ifşa
etmeleri halinde, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu sırlar maddi menfaat karşılığında ifşa edildiğinde verilecek hapis cezası
iki yıldan az olamaz.
(3) Bu Kanun uyarınca yabancı ülkelerdeki
muadil kuruluşlara Başkanlıkça bilgi verilmesi sırrın ifşaı sayılmaz.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
MADDE 23- Mali Suçları Araştırma
Kurulu Başkanlığında kullanılmak üzere ekli (1) sayılı listede yer alan
kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı cetvelin Maliye Bakanlığına
ait bölümüne eklenmiştir.
MADDE 24- (1) 13/12/1983 tarihli
ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin;
a) 2 nci maddesinin (r) bendi “r) Suç
gelirlerinin aklanmasının önlenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek.”
şeklinde,
b) 14 üncü maddesi başlığı ile birlikte;
“Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı
MADDE 14- Mali
Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı, Suç
Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 19 uncu maddesinde sayılan
görevler ile çeşitli kanunlarla kendisine verilen görevleri yerine getirir.”
şeklinde,
c) 33 üncü maddesi;
“MADDE 33- Mali Suçlarla Mücadele
Koordinasyon Kurulu, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun
20 nci maddesinde belirtilen şekilde oluşturulur ve aynı maddede verilen
görevleri yerine getirir.” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 25- 12/4/1991 tarihli ve 3713
sayılı Terörle Mücadele Kanununun mülga 8 inci maddesi başlığı ile birlikte
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Terörün finansmanı suçu
MADDE 8- Her kim terör eylemlerinin
gerçekleştirilmesinde kullanılması kastıyla fon sağlar veya toplarsa bir yıldan
beş yıla kadar hapis ve yüzelli günden binbeşyüz güne kadar adli para cezası
ile cezalandırılır.
Bu maddenin birinci fıkrasında geçen fon;
para veya değeri para ile temsil edilebilen her türlü mal, hak, alacak, gelir
ve menfaat ile bunların birbirine dönüştürülmesinden hasıl olan menfaat ve
değeri ifade eder.”
Ek ödemeler
MADDE 26- (1) Koordinasyon
Kurulunun başkan ve üyelerine her toplantı için (3000) gösterge rakamının memur
aylık katsayısıyla çarpımı sonucunda bulunan tutar üzerinden toplantı ücreti
ödenir.
(2) Başkanlıkta görev yapan;
a) Mali Suçları Araştırma
Kurulu Başkanına (7000)
b) Başkan yardımcıları ve
daire başkanlarına (6000)
c) Mali suçları araştırma
uzmanları, şube müdürleri ve bilgi işlem merkezi müdürüne (5000)
ç) Mali suçları araştırma uzman
yardımcısı, şef, uzman, mütercim, mühendis,
istatistikçi, çözümleyici
ve programcılara (4000)
d) Diğer personele (3000)
gösterge rakamının memur aylık
katsayısıyla çarpımı sonucunda bulunan tutarı geçmemek üzere Bakan onayı ile ek
ücret ödenir.
(3) Başkanlık bünyesinde geçici olarak
görevlendirilen personele ek ücret ödenmesinde, ifa edilen görevin Başkanlıkta
ait olduğu kadro için belirlenen gösterge rakamı esas alınır.
(4) Bu ödemeler damga vergisi hariç
herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaz.
Kaldırılan
ve değiştirilen hükümler
MADDE 27- a) 13/11/1996 tarihli
ve 4208 sayılı Kanunun 1, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 12 ve 14 üncü maddeleri, 2 nci
maddesinin (a), (b), (d) ve (e) bentleri ile 15 inci maddesinin birinci ve
üçüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.
b) 4208 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin
birinci ve üçüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmış ve ikinci fıkrası “ Suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerinin kontrollü teslimatına ilişkin yabancı ülke
talepleri hakkında karar vermeye Ankara Sulh Ceza Mahkemesi yetkilidir.”
şeklinde değiştirilmiştir.
c) Diğer mevzuatta yer alan “karapara”
ibaresinden “suçtan kaynaklanan malvarlığı değeri”, “karapara aklama suçu”
ibaresinden “aklama suçu” anlaşılır.
Yönetmelikler
MADDE 28- (1) Bu Kanunun 2 nci
maddesinin (d) ve (e) bendi, 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası ile 3, 4, 6, 7,
11, 15, 16 ve 20 nci maddelerinde belirtilen hususlara ilişkin usul ve esaslar
Bakanlar Kurulunca, Kanunun yayımı tarihini izleyen altı ay içinde çıkarılacak
yönetmeliklerle düzenlenir.
Maktu tutarların artırımı
MADDE 29- (1) Bu Kanunun 13 ve 16 ncı maddelerinde yer alan maktu tutarlar her
yılın başından geçerli olmak üzere, bir önceki yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213
sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında
artırılarak uygulanır. Hesaplamalarda on Yeni Türk Lirasına kadar olan tutarlar
dikkate alınmaz.
GEÇİCİ
MADDE 1-
(1) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 nci maddesinin
ikinci fıkrası hükmü saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden
önce başlatılmış araştırma ve incelemeler 4208 sayılı Kanun ve bu Kanuna
dayanılarak çıkarılan yönetmeliklerle belirlenen usul ve esaslara göre
yürütülür. Bu incelemeler Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay
içinde sonuçlandırılır. Bu süre zarfında 4208 sayılı Kanuna göre yapılan ek
ödemelere devam olunur.
GEÇİCİ
MADDE 2-
(1) Bu Kanunda öngörülen düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar, mevcut
düzenlemelerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam
olunur.
GEÇİCİ
MADDE 3- (1) Bu Kanunun 21 inci maddesinin ikinci
fıkrasında belirtilen yabancı dil şartı, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Mali
Suçları Araştırma Uzman Yardımcısı olarak görev yapanlar için uygulanmaz.
MADDE 30- (1) Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 31- (1) Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METNE
EKLİ LİSTE
(1)
SAYILI LİSTE
İHDAS
EDİLEN KADROLAR
Kurumu:
Maliye Bakanlığı
Teşkilatı:
Merkez
SERBEST |
TUTULAN |
|
|
|
|
|
|
|
|
KADRO |
KADRO |
|
|
SINIFI |
UNVANI |
DERECESİ |
ADEDİ |
ADEDİ |
TOPLAM |
|
GİH |
Daire
Başkanı |
1 |
4 |
- |
4 |
|
GİH |
Şube
Müdürü |
1 |
3 |
- |
3 |
|
GİH |
Bilgi
İşlem Merkezi Müdürü |
1 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
1 |
6 |
- |
6 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
2 |
5 |
- |
5 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
3 |
4 |
- |
4 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzmanı |
4 |
4 |
- |
4 |
|
GİH |
Mali
Suçları Araştırma Uzman Yardımcısı |
8 |
2 |
- |
2 |
|
GİH |
Şef |
3 |
2 |
- |
2 |
|
GİH |
Şef |
5 |
3 |
- |
3 |
|
GİH |
Mütercim |
1 |
2 |
- |
2 |
|
TH |
İstatistikçi |
1 |
2 |
- |
2 |
|
TH |
İstatistikçi |
5 |
5 |
- |
5 |
|
GİH |
Çözümleyici |
1 |
2 |
- |
2 |
|
GİH |
Programcı |
4 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Programcı |
6 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
4 |
1 |
- |
1 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
5 |
6 |
- |
6 |
|
GİH |
Veri
Hazırlama ve Kontrol İşletmeni |
8 |
7 |
- |
7 |
|
|
TOPLAM: |
|
61 |
- |
61 |
|
ile ilişkili yeni içerik eklendiğinde e-mail gönderilsini istiyorsanız, üye olmanız gerekmetedir.