Türk Ceza Kanununa göre cürümler ve cezalar hakkında umumi suretle cari olan esaslar bu kanunda hilafı yazılı olmadıkça askeri cürümler ve cezalar hakkında da tatbik olunur. 1 - Bu kanunun ölüm, ağır hapis ve hapis cezalariyle cezalandırdığı suçlar askeri cürümlerdir.
2 - Bu kanunun kısa hapis cezasiyle cezalandırdığı suçlar askeri kabahatlerdir.
Askeri şahısların askeri olmayan suçları için Türk Ceza Kanunu hükümleri tatbik olunur.
Askerî şahıslar; Mareşalden asteğmene kadar subaylar, astsubaylar, Millî Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda çalışan sivil personel, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er, erbaş ve erler ile askerî öğrencilerdir. Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda çalışan Devlet memurlarının asker kişi sıfatları, 4.1.1961 tarihli ve211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 115 inci maddesinde belirtilen yükümlülükleri ile sınırlıdır.
İhtiyat askeri şahıslar askeri hizmetlerde bulundukları müddetçe bu kanun hükümlerine tabidirler.
Asker kişilerin yabancı ülkelerde Türk askerî kıt’a, karargâh ve kurumlarında veya diğer resmi görevleri sırasında veya esir kamplarında işledikleri askerî suçlar, Türkiye’de işlenmiş sayılır. Bunlar hakkında yabancı ülkede hüküm verilmiş olsa bile, Milli Savunma Bakanının talebi üzerine Türkiye’de tekrar muhakeme olunurlar. Bu halde, yabancı ülkede verilip infaz edilen ceza, verilecek cezadan indirilir. Ceza nev’ileri farklı ise, mahkeme yapılacak indirmeyi tayin eder.
Müttefik hükümetlerin askeri şahısları ile müşterek vazife sırasında bu şahıslara karşı yapılan askeri suçlar müttefik hükümetler ile mukabele bilmisil mukavelesi varsa Türkiye askeri şahıslarına yapılmış sayılarak ona göre cezalandırılır.
Bu kanunda "seferberlikte" tabiriyle takyit edilen ceza hükümleri (Harb hükümleri) dir ve aşağıdaki hal ve vakitlerde caridir: A) Umumi seferberlik müddetince askeri şahıslar hakkında; B) Kısmi seferberlik ilan olunan mıntıkalarda bunun devamı müddetince askeri şahıslar hakkında; C) Örfi idare ilan olunan mıntıkalarda harb hükümleri tatbik olunacağına Cumhurbaşkanınca karar verildiği takdirde bunun devamı müddetince mezkür mıntıkada bulunanlar hakkında;(2) D) Fesat ve isyan halinde veyahut silah kullanılacak askeri bir hareket yapılması halinde kumanda eden subay tarafından harb hükümleri mer'i olacağı resmen bildirilen askeri kıtalar hakkında bu hallerin devamı müddetince; E) Bulundukları mahalde en büyük rütbeli komutan tarafından harb hükümleri mer'i olacağı kendilerine resmen tebliğ olunan harb esirleri hakkında.
1 - Sefer tabiri harb halini ihtiva eden seferberliktir. 2 - Seferberlik, ordunun veya bazı kısımlarının seferber olmasını amir olan emirde yazılı ve muayyen tarihten başlayarak ilgasını mübeyyin neşrolunan emirde yazılan tarihte biten haldir. 3 - Hazarda Türkiye Cumhuriyeti hudut ve kara suları dışında yalnız dahi seyrü hareket eden her harb tayyare ve harb gemisi üssülharekelerinden birine varıncaya kadar bu kanunun tatbikatında seferber sayılır.
Seferberlikte düşman ile müsademeyi intizaren emniyet hizmetleri tatbik ve ifa olunmağa başladığı zamandan itibaren bu müsademeye memur kıta, gemi, tayyare düşman karşısında sayılır.
Silahlı eşkiya düşman sayılır.
Bu kanunun tatbikatında; "Silahlı" tabirinden maksat hizmetin icabı olan silahı hamili bulunmak, veya silahının başında olarak bir amirin kumandası ve nezaretiyle hizmete başlanılmış olmak halidir.
Bu kanunun tatbikatında (Hizmet) tabirinden maksat gerek malüm ve muayyen olan ve gerek bir amir tarafından emredilen bir askeri vazifeninmadun tarafından yapılması halidir.
1 - Bu kanunun tatbikatında "memur" tabirinden maksat 12 nci maddede yazılı hizmeti ifa ile mükellef olandır. 2 - Amir, makam ve memuriyet itibariyle emretmek salahiyetini haiz kimsedir. 3 - Üst tabiri rütbe ve kıdem büyüklüğünü gösterir. 4 - Herhangi bir suretle ciheti askeriyece göz altına alınan yabancı devlet orduları mensupları arasında astlık ve üstlük münasebetleri cari değildir. Bunlar arasında astlık ve üstlük münasebetleri salahiyetli komutanlar tarafından hususi surette verilen emirle teessüs edebilir.
Bir fiil toplu erbaş ve er karşısında yapılmış sayılarak kanunun bu kayıt ile takyit ettiği hükümlerin tatbiki için amir veya mafevk ile failden veya şeriklerden başka askeri hizmet maksadıyla toplanmış en az yedi askeri şahsın bulunması şarttır.
1 - Bu kanunun tatbikatında nöbetçi hazarda ve seferde emniyet, muhafaza, disiplin, tarassut maksatlarıyla silahlı olarak bir yere konulan ve muayyen bir talimatı bulunan tek veya çift askerdir. 2 - Karakol hazarda ve seferde aynı maksatlarla konulan ve bir amir emrinde bulunan silahlı bir kısım askerdir. 3 - Devriye hazarda ve seferde aynı maksatlarla muayyen bir mıntıkada seyyar olarak vazife yapan bir veya daha ziyade silahlı askerdir.
Bu kanunda yazılı olan "Ordu" kelimesi kara, deniz ve hava kuvvetlerine; ve kıta kelimesi subay kumandasında bulunan her birliğe şamildir.
Askeri mahkeme istirdat ve tazminata Türk Ceza Kanununun koyduğu kaideler mucibince hükmeder. (Ek: 11/12/1935 -2862/1 md.) Adli amirler disiplin cezasıyla birlikte değeri 25 lirayı geçmeyen şeyler için istirdad ve tazminata da karar verebilirler. Bu kararlar aleyhine tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde askeri mahkemede itiraz olunabilir. İtiraz üzerine duruşma yapılarak hüküm verilir. İtiraz eden, muhakeme için tayin edilen günde mahkemede bulunmazsa itiraz hakkının düşmesine mahkemece karar verilir. İtiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kat'i olup bunlar aleyhine temyize müracaat olunamaz.(1)
1- Ölüm cezası, buna mahküm olan kimsenin hayatının izale olunmasıdır. Bu ceza askeri şahıslar hakkında askeri bir cürümden dolayı hükmedilmiş ise mahkumun kurşuna dizilmesi suretiyle infaz olunur. 2 - Askeri olmayan bir cürümden dolayı askeri şahıslar ile askeri olmayan şahıslar hakkında askeri mahkemelerden verilen ölüm hükümleri Türk Ceza Kanununun 12 nci maddesi mucibince icra olunur. Bu veçhile asılacak ölüm mahkumları cezanın infazı için o baptaki ilam ve tasdik emri suretleriyle C. Müddeiumumiliğine verilirler.
Bu kanuna göre şahsi hürriyeti tehdit eden cezalar ağır hapis ve hapis ve kısa hapistir.
Ağır hapis ve hapis cezalarının mahiyeti ve neticeleri ve icrası Türk Ceza Kanununda yazılı olan kaidelere tabidir.
A) Kısa hapis cezaları üç türlüdür: 1 - Göz hapsi; 2 - Oda hapsi; 3 - Katıksız hapis. B) (Değişik : 22/3/2000 -4551/3 md.) Subay, astsubay, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurları, uzman jandarma ve uzman erbaşlar hakkında: 1 - Dört haftaya kadar göz hapsi, 2 - Dört haftaya kadar oda hapsi, Cezaları verilebilir. C) Erbaş ve er hakkında: 1 - Dört haftaya kadar oda hapsi; 2 - Üç haftaya kadar katıksız hapis cezaları verilebilir. D) (Değişik : 22/3/2000 -4551/3 md.) Askeri öğrenciler hakkında : (Askeri orta ve lise ile eşiti okullar öğrencileri hariç) dört haftaya kadar oda hapsi cezası verilebilir. E) Kısa hapis cezalarında maaş ve tahsisat tam olarak verilir.
Subay, astsubay, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurları, uzman jandarma ve uzman erbaşlar;
A) Göz hapsi cezalarında: 1 - Resmi daire, kışla, eğitim alanları ile sair yerlerdeki hizmetlerine devam ederler. 2 - Hizmetin bitiminden sonra hiçbir yere gidemezler. Kışlada veya resmi odalarda kalırlar. 3 - Hizmete ilişkin olanlar dışında hiçbir ziyaret kabul edemezler. B) Oda hapis cezalarında: 1 - Mümkün olduğu takdirde cezayı tek başlarına belirli bir hapis odasında geçirirler. 2 - Emir veremezler. 3 - Genel hizmet yapamazlar. Askeri öğrenciler, oda hapsi cezasını belirli hapis odalarında topluca geçirirler. Hapis odalarının kapısında bir nöbetçi bulundurulur.
Erbaş ve er: 1 - Oda hapsi cezasını muayyen hapis odalarında topluca geçirirler. 2 - Katıksız hapis cezasını hapis odasında tek başına geçirirler. 3 - Hapis odalarının kapısında bir nöbetçi bulundurulur. 4 - (...)(1) Onbaşı ve erler ağır askeri hizmetlerde kullanılabilirler.
Katıksız hapis, mahkuma bir katı minder ve gıda olarak yalnız su ve istihkak miktarı ekmek verilmek ve tütün ve saire verilmemek suretiyle tenfiz olunur. Bu mahrumiyetler hapsin dördüncü sekizinci on ikinci günleriyle bundan sonra mahkumiyet müddetince her üç günde bir kaldırılır.
Mahkumun sıhhati katıksız hapse müsait değilse disiplin cezasının bir derece daha hafifi tatbik olunur.
1 - Bu kanunda kısa hapis cezası gösterilen yerlerde failin rütbesine göre caiz olan kısa hapsin her nev'i hükmolunabilir. 2 - Bu kanunda kısa hapis cezasının nevi tasrih edilip de bu nevi cezanın failin rütbesine göre verilmesi gayri caiz olduğu takdirde failin rütbesine göre caiz olan bir derece hafifi hükmolunur.
Askeri şahıslar hakkında hükmolunacak fer’i askeri cezalar şunlardır: A) Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma. B) Rütbenin geri alınması. C) Askeri öğrencilik hukukunu kaybettirme.
Aşağıda yazılı hallerde subay, astsubay, uzman jandarmalar ve özel kanunlarında bu cezanın uygulanacağı belirtilen asker kişiler hakkında, askeri mahkemeler veya adliye mahkemelerince asıl ceza ile birlikte, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilir. Bu husus mahkeme hükmünde belirtilmemiş olsa dahi, Silahlı Kuvvetlerden çıkarmayı gerektirir. A) Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere ölüm, ağır hapis, bir seneden fazla hapis cezası ile hükümlülük halinde
B) Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle hükümlülük halinde. Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere, askeri mahkemelerce üç aydan fazla hapis cezası ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilebilir.
Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasının niteliği, hükümlünün Silahlı Kuvvetlerle ilişiğinin kesilmesidir. Bu ceza, ayrıca bir hükme gerek kalmaksızın; A) Askeri rütbe ve memuriyetlerin kaybedilmesi, B) Subay, astsubay, uzman jandarma ve Devlet memuru olarak tekrar Türk Silahlı Kuvvetlerine kabul edilmeme, Sonuçlarını doğurur.
Aşağıda yazılı hallerde askeri öğrenciler hakkında, askeri mahkemeler veya adliye mahkemelerince; asıl ceza ile birlikte askeri öğrencilik hukukunu kaybettirme cezası da verilir. Bu husus mahkeme hükmünde belirtilmemiş olsa dahi, Silahlı Kuvvetlerden çıkarmayı gerektirir. A) Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere ölüm, ağır hapis veya üç aydan fazla hapis cezasına hükümlülük halinde, B) 30 uncu maddenin birinci fıkrasının (B) bendinde yazılı hallerde. Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere, askeri mahkemelerce üç ay veya daha az hapis cezası ile birlikte askeri öğrencilik hukukunu kaybettirme cezası da verilebilir. Bu ceza ayrıca bir hükme gerek kalmaksızın; A) Askeri öğrencilik sıfatının, B) Muvazzaf askeri personel yetiştiren askeri okullara girme hakkının, Kaybedilmesi sonuçlarını doğurur.
Subaylar, astsubaylar, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurları, uzman jandarma ve uzman erbaşlar hakkında memuriyetten mahrumiyet cezası verildiği takdirde, bu fer’i cezaya karşılık o kadar süre açığa çıkarılmalarına hükmolunur. Bu süre kıdemden ve emeklilik süresinden indirilir. Yükümlü olan erbaş ve erler hakkında memuriyetten mahrumiyet cezası terhislerinden sonra yerine getirilir. Bir seneden fazla memuriyetten mahrumiyet cezasına hükümlülük halinde, bu Kanunun Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarmaya ilişkin hükümleri uygulanır. Altı aydan fazla memuriyetten mahrumiyet cezası alan uzman jandarma ve uzman erbaşların Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişkileri kesilir.
Rütbenin geri alınması cezası 30 uncu maddede yazılı hallerde erbaşlar hakkında uygulanır. Bu husus mahkeme hükmünde belirtilmemiş olsa dahi, rütbenin geri alınması işlemi idarece re’sen uygulanır. Rütbenin geri alınması cezası, hükümlünün rütbesinin geri alınarak erliğe indirilmesi, askeri hizmetten doğan ve özel kanunda saklı tutulmayan bütün hakların kaybı sonuçlarını doğurur. (İptal son fıkra: Ana. Mah.’nin 25/11/2005 tarihli ve E. : 2000/34, K. : 2005/91 sayılı Kararı ile.)
1 - Askeri cürümlerde müteşebbisler hakkında Türk Ceza Kanununun 61, 62, 63 üncü maddeleri hükümleri tatbik olunur. 2 - Bir cürümün cezasıyla beraber askeri fer'i cezalardan birinin hükmedilmesi lazım veya caiz ise o cürme teşebbüs halinde dahi bu fer'i ceza verilir veya verilebilir.
1- Askeri cürümlerde ve kabahatlerde iştirak halinde, Türk Ceza Kanununun 64 üncüden 67’nciye kadar olan maddeler hükmü tatbik olunur. 2 - Hizmete mütaallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emir veren mesuldur. 3 - Aşağıdaki hallerde maduna da faili müşterek cezası verilir: A: Kendisine verilen emrin hudutlarını aşmış ise, B: Amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile mütaallik olduğu kendisince malum ise.
1 - Bir cürüm işleyenin mükerir sayılması ve bu kanunun o suretle gösterdiği hükümlerin ve cezaların tatbik edilmesi, suçlunun askeri bir cürümden dolayı bir Türk askeri mahkemesinde mahkum olarak ceza gördükten sonra aynı askeri cürmü tekrar yapmasına bağlıdır. Bu hüküm evvelce verilen ceza kısmen tenfiz edilmiş veya hususi af yoluyla düşmüş olsa bile tatbik olunur. Şu kadar ki cezanın tenfizinden veya affından itibaren yeni cürmün işlendiği tarihe kadar aradan beş sene geçmiş ise bu hükümler tatbik olunmaz. 2 - Tekerrürün teaddüdünde aynı kaide caizdir.
1 - Bu kanunda yazılı cürümlerle cezaların içtimaında Türk Ceza Kanununun 68 inciden 80 inciye kadar olan maddeleri hükmü tatbik olunur. 2 - Bir araya gelen cezalar aynı neviden kısa hapis cezalarından ibaret ise mecmuuna bir kısa hapis cezası verilir ve İçtima hali şiddet sebebi sayılır. 3 - Kısa hapis cezaları aynı neviden değil ise umumi ceza en ağır cezanın azami haddine göre tayin olunur. Bir gün katıksız hapis iki gün oda hapsine müsavi tutulur. 4 - Müteaddit cürümlerin cezalarından velevki yalnız biriyle beraber fer'i bir cezanın dahi hüküm edilmesi lazım veya caiz ise bu fer'i ceza hükmolunur veya hükmolunabilir.
Cezaya ehliyet veren ve bunu kaldıran veya hafifleten sebeplere dair Türk Ceza Kanununun birinci kitabının dördüncü babında yazılı hükümler, bu kanunda hilafı yazılı olmadıkça askeri cezalar hakkında da mer'idir.
Bir şahsın hareketini vicdanına veya dinine göre lazım saymış olması, yapmak veya yapmamakla vukua gelen bir cezayı mucip olmasına mani teşkil etmez.
1 - Vazife ve hizmette şahsi tehlike korkusu cezayı hafifletmez. 2 - Disiplin tecavüzünde ve kabahatlerinde veya hizmet esnasında yapılan suçlarda ihtiyari sarhoşluk cezayı hafifletemez.
Türk Ceza Kanununun hapis cezasının ertelenmesine ilişkin hükümleri, askeri suçlar hakkında da uygulanır. Ancak aşağıdaki hâllerde hapis cezaları ertelenmez: A) Sırf askeri suçlardan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan netice cezanın üç ay veya daha fazla süreli hapis cezası olması.
B) Fiilin, disiplini ağır şekilde ihlal etmesi veya birliğin güvenliğini tehlikeye düşürmesi ya da birliğin muharebe hazırlığını veya etkinliğini zafiyete uğratması ya da büyük bir zarar meydana getirmesi. C) Fiilin savaş veya seferberlikte işlenmesi. D) Daha önce sırf askeri bir suçtan dolayı mahkûm olunması.
A) Askeri suçların takibi şikayete bağlı değildir. B) Askeri kazaya tabi olupta Türk Ceza Kanunu mucibince takibi Adliye Vekilinin iznine bağlı suçlar hakkında izin, Milli Müdafaa Vekili tarafından verilir.
Aşağıdaki fıkralarda yazılı hükümler mahfuz olmak üzere askeri suçlarda dava ve cezanın düşmesi hususlarında Türk Ceza Kanununun birinci kitabının 9 uncu babı hükümleri tatbik olunur. A) (İptal: Anayasa Mahkemesi’nin 28/3/2013 tarihli ve E.: 2012/143, K.: 2013/48 sayılı Kararı ile.) (3) B) Hıyanet cürümlerile maznun ve mahkum olanlar hakkıda müruru zaman yoktur. C) (Ek : 14/6/1989 -3574/1 md.) Sırf askeri suçlarda Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesi hükümleri uygulanmaz.
Bu kanunda bir suç için şahsi hürriyeti tehdit eden bir cezanın arttırılacağı yazılı olan yerlerde mezkür ceza mevzuubahis cürüm için muayyen olan cezanın iki misline kadar çoğaltılabilir. Şu kadar ki ceza o cürüm için kanunda yazılı azami haddi geçemez.
Bu kanunda hususi bir hüküm tayin edilmemiş oldukça aşağıdaki haller her halde cezanın arttırılmasını muciptir. A) Madunlarla birlikte bir suçu yapmak veya madunların bir suçuna iştirak etmek; B) Suç silahın veya resmi nüfuz ve salahiyetin suistimali suretiyle hizmetin ifası esnasında yapılmak; C) Suç müteaddit şahıslar tarafından toplu olarak veya herkesin gözü önünde birlikte işlenmek
1 - Türk Ceza Kanunu ile Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun memnu hakların geri verilmesi hususundaki hükümleri askeri şahıslar hakkında da tatbik olunur.
2 - Memnu hakların geri verilmesine karar verildiği takdirde mahkumiyetle zayi olan bilcümle askeri rütbe, unvan, memuriyet, nişan ve askeri hizmet esnasında kazanılan tekaütlük ve sair haklar geri gelmez. Şu kadar ki bu kararı alan tekrar orduya girerse yeni baştan rütbe, nişan ve madalya ve tekaüt hakkı kazanabilir. 3 - Umumi af ilanından mahkum bulunan askeri şahsın nişan, rütbe ve madalya ve tekaütlük hakkının geri verilmesi, ancak Umumi Af Kanununda yazılı olmağa bağlıdır.
Askeri mahkemeler tarafından mahkum edilen askeri şahıslar hakkında şartla salıverilme ve şartla salıverilme kararının geri alınması hususlarında 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun ilgili hükümleri uygulanır. Gerek askeri mahkemelerden ve gerekse adliye mahkemelerinden şartla tahliye kararı alanların tamamlanacak askeri yükümlülükleri varsa, tahliyelerinde tamamlattırılır.
Vatan aleyhinde bir cürüm yapan askeri şahıslar hakkında Türk Ceza Kanununun 125'inciden 145'inci maddeye kadar olan maddeleri hükümleri tatbik olunur.
(1) Seferberlikte veyahut Türkiye Cumhuriyetini tehdit eden yakın bir harb tehlikesi mevcut olduğunu gösteren fevkalade zamanlarda Türk Ceza Kanununun 129 uncu maddesinin birinci fıkrasında yazılı cürümleri işleyenler veya işlemeye teşebbüs edenler (Harb hiyaneti) cürümünden dolayı ölüm cezası ile cezalandırılırlar. (2) Az vahim hallerde ölüm cezası yerine müebbet veyahut on beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası verilebilir. Maksat hasıl olursa her halde ölüm cezası verilir.
(1) Bu maddede gösterilen fiilleri işleyenler ve bunlara teşebbüs edenler (Milli Müdafaaya hiyanet) cürmünden dolayı aşağıda yazılı cezalarla cezalandırılırlar.
A) Türk Ceza Kanununun 133'üncü maddesinde ve 136'ncı maddesinin siyasi ve askeri casusluğa dair 3 üncü fıkrasında yazılı cürümleri işleyenlere Türk Ceza Kanununa göre ceza verilir. Bu cürümleri seferberlikte veyahut Türkiye Cumhuriyetini tehdit eden yakın bir harb tehlikesi mevcut olduğunu gösteren fevkalade zamanlarda işleyenler veya işlemeye teşebbüs edenler, 136'ncı maddenin son fıkrasında suçlunun taksirine müstenit olarak yazılı olan haller hariç olmak üzere, ölüm cezasıyla cezalandırılır. B) Doğru olması halinde askeri veya siyasi bir sır teşkil edecek olan evrak ve vesaikı ve sair maddeleri Milli Müdafaaya hiyanet maksadiyle sahte olarak vücuda getiren veya bu suretle vücuda getirilmiş olduğunu bildiği halde bunları aynı maksatla bir başkasına bildiren veya tevdi edenler hakkında on beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası verilir. Fiil seferberlikte veyahut Türkiye Cumhuriyetini tehdit eden yakın bir harb tehlikesi mevcut olduğunu gösteren fevkalade zamanlarda işlenmiş ise failleri ölüm cezası ile cezalandırılırlar. C) (A) ve (B) bentlerinde yazılı cürümlerden birini veya bazılarını işlemek üzere iki veya daha ziyade kimseler aralarında ittifak ederlerse bunlardan her biri sekiz seneden on beş seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılır. Fiil seferberlikte veyahut Türkiye Cumhuriyetini tehdit eden yakın bir harb tehlikesi mevcut olduğunu gösteren fevkalade zamanlarda işlenmiş ise failleri müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılırlar. D) (A) ve (B) bentlerinde yazılı hiyanet cürümlerini işlemeyi bir kimseden talep veya bu cürümleri işlemek için hizmetini arz veyahut böyle bir talebi veya arzı kabul edenler hakkında da bu bentlerde yazılı cezalar aynen verilir. Eğer böyle bir talep veya arz veya kabul yazılı şekilde vuku bulmuşsa, bu yazının fail tarafından mücerret gönderilmiş olmasıyla cürüm tamam olur. E) (A) ve (B) bentlerinde yazılı cürümlerden birini veya bazılarını işlemek üzere bir teşekkül kuranlar, tanzim ve sevk ve idare edenler üç seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis veya böyle bir teşekküle yalnız iştirak edenler bir seneden üç seneye kadar ağır hapis cezasıyla cezalandırılırlar. Fiil seferberlikte veyahut Türkiye Cumhuriyetini tehdit eden yakın bir harb tehlikesi mevcut olduğunu gösteren fevkalade zamanlarda işlenmiş ise teşekkülü kuranlar, tanzim ve sevk ve idare edenler ölüm ve böyle bir teşekküle iştirak edenler müebbet veya on beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasıyla cezalandırılırlar. F) C, D, E bentlerinde yazılı hallerde her hangi bir suretle olursa olsun cürmün işlenmesine mani olan suç ortağı cezadan kurtulur. G) Türk Ceza Kanununun 127'inci maddesinin 3'üncü fıkrasında yazılı olan milli menfaatler aleyhine yabancıdan menfaat veya vait kabul eden vatandaşla bu maksatla para veren veya menfaat temin veya vadeden yabancılar bu fıkra hükümlerine göre cezalandırılırlar. Fiil seferberlikte veyahut Türkiye Cumhuriyetini tehdit eden yakın bir harb tehlikesini mevcut olduğunu gösteren fevkalade zamanlarda işlenmiş ise, failleri ölüm cezasıyla cezalandırılır. Eğer para veya menfaat, yazılı bir beyan ile talep veya kabul ve taahhüt edilmiş ise, fail tarafından bu beyanın mücerret gönderilmiş olması ile fiil tamam olur.1117
Bu bentte yazılı cürümler ancak Milli Müdafaa Vekilinin talebi üzerine takip olunur. Talebin geri alınması caizdir. 2) Az vahim hallerde bu maddede yazılı ölüm cezaları yerine müebbet ağır hapis veya on beş seneden aşağı olmamak üzere muvakkat ağır hapis cezası verilir.
(1) Her kim, bir müstahkem mevkide, bir harb limanında veyahut diğer bir askeri müessesede ve askeri sahada, deniz ordusuna ait bir gemide, yahut Devlet karasuları içinde Devletin bir makamına, bir memura veya bir askere karşı ismi ve şahsı halleri, sıfatı, mesleki, ikamet mahalli veya tabiiyeti hakkında kasten yanlış malumat verir veya malumat vermekten çekinirse üç aydan üç seneye kadar hapis ile cezalandırılır. Resmen tehdit ve ilan edilmiş olan emniyet mıntakaları ve ordunun ihtiyaçlarına taalluk eden mevat ve eşyayı imal ve tamire ve muhafazaya tahsis edilmiş olan sınaî müesseseler, depolar dahi askeri müessese gibi telakki olunur. (2) Türk Ceza Kanununun 135 inci maddesinde yazılı fiilleri işleyenler bu maddede gösterilen cezalarla cezalandırılır.
Her kim, Türk Ceza Kanununun 153, 161 inci maddelerinde yazılı suçlardan birisini ve 155 inci maddede yazılı halkı askerlikten soğutmak yolunda neşriyatta ve telkinatta bulunmak ve nutuk irat etmek fiillerini işleyecek olursa milli mukavemeti kırmak cürmünden dolayı mezkur maddelerde gösterilen cezalarla cezalandırılır.
(1) Milli Müdafaayı ihlal kastiyle müdafaaya yarayan vasıtalardan birini veya her hangi bir tesisi tahrip eden, yok eden, terkeden, kullanılmayacak hale getiren veya kusurlu olarak imal, teslim veya tesellüm eden veya bunlara her hangi bir suretle zarar verenler sekiz seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasıyla cezalandırılır. (2) Milli Müdafaanın emniyeti için ehemmiyetli olan bir işletmeye muktazi her hangi bir vasıtayı Milli Müdafaayı ihlal kastiyle kısmen veya tamamen bozarak veya tahrip ederek veyahut mesaisini ihlal eyleyerek işletmenin faaliyetini tehlikeye düşürenler veya muattal bir hale koyanlar sekiz seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasıyla cezalandırılır. (3) Fiil, seferberlikte yapılmış veya Devletin harb hazırlıklarını veya harb kudretini veya kabiliyetini ve askeri hareketlerini tehlikeye koymuş ise 1, 2 numaralı fıkralarda yazılı curümlerin failleri ölüm cezası ile cezalandırılır.
1 - Harb esiri olupta verdiği sözü tutmayarak Türkiye Cumhuriyeti aleyhine muharip olarak tutulmak ve yahut ecnebi olupta Türkiye Cumhuriyeti hizmeti askeriyesinde bulunduğu halde Türkiye aleyhine bir düşman ile beraber olmak hiyanet addolunarak faili ölüme mahkum olur. 2 - Düşman eline düşen her Türk askeri düşmana karşı silah tutmamak üzere söz vererek serbestisini elde ederse bir seneden beş seneye kadar hapsolunur.
1 - Her kim kasten seferberliği geciktirip veya askeri bir hizmet ve vazifeyi ihlal edip bu suretle düşman teşebbüsatının kolaylaşmasına ve terakkisine ve yahut muharip Türkiye Cumhuriyeti ve mütteffikleri kıtalarına zarar ve tehlike gelmesine sebep olursa muvakkat ağır hapis ve yahut üç seneden fazla hapis cezasıyla cezalandırılırlar. 2 - Az vahim hallerde veya vazife ve hizmeti ihlal kasten vuku bulmamış ise, üç seneye kadar hapsolunur.
1 - Aşağıda yazılı olan askeri şahıslar ölüm cezasıyla cezalandırılır: A) Müstahkem bir mevkii; müdafaasına hizmet eden bütün vasıtaları kullanıp bitirmeksizin düşmana teslim eden mezkür mevkiin kumandanı; B) Emri altında bulunan müdafaa vasıtalarını ihmal ile kendisine mevdu mevkii terk eden veya düşmana teslim eden kumandan; C) Vazifesinin kendisinden talep eylediği her şeyi evvelden yapmayarak emri altına tevdi edilen kıtaatın teslimisilah etmesini intaç edecek surette açık sahrada düşmanla mukavele yapan kumandan; D) Askeri bir gemi ve tayyareyi ve yahut mürettebatını düşmana teslim etmemek için vazifenin kendisinden talep ettiği her şeyi evvelden yapmayarak düşmana teslim eden gemi ve tayyare kumandanı; 2 - B. ve C. fıkralarında yazılı olan cürümlerin failleri az vahim hallerde, beş seneden az olmamak üzere, muvakkat ve yahut müebbet ağır hapis cezasıyla cezalandırılır.
1 - (Değişik: 31/3/2011-6217/4 md.) Barışta, 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Askeralma Kanununun 24 üncü maddesi uyarınca haklarında verilen idarî para cezası kesinleştikten sonra söz konusu Kanunun 23 üncü maddesinde belirtilen mazeretlerden birisi bulunmaksızın,(2) a) Yoklama kaçaklarından birlikte (…)(1) yoklamaya tabi oldukları doğumluların yurt genelinde normal sevk yılı içindeki son kafilesi gönderilmiş bulunanlar için, son kafilenin gönderilmesi tarihinden,(1) b) Bakaya kalanlar için, bakaya kaldıkları tarihten, c) İhtiyat erattan çağrılıp da birlikte işleme tabi olduğu kişiler gönderilmiş bulunanlar için, en son gönderilme tarihinden, d) Yoklama kaçağı, saklı veya bakaya olup olmamasına bakılmaksızın askerlik şubesince sevk edildiği kıtasına katılmayan veya geç katılanlar için, kendilerine tanınan kanuni yol süresinin bitiminden, itibaren dört ay içinde gelenler altı aya kadar, yakalananlar iki aydan altı aya kadar; dört aydan sonra bir yıl içinde gelenler iki aydan bir yıla kadar, yakalananlar dört aydan bir yıla kadar; bir yıldan sonra gelenler dört aydan iki yıla kadar, yakalananlar altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. 2 - (Değişik: 15/6/1942-4257/1 md.) Seferberlikte birinci fıkrada yazılı olanlarla ruhsatlılardan sevk gününün bitmesinden itibaren yedi gün içinde gelenler bir aydan bir seneye, elde edilenler dört aydan iki seneye kadar, yedi günden sonra üç ay içinde gelenler iki seneden aşağı olmamak üzere elde edilenler üç seneden aşağı olmamak üzere hapis, üç aydan sonra kendiliğinden gelenler beş seneden az olmamak üzere ağır hapis, elde edilenler ölüm cezasına mahkum edilirler. Az vahim hallerde ölüm cezası yerine müebbet veya on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası verilir ve diğer hallerde gösterilen cezalar yarıya indirilir.
1 - Hazarda askeri hizmete çağrıldığı halde 1076 sayılı kanunun 15 inc maddesine tevfikan Milli Müdafaa Vekaletince emredilen müddet içinde askerlik şubesine gelmiyen yedek subay , yedek astsubay ve askeri memurlardan bu müddetin bitmesinden sonra on beş gün içinde elde edilenler bir aydan altı aya kadar, on beş günden sonra üç ay içinde elde edilenler altı aydan bir seneye kadar hapis ve üç aydan sonra elde edilenler beş seneye kadar ağır hapis cezasiyle cazalandırılır. Bu müddetler içinde kendiliğinden gelenlerin cezaları yarıya indirilir.(1) 2 - Seferberlikte çağrıldığı halde muayyen müddet içinde askerlik şubesine gelmiyen yedek subaylar, yedek astsubaylar ve askeri memurlardan bu müddetin bitmesinden sonra yedi gün içinde gelenler üç aydan iki seneye kadar, elde edilenler altı aydan üç seneye kadar, yedi günden sonra üç ay içinde gelenler iki seneden ve elde edilenler üç seneden aşağı olmamak üzere hapis, üç aydan sonra gelenler beş seneden az olmamak üzere ağır hapis, elde edilenler ölüm cezasiyle cezalandırılırlar.(1) 3 - Askeri hizmet için yapılan davet üzerine şubeye gelen yedek subay , yedek astsubay ve askeri memurlardan mahalli müretteplerine hazarda on iki ve sefeberlikte dört gün içinde hareket etmiyenler veya yol müddeti hariç olarak bu müddetlerin yarısından fazla bir müddeti yolda geçirerek vazife ve memuriyetlerine iltihak etmiyenler hazarda üç aya kadar ve seferberlikte üç aydan beş seneye kadar hapsolunurlar. Bu fıkrada ve 65 inci maddede yazılı müddetler halin icabına göre Milli Müdafaa Vekilliğince azaltılabilir veya uzatılabilir.(1) Az vahim hallerde 63 üncü maddenin son fıkrasında yazılı hükümler bu maddede yazılı olan cezalar hakkında da tatbik olunur. 4 - 1076 sayılı kanunun 13 ve 15 inci madelerinde yazılı haller bu maddenin tatbikında da nazara alınır.
Tayin olunduğu vazife ve memuriyet emrinin tebliğinden itibaren mazeretsiz hazarda 15 ve seferberlikte 6 gün içinde hareket etmeyen veya yol müddeti hariç olarak hazarda 7, seferde 3 günden fazla bir müddet yolda geçirerek vazife ve memuriyetlerine iltihak etmeyen subaylar, askeri memurlarla astsubaylar üç aya kadar ve seferberlikte üç aydan beş aya kadar hapsolunurlar. Tekerrürü halinde ilk fiil hazarda ise altı ay ve seferberlikte ise sekiz ay ve her iki fiil seferberlikte ise bir sene hapsolunurlar. Yukarda hareket ve iltihak için tayin olunan müddetlerin bitmesinden itibaren hazarda altı, seferberlikte üç gün içinde kıtasına iltihak etmeyenler hakkında da 66’ncı madde hükümleri tatbik olunur.
1) Aşağıda yazılı askeri şahıslar bir yıldan üç yıla kadar hapsolunur: a) Kıt'asından veya görevi icabı bulunmak zorunda olduğu yerden izinsiz olarak altı günden fazla uzaklaşanlar, b) Kıt'asından veya görevini yapmakta olduğu yerden izin, istirahat veya hava değişimi alarak ayrılanlardan, dönmeye mecbur bulundukları günden itibaren altı gün içerisinde özürsüz olarak gelmeyenler, 2) Aşağıda yazılı hallerde hapis cezası iki yıldan aşağı olamaz. a) Suçlu, silah, mühimmat ve bunların teçhizat veya nakil vasıtalarından ve hayvanlardan birini veya ordu hizmetine tahsis edilen herhangi bir şeyi beraberinde götürmüş ise;
b) Suçlu hizmet yaparken kaçmış ise; c) Suçlu mükerrir ise; 3) Seferberlikte bu maddede yazılı mehiller yarıya indirilir.
Aşağıda yazılı fiilleri işleyen asker kişiler, yabancı ülkeye kaçmış sayılarak bir seneden beş seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar: A) (Değişik: 5/6/2017-KHK-691/3 md.; Aynen kabul: 31/1/2018-7069/3 md.) İzinli olduğu durumlar hariç, ülke sınırları dışında üç günü geçirenler. B) Ülke sınırları dışındaki bir askerî birlik veya görev yerinden, deniz veya hava aracından kaçıp da bu durumda üç günü geçirenler. C) Ülke sınırları dışındaki bir askerî birlikten, deniz veya hava aracından herhangi bir nedenle ayrı düşüp de askerî veya sivil bir Türk resmî makamına veya müttefik devlet makamlarına özürsüz olarak müracaat etmeksizin üç günü geçirenler. D) Harp esiri iken serbest bırakılıp da askerî veya sivil bir Türk resmî makamına veya müttefik devlet makamlarına teslim olmak üzere harekete geçme imkânı doğduğu halde, özürsüz olarak hareketsiz kalan ve bu durumda üç günü geçirenler. Aşağıda yazılı hallerde üç seneden yedi seneye kadar hapis cezası verilir: A) Fail beraberinde silah, mühimmat, savaş araç veya gerecini götürmüş ise. B) Fail hizmet yaparken kaçmış ise. C) Fail mükerrir ise. Seferberlik ve savaş halinde, bu maddede yazılı mehil bir güne iner. Bu maddedeki suçu seferberlikte işleyenlere beş seneden, savaş halinde işleyenlere ise yedi seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası verilir.
66 ve 67’nci maddelerde yazılı olan süreler içinde yakalananlara iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. Aşağıda yazılı hallerde, gün unsuru aranmaz ve ceza artırılır. A) Fail beraberinde silah, mühimmat, savaş araç ve gerecini götürmüş ise, B) Fail hizmet yaparken kaçmış ise.
1- Düşman tarafına kaçan ölüme mahkum edilir. 2 - Düşman karşısında veya mahsur bir mevkiden kaçan müebbet veya muvakkat ağır hapis ile cezalandırılır. Vahim hallerde ölüm cezası verilebilir.
1- İkiden ziyade askeri şahıslar önceden kararlaştırarak toplu kaçarlarsa sözleşerek firar sayılır. 2- Suçlular yabancı memlekete kaçmışlar ise ön ayak olanlar beş seneden yedi seneye kadar; ön ayak olanlar subay veya askeri memur ise beş seneden on seneye kadar ağır hapis ile cezalandırılırlar. 3 - Suçlular vatan içine kaçmışlarsa ön ayak olanlar iki seneden beş seneye kadar, ön ayak olan subay veya askeri memur ise beş seneden yedi seneye kadar ağır hapis ile cezalandırılırlar. 4 - Sözleşerek kaçan diğer suçlular bir seneden üç seneye kadar hapsolunur. Firar yabancı memlekete ise ceza bir kat arttırılır. 5 - Seferberlikte sözleşerek firara ön ayak olanlar ölüm cezasıyla cezalandırılırlar, diğer suçluların cezaları muayyen cezanın yarısı kadar arttırılır. 6 - (Mülga: 14/6/1989 -3574/4 md.)
Firar ve izin tecavüzü cürümlerinden hüküm giyen erbaşların rütbelerinin geri alınmasına da hükmolunur.
1 - (Mülga: 25/10/1963 -353/259 md.) 2 - Bunlar sevk olunurken, yollardan misafirhanelerden, bulundukları kıta ve müesseselerden tekrar kaçarlarsa evvelce mahkum oldukları ceza iki misline iblağ olunur.
Kaçak, kaçtığından altı hafta, seferberlikte bir hafta içinde kendiliğinden geri gelirse yukarıdaki maddelere göre verilecek cezalar yarısına kadar indirilir. Ölüm cezası yerine müebbet ağır hapis yahut beş seneden az olmamak üzere ağır hapis cezası verilir.
Bir firar teşebbüsünü doğru olarak haber alıp da firarın önü alınabilecek bir zamanda bunu amirine haber vermekte ihmal eden askeri şahıs, eğer firar vuku bulmuş ise altı aya kadar ve firar seferberlikte vuku bulmuş ise iki seneye kadar hapsolunur.(2)
(Değişik: 30/4/1945-4726/2 md.) Asker kişileri kaçmağa kışkırtan veya kaçmalarını veya kaçaklığın devamını kolaylaştıran veya kaçakları, izinsizleri, bakayayı, yoklama kaçaklarını, saklıları ve çağrılıp ta gelmiyen yedek subaylar ve yedek astsubaylar ile yedek askeri memurları bilerek özel ve resmi hizmete alanlar veya gizliyenler veya Devlet, il ve belediyelerle bunların denetimi altındaki bütün kuruluş ve kurumlarda ve banka ve kamu faydasına çalışan dernek ve mesleki kuruluşlarda her ne suretle olursa olsun çalıştıranlar ve Hükümetten yapılacak tebligat üzerine özel işlerinden çıkarmıyanlar barışta üç aydan bir yıla ve tekerrüründe bir yıldan üç yıla, seferberlikte veya olağanüstü hallerde altı aydan iki yıla kadar hapis ve bu eylemin seferberlikte veya olağanüstü hallerde tekerrüründe yedi yıla kadar ağır hapis cezasiyle cezalandırılır.(3) 2 - Seferberlikte herhangi bir suretle askeri kuvveti tenkise sebep olacak surette vakıa gayrimutabık kasten vesika verenler birinci defasında iki seneden beş seneye kadar ağır hapis ve mükerrirler ölüm cezasiyle cezalandırılırlar.
Askeri tutukevi veya cezaevinden kaçmak veya kaçmaya aracı olmak suçlarını işleyen asker kişiler hakkında, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitabının Dördüncü Bab Yedinci Faslında yer alan hükümler uygulanır. Ancak, askeri ceza ve tutukevlerinden altı gün veya daha fazla süre ile kaçan asker kişilere verilecek hapis cezası veya asıl cezaya ilave olunacak hürriyeti bağlayıcı ceza bir yıldan az olamaz.
Disiplin mahkemeleri ile disiplin amirleri tarafından verilen göz veya oda hapsi cezalarının çekildiği yeri terk edenlere veya cezanın diğer infaz şartlarını yerine getirmeyenlere, bir aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. Göz veya oda hapsi ceza yerinden kaçanlara, aracı olanlara veya ihmal yahut kayıtsızlıkları ile kaçmalarına sebebiyet verenlere de aynı ceza uygulanır. Göz veya oda hapsini çekmekte olduğu yeri terk fiili, altı gün veya daha fazla devam etmiş ise, verilecek hapis cezası bir yıldan az olamaz.
A:1 - Düşman tarafına kaçan veya seferberlikte mükellef olduğu hizmetten uzak kalmak kastiyle yabancı bir memlekete sığınanların veya yabancı memlekette kalanların mevcut ve ileride vücut bulacak menkul ve gayrimenkul bütün mal ve mülklerinin millet namına zaptına karar verilir. Bu karar verilirken suçlunun hısımları bir müdafi tayin etmek hakkını haizdirler. 2 - Bu karar maznuna, mümkün olmadığı halde onun son ikametgahına tebliğ olunur ve askeri mahkeme kapısına asılır, gazetelerle ilan olunur. Seferberliğin bittiğini bildiren emir tarihinden üç ay içinde bu tebliğ bir kere daha yapılır. 3 - Zabıt kararının bir hulasası karar tarihinden sekiz gün içinde tapu idarelerine ve gaiplerin mallarını idare ile muvazzaf olan makama tebliğ olunur. 4 - Zaptına karar verilen mal ve mülkler mezkür idareler tarafından satılıncaya kadar mahcuz kalır. Bu mal ve mülkler satılmazdan evvel maznun gelir veyahut yakalanır da muhakemesi yapılırsa haciz kaldırılır. 5 - Suçlunun kanunen infaka mecbur olduğu kimselerin geçinmeleri son ikametgahı sulh hakiminin emriyle haczolunan mallarından kıymetlerine göre temin olunabilir. B:1 - Suçlunun füruu, baba ve anası, kardeşleri yahut karısı sağ ise, ölüme bağlı tasarruf hükümlerine göre (K. M. 452, 453) bu kimselerin mahfuz hisseleri miktarı kendilerine verilir ve mütebakisi millet menfaatine satılır. Bu mirasçılardan kimse bulunmazsa, bütün mallar millet menfaatine satılır. 2 - Suçlunun gelmesine maddi bir imkânsızlığın sebebiyet verdiği resmi tahkikat ile sabit olmaz ise veya hısımları tarafından ispat edilemez ise (A) fıkrasının 2 rakamında yazılı olduğu üzere seferberlik bittikten sonra yapılacak son tebliğ tarihinden bir sene sonunda zabıt katileşir ve zaptolunan mallar satılır. 3 - Zaptolunan mallar devlet mallarının satılmasına dair kanunlara ve nizamnamelere göre satılır. 4 - Malların satılmasına ve kıymetlerine karşı itirazlar suçlunun Türkiye’de bulunduğu son ikametgâhı veya son bulunduğu mahal mahkemelerine arz olunur. 5 - Suçlunun borçları mirasçılara terk edilen hisselerden istifa olunur. Mirasçı yoksa bütün malların dörtte üçü suçlunun borçlarına karşılık teşkil eder. 6 - Mallar satıldıktan sonra A fıkrasının 2 numarasında yazılı müddetin hitamından evvel suçlunun ölmüş olduğu anlaşılırsa satılan malların bedeli mirasçılarına verilir.
7 - Zaptolunan mallar satıldıktan sonra vicahi muhakeme neticesinde suçlu beraat ederse geldiği veya yakalandığı günden ilerisi için bütün medeni haklarına sahip olur. Geçen zaman için mallarının zaptedilmesi yüzünden kendisine ve ailesine vakı olan zarar ve ziyanın tazminini Devletten talep ve iddia edebilir. C:1 - Şahsi servetini gizlemek, elinden çıkarmak veya azaltmak kastiyle seferberlikte gerek hayatta bulunanlar arasında cari olan ve gerek ölüme bağlı bulunan akit ve tasarruflardan birine dair suçlu tarafından karşılıklı veya karşılıksız doğrudan doğruya veya bilvasıta yapılan her türlü talep ve müracaatlar ve muamelelerin muteber olmayacağı zabıt kararıyla beraber karar altına alınır. 2 - "A" fıkrasında gösterilen suçlunun mallarının zaptına karar verilmeden veya verildikten sonra bu suçlunun bütün mallarının veya bir kısmının kaçırılmasına veya azaltılmasına doğrudan doğruya ve bilvasıta bilerek yardım eden bütün devlet memurları, varisler, ticari ve mali müesseseler, şirketler ve bütün üçüncü şahıslar bu suretle gizlenen veya kaçırılan mallar kıymetinin iki mislinden az ve üç mislinden çok olmamak üzere ağır para cezasına mahkum olurlar. D: Suçlu Kanunu Medeni mucibince haiz olduğu vesayete mütallik bütün haklarını zayi eder. E: Bu maddedeki suçlar hakkında, dava ve ceza müruru zamanı işlemez.
1 - Kendisini kasten sakatlayan veya her hangi bir suretle askerliğe yaramayacak bir hale getiren veya kendi rızasıyla bu hale getirten bir seneden beş seneye kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. 2 - Fiil her nevi askeri maksatlar için çalışmak kabiliyetini mahvetmiş ise suçlu yedi seneye kadar ağır hapis ile cezalandırılır. 3 - Fiil seferberlikte yapılmışsa on seneye kadar ağır hapis, düşman karşısında yapılmışsa yapan ölüm cezasıyla cezalandırılır.
79 uncu maddede yazılı fiilleri bilerek başkasına yapan dahi aynı ceza ile cezalandırılır.
1 - Askerlik çağına girenlerden askerlikten büsbütün veya kısmen kurtulmak kastıyla ismini değiştirenler, başkasını kendi yerine tabib muayenesine veya askere gönderenler, başkasının hüviyet cüzdanını veya askeri vesikasını kullananlar, askerlik işlerinde sahte şehadetname veya evrak kullanan yahut her ne suretle olursa olsun hile ve desise yapanlarla kıt'aya veya bir müesseseye intisab ettikten sonra kendisinin yapmağa mecbur olduğu hizmetten büsbütün veya kısmen kurtulmak kastıyla hile yapanlar on seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılırlar. 2 - (Değişik : 22/3/2000 -4551/19 md.) Yukarıdaki fıkrada yazılı cezalar suç ortaklarına da uygulanır. Az vahim hallerde altı aydan beş seneye kadar hapis cezası verilir.
(Mülga birinci fıkra: 31/1/2013-6413/45 md.) Amir veya üstünü herhangi bir suretle tehdit edenlere, altı aydan iki seneye kadar hapis cezası verilir. Fiil toplu asker karşısında veya silahlı iken veya hizmet esnasında işlendiği takdirde, verilecek hapis cezası bir yıldan az olamaz.
1. Doğru olmadığını bildiği iddialarla şikayete kalkışan üç aya kadar hapsolunur. 2. (Mülga: 31/1/2013-6413/45 md.)
1. (Değişik : 22/3/2000 -4551/21 md.) Bir amire veya üste hakaret eden üç aydan bir seneye kadar hapis cezası ile, hakaret hizmet esnasında yahut hizmete müteallik bir muameleden dolayı vuku bulursa altı aydan üç seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 2. Hakaret bir maddei mahsusa tayini ile vukua gelmiş ise altı aydan beş seneye kadar hapsolunur. 3. Hakaret umuma teşhir olunmuş yazı, resim veya sair neşir vasıtalarıyla veya resmi makamlara verilip de üzerine muamele cereyan etmiş evrak ile yapılmış ise bir seneden beş seneye kadar hapsolunur.
1. (Değişik: 22/3/2000 -4551/22 md.)Hizmete ilişkin emri hiç yapmayan asker kişiler bir aydan bir seneye kadar, emrin yerine getirilmesini söz veya fiili ile açıkça reddeden veya emir tekrar edildiği halde emri yerine getirmeyenler, üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. 2. Yukarıdaki fıkrada yazılı suçlar seferberlikte yapılırsa beş ve düşman karşısında yapılırsa on seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur.
87’nci maddede yazılı itaatsizlik suçlarını; toplu asker karşısında yahut silah başı emrine karşı veya silahlı iken veya hizmetten kısmen veya tamamen sıyrılmak kastı ile yapanlar altı aydan beş seneye kadar hapis, seferberlikte beş seneye kadar ağır hapis ve düşman karşısında on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası ile cezalandırılırlar.
1. (Değişik: 22/3/2000 -4551/24 md.)Emre itaatsizlik sonucu bir insanın hayatını tehlikeye koyan, memleketin veya bir askeri birliğin güvenliğini veya savaş hazırlığını veya eğitimini önemli derecede ihlal eden veya büyük bir zarar meydana getiren yahut başkasının malına önemli bir zarar veren asker kişiler, bir seneden on seneye kadar hapis, seferberlikte iki seneden on beş seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılır. 2. Düşman karşısında ölüm cezası veyahut on beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis ile cezalandırılır.
1. Bir amiri veya mafevkını zorla ve tehdit ile hizmet emrini ifadan menetmeğe, yahut hizmete mütaallik bir muameleyi yapmak veya yapmamak için zorlamağa kalkışan mukavemet cürmünü yapmış olur. Bu cürmü işleyenler altı aydan on seneye kadar, az vahim hallerde üç aydan az olmamak üzere hapis, seferberlikte iki seneden, az vahim hallerde altı aydan aşağı olmamak üzere hapis cezalarıyla cezalandırılır. 2. Mukavemet cürmü amirin muhafazasına memur olan yahut bu maksatla getirilen erbaşa ve ere karşı yapılırsa yine aynı ceza verilir.
1. Amire veya mafevka fiilen taaruz eden veya fiilen taarruza teşebbüs eden üç seneden, az vahim hallerde altı aydan aşağı olmamak üzere hapsolunur. 2. Taarruz veya taarruza teşebbüs silahlı olarak veya bir hizmet esnasında veya toplu asker karşısında veyahut silah ve tehlikeli bir alet ile yapılmış ise beş seneden, az vahim hallerde bir seneden aşağı olmamak üzere suçluya hapis cezası verilir. 3. (Değişik: 22/1/2004–5078 / 1 md.) Taarruz, amirin veya mafevkin vücudunda tahribatı mucip olmuşsa on beş seneden az olmamak üzere ağır hapis, eğer ölümü mucip olmuşsa müebbet ağır hapis, az vahim hâllerde yirmi dört seneden otuz seneye kadar ağır hapis cezası verilir. 4. (Değişik: 22/1/2004–5078 / 1 md.) Taarruz veya taarruza teşebbüs seferberlikte yapılmışsa yirmi seneden, az vahim hâllerde on beş seneden az olmamak üzere ağır hapis, eylem amir veya mafevkin vücudunda tahribatı mucip olmuşsa müebbet ağır hapis, ölümü mucip olmuş ise ölüm cezası verilir.
1. Bir amir veya mafevk, askeri nizamlara ve askerlik kaidelerine mugayir muamelede bulunmak, yahut makam ve mevkiinin salahiyetini tecavüz etmek suretleriyle madunu tahrik eyler ve madun bu tahrik sebebiyle 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90 ve 91 inci maddelerde yazılı suçlardan birini hemen yaparsa, Türk Ceza Kanununun elli birinci maddesine göre madunun cezası hafifletilir. 2. Birinci fıkradaki tahriki yapanlar tahrikin nevi ve mahiyetine göre 116, 117 ve 118 inci maddelerde yazılı cezalarla cezalandırılır.
1. Askeri şahıslardan birini amire veya mafevka karşı itaatsizliğe mukavemete, fiilen taarruza sevk ve tahrik eden muharrik sayılır. 2. (Mülga: 31/1/2013-6413/45 md.) 3. Suç teşebbüs derecesinde kalmışsa muharrik üç aydan iki seneye ve seferberlikte altı aydan beş seneye kadar hapsolunur. Ceza herhalde müteşebbisin cezasından şiddetli olmaz. 4. Suç yapılmışsa, muharrik cürme şerik olur.
1. Birden ziyade askeri şahısları hep birlikte amire veya mafevka itaatsizliğe veya mukavemete veyahut fiilen taarruza sevk ve tahrik eden isyan muharriki sayılır. Suç yapılmamış veyahut yapılmağa teşebbüs edilmemişse isyan muharriki beş seneden az olmamak üzere ağır hapis cezasıyla cezalandırılır.1126
2. Tahrik sebebiyle, askeri hizmete ehemmiyetli bir zarar gelmişse isyan muharriki on seneden az olmamak üzere ağır hapisle cezalandırılır. 3. Seferberlikte isyan muharriki ölüm cezasıyla cezalandırılır.
1. Hakkı ve görevi olmadığı halde askeri muamelat, teşkilat, harekat, tesisat veya tertibata müteallik işler hakkında : a) Müzakere veya istişare için asker kişileri toplayan, b) Birlikte beyanat veya şikayette bulunmak üzere imza toplayan, c) Birlikte beyanat veya şikayette bulunan, d) Her ne suretle olursa olsun gösteri veya tezahüratta bulunan, Kim olursa olsun altı aydan üç seneye kadar hapsolunur. 2. (a) fıkrasında yazılı toplantıya bilerek katılanlar ile (b) fıkrasında yazılı beyanat ve şikayetlere imza koyanlar altı aya kadar hapsolunur. 3. Kendisine özel bir mezuniyet verilmediği halde, görevi ve sıfatı icabı muttali olduğu askeri muamelat, teşkilat, harekat, tesisat veya tertibata müteallik işler hakkında beyanat veren, yazı yazan veya sair surette açıklamada bulunanlar her kim olursa olsun, fiili daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde altı aydan üç seneye kadar hapsolunur. 4. Astlık - üstlük münasebetlerini zedelemeye, amir veya komutanlara karşı güven hissini yok etmeye matuf olarak alenen tahkir veya tezyif edici fiil ve harekette bulunanlar altı aydan üç seneye kadar hapsolunur. 5. Bu maddede yazılı suçların basın yoluyla işlenmesi halinde ceza artırılarak verilir. 6. Bu maddenin 3 ve 4 üncü fıkralarında yazılı suçlar hakkındaki soruşturma icrası Milli Savunma Bakanının iznine tabidir.
Umuma teşhir olunmuş yazı, resim veya sair teşhir vasıtalarıyla veyahut seferberlikte sözle arkadaşlarını hoşnutsuzluğa kışkırtan, üç aydan beş seneye kadar hapsolunur.
1. Birden ziyade askeri şahıslar bir amire veya mafevka hep birlikte itaatsizlik veya mukavemet veya fiilen taarruz etmek (M. 86, 90, 91) için ittifak ederlerse fesat sayılır ve ceza, ittifak edenlerin yapmak için ittifak ettikleri cürme tatbik edilecek kanun maddesine göre tayin ve ölüm ile müebbet ağır hapisten başka hallerde üç aydan iki seneye kadar artırılır. 2. İttifak edenler eğer suçu işlerse ceza ölüm ve müebbet ağır hapisten başka hallerde 50’nci madde mucibince arttırılır.
Fesat hakkında bir suretle haber alıp da fesada veya fesadın fiile çıkmasına mani olacak kadar vaktiyle malümat vermekte ihmal eden fesat, fiile çıktığı surette üç seneye kadar hapsolunur.
Fesat için ittifak edenlerden biri, başka suretle malümat almadan fesadın fiile çıkmasına mümanaat mümkün olacak hal ve zamanda haber verirse, cezadan kurtulur.
Birden ziyade askeri şahıslar, gürültü patırtı ile veya alenen toplanarak bir amire veya mafevka itaatsizliğe veya mukavemet veya fiilen taarruza (M. 86, 90, 91) birlikte kalkışırlarsa "Askeri isyan" sayılır. Toplanmaya iştirak edenlerin her biri beş seneden ve seferberlikte on seneden az olmamak üzere muvakkat ağır hapis cezasıyla cezalandırılır.
1. (Değişik: 22/1/2004-5078 / 2 md.) Askerî isyanın (M. 100) reisi veya mürettibi veya ön ayak olanları ile asilerden amire ve mafevke zorla müessir fiillerde bulunanlar münferiden yaptıkları suç müebbet ağır hapis cezasını mucip değilse, on seneden az olmamak üzere muvakkat ağır hapis cezası ile cezalandırılır. 2. Askeri isyan, seferberlikte yapılmışsa birinci fıkradaki suçlulara ölüm cezası verilir.
Askeri isyan (M. 100) düşman karşısında yapılmışsa isyana iştirak edenlerin hepsine ölüm cezası verilir.
1. Bir fesada (M. 97) veya askeri isyana (M.100) iştirak edipte amirlere veya mafevklere zorla müessir fiiller yapmadan evvel nedametle intizam ve inzibata dönenler fesat ve isyanın reisi veya mürettibi veya önayakları değilseler iki seneye kadar hapsolunurlar. 2. Amir veya mafevka zorla müessir fiiller yapılmaksızın fesat ve isyana iştirak edenlerin hepsi intizam ve disipline dönerlerse reis veya mürettibi veya önayak olanları bir seneden beş seneye kadar hapsolunur.
Askeri fesat (M. 97) ve isyana (M. 100) iştirak edenlerden şunlar da reis ve müşevvik cezalarıyla cezalandırılırlar A: Amir ve mafevk tarafından şahsına vakı olan itaat emrine karşı itaatsizlikte söz ile veya fiilen ısrar eden; B: Askeri işareti suistimal ederek veya sair işaretler vererek isyanın vukuunu kolaylaştıran; C: Asiler arasında en büyük rütbelisi veya en kıdemlisi olan;
94, 100, 101 ve 104 üncü maddelerde yazılı suçlar az vahim oldukları halde 94 üncü maddenin birinci fıkrasında ve 100 üncü maddede yazılı cezalar altı ay ve seferberlikte bir sene hapis cezasına ve 94 üncü maddenin ikinci ve 101 nci maddenin birinci fıkrasında ve 104 üncü maddelerde yazılı olan cezalar bir sene hapis cezasına ve seferberlikte iki sene hapis cezasına ve 102 nci maddede yazılı ceza az vahim hallerde müebbeden ağır hapis veyahut beş sene den az olmamak üzere ağır hapis veya hapis cezalarına indirilebilir.
Askeri karakola, nöbetçiye ve devriyeye hakaret eden veya bunları dinlemeyen veya bunlara mukavemette bulunan yahut fiilen taarruz eden bu suçları amire karşı yapmış sayılır ve öylece cezalandırılır.
Bu fasılda madunlar hakkında tayin edilen ağır cezaların verilmesi için mafevkın rütbesi ve kıdemi herhangi bir suretle madunun malümu bulunması şarttır. Madunun mafevkın vaziyetini bilmediği sabit olursa hakkında tertip olunacak ceza umumi hükümlere tabidir.
1. Rütbe veya makam ve memuriyetinin nüfuz ve salahiyetini suistimal ederek madununa bir suçun yapılmasını teklif eden, amir veya mafevk iki seneye kadar hapsolunur. 2. Suç yapılır veya yapılmağa teşebbüs edilirse faili asliye muayyen olan ceza, emir veren hakkında (M. 50) artırılarak hükmolunur.
Madunların verdikleri şikayetnameleri saklayanlar veya tehdit ederek geri aldıranlar beş seneye kadar hapsolunur.
Ceza vermek salahiyetini tecavüz ederek ve bilhassa hak edilmemiş veya müsaade olunmamış bir cezayı kasten verenler beş seneye kadar hapsolunur.
Memuriyetinin nüfuzunu suistimal ile askeri mahkemeler üzerinde tesir yapanlar beş seneye kadar hapsolunur.
1. Askerlik hizmetine davet edilmiş olan kimseleri, makbul bir sebep olmaksızın mürettep oldukları mevki ve kıta ve müessesenin gayrısına sevk eden altı aya kadar hapsolunur. 2. Seferberlikte bu ceza bir seneden az olmamak üzere arttırılır.
Kanunen emir veya seyis eri almaya hakkı olmayanlara emir veya seyis eri verenlerle bu emir veya seyis erini alıp istihdam edenler asker olsun olmasın bir aydan 3 aya kadar hapsolunur. Emir veya seyis eri almak hakkını haiz olanlardan kendi emir veya seyis erini askerlik şeref ve haysiyetine uymayan şekillerde süfli hizmetlerde çalıştıranlar veyahut bunların vazifesi dışında kendi sanat, meslek veya şahsi işlerinde çalışmasına müsaade veya müsamaha edenler bir aydan 6 aya kadar hapsolunur.1129
Yukarıdaki haller haricinde askerleri hizmetçiliğe veya sair suretlerle çalışmaya verenlerle asker olsun olmasın alan veya çalıştıranlar 2 aydan bir seneye kadar hapsolunur.
Emir vermek yetkisini veya memuriyet nüfuzunu kötüye kullanarak mevzuatın tayin ettiği ahvalden başka bir suretle herhangi bir gerçek veya tüzel kişi yahut astı hakkında keyfi bir işlem yapan yahut yapılmasını emreden amir veya üst, bir aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu işlem, siyasi bir amaçla yahut kişisel bir çıkar sağlamak için yapılmış veya yapılması emredilmiş ise, fiil başka bir suç oluşturmadığı takdirde altı aydan aşağı olmamak üzere hapis cezası verilir.
1. Madununu kasten itip kakan, döven, veya sair suretlerle cismen eza verecek veya sıhhatini bozacak hallerde bulunan veyahut tazip maksadiyle madunun hizmetini lüzumsuz yere güçleştiren veya onun diğer askerler tarafından tazip edilmesine veya suimuamelde bulunulmasına müsamaha eden amir veya mafevk iki seneye kadar hapsolunur. 2. (Mülga: 31/1/2013-6413/45 md.)
1. 117’nci maddede yazılan fiiller madunun vücudunda tahribatı mucip olmuş ise amir veya mafevk beş seneye kadar hapsolunur. 2.Daha ziyade vahim hallerde amir ve mafevk altı aydan beş seneye kadar hapsolunur. 3. Fiil taammüden yapılmış ise amir veya mafevk on seneye kadar ağır hapis cezasıyla cezalandırılır. 4. Fiil ölümü intaç etmiş ise fail on seneden az olmamak üzere ağır hapis cezasına mahkum olur.
1 - Bir madunun fiili taarruzlarını defetmek yahut mübrem ve müstacel bir zaruret ve tehlike halinde verdiği emirlere itaat ettirmek için bir mafevk tarafından yapılan müessir fiiller makam ve memuriyet nüfuzunu suistimal telakki edilmez ve suç sayılmaz. 2 - Bu hüküm harbde veya eşkıya müsademeleri ve isyan yahut askerlik harekatı ve mücrim takıbatı gibi vazifeler başında mübrem surette elzem bir itaati temin için başka vasıtalar bulunmadığı takdirde bir subayın madunun ısrar ve mukavemetine karşı silah kullanmaya mecbur kalması halinde de caridir. 3 - Mafevkin, hizmete ve askerliğe dair kusur ve hatalardan dolayı madunu tenkit ve muanaze etmesi hakaret sayılmaz.
Bu fasılda yazılı olan suçları yapan bir askeri karakol veya devriye yahut nöbetçi bu suçları yapan mafevk gibi ceza görür.Bu suçlar karakol amiri olan mafevka karşı yapılmış ise ceza arttırılır. (M. 50) 119 uncu maddenin hükümleri karakollar hakkında da caridir.
Askerliğe ve hesap işlerine dair olan defterleri ve müsveddeleri, vesikaları, hükümlü evrakı, harita ve şekilleri fena niyetle tahrip eden, yakan, yok eden veya ettiren on seneye kadar hapsolunur. Bunları muhafaza imkanı olmayıp da düşman eline geçmesinde düşman için fayda varsa bu fiiller suç sayılmaz.
1. Seferberlikte ganimet almak kastiyle kıtasından uzaklaşan veyahut ganimet hukukuna tabi bir şeyi ganimet namıyla kendiliğinden temellük eden üç seneye kadar hapsolunur. 2. Meşru surette aldığı ve fakat teslim ile mükellef bulunduğu şeyleri teslimden imtina ile temellük eden dahi aynı ceza ile cezalandırılır.
Harbin mucip olduğu dehşet ve korkudan istifade veya askeri kuvvetini suistimal ederek: A: Ahaliden birinin malını haksız olarak zabt veya bir kimseyi malını vermeğe icbar eden; B: Salahiyeti olmadığı halde ahaliden para veyahut zorla eşya toplayan veya memur olduğu istimvalin (tekalifi harbiye) derecesinin kendi menfaatları için aşan yağmacı sayılır. C: Alınan eşya erzak, sıhhi levazım, giyecek, ısınılacak gibi şeyler yeme veya nakil vasıtalarına munhasır kalır ve o andaki zaruri ihtiyaçlarla mütenasip bulunursa bu hareket yağmacılık sayılmaz.
1. Harb zarureti olmaksızın bir kimsenin mal ve mülkünü kasten tahrip ve imha edenler ve ağaçları kesenler ve mahsulat ve mezruata hasar iras edenler ve bunlar için emir verenler veya müsamahada bulunan amir ve mafevkler iki seneye kadar hapsolunur.Ve daha vahim hallerde yağmacı sayılırlar. (M. 123) 2. Yukarıdaki fiilleri yapanlarla emir veren veya müsamaha eden amir ve mafevkler hakkında Adliye mahkemelerinde alakadarlar tarafından tazminat davası açılabilir. Ve bu fiilleri yapanlarla emir veren veya müsamaha eden amir ve mafevkler icap eden tazminatla müteselsilen mahkum olur.
1.Yağmacılık (M. 123) veya yağmacılıktan sayılan fiiller (M.125) bir şahsa karşı zorla yapılırsa faili on seneye kadar ağır hapis cezasıyla cezalandırılır. Eğer bu zorluk cismen tahribatı mucip olursa faili on seneden az olmamak üzere muvakkat ağır hapis cezasıyla mücazat olunur. Fiil ölümü mucip olursa faili ölüme mahkum olur; az vahim hallerde müebbet ağır hapis cezası verilir. 2. Yukarıdaki fıkrada yazılı yağmacılığa birden ziyade şahıslar iştirak eylerse reis ve mürettibi ve önayak olanları ölüme mahkum olur. Diğerleri birinci fıkra mucibince cezalandırılır. Bu yağmacılıkta bir şahsa karşı müessir fiillerde bulunmaksızın iştirak edenlere on seneye kadar ağır hapis cezası verilir.
1. Haksız olarak ve temellük kastiyle Türkiye Cumhuriyeti ve müttefikleri ordusundan muharebe meydanlarında ölü olarak kalmış olanların eşya ve paralarını alan veyahut muharebe meydanlarında veya yürüyüş esnasında veya hastanede veyahut nakliyat zamanında bir hastanın, bir yaralının veya neza-1131
ret ve muhafazası altına verilmiş olan bir harb esirinin bir şeyini alan veya zorla zapteden veyahut Hilali Ahmer ve Salibi Ahmer'e mensup sıhhiye müesseselerini yağma ve tahrip eden veya bu bapta teşvikat ve tahrikat yapan ve emir veren on seneye kadar ağır hapis ile cezalandırılır. Az vahim hallerde beş seneye kadar hapsolunur. 2. Nakline memur olduğu yaralıyı bir sebep ve zaruret olmaksızın terk eden veyahut bir yaralıya işkence eden beş seneye kadar hapsolunur. 3. Yaralıyı soymak kastiyle işkence eden veya soyarken tekrar yaralayan ölüm cezasıyla cezalandırılır.
1. Mensup olduğu kıtaat veya askeri heyetten geri kalarak ahaliye taaddi eden altı aydan beş seneye kadar hapsolunur. 2. Bu fiile birden ziyade şahıslar iştirak ederek ahaliyi tazyik etmiş olurlarsa veyahut fiil yağmacılk (M. 123 ve 125) şeklini almış olursa müştereklerden her biri on seneye kadar ağır hapis cezasıyla cezalandırılır
123, 124, 125, 126 ve 128 inci maddelerde yazılı olan fiiller Türk vatandaşlarına karşı yapılırsa ceza arttırılır. (M. 50) Eğer ceza Türk Ceza Kanununda daha şiddetli ise o kanun hükümleri tatbik olunur.
Askeri eşyayı kasten terk veya kısmen yahut tamamen tahrip eden, özürsüz kaybeden veya harap olmasına sebebiyet veren veya özel menfaati için kullanan asker kişiler, eşyanın değeri, önemi, meydana gelen hasarın miktarı ve fiilin işleniş şekline göre üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Suç konusu eşya; silah, mühimmat, savaş aracı veya gereci ise ceza artırılır. Kaybedilen, kasten terk veya kısmen yahut tamamen tahrip edilen veya harap olmasına sebebiyet verilen eşyanın ödettirilmesine de ayrıca hükmolunur.
1 - Askeri bir hizmet yaparken veya vazifeyi suistimal ederek bir hizmet veya vazifeden ötürü tevdi veya emanet edilmiş olan para veya kıymeti ne olursa olsun bir eşyayı yahut kendisine tevdi veya emanet edilmiş olmasa bile her türlü askeri erzak, eşya ve hayvanları çalanlar veya zimmetine geçirenler, yahut ihtilas edenler veya satanlar, yahut rehine verenler ve bunları bilerek satın alanlar veya rehin kabul edenler veya gizleyenler beş seneye kadar ağır hapis cezasıyla cezalandırılırlar. (Değişik : 22/3/2000 -4551/27 md.) Az vahim hallerde, altı aydan üç seneye kadar hapis cezası hükmolunur. Çalınan veya rehin edilen mallar bulunursa geri alınır. Yok edilen eşya, hayvan ve sairenin değerlerinin ödettirilmesine de hükmolunur. 2 - Yukarıdaki fıkrada yazılı fiiller silah, cephane veya her hangi bir müdafaa vasıtasına taallük ederse ceza arttırılır. 3 - Yukarıdaki iki fıkrada yazılı fiiller seferberlikte yapılırsa yapanlar hakkında on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis, az vahim hallerde iki seneden aşağı olmamak üzere beş seneye kadar ağır hapis cezası verilir.
Bir üstünün, arkadaşının veya astının bir şeyini çalan asker kişiler, altı aydan beş seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.
Bir terazi veya kantar veya herhangi bir ölçüyü ayarı bozuk olduğunu bilerek askeri bir hizmetin ifasında kullananlar, iki seneye kadar hapsolunur.
1. Hizmete veya tevdi edilen bir vazifeye mütaallik olarak kasten hakikate muhalif rapor veya takrir veya layiha ve sair resmi evrak tanzim eden ve veren veyahut bunların hakikate muhalif olduğunu bilerek mafevklere takdime delalet eden altı aydan üç seneye kadar hapis ile cezalandırılır. 2. (Mülga : 22/3/2000 -4551/38 md.)
Askeri şahıslardan herhangi biri Türk Ceza Kanununun 3'üncü babının 3'üncü faslında yazılı suçlardan birini işlerse o fasıldaki cezalarla cezalandırılır.
1. Her kim askeri karakolun veya müfrezenin veyahut hususi bir vazife ile mükellef olan bir kısım askerin kumandanı veya subaylarından veyahut nöbetçi iken kasten veya tekasülünden: A: Kendisini verilen vazifeyi yapmayacak hale korsa; B: Nöbet mahallini terk ederse yahut verilen sair talimata mugayir hareket ederse; C: Her iki halde de bir mazarratı mucip olursa on dört günden az olmamak üzere katıksız hapis veya iki seneye kadar hapis ile cezalandırılır.(2) 2. Yukarıdaki fıkrada yazılı suç seferberlikte yapılmışsa suçlu altı aydan az olmamak üzere hapis, düşman karşısında ölüm, az vahim hallerde bir seneden az olmamak üzere muvakkat veya müebbet ağır hapis ile cezalandırılır. 3. 2’nci fıkrada yazılı suç dolayısıyla ehemmiyetli bir zarar tehlikesi zuhura gelmişse üç aydan aşağı olmamak üzere hapis, bu tehlike düşman karşısında olduğu takdirde suçluya bir seneden az olmamak üzere ağır hapis cezası verilir.
Vazife veya hizmette tekasül dolayısiyle bir gemi veya tayyarenin veya esliha ve harb malzemesinden birinin mühimce hasara uğramasına sebep olan (…) (3) üç seneye kadar hapsolunur.
Askeri mahkemelerin vazifelerini ve muamelelerini makbul sebeb olmaksızın geciktiren altı aya kadar hapsolunur.
Bir askeri karakolun veya bir müfrezenin veya hususi bir vazife ile mükellef olan bir kısım askerin kumandanı iken veyahut subaylarından veya nöbetçi iken mani olabileceği ve vazifeten men'e mecbur bulunduğu bir suçun yapılmasına göz yumarsa fiili kendisi yapmış gibi ceza görür.
Bir mevkuf veya mahpusu muhafaza ve nezarete memur olup da kasten kaçıran veya firarını kolaylaştıran veyahut amiri tarafından emrolunduğu veya vazifeten mecbur bulunduğu halde bir diğerini tevkif ve hapsetmeyen Türk Ceza Kanununun 301, 302, 303, 304,305, 306 ve 307’nci maddeleri mucibince ceza görür.
Askeri tayınattan olan her nevi zehair ve erzakı tağşiş veya tebdil eden veya ettiren veya bu suretle tağşiş veya tebdil olunmuş zehair ve erzakı bilerek tevzi eden veya ettiren üç seneye kadar hapsolunur.
Askeri tayınatı çürümüş bozulmuş zahire ve erzaktan veren veya verdiren iki seneye kadar hapsolunur.
Sözleşmeye bağlanmış yiyecek, giyecek, teçhizat veya diğer mal ve hizmetler ile her nevi imalat ve inşaatı, sözleşmeye ilişkin şartname ve numulerine uymadıkları halde kabul eden veya ettirenler üç yıldan az olmamak üzere hapis cezası ile cezalandırılırlar. Fiil ceza kanunlarına göre daha ağır bir suç teşkil ediyorsa, ceza o kanuna göre tayin edilir. Kabul edilen veya ettirilen eşya; silah, mühimmat, savaş aracı veya gereci ise veya suç seferberlik veya savaş halinde işlenmişse ceza artırılır.
Kendisine tevdi edilen askeri bir işin ifasında bu kanunda yazılı hallerden başka Türk Ceza Kanunu mucibince cezayı mucip ihmal ve tekasül gösteren ve vazifesini suiistimal eden o kanun mucibince cezalandırılır. (T.C.K.B: F:4)
(…)(2) veya bu fiiller hakkında kasten kanuni takibatta bulunmayan mafevk kısa hapis ile veya altı aya kadar hapis ile cezalandırılır.
Silahları ve cephanesi hakkında dikkatsizlik ve nizamlara ve emirlere talimatlara riayetsizlik dolayısıyla başkasının yaralanmasına veya ölmesine sebep olanlar hakkında Türk Ceza Kanununun 455 ve 459 uncu maddelerine göre ceza verilir.
İzin alması icap eden askeri şahıslardan izinsiz evlenenler bir seneye kadar hapsolunurlar. Evlenmeleri kanuna göre yasak olan askeri şahıslardan evlenenler üç aydan bir seneye kadar hapsolunurlar.
Askeri şahıslardan; A) Siyasi bir partiye üye olmak için müracaat eden veya herhangi bir suretle siyasi partilere girenler, B) Siyasi amaçla toplantı yapan veya aynı amaçla siyasi gösterilere katılanlar, C) Siyasi amaçla nutuk söyleyen, demeç veren, yazı yazan veya telkinde bulunanlar, D) Siyasi toplantılara resmi veya sivil kıyafetle katılanlar, E) Herhangi bir sebeple yalnız veya toplu olarak siyasi mahiyette beyanname hazırlayan, hazırlanmış beyannameyi imzalayan, imzalatan veya yayın organlarına ulaştıran veya dağıtanlar, Fiil daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde, bir aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Bu cürünler, seferberlikte işlenirse ceza iki misli olarak hükmolunur.
Kıta, karargâh veya askeri kurumlarda ya da görev esnasında veya görev yerlerinde; A) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma ve alenen özendirme, B) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, suçlarını işleyen askeri şahıslar hakkında, Türk Ceza Kanununun bu suçlara ilişkin hükümleri uygulanır.
İffetsizliği anlaşılmış olan bir kimse ile bilerek evlenen veya evlilik bağını devam ettirmekte veya böyle bir kimseyi yanında bulundurmakta veya karı koca gibi herhangi bir kimse ile nikahsız olarak devamlı surette yaşamakta ısrar eden asker kişiler hakkında Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasına, erbaşlar hakkında rütbenin geri alınmasına hükmolunur. Bir kimseyle gayri tabii mukarenette bulunan yahut bu fiili kendisine rızasıyla yaptıran asker kişiler hakkında, fiilleri başka bir suç oluştursa bile, ayrıca Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası, erbaşlar için rütbenin geri alınması cezası verilir.
Türkiye Cumhuriyetine karşı vuku bulan bir harbde herhangi bir hizmet veya mukavele ve taahhüt ve her hangi bir sebep ve suretle muharip Türk ordusu nezdinde bulunan veya orduyu takip eden şahıslar hakkında bu kanun hükümleri ve bilhassa harb hükümleri cari olur.
Muharip askeri bir kıtaya hizmet veya mukavele ile münasebeti olanların mahkum oldukları cezalarla birlikte bu hizmet ve mukavelenin feshine de askeri mahkemelerce hükmolunabilir.
Muharip Türk ordusu nezdinde bulunmalarına müsaade edilmiş olan yabancı subaylar Türkiye Cumhuriyeti Hükümetince hususi mukarrerat yapılmamışsa Türk subayları hakkındaki hükümlere tabidirler. Bu subayların refakatlerinde bulunan şahıslar hakkında 155 inci madde hükmü tatbik olunur.
1 - Harb esirleri bir suç işlerlerse rütbelerine göre bu kanun mucibince cezalandırılırlar. 2 - Harb esirleri arasında astlık ve üstlük münasebetleri esaret hali başladıktan sonra cari değildir. Bunlar arasında astlık ve üstlük münasebetleri salahiyetli komutanlar tarafından verilen emirle teessüs edebilir.
Türkiye Cumhuriyetine karşı ilan edilmiş olan bir harbde gerek bir Türk gerek bir yabancı 55, 56 ve 127 nci maddelerde beyan edilen suçları yaparsa bu maddelerde yazılı cezalarla cezalandırılırlar.
İlan olunan harekat mıntakasından asker ve jandarma subay ve erbaşına ve erine karşı 91 inci maddenin 3 ve 4 numaralı fıkralarında yazılı suçları yapan şahıslar hakkında o maddedeki cezalar tatbik olunur.
Türkiye Cumhuriyeti askerleri tarafından işgal edilen bir yabancı memlekete gerek Türk, gerek bir yabancı Türkiye kıtaatı askeriyesinden birine veya bunlara mensup olanlara veyahut Türkiye Hükümetinin nasbettiği memurları ile makamlarına karşı Türkiye kanunları ve nizamnamelerinin cezayı mucip gördüğü bir fiili yaparsa bu fiil Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yapılmış sayılır.
Askeri Ceza Kanununun 75, 79 uncu maddeleriyle 78 inci maddesinin C fıkrasının iki numarasında ve askeri eşyayı satın almak, rehin olarak kabul etmek ve gizlemek fiillerine dair 131 inci maddede yazılı suçlar askeri mahkemelere tabi olmayan siviller tarafından yapılırsa umumi mahkemeler bu kanun hükümlerini tatbik ederler.
1286 tarihli Askeri Ceza Kanunu ile ilave ve zeyilleri ve muaddel maddeleri ve mensubunu askeriyenin siyasetle meni iştigali hakkındaki 25 Eylül 1328 ve Askeri Ceza Kanununun 169 uncu maddesi makamına kaim olan 16 Teşrinievvel 1328 ve seferde tekalifi harbiye ve vesaiti nakliye komisyonlarına ve efradı cedidenin sevkine memur olanlar hakkındaki 21 Ağustos 1330 ve mafevk tarafından maduna yapılacak bazı ef'alin cürüm addolunmayacağına dair olan 30 Teşrinievvel 1330 ve 1286 tarihli Askeri Ceza Kanununun 101, 102, 103, 104 üncü maddesine matuf olan 3 Mart 1331 ve esrarı askeriye ve hiyaneti harbiye hakkındaki 16 Teşrinievvel 1330 ve seferde tart cezasının sureti tatbikına dair olan 25 Şubat 1330 tarihli kanunlarla zeyilleri ve sair kanunların bu kanuna muhalif olan hükümleri mülgadır.
Aşağıda yazılı fiilleri ilk defa yapan subaylarla askeri memurlar ve astsubaylara iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir: Tekerrürü halinde evvelce verilmiş olan ceza bir kat arttırılmakla beraber zabitlerle askeri memurlar hakkında (ihraç) astsubaylar hakkında (rütbenin geri alınması) cezaları da birlikte hükmolunur. A) Ticaret yapmak veya yaptırmak, B) Ticari ve sınai müesseselerde vazife kabul etmek.
Aşağıda yazılı fiilleri ilk defa yapan yedek subay hakkında iki aydan altı aya ve astsubaylarla erler hakkında on beş günden üç aya kadar hapis cezası verilir. Tekerrürü halinde cezaları bir kat arttırılmakla beraber astsubaylar hakkında (rütbenin geri alınması) cezası da birlikte hükmolunur. A) Fiili hizmeti askerilerini ifa esnasında bizzat ticaret veya sanatla iştigal etmek, B) Ticari ve sınai müesseselerde vazife kabul etmek. Ancak tebdili hava veya resmi mezuniyet suretiyle kıta ve müesseselerden ayrılanların askerlik kıyafetinden ayrılmak şartiyle kendi iş ve sanatlarıyla iştigalleri caizdir.
Askeri doktorların bizzat hususi hastane açmaları memnudur. Hilafında hareket, birinci madde mucibince cezayı müstelzimdir. (Mülga üçüncü cümle: 8/8/2011-KHK-650/37 md.; İptal: Anayasa Mahkemesi’nin 18/7/2012 tarihli ve E.: 2011/113 K.: 2012/108 sayılı Kararı ile.)(1)(2)
A) Fevkalade halin, seferberliğin veya harb halinin devamı müddetince askeri bir hizmet yaparken Milli Müdafaa vasıtalarına veya askeri ihtiyaçlara taallük eden taahhüt, imal, inşa, alım, satım, teslim, tesellüm, nakil, muhafaza veya tevzi yahut celp, sevk ve muayene gibi işlerde zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet veya hırsızlık suçlarından birini işliyenler on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis veya müebbet ağır hapis cezasıyla birlikte beş yüz liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Şu kadar ki para cezası hiçbir halde temin olunan menfaatin iki mislinden az olamaz. B) (Değişik: 22/1/2004-5078 / 3 md.) Seferberlikte veya harp hâlinin devamı müddetince vahim hâllerde ölüm cezası hükmolunur. C) Bu maddede yazılı suçlardan husule gelen veya husulü kastolunan zarar hafif ise (A) fıkrasına göre hükmedilmesi lazım gelen muvakkat ağır hapis ve para cezası yarıya, pek az ise üçte bire indirilir.
Fevkalade halin, seferberliğin veya harb halinin devamı müddetince Milli Müdafaa vasıtalarına veya askeri ihtiyaçlara taallük eden işlerde hususi kanunlara göre kendilerine tevdi edilen vazifeleri yaparken bu kanunda yazılı suçları işleyen askeri olmayan şahıslar hakkında da umumi mahkemelerce birinci maddede yazılı cezalar tatbik olunur.
Birinci askeri yasak bölgeler içinde veya nöbet yerlerinde, karakollarda, kışlalarda, karargâhlarda, askeri kurumlarda, yerleşme veya konaklama amacıyla kullanılan bina veya mahaller içinde; askerlere fiilen taarruzda bulunanlar, sövenler veya hakaret edenler veyahut askerlik görevlerine ilişkin işleri yapmaya veya yapmamaya zorlamak için şiddet veya tehdide başvuranlar Türk Ceza Kanununun bu fiillere ilişkin l88, l90, l91, 254, 255, 256, 257, 258, 260, 266, 267,268, 269, 271, 272 ve 273 üncü maddeleri uyarınca cezalandırılırlar. Nöbetçi, devriye, karakol, inzibat, askeri trafik, kolluk veya kurtarma ve yardım görevi yapan askerlere karşı bu görevleri yaptıkları sırada yukarıdaki fıkrada yazılı suçları işleyenler aynı kanun maddeleri ile cezalandırılırlar.
Umumi emniyet ve asayişi korumaya ilişkin önleyici ve adli zabıta görevlerini ifa ettikleri sırada jandarma subay, astsubay, erbaş ve erlerine karşı işlenen suçlarda yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.
Bu Kanunda ve diğer kanunlarda geçen; A) “Başgedikli”, “Gedikli” ve “Küçük Zabit” ibareleri “Astsubay”, B) “Toplu Efrat” ibaresi “Toplu Asker”, “Efrat” ibaresi sadece “Erbaş ve Er”, “Nefer” ibaresi “Er”. C) “Tard, ihraç ve rütbenin geri alınması” fer’i cezaları (erbaşlar için öngörülen rütbenin geri alınması fer’i cezası hariç), “Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma” fer’i cezası, Olarak değiştirilmiştir
Askeri mahkemeler ve adli yargı mahkemeleri tarafından verilen kısa süreli hapis cezaları; 16/6/1927 tarihli ve 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu hükümlerine göre askerlik hizmetini yerine getiren yükümlüler ile yükümlü erbaş ve erler hakkında Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlara, diğer askeri şahıslar hakkında ise aynı fıkranın (a), (b) ve (d) bentlerinde belirtilen seçenek yaptırımlara çevrilebilir. Ancak aşağıdaki hâllerde kısa süreli hapis cezaları seçenek yaptırımlara çevrilemez: A) Sırf askeri suçlardan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan netice cezanın dört ay veya daha fazla süreli hapis cezası olması. B) Fiilin, disiplini ağır şekilde ihlal etmesi veya birliğin güvenliğini tehlikeye düşürmesi ya da birliğin muharebe hazırlığını veya etkinliğini zafiyete uğratması ya da büyük bir zarar meydana getirmesi. C) Fiilin savaş veya seferberlikte işlenmesi. 1076 sayılı Kanun hükümlerine göre askerlik hizmetini yerine getiren yükümlüler ile yükümlü erbaş ve erler hakkında verilen kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımların yerine getirilmesi askerlik hizmetlerinin sonuna bırakılır. (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/2 md.) Sırf askerî suçlar ile hapis cezasının üst sınırı üç ayı geçen askerî suçlar hakkında, önödeme hükümleri uygulanmaz.
Bu Kanunda alt sınırı belirtilmeyen ağır hapis cezalarının alt sınırları "bir sene" olarak uygulanır.
Bu Kanunda ve diğer ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya kadar, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemeler bakımından bu Kanunun ek 8 ve 9 uncu maddeleri ile 16/6/1964 tarihli ve 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanunun 63 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Bu Kanunda düzenlenen suçlar ile asker kişilerin askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlar, askerî suçtur. Bu Kanunda düzenlenen ve asker kişiler tarafından işlenen 60 ıncı, 62 nci, 65 inci, 66 ncı, 67 nci, 68 inci, 70 inci, 79 uncu, 81 inci, 82 nci, 85 inci, 87 nci, 88 inci, 89 uncu, 90 ıncı, 91 inci, 97 nci, 98 inci, 100 üncü, 101 inci, 102 nci ve 136 ncı maddelerinde düzenlenen suçlar, sırf askerî suçtur.
Askerlik hizmet ve görevlerine ilişkin hâller dışında, asker kişilerden nişanlıların, evlilik bağı kalmasa bile eşlerin, kan veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoy ile üçüncü derece dâhil hısımların veya evlâtlık bağı olanların birbirlerine karşı işledikleri suçlar bakımından amir-maiyet ve üst-ast ilişkisi dikkate alınmaz. Yükümlü erbaş ve erler arasında ast, üst veya amir ilişkisinin dikkate alınması için fiilin askerî hizmet ve görevlerinden dolayı işlenmesi şarttır.
Aşağıda belirtilen hâllerde, asker kişi herkes tarafından geçici olarak yakalanabilir: a) Kişiye suçu işlerken rastlanması. b) Suçüstü bir fiilden dolayı; izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması. Tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde; Cumhuriyet savcısına derhâl başvurma olanağı bulunmadığı takdirde, amiri, üstü, askerî karakol, nöbetçi, devriye, askerî inzibat ve kolluk görevlisi asker kişiyi yakalama yetkisine sahiptir. Yakalanan kişi ve olay hakkında Cumhuriyet savcısına hemen bilgi verilerek emri doğrultusunda işlem yapılır. Cumhuriyet savcısı, yakalanan kişiyi serbest bırakmaz ise en yakın askerî inzibat karakoluna veya askerî makama ya da adli kolluk görevlilerine teslim edilmesine karar verir. Suçun Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerinde tanımlanan suçlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan olması durumunda, yakalanan kişi Cumhuriyet savcısının talimatı ile adli kolluk görevlilerine teslim edilir. Asker kişilerin gözaltına alınması veya tutuklanması durumunda derhâl kıta komutanı veya askerî kurum amirine de haber verilir.
Askerî suçlarla ilgili olarak aşağıdaki hükümler uygulanır: a) Subay ve astsubayların şüpheli sıfatıyla ifadesi bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından alınır. b) Askerî amirler Cumhuriyet savcısının işe el koymasına kadar delillerin kaybolmasını önleyecek tedbirleri alır. c) Ülke sınırları dışında işlenen suçlar bakımından Cumhuriyet savcısı, adli kolluk görevlileri tarafından yapılacak işlemlerin Millî Savunma Bakanlığınca yurt dışında görevlendirilen hukuk sınıfı subaylar tarafından yapılmasını isteyebilir. d) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması ve sırf askerî suç nedeniyle askerî disiplinin ağır şekilde ihlal edilmesi hâlinde de asker kişi hakkında tutuklama kararı verilebilir. e) Sırf askerî suçlarda, tutuklama yasağına ilişkin hükümler uygulanmaz.1145-2
Asker kişilerin işlediği askerî suçlarla ilgili olarak kabul edilen iddianamenin bir örneğini mahkeme, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda ise kararın bir örneğini savcılık soruşturma iznini veren komutanlığa veya askerî kurum amirliğine gönderir. Askerî birlik komutanı veya askerî kurum amiri, emir komutasındaki asker kişilerin, ifadelerinin alınması veya sorgularının yapılması için hazır bulundurulmasını sağlar.
Asker kişilerin işledikleri askerî suçların soruşturulması izne tabidir. Ancak, ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâllerinde soruşturma genel hükümlere göre yürütülür. Soruşturma izni, asgari tugay komutanı veya eşidi askerî kurum amiri (Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarında eşidi) olmak üzere, asker kişinin görev yaptığı birlik komutanı veya askerî kurum amiri, bu kişilerin yokluklarında ise vekilleri tarafından bizzat verilir. Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları ve Milli Savunma Üniversitesi hariç, Millî Savunma Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı ve ilgili kurum ve kuruluşlarda görev yapan asker kişiler hakkında soruşturma izni Millî Savunma Bakanı tarafından verilir. General ve amiraller hakkındaki soruşturma izni ise görev yeri dikkate alınarak ilgisine göre Genelkurmay Başkanının veya ilgili Kuvvet Komutanının teklifi üzerine ya da resen Millî Savunma Bakanı tarafından verilir. Bir askerî birlik veya askerî kurumda geçici olarak görevlendirilen veya harekât komutasına verilen asker kişiler hakkında soruşturma izni, bu görevlerinin devamı süresince, geçici olarak görevlendirildikleri veya harekât komutasına verildikleri askerî birlik veya askerî kurumun bağlı bulunduğu soruşturma izni vermeye yetkili birlik komutanı veya askerî kurum amiri tarafından verilir. Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça, bir askerî birlik veya askerî kurum dışında görevlendirilen asker kişiler hakkında soruşturma izni, bu görevlerinin devamı süresince, Millî Savunma Bakanı tarafından verilir. Uluslararası anlaşmalar gereğince yabancı asker kişilerin askerî suçları hakkında soruşturma izni Millî Savunma Bakanı tarafından verilir. Bunlar hakkında altıncı ve yedinci fıkra hükümleri uygulanmaz. Millî Savunma Bakanı, general ve amiraller hariç subay veya astsubaylara ilişkin soruşturma izni verme yetkisini, Personel Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu bakan yardımcısına devredebilir.1145-3
Subay ve astsubaylar hariç diğer kişilerin işledikleri askerî suçlara ilişkin soruşturma izni verme yetkisi, bu izni vermeye yetkili komutan veya askerî kurum amiri tarafından teşkilatında bulunan hukuk sınıfından olan ya da 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun geçici 45 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca atanmış olan hukuk hizmetleri başkanı veya birim amirine, Millî Savunma Bakanı tarafından merkezde Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü veya yardımcısına, taşrada ve bağlı kurum ve kuruluşlarda ise asgari alay eşidi kurum amirine devredilebilir. İzin vermeye yetkili merci, ihbar veya şikâyetin işleme konulması hâlinde bir ön inceleme başlatır, ön incelemeyi bizzat yapabileceği gibi, izin vermeye asıl yetkili merciin emrinde olan ve hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki asker kişilerden birine de yaptırabilir. İzin vermeye yetkili merci, emrinde olan ve hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki en az üç asker kişiden oluşan bir heyet de görevlendirebilir. İzin vermeye yetkili merciin zorunlu gördüğü hâllerde, heyette yer alanların çoğunluğunun, hakkında inceleme yapılanın rütbe veya kıdemce eşidi veya üstü konumunda, heyet başkanının ise hakkında inceleme yapılanın üstü konumunda olması gerekir. (Ek dokuzuncu fıkra:30/6/2022-7415/1 md.) Firar ve izin tecavüzü gibi hakkında ön inceleme yapılanın bulunamaması nedeniyle ifade almayı imkânsız hâle getiren zorunlu hâllerde, ilgilinin ifadesi alınmaz. Yetkili merci, soruşturma izni konusundaki kararını suçun işlenildiğinin öğrenilmesinden itibaren ön inceleme dâhil en geç otuz gün içinde verir. Bu süre, zorunlu hâllerde on beş günü geçmemek üzere bir defa uzatılabilir. Yetkili merci, belirtilen süreler içinde soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda karar verir ve kararını Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında inceleme yapılana ve varsa şikayetçiye bildirir. Bu kararlara karşı on gün içinde itiraz edilebilir. Sırf askerî suçlara ilişkin verilen soruşturma iznine itiraz edilmesi, soruşturma işlemlerini engellemez. İtiraz, general ve amiraller için Danıştay Birinci Dairesine, diğer asker kişiler için ise yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesine yapılır. İtirazlar, öncelikle incelenir ve en geç üç ay içinde karara bağlanır. Verilen kararlar kesindir. General ve amiraller hakkındaki soruşturma Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili tarafından yapılır. Hâkim kararı gerektiren işlemlere dair Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talepleri ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara yapılan itirazlar hakkında, soruşturma konusu suçların en ağırına bakmakla görevli Yargıtay ceza dairesini numara itibarıyla izleyen ceza dairesi başkanı tarafından karar verilir. Suçun son numaralı ceza dairesinin görevine girmesi hâlinde talebi ve itirazı inceleme yetkisi Birinci Ceza Dairesi Başkanına aittir. Hâkim kararı gerektiren işlemlerde Başkanın verdiği kararlara karşı yapılan itirazı numara itibarıyla izleyen ceza dairesi başkanı inceler. Son numaralı daire başkanının kararı, Birinci Ceza Dairesi Başkanı tarafından incelenir. İddianame hazırlanması hâlinde kovuşturma Yargıtay ilgili ceza dairesince yapılır. 19/4/1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan suçları işleyen asker kişiler hakkında soruşturma ve kovuşturma genel hükümlere göre yapılır. Bu maddede hüküm bulunmayan hâllerde 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
Genelkurmay Başkanı ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlarının işlediği askerî suçların soruşturulması izne tabidir. Ancak, ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâllerinde soruşturma genel hükümlere göre yürütülür. Genelkurmay Başkanı ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları hakkında askerî suçlardan dolayı soruşturma yapılması Cumhurbaşkanının iznine bağlıdır. İzin vermeye yetkili merci, ihbar veya şikâyetin işleme konulması hâlinde bir ön inceleme yaptırır. Yetkili merci, soruşturma izni konusundaki kararını suçun işlenildiğinin öğrenilmesinden itibaren ön inceleme dâhil en geç otuz gün içinde verir. Bu süre, zorunlu hâllerde on beş günü geçmemek üzere bir defa uzatılabilir. Yetkili merci, belirtilen süreler içinde soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda karar verir ve kararını Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hakkında inceleme yapılana ve varsa şikayetçiye bildirir. Bu kararlara karşı on gün içinde Danıştay Birinci Dairesine itiraz edilebilir. İtirazlar, öncelikle incelenir ve en geç üç ay içinde karara bağlanır. Verilen kararlar kesindir. Soruşturma Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından yapılır. Hâkim kararı gerektiren işlemlere dair Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talepleri ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara yapılan itirazlar hakkında, soruşturma konusu suçların en ağırına bakmakla görevli Yargıtay ceza dairesini numara itibarıyla izleyen ceza dairesi başkanı tarafından karar verilir. Suçun son numaralı ceza dairesinin görevine girmesi hâlinde talebi ve itirazı inceleme yetkisi Birinci Ceza Dairesi Başkanına aittir. Hâkim kararı gerektiren işlemlerde Başkanın verdiği kararlara karşı yapılan itirazı numara itibarıyla izleyen ceza dairesi başkanı inceler. Son numaralı daire başkanının kararı, Birinci Ceza Dairesi Başkanı tarafından incelenir. İddianame düzenlenmesi hâlinde kovuşturma, Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yapılır. 3628 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrasında sayılan suçlar bakımından da bu madde hükümleri uygulanır. Bu maddede hüküm bulunmayan hâllerde 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, aşağıdaki hâller hariç askerî suç ve cezalar hakkında da uygulanır: A) Sırf askerî bir suçtan dolayı altı ay veya daha fazla süreli hapis cezasına hükmedilmesi. B) Fiilin, disiplini ağır şekilde ihlal etmesi veya birliğin güvenliğini tehlikeye düşürmesi ya da birliğin muharebe hazırlığını veya etkinliğini zafiyete uğratması ya da büyük bir zarar meydana getirmesi. C) Fiilin savaş veya seferberlikte işlenmesi.
Askerî suçların soruşturması ve kovuşturmasına ilişkin olarak bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde 5271 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.
Askerî suçlara ilişkin dava ve işler, suçun işlendiği yerin bağlı olduğu ilin adıyla anılan asliye ve ağır ceza mahkemelerinde ya da askerî birlik ve personel yoğunluğunun gerektirmesi hâlinde Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenen ilçelerde kurulu bulunan asliye veya ağır ceza mahkemelerinde görülür. İlçede görülmesine karar verildiği takdirde ilçenin yargı çevresi de aynı usulle belirlenir. Bu suçlara ilişkin dava ve işler, acele işlerden sayılır ve bunlarla ilgili davalar adli tatilde de görülür. Birinci fıkra uyarınca belirlenen mahkemelerin görev alanına giren suçlara ilişkin davalarla; a) Diğer mahkemelerin görev alanına giren suçlara ilişkin davaların aralarındaki bağlantı nedeniyle birlikte yürütülmesinin zorunlu olduğu hâllerde davalar, birinci fıkra uyarınca belirlenen mahkemelerde, b) Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlara ilişkin davaların aralarındaki bağlantı nedeniyle birlikte yürütülmesinin zorunlu olduğu hâllerde davalar, bu bentte belirtilen suçlara bakmakla görevli mahkemelerde, birleştirilir. Asker kişiler tarafından ülke sınırları dışında işlenen askerî suçlara ait dava ve işlere bakmaya birinci fıkra kapsamındaki Ankara mahkemeleri yetkilidir. Yurt dışında bulunan askerî mahallerde yapılacak önleme aramasına karar vermeye de bu yer sulh ceza hâkimliği yetkilidir. Bu Kanunun 65 inci, 66 ncı, 67 nci, 68 inci ve 70 inci maddelerinde düzenlenen suçlara ilişkin dava ve işlerde yetkili mahkeme, şüpheli veya sanığın mensubu olduğu askerî birlik veya askerî kurumun bulunduğu yerde birinci fıkra uyarınca belirlenen il ve ilçe mahkemeleridir. Askerî suçlara ilişkin soruşturmalar, suçun işlendiği yerin bağlı olduğu ilin adıyla anılan Cumhuriyet başsavcılığınca ya da birinci fıkra uyarınca Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenen ilçe Cumhuriyet başsavcılığınca yürütülür. Bu başsavcılıklarda askerî suçlar bürosu kurulur ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı görevlendirilir. İl veya birinci fıkra uyarınca belirlenen ilçe Cumhuriyet savcısı, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısından soruşturmanın kısmen veya tamamen yapılmasını isteyebilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı zorunlu olan delilleri toplar ve gerekmesi hâlinde alınacak kararlar bakımından bulunduğu yer sulh ceza hâkimliğinden talepte bulunur.
Kanunlarda geçen; A) Askerî Yargıtay, Yargıtayı, B) Askerî Yargıtay Başsavcılığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığını, C) Askerî Yargıtay Başsavcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını, D) Askerî Yargıtay Başkanı, Askerî Yargıtay daire başkanları ve Askerî Yargıtay üyeleri sırasıyla, Yargıtay Birinci Başkanını, Yargıtay daire başkanlarını ve Yargıtay üyelerini, E) Askerî mahkeme, bu Kanun uyarınca belirlenen asliye ceza mahkemesini, ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından ağır ceza mahkemesini, F) Askerî hâkim, hâkim veya sulh ceza hâkimini, G) Askerî savcılık, Cumhuriyet başsavcılığını, H) Askerî savcı, ilgisine göre Cumhuriyet başsavcısını veya Cumhuriyet savcısını, I) Yardımcı askerî savcı ve askerî savcı yardımcısı, Cumhuriyet savcısını, J) Askerî adalet müfettişi, ilgisine göre Hâkimler ve Savcılar Kurulu müfettişlerini veya adalet müfettişlerini, ifade eder.
Bu kanunun makabline şümulü : Bu kanun ile konulan cezalar bundan evvelki kanunlarda yazılı olan cezalardan daha hafif olduğu surette bu kanunun meriyete konulduğu tarihte hükmedilmemiş olan suçlarla eski kanuna göre hükmedilip henüz infaz edilmemiş veya infaz edilmekte bulunmuş olan hükümler hakkında da tatbik olunur.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 91 inci maddenin (4) numaralı fıkrası kapsamına giren suçlardan dolayı haklarında idam cezası verilen hükümlülerin dosyalarından; a) Henüz Askerî Yargıtaya gönderilmemiş olan veya Askerî Yargıtay Başsavcılığında bulunan yahut Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmiş olanlar, hükmü veren askerî mahkemece duruşma açılarak, b) Askerî Yargıtayda bulunanlar, ilgili dairesince ele alınarak, Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde karara bağlanır. Askerî Yargıtay Başsavcılığında ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan dosyalar, gelişlerindeki usule uygun olarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde, hükmü veren askerî mahkemeye geri gönderilir.
Bu Kanun uyarınca askerî suçlara bakmak amacıyla il ve ilçelerde belirlenecek mahkemeler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde belirlenir. Belirleme tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş askerî suçlara ilişkin dava dosyaları, belirlenen bu mahkemelere devredilmez, kesinleşinceye kadar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam olunur. Mülga; a) 27/6/1972 tarihli ve 1600 sayılı Askerî Yargıtay Kanununa tabi Askerî Yargıtay Başkanı, Başsavcısı, İkinci Başkanı, daire başkanları ve üyelerinin görevleri sırasında işledikleri şahsi suçları ile görev suçlarının soruşturulması ve kovuşturulmasında Yargıtay Birinci Başkanı, Yargıtay daire başkanları ve üyeleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının, b) 4/7/1972 tarihli ve 1602 sayılı Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Kanununa tabi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısı, daire başkanları ve üyelerinin görevleri sırasında işledikleri şahsi suçları ile görev suçlarının soruşturulması ve kovuşturulmasında Danıştay Başkanı, Danıştay daire başkanları ve üyeleri ile Danıştay Başsavcısının, c) 26/10/1963 tarihli ve 357 sayılı Askerî Hâkimler Kanununa tabi askerî hâkimlerin görevleri sırasında işledikleri şahsi suçları ile Millî Savunma Bakanı tarafından soruşturma yapılmasına izin verilmesi hâlinde görev suçlarının soruşturulması ve kovuşturulmasında 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununda yer alan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının, yargılanmasına ilişkin hükümler uygulanır. Bu fıkra hükümleri (a) ve (b) bentlerinde yer alanların görevleri sırasındaki eylemleri nedeniyle yapılacak disiplin soruşturma veya kovuşturmaları bakımından da uygulanır. (c) bendinde yer alanların görevleri sırasındaki eylemleri nedeniyle yapılacak disiplin soruşturma veya kovuşturmaları bakımından ise 926 sayılı Kanunun geçici 45 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirlenen disiplin hükümleri uygulanır. 10/3/1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun geçici 5 inci maddesi ile 9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununun geçici 9 uncu maddesi kapsamında Millî Savunma Bakanlığı tarafından Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı emrine görevlendirilen erbaş ve erler ile askerlik yükümlüleri, bu görevlendirme süresince asker kişi sayılırlar ve bu Kanuna tabi olmaya devam ederler. Bu kişilerin Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli rütbelilere karşı işledikleri askerî suçlar asker kişilere karşı işlenmiş sayılır. Soruşturma izni, Jandarma Genel Komutanlığında asgari alay komutanı veya eşidi kurum amiri, Sahil Güvenlik Komutanlığında ise asgari grup komutanı veya eşidi kurum amiri olmak üzere, asker kişinin fiilen görev yaptığı birlik komutanı veya kurum amiri, bu kişilerin yokluklarında ise vekilleri tarafından bizzat verilir.
Bu kanun neşri tarihinden dört ay sonra muteberdir.
Bu kanunun hükümlerini icraya İcra Vekilleri Heyeti memurdur.
16/5/1982 tarihi dahil olmak üzere bu tarihten sonra, bu Kanunun yayımı tarihine kadar feri cezaları infaz edilmiş olanların idari işlemleri geri alınır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilmiş olan yeni baştan askerlik cezaları yerine getirilmez. Yerine getirilmiş olan yeni baştan askerlik cezaları hükümsüz sayılarak askerlik süreleri yeniden hesaplanır. Muvazzaflık süresini doldurmuş olanlar derhal terhis edilirler. Ancak terhise müstehak olunan tarihten sonra işlenmiş bulunan suçlardan dolayı takibat yapılır, verilmiş olan cezalar çektirilir.
1632 sayılı Kanunda yer alan katıksız hapis cezası ve bu cezanın uygulanmasına ilişkin hükümlerle aynı Kanunun 33, 36, 37, 83, 86, 149, 152, 154 üncü maddeleri ile 25 inci maddesinin (4) numaralı bendinin ilk cümlesi ve 134 üncü maddenin (2) numaralı fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
ile ilişkili yeni içerik eklendiğinde e-mail gönderilsini istiyorsanız, üye olmanız gerekmetedir.
Ek ve Değişiklikler | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
1632 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN MEVZUATIN VEYA ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHLERİNİ GÖSTERİR TABLO
—————————— (1) 2862 sayılı Kanunla ilga edilen ve Askeri Ceza Kanununun bazı maddelerini değiştiren 22/12/1934 tarih ve 2632 sayılı Kanunun 5 inci maddesinden başka diğer maddeleri hükümlerinin mer'iyetinin iadesine dair Kanundur. (2) 1632 sayılı Kanunun 477 sayılı Kanunun cezalandırdığı suçlara ait hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır.
1147
—————————— (1) 1632 sayılı Kanunun katıksız hapis cezası ve bu cezanın uygulanmasına ilişkin hükümler yürürlükten kaldırılmıştır.
1147-1
|
![]() Meclis Kabul Metni (Kaynak: TBMM Resmi Web Sitesi ( Kanunlar Dergisi)) |
|
![]() Komisyon Raporu (Tasarı/teklif metni, Gerekçeler) (Kaynak: TBMM resmi web sitesi) |
Söz Konusu Mevzuat veya Tasarı Metninin Metinsel Değişiklik Öngördüğü Mevzuat (1) |
Kanun (1) |
|
Söz Konusu Mevzuatın Yürürlükten Kaldırdığı Mevzuatlar (İlga Ettikleri) (4) |
Kanun (4) |
|
Söz Konusu Mevzuatın Düzenlediği Alanı Söz Konusu Mevzuat Yürürlüğe Girmeden Önce Düzenleyen Tamamı ya da ilgili Bölümü Mülga Eski Mevzuat (1) |
Kanun (1) |
|
Söz Konusu Metnin Değinildiği Metin (1) |
ANAYASA MAHKEMESİ (1) |
|
Söz Konusu Mevzuatın İptal İsteminin Konu Edildiği Mahkeme Kararı (34) |
ANAYASA MAHKEMESİ (34) |
|
Söz Konusu Mevzuatta Metinsel Değişiklik Öngören Mevzuat veya Tasarı Metni (52) |
Kanun (47) |
|
Kanun Hükmünde Kararname (5) |
|
Söz Konusu Mevzuatta Metinsel Değişiklik Yapan Yargı Kararı (15) |
ANAYASA MAHKEMESİ (15) |
|
Söz Konusu Mevzuatla ilgili Yargı Kararları (78) |
YARGITAY (47) |
|
ANAYASA MAHKEMESİ (26) |
|
DANIŞTAY (5) |
|
Söz Konusu Mevzuata Eklenen Mevzuat (2) |
Kanun (2) |
|
" *** Kırmızı renk, söz konusu kanunun yürürlükte olmadığını; sarı renk, söz konusu kanunun tasarı aşamasında olduğunu ve mavi renk ise söz konusu kanunun yürürlükte olduğunu nitelemektedir."
|