Dönem : 22 Yasama Yılı : 2
T.B.M.M. (S. Sayısı : 650)
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların
Karşılanması Hakkında Kanun Tasarısı ile İçişleri ve
Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/793)
Not : Tasarı, Başkanlıkça; İçişleri, Adalet ve Plan ve Bütçe
komisyonlarına havale edilmiştir.
T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü 19.4.2004
Sayı :
B.02.0.KKG.0.10/101-817/1797
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 23.3.2004 tarihinde kararlaştırılan “Terör ve Terörle Mücadeleden
Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte
gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Anayasanın dayandığı
temel görüş ve ilkeleri belirten ve Anayasa metnine dahil olan Başlangıç
Kısmında "Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî
sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve
külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu..."
belirtilmiş; Cumhuriyetin niteliklerini gösteren Anayasanın 2 nci maddesinde
ise Türkiye Cumhuriyetinin "toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet
anlayışı içinde, insan haklarına saygılı... sosyal bir hukuk devleti"
olduğu vurgulanmıştır.
Kural olarak idarenin
hukukî sorumluluğu kusur esasına dayanmaktadır. Sözü edilen kuralın istisnası
olarak, idarenin önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemediği bir takım
zararların, nedensellik bağı ve kusur koşulu aranmadan karşılanması
gerekmektedir. Objektif sorumluluk anlayışına dayalı sosyal risk adı verilen bu
ilke, bilimsel ve yargısal içtihatlarla da kabul edilmiştir.
Temelde Devletin anayasal
düzenini yıkmayı amaçlayan terör eylemlerinin zarar gören kişilere karşı
kişisel husumetten ileri gelmediği bilinmektedir. Terör eylemlerine hedef olan
kişiler kendi kusur ve fiilleri sonucu değil, toplumun bir bireyi olarak zarar
görmektedirler. Devleti ve toplumu hedef alan fiillerden doğan zararın mağdur
kişinin üzerinde bırakılması, hak ve nasafet kurallarıyla bağdaşmaz. Ortaya
çıkan zararın paylaştırılması, toplumun diğer kesimleri ile zarara uğramış
kişiler arasında fedakarlığın denkleştirilmesi, hakkaniyet ve sosyal hukuk
devleti ilkelerinin bir gereğidir. Kişilere verilen zararlar, ister terör
örgütlerinin eylemlerinden, ister terörle mücadele sırasında Devletçe alınan
tedbirlerden kaynaklanmış olsun; bu zararların belirtilen ilkeler uyarınca
karşılanması, Devlete olan güveni pekiştirecek; vatandaş-Devlet kaynaşmasını
artıracak, terörle mücadeleye ve toplumsal barışa önemli katkıda bulunacaktır.
Terörle mücadelede Türk Silâhlı Kuvvetlerinin ve güvenlik güçlerinin kazandığı
olağanüstü başarının sosyal ve ekonomik tedbirlerle desteklenmesi zorunluluğu
toplumumuzun bütün kesimlerince kabul edilmektedir.
Öte yandan, Bakanlar
Kurulunun 23.6.2003 tarihli ve 2003/5930 sayılı Kararıyla kabul edilip
24.7.2003 tarihli ve 25178 mükerrer sayılı Resmî Gazetede yayımlanan
"Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal
Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar"ın
"Yargının işlevselliği ve kapasitesinin artırılması suretiyle etkin bir
yargı sisteminin tesis edilmesi" başlığı altındaki (24.14.1.1.) numaralı
tablodaki 18 inci sırada "Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların
Karşılanması Hakkında Kanun Tasarısı"nın beklenen yürürlük tarihi 2004
yılı olarak belirlenmiştir.
Bu çerçevede yapılan
çalışmalar sonunda, terör eylemlerinin ülkemizde yoğun olarak yaşandığı
19.7.1987 tarihi ile 30.11.2002 tarihi arasında, terör eylemleri veya terörle
mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören kişilerin maddi
zararlarının yargı yoluna gitmelerine gerek kalmadan, idarece en kısa süre
içinde ve sulh yoluyla karşılanması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ancak bu
yolla sonuç alamayanların başvurmaları, verilen tazminat miktarlarının haksız
zenginleşme aracı olarak kullanılmasının önlenmesi amacıyla bu Tasarı
hazırlanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. - Bilindiği
üzere, Anayasal düzenin ortadan kaldırılmasına yönelik terör eylemlerinin
yoğunlaşması üzerine, terör eylemleriyle daha etkili mücadele amacıyla
19.7.1987 tarihinde yürürlüğe giren, 10.7.1987 tarihli ve 285 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile Olağanüstü Hal Bölge Valiliği kurulmuştur. Kanun
Hükmünde Kararname kapsamındaki illerde olağanüstü hal uygulaması 30.11.2002
tarihine kadar sürdürülmüştür.
Madde ile, Kanunun
amacının, 19.7.1987 tarihi ile 30.11.2002 tarihi arasında, olağanüstü hal ilan
edilen illerde meydana gelen terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında
yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin bu zararlarının
karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri düzenlemek olduğu belirtilmiştir.
Madde 2. - Madde ile
Kanunun kapsamı belirlenmiştir.
Birinci fıkrada genel
olarak terör eylemleri ile terör suçlarına ve terör amacı ile işlenen suçlara
ilişkin somut fiiller 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve
4 üncü maddelerine yollama yapmak suretiyle gösterilerek, l inci maddedeki
"terör eylemleri" deyimine açıklık getirilmiş; bu eylemler dışında da
terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetlerden zarar görenlerin her türlü
maddi zararlarının sulhen karşılanacağı belirtilerek zararı doğuran davranışlar
ile zararlar arasında ilişki kurulmuştur. Zararların sulhen karşılanması
yöntemi ile mağdurların yargı yoluna gitmelerine gerek kalmaksızın kısa sürede
zararlarının giderilmesi amaçlanmıştır. Maddede geçen her türlü maddi zararlar
kavramına cismani zararların da dahil olduğu aşikardır.
İkinci fıkrada Kanunun
kapsamı dışında kalan zararlar bentler halinde açıklanmış; daha önce çeşitli
mekanizmalar kullanılarak karşılanmış zararlar, kişilerin kendi kasıtları
sonucunda oluşan zararlar ile terörle bağlantılı olmayan sebeplerden dolayı
uğradıkları zararlar ve 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü
maddelerinde yazılı suçlardan hüküm giyenlerin bu fiillerinden dolayı
uğradıkları zararların kapsam dışında bulunduğu vurgulanmıştır. Kişilerin
bizzat yer aldığı terör eylemleri sebebiyle uğradıkları zararlar Kanunun
kapsamı dışında tutulmuştur. Kanun, kendi kusur ve fiilleri sonucu değil,
toplumun bir bireyi olarak terör eylemlerinin hedefi olan mağdur kişilerin
zararlarını karşılamayı hedeflemektedir.
Üçüncü fıkrada ise,
ikinci fıkranın (f) bendinde yazılı 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü
maddeleri kapsamındaki suçlardan dolayı ceza kovuşturması açılmış bulunanlar
hakkında kovuşturma sonuçlanıncaya kadar bu Kanuna göre işlem yapılmayacağı
hükme bağlanmıştır. Kovuşturmanın mahkumiyetle sonuçlanması halinde, bu
kişilerin bu fiillerinden dolayı uğradıkları zararlar Kanunun kapsamı dışında
kalacaktır.
Madde 3. - Madde ile
Kanunda geçen bazı ibarelerin tanımı yapılmıştır.
Madde 4. - Madde ile
zarar tespit komisyonlarının kuruluşu ve oluşum şekli düzenlenmiştir.
İllerde vali
yardımcısının başkanlığında ilgili kamu kurum ve kuruluşların temsilcilerinin
komisyonda görev alması ve iş yoğunluğuna göre aynı ilde birden fazla zarar
tespit komisyonu oluşturulabileceği öngörülmüştür. Ayrıca, 19.7.1987 tarihi ile
30.11.2002 tarihi arasında olağanüstü hal ilan edilen illerden hangilerinde
komisyon oluşturulacağına ilişkin olarak Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir.
Zarar tespit komisyonlarının illerde Bakanlar Kurulu kararından sonra on gün
içinde kurulması ve gerektiğinde birden fazla komisyon oluşturulması
öngörülerek kısa sürede sonuç alınması amaçlanmıştır.
Üçüncü fıkrada ise, zarar
tespit komisyonlarının çalışma esas ve usullerinin yönetmelikle düzenleneceği,
komisyonların salt çoğunlukla toplanacağı ve kararlarının üye sayısının salt
çoğunluğuyla alınacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 5. - Madde ile
zarar tespit komisyonlarının görevleri sayılmıştır. Komisyonlar, öncelikle
başvuru konusu zararın Kanun kapsamına girip girmediğini tespit edecek; böyle
bir zarar varsa, ifa tarzını ve mahsup miktarını belirleyecek, buna göre
sulhname tasarısını hazırlayacak ve mahsubu gereken miktarları tespit
edecektir. Ayrıca sulhname tasarısının kabul edilmemesi veya 12 nci maddenin
ikinci fıkrasına göre kabul edilmemiş sayılması hallerinde uyuşmazlık tutanağı
düzenleyerek ilgiliye tebliğ etme ve Bakanlığa bildirme de Komisyonun görevleri
arasında sayılmıştır.
Madde 6. - Madde ile
zarar tespit komisyonlarının çalışma usulü düzenlenmiştir.
Birinci fıkrada zarar
gören kişi veya mirasçılarının veya yetkili temsilcilerinin başvuru süresi ve
başvuracakları makam gösterilmiştir.
İkinci fıkrada
komisyonların her başvuru ile ilgili çalışmalarını başvuru tarihinden itibaren
altı ay içinde tamamlayacakları, bu sürenin zorunlu hallerde vali tarafından üç
ay uzatılabileceği öngörülmüş; böylece her başvuru ile ilgili çalışmanın en geç
dokuz ay içinde tamamlanması, işlerin sürüncemede bırakılmaması amaçlanmıştır.
Üçüncü fıkrada,
komisyonların görevlerini yerine getirirken, kamu kurum ve kuruluşlarından her
türlü bilgi ve yardımı isteyebileceği ve buralarda çalışanları bilirkişi olarak
görevlendirebileceği ile gerekli gördüğü uzmanları çalıştırabileceği veya
bunlardan görüş alabileceği hükme bağlanmıştır.
Dördüncü fıkrada komisyon
başkan ve üyelerinin kendileri ve yakınları ile ilgili toplantılara katılamayacağı
öngörülerek tarafsız hareket etmeleri sağlanmıştır.
Beşinci fıkrada
komisyonların sekreterlik hizmetlerini yürütecek birim gösterilmiştir.
Altıncı fıkrada komisyon
tarafından bilirkişi olarak görevlendirilenlere hizmetleri karşılığında
yapılacak ödemelerle ilgili hükümlere yer verilmiştir.
Yedinci fıkrada ise,
komisyonun giderlerinin İçişleri Bakanlığı bütçesinden karşılanacağı hükme
bağlanmıştır.
Madde 7. - Madde ile sulh
yoluyla karşılanacak zararlar sayılmıştır.
Madde 8. - Madde ile zararın
tespitinde hangi bilgi, belge ve bulguların esas alınacağı açıklanmış,
hakkaniyet ilkesine yer verilerek zarar tespit komisyonlarına takdir hakkı
tanınmıştır. Aynca taşınmazlara ilişkin zararların tespitinde 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanununun 11 inci maddesindeki kıymet takdiri esaslarının kıyasen
uygulanacağı belirtilmiştir.
Madde 9. - Madde ile
yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde ödenecek nakdi tazminat gösterge,
katsayı ve miktarları belirtilmiş; bu Kanun kapsamındaki zararlardan dolayı,
zarar gören kişilere, gerçek veya özel hukuk tüzel kişileri tarafından yapılan
ödemeler sebebiyle Devlete rücu edilemeyeceği hükmüne yer verilmiş ve
yönetmelikle düzenlenecek hususlar belirtilmiştir.
Madde 10. - Madde ile
zararların karşılanma şekli açıklanmış, bireysel veya genel nitelikli projeler
çerçevesinde aynî ifaya öncelik verileceği vurgulanmış; aynî ifa tarzları ile
ilgili esas ve usullerin yönetmelikte belirtileceği öngörülmüştür.
Madde 11. - Madde ile aynî
ifa ve nakdi ödeme miktarlarından mahsup edilecek değerler gösterilmiş;
bunların hesaplanması ile ilgili esas ve usullerin yönetmelikle belirleneceği
öngörülmüştür.
Madde 12. - Sulhname
yöntemi bir belgelendirme şeklidir. Maddede sulhnamenin içeriği, imzalanması,
hak sahibinin sulhname tasarısını kabul etmemesinin veya etmemiş sayılmasının
sonuçları düzenlenmiştir.
Hukukumuzda feragat,
kabul ve sulh gibi işlemler, görülmekte olan davaları sona erdiren işlemlerdir.
Sulh işlemi, dava öncesi yapılmışsa dava açılmasını engelleyici özelliktedir.
Sulh işlemine rağmen dava açılırsa bu durum itiraz olarak ileri sürülebilir ve
dava ortadan kaldırılır. Böylece dostane bir çözüm şekli olan sulh, bağlayıcı
niteliktedir.
Madde 13. - Madde ile
sulhnamede öngörülen zararlar karşılığının ödenmesine ilişkin usul
düzenlenmiştir.
Devletin ödeme nedeniyle,
genel hükümlere göre sorumlular hakkında rücu hakkının saklı olduğu maddede
belirtilmiştir.
Madde 14. - Maddenin
birinci fıkrasında zarar tespit komisyonlarının denetimi düzenlenmiştir.
İkinci fıkrada, zarar tespit
işlemlerinde görevlendirilen kişilerin mağdur ve sanık sıfatıyla memur gibi
işlem görecekleri açıklanmıştır.
Madde 15. - Maddenin
birinci fıkrasında Kanunun uygulanmasıyla ilgili işlemler ile bu Kanunda
belirtilen amaçlar doğrultusunda kullanılmak üzere yapılacak bağış ve
yardımların her türlü vergi, resim ve harçtan muaf oldukları açıklanmıştır.
İkinci fıkrada bu Kanunda
belirtilen amaçlar doğrultusunda kullanılmak üzere yapılacak bağış ve
yardımların gelir ve kurumlar vergisi matrahından indirilebilecek miktarlarının
ilgili mevzuata göre belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Madde 16. - Madde ile
Kanun gereğince yapılacak tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine
göre yapılacağı hükme bağlanmış, ancak Kanunda düzenlenen konuların süreli ve
acele hallerden olması nedeniyle ve çabukluk ilkesi gözetilerek memur vasıtası
ile yapılmasının esas olduğu belirtilmiştir.
Madde 17. - Madde ile
Kanunun uygulanmasına yönelik olarak yönetmelikle düzenlenecek hususlar
belirtilmiştir.
Madde 18. - Yürürlük maddesidir.
Madde 19. - Yürütme
maddesidir.
İçişleri Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
İçişleri
Komisyonu
Esas No. : 1/793 10. 6. 2004
Karar No. : 69
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Adalet Bakanlığınca
hazırlanarak Bakanlar Kurulunca, 13.5.2004 tarihinde Başkanlığınıza sunulan,
"Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun
Tasarısı", Başkanlığınızca, 19.4.2004 tarihinde esas Komisyon olarak Plan
ve Bütçe Komisyonuna; tali komisyon olarak da Adalet Komisyonu ile
Komisyonumuza havale edilmiş ve Komisyonumuz, 9.6. 2004 tarihli otuzdördüncü
toplantısında, İçişleri, Dışişleri ve Adalet Bakanlıkları temsilcilerinin de
katılımıyla Tasarıyı inceleyip görüşmüştür.
Tasarı ile 19.7.1987
tarihi ile 30.11.2002 tarihi arasında OHAL ilan edilen illerde terör eylemleri
veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara
uğrayan kişilerin uğradıkları zararların tazmin edilmesi amaçlanmaktadır.
Tasarının tümü üzerinde
yapılan görüşmeler sırasında, hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda;
Tasarının AB Ulusal
Programı çerçevesinde hazırlandığı ve 2004 yılı acil eylem planı içinde yer
aldığı,
Tasarıdaki 19.7.1987
tarihinin, OHAL Bölge Valiliğinin kuruluş tarihi olduğu,
Tasarının
kanunlaşmasıyla terör olayları nedeniyle zarara uğradığını beyan ederek
başvuran kişilerin, kurulacak zarar tespit komisyonlarına tebligat yolu ile
davet edileceği,
Bu kişilerin tespit
edilen zararı kabul etmeleri halinde sulhname düzenleneceği ve bu kişilere
yargı yolunun kapanacağı,
Sulh yolunu kabul
etmeyenlere ise yargı yolunun açık olacağı,
Zarar tespit
komisyonlarında yeniden görüşme yapılmasının öngörülmediği,
En kritik işlem olan bu
zararın saptanmasında zarar tespit komisyonlarının tüm kurum ve kuruluşlardan
faydalanma yoluna gideceği,
Devletin, sigorta
kuruluşlarının, sosyal yardımlaşma ve dayanışma fonlarının ve AİHM'nin
kararları uyarınca daha önce bir şekilde ayni ve maddi olarak karşılanan
zararların tespit edilen miktarlardan mahsup edileceği,
Başvuru tarihinin
kanunun yayımını takip eden bir yıl olarak belirlendiği ve bu tarihin mücbir
sebeplerin varlığı halinde valiliklerce bir yıl uzatılabileceği,
Zarar tespit
komisyonlarının altı ay içinde karar vereceği ve bu sürenin gerekirse üç ay
daha uzatılabileceği,
Sulh yoluyla
karşılanacak zararların üç başlık altında toplandığı,
Zararların mümkün
mertebede arsa ve arazi vermek şeklinde ve ayni olarak karşılanmasının
amaçlandığı,
Bu zararların devlet
tarafından karşılanmasından sonra, devlete, ilgili ve sorumlu kişilere rücu
imkanının verildiği,
İfade edilmiştir.
Tasarının tümü üzerinde
Komisyon üyelerimizce birkaç başlık etrafında gruplanabilecek çeşitli
eleştiriler yapılmıştır:
a) Alan Sorunu
Tasarı sadece OHAL
Bölgesinde meydana gelen zararların karşılanmasını öngörmektedir. Oysa terör
olayları sadece OHAL Bölgesinde meydana gelmemiş bu bölgeye çok uzak yerlerde
bile terör olayları meydana gelmiştir. Örneğin Hatay ve Kahramanmaraş illerinde
halen halk terör nedeniyle yaylalara çıkamamaktadır ve buralarda terör
eylemlerine rastlanmaktadır. Geçtiğimiz yıl İstanbul İlinde terör olayları
yaşanmıştır ve bu olaydan dolayı mağdur kişilerin zararları söz konusudur.
Diğer taraftan OHAL Bölgesinde olup terör olaylarının sıkça yaşandığı illerin
bazı ilçe ve köylerinde, bölge halkının desteklememesi nedeniyle hemen hiçbir
terör olayı yaşanmamıştır. Ayrıca Tasarıda OHAL kapsamında olup da sonradan
mücavir il kapsamına alınan yerlerin durumu ile ilgili açıklık bulunmamaktadır.
Dolayısıyla Tasarının alan bakımından yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
b) Zaman Sorunu
Tasarıda 19.7.1987 tarihi ile 30.11.2002 tarihi arasındaki
zararların tazmininden söz edilmektedir. Oysa bu 17 yıllık süre dışında meydana
gelen zararların da karşılanması gerekir. Zararın ne zaman ve nerede meydana
geldiğinin saptanması konusunda da uygulamada sorunlarla karşılaşılması
kaçınılmazdır.
c) Zararın Türü
Tasarıda sadece uğranılan
maddi zararların karşılanmasından söz edilmektedir. Oysa kimi zaman kişilerin
uğradığı manevi zararlar çok daha büyüktür. Dolayısıyla sadece maddi zararların
değil manevi zararların da karşılanması gerekir. Bu nedenle de AİHM'e yapılan
maddi ve manevi tazminat başvurularının miktarı; bu başvurularda talep edilen
toplam miktarın ve bu miktarın ayrıntılarının bilinmesi gerekir.
d) Zararın Tespiti
Zararın tespiti konusundaki düzenlemeler sorunlara yol açıcı
niteliktedir. Örneğin terör olayları nedeniyle yaylalara çıkılmasının
yasaklanması nedeniyle hayvancılığı bırakanların zararlarının nasıl tespit
edileceği konusu çetrefilli bir konudur. Bu tür zararların karşılanmaması
mağduriyetlerin sürmesine neden olacaktır. Bu tür zararların karşılanmasında
bir sınırlamaya yer verilmemesi ise sebepsiz zenginleşmeye yol açabilecektir.
e) Zarar Tespit Komisyonlarının Yapısı
Zarar tespit komisyonları çeşitli bakanlık temsilcilerinden
oluşmaktadır. Bir kere, bu komisyondaki görevlilerin, komisyonun altı ay yerine
dokuz ay görev yapması halinde görevleriyle ilgili bir sıkıntıyla karşılaşmaları
söz konusudur. İkinci olarak bu komisyonlarda sivil toplum örgütleri ile meslek
kuruluşlarının bulunması gerekir. Üçüncü olarak bu komisyonlara gerekli
hallerde uzman kişi ve kuruluş temsilcileri ile baro temsilcilerinin de
çağrılabilir olması gerekir.
f) Terörle Mücadelede
Görevliler
Terörle mücadelede görev yapan silahlı kuvvetler ve
emniyet mensuplarından şehit olanların yakınları ile malullerimizin
mağduriyetlerinin de Tasarı ile giderilmesi gerekir. Bu kişilere en az bir ev
alacak kadar bir para verilmesi gerekir.
Komisyon üyelerimiz bu yönlerin dikkate alınmaması halinde
terör mağdurları arasında eşitsizlik yaratılmış olacağını; bütün terör
mağdurlarının her tür zararlarının karşılanması gerektiğini; bu zararların
sadece İçişleri Bakanlığı bütçesine konan ödenekten değil, genel bütçeye
konacak kaynaklardan karşılanmasının zorunlu olduğunu belirtmişlerdir. Bu
zararların karşılanması için bugüne kadar AİHM'e açılmış dava sayısı, yapılan
başvuru sayısı, ödenen tazminat miktarı ve bu tazminatın ayrıntıları gibi
bilgilerin elde edilmesi gerekecektir.
Hükümet adına cevaben yapılan açıklamalarda, Adalet Bakanlığı
tarafından hazırlanan ilk Tasarı taslağında OHAL dışındaki bölgelerin de
kapsandığı, Taslağın herhangi bir zaman sınırlaması içermediği, manevi
zararların da karşılandığı, ancak hükümetin bütçe olanaklarını da düşünerek bu
tür sınırlamalara gitmek zorunda kaldığı ifade edilmiştir. Zarar tespit
komisyonlarında baro temsilcisinin bulunması ise olumlu karşılanmıştır. Hükümet
temsilcileri AİHM'e yapılen başvurular ve sonuçları için kapsamlı bir çalışma
yapılması gerektiğini ifade etmişlerdir.
Komisyonumuz Tasarı
üzerinde tali komisyon olarak belirlenmiş olduğundan, İçtüzüğün 23 üncü maddesi
uyarınca, aktarılan eleştirilerle birlikte Komisyonumuzun uygunluk görüşünün
esas komisyona bildirilmesiyle yetinilmesi ve ayrıca Tasarının maddelerinin
görüşülmesine gerek bulunmadığı kararlaştırılmıştır.
Raporumuz, Plan ve Bütçe
Komisyonuna sunulmak üzere arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
Tevfik
Ziyaeddin Akbulut |
Ali Sezal |
Şükrü
Önder |
|
Tekirdağ |
Kahramanmaraş |
Yalova |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Ali
Küçükaydın |
Şevket
Gürsoy |
Şevket
Orhan |
|
Adana |
Adıyaman |
Bursa |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Ali
Yüksel Kavuştu |
Mehmet
Sait Armağan |
Sıdıka
Sarıbekir |
|
Çorum |
Isparta |
İstanbul |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Nusret
Bayraktar |
Hakkı
Ülkü |
Mehmet S.
Kesimoğlu |
|
İstanbul |
İzmir |
Kırklareli |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mehmet
Sefa Sirmen |
Ali Oksal |
Abdullah
Veli Seyda |
|
Kocaeli |
Mersin |
Şırnak |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Şevket
Arz |
Mehmet
Kartal |
Mehmet
Erdemir |
|
Trabzon |
Van |
Yozgat |
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Plan ve Bütçe
Komisyonu 13.7.2004
Esas No. :1/793
Karar No. : 101
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Adalet Bakanlığınca Hazırlanarak Bakanlar
Kurulunca, 19.4.2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
sunulan, Başkanlıkça 24.4.2004 tarihinde tali komisyon olarak İçişleri
Komisyonu ile Adalet Komisyonuna, esas Komisyon olarak da Komisyonumuza havale
edilen "Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması
Hakkında Kanun Tasarısı", Komisyonumuzun 13.7.2004 tarihinde yaptığı 69 uncu birleşiminde
Hükümeti temsilen Devlet Bakanı Mehmet
Ali ŞAHİN ile Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri
Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı ve
Hazine Müsteşarlığı temsilcilerinin katılımlarıyla incelenip, görüşülmüştür.
Bilindiği gibi; hukuk sistemimizde kural
olarak idarenin hukukî sorumluluğu kusur esasına dayanmaktadır. Ancak, idarenin
önlemekle yükümlü olduğu hâlde önleyemediği birtakım zararların, nedensellik
bağı ve kusur koşulu aranmadan karşılanması, bu kuralın istisnası olarak kabul
edilmektedir. Objektif sorumluluk anlayışına dayalı sosyal risk adı verilen bu
istisnai ilke, bilimsel ve yargısal içtihatlarla da kabul edilmiştir. Diğer
yandan, objektif sorumluluk anlayışına dayalı sosyal risk ilkesinin, Anayasanın
dayandığı temel görüş ve ilkelerin belirtildiği Anayasanın başlangıç kısmındaki toplumsal dayanışmayla
ilgili temel prensipler ile Türkiye Cumhuriyetinin niteliklerini gösteren Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen
sosyal hukuk devleti anlayışı
çerçevesinde, toplumsal dayanışmanın bir gereği olarak uygulanması icap
etmektedir.
Temelde Devletin anayasal düzenini yıkmayı
amaçlayan terör eylemlerinden zarar gören kişilerin, bu zararlarının kendi
kusur ve fiilleri sonucu oluşmadığı bilinmektedir. Devleti ve toplumu hedef
alan fiillerden doğan zararın mağdur kişinin üzerinde bırakılması, hak ve
nefaset kurallarıyla bağdaşmayacağı ortadadır. Terör mağdurlarının maruz
kaldıkları zararın paylaştırılması, toplumun diğer kesimleri ile zarara uğramış
kişiler arasında fedakârlığın denkleştirilmesi, hakkaniyet ve sosyal hukuk
devleti ilkelerinin bir gereğidir.
Terör mağdurlarına verilen zararlar, ister terör örgütlerinin
eylemlerinden, ister terörle mücadele sırasında Devletçe alınan tedbirlerden
kaynaklanmış olsun; bu zararların yukarıda belirtilen gerekçeler çerçevesinde
karşılanması, Devlete olan güveni pekiştirecek, vatandaş-Devlet kaynaşmasını
artırarak terörle mücadeleye ve toplumsal barışa önemli katkı sağlayacaktır. Bu
nedenle, Bakanlar Kurulunun 23.6.2003 tarihli ve 2003/5930 sayılı Kararıyla
kabul edilen, Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye
Ulusal Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Kararın
Yargının işlevselliği ve kapasitesinin artırılması suretiyle etkin bir yargı
sisteminin tesis edilmesi bölümünde yer alan "Terör ve Terörle Mücadeleden
Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun Tasarısı"nın 2004 yılında
yürürlüğe girmesini öngören taahhütü de dikkate alınarak, terörle mücadelede
Türk Silâhlı Kuvvetleri ile güvenlik
güçlerinin kazandığı olağanüstü başarının sosyal ve ekonomik tedbirlerle
desteklenmesi amacıyla sosyal
dayanışmayı daha da pekiştirecek tedbirlerin alınması ihtiyacı hasıl olmuştur.
Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde;
- Ülkemizde terör eylemlerinin yoğun
olarak yaşandığı 19.7.1987 tarihi ile 30.11.2002 tarihi arasında, terör
eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle
zarar gören kişilerin maddi zararlarının yargı yoluna gitmelerine gerek
kalmadan, idarece en kısa süre içinde ve sulh yoluyla karşılanmasının,
-Bu yolla sonuç alınamaması halinde Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesine başvurulabilmesinin,
- Verilen tazminat miktarlarının haksız
zenginleşme aracı olarak kullanılmasının önlenmesine yönelik düzenlemeler
yapılmasının,
Öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Tasarının geneli üzerinde yapılan
müzakerelerde;
- Tasarıda sadece OHAL Bölgesinde meydana
gelen zararların karşılanmasının öngörüldüğü, terör olaylarının sadece OHAL
Bölgesinde meydana gelmediği, bu bölgeye yakın illerde de terör olaylarının
meydana geldiği,
- OHAL kapsamında olup da sonradan mücavir
il kapsamına alınan yerleşim yerlerinin
durumu ile ilgili olarak Tasarıda bir düzenlemenin bulunmadığı,
Tasarının alan bakımından yeniden gözden geçirilmesi gerektiği,
- Tasarıda, sadece 19.7.1987 ile
30.11.2002 tarihleri arasındaki zararların tazmini ile ilgili hususların
düzenlendiği, bu 17 yıllık süre dışında meydana gelen zararların da
karşılanması gerektiği,
- Zarar tespiti konusundaki düzenlemelerin
uygulamada tereddütlere yol açabileceği, bu
hükümlerin ayrıntılı bir şekilde düzenlenmesi gerektiği, zararların
karşılanmasında bir sınırlamaya yer verilmemesinin sebepsiz zenginleşmeye yol
açabileceği,
- Zarar tespit komisyonlarının çeşitli
bakanlık temsilcilerinden oluştuğu, bu komisyonlara gerekli hallerde uzman kişi
ve kuruluş temsilcileri ile baro temsilcilerinin de çağrılabilmesi gerektiği,
- Terörle mücadelede görev yapan silahlı
kuvvetler ile emniyet mensuplarından
şehit olanların yakınlarıyla malullerinin mağduriyetlerinin giderilmesi
gerektiği, Tasarıda bu hususta bir düzenlemenin yer almadığı,
- Kişilerin uğradıkları zararlardan sadece
maddi olanların karşılanmasının hakkaniyete uygun olmayacağı,
- Tasarının özü itibarıyla olumlu
karşılandığı ancak mali külfetinin iyi analiz edilmesi gerektiği,
- Bugüne kadar Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine (AİHM) açılmış dava sayısı, yapılan başvuru sayısı, ödenmesi
muhtemel tazminat miktarı ve bu tazminatın ayrıntılarıyla ilgili
bilgilerin bilinmesinde yarar
bulunduğu,
Şeklindeki görüş ve değerlendirmelerden
sonra, Hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda ise;
- Komisyonda zaman ve bölge konusunda
sınırlama öngören düzenlemelerin sürekli düzenlemeler olarak değiştirilmesinin
Hükümetçe de uygun mütalaa edildiği,
- AİHM'ye yapılan başvuruların 1500
civarında olduğu, bu davaların neticelenmesi ile ülkemizin çok büyük miktarda
tazminat ödemekle karşı karşıya kalacağı,
- AİHM'e açılan davaların sulh yoluyla
çözümlenmesinin öngörüldüğü,
- Tasarının AB Ulusal Programı
çerçevesinde hazırlandığı ve 2004 yılı acil eylem planı içinde de yer aldığı,
- Zararların başlangıç yılı olarak kabul
edilen 19.7.1987 tarihinin, OHAL Bölge Valiliğinin kuruluş tarihi olduğu,
- Tasarının kanunlaşmasıyla terör olayları
nedeniyle zarara uğradığını beyan ederek başvuran kişilerin, kurulacak zarar
tespit komisyonlarına tebligat yolu ile davet edileceği,
- Terör mağdurlarının tespit edilen zararı
kabul etmeleri halinde sulhname düzenleneceği, sulh yolunu kabul etmeyenlere
ise yargı yolunun açık olacağı,
- Terör mağdurlarının zararlarının
saptanmasında, zarar tespit komisyonlarının çalışmalarında ihtiyaç duymaları
halinde, kamu kurum ve kuruluşlarından da faydalanma olanaklarına sahip
bulunulduğu,
- Devletin, sigorta kuruluşlarının, sosyal
yardımlaşma ve dayanışma fonlarının ve AİHM'nin kararları uyarınca daha önce
her hangi bir şekilde ayni ve maddi olarak karşılanan zararların tespit edilen
miktarlardan mahsup edileceği,
- Başvuru tarihinin kanunun yayımını takip
eden bir yıl olarak belirlendiği ve bu tarihin mücbir sebeplerin varlığı
halinde valiliklerce bir yıl uzatılabileceği,
- Zararların arsa ve arazi vermek şeklinde
ve ayni olarak da karşılanabileceği,
- Bu zararların Devlet tarafından
karşılanmasından sonra, devlete, ilgili ve sorumlu kişilere rücu imkanının
verildiği, manevi zararların da karşılanabileceği, ancak bütçe olanakları
çerçevesinde bazı sınırlamalara gidildiği,
- AİHM'e yapılan başvurular ve sonuçları
için kapsamlı bir çalışma yapılması gerektiği,
İfade edilmiştir.
Tasarının geneli üzerinde yapılan
görüşmeleri müteakip, Tasarı ve gerekçesi Komisyonumuzca da benimsenerek
maddeler üzerindeki görüşmelere geçilmiştir.
Tasarının;
- 1 inci maddesi; Tasarıda öngörülen
düzenlemelerin zaman ve mekan ile sınırlanmaksızın, Tasarının kanunlaşmasından
sonra ülke genelinde meydana gelebilecek terör olaylarından dolayı, mağdur
olanların da zararlarının karşılanmasına imkan verecek şekilde yeniden
düzenlenmesi suretiyle,
- 2 nci maddesi; birinci fıkrası,
öngörülen düzenlemelerin sürekli hale getirilmesinden dolayı yeniden
düzenlenmesi ve ikinci fıkrasının (f) bendinin, terör olaylarında yardım ve
yataklık suçlarından mahkum olanların zararlarının, Tasarı kapsamından
çıkarılması doğrultusunda değiştirilmesi suretiyle,
- 3 üncü maddesi aynen,
- 4 üncü maddesi; Tasarının amaç ve
kapsamının yeniden düzenlenmesi doğrultusunda ve komisyonun yapısının daha
katılımcı hale getirilmesi amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle,
- 5 inci maddesi aynen,
- 6 ncı maddesi; birinci fıkrası, başvuru
süreleri ile hususların yeniden düzenlenmesi, üçüncü fıkrası, komisyon
tarafından kamu kurum ve kuruluşlarından istenecek bilgi ve belgelerin sadece
başvuru konusu ile sınırlı tutulmasına yönelik bir hükmün eklenmesi ve terör
olaylarından zarar görenlerin başvurularının, genel hükümlere göre dava açma
sürelerini durduracağına açıklık getiren bir düzenlemenin son fıkra olarak eklenmesi
suretiyle,
- 7 nci maddesi; (c ) bendi, kişilerin
malvarlıklarını kullanamamalarından kaynaklanan zararların tespit edilmesindeki
güçlükler dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi suretiyle,
- 8 inci maddesi; birinci fıkrası, zararın
tespitinde zarar görenin kusur veya ihmalinin dikkate alınması amacıyla
değiştirilmesi,
- 9 uncu, 10 uncu, 11 inci ve 12 nci
maddeleri aynen,
- 13 üncü maddesi; ikinci fıkrası, Bakanın
onayı ile yapılacak ayni ifa veya nakdi ödemelere belirli bir sınır getirilmesi
doğrultusunda yeniden düzenlenmesi suretiyle,
- 14 üncü ve 15 inci maddeleri aynen,
- 16 ncı maddesi, maksadın daha doğru
ifade edilmesi amacıyla redaksiyona tabi tutulması suretiyle,
- 17 nci maddesi aynen,
- Tasarının kanunlaşmasından sonra, bir
yıl içinde başvurulması şartıyla, 19.7.1987 tarihi ile Tasarının yürürlüğe
girdiği tarih arasında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 2 nci, 3
üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele
kapsamında yürütülen faaliyet nedeniyle zarar görenlerin, bu zararlarının söz
konusu Tasarı kapsamında karşılanabilmesine imkan veren bir düzenlemenin geçici
1 inci madde olarak metne eklenmesi suretiyle,
- Yürürlük ve yürütmeye ilişkin 18 ve 19
uncu maddeleri ise aynen,
Kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun Onayına sunulmak
üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Sait Açba |
M.Altan
Karapaşaoğlu |
Sabahattin
Yıldız |
|
Afyon |
Bursa |
Muş |
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
Mehmet
Sekmen |
Mehmet
Melik Özmen |
Ruhi
Açıkgöz |
|
İstanbul |
Ağrı |
Aksaray |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mehmet
Zekai Özcan |
Yakup
Kepenek |
Osman Kaptan |
|
Ankara |
Ankara |
Antalya |
|
|
(Ayrışık oy yazımız eklidir) |
(İmzada bulunamadı) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
M. Mesut
Özakcan |
Ali Osman Sali |
Ali Kemal
Deveciler |
|
Aydın |
Balıkesir |
Balıkesir |
|
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
(İmzada bulunamadı) |
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Aziz
Akgül |
Ömer
Abuşoğlu |
Mustafa
Zeydan |
|
Diyarbakır |
Gaziantep |
Hakkâri |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
M. Emin
Murat Bilgiç |
Alaattin
Büyükkaya |
Ali Kemal
Kumkumoğlu |
|
Isparta |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
|
(Karşı oy yazım ektedir) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Kemal
Kılıçdaroğlu |
M.
Mustafa Açıkalın |
Bülent
Baratalı |
|
İstanbul |
İstanbul |
İzmir |
|
(Ayrışık oy ekte) |
|
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
MehmetCeylan |
Y.
Selahattin Beyribey |
Taner
Yıldız |
|
Karabük |
Kars |
Kayseri |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mustafa Ünaldı |
Ali Er |
Abdülkadir
Kart |
|
Konya |
Mersin |
Rize |
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Musa
Uzunkaya |
Faruk
Nafiz Özak |
Mehmet
Akif Hamzaçebi |
|
Samsun |
Trabzon |
Trabzon |
|
|
|
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
|
|
Üye |
|
|
|
Osman Coşkunoğlu |
|
|
|
Uşak |
|
(İmzada
bulunamadı)
AYRIŞIK
OY
Tasarıyı aşağıdaki
hususlarda eksik veya yetersiz buluyoruz.
1. Tasarının 1 inci
maddesi hükmü komisyon görüşmeleri sırasında Geçici 1 inci madde olarak
düzenlenmiştir. Madde ile 19.7.1987 tarihi ile bu kanunun yürürlük tarihi
arasındaki zararların karşılanması öngörülmüştür.Oysa anılan tarihten önce de
terörden zarar gören vatandaşlarımız olmuştur. Bu zararların karşılanmaması
tasarının amacı ile bağdaşmamaktadır.
2. Kişilerin uğradıkları
zararlardan sadece maddî olanların karşılanıp manevî zararların karşılanmaması
doğru değildir.
3. Özel hukuk
tüzelkişilerin uğradıkları zararlar karşılanırken ticarî işletmelerin
uğradıkları zararların kapsam dışı bırakılması eşitlik ilkesine aykırıdır.
4. Zararların kişilere
ödenmesinde ödemenin belli bir süreye bağlı olmaması yanında geç ödeme halinde
kişilere ilave bir faiz ödenmesinin öngörülmemiş olması önemli bir eksikliktir.
5. Tasarının 10 uncu
maddesinde ayni ifa tarzı ile ilgili hususlarla ilgili esas ve usullerin
yönetmeliklere bırakılması doğru değildir.
6. Zararın miktarının
komisyon veya bilirkişilerce belirlenmesi yönündeki hüküm eksiktir. Olması
gereken komisyonun bilirkişilerden yararlanmasıdır.
|
M. Akif
Hamzaçebi |
Ali Kemal
Kumkumoğlu |
Yakup
Kepenek |
|
Trabzon |
İstanbul |
Ankara |
|
Kemal
Kılıçdaroğlu |
Bülent
Baratalı |
Ali Kemal
Deveciler |
|
İstanbul |
İzmir |
Balıkesir |
|
|
Mesut
Özakcan |
|
Aydın
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ
METİN
TERÖR VE TERÖRLE MÜCADELEDEN DOĞAN ZARARLARIN KARŞILANMASI
HAKKINDA
KANUN TASARISI
Amaç
MADDE 1. - Bu Kanunun amacı, 19.7.1987 tarihi ile 30.11.2002
tarihi arasında, olağanüstü hal ilan edilen illerde meydana gelen terör
eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle
maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve
usulleri belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2. - Bu Kanun, 19.7.1987 tarihi ile 30.11.2002 tarihi
arasında olağanüstü hal ilan edilen illerde meydana gelen, 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler
veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören
gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen
karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.
Aşağıda belirtilen zararlar bu Kanunun kapsamı dışındadır:
a) Devletçe arazi veya konut tahsisi suretiyle yahut başka
bir şekilde karşılanan zararlar,
b) Bir mahkeme kararı gereğince veya 4353 sayılı Maliye
Vekâleti Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine,
Devlet Dâvalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilâyetler Kadrolarında Bazı
Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanunun 30 uncu ve 31 inci maddeleri gereğince
karşılanan zararlar,
c) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince, İnsan Haklarını ve Ana
Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâl edildiği
gerekçesiyle Sözleşmenin 41 inci maddesine göre hükmedilen veya Sözleşme
hükümleri uyarınca dostane çözüm yoluyla uzlaşılan tazminatın ödenmesi
sonucunda karşılanan zararlar,
d) Terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan
zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri
terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar,
e) Kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararlar,
f) 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri
kapsamındaki suçlardan mahkûm olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı
zararlar.
İkinci fıkranın (f) bendinde yazılı suçlardan dolayı ceza
kovuşturması açılmış bulunanlar hakkında kovuşturma sonuçlanıncaya kadar bu
Kanuna göre işlem yapılmaz.
Tanımlar
MADDE 3. - Bu Kanunda geçen;
a) Komisyon: Zarar tespit komisyonunu,
b) Bakanlık: İçişleri Bakanlığını,
c) Bakan: İçişleri Bakanını,
İfade eder.
Zarar tespit komisyonları
MADDE 4. - Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca
belirlenen bu Kanun kapsamındaki illerde, valinin görevlendireceği vali
yardımcısının başkanlığında; Maliye, Bayındırlık ve İskân, Tarım ve Köyişleri,
Sağlık ile Sanayi ve Ticaret bakanlıkları temsilcilerinden oluşan zarar tespit
komisyonu kurulur. İş yoğunluğuna göre aynı ilde birden fazla komisyon
oluşturulabilir.
Komisyon, Bakanlar Kurulunca komisyon kurulacak illerin
belirlenmesinden itibaren on gün içinde kurulur.
Komisyon salt çoğunlukla toplanır ve kararlar üye sayısının
salt çoğunluğuyla alınır. Komisyonun çalışma esas ve usulleri yönetmelikle
belirlenir.
Komisyonun görevleri
MADDE 5. - Komisyonun görevleri şunlardır:
a) Zarar görenin veya mirasçılarının başvurusu hâlinde bu
Kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etmek,
b) Kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşlarınca uygulanmış projelerin, zararın giderilmesine katkıları;
zarar görenin değerlendirebileceği enkaz ve diğer yararlar; sigorta
şirketlerince veya ilgili mevzuata göre kamu kurum ve kuruluşları ile sosyal
güvenlik kuruluşlarınca ödenen tazminatlar, tedavi ve cenaze giderleri ile
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan yapılan yardımların zarar
miktarından mahsup edilmesi suretiyle belirlenen ve 9 uncu veya 10 uncu
maddelere göre yapılan nakdî veya aynî ödeme miktarını içeren sulhname
tasarılarını hazırlamak,
c) Sulhname tasarısının kabul edilmemesi veya 12 nci
maddenin ikinci fıkrasına göre kabul edilmemiş sayılması hâllerinde bir
uyuşmazlık tutanağı düzenleyerek birer örneğini ilgiliye tebliğ etmek ve
Bakanlığa göndermek,
d) Başvuranın, bu Kanun kapsamına giren bir zararının
bulunmadığının tespit edilmesi hâlinde, buna ilişkin karar tutanağı düzenleyerek
birer örneğini ilgiliye tebliğ etmek ve Bakanlığa göndermek.
Başvurunun süresi, şekli,
incelenmesi ve sonuçlandırılması
MADDE 6. - Zarar gören veya mirasçılarının veya yetkili
temsilcilerinin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde
ilgili valiliğe veya kaymakamlığa başvurmaları halinde gerekli işlemlere
başlanır. Ancak, bir yıl içinde zorunlu nedenlerle başvurunun yapılamadığının
belgelenmesi halinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onsekiz ay
içinde ilgili valilik veya kaymakamlıkça bu başvurular da kabul edilir. Bu
tarihten sonra yapılacak başvurular kabul edilmez.
Komisyon, zarar görenlerce yapılacak her başvuru ile ilgili
çalışmalarını başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde tamamlamak zorundadır.
Zorunlu hâllerde bu süre vali tarafından üç ay daha uzatılabilir.
Komisyon, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından her türlü
bilgi ve yardımı isteyebileceği gibi, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları
bilirkişi olarak da görevlendirebilir. Komisyon, gerekli gördüğü uzmanları
çalıştırabilir veya bunlardan görüş alabilir.
Komisyonun başkan ve üyeleri; kendilerinin, eşlerinin ve
üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve kayın hısımlarının zararları ile
ilgili bulunan komisyon toplantılarına katılamaz.
Komisyonun sekreterlik hizmetleri il özel idarelerince
yürütülür.
Komisyon tarafından bilirkişi olarak görevlendirilenlere her
gün için (500) gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu
bulunacak miktarda ödeme yapılır. Bu ödemeler, damga vergisi hariç herhangi bir
vergi ve kesintiye tâbi tutulmaz.
Komisyonun giderleri Bakanlık bütçesinden karşılanır.
Karşılanacak zararlar
MADDE 7. - Bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla
karşılanabilecek zararlar şunlardır:
a) Hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve
taşınmazlara verilen her türlü zararlar,
b) Yaralanma, sakatlanma ve ölüm hâllerinde uğranılan
zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri,
c) Kişilerin malvarlıklarını kullanamamalarından kaynaklanan
maddî zararlar.
Zararın tespiti
MADDE 8. - 7 nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin
beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde
tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre hakkaniyete
ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan
doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir.
Taşınmaza ilişkin zarar tespitinde 2942 sayılı Kamulaştırma
Kanununun 11 inci maddesinde belirtilen kıymet takdiri esasları kıyasen
uygulanır.
Yaralanma, sakatlanma ve
ölüm hâllerinde yapılacak ödemeler
MADDE 9. - Yaralanma, sakatlanma ve ölüm hâllerinde (7000)
gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunan
miktarın;
a) Yaralananlara altı katı tutarını geçmemek üzere yaralanma
derecesine göre,
b) Çalışma gücü kaybı, yetkili sağlık kuruluşları tarafından
üçüncü derece olarak tespit edilenlere dört katından yirmidört katı tutarına
kadar,
c) Çalışma gücü kaybı, yetkili sağlık kuruluşları tarafından
ikinci derece olarak tespit edilenlere yirmibeş katından kırksekiz katı
tutarına kadar,
d) Çalışma gücü kaybı, yetkili sağlık kuruluşları tarafından
birinci derece olarak tespit edilenlere kırkdokuz katından yetmişiki katı
tutarına kadar,
e) Ölenlerin mirasçılarına elli katı tutarında, nakdî ödeme
yapılır.
Nakdî ödemenin tespitine esas tutulacak miktar, ödeme
yapılmasına ilişkin valinin veya Bakanın onayı tarihinde geçerli gösterge ve
katsayı rakamları esas alınarak belirlenir.
Birinci fıkranın (e) bendine göre belirlenen nakdî ödemenin
mirasçılara intikalinde 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun mirasa ilişkin
hükümleri uygulanır.
Bakanlar Kurulu, nakdî ödemeye esas tutulan gösterge
rakamını yüzde otuza kadar artırmaya veya kanunî sınıra kadar indirmeye
yetkilidir.
Bu Kanun kapsamındaki zararlardan dolayı, zarar gören
kişilere gerçek veya özel hukuk tüzel kişileri tarafından yapılan ödemeler
sebebiyle Devlete rücu edilemez.
Nakdî ödemenin şekli, tutarı, yaralanma ve sakatlık
derecelerinin tespitine ilişkin esas ve usuller yönetmelikle belirlenir.
Zararların karşılanma
şekli
MADDE 10. - 7 nci maddenin (a) ve (c) bentlerinde yazılı
zararlar, aynî veya nakdî olarak karşılanır. Ancak, bu zararların
karşılanmasında imkânlar ölçüsünde aynî ifaya öncelik verilir. Aynî ifa,
bireysel veya genel nitelikli projeler çerçevesinde yapılabilir.
Aynî ifa tarzı ile ilgili esas ve usuller yönetmelikle
belirlenir.
Mahsup edilecek miktarlar
MADDE 11. - 5 inci maddenin (b) bendine göre belirlenen
miktarlar, mahsup tarihindeki değerleri üzerinden 8 inci ve 9 uncu maddelere
göre hesaplanacak toplam gayrisafi ifa bedelinden düşülür.
Mahsup edilecek değerlerin hesaplanması ile ilgili esas ve
usuller yönetmelikle belirlenir.
Zararın karşılanmasına
ilişkin sulhname
MADDE 12. - Komisyon, doğrudan doğruya veya bilirkişi
aracılığı ile yaptığı tespitten sonra 8 inci maddeye göre belirlenen zararı, 9
uncu maddeye göre hesaplanan yaralanma, sakatlanma ve ölüm hâllerindeki nakdî
ödeme tutarını, 10 uncu maddeye göre ifa tarzını ve 11 inci maddeye göre mahsup
edilecek miktarları dikkate alarak, uğranılan zararı sulh yoluyla karşılayacak
safi miktarı belirler. Komisyonca, bu esaslara göre hazırlanan sulhname
tasarısının örneği davet yazısı ile birlikte hak sahibine tebliğ edilir.
Davet yazısında hak sahibinin sulhname tasarısını imzalamak
üzere yirmi gün içinde gelmesi veya yetkili bir temsilcisini göndermesi
gerektiği, aksi takdirde sulhname tasarısını kabul etmemiş sayılacağı ve yargı
yoluna başvurarak zararının tazmin edilmesini talep etme hakkının saklı olduğu
belirtilir.
Davet üzerine gelen hak sahibi veya yetkili temsilcisi
sulhname tasarısını kabul ettiği takdirde, bu tasarı kendisi veya yetkili
temsilcisi ve komisyon başkanı tarafından imzalanır.
Sulhname tasarısının kabul edilmemesi veya ikinci fıkraya
göre kabul edilmemiş sayılması hâllerinde bir uyuşmazlık tutanağı düzenlenerek
birer örneği ilgiliye ve Bakanlığa gönderilir.
Sulh yoluyla çözülemeyen uyuşmazlıklarda ilgililerin yargı
yoluna başvurma hakları saklıdır.
Zararın karşılanması
MADDE 13. - Sulhnamede belirlenen zararlar, sulhnamenin
imzalanmasından sonra valinin onayı üzerine ifa tarzına göre Bakanlık bütçesine
bu amaçla konulan ödenekten karşılanır.
Bakanlık, belirli miktarın üzerindeki aynî ifa veya nakdî
ödemelerin Bakan onayı ile yapılmasını kararlaştırabilir.
Devletin ödeme nedeniyle genel hükümlere göre sorumlular
hakkında rücu hakkı saklıdır.
Denetim ve sorumluluk
MADDE 14. - Komisyonlar, Bakanlık tarafından denetlenir.
Bu Kanuna göre zarar tespit işlemlerinde görevlendirilen
kişilere karşı bu görevleri nedeniyle veya görevleri sırasında işlenen suçlar
hakkında Devlet memurlarına karşı işlenen suçlara; bu kişilerin bu görevleri
sırasında işledikleri suçlar hakkında ise Devlet memurlarının işledikleri
suçlara ilişkin hükümler uygulanır.
İstisna ve muaflıklar
MADDE 15. - Bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak
yapılacak başvurular, bildirimler, düzenlenecek belgeler, resmî mercilerce ve
noterlerce yapılacak işlemler ile bu Kanunda belirtilen amaçlar doğrultusunda
kullanılmak üzere yapılacak bağış ve yardımlar, her türlü vergi, resim ve
harçtan muaftır.
Bu Kanunda belirtilen amaçlar doğrultusunda kullanılmak
üzere yapılacak bağış ve yardımların gelir ve kurumlar vergileri matrahından
indirilebilecek miktarları ilgili mevzuata göre belirlenir.
Tebligat
MADDE 16. - Bu Kanun gereğince yapılacak tebligat 7201
sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılır, ancak, tebligatın memur
vasıtası ile yapılması esastır.
Yönetmelik
MADDE 17. - Komisyonun çalışma esas ve usulleri, komisyona
başvurularda takip edilecek usuller, cana, vücut bütünlüğüne ve mala yönelik
zararların tespiti, uğranılan zararları sulh yoluyla karşılayacak safi
miktarların belirlenmesi, nakdî ödemenin şekli, tutarı ve çalışma gücü kaybı
oranlarının tespitine ilişkin esas ve usuller ile diğer hususlar, bu Kanunun
yayımı tarihinden itibaren iki ay içinde Bakanlıkça hazırlanacak ve Bakanlar
Kurulunca yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenir.
Yürürlük
MADDE 18. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 19. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
Dışişleri
Bak. ve Başb. Yrd. V. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
M. V. Gönül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
B. Atalay |
A. Babacan |
M. Aydın |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Adalet
Bakanı |
|
G. Akşit |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı |
|
M. V. Gönül |
A. Aksu |
K. Unakıtan |
|
Millî
Eğitim Bakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
|
H. Çelik |
Z. Ergezen |
R. Akdağ |
|
Ulaştırma
Bakanı |
Tarım
ve Köyişleri Bakanı |
Çalışma
ve Sos. Güv. Bakanı |
|
B. Yıldırım |
S. Güçlü |
M. Başesgioğlu |
|
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
En.
ve Tab. Kay. Bakanı |
Kültür
ve Turizm Bakanı |
|
A. Coşkun |
M. H. Güler |
E. Mumcu |
|
|
Çevre
ve Orman Bakanı |
|
|
|
O. Pepe |
|
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
TERÖR VE TERÖRLE MÜCADELEDEN DOĞAN ZARARLARIN KARŞILANMASI
HAKKINDA
KANUN TASARISI
Amaç
MADDE 1. - Bu Kanunun amacı, terör
eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle
maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve
usulleri belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2. - Bu Kanun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1
inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele
kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel
hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas
ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.
Aşağıda belirtilen zararlar bu Kanunun
kapsamı dışındadır:
a) Devletçe arazi veya konut tahsisi
suretiyle yahut başka bir şekilde karşılanan zararlar,
b) Bir mahkeme kararı gereğince veya 4353
sayılı Maliye Vekâleti Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün
Vazifelerine, Devlet Davalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilâyetler
Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanunun 30 uncu ve 31 inci
maddeleri gereğince karşılanan zararlar,
c) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince,
İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki
protokollerin ihlâl edildiği gerekçesiyle Sözleşmenin 41 inci maddesine göre
hükmedilen veya Sözleşme hükümleri uyarınca dostane çözüm yoluyla uzlaşılan
tazminatın ödenmesi sonucunda karşılanan zararlar,
d) Terör dışındaki ekonomik ve sosyal
sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle
bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar,
e) Kişilerin kendi kasıtları sonucunda
oluşan zararlar,
f) 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü ve 4
üncü maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık
suçlarından mahkûm olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararlar.
İkinci fıkranın (f) bendinde yazılı
suçlardan dolayı ceza kovuşturması açılmış bulunanlar hakkında kovuşturma
sonuçlanıncaya kadar bu Kanuna göre işlem yapılmaz.
Tanımlar
MADDE 3. - Tasarının 3 üncü maddesi
aynen kabul edilmiştir.
Zarar
tespit komisyonları
MADDE 4. - Zarar tespit komisyonları
illerde; bu Kanun kapsamında yapılacak başvurular üzerine on gün içinde
kurulur.
Komisyon; valinin görevlendireceği vali
yardımcısının başkanlığında, vali
tarafından belirlenecek maliye, bayındırlık ve iskân, tarım ve köyişleri,
sağlık, sanayi ve ticaret konularında uzman birer kamu görevlisi ile ilgisine
göre vali tarafından belirlenecek kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun
yönetim kurulunca görevlendirilen bir temsilciden oluşmak üzere teşekkül eder.
İş yoğunluğuna göre aynı ilde birden fazla komisyon oluşturulabilir.
Komisyon salt çoğunlukla toplanır ve
kararlar üye tam sayısının salt çoğunluğuyla alınır. Komisyonun çalışma esas ve
usulleri yönetmelikle belirlenir.
Komisyonun
görevleri
MADDE 5. - Tasarının 5 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
Başvurunun
süresi, şekli, incelenmesi ve sonuçlandırılması
MADDE 6. - Zarar gören veya mirasçılarının
veya yetkili temsilcilerinin zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren
altmış gün içinde, her hâlde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde
ilgili valiliğe veya kaymakamlığa başvurmaları hâlinde gerekli işlemlere
başlanır. Bu sürelerden sonra yapılacak başvurular kabul edilmez.
Komisyon, zarar görenlerce yapılacak her
başvuru ile ilgili çalışmalarını başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde
tamamlamak zorundadır. Zorunlu hâllerde bu süre vali tarafından üç ay daha
uzatılabilir.
Komisyon, ilgili kamu kurum ve
kuruluşlarından başvuru konusu ile ilgili her türlü bilgi ve yardımı
isteyebileceği gibi, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları bilirkişi olarak
da görevlendirebilir. Komisyon, gerekli gördüğü uzmanları çalıştırabilir veya
bunlardan görüş alabilir.
Komisyonun başkan ve üyeleri;
kendilerinin, eşlerinin ve üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve kayın
hısımlarının zararları ile ilgili bulunan komisyon toplantılarına katılamaz.
Komisyonun sekreterlik hizmetleri il özel
idarelerince yürütülür.
Komisyon tarafından bilirkişi olarak
görevlendirilenlere her gün için (500) gösterge rakamının memur aylık
katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak miktarda ödeme yapılır. Bu ödemeler,
damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaz.
Komisyonun giderleri Bakanlık bütçesinden
karşılanır.
Dava açma süresi içinde yapılan başvuru,
nihaî işlem sonucunun ilgiliye tebliğine kadar genel hükümlere göre dava açma
sürelerini durdurur.
Karşılanacak
zararlar
MADDE 7. - Bu Kanun hükümlerine göre sulh
yoluyla karşılanabilecek zararlar şunlardır:
a) Hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer
taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar,
b) Yaralanma, sakatlanma ve ölüm
hâllerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri,
c) Terörle mücadele kapsamında yürütülen
faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan
maddî zararlar.
Zararın
tespiti
MADDE 8. - 7 nci maddede belirtilen
zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve
belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı
tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de göz önünde
bulundurulması suretiyle, hakkaniyete
ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan
doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir.
Taşınmaza ilişkin zarar tespitinde 2942
sayılı Kamulaştırma Kanununun 11 inci maddesinde belirtilen kıymet takdiri
esasları kıyasen uygulanır.
Yaralanma,
sakatlanma ve ölüm hâllerinde yapılacak ödemeler
MADDE 9. - Tasarının 9 uncu maddesi aynen
kabul edilmiştir.
Zararların
karşılanma şekli
MADDE 10. - Tasarının 10 uncu maddesi aynen kabul edilmiştir.
Mahsup edilecek
miktarlar
MADDE 11. - Tasarının 11 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
Zararın
karşılanmasına ilişkin sulhname
MADDE 12. - Tasarının 12 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.
Zararın
karşılanması
MADDE 13. - Sulhnamede belirlenen
zararlar, sulhnamenin imzalanmasından sonra valinin onayı üzerine ifa tarzına
göre Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanır.
Bakanlık, yirmi milyar Türk Lirasının
üzerindeki aynî ifa veya nakdî ödemelerin Bakan onayı ile yapılmasını
kararlaştırabilir. Bu miktar, her yıl 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer
298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme
oranında artırılır.
Devletin ödeme nedeniyle genel hükümlere
göre sorumlular hakkında rücu hakkı saklıdır.
Denetim ve
sorumluluk
MADDE 14. - Tasarının 14 üncü maddesi aynen kabul edilmiştir.
İstisna ve
muaflıklar
MADDE 15. - Tasarının 15 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
Tebligat
MADDE 16. - Bu Kanun gereğince yapılacak
tebligatlar hakkında 7201 sayılı
Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak, tebligatın memur vasıtası ile
yapılması esastır.
Yönetmelik
MADDE 17. - Tasarının 17 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde ilgili valilik ve kaymakamlıklara
başvurmaları hâlinde, 19.7.1987 tarihi ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih
arasında işlenen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4
üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle
mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler
ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararları hakkında da bu Kanun hükümleri
uygulanır.
Bu maddeye göre yapılan başvurular,
başvuru tarihinden itibaren iki yıl içinde sonuçlandırılır.
Yürürlük
MADDE 18. - Tasarının 18 inci maddesi
aynen kabul edilmiştir.
Yürütme
MADDE 19. - Tasarının 19 uncu maddesi
aynen kabul edilmiştir.