Türkiye Devleti bir Cumhûriyettir.
Türkiye Devletinin dîni, Dîn-i İslâmdır; resmî dili Türkçe’dir, makarrı Ankara şehridir. 11 Nisan 1928 tarih ve 1222 sayılı Kanunla aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Hâkimiyet bilâ kayd-ü-şart Milletindir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi milletin yegâne ve hakîkî mümessili olup Millet nâmına hakk-ı hâkimiyeti istimâl eder.
Teşrî salâhiyeti ve icrâ kudreti Büyük Millet Meclisinde tecellî ve temerküz eder.
Meclis, Teşrî salâhiyetini bizzat istimal eder.
Meclis, icrâ salâhiyetini, kendi tarafından müntehap Reisicumhûr ve onun tâyin edeceği bir İcrâ Vekilleri Hey’eti marifetiyle istimal eder. Meclis, Hükûmeti her vakit murâkabe ve ıskât edebilir.
Hakk-ı kazâ, Millet nâmına, usûlü ve kanûnu dairesinde müstakil mehâkim tarafından istimal olunur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, kanûn-u mahsûsuna tevfîkan Millet tarafından müntehap meb’ûslardan müteşekkildir.
Onsekiz yaşını ikmal eden her erkek Türk meb’ûsan intihabına iştirâk etmek hakkını haizdir.
Yirmiiki yaşını bitiren kadın, erkek her Türk meb’ûs seçmek hakkını hâizdir.
Otuz yaşını ikmal eden her erkek Türk meb’ûs intihap edilmek salâhiyetini haizdir.
Otuz yaşını bitiren kadın, erkek her Türk meb’ûs seçilebilir.
Ecnebî hizmet-i resmîyesinde bulunanlar, mücâzat-ı terhibiye veya sirkat, sahtekarlık, dolandırıcılık, emniyeti sûîstimâl, hileli iflas cürümlerinden biriyle mahkûm olanlar, mahcurlar, tâbiiyet-i ecnebîye iddiasında bulunanlar, hukûk-u medeniyeden ıskât edilmiş olanlar, Türkçe okuyup yazmak bilmeyenler meb’ûs intihap olunamazlar.
Büyük Millet Meclisinin intihabı dört senede bir kere icrâ olunur. Müddeti biten meb’ûsların tekrar intihap edilmeleri câizdir. Sâbık Meclis, lâhik Meclisin içtimâına kadar devâm eder. Yeni intihâbâtın icrâsına imkan görülmediği takdirde içtimâ devresinin bir sene temdidi câizdir. Her meb’ûs yalnız kendini intihap eden dâirenin değil, umûm Milletin vekilidir.
Büyük Millet Meclisi, her sene Teşrîn-i-sânî ibtidasında dâvetsiz toplanır. Meclis âzâsının memleket dahilinde devir, tedkik ve murâkabe vazifelerinin ihzarı ve teneffüs ve istirahatleri için senede altı aydan fazla tatili faaliyet edemez.
Kanûn teklif etmek hakkı Meclis âzâsına ve İcrâ Vekilleri Hey’etine âiddir.
Meb’ûslar Meclise iltihak ettiklerinde şu şekilde tahlif olunurlar: (Vatan ve Milletin saâdet ve selâmetine ve Milletin bilâkaydüşart hâkimiyetine mugâyir bir gâye takib etmeyeceğime ve Cumhûriyet esaslarına sadakatten ayrılmayacağıma “vallahi”).
Meb’ûslar Meclis’e iltihâk ettiklerinde şu şekilde tahlif olunurlar: “Vatan ve milletin saâdet ve selâmetine ve milletin bilâkaydüşart hâkimiyetine mugâyir ve gâye tâkib etmeyeceğime ve Cumhûriyet esaslarına sadâkatten ayrılmayacağıma nâmûsum üzerine söz veririm.”
Hiçbir meb’ûs Meclis dahilindeki rey ve mütelâasından ve beyanatından ve Meclisteki rey ve mütelaasının ve beyanatının Meclis haricinde irad ve izharından dolayı mes’ûl değildir. Gerek intihabından evvel gerek sonra aleyhine cürüm isnat olunan bir meb’ûsun maznunen isticvabı veya tevkifi veyahud muhakemesinin icrâsı Hey’et-i Umûmîyenin kararına menuttur. Cinaî cürm-ü meşhut bundan müstesnadır. Ancak bu takdirde makam-ı aidi Meclisi derhâl haberdâr etmekle mükelleftir. Bir meb’ûsun intihabından evvel veya sonra aleyhine sadır olmuş cezaî bir hükmün infazı meb’ûsluk müddetinin hitâmına tâlik olunur. Meb’ûsluk müddeti esnasında mürûr-u zaman cereyân etmez.
Meb’ûsların senevî tahsisatları kanûn-u mahsûs ile tâyin olunur.
Tâtil esnasında Reisicumhûr veya Meclis Reisi lüzûm görürse Meclisi içtimâa dâvet edebileceği gibi âzâdan beşte biri tarafından talep vukû bulursa Meclis Reisi dahi Meclisi içtimâa dâvet eder.
Meclis müzakeratı alenîdir ve harfiyen neşrolunur. Fakat Nizamname-i Dahilîde münderiç şeraite tevfikan Meclis hafî celseler dahi akdedebilir ve hafî celseler müzakeratının neşri Meclisin kararına menuttur.
Meclis, müzakeratını kendi Nizamname-i Dahilîsi mûcibince icrâ eder.
Sual ve istizah ve Meclis tahkikatı Meclisin cümle-i salâhiyetinden olup şekl-i tatbiki Nizamname-i Dahilî ile tâyin olunur.
Meb’ûsluk ile Hükûmet memûriyeti bir zat uhdesinde içtimâ edemez.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hey’et-i Umûmîyesi her Teşrîn-i-sânî iptidasında bir sene için kendisine bir Reis ve üç Reisvekili intihap eder.
İntihap devresinin hitâmından evvel Meclis aded-i mürettebinin ekseriyet-i mutlakasile intihâbât tecdit olunursa yeni içtimâ eden Meclisin intihap devresi ilk Teşrîn-i-sânîden başlar. Teşrîn-i-sânîden evvel vaki olan içtimâ, fevkalâde bir içtimâ addolunur.
Büyük Millet Meclisi ahkâm-ı şer’iyyenin tenfîzi, kavâninin vaz’ı, tâdîli, tefsiri, fesih ve ilgası, Devletlerle mukâvele, muâhede ve sulh akdi, harp ilânı, muvâzene-i umûmîye-i mâliye ve Devletin umûm hesâb-ı katî kanûnlarının tetkik ve tasdiki, meskukat darbı inhisar ve mali taahhüdü mutâzâmmın mukavelat ve imtiyâzâtın tasdik ve feshi, umûmî ve hususî af ilânı, cezaların tahfif veya tahvili, tahkikat ve mücâzât-ı kanûniyenin tecili, mahkemelerden sadır olup kuvvetler ayrılığı teorisi’iyyet kesbetmiş olan idam hükümlerinin infâzı gibi, vezâifi bizzât kendi ifâ eder.
Büyük Millet Meclisi, kavâninin vaz’ı, tâdîli, tefsîri, fesih ve ilgâsı devletlerle mukâvele, muâhede ve sulh akdi, harp ilânı, muvâzene-i umûmîye-i maliye ve devletin umûm hesâb-ı kat’i kanûnlarının tetkik ve tasdîki, meskûkât darbı, inhisâr ve mâlî taahhüdü mutâzâmmın mukâvelât ve imtiyâzâtın tasdiki ve feshi, umûmî ve husûsî af ilânı, cezâların tahfif ve tahvîli, tahkikat ve mücâzât-ı kanûniyenin te’cili mahkemelerden sâdır olup kat’iyyet kesbetmiş olan idâm hükümlerinin infâzı gibi vezâifi bizzât kendi ifâ eder.
Bir meb’ûsun vatana hıyânet ve meb’ûsluğu zamanında irtikab töhmetlerinden biriyle müttehem olduğuna Türkiye Büyük Millet Meclisi Hey’et-i Umûmîyesi âzâ-yi mevcudesinin sülüsan-ı ekseriyet-i ârâsiyle karar verilir veyahut on ikinci maddede münderiç cerâimden biriyle mahkum olur ve mahkûmiyeti kaziye-i muhkeme hâlini alırsa meb’ûsluk sıfatı zâil olur.
İstifâ, esbâb-ı meşrûa dolayısiyle mahcûriyet, bilâ-mezuniyet ve mâzeret iki ay Meclise adem-i devâm veyahut memûriyet kabûlü hâllerinde meb’ûsluk sâkıt olur.
Yukardaki maddeler mûcibince meb’ûsluk sıfatı zâil veya sâkıt olan veyahut vefat eden meb’ûsun yerine bir diğeri intihap olunur.
Büyük Millet Meclisi kendi zâbıtasını Reisi marifetiyle tanzim ve idare eder.
Türkiye Reiscumhûru Büyük Millet Meclisi Hey’et-i Umûmîyesi tarafından ve kendi âzâsı meyanından bir intihap devresi için intihap olunur. Vazifei Riyâset yeni Reisicumhûrun intihabına kadar devâm eder. Tekrar intihap olunmak câizdir.
Reisicumhûr Devletin Reisidir. Bu sıfatla merâsim-i mahsûsada Meclise ve lüzûm gördükçe İcrâ Vekilleri Hey’etine riyâset eder. Reisicumhûr Riyâseticumhûr makamında bulundukça Meclis münâkaşât ve müzâkerâtına iştirâk edemez ve rey veremez.
Reisicumhûr hastalık ve memleket haricinde seyahat gibi bir sebeple vezâifini ifâ edemezse veya vefât, istifâ vesair sebep dolayısiyle Cumhûriyet Riyâseti inhilâl ederse Büyük Millet Meclisi Reisi Vekaleten Reisicumhûr vazifesini ifâ eder.
Cumhûr Riyâsetinin inhilâlinde Meclis müçtemî ise yeni Reisicumhûru derhâl intihap eder. Meclis müçtemî değilse Reis tarafından hemen içtimâa dâvet edilerek Reisicumhûr intihap edilir. Meclisin intihap devresi hitâm bulmuş veya intihâbâtın tecdidine karar verilmiş olursa Reisicumhûru gelecek Meclis intihap eder.
Reisicumhûr Meclis tarafından kabûl olunan kanûnları on gün zarfında ilân eder. Teşkîlât-ı Esâsiye Kanûnu ile bütçe kanûnları müstesnâ olmak üzere ilânını muvâfık görmediği kanûnları bir daha müzâkere edilmek üzere esbâb-ı mûcîbesiyle birlikte kezâ on gün zarfında Meclise iade eder. Meclis mezkûr kanûnu bu defa da kabûl ederse, onun ilânı Reisicumhûr için mecbûrîdir.
Reisicumhûr, her sene Teşrîn-i-sânîde Hükumetin geçen seneki faaliyetine ve o sene ittihaz edilmesi münasip görülen tedbirlere dair bir nutuk iradeder veyahut Başvekile kıraat ettirir.
Reisicumhûr ecnebî devletlerin nezdinde Türk Cumhûriyetinin siyâsî mümessillerini tâyin ve ecnebî devletlerin siyâsî mümessillerini kabûl eder.
Reisicumhûr intihabı akabinde ve Meclis huzurunda şu sûretle yemin eder: (Reisicumhûr sıfatiyle Cumhûriyet’in kanûnlarına ve hâkimiyet-i millîyye esâslarına riâyet ve bunların müdâfaa, Türk milletinin saâdetine sâdıkâne ve bütün kuvvetimle sarf-ı mesâû, Türk Devleti’ne teveccüh edecek her tehlikeyi kemâl-i şiddetle men, Türkiye’nin şân ve şerefini vikâye ve ilâya ve deruhde ettiğim vazîfenin icâbâtına hasr-ı nefs etmekten ayrılmayacağıma “Vallahi”)
Reisicumhûr, intihabı akabinde ve Meclis huzûrunda şu sûretle yemin eder: “Reisicumhûr sıfatiyle Cumhûriyet’in kanûnlarına ve hâkimiyet-i millîyye esâslarına riâyet ve bunların müdâfaa, Türk milletinin saâdetine sâdıkâne ve bütün kuvvetimle sarf-ı mesâû, Türk Devleti’ne teveccüh edecek her tehlikeyi kemâl-i şiddetle men, Türkiye’nin şân ve şerefini vikâye ve ilâya ve deruhde ettiğim vazîfenin icâbâtına hasr-ı nefs etmekten ayrılmayacağıma nâmûsum üzerine söz veririm.”
Başkumandanlık Türkiye Büyük Millet Meclisinin şahsîyet-i manevîyesinde mündemiç olup Reisicumhûr tarafından temsil olunur. Kuvâ-yi Harbiyenin emir ve kumandası hâzârda kanûnu mahsûsuna tevfikan Erkan-ı Harbiye-i Umûmîye Riyâsetine ve seferde İcrâ Vekilleri Hey’etinin inhası üzerine Reisicumhûr tarafından nasbedilecek zâta tevdî olunur.
Reisicumhûr, hıyâneti vataniye hâlinde Büyük Millet Meclisine karşı mes’ûldür. Reisicumhûrun isdâr edeceği bilcümle mukarrerattan mütevellid mes’ûliyet otuz dokuzuncu madde mûcibince mezkûr mukarreratı imzâ eden Başvekil ile Vekili aidine râcîdir. Reisicumhûrun hususat-ı şahsîyesinden dolayı mes’ûliyeti lâzım geldikte işbu Teşkilat-ı Esasiyye Kanûnunun masuniyet-i teşrîiyeye taalluk eden on yedinci maddesi mûcibince hareket edilir.
Reisicumhûr, Hükumetin inhası üzerine dâimî malûliyet veya şeyhûhet gibi şahsî sebeplerden dolayı muayyen efradın cezalarını iskât veya tahfif edebilir. Reisicumhûr, Büyük Millet Meclisi tarafından itham edilerek mahkum olan Vekiller hakkında bu salâhiyeti istimal edemez.
Reisicumhûrun tahsisatı kanûnu mahsûs ile tâyin olunur.
Başvekil, Reisicumhûr canibinden ve Meclis âzâsı meyanından tâyin olunur. Sair Vekiller Başvekil tarafından, Meclis âzâsı arasından intihap olunarak Hey’et-i umûmîyesi Reisicumhûrun tasdikile Meclise arzolunur. Meclis müçtemî değilse arz keyfiyeti Meclisin içtimâına tâlik olunur. Hükûmet hatt-ı hareket ve siyâsî nokta-i nâzârını âzâmi bir hafta zarfında Meclise bildirir ve itimâd talep eder.
Başvekil, Reisicumhûr cânibinden ve Meclis âzâzı meyânından tâyin olunur. Sâir vekiller Başvekil tarafından Meclis âzâsı arasından intihab olunarak Hey’et-i umûmîyesi Reisicumhûr’un tasdîkile Meslis’e arz olunur. Meclis, müçtemi değilse arz keyfiyeti Meclis’in içtimâına tâlûk olunur. Hükûmet hatt-ı hareket ve siyâsî nokta-i nâzârını âzâmî bir hafta zarfında Meclis’e bildirir ve itimât talep eder. Siyâsî Müsteşarları, Başvekil, Meclis âzâsı arasından seçerek Reisicumhûr’un tasdîkine arzeder
Başvekil, Reisicumhûr cânibinden ve Meclis âzâsı meyânından tâyî olunur. Sâir vekiller Başvekil tarafından Meclis âzâsı arasından intihâb olunarak Hey’et-i umûmîyesi Reisicumhûr’un tasdîkile Meclise arzolunur. Meclis müçtemi değilse arz keyfiyeti Meclis’in içtimâına tâlîk olunur. Hükûmet hatt-ı hareket ve siyâsî nokta-i nâzârını âzâmî bir hafta zarfında Meclis’e bildirir ve itimât talep eder.
Vekiller Başvekilin riyâseti altında (İcrâ Vekilleri Hey’eti) ni teşkil ederler.
İcrâ Vekilleri Hey’eti Hükûmetin umûmî siyasetinden müştereken mes’ûldür. Vekillerden her biri kendi salâhiyeti dairesindeki icrâattan ve maiyetinin ef’al ve muamelatından ve siyasetinin umûmî istikametinden münferiden mes’ûldür.
Vekillerin vazife ve mes’ûliyetleri kanûn-ı mahsûs ile tâyin olunur.
Vekillerin ve siyâsî müsteşarların vazîfe ve mes’ûliyetleri mahsûs kanûnla tâyîn olunur.
Vekillerin vazîfe ve mes’ûliyetleri mahsûs kanûnla tâyîn olunur.
Vekaletlerin adedi kanûnla tâyin olurur.
Vekâletlerin teşkîli tarzı, mahsûs kanûna tâbidir.
Mezun veyahut herhangi bir sebeble mazur olan bir Vekile, İcrâ Vekilleri Hey’et-i âzâsından bir diğeri muvakkaten niyabet eder. Ancak bir Vekil bir Vekaletten fazlasına niyabet edemez.
Mezûn ve herhangi bir sebeble mâzûr olan bir vekile İcrâ Vekilleri Hey’eti âzâsından biri muvakkaten niyâbet eder. Ancak bir vekil veyâ bir Siyâsî Müsteşar bir vekâletten fazlasına niyâbet edemez. Siyâsî Müsteşar’ın vekile niyâbeti hâlinde kararnâmesi Meclis’e arzolunur.
Mezûn ve herhangi bir sebeble mâzûr olan bir vekile İcrâ Vekilleri Hey’eti âzâsından bir diğeri muvakketen niyâbet eder. Ancak bir vekil, bir vekâletten fazlasına niyâbet edemez.
Türkiye Büyük Millet Mecliisince İcrâ Vekillerinden birinin Dîvân-ı Âlîye sevkine dair verilen karar Vekaletten sukutunu dahi mutâzâmmındır.
İcrâ Vekilleri’nden veyâ Siyâsî Müsteşarlardan birinin Dîvân-ı Âlî’ye sevkine dâir Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce verilen karar Vekâlet veyâ Müsteşarlıktan sukûtu dahî mutâzâmmındır.
İcrâ Vekilleri’nden birinin Dîvân-ı Âlî’ye sevkine dâir Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce verilen karar Vekâletten sukûtu dahî mutâzâmmındır.
İdarî dava ve ihtilafları rü’yet ve Hükûmetçe ihzar ve tevdi olunacak kanûn layihâları ve imtiyaz mukavele ve şartnameleri üzerine beyanı mütalaa, gerek kendi kanûnu mahsûsu ve gerek kavânin-i sâire ile muayyen vezâifi ifâ etmek üzere bir Şûrâ-yı Devlet teşkil edilecektir. Şûrâ-yı Devletin rüesa ve âzâsı vezâif-i mühimmede bulunmuş, ilim, ihtisas tecrübeleri ile mütemeyyiz zevat meyanından Büyük Millet Meclisince intihap olunur.
İcrâ Vekilleri Hey’eti, kanûnların sûver-i tatbikiyesini irâe veyahut kanûnun emrettiği hususatı tesbit için ahkâm-ı cedideyi muhtevî olmamak ve Şura-yı Devletin nâzârı tetkikinden geçirilmek şartiyle nizamnameler tedvin eder. Nizamnameler Reisicumhûrun imzâ ve ilâniyle mâmûlünbih olur. Nizamnamelerin kavânine mugâyereti iddia olundukta bunun mercii hâlli Türkiye Büyük Millet Meclisidir.
Mahkemelerin teşkilatı, vazife ve salâhiyetleri kanûnla muayyendir.
Hâkimler bilcümle davaların muhakemesinde ve hükmünde müstakil ve her türlü müdahâlattan âzâde olup ancak kanûnun hükmüne tabidirler. Mahkemelerin mukarreratını Türkiye Büyük Millet Meclisi ve İcrâ Vekilleri Hey’eti hiçbir veçhile tebdil ve tağyir ve tehir ve infaz-ı ahkâmına mümanâat edemez.
Hâkimler kanûnen muayyen olan usûl ve ahvâl haricinde azlolunamazlar.
Hâkimlerin evsafı, hukûku, vezâifi, maaş ve muhassasatları ve sûret-i nasıp ve azilleri kanûn-ı mahsûs ile tâyin olunur.
Hâkimler kanûnen muayyen vezâiften başka umûmî ve hususî hiçbir vazife deruhde edemezler.
Mahkemelerde muhakemat alenîdir. Yalnız Usûl-i Muhakemat Kanûnu mûcibince bir muhakemenin hafîyyen cereyanına mahkeme karar verebilir.
Herkes, mahkeme huzûrunda hukûkunu müdâfaa için lüzûm gördüğü meşrû vesâiti istimâlde serbesttir.
Hiçbir mahkeme, vazife ve salâhiyeti dahilinde olan davaları rü’yetten imtinâ edemez. Vazife ve salâhiyet haricinde olan davalar ancak bir karar ile reddolunur.
Vazifelerinden mümbais husûsatta İcrâ Vekilleriyle Şura-yı Devlet ve Mahkeme-i Temyiz rüese ve âzâsını ve Başmüddeiumûmîyi muhakeme etmek üzere bir (Dîvân-ı Âlî) teşkil edilir.
Vâzîfelerinden münbais husûsatta İcrâ Vekilleri ile Siyâsî Müsteşarları ve Şûrâ-yı Devlet ve Temyîz Mahkemesi rüesâsı ve âzâsını ve Cumhûriyet Başmüddeîumûmî’sini muhâkeme etmek üzere bir (Dîvân-ı Âlî) teşkîl edilir.
Vazîfelerinden münbais husûsatta İcrâ Vekilleri ile Şûrâ-yı Devlet ve Temyîz Mahkemesi rüesâ ve âzâsını ve Cumhûriyet Başmüddeiumûmî’sini muhâkeme etmek üzere bir Dîvân-ı Âlî teşkîl olunur.
Dîvân-ı Âlî âzâlığı için on biri Mahkeme-i Temyiz, onu Şûrâ-yı Devlet rüesa ve âzâsı meyanından ve kendi Hey’et-i Umûmîyeleri tarafından ledeliktiza rey-i hafî ile yirmibir zat intihap olunur. Bu zevat rey-i hafî ve ekseriyet-i mutlaka ile içlerinden birini Reis ve birini Reis vekili intihap ederler.
Dîvân-ı Âlî bir Reis ve on dört âzâ ile teşekkül ve ekseriyet-i mutlaka ile karar ittihaz eder. Mütebaki altı zat ledelicab Hey’etin noksanını ikmal için ihtiyat âzâ vaziyetindedirler. İşbu ihtiyat âzâ üçü Mahkeme-i Temyiz, üçü Şurayı Devletten müntehap âzâ arasından olmak üzere kur’a ile tefrik olunurlar. Reisliğe ve Reis Vekilliğine intihap olunanlar bu kur’aya dahil olamazlar.
Dîvân-ı Âlînin müddeiumûmîliği Başmüddeiumûmîlik tarafından ifâ olunur.
Dîvân-ı Âlînin kararları kat'idir.
Dîvân-ı Âlî mevzu kanûnlara tevfikan muhakeme icrâ ve hüküm itâ eder.
Dîvân-ı Âlî görülen lüzûm üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi karariyle teşkil olunur.
Her Türk hür doğar, hür yaşar. Hürriyet, başkasına muzır olmıyacak her türlü tasarrufatta bulunmakdır. Hukûk-u tabiîyeden olan hürriyetin herkes için hududu başkalarının hudûd-u hürriyetidir. Bu hudûd ancak kanûn mârifetiyle tesbit ve tâyin edilir.
Türkler kanûn nâzârında müsâvî ve bilâistisnâ kanûna riayetle mükelleftirler. Her türlü zümre, sınıf, aile ve fert imtiyâzları mülgâ ve memnûdur.
Şahsî masûniyet, vicdan, tefekkür, kelâm, neşir, seyahat, akit, sây ü amel, temellük ve tasarruf, içtimâ, cemiyet, şirket, hak ve hürriyetleri Türklerin tabiî hukûkundandır.
Can, mal, ırz, mesken her türlü taarruzdan masûndur.
Kanûnen muayyen olan ahvâl ve eşkâlden başka bir sûretle hiçbir kimse derdest ve tevkif edilemez.
İşkence, eziyet, müsadere ve angarya memnûdur.
Menafi-i umûmîye için lüzûmu usûlen tahukkuk etmedikçe ve kanûn-u mahsûs mûcibince değer bahâsı peşin verilmedikçe hiç bir kimsenin malı istimvâl ve mülkü istimlâk olunamaz. Fevkalâde ahvâlde kanûn mûcibince tahmil olunacak nakdi,aynı ve sây ü amele mütaallik mükellefiyetler müstesnâ olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedâkârlığa icbar edilemez.
Umûmî menfaatler için lüzûmu, usûlüne göre anlaşılmadıkça ve mahsûs kanûnları mûcibince değer bahâsı peşin verilmedikçe hiçbir kimsenin malı istimvâl ve mülkü istimlâk olunamaz. Çiftçiye toprak sâhibi yapmak ve ormanları devlet tarafından idâre etmek için istimlâk olunacak arâzî ve ormanların istimlâk bedelleri ve bu bedellerin tedîyesi sûreti, mahsûs kanûnlarla tâyin olunur. Fevkalâde hâllerde ve kanûna göre tahmîl olunacak para ve mal ve çalışmaya dâîr mükellefiyetler müstesnâ olmak üzere hiçbir kimse hiçbir fedâkârlık yapmağa zorlanamaz.
Hiçbir kimse mensup olduğu din, mezhep tarikat ve felsefî içtihadından dolayı muâheze edilemez. Âsâyiş, âdâb-ı muâşeret-i umûmîye ve kavânine mugâyir olmamak üzere her türlü âyinler serbesttir.
Hiçbir kimse mensûb olduğu felsefî içtihâd, din ve mezhepten dolayı muâhaze edilemez. Âsâyiş ve umûmî muâşeret adabına ve kanûnlar hükümlerine aykırı bulunmamak üzere her türlü dînî âyinler yapılması serbesttir.
Kanûn ile muayyen olan usûl ve ahvâl hâricinde kimsenin meskenine girilemez ve üzeri taharri edilemez.
Matbûat, kanûn dairesinde serbesttir ve neşredilmeden evvel teftiş, muayeneye tâbi değildir.
Seferberlikte ve idare-i örfiye hâlinde veyahut müstevli emrazdan dolayı kanûnen müttehaz tedabir icabatından olarak vazedilecek takyidat müstesna olmak üzere seyahat hiçbir sûretle takyidata tâbi tutulamaz.
Ukûdun, sây ü amelin, temellük ve tasarrufun, içtimâatın, cemiyetlerin ve şirketlerin hudud-u hürriyeti kanûnlar ile musarrahtır.
Hükûmetin nezaret ve murâkabesi altında ve kanûn dairesinde her türlü tedrisat serbesttir.
Postalara verilen evrak, mektuplar ve her nevi emânetler salâhiyettar müstantik ve mahkeme kararı olmadıkça açılamaz ve telgraf ve telefon ile vaki olan muhaberatın mahremiyeti ihlal olunamaz.
Türkler, gerek şahıslarına, gerek ammeye mütaallik olarak kavânin ve nizamata muhâlif gördükleri husûsâtta merciine ve Türkiye Büyük Millet Meclisine münferiden veya müçtemian ihbâr ve şikâyette bulunabilirler. Şahsa ait olarak vukû bulan müracaatın neticesi müstediye tahriren tebliği olunmak mecbûrîdir.
Hiçbir kimse kanûnen tâbi olduğu mahkemeden başka bir mahkemeye celp ve sevk olunamaz.
Vergi, devletin umûmî masarifine hâlkın iştirâki demektir. Bu esasa mugâyir olarak hakiki veya hükmi şahıslar tarafından veya onlar nâmına rüsum, aşar ve sair tekalif alınması memnûdur.
Vergiler ancak bir kanûn ile tarh ve cibayet olunabilir. Devlet, vilayet idarei hususîyeleri ve belediyelerce teamülen cibayet edilmekte olan rüsum ve tekalifin kanûnları tanzim edilinciye kadar kemakan cibayete devâm olunabilir.
Harb hâlinde veya harbi icab ettirecek bir vaziyet hudusunda veya isyan zuhurunda veyahut Vatan ve Cumhûriyet aleyhinde kuvvetli ve fiilî teşebbüsat vukûunu müeyyit kati emarat görüldükte İcrâ Vekilleri Hey’eti müddeti bir ayı tecavüz etmemek üzere umûmî veya mevziî idare-i örfîye ilân edebilir ve keyfiyet hemen Meclisin tasdikine arzolunur. Meclis idare-i örfîye müddetini indelicap tezyit veya tenkis edebilir. Meclis müçtemi değilse derhâl içtimâa dâvet olunur. İdare-i örfîyenin fazla temadisi Meclisin kararına mütevakkıftır. İdare-i örfîye, şahsî ve ikametgah masuniyetlerinin, matbuat, müraselat, cemiyet, şirket hürriyetlerinin muvakkaten takyit veya taliki demektir. İdare-i örfîye mıntakasiyle bu mıntıka dahilinde tatbik olunacak ahkâm ve muamelatın sûreti icrâsı ve harb hâlinde dahi masuniyet ve hürriyetlerin tarz-ı takyid ve taliki kanûnla tesbit olunur.
İptidai tahsil bütün Türkler için mecbûrî ve Devlet mekteplerinde meccanîdir.
Türkiye ahâlisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibâriyle (Türk) ıtlak olunur. Türkiye’de veya hariçte bir Türk babanın sulbünden doğan veyahut Türkiye’de mütemekkin bir ecnebî babanın sulbünden Türkiye’de doğup da memleket dahilinde ikâmet ve sinn-i rüşde vusûlünde resmen Türklüğü ihtiyar eden veyahut Vatandaşlık Kanûnu mûcibince Türklüğe kabûl olunan herkes Türktür. Türklük sıfatı kanûnen muayyen olan ahvâlde izâa edilir.
Türkiye coğrafî vaziyet ve iktisadî münasebet nokta-i nâzârından vilâyetlere, vilâyetler kazâlara, kazâlar nahiyelere münkasımdır ve nahiyeler de kasaba ve köylerden terekküb eder.
Vilayetlerle şehir, kasaba ve köyler hükmî şahsîyeti haizdir.
Vilayetler umûru tevsî-i mezûniyet ve tefrik-i vezâif esası üzerine idare olunur.
Hukûk-u siyâsîyeyi hâiz her Türk ehliyet ve istihkâkına göre Devlet memûriyetlerinde istihdâm olunmak hakkını haizdir.
Bilumûm memûrların evsâfı, hukûku, vezâifi, maaş ve muhassâsâtı ve sûret-i nasb ve azilleri ve terfi ve terakkileri kanûn-u mahsûs ile muayyendir.
Kanûna muhâlif olan umûrda âmire itâat memûru mes’ûliyetten kurtarmaz.
Muvazene-i Umûmîye Kanûnu mütaallik olduğu sene-i mâliyenin duhûlünde mevkî-i icrâya konulabilmek için layihası ve merbût-u bütçeler ve cetveller nihayet Teşrîn-i-Sânî iptidasında Meclise takdim olunur.
Muvâzene-i Umûmîye Kanûn lâyihası ve buna bağlı bütçeler ve cetveller ile mülhak bütçeler Meclis’e mâlî yıl başından en az üç ay evvel takdîm olunur.
Devlet emvâlinden muvâzene hâricinde sarfiyât câiz değildir.
Muvâzene-i Umûmîye Kanûnunun hükmü bir seneye mahsûstur.
Hesâb-ı Kat'i Kanûnu mütaallik olduğu sene bütçesinin devre-i hesâbiyesi zarfında istihsâl olunan vâridât ile yine o sene vukû bulan tedîyatın hakîkî miktarını mübeyyin kanûndur. Bunun şekil ve taksîmatı Muvazene-i Umûmîye Kanûnuna tamâmiyle mütenâzır olacaktır.
Hesâb-ı Kat'i Kanûnunun layihası mütaallik olduğu senenin sonundan itibaren nihayet ikinci senenin Teşrîn-i-Sânîsinin iptidâsına kadar Büyük Millet Meclisine takdim olunmak mecbûrîdir.
Büyük Millet Meclisine merbut ve Devletin vâridat ve masârifâtını kanûn-ı mahsûsuna tevfikan murâkabe ile mükellef bir Divân-ı Muhâsebât müessestir.
Divan-ı Muhâsebât umûmî mutâbakât beyannâmesini taalluk ettiği Hesâb-ı Kat'i Kanûnunun Maliyece Büyük Millet Meclisine takdimi tarihinden itibaren nihâyet altı ay zarfında Meclise takdim eder.
İşbu Teşkilat-ı Esâsiyye Kanûnunun tâdîli aşağıdaki şeraite tâbidir: Tâdîl teklifi Meclis âzâyı mürettebesinin laakal bir sülüsü tarafından imzâ olunmak şarttır. Tâdîlat ancak aded-i mürettebin sülüsân-ı ekseriyet-i ârâsı ile kabûl olunabilir. İşbu kanûnun şekl-i devletin Cumhûriyet olduğuna dair olan birinci maddesinin tâdîl ve tağyiri hiçbir sûretle teklif dahî edilemez.
Teşkilat-ı Esâsiyye Kanûnunun hiçbir maddesi, hiçbir sebep ve bahâne ile ihmâl veya tâtîl olunamaz. Hiçbir kanûn Teşkilatı Esasiye Kanûnuna münâfî olamaz.
1293 tarihli Kanûn-u Esâsî ile mevâdd-ı muaddelesi ve 20 Kanûn-u- Sani 1337 tarihli Teşkilat-ı Esâsiyye Kanûnu ve müzeyyelatı ve tâdîlatı mülgâdır.
Bu kanûn târih-i neşrinden itibâren mer’iyü’l-icrâdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisine intihap edilen ve edilecek olan bilumûm mensûbîn-i askerîyenin tâbi olacakları şerâit hakkındaki 19 Kanûn-u-evvel 1339 tarihli Kanûn ahkâmı bâkîdir. Bu muvakkat madde 24.12.1952 tarih ve 5997 sayılı Kanunla tekrar yürürlüğe konulan ve 31.12.1952 tarihli 8297 sayılı Resmî Gazete’de neşredilmiş olan metinde yoktur.
ile ilişkili yeni içerik eklendiğinde e-mail gönderilsini istiyorsanız, üye olmanız gerekmetedir.
![]() Meclis Kabul Metni - 24/05/1924 (Kaynak: TBMM Resmi Web Sitesi ( Kanunlar Dergisi)) |
Söz Konusu Mevzuatın Uygulamasıyla İlgili Mevzuat (1) |
Kanun (1) |
|
Söz Konusu Mevzuatın Düzenlediği Alanı Söz Konusu Mevzuat Yürürlüğe Girmeden Önce Düzenleyen Tamamı ya da ilgili Bölümü Mülga Eski Mevzuat (1) |
Kanun (1) |
|
Söz Konusu Mevzuatın Yürürlükten Kaldırdığı Mevzuatlar (İlga Ettikleri) (1) |
Kanun (1) |
|
Söz Konusu Mevzuatla ilgili Yargı Kararları (16) |
ANAYASA MAHKEMESİ (3) |
|
YARGITAY (7) |
|
DANIŞTAY (6) |
|
Söz Konusu Mevzuatı Yürürlükten Kaldıran Mevzuat (İlga Eden) (2) |
Kanun (2) |
|
Söz Konusu Mevzuatın Tamamı ya da Bir Bölümünün Mülga Olmasıyla, Söz Konusu Mevzuatın Tamamı ya da İlgili Mülga Bölümünün Düzenlediği Alanı Düzenlemeye Başlayan Yeni Mevzuat (2) |
Kanun (2) |
|
Söz Konusu Mevzuatta Metinsel Değişiklik Öngören Mevzuat veya Tasarı Metni (5) |
Kanun (5) |
|
" *** Kırmızı renk, söz konusu kanunun yürürlükte olmadığını; sarı renk, söz konusu kanunun tasarı aşamasında olduğunu ve mavi renk ise söz konusu kanunun yürürlükte olduğunu nitelemektedir."
|