En son güncellemeler 22 Eylül 2023 iş günü sonunda yapılmıştır.
Metinsel Değişiklikler
An. M. K. 2006/94 (2007) md: 432. An. M. K. 2004/38 (2004) md: 434. 5219 (2004) md: 432. 5218 (2004) md: 2, 11, 12, 13, 17, 19, 43, 47, 50, 51, 54, 55, 58, 59, 61, 62, 64, 65, 66, 70, 73, 82, 102, 112, 118, 125, 126, 127, 129, 131, 133, 136, 137, 146, 147, 149, 156, 285, 286, 296, 301, 302, 303, 305, 407, 450, 451, 463. An. M. K. 2002/194 (2004) md: 432. 5106 (2004) md: Geçici 1. 5106 (2004) md: Geçici 1. 4963 (2003) md: 159, 169, 426, 427. ... >>
Metin bilgisi: Aşağıdaki metin, Kanunun Yürürlükten kaldırılmadan önce, 31.05.2005 Tarihi itibariyle son halini göstermektedir. (Kaynak: Adalet Bakanlığı)
(Kanunum resmi kaynak değildir; kullanıcılar sunulan yürürlük ve metin bilgilerini resmi kaynaklardan teyid etmelidir.)
106-22
BİRİNCİ KİTAP
Esaslar
BİRİNCİ BAB
Ceza Kanununun tatbiki
Madde 1 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Kanunun sarih olarak suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilmez. Kanunda yazılı cezalardan başka bir ceza ile de kimse cezalandırılamaz.

Suçlar; cürüm veya kabahattir
Madde 2 - 5218(2004)
İşlendiği zamanın kanununa göre cürüm veya kabahat sayılmayan fiilden dolayı kimseye ceza verilemez. İşlendikten sonra yapılan kanuna göre cürüm veya kabahat sayılmayan bir fiilden dolayıda kimse cezalandırılamaz. Eğer böyle bir ceza hüküm olunmuşsa icrası ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar.

Bir cürüm veya kabahatin işlendiği zamanın kanunu ile sonradan neşir olunan kanunun hükümleri biribirinden farklı ise failin lehinde olan kanun tatbik ve infaz olunur.
Madde 3 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Türkiyede suç işliyen kimse, Türk kanunlarına göre cezalandırılır ve bundan dolayı bir Türk hakkında yabancı memlekette hüküm verilmiş olsa bile Türkiye'de muhakeme olunur. 
 
Böyle bir fiilden dolayı Türkiye dışında hakkında hüküm verilmiş olan yabancı dahi Adliye Vekilinin talebi üzerine Türkiye’de muhakeme edilir.
Madde 4 - 4782(2003), 3756(1991), 3354(1987), 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
(Değişik birinci fıkra: 6/6/1991 - 3756 /1 md.) Bir Türk veya yabancı, yabancı memleketlerde Türkiye Devletinin şahsiyetine karşı bir cürümü veya bu Kanunun 211 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 213, 316, 317, 318, 319, 320, 323, 324, 332 ve 333 üncü maddelerinde yazılı suçları işlerse, hakkında resen takibat yapılarak bu maddelerdeki cezalarla cezalandırılır.(2)

(Değişik ikinci fıkra: 2/1/2003-4782/1 md.) Bunlar hakkında yabancı bir ülkede daha önce hüküm verilmiş olsa bile, Adalet Bakanının talebi üzerine Türkiye’de yeniden yargılama yapılır. Ancak, fiil yabancı paraların taklidine veya 211 inci maddenin üçüncü fıkrası ile 213 üncü maddenin uygulanmasına ilişkin olduğu takdirde yabancı ülkede daha önce hüküm verilmiş ise Türkiye’de kovuşturma yapılmaz.

Yabancı memleketlerde Türkiye namına memuriyet veya vazife deruhde etmiş olupta bu memuriyet veya vazifeden dolayı bir cürüm işleyen kimse hakkında Türkiye’de takibat yapılır.
Madde 5 - 3112(1937), 3038(1936) (Değişik : 3/2/1937 - 3112/1 md.)
Bir Türk dördüncü maddede yazılı cürümlerden başka, Türk kanunlarına göre aşağı haddi üç seneden eksik olmıyan şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezayı müstelzim cürmü yabancı memlekette işlediği ve kendisi Türkiye'de bulunduğu takdirde Türk kanunlarına göre cezalandırılır. 
 
Eğer cürmün aşağı haddi üç seneden az şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezayı müstelzim ise takibat icrası zarar gören şahsın veya yabancı Hükümetin şikayetine bağlıdır. 
 
Mağdur yabancı ise bu fiilin, işlediği mahal kanunlarında da cezayı müstelzim olması şarttır.
Madde 6 - 3038(1936), 2275(1933) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Bir yabancı dördüncü maddede yazılı cürümlerden başka, Türk kanunlarına göre aşağı haddi bir seneden eksik olmıyan şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezayı müstelzim cürmü yabancı memlekette Türkiye’nin veya bir Türk’ün zararına işlediği ve kendisi Türkiye’de bulunduğu takdirde Türk kanunları mucibince ceza görür.
(1) a - Bu kanunda, 26/4/1926 tarih ve 825 sayılı Kanun ekindeki doğru - yanlış cetveli ile yapılan düzeltmeler metne işlenmiştir. b - 8/6/1933 tarihli ve 2275 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince Türk Ceza Kanunundaki şikayet ve şikayetname ve şahsi iddia tabirleri, (yazı ile şikayet) olarak değiştirilmiştir c - 4/4/1929 tarihli ve 1412 sayılı CMUK nun 424. maddesi gereğince, anılan kanunda kullanılan istilah ve tabirler, ceza kanununda kullanılan eski istilah ve tabirler yerine geçmiştir. (2) Bu fıkrada yer alan, “211 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 213” ibareleri; 2/1/2003 tarihli ve 4782 sayılı Kanun ile eklenmiştir.
106-23
Ancak bu babda takibat icrası Adliye Vekilinin talebine veya zarar gören şahsın şikayetine bağlıdır. 
 
Eğer cürüm bir yabancının zararına işlenmiş ise fail, Adliye Vekilinin talebi üzerine, aşağıdaki şartlar dairesinde cezalandırılır: 
 
1 - Türk kanunlarına göre şahsi hürriyeti bağlayıcı ve aşağı haddi üç seneden eksik olmıyan cezayı müstelzim bir fiil olmak, 
 
2 - İadei mücrimin muahedesi bulunmamak veyahut iade keyfiyeti cürmün irtikab edildiği mahallin veya failin tebaasından bulunduğu Devletin Hükümeti tarafından kabul edilmemiş bulunmak, 
 
Bir Türk veya yabancı, Türk Ceza Kanununun 8 inci babının 3 üncü faslındaki cürümleri yabancı memlekette işlerse resen takibat yapılarak o fasılda yazılı maddelerdeki cezalarla cezalandırılır.
Madde 7 -
Bir ecnebi, ecnebi memleketinde bir Türk veya Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde bir cürüm işleyipte ecnebi mahkemesince mahküm olduğu veya ceza herhangi bir sebeple sukut ettiği veya beraet eylediği surette dava Türkiye mahkemelerince tekrar tetkik ve rüyet olunur. 
 
Eğer hüküm olunan ceza Türk Ceza Kanununda o fiil için muayyen olan cezadan dün ise noksanı ikmal ettirilir. Sukut ve beraet sebepleri Türk Kanunlarına muvafık değil ise ceza yeniden hüküm olunur. 
 
Bu bapta takibat icrası Adliye Vekaletinin talebine bağlıdır.
Madde 8 -
Bundan evvelki maddelerde beyan olunan ahvalde ecnebi mahkemeden verilen ve Türk kanunlarına muvafık bulunan hüküm Türk kanununca gerek asli ve gerek fer'i olarak hidematı ammeden memnuiyeti veya sair güna iskatı ehliyeti mucip bir cezayı mutazammın olduğu takdirde müdeiumuminin talebi üzerine ecnebi memlekette hüküm olunan mahrumiyet ve iskatı ehliyet cezaları netayicinin Türkiye’de dahi cari olacağına mahkeme karar verebilir. 
 
Müddeiumuminin talebi üzerine mahkemece bir muamele yapılmazdan evvel mahküm dahi ecnebi mahkemesinden verilen hükmün Türkiye mahkemesince yeniden tetkikini talep etmek hakkını haizdir.
Madde 9 -
Bir cürümden dolayı bir Türkün ecnebi  devletlere iadesi talebi devletçe kabul olunamaz.

Siyasi veya ona murtabıt cürümlerden dolayı bir ecnebinin ecnebi devletlere iadesi talebi devletçe kabul edilemez.

Ecnebi devletçe vukubulan iade talebi üzerine istenilen kimsenin Türkiye’de bulunduğu  mahal mahkemei asliyesince tabiiyeti ve cürmünün mahiyeti hakkında bir karar verilmesi lazımdır.

Türk tebaasından olduğu yahut cürmünün siyasi ve askeri veyahut bunlara murtabıt cürümlerden bulunduğu mahkemece sabit olanların iadesi talebi kabul olunamaz.

Ecnebi olduğuna ve cürmünün adi ceraimden bulunduğuna karar verilen kimsenin iadesi talebi hükümetçe kabul olunabilir.

İadesi talep ve kabul olunan kimse hakkında mahalli müstantikliğince tevkif müzekkeresi verilebilir.
Madde 10 - 3756(1991)
Bu kanundaki hükümler, hususi ceza kanunlarının buna muhalif olmayan mevaddı hakkında da tatbik olunur.
Madde 10/a - 3756(1991) (Ek : 6/6/1991 - 3756/2 md.)
Bir Türk vatandaşı veya yabancı, yabancı ülkede bir suç işleyip de bu bab hükümlerine göre Türkiye'de yargılandığı takdirde; Türkiye zararına işlenmiş suçlar dışında, suçun işlendiği ülke kanunu ile Türk Kanunundan hangisi uygulamada sanığın lehine sonuç verecek ise, o kanun göz önünde bulundurulmak ve yabancı kanunda tanımlanan suça,Türk kanunlarına göre verilmesi gereken ceza veya Türk kanununda bulunup yabancı ülke kanunundaki cezaya en yakın olan ceza tespit edilerek uygulama yapılır. Ancak,suçun işlendiği ülke kanunu,Türkiye'nin kamu düzenine veya milletlerarası yükümlerine aykırı ise bu ülke kanununa itibar edilmez.
106-24
İKİNCİ BAP
Cezalar
Madde 11 - 5218(2004), 647(1965)
Cürümlere mahsus cezalar şunlardır:

1 – ( Mülga:14/7/2004 – 5218/1 md.)

2 - Ağır hapis,

3 - Hapis,

4 - Sürgün,

5 - Ağır cezayı nakdi,

6 - Hidematı ammeden memnuiyet.

Kabahatler için mevzu cezalar şunlardır:

1 - Hafif hapis,

2 - Hafif cezayı nakdi,

3 - Muayyen bir meslek ve sanatın tatili icrası.

Bu kanunda şahsi hürriyeti tahdit eden cezalar tabirinden ağır hapis, hapis, sürgün ve hafif hapis cezaları muradolunur.(1)
Madde 12 - 5218(2004), 6123(1953) ( Mülga:14/7/2004 – 5218/1 md.)
 
Madde 13 - 5218(2004), 6988(1957), 6661(1956), 6123(1953), 3112(1937), 3038(1936), 2275(1933) (Değişik: 31/5/1957 - 6988/1 md.)
(Değişik birinci fıkra: 14/7/2004 - 5218/1 md.)Ağır hapis cezası, ağırlaştırılmış müebbet, veya muvakkattir.

(Değişik birinci cümle: 14/7/2004 - 5218/1 md.)Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası ve müebbet ağır hapis cezası hükümlünün hayatı boyunca devam eder.Muvakkat ağır hapis, kanunda tasrih edilmiyen yerlerde 1 seneden 24 seneye kadardır.

Bu ceza aşağıda yazılı şekiller dahilinde 3 devrede çektirilir:

A) Mahküm birinci devrede, cezasının onda birine müsavi bir müddet geceli, gündüzlü yalnız olarak bir hücrede bırakılır.

Ancak bu müddet (1) aydan aşağı (8) aydan yukarı olamaz.

B) Mahküm ikinci devrede, durumuna ve suçunun mahiyetine göre ayrı gruplar halinde bulundurulur. Bu devre, mahkum mevkuf kalmışsa, bu müddetle hücrede kaldığı müddet çıkarıldıktan sonra geriye kalan müddetin yarısını teşkil eder.

Alelıtlak müebbet ağır hapis cezasiyle mahküm edilmiş olanlar veya bakiye cezaları bir seneden az bulunanlar, yaş veya bedeni kabiliyetleri itibariyle üçüncü devre şartlarına intıbak edemiyecekleri tesbit edilenler üçüncü devreye geçemezler.

C) Üçüncü devre geri kalan müddettir. Bu devrede bulunan mahküm iş esası üzerine kurulmuş olan ceza evlerinde çalıştırılır.

Mahkümun ikinci devreden üçüncü devreye geçebilmesi için iyi hal göstermesi şarttır. İyi halin nasıl tesbit edileceği Ceza ve Tevfik Evleri Nizamnamesinde gösterilir.

Üçüncü devreye geçmek hakkını kazanan mahkümlardan, Adliye Vekaleti, ziraat, deniz avcılığı; yol, inşaat, maden ve orman gibi iş sahalarında çalışma ekipleri teşkil edebilir.

Mahkümiyetin bütün devrelerinde mahküm ceza evi disiplinini bozan hareketlerinden dolayı Ceza ve Tevfik Evleri Nizamnamesi mucibince inzıbati olmak üzere her defasında bir ayı geçmemek kaydiyle aynı suretle hücreye konulabilir.
(1) Bu maddede sözü edilen sürgün cezası 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun geçici 2. maddesi ile kaldırılmıştır.
106-25
Ceza evi disiplinini bozan hareketlerinden dolayı iki sene içinde üçten fazla hücre hapsi cezası almış olanlar C. Müddeiumumisinin tasvibi ile birinci devre şartlarına tabi tutulurlar.

Mahküm ikinci ve üçüncü devrede çalışmaya mecbur tutulur.
(Mülga son fıkra: 6/6/1990 - 3653/3 md.)
Madde 14 - 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Mevkuflardan çalışmak istiyenler ceza ve tevfik evi dahilinde çalıştırılabilirler.
Madde 15 - 6123(1953), 5435(1949), 3038(1936), 2275(1933) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Hapis cezası yedi günden yirmi seneye kadardır. Kanunda açıklanmıyan yerlerde yukarı haddi beş senedir.

Bu ceza para cezasından çevrilmiş olsa bile 13 üncü maddenin birinci devreye ait hükümleri müstesna olmak üzere diğer hükümlerinin tesbit ettiği şartlar dahilinde çektirilir.
Madde 16 - 647(1965), 6988(1957), 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 31/5/1957 - 6988/1 md.)
Bu kanunun 13 üncü maddesinde yazılı üçüncü devrenin ağır hapiste yarısını, hapis veya hafif hapiste üçte birini iyi halle geçirenler meşrutan tahliye talebinde bulunmak hakkını kazanırlar. İstifade müddeti asıl cezanın dörtte birinden aşağı olamaz.

İkinci devreden yaş ve bedeni kabiliyetleri itibariyle üçüncü devreye geçemiyenler yahut yine bu sebeplerle üçüncü devreden ikinci devreye iade edilenler ikinci devredeki mahkümiyetlerinin hitamında bakıye cezalarının ağır hapiste yarısını, hapis veya hafif hapiste üçte birini iyi halle geçirdikleri takdirde meşrutan tahliye hükümlerinden istifade edebilirler.

(Mülga üçüncü fıkra: 15/4/1987-3352/1 md.) (1)

Meşrutan tahliye, mahkümun iktidarı nispetinde şahsi hakları tazmin etmesi şartına da talik edilebilir.(2)
Madde 17 - 5218(2004), 3756(1991), 3506(1988), 6988(1957), 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 31/5/1957 - 6988/1 md.)
(Değişik birinci fıkra: 7/12/1988 - 3506/1 md.) Şartla salıverilmiş olan hükümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahküm olur veya mecbur olduğu şartları yerine getirmez ise, şartla salıverilme kararı geri alınır. Bu takdirde suçun işlendiği tarihten sonraki kısım hükümlünün ceza süresine mahsup edilmeyerek aynen çektirilir ve şartla salıverilmeye esas teşkil eden hükmün infazı ile ilgili olarak bir daha şartla salıverilmeden yararlanamaz.

(Ek:6/6/1991-3756/3 md.) Birinci fıkra hükmüne göre aynen çektirilecek süre; ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler için kırk yıl, müebbet ağır hapis cezasına mahküm olanlar için otuzaltı yıl üzerinden hesap edilir. (3)

Meşrutan tahliye kararının geri alınmasını icabettiren sebeblerin vukuundan evvel mahkümun ceza müddeti sona ermiş olursa mezkür ceza icra edilmiş sayılır.
(1)15/4/1987 tarih ve 3352 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki "Kanunlarda yer alan, emniyeti umumiye idaresinin nezareti altında bulundurma cezası ve tedbiri ile ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmıştır." hükmü uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır. Sözkonusu 3352 sayılı Kanun, Kanunlar Külliyatı Cilt 6, sayfa 6943'te yayımlanmıştır. (1)Bu maddede hükme bağlanmış bulunan meşruten tahliyeye ilişkin hususlar, 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun "Şartla Salıverilme" başlıklı 19. maddesinde yeniden düzenlenmiştir. (3)Bu fıkrada yer alan "Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ölüm cezalarının yerine getirilmemesine karar verilenler için" ibaresi,14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler için" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-26
(Mülga son fıkra:15/4/1987-3352/1 md.) (1)
Madde 18 - 647(1965), 6123(1953), 4055(1941), 3038(1936) (Mülga: 13/7/1965 - 647/Geç. 2 md.)
 
Madde 19 - 5218(2004), 4421(1999), 3506(1988), 2787(1983), 2248(1979), 5435(1949), 3038(1936) (Değişik:28/7/1999 - 4421/1 md.)
Ağır para cezası, altmışmilyon liradan onbeşmilyar liraya kadar tayin olunacak bir paranın Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Nispi para cezasının yukarı sınırı yoktur.
Madde 20 - 3679(1990)
Hidematı ammeden memnuiyet cezası müebbet veya muvakkattir.

Müebbeden Hidamatı ammeden memnuiyet:

1 - Devairi intihabiyede müntehip veya müntehap olmaktan ve sair bilcümle hukuku siyasiyeden,

2 - Büyük Millet Meclisi azalığından ve intihaba tabi olan veya devlet ve vilayet ve Belediye ve köy tarafından veya bunların teftiş ve murakabesi altında bulunan müessesat canibinden tevcih kılınan bilcümle memuriyet ve hizmetlerden,

3 - Devletçe veya salahiyettar ilmi encümenlerce tevcih olunan rütbe ve unvan ve nişan ve madalyalardan,

4 - Bundan evvelki bentlerde beyan edilen nişan, rütbe, unvan, sıfat, hizmet ve memuriyetlerden birinin bahşettiği maaşlı veya fahri her türlü hukuktan,

5 - Mahküm olan kimsenin kanunu medeni hükmünce kendi füruu üzerinde haiz olduğu velayet hakkı müstesna olmak üzere velayet ve vesayete müteallik bir hizmette bulunmaktan,

6 - Bundan evvelki bentlerde beyan edilen her türlü hakları, unvanları, rütbeleri, nişanları, sıfatları, hizmet ve memuriyetleri ihraz ehliyetinden,

Mahrumiyet hususlarıdır.

(Değişik: 21/11/1990 - 3679/1 md.) Geçici olarak kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası, hükümlünün, üç aydan üç yıla kadar yukarıda gösterilen siyasi haklar, hizmet, memuriyet, sıfat, rütbe ve nişandan ve bunları ceza süresi içinde yeniden elde etmek ehliyetinden mahrumiyetidir.

Hidematı ammeden memnuiyet cezasının bu hizmetlerden bazılarına hasr edildiği hallerle muayyen bir meslek veya sanatın icrasına şamil olduğu halleri kanun tayin eder.
Madde 21 - 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Hafif hapis cezası bir günden iki seneye kadardır. Bu ceza para cezasından çevrilmiş olsa bile 13 üncü maddenin birinci devreye ait hükümleri müstesna olmak üzere diğer hükümlerinin tesbit ettiği şartlar dahilinde çektirilir.

Mahkümiyetleri bir aydan fazla ve mükerrir olmıyan kadın ve küçüklerin cezalarının oturdukları yerde çektirilmesine mahkeme karar verebilir. Bu karara mahküm tarafından riayet olunmadığı takdirde ceza tamamen ve adiyen infaz olunur.
Madde 22 -
Kanunun tayin ettiği ahvalde hafif hapis cezası bazı imalathanelerde veya nafia ve belediye işlerinde kullanılmak suretiylede icra ettirilebilir. Eğer mahkum cezanın icrası için hazır bulunmaz veya hizmetten kaçınırsa hafif hapis cezası alelüsul mevkii mahsusunda ikmal ettirilir.
(1) 15/4/1987 tarih ve 3352 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki "Kanunlarda yer alan, emniyeti umumiye idaresinin nezareti altında bulundurma cezası ve tedbiri ile ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmıştır." hükmü uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır. Sözkonusu 3352 sayılı Kanun, Kanunlar Külliyatı Cilt 6, sayfa 6943'te yayımlanmıştır.
106-27
Madde 23 -
Kadınların mahküm oldukları ağır hapis ve hapis ve hafif hapis cezaları kendilerine mahsus müesseselerde çektirilir. Kanun kadınların şahsi hürriyetlerini tahdit eden cezaların bir ıslahhane veya tevkifhanede icrasını iktiza ettiren ahvali tayin eder.
Madde 24 - 4421(1999), 3506(1988), 2787(1983), 2248(1979), 5435(1949), 3038(1936) (Değişik: 28/7/1999 - 4421/2 md.)
Hafif para cezası, onbeşmilyon liradan birmilyarbeşyüzmilyon liraya kadar tayin olunacak bir paranın Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Madde 25 -
Muayyen bir meslek ve sanatın tatili icrası üç günden iki seneye kadardır.
Madde 26 - 2787(1983), 2248(1979) (Değişik birinci fıkra: 21/1/1983 – 2787/3 md.)
Kanunda gösterilen cezanın yukarı sınırı bir ay hapis veya hafif hapis ya da üçbin lira ağır veya hafif para cezasını geçmediği takdirde, hafifletici sebeb bulunur ve fail önceden bir cürümden veya bir aydan fazla hafif hapsi gerektiren bir kabahatten dolayı mahküm olmamış bulunursa, mahkeme, verdiği cezanın yerine hüküm giyen kişiye adli tevbih yapılmasına karar verebilir.

Tevbihi adli mahkümun ahvali mahsusasına ve cürmün işlenmesindeki şekil ve suret ve hususiyete göre yapılan bir tekdirdir ki ihlal olunan maddei kanuniyenin ahlaki ciheti ve irtikap olunan fiilin neticeleri izah olunmak suretiyle hakim tarafından mahkeme huzurunda mahküma alenen tevcih edilir.

Eğer mahküm tevbih için mahkemeye davet olunduğu halde icabet etmez veya tevbihi hürmetle telakki eylemez ise işlediği cürüm için mahkemenin tayin ettiği ceza tamamiyle icra olunur.
Madde 27 -
Bundan evvelki maddede beyan olunan halde mahküm, tevbih tarihinden itibaren cürümler için iki ve kabahatler için bir seneyi geçmemek üzere mahkemece tayin edilecek müddet zarfında bir cürüm veya kabahat işlerse bu cürüm ve kabahatin müstelzim olacağı cezaya halel gelmemek şartiyle cezayı nakdi namiyle muayyen bir para itasını taahhüt etmeğe ve mahkemece lüzum görülürse bu taahhüdünü muteber kefil ile temin eylemeğe mecburdur.

Gösterilecek kefillerin iktidarları derecesini tayin etmek mahkemeye aittir.

Eğer mahküm böyle bir taahhüdü kabul etmez veya muteber kefil göstermez ise hüküm olunan ceza icra olunur.
Madde 28 - (Mülga: 15/4/1987-3352/1 md.)(1)
 
Madde 29 - 3679(1990), 3112(1937) (Değişik:3/2/1937 - 3112/1 md.)
Kanunda sarahaten yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne eksiltilebilir ve ne de değiştirilebilir.

Kanunun muayyen bir nisbet dairesinde cezayı artırıp eksiltmeyi emrettiği yerlerde mevcut olan teşdit veya tahfif edici sebepler nazara alınmaksızın o fiil hakkında ne ceza tayin edilecekse tezyit ve tenkis keyfiyeti o ceza üzerinden icra olunur.

Eğer bir çok esbap içtima etmiş olursa artırıp eksiltme hususu, ondan evvelki artırma ve eksiltme neticesi olan ceza miktarı üzerinden cereyan eder.
(1) 15/4/1987 tarih ve 3352 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki "Kanunlarda yer alan, emniyeti umumiye idaresinin nezareti altında bulundurma cezası ve tedbiri ile ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmıştır." hükmü uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır. Sözkonusu 3352 sayılı Kanun, Kanunlar Külliyatı Cilt 6, sayfa 6943'te yayımlanmıştır.
106-28
Eğer içtima eden sebeplerden bazısı artırmayı ve bazısı eksiltmeyi müstelzim olursa ilk önce artırmakla işe başlanır.

Bütün hallerde mücrimin yaşı, akli haleti, esbabı muhaffifei takdiriye ve tekerrür hususları bu sıra takip olunmak şartile en sonra nazara alınır.

Ceza artırılır veya eksiltilirken kanunun sureti mahsusada tayin ettiği ahval müstesna olmak üzere her nevi ceza için muayyen olan hudut tecavüz edilemez.

Hafif hapis, ağır veya hafif para cezalarının tertibi iktiza eden hallerde kanuni sebeplerden dolayı bu cezaların, 19, 21 ve 24 üncü maddelerde  yazılı aşağı hadlerinden daha az bir miktarının  verilmesi icap ettiği takdirde bunların yerine, taahhüt almağa hacet kalmaksızın, adli tevbih yapılır.

(Ek: 21/11/1990 - 3679/2 md.) Hakim, iki sınır arasında temel cezayı, suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araç, suç konusunun önem ve değeri, suçun işlendiği zaman ve yer, fiilin diğer özellikleri, zararın veya tehlikenin ağırlığı, kastın veya taksirin yoğunluğu, suç sebepleri ve saikleri, failin amacı, geçmişi, şahsi ve sosyal durumu, fiilden sonraki davranışı gibi hususları gözönünde bulundurmak suretiyle takdirini kullanarak belirler. Cezanın asgari hadden tayini halinde dahi takdirin sebepleri kararda mutlaka gösterilir.
Madde 30 - 4806(2003), 2248(1979), 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Muvakkat cezalar, gün, ay ve sene hesabile tatbik olunur. Bir gün, 24 saat, bir ay 30 gündür. Sene, resmi takvime göre hesap edilir.

(Değişik: 12/6/1979 - 2248/17 md.) Muvakkat cezalar için bir günün ve para cezalarında bir liranın küsuru hesaba katılmaz.(1)
ÜÇÜNCÜ BAP
Ceza mahkümiyetlerinin neticeleri ve tarzı icraları
Madde 31 -
Beş seneden fazla ağır hapse mahkümiyet müebbeden ve üç seneden beş seneye kadar ağır hapse mahkümiyet hükmolunan cezaya müsavi bir müddetle, hidematı ammeden memnuiyeti müstelzimdir.
Madde 32 - (Mülga: 15/4/1987-3352/1 md.) (2)
 
Madde 33 -
Beş seneden ziyade ağır hapis cezasına mahküm olanlar ceza müddetleri zarfında mahcuriyeti kanuniye halinde bulundurulur. Ve emvalinin idaresinde mahcurlar hakkındaki kanunu medeni ahkamı tatbik olunur.

Beş seneden ziyade ağır hapse mahküm olan şahsın ceza müddeti zarfında babalık hakkından ve kocalık sıfatının bahşettiği kanuni haklardan mahrumiyetinede hüküm verilebilir.
Madde 34 -
Bir cürüm ile katiyen mahkümiyet; kanunen siyasi bir hizmete intihap olunabilmek kabiliyetini selbettiği veya memuryetten mahrumyeti müstelzim olduğu takdirde azalık ve memuriyetin zevalinide mucip olur.
(1)Bu fıkrada geçen ikinci “bir” kelimesi,5/2/2003 tarihli ve 4806 sayılı Kanunla “bin” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. (2) 15/4/1987 tarih ve 3352 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki "Kanunlarda yer alan, emniyeti umumiye idaresinin nezareti altında bulundurma cezası ve tedbiri ile ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmıştır." hükmü uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır. Sözkonusu 3352 sayılı Kanun, Kanunlar Külliyatı Cilt 6, sayfa 6943'te yayımlanmıştır.
106-29
Madde 35 -
Kanunun tayin ettiği ahvalden maada resmi sıfatı veya icrası ait olduğu daireden verilecek ruhsatname ve şehadetname gibi vesikaya muhtaç olan bir meslek ve sanatı suistimal suretiyle işlenen cürüm ve kabahatlere müteallik hükümler mahkümun mahküm olduğu müddete veya cezayı nakdinin ademi tediyesinden dolayı ne miktar hapis cezası verilmek lazımgelirse o miktara muadil olacak ve yirminci ve yirmi beşinci maddelerde muayyen müddetlerin azami hadlerini geçmiyecek bir müddetle muvakkaten hidematı ammeden memnuiyetini veya meslek ve sanatının tatilini dahi istilzam eder.

Sair meslek ve sanatlar hakkında tatili icabettiren ahvali kanun tayin eder.
Madde 36 - 2275(1933) (Değişik : 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Mahkümiyet halinde cürüm veya kabahatte kullanılan veya kullanılmak üzere hazırlanan veya fiilin irtikabından husule gelen eşya fiilde methali olmıyan kimselere ait olmamak şartiyle mahkemece zabıt ve müsadere olunur.

Kullanılması, yapılması, taşınması, bulundurulması ve satılması cürüm veya kabahat teşkil eden eşya bir ceza mahkümiyeti olmasa ve faile ait bulunmasa bile mutlaka zabıt ve müsadere olunur.

Taşınması memnu olmıyan silahların ruhsatsız taşınması halinde de zabıt ve müsaderesine hükmolunur.
Madde 37 - 3038(1936) (Değişik : 11/6/1936 -3038/1 md.)
Ceza ile mahkümiyet suçtan mutazarrır ve mağdur olanların mallarının istirdadını ve duçar oldukları zararların tazminini dava edebilmelerine halel getirmez.
Madde 38 -
Emvalin istirdadından ve uğranılan zararların tazmininden başka bir şahsın veya bir ailenin şeref ve haysiyetini ihlal eden her nevi cürüm ve kabahatlerde bir güna maddi zarar vukua gelmese bile mahkeme mağdurun talebine mebni manevi zarar mukabili olarak muayyen tazminat itasında hüküm edilebilir.
Madde 39 -
Mahküm muhakeme masraflarını çeker.

Bir cürüm veya kabahatten dolayı mahküm olan şahıslar malların istirdadından ve uğranılan zararların tazmininden ve manevi zarar mukabili olarak takdir olunan tazminattan ve muhakeme masraflarının ödenmesinden birbirlerine kefil olarak mesuldürler.

Muhtelif cürüm ve kabahatlerden dolayı bir ilam ile mahküm olan bir kaç kişinin birbirine kefil olarak mesuliyetleri yalnız müştereken mahkümiyeti intaç eden fiile aittir.
Madde 40 - 647(1965)
Hüküm katiyet kesbetmeden evvel vukubulan mevkufiyet ceza mahkümiyetlerinden indirilir.

Eğer mahküm hakkında sürgün cezası hükmolunmuş ise bir günlük mevkufiyet üç günlük sürgüne mukabil sayılır. (1)

Eğer cezayı nakdi tertip olunmuş ise tenzil, 19 uncu maddede gösterilen hesaba göre yapılır.
Madde 41 -
Hidematı ammeden memnuiyet veya muayyen bir meslek ve sanatın tatili cezası, gıyaben verilen kararlara müteallik ahkamı kanuniye müstesna olmak üzere, hükmün katileşdiği tarihten başlar.

Eğer hidematı ammeden memnuiyet veya bir meslek ve sanatın tatili ve sair ehliyetsizlik cezası şahsi hürriyeti tahdit eden diğer bir cezaya bağlı olur veya bir ceza mahkümiyetinin neticesi bulunursa asıl cezanın icrası müddetince devam etmekle beraber hüküm ilamında veya kanunda tayin edilen müddet ancak cezanın ikmal edildiği veya sakit olduğu günden başlar.
106-30
Madde 42 - (Mülga: 15/4/1987 - 3352/1 md.) (2)
 
Madde 43 - 5218(2004)
Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis veya müebbet ağır hapis cezalarını mutazammın olan hüküm ilamının hulasası hükmün sadır olduğu ve cürmün işlendiği ve mahkümualeyhin en son ikamet ettiği mahalle veya kariyenin münasip mahallerine asılarak ilan olunur. (3)
DÖRDÜNCÜ BAP
Cezaya ehliyet ve bunu kaldıran veya hafifleten sebepler
Madde 44 -
Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz.
Madde 45 - 4785(2003)
Cürümde kasdin bulunmaması cezayı kaldırır. Failin bir şeyi yapmasının veya yapmamasının neticesi olan bir fiilden dolayı kanunun o fiile ceza tertip ettiği ahval müstesnadır.

Kabahatlerde kasit sabit olmasa bile herkes kendi fiil veya ihmalinden mesuldür.

(Ek: 8/1/2003 - 4785/1 md.) Failin öngördüğü neticeyi istememesine rağmen neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde ceza üçte bir oranında artırılır.
Madde 46 - 6123(1953), 2275(1933) (Değişik: 18/5/1955 - 6569/1 md.)
Fiili işlediği zaman şuurunun veya harekatının serbestisini tamamen kaldıracak surette akıl hastalığına duçar olan kimseye ceza verilemez.

Ancak bu şahsın muhafaza ve tedavi altına alınmasına hazırlık tahkikatında Sulh Hakimi, ilk tahkikatta Sorgu Hakimi ve son tahkikatta vazifeli mahkeme tarafından karar verilir.

Muhafaza ve tedavi altında bulundurma müddeti şifaya kadar devam eder. Yalnız maznuna isnadolunan suç, ağır hapis cezasını müstelzim ise bu müddet bir seneden az olamaz.

Muhafaza ve tedavi altına alınan şahıs; muhafaza ve tedavinin icra kılındığı müessesesinin sıhhi heyetince, şifası tebeyyün ettiğine dair verilecek rapor üzerine aynı kazai mercice serbest bırakılır.

Bu husustaki rapor ve kararda, hastalığın ve isnadolunan suçun mahiyeti gözönünde tutularak, içtimai emniyet bakımından şahsın tıbbi kontrola ve muayeneye tabi tutulup tutulmıyacağı, tutulacaksa müddet ve fasılası da gösterilir.

Tıbbi kontrol ve muayene; Cumhuriyet Müddeiumumilerince, kararda gösterilen müddet ve fasılalarda bu şahısların bulundukları mahalde yoksa en yakın salahiyetli mütehassısı olan hastane sıhhi heyetlerine sevk edilmeleri suretiyle temin olunur.

Bu tıbbi kontrol ve muayenede nüks arazı gösterenler hakim veya mahkeme karariyle yine muhafaza ve tedavi altına alınıp aynı muamelelere tabi tutulurlar.
(1)Sürgün cezası, 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun geçici 2. maddesiyle kaldırılmıştır. (2)15/4/1987 tarih ve 3352 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki "Kanunlarda yer alan, emniyeti umumiye idaresinin nezareti altında bulundurma cezası ve tedbiri ile ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmıştır." hükmü uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır. Sözkonusu 3352 sayılı Kanun, Kanunlar Külliyatı Cilt 6, sayfa 6943’te yayımlanmıştır. (3) Bu maddede yer alan "İdam" ibaresi,14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-31
Madde 47 - 5218(2004), 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Fiili işlediği zaman şuurunun veya harekatının serbestisini ehemmiyetli derecede azaltacak surette akli malüliyete müptela olan kimseye verilecek ceza aşağıda yazılı şekilde indirilir:

1. Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası yerine 15 seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis; (1)

2. Müebbet ağır hapis yerine 10 seneden 15 seneye kadar ağır hapis;

3. Amme hizmetlerinden müebbet memnuiyet yerine muvakkat memnuiyet; cezaları hükmolunur.

Diğer cezalar üçte birden yarıya kadar indirilir.
Madde 48 - 6123(1953) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Suçu işlediği esnada arızi bir sebepten dolayı 46 ve 47 nci maddelerde münderiç akli malüliyet halinde bulunan kimseler hakkında o maddelerdeki ahkam tatbik olunur.

İhtiyari sarhoşlukla ve ihtiyarı ile kullanılan uyuşturucu madde tesiriyle işlenen fiiller bu madde hükmünden hariçtir.
Madde 49 -
1 - Kanunun bir hükmünü veya salahiyettar bir merciden verilip infazı vazifeten zaruri olan bir emri icra suretiyle,

2 - Gerek kendisinin gerek başkasının nefsine veya ırzına vukubulan haksız bir taarruzu filihal defi zaruretinin bais olduğu mecburiyetle,

3 - Gerek nefsini ve gerek başkasını vukuuna bilerek mahal vermediği ve başka türlü tahaffüz imkanıda olmadığı ağır ve muhakkak bir tehlikeden muhafaza etmek zaruretinin bais olduğu mecburiyetle, işlenilen fiillerden dolayı faile ceza verilemez.

Bir numaralı bentte gösterilen halde merciinden sadır olan emir hilafı kanun olduğu takdirde neticesinden hasıl olan cürme müterettip ceza emri veren amire hükmolunur.
(1) Bu bentte yer alan "İdam" ibaresi,14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-32
Madde 50 - 5218(2004), 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
49 uncu maddede yazılı fillerden birini icra ederken kanunun veya salahiyettar makamın veya zaruretin tayin ettiği hududu tecavüz edenler cürüm ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasını müstelzim ise sekiz seneden aşağı olmamak üzere hapis ve müebbed ağır hapis cezasını müstelzim olduğu takdirde altı seneden on beş seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Sair hallerde asıl suça müretteb ceza altıda birinden eksik ve yarısından ziyade olmamak üzere indirilir ve ağır hapis hapse tahvil olunur ve amme hizmetlerinden müebbed memnuiyet cezası yerine muvakkat memnuiyet cezası verilir. (1)
Madde 51 - 5218(2004), 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Bir kimse haksız bir tahrikin husule getirdiği gazap veya şedit bir elemin tesiri altında bir suç işler ve bu suç ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasını müstelzim bulunursa müebbet ağır hapis cezasına ve müebbet ağır hapis cezasını müstelzim bulunursa yirmi dört sene ağır hapis cezasına mahküm olur. Sair hallerde işlenen suçun cezasının dörtte biri indirilir. (1)

Tahrik ağır ve şiddetli olursa ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası yerine yirmi dört sene ve müebbet ağır hapis cezası yerine on beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası verilir. (1)

Sair cezaların yarısından üçte ikisine kadarı indirilir.
Madde 52 -
Bir kimse bir hata veya sair bir arıza yüzünden cürmü kast ettiği şahıstan başka bir şahsın zararına işlemiş olursa cürümden zarar gören kimsenin sıfatından neşet eden ve cezayı şiddetlendiren esbap faile tahmil olunmaz. Belki cürüm kast olunan şahsa karşı işlenmiş gibi telakki olunarak fail, cürmün tazammun edebileceği esbabı muhaffefeden istifade eder.
Madde 53 -
Fiili işlediği zamanda on bir yaşını bitirmemiş olanlar hakkında takibat yapılamaz ve ceza verilemez.

Ancak fiil kanunen bir seneden ziyade hapis cezasını veya daha ağır cezayı müstelzim bir cürüm olduğu takdirde müdeiumuminin talebi üzerine mahkeme reisi çocuğun, istirdadı kabil tedabirden olmak ve on sekiz yaşını geçmiyecek müddetle mukayyet bulunmak üzere terbiye ve ıslah için devlet idare veya murakabesinde bulunan bir müesseseye konmasını veyahut-takayyüt ve nezaretinde teseyyüp ve ihmal ile bir cürüm işlemesine meydan verirlerse kendilerinden iki yüz liraya kadar cezayı nakdi alınacağı ihtariyle-ana baba veya vasiye teslimini emreder.
Madde 54 - 5218(2004), 2787(1983), 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Fiili işlediği zaman on bir yaşını bitirmiş olup da on beş yaşını doldurmamış olanlar, farik ve mümeyyiz olmadıkları surette haklarında hiçbir ceza tertip olunamaz. Ancak işlenilen fiil bir seneden fazla hapis veya daha ağır bir cezayı müstelzim cürümlerden ise bundan evvelki madde ahkamı tatbik olunur.

(Değişik: 21/1/1983 - 2787/4 md.) Eğer çocuk işlediği fiilin bir suç olduğunu fark ve temyiz ile hareket etmiş ise suçunun cezası aşağıda yazılı şekillerde indirilir:

1. Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası yerine onbeş yıldan, müebbet ağır hapis cezası yerine on yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezası verilir. (2)

2. Diğer cezalar yarıya indirilir. Ağır hapis cezaları hapse çevrilir. Ancak, bu bendin tatbiki suretiyle hükmolunacak cezalar her fiil için yedi yıldan fazla olamaz.

Âmme hizmetlerinden memnuiyet ve (...)(3)  cezaları tatbik olunmaz.
(1) Bu fıkralarda yer alan "ölüm" ibareleri,14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. (2) Bu bentte yer alan "Ölüm" ibaresi,14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. (3) Bu arada yer alan "emniyeti umumiye nezareti altına alınmak" ibaresi, 15/4/1987 tarihli ve 3352 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle metninden çıkarılmıştır.
106-33
Şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalar, para cezasından çevrilmiş olsa dahi eğer suçlu cezanın çektirilmesine başlandığı zaman on sekiz yaşını bitirmemiş ise ceza bir ıslahhanede çektirilir.

Bu mahkümiyetler tekerrüre esas olamaz.
Madde 55 - 5218(2004), 2787(1983), 6123(1953), 3038(1936), 2275(1933) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Fiili işlediği zaman on beş yaşını bitirmiş olup da on sekiz yaşını bitirmemiş olanlar hakkında aşağıda yazılı şekillerde ceza tayin olunur:

1. Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası yerine yirmi seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası;(1)

2. Müebbet ağır hapis yerine on beş seneden yirmi seneye kadar ağır hapis cezası verilir.                                                                

3. (Değişik: 21/1/1983 - 2787/5 md.) Diğer cezaların üçte bire kadarı indirilir. Ancak, bu bendin tatbiki suretiyle hükmolunacak cezalar her fiil için ondört yıldan fazla olamaz.

4. Amme hizmetlerinden memnuiyet ve (...)(2) cezaları tatbik edilmez.

Cezanın çektirilmesine başlandığı zaman on sekiz yaşını bitirmemiş olanlar hakkında hürriyeti bağlayıcı cezalar para cezasından çevrilmiş olsa dahi, onlara mahsus ceza evlerinde veya büyüklere mahsus ceza evlerinin hususi kısımlarında çektirilir. Bunlar on sekiz yaşını geçtikleri zaman eğer mahküm oldukları ceza müddeti üç seneden ve geri kalan müddeti iki seneden fazla ise büyük mahkümların bulundukları ceza evlerine naklolunurlar. Ancak bunlardan, geçirdikleri müddet içindeki hal ve durumlarına göre münasip görülenler hususi ceza evinde veya büyüklere mahsus ceza evlerinin hususi kısımlarında alıkonulabilirler.

Hükmün infazına başlandığı tarihte on sekiz yaşını bitirmiş ve mahküm oldukları ceza müddeti üç seneden az bulunmuş olup da geçmişteki hallerine nazaran hususi ceza evinde veya büyüklere mahsus ceza evlerinin hususi kısımlarında bulundurulmaları daha uygun görülenlerin cezaları bu evlerde çektirilir.
Madde 56 - 15(1960), 6123(1953), 3038(1936), 2275(1933) (Mülga: 6/7/1960 - 15/2 md.) (3)
 
Madde 57 -
Fiili işlediği zaman henüz on beş yaşını bitirmeyen sağır-dilsizler hakkında takibat yapılmaz. Bunlar hakkında yirmi dört yaşına kadar kalmak üzere 53 üncü maddenin ikinci fıkrası hükmü tatbik olunabilir.
Madde 58 - 5218(2004), 2787(1983), 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Fiili işlediği zaman on beş yaşını bitirmiş olup da yaptığı işin neticesini fark ve temyiz ile hareket ettiği anlaşılmıyan sağır, dilsizlere ceza verilmez.

Ancak fiil cürüm olduğu ve bir seneden fazla hapis cezasını veya daha ağır bir cezayı müstelzim bulunduğu takdirde yirmi dört yaşını henüz ikmal etmiyen sağır - dilsiz hakkında yirmi dört yaşına kadar kalmak üzere 53 üncü maddenin ikinci fıkrası hükümleri tatbik edilebilir.
(1) Bu bentte yer alan "İdam" ibaresi,14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. (2) Bu arada yer alan "emniyeti umumiye nezareti altına alınmak" ibaresi, 15/4/1987 tarihli ve 3352 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle metninden çıkarılmıştır. (3) Hernekadar Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 8/10/1962 tarihli ve E. 1962/43, K. 1962/40 sayılı kararı ile 58. maddenin son fıkrası hükmü ile yapılan atıf sebebiyle 56. maddenin cezalarda yapılacak indirimler yönünden yürürlükte bulunduğu kabul edilmiş ise de 21/1/1983 tarih ve 2787 sayılı kanunla 58. maddede yapılan değişiklik sonucunda sözü edilen atıf metinden çıkarılmış ve 56. maddeye paralel yeni bir hükümle sağır ve dilsizlere uygulanacak cezalar doğrudan doğruya 58. madde içerisinde düzenlenmiştir. Böylece Ceza Genel Kurulu Kararının 22/1/1982 tarihinden itibaren uygulama yeri kalmamış ve 56. madde tamamiyle yürürlükten kalkmıştır.
106-34
Eğer fail yirmi dört yaşını bitirmiş ise mahkeme, hakkında 46 ncı maddede gösterildiği surette muamele yapılmak üzere kendisinin salahiyetli makama teslimini emredebilir.

Eğer sağır-dilsizin suçu işlemekte fark ve temyiz ile hareket ettiği anlaşılır ve işlediği zaman on sekiz yaşını bitirmemiş bulunursa birinci fıkrası müstesna olmak üzere 54 üncü madde hükümleri tatbik olunur.

(Değişik: 21/1/1983 - 2787/6 md.) Sağır-dilsiz onsekiz yaşını bitirip de yirmibir yaşını bitirmemiş ise 55 inci madde hükümleri tatbik olunur.

(Ek: 21/1/1983 - 2787/6 md.) Sağır-dilsiz yirmibir yaşını bitirmiş ise, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası yerine otuz yıl, müebbet ağır hapis cezası yerine yirmidört yıl ağır hapis cezası hükmolunur. Sair hallerde cezanın altıda biri indirilir. (1)
Madde 59 - 5218(2004), 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Kanuni tahfif sebeplerinden ayrı olarak mahkemece her ne zaman fail lehine cezayı hafifletecek takdiri sebepler kabul edilirse ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası yerine müebbet ağır hapis ve müebbet ağır hapis yerine 30 sene ağır hapis cezası hükmolunur.  (2)

Diğer cezalar altıda birden fazla olmamak üzere indirilir.
Madde 60 -
Başkalarının nüfuz ve idare ve nezareti altında bulunanların işledikleri kabahatlerde eğer fiil, nüfuzlarının cari olduğu daire dahilinde riayet ettirmekle nizamen mükellef oldukları ahkama karşı işlenmiş kabahatlerden olduğu ve bunların kendi dikkat ve basiretleriyle meni mümkün bulunduğu takdirde ceza failden maada nüfus ve idare ve nezareti haiz olan metbular hakkında dahi tatbik olunur.

Eğer kabahat fail üzerinde nüfuz ve idare ve nezareti olanların emriyle, bunların kanunen riayet ettirmeğe mecbur oldukları ahkam ihlal edilerek, yapılmış olursa ceza emri veren metbudan maada salahiyettar merciin bir emri mahsusunu veya bir ihtarını ısga etmiyerek kabahati irtikap eden tabi hakkındada  tatbik olunur.
BEŞİNCİ BAP
Cürme teşebbüs
Madde 61 - 5218(2004), 3112(1937) (Değişik: 3/2/1937 - 3112/1 md.)
Bir kimse işlemeği kasdeylediği bir cürmü vesaiti mahsusa ile icraya başlayıp da ihtiyarında olmıyan esbabı maniadan dolayı o cürmün husulüne muktazi fiilleri ikmal edememiş ise kanunda yazılı olmıyan yerlerde fiil, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasını müstelzim olduğu takdirde müteşebbis hakkında on beş seneden 20 seneye ve müebbet ağır hapis cezasını müstelzim olduğu takdirde on seneden on beş seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur. Sair hallerde o cürüm için kanunen muayyen olan ceza, yarısından üçte ikisine kadar indirilir. (1)

Müteşebbis, cürmün ef'ali icrayesinden ihtiyariyle vazgeçtiği, fakat tamam olan kısım esasen bir suç teşkil ettiği halde ancak o kısma mahsus ceza ile cezalandırılır.
Madde 62 - 5218(2004), 3112(1937), 3038(1936) (Değişik: 3/2/1937 - 3112/1 md.)
Bir   kimse   işlemeği   kasdettiği   cürmün   icrasına   taallük   eden   bütün   fiilleri  bitirmiş, fakat ihtiyarında olmıyan   bir   sebepten    dolayı  o   cürüm  meydana   gelmemiş   ise
(1) Bu fıkralarda yer alan "ölüm" ibareleri,14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. (2) Bu fıkrada yer alan "idam" ibaresi,14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-35
kanunda yazılı olmıyan yerlerde fiil ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasını müstelzim olduğu takdirde müteşebbis hakkında yirmi seneden aşağı olmamak üzere muvakkat ağır hapis ve müebbet ağır hapis cezasını müstelzim olduğu takdirde on beş seneden yirmi seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur. Sair hallerde o cürüm için kanunen muayyen olan ceza altıda birinden üçte birine kadar indirilir.(1)
Madde 63 - 3112(1937) (Mülga: 3/2/1937 - 3112/3 md.)
 
ALTINCI BAP
Cürüm ve kabahatte iştirak
Madde 64 - 5218(2004), 3112(1937) (Değişik: 3/2/1937 - 3112/1 md.)
Bir kaç kişi bir cürüm veya kabahatın icrasına iştirak ettikleri takdirde fiili irtikap edenlerden veya doğrudan doğruya beraber işlemiş olanlardan her biri o fiile mahsus ceza ile cezalandırılır.

Başkalarını cürüm ve kabahat işlemeğe azmettirenlere dahi aynı ceza hükmolunur. Ancak fiili icra edenin onu işlemekte şahsi bir menfaati olduğu sabit olursa azmettiren şahsın cezası, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis yerine yirmi dört sene ve müebbet ağır hapis yerine yirmi sene ağır hapistir. Sair cezaların altıda biri indirilir. (1)
Madde 65 - 5218(2004), 2787(1983), 4055(1941), 3112(1937) (Değişik: 2/6/1941 - 4055/1 md.)
I - Suç işlemeğe teşvik veya suçu irtikap kararını takviye ederek yahut fiil işlendikten sonra muzaheret ve muavenette bulunacağını vadeyleyerek,

II - Suçun ne suretle işleneceğine mütaallik talimat vererek yahut fiilin işlenmesine yarıyacak iş veya vasıtaları tedarik ederek,

III - (Değişik: 21/1/1983 - 2787/7 md.) Suç işlenmeden evvel veya işlendiği sırada müzaharet ve muavenetle icrasını kolaylaştırarak suça iştirak eden şahıs, işlenmiş fiile mahsus olan ceza  ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası ise yirmi yıldan, müebbet ağır hapis cezası ise onaltı yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası ile cezalandırılır. Sair hallerde kanunen muayyen olan cezanın yarısı indirilir. (1)

Bu maddede yazılı fiillerden birini işleyen kimsenin iştiraki inzimam etmeksizin fiilin irtikabı mümkün olamıyacağı sabit olan hallerde o kimse yukarıda gösterilen tenzilattan istifade edemez.
Madde 66 - 5218(2004)
Bir cürüm veya kabahati beraber işleyenlerden veya icrasını kolaylaştırmağa yardım edenlerden biri hakkında teşdidi cezayı mucip olan şahsa merbut daimi veya arızi ahval ve evsaf, cürüm veya kabahate iştirak eyledikleri zamanda ona vakıf olan faillere dahi sirayet eder. Ancak haklarında terettüp eden cezanın altıda biri indirilebilir ve ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis ile müebbet ağır hapis cezasına bedel yirmi seneden yirmi dört seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur. (2)
Madde 67 -
Fiilin cezasını teşdit eden maddi esbabı dahi cürüm veya kabahatin vasfını tebdil edecek şekilde olsabile fiil işlendiği zamanda ona vakıf olan şeriklere saridir.
YEDİNCİ BAP
Suç ve cezaların içtimaı
Madde 68 - 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Bir kimse mütaaddit suçlardan dolayı Hüküm veya Ceza Kararnamesiyle mahküm edilirse cezalar bu bap hükümlerine göre içtima ettirilir.
(1) 62 nci maddede, 64 üncü maddenin ikinci fıkrasında ve 65 inci maddenin (III) numaralı fıkrasında yer alan "ölüm" ibareleri,14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. (2) Bu maddede yer alan "idam" ibaresi,14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-36
Madde 69 - 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Bir Hüküm veya Ceza Kararnamesinden sonra aynı kimsenin bu mahkümiyetten önce veya sonra işlediği bir suçtan dolayı mahküm edilmesi halinde cezaların içtimaı hükümleri tatbik olunur.
Madde 70 - 5218(2004), 3679(1990), 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 14/7/2004 - 5218/1 md.)
Birden çok ağırlaştırılmış müebbet ağır hapse mahkûmiyet halinde, bir yıldan az ve altı yıldan fazla; ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis ile müebbet ağır hapis cezasına mahkûmiyet halinde, dokuz aydan az ve beş yıldan fazla; birden çok müebbet ağır hapse mahkûmiyet halinde ise altı aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, hükmedilecek miktarı geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek üzere, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis veya müebbet ağır hapis cezaları infaz olunur.
Madde 71 - 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Aynı neviden şahsi hürriyeti bağlıyan muvakkat cezalara mahkümiyet halinde bu cezaların mecmuu tatbik olunur.

24 seneden aşağı olmamak üzere en az iki ağır hapis cezasına mahkümiyet halinde müebbet ağır hapis cezası tatbik olunur.
Madde 72 - 6123(1953), 3112(1937) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Aynı neviden para cezalarına mahkümiyet halinde bu cezaların mecmuu tatbik olunur.
Madde 73 - 5218(2004), 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
(Ek birinci fıkra: 14/7/2004 - 5218/1 md.) Cezalardan biri ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis ve diğeri şahsî hürriyeti bağlayıcı muvakkat bir ceza ise, ilave edilecek cezanın nev'i ve miktarına göre yirmi günden az ve altı seneden fazla olmamak üzere geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası tatbik olunur.

Cezalardan biri müebbet ağır hapis ve diğeri şahsi hürriyeti bağlayıcı muvakkat bir ceza ise, ilave edilecek cezanın nevi ve miktarına göre on günden az ve üç seneden fazla olmamak üzere geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle müebbet ağır hapis cezası tatbik olunur.
Madde 74 - 647(1965), 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Başka neviden hürriyeti bağlayıcı muvakkat cezalara  mahkümiyet halinde bu cezaların hepsi ayrı ayrı tamamen tatbik olunur.

İnfazda ağır hapis, hapis, hafif hapis ve sürgün sırası takip edilir. (1)
Madde 75 - 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Başka neviden para cezalarına mahkümiyet halinde bu cezaların hepsi ayrı ayrı tamamen tatbik olunur.

Para cezaları sair cezalarla birleştiği takdirde de hepsi ayrı ayrı ve tamamen tatbik olunur.
Madde 76 - 6123(1953), 5435(1949), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Fer'i cezalar ve mahkümiyetin bütün diğer cezai neticeleri her ceza hakkın da ayrı ayrı tayin ve tatbik olunur.
Madde 77 - 3679(1990), 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
1) Aynı neviden şahsi hürriyeti bağlayıcı muvakkat cezaların birleştirilmesi halinde tatbik edilecek ceza ağır hapiste 36, hapiste 25, sürgünde 15, hafif hapiste 10 seneyi geçemez.

2) Başka neviden şahsi hürriyeti bağlayıcı muvakkat cezaların mecmuu otuz seneyi geçemez. Bu haddi aşan ceza miktarı sırası ile sürgün, hafif hapis, hapis ve ağır hapisten tenzil edilir.                                            

3) Ağır para cezası ile hafif para cezası birleştiği takdirde çevrilecek cezanın nev'i hapistir.
(1) Sürgün cezası, 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun geçici 2 nci maddesiyle kaldırılmıştır.
106-37
4) Birleştirilen para cezalarının şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya çevrilmesi halinde bu ceza müddeti beş seneyi geçemez.

5) (Değişik: 21/11/1990 - 3679/4 md.) İçtima neticesinde uygulanacak süreli fer'i cezalar, kamu hizmetlerinden yasaklanma cezasında on, muayyen bir meslek ve sanatın icrasının tatilinde dört yılı geçemez.

6) Yukarıki fıkralarda yazılı yukarı hadlere baliğ olan cezalara kati surette mahkumiyetten sonra işlenen suçlardan dolayı verilecek cezalar aynen tatbik olunur.
Madde 78 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Bir kimse bir suçu işlemek veya vuku bulmuş bir suçu gizlemek için diğer bir suç işlediği veyahut o suç vesilesile kanunda suç teşkil eden diğer bir fiil daha irtikab eylediği takdirde mezkür fiiller kanunen o suçu tertib eden anasırdan veya suçun esbabı müşeddedesinden sayılmazsa o kimse hakkında evvelki maddelerin müştemil olduğu hükümlere göre ceza tertib olunur.
Madde 79 -
İşlediği bir fiil ile kanunun muhtelif ahkamını ihlal eden kimse o ahkamdan en şedit cezayı tazammun eden maddeye göre cezalandırılır.
Madde 80 - 4055(1941) (Değişik: 2/6/1941 - 4055/1 md.)
Bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak kanunun aynı hükmünün bir kaç defa ihlal edilmesi, muhtelif zamanlarda vakı olsa bile bir suç sayılır. Fakat bundan dolayı terettüp edecek ceza altıda birden yarıya kadar artırılır.
SEKİZİNCİ BAP
Cürümde tekerrür
Madde 81 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Bir kimse beş seneden ziyade müddetle bir mahkumiyete uğradıktan sonra cezasını çektiği veya ceza düştüğü tarihten itibaren on sene ve diğer cezalarda beş sene içinde başka bir suç daha işlerse yeni suça verilecek ceza altıda bire kadar artırılır.

Yeni suç evvelki mahkumiyete sebep olan suç cinsinden ise hükmedilecek ceza altıda birden üçte bire kadar artırılır.

İkinci suç için tayin edilecek cezaya tekerrürden dolayı zammı lazımgelen miktar, hiç bir suretle evvelki suç için hükmedilmiş olan cezaların en ağırından ziyade olarak tayin olunamaz.

Evvelki veya sonraki suçlardan biri para cezası veya sürgün ve diğeri başka bir ceza olduğu takdirde tekerrürden dolayı yapılacak zam miktarının tayininde 19 uncu veya 40 ıncı maddelerde yazılı nisbet kaideleri tatbik olunur
Madde 82 - 5218(2004), 3679(1990), 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Müebbed ağır hapis cezasına mahküm olan kimse diğer bir veya bir kaç cürüm işlediği takdirde mahkümun geceli gündüzlü bir hücrede yalnız bırakılması müddeti eğer sonraki cürmü veya cürümleri muvakkat ağır hapis cezasını müstelzim ise bu cezanın veya bu cezalar mecmuunun sekizde birine, hapis cezasını müstelzim ise onda birine müsavi bir müddet uzatılır.

Ancak ilave edilecek hücre müddeti ağır hapislerde üç seneden, hapiste iki seneden fazla olamaz

(Değişik: 21/11/1990 - 3679/5 md.) Sonraki cürümden dolayı da mahküma müebbet ağır hapis cezası tayin olunmuşsa ilave edilecek hücre müddeti altı aydan az, üç yıldan fazla olamaz.

(Ek fıkra: 14/7/2004 - 5218/1 md.)Yukarıdaki fıkralarda belirtilen hükümler, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına mahkûmiyet durumunda iki kat olarak uygulanır.
106-38
Madde 83 - 3038(1936) (Mülga: 11/6/1936 - 3038/2 md.)
 
Madde 84 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Tekerrür halinde hükmedilecek ağır para cezasının 19 uncu maddeye göre hapse çevrilmesi halinde hapis müddeti beş seneyi geçemez.
Madde 85 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
İşlediği suçlardan dolayı her defasında üç aydan fazla olmak üzere iki defa veya daha fazla şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalarla mahküm olan kimse 81 inci maddede yazılı müddetler içinde, yine şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezanın verilmesini icab ettiren aynı cinsten bir suç işler ve göreceği cezanın müddeti otuz aydan aşağı olursa mezkür ceza müddeti yarı ve sair hallerde ağır hapis ve hapiste otuz seneyi geçmemek üzere üçte biri nisbetinde artırılır.
Madde 86 -
Aynı maddei kanuniyeye tetabuk eden veya kanunun bir faslında münderiç bulunan cürümlerden başka:

1 - Devletin emniyeti aleyhine işlenilen cürümler,

2 - Resmi memurlar tarafından memuriyetlerine ait vazifelerin ihlali veya memuriyetin suistimali suretiyle işlenilen cürümler,

3 - Siyasi veya dini hürriyetlere müteallik cürümlerle dini memurların vazifeleri esnasında yaptıkları suistimalat,

4 - İcra ettikleri vazifeden dolayı hükkam ile memurlar ve devlet idaresi ve ammenin nizamı aleyhine irtikap olunan cürümler,

5 - Cürüm tasnii ve iftira ve yalan şehadet ve yalan yere yemin ve avukatlarla dava vekillerinin vazifelerini suiistimal cürümleri,

6 - Ammenin selameti aleyhinde işlenilen cürümler,

7 - Sekizinci bapta münderiç cürümler,

8 - Şahıslar aleyhindeki cürümlere mahsus babın birinci ve ikinci fasıllarında münderiç cürümler,

9 - Hırsızlık, yağma ve garet ve ifşayı sır tehdidiyle temini menfaat ve dolandırıcılık ve emniyeti suiistimal ve eşyayı cürmiyeyi satın almak ve saklamak ve hileli iflas maddelerinde ve üçüncü babın dokuzuncu faslının son maddesiyle onuncu faslının 276 ncı maddesinde ve on birinci faslında ve altıncı babın birinci faslının ilk beş maddesinde ve beşinci faslında ve yedinci babın üçüncü faslının ilk beş maddesiyle son maddesinde muharrer bilcümle cürümler,

Bir cinsten addolunur.
Madde 87 - 6123(1953), 2275(1933) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Geçen maddelerin tatbikatında:

1) Kabahat fiilinden dolayı sadır olan hükümler bir cürüm vukuunda ve cürme mütaallik hükümler kabahat vukuunda;

2) Tedbirsizlik ve dikkatsizlik ve meslek ve sanatın icrası hususunda tecrübesizlik ve emirlerle nizamlara riayetsizlik neticesi olarak işlenen cürümler diğer cürümler mukabilinde ve sair cürümler bunlar mukabilinde;

3) Sırf askeri cürümler hakkında sadır olan hükümler;

4) Bu kanunun 6 ncı babının birinci faslındaki 316,317,318,319,320,324 ve 331 inci maddeleriyle ikinci faslındaki 332 ve 333 üncü ve 7 nci babın 3 üncü faslındaki 403 ve 404 üncü maddelerde yazılı hususlardan dolayı verilen hükümler müstesna olmak üzere yabancı memleket mahkemelerinden verilen hükümler; tekerrüre esas olamaz.
Madde 88 -
Tekerrür hükümlerinin tatbikında diğer bir cezadan kalbolunmuş olan ceza asıl ceza addolunur.
106-39
MÜSTAKİL FASIL
Cezaların tecili
Madde 89 - 647(1965), 2275(1933) (Mülga: 13/7/1965 - 647/Geç. Md. 4) (1)
 
Madde 90 -
On sekiz yaşını doldurmamış çocuklar ile yetmişine varmış ihtiyarların mahküm oldukları hapis cezası bir seneden fazla olmadığı halde dahievvelki madde hükmü tatbik olunur.
Madde 91 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Seksen dokuzuncu madde hükmü, mahkeme kararında hilafı tasrih edilmedikçe fer'i cezalar hakkında da tatbik olunur.
Madde 92 -
Tazminat kabilinden olan cezayı nakdi ve zabt ve müsaderesi kanunen mecburi olan eşya ile muhakeme masrafları tecil olunmaz.
Madde 93 -
Cezaların tecili kararının infazı hukuku şahsiyenin mahküm tarafından rızasiyle ifasına veya teminine talik olunabilir.
Madde 94 - 3112(1937) (Değişik: 3/2/1937 - 3112/1 md.)
Cezası tecil edilen mahküm hazır ise mahkemenin reisi cezanın tecil edildiğini tefhim ettikten sonra yeniden bir suç işlediği takdirde 95 inci madde hükmü dairesinde tecil olunan ceza çektirilmekle beraber sonraki cürüm cezasının dahi şartlarına muvafık olduğu takdirde, tekerrürden dolayı artırılacağını kendisine ihtar eder.
Madde 95 - 4055(1941), 3112(1937) (Değişik: 2/6/1941 - 4055/1 md.)
I - Kabahat ile mahküm olan kimse hüküm tarihinden itibaren bir sene içinde bir cürümden veya evvelki hükmün verildiği mahaldeki Asliye mahkemesinin kazası dairesinde diğer bir kabahatten dolayı aynı cinsten veya daha ağır bir cezaya,

II - Cürüm ile mahküm olan kimse hüküm tarihinden itibaren beş sene içinde işlediği diğer bir cürümden dolayı evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya yahut hapis veya ağır hapis cezasına mahküm olmazsa, cezası tecil edilmiş olan mahkümiyeti esasen vakı olmamış sayılır. Aksi takdirde her iki ceza ayrı ayrı tenfiz olunur.
DOKUZUNCU BAP
Dava ve cezanın sukutu
Madde 96 -
Maznunun vefatı hukuku amme davasını ortadan kaldırır.

Mahkümun vefatı ceza mahkümiyetini ve hatta henüz icra edilmemiş olan ağır ve hafif cezayı nakdi hükümlerini bütün neticeleriyle beraber ortadan kaldırır. Ancak eşya zabt ve müsaderesi ve muhakeme masrafları için sadır olup mahkümun vefatından evvel katiyet kesbeden hükümler tenfiz olunur.
Madde 97 -
Umumi af, hukuku amme davasını ve hükmolunan cezaları bütün neticeleri ile birlikte ortadan kaldırır.
Madde 98 -
Hususi af, havi olduğu sarahate göre cezayı ortadan kaldırır veya azaltır veya değiştirir ve daha ağır bir cezadan mübeddel olan cezaya kanunen ilave edilmemiş bulunmak şartiyle mahkümun kanuni mahcuriyetini de ref eder. Ancak kanun veya kararnamesinde hilafı yazılı olmadıkça feri ve mütemmim cezalara tesir etmez. Hususi affı tazammun eden kanun veya kararnamede sarahat bulunan ahval müstesnadır.
(1) Bu maddede hükme bağlanmış bulunan cezaların teciline ilişkin hususlar, 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun 6 ncı maddesinde yeniden düzenlenmiştir.
106-40
Madde 99 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Takibat yapılabilmesi dava veya şikayete bağlı suçlarda suçtan zarar gören kimsenin vazgeçmesi hukuku amme davasını düşürür. Ancak kanunda hilafı yazılı olmadıkça cezanın infazına mani olmaz. 
 
Maznunlardan biri hakkındaki dava veya şikayetten vazgeçme diğerlerine de sirayet eder. 
 
Kanunda yazılı haller müstesna olmak üzere, vazgeçme onu kabul etmiyen maznuna tesir etmez.
Madde 100 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Umumi ve hususi aflar ve suçtan zarar görenin davadan veya şikayetten vazgeçmesi ne zaptolunan eşyanın ne de malsandığına tediye olunan ağır ve hafif para cezalarının istirdadını icab etmez.
Madde 101 - (Mülga: 15/4/1987 - 3352/1 md.) (1)
 
Madde 102 - 5218(2004), 3531(1938) (Değişik: 29/6/1938 - 3531/1 md.)
Kanunda başka türlü yazılmış olan ahvalin maadasında hukuku amme davası:

1 – Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis ve müebbed ağır hapis cezalarını müstelzim cürümlerde yirmi sene, (2)

2 - Yirmi seneden aşağı olmamak üzere muvakkat ağır hapis cezasını müstelzim cürümlerde on beş sene,

3 - Beş seneden ziyade ve yirmi seneden az ağır hapis veya beş seneden ziyade hapis yahud hidematı ammeden müebbeden mahrumiyet cezalarından birini müstelzim cürümlerde on sene,

4 - Beş seneden ziyade olmamak üzere ağır hapis veya hapis yahud sürgün veya hidematı ammeden muvakkaten mahrumiyet cezalarını ve ağır para cezasını müstelzim cürümlerde beş sene,

5 - Bir aydan ziyade hafif hapis veya otuz liradan ziyade hafif para cezasını müstelzim fiillerde iki sene,

6 - Bundan evvelki bendlerde beyan olunan mikdardan aşağı cezaları müstelzim kabahatlerde altı ay geçmesile ortadan kalkar.

Bu kanunun ikinci kitabının birinci babında yazılı ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis         veya müebbed yahud muvakkat ağır hapis cezalarını müstelzim cürümlerin yurt dışında işlenmesi halinde dava müruru zamanı yoktur. (2)
Madde 103 -
Müruru zamanın başlangıcı tamamiyle icra olunmuş cürüm ve kabahatler hakkında fiilin vukuu gününden ve teşebbüs olunan veya icra ve ikmal olunamayan cürümler hakkında son fiilin işlendiği tarihten ve mütemadi ve müteselsil cürümler hakkında dahi temadi ve teselsülün bittiği günden itibar olunur.
Madde 104 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Hukuku amme davasının müruru zamanı, mahkümiyet hükmü yakalama, tevkif, celb veya ihzar müzekkereleri, adli makamlar huzurunda maznunun sorguya çekilmesi, maznun hakkında son tahkikatın açılmasına dair olan karar veya C. müddeiumumisi tarafından mahkemeye yazılan iddianame ile kesilir.

Bu halde   müruru   zaman,   kesilme   gününden   itibaren   yeniden   işlemeğe   başlar.  Eğer   müruru   zamanı   kesen  muameleler   müteaddid   ise   müruru   zaman   bunların   en   sonuncusundan    itibaren    tekrar    işlemeğe    başlar.   Ancak    bu    sebepler  müruru  zaman
(1) 15/4/1987 tarih ve 3352 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki "Kanunlarda yer alan, emniyeti umumiye idaresinin nezareti altında bulundurma cezası ve tedbiri ile ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmıştır." hükmü uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır. Sözkonusu 3352 sayılı Kanun, Kanunlar Külliyatı Cilt 6, sayfa 6943'te yayımlanmıştır. (2) 14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle,102 nci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "Ölüm" ibaresi, "Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" ; ikinci fıkrasında yer alan "ölüm" ibaresi, "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-41
müddetini 102 nci maddede ayrı ayrı muayyen olan müddetlerin yarısının ilavesile baliğ olacağı müddetten fazla uzatamaz.
Madde 105 - 3531(1938), 3038(1936), 2275(1933) (Değişik: 29/6/1938 - 3531/1 md.)
Kanunun bir seneden aşağı müruru zaman tayin ettiği hallerde her türlü usulimuamele müruru zamanı keser.

Ancak 103 üncü maddeye göre müruru zaman işlemeğe başladığı günden itibaren bir seneden aşağı müruru zamana tabi kabahat nevinden suçlarda bir sene içinde mahkümiyet kararı verilmemiş olursa hukuku amme davası müruru zamana uğrar.
Madde 106 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Bir suçtan dolayı yapılan ve müruru zamanı kesen muameleler o suçlarda her ne suretle olursa olsun iştiraki olup da aleyhlerinde takibat veya tahkikat  yapılmamış olan kimseler hakkında dahi müruru zamanı keser.
Madde 107 -
Hukuku amme davasının ikamesi mezuniyet veya karar alınmasına yahut diğer bir mercide halli lazım gelen bir meselenin neticesine bağlı bulunduğu takdirde mezuniyet ve kararın alınmasına yahut meselenin halline kadar müruru zaman durur.
Madde 108 -
Takibi ancak şahsi dava ikamesine bağlı olan fiil hakkında salahiyettar kimse altı ay zarfında dava etmediği takdirde takibat yapılamaz.

Müruru zaman haddini geçmemek şartiyle bu müddet davaya hakkı olan kimsenin fiilden ve failin kim olduğundan haberdar bulunduğu günden başlar.

Dâvaya hakkı olan bir kaç kimseden birisi altı aylık müddeti geçirirse bundan dolayı diğerlerinin hukuku sakıt olmaz.
Madde 109 -
Aynı fiilden dolayı her ne suretle olursa olsun tekrar muhakemesi görülmek lazımgelen mahkümünaleyhin ahiren vakı olan mahkümiyeti evvelki mahkümiyetinden daha hafif bir cezayı mutazammın ise müruru zaman müddeti sonraki hüküm ile tertip olunacak cezaya göre hesap olunur.
Madde 110 -
Hukuku amme davasının düşmesi emval istirdadı ve uğranılan zararın tazmini için ikame olunan hakkı şahsi davasına halel vermez.
Madde 111 -
Hukuku amme davasının düşmesi cürümden zarar gören şahsın davadan vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada davacı hukuku şahsiyesini ayrıca muhafaza eylememiş ise artık hukuk mahkemesinde dahi dava edemez.
Madde 112 - 5218(2004)
Bu maddede yazılı cezalar aşağıdaki müddetlerin müruriyle ortadan kalkar:

1 - Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis ve müebbet ağır hapis cezaları otuz sene, (1)

2 - Yirmi sene ve daha fazla müddetle ağır hapis cezası yirmi dört sene,

3 - Beş seneden ziyade ağır hapis veyahut hapis veya müebbet sürgün cezası yirmi sene,

4 - Beş seneye kadar ağır hapis veyahut hapis veya muvakkat sürgün veya muvakkaten hidematı ammeden memnuiyet cezalariyle ağır cezayı nakdi hükümleri on sene,

5 - Bir aydan ziyade hafif hapis veyahut bir meslek ve sanatın tatili icrası yahut otuz liradan ziyade hafif cezayı nakdi hükümleri dört sene,

6 - Bundan evvelki bentte beyan olunan miktardan aşağı ceza hükümleri on sekiz ay geçmesiyle ortadan kalkar.
(1)Bu maddede yer alan "İdam" ibaresi,14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "Ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-42
Nevileri başka başka cezaları havi hükümler, en ağır ceza için konulan müddetin geçmesiyle ortadan kalkar.

(Mülga fıkra: 15/4/1987-3352/1 md.)(1)
Madde 113 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.)
Hükümlerde müruru zaman hükmün kat'ileştiği veya infazın her hangi bir suretle inkıtaa uğradığı günden itibaren işlemeğe başlar.
Madde 114 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.)
İlamın infazına müteallik mahküma salahiyetli merci tarafından kanun dairesinde tebliğ olunan her türlü muamele müruru zamanı keser. Bundan başka şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalarda ilamın infazı için mahkümun yakalanması dahi müruru zamanı keser.

Bir suçtan dolayı mahküm olan kimse müruru zaman cereyan ettiği sırada mahküm olduğu suç cinsinden diğer bir suç daha işlediği takdirde müruru zaman yine kesilmiş olur.
Madde 115 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.)
Amme hizmetlerinden muvakkat memnuiyet yahut diğer bir ıskatı ehliyet cezası veya bir meslek ve sanatın tatili icrası sair cezalara zam ve ilave edildiği veyahut bir hüküm neticesi olduğu takdirde ıskatı ehliyet ve tatili meslek ve  sanat cezaları, onlar için muayyen olan müddetin iki misline muadil bir müddet geçmedikçe sakıt olmazlar ve işbu müruru zaman aslı mücazatın sakıt olduğu tarihten itibaren cereyana başlar.
Madde 116 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Gerek hukuku amme davasının ve gerek ceza hükümlerinin müruru zamanı 30 uncu

madde mucibince hesap olunur.
Madde 117 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.)
Gerek dava ve gerek ceza müruru zamanı resen tatbik olunur ve bundan ne maz-

nun ve ne de mahküm vazgeçemezler.
Madde 118 - 5218(2004), 3531(1938) (Değişik: 29/6/1938-3531/1 md.)
Bu kanunun ikinci kitabının birinci babında yazılı ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis  veya müebbet yahud muvakkat ağır hapis cezalarını müstelzim cürümlerin yurd dışında işlenmesi halinde ceza müruru zamanı yoktur. (2)
Madde 119 - 3506(1988), 2370(1981), 3038(1936) (Değişik: 7/1/1981 - 2370/1 md.)
(Değişik: 7/12/1988 - 3506/3 md.) Yalnız para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının yukarı haddi üç ayı aşmayan suçun faili;

1. Para cezası maktu ise bu miktarı, aşağı ve yukarı hadleri gösterilmiş ise aşağı haddini,

2. Hürriyeti bağlayıcı cezanın aşağı haddinin, her gün için 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen aşağı hadler üzerinden karşılayan miktarını,

3. Hürriyeti bağlayıcı ceza ile birlikte para cezası da öngörülmüş ise, hürriyeti bağlayıcı ceza için yukarıdaki şekilde belirlenecek miktar ile para cezasının aşağı haddini,

Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğden itibaren on gün içinde merciine ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz.
(1) 15/4/1987 tarih ve 3352 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki "Kanunlarda yer alan, emniyeti umumiye idaresinin nezareti altında bulundurma cezası ve tedbiri ile ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmıştır." hükmü uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır. Sözkonusu 3352 sayılı Kanun, Kanunlar Külliyatı Cilt 6, sayfa 6943'te yayımlanmıştır. (2) Bu maddede yer alan "ölüm" ibaresi,14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-43
(Değişik : 7/12/1988 - 3506/3 md.) Suçla ilgili kanun maddesinde, yukarı haddi üç ayı aşmayan hürriyeti bağlayıcı ceza veya para cezasından yalnız birisinin uygulanmasının öngörüldüğü hallerde, yukarıdaki fıkralara göre ödenmesi gereken miktar para cezası esas alınarak belirlenir. 
 
Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebligatta, ödenecek miktar, ödeme süresi ve belli edilen miktarın bu süre içinde ödenmesi halinde kamu davasının açılmayacağı ve ödemediği takdirde açılacak kamu davası üzerine suçu sabit görüldüğü takdirde mahkemece tayin edilecek cezanın yarı nisbetinde artırılarak hükmolunacağı sanığa bildirilir. 
 
Yukarıdaki fıkra uyarınca yapılan tebligata rağmen belli edilen miktarın süresinde ödenmemesi halinde kamu davası açılır ve suç sabit olduğu takdirde tayin edilecek ceza, aşağı ve yukarı haddi gösterilen hallerde yukarı haddi geçmemek üzere yarı nisbetinde artırılarak hükmolunur. 
 
Özel kanun hükümleri gereğince işin doğrudan doğruya mahkemeye intikal etmiş olması halinde sanık sorgusundan önce hakim tarafından verilecek on günlük mehil içinde bu madde hükümlerine göre tespit edilecek miktardaki parayı yargılama giderleriyle birlikte merciine ödediği takdirde kamu davası ortadan kaldırılır.Verilen mehil içerisinde belirlenen paranın ödenmemesi halinde yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır. 
 
Yukarıdaki fıkra kapsamına giren bir suçtan ötürü doğrudan doğruya mahkemeye intikal eden işin ceza kararnamesiyle sonuçlandırılmış olması halinde itiraz üzerine duruşma yapılır ve bu halde de anılan fıkra hükümleri uygulanır. 
 
Bu madde gereğince kamu davasının açılmaması veya ortadan kaldırılması kişisel hakkın istenmesine, malın geri alınmasına ve zoralıma ilişkin hükümleri etkilemez. 
 
Kanun maddesinde ayrıca bir meslek veya sanatın tatili cezasının bulunması bu madde hükmünün uygulanmasına engel olmaz. 
 
Nispi para cezasını gerektiren suçlar hakkında bu madde hükmü uygulanmaz.
Madde 120 -
Ceza hükümlerinin sukutu hukuku şahsiye ve istirdadı emval ve tazminat ve masarifi muhakemeye müteallik hükümlere halel vermez. Ancak umumi aftan neşet eden sukut masarifi muhakemenin tahsili hakkında hazinenin mütalebe hakkını dahi iskat eder.
ONUNCU BAP
Memnu hakların iadesi
Madde 121 -
Müebbeden hidematı ammeden memnuiyet ve ceza mahkümiyetinden mütevellit diğer nevi ademi ehliyet cezaları memnu hakların iadesi tarikiyle izale olunabilir.
Madde 122 - 3679(1990), 3038(1936) (Değişik : 11/6/1936 - 3038/1 md.)
(Değişik birinci fıkra : 21/11/1990 - 3679/6 md.) Yukarıdaki maddede yazılı ceza, şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya bağlı olduğu halde, buna mahküm olan ve işlemiş olduğu cürümden dolayı pişmanlık duyduğunu ihsas edecek surette iyi hali görülen kimse, asıl cezasını çektiği veya ceza af ile ortadan kalktığı tarihten itibaren üç ve zamanaşımı ile düşmüş olduğu surette düştüğü   tarihten itibaren beş yıl geçtikten sonra memnu haklarının iadesini talep edebilir.

Eğer bu mahrumiyet ve ıskatı ehliyet cezaları diğer bir cezaya ilaveten tertib olunmamış ise memnu hakların iadesi ancak hüküm ilamının kat'ileştiği tarihten itibaren beş sene sonra istenebilir.
106-44
Madde 123 -
Mükerrirler cezanın tamamen infazından veya af yahut müruru zaman ile sukutundan itibaren bundan evvelki maddede beyan olunan müddetlerin iki katı geçmedikçe memnu haklarının iadesi istidasında bulunamazlar.
Madde 124 -
Memnu haklar, Usulü Muhakematı Cezaiye Kanununun tayin ettiği suretlerle iade olunur. Memnu hakların iadesine alakadarın talebi üzerine usulü dairesinde karar verilmesi mahkemeye aittir.
İKİNCİ KİTAP
Cürümler
BİRİNCİ BAP
Devletin şahsiyetine karşı cürümler
BİRİNCİ FASIL
Devletin arsıulusal şahsiyetine karşı cürümler
Madde 125 - 5218(2004), 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.) (1)
Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir Devletin hakimiyeti altına koymağa veya Devletin istiklalini tenkise veya birliğini bozmağa veya Devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmağa matuf bir fiil işliyen kimse  ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasile cezalandırılır.
Madde 126 - 5218(2004), 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.)
Devlet aleyhine silah kullanan veya Türkiye ile harp halinde bulunan bir devletin ordusunda hizmet kabul eden vatandaş müebbed ağır hapis cezasile cezalandırılır. Yabancı devlet kuvvetlerine kumanda eden veya bunları sevk ve idareye müteallik bir vazife deruhde eden vatandaş hakkında  ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası verilir.  (1)

Harp esnasında düşman Devlet toprağında bulunup da bu devlet kanunlarının tahmil ettiği bir mecburiyeti ifa zaruretile mezkür fiili işliyen kimseye ceza verilmez.

Bu bab hükümlerine göre herhangi bir sebeple Türk vatandaşlığı sıfatını kaybeden kimse dahi vatandaş hükmünde sayılır.

Türkiye Devleti tarafından Devlet olarak tanınmış olmasa bile haklarında muharib muamelesi yapılan siyasi kümeler dahi Türkiye Devleti ile harp halinde bulunan Devlet gibi telakki edilir.
Madde 127 - 5218(2004), 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.)
Yabancı Devletin Türkiye Devleti aleyhine harp açması veya hasmane hareketlerde bulunması için yabancı ile anlaşan veya bu maksada matuf fiiller işliyen kimse on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır.

Harp vuku bulursa ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası hükmolunur. Hasmane hareket vukua gelirse müebbed ağır hapis cezası verilir.  (1)

Türkiye Devletini bitaraflık ilanına veya bitaraflığın muhafazasına veyahut harp ilanına mecbur kılmak veya mecbur kılmağa matuf muameleler yapmak için yabancı ile anlaşan kimse beş seneden on seneye kadar ağır hapis cezasile cezalandırılır.

Bu anlaşma matbuatla propaganda yapmak için vaki olmuş ise hükmolunacak ceza üçte bire kadar artırılır.
(1)125 inci maddede,126 ncı maddenin birinci fıkrasında ve 127 nci maddenin ikinci fıkrasında yer alan "ölüm" ibareleri, 14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-45
Milli menfaatler aleyhine hareketlerde bulunmak maksadile yabancıdan velevki bilvasıta olsun kendisi veya başkaları için para veya herhangi bir menfaat veya vaid kabul eden vatandaş eğer fiil daha ağır bir cürüm teşkil etmiyorsa üç seneden onseneye kadar ağır hapis ve beş yüz liradan iki bin liraya kadar ağır para cezasile cezalandırılır.

Aynı ceza para veren veya sair menfaat temin veya vadeden yabancı hakkında da tatbik olunur.

Aşağıdaki hallerde ceza üçte birden aşağı olmamak üzere artırılır.

1 - Fiil harp esnasında işlenmiş ise,

2 - Para veya menfaat matbuat vasıtasile propaganda yapmak için verilmiş  veya vadedilmiş ise.
Madde 128 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Türkiye Devletini harp tehlikesine maruz kılacak şekilde Hükümetin tasvibi olmaksızın yabancı bir Devlet aleyhine asker toplıyan veya diğer hasmane hareketlerde bulunan kimse beş seneden on iki seneye kadar ağır hapis cezasile cezalandırılır. Eğer harp vukua gelirse müebbed ağır hapis cezasile cezalandırılır.

Hasmane hareketler, yalnız yabancı bir Hükümet ile münasebeti bozacak veya Türkiye Devletini veya Türk vatandaşlarını mukabele bilmisle maruz kılacak mahiyette ise verilecek ceza iki seneden sekiz seneye kadar ağır hapistir.

Siyasî münasebet münkati olur veya mukabele bilmisil vukua gelirse verilecek ceza üç seneden on seneye kadar ağır hapistir.
Madde 129 - 5218(2004), 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Harp zamanında Türkiye Devleti zararına, düşmanın askeri hareketlerini kolaylaştırmak veya Türkiye Devletinin askeri hareketlerine zarar vermek maksadile yabancı ile anlaşan veyahut bu maksadlara matuf fiiller işliyen kimse on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır. Maksadı hasıl olursa ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası verilir. (1)

Harp zamanında düşman Devlete iaşe maddeleri veya Türkiye Devletinin zararına kullanılabilecek sair şeyler veren kimse bunları bilvasıta vermiş olsa bile beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır.

Harp zamanında düşman Devlet lehine yapılan istikrazlara ve her ne suretle olursa olsun tediyelere iştirak eden veya buna müteallik muameleleri kolaylaştıran kimse beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır.

Harp zamanında ve ikinci fıkrada yazılı haller haricinde nerede bulunursa bulunsun düşman Devlet tebaasile veyahut düşman Devlet topraklarında oturan diğer kimseler ile bilvasıta olsa dahi, ticaret yapan yurddaş veya Türkiye’de bulunan yabancı iki seneden on seneye kadar ağır hapis ve bin liradan aşağı olmamak üzere eşya değerinin beş misline müsavi ağır para cezasile cezalandırılır.

İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri fiili hariçte işliyen yabancılar hakkında tatbik olunmaz.
Madde 130 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Harp zamanında Devletin silahlı kuvvetlerinin veya ahalinin ihtiyaçları için Devlet veya   diğer bir amme müessesesile veya amme hizmetlerini ifa veya amme ihtiyaçlarını temin eden bir   müessese ile iş yapmak veya eşya vermek üzere iltizam ettiği taahhüdleri kısmen veya tamamen   ifa  etmiyen  kimse  üç  seneden  on  iki  se-
(1)Bu fıkrada yer alan "ölüm" ibaresi, 14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-46
neye kadar ağır hapis cezasile beraber bin liradan aşağı olmamak üzere taahhüdü veçhile yapacağı iş veya vereceği eşya değerinin üç misline müsavi ağır para cezasile cezalandırılır.

Taahhüdün kısmen veya tamamen ifa edilmemesi taksirden ileri gelmiş ise ceza yarıya kadar indirilir.

Aynı hükümler, taahhüdün ifa edilmemesine sebebiyet veren ikinci veya daha sonraki derecedeki müteahhidlerle mutavassıtlar ve müteahhidlerin mümessilleri hakkında da tatbik olunur.

Harp zamanında yukarıki fıkralarda yazılı taahhüdlerin icrasında hile yapan kimseler on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile beraber iki bin liradan aşağı olmamak üzere taahhüdü veçhile yapacağı iş veya vereceği eşya değerinin beş misline müsavi ağır para cezasile cezalandırılır.
Madde 131 - 5218(2004), 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Askerî olan veya Devletin müsellah kuvvetlerinin hizmetine tahsis edilmiş bulunan gemileri, hava vasıtalarını, nakil vasıtalarını, yolları, müesseseleri, depoları ve diğer askerî tesisatı-bunlar henüz ikmal edilmemiş olsalar bile-kısmen veya tamamen velev muvakkat bir zaman için olsun tahrib eden veya kullanılmıyacak bir hale getiren kimse sekiz seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır.

Aşağıdaki hallerde  ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası verilir: (1)

1 - Fiil, Türkiye ile harp halinde bulunan bir Devletin menfaati için işlenmiş olursa,

2 - Fiil Devletin harp hazırlıklarını veya harp kudret ve kabiliyetini veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuş ise.

Fiil bunları elinde bulunduran veya muhafazası veyahut nezareti ile mükellef olan kimsenin kusuru neticesi vukua gelmiş veya sadece kolaylaşmış olursa o kimse hakkında bir seneden beş seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur.
Madde 132 - 3679(1990), 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Devletin emniyetine veya dahili, yahut beynelmilel siyasi menfaatlerine taallük eden evrak veya vesikaları tamamen veya kısmen yok eden, tahrib eden veya üzerlerinde sahtelik yapan veyahut muvakkaten de olsa bunları tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanan, hile ile alan veya çalan kimse sekiz seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır.

Gizli kalması Devletin emniyeti ve yukarıda yazılı menfaatleri icabından olan malümatı istihsal eden kimse üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezasile cezalandırılır. Bu bab hükümlerine nazaran Devletin menfaatleri namına gizli kalması lazımgelen malümat arasında, dahili veya beynelmilel siyasi sebeplerle neşrolunmıyan Hükümet muamelelerinin ihtiva ettiği malümat da dahildir.

Salâhiyetli makamların neşir veya işaasını menettiği malümatı istihsal eden kimse iki seneden sekiz seneye kadar ağır hapis cezasile cezalandırılır.

Yukarıki fıkralarda yazılı filler Devletin harp hazırlıklarını veya harp kudret veya kabiliyetini veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet ağır hapis cezası verilir.(2)
Madde 133 - 5218(2004), 3531(1938), 3038(1936) (Değişik: 29/6/1938-3531/1 md.)
Devletin emniyeti veya dahili veya beynelmilel siyasi menfaatleri icabından olarak gizli kalması lazım gelen malümatı siyasi veya askeri casusluk maksadile istihsal eden kimse 15 seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır.
(1)Bu fıkrada yer alan "ölüm" ibaresi, 14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. (2)Bu fıkradaki "ölüm cezası" tabiri 21/11/1990 tarih ve 3679 sayılı Kanunun 27 nci maddesi ile "müebbet ağır hapis cezası" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-47
Aşağıdaki hallerde ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası verilir: (1)

1- Fiil, Türkiye ile harb halinde bulunan bir devletin menfaati namına işlenmişse,

2 - Fiil, devletin harb hazırlıklarını veya harb kudret veya kabiliyetini veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuşsa.

Salâhiyetli makamların neşir veya inşaasını menettikleri malümatı siyasi veya askeri casusluk maksadile istihsal eden kimse 10 seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası ile cezalandırılır.

Yukarıki fıkrada yazılı fiil, Türkiye ile harb halinde bulunan bir devletin menfaatine işlenmişse müebbed ağır hapis cezası hükmolunur.

Yukarıki iki fıkrada yazılı fiil, Devletin harb hazırlıklarını veya harb kudret veya kabiliyetini veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuşsa ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis  cezası verilir. (1)

Yabancı bir devletin emniyeti veya dahili veya beynelmilel siyasi menfaatleri icabından olarak gizli kalması lazım gelen malümatı diğer bir ecnebi devlet lehine siyasi veya askeri casusluk maksadile istihsal eden kimse beş seneye kadar ağır hapis cezasile cezalandırılır.
Madde 134 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
132 ve 133 üncü maddelerde yazılı cürümlerin icrası, evrak veya vesikaları elinde bulunduran veya malümata malik olan kimsenin taksiri neticesi mümkün kılınmış veya sadece kolaylaştırılmış olursa bu şahıs hakkında bir seneden beş  seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur.

Fiil; Devletin harp hazırlıklarını veya harp kudret ve kabiliyetini yahut askeri hareketlerini tehlikeye koymuş ise üç seneden on beş seneye kadar ağır hapis cezası verilir.

Bu cürümlerin icrası Devletin askeri menfaati icabından olarak girilmesi menedilmiş olan yerlerin veya toprak, su veya hava mıntakalarının muhafazası ve nezaretile mükellef olan kimsenin taksiri neticesi mümkün kılınmış veya sadece kolaylaştırılmış ise aynı ceza hükmolunur.
Madde 135 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Her kim :

1 - Devletin askeri menfaati icabı olarak girilmesi menedilmiş olan yerlere veya toprak, su veya hava mıntıkalarına gizlice veya igfal ile girerse,

2 - 132 nci maddenin iki, üç, dört ve beşinci fıkralarında yazılı malümatı tedarik etmiye yarıyan ve elde bulundurulması için makbul sebep gösterilemiyen vesikalarla veya diğer her hangi bir şey ile yakalanırsa,

Bir seneden beş seneye kadar ağır hapis cezasile cezalandırılır.

Yukarıki bendlerde yazılı fiillerden biri harp zamanında işlenirse verilecek ceza üç seneden on seneye kadar ağır hapistir.
Madde 136 - 5218(2004), 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
132 nci maddenin iki, üç, dört ve beşinci fıkralarında yazılı gizli kalması lazımgelen malümatı ifşa eden kimseler beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır.

Fiil harp zamanında işlenmiş veya Devletin harp hazırlıkları veya harp kudret ve kabiliyetini veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuş ise ağır hapis cezası on seneden aşağı olamaz.
(1)Bu fıkralarda yer alan "ölüm" ibareleri, 14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-48
Suçlu, siyasi veya askeri casusluk maksadile hareket etmiş ise bu maddenin birinci fıkrasında yazılı halde müebbed ağır hapis ve ikinci fıkrasındaki halde ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına mahküm edilir. (1)

Bu cezalar bu maddede yazılı olan malümatı istihsal eden kimseler hakkında da tatbik olunur

Eğer fiil suçlunun taksiri neticesi vukubulmuş ise birinci fıkrada yazılı halde altı aydan iki seneye ve ikinci fıkradaki hallerden birinin mevcudiyeti takdirinde üç seneden on beş seneye kadar ağır hapis cezası verilir.
Madde 137 - 5218(2004), 3038(1936) (Değişik : 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Salahiyetli makamların neşir ve inşaasını menettikleri malümatı ifşa eden kimse üç seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır.

Fiil harp zamanında işlenir veyahut Devletin harp hazırlıklarını veya harp kudret ve kabiliyetini veya askeri hareketlerini tehlikeye koyarsa verilecek ağır hapis cezası onseneden aşağı olamaz.

Suçlu, siyasi veya askeri casusluk maksadile hareket etmiş ise bu maddenin birinci fıkrasında yazılı halde on beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına mahküm edilir.

İkinci fıkrada yazılı hallerde ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası verilir. (1)

Bu cezalar bu maddede yazılı olan malümatı istihsal etmiş olanlar hakkında da tatbik olunur.

Eğer fiil suçlunun taksiri neticesi vuku bulmuş ise birinci fıkrada yazılı halde altı aydan iki seneye ve ikinci fıkradaki hallerden birinin mevcudiyeti takdirinde üç seneden on beş seneye kadar ağır hapis cezası verilir.
Madde 138 - 3679(1990), 3038(1936) (Değişik : 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Vazifesi veya hizmeti dolayısile öğrendiği ve Devletin emniyeti icabı olarak gizli kalması lazımgelen fenni keşif veya ihtiraları yahut sınai yenilikleri, kendisinin veya başkasının menfaatine olarak kullanan memur veya amme hizmetini ifa ile mükellef olan kimse beş seneden aşağı olmamak üzere ağır  hapis ve bin liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasile cezalandırılır.

Eğer fiil Türkiye ile  harp halinde bulunan bir Devletin menfaati için işlenir veya Devletin harp hazırlıklarını veya harp kudret ve kabiliyetini veya askeri hareketlerini tehlikeye koyarsa suçlu müebbet ağır hapis cezasile cezalandırılır.(2)

Türkiye Devleti tarafından yabancı bir memlekette Devlet işlerini görmiye memur edilen kimse, kendisine verilen vazifeyi sadakatle ifa etmezse bu fiilden milli menfate zarar gelebildiği takdirde beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır.

129 uncu madde ile ondan sonraki maddelerde ve 153 ve 161 inci maddelerde yazılı cürümler harp için Türkiye Devletile aralarında ittifak veya iştirak olan bir Devletin zararına işlendiği takdirde dahi tatbik olunur.

Bundan evvelki fıkrada yazılı cürümlerin işleneceğini haber alıp da zamanında Devlet memurlarına haber vermeği ihmal edenler, cürüm teşebbüs derecesinde kalsa bile, altı aydan az olmamak üzere hapsolunur.
Madde 139 - 3038(1936) (Değişik : 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Harp zamanında Devletin selameti namına neşrolunan emir ve kararlara kasden muhalif harekette bulunanlar bir seneden altı seneye kadar ağır hapse mahküm olurlar.
Madde 140 - 3713(1991), 4956(1946), 3038(1936) (Değişik: 20/9/1946-4956/1 md.; Mülga: 12/4/1991 - 33/23 md.)
 
Madde 141 - 3713(1991), 3679(1990), 2787(1983), 5844(1951), 5435(1949), 4934(1946), 3531(1938), 3038(1936) (Değişik: 3/12/1951-5844/1 md.; Mülga: 12/4/1991 - 33/23 md.)
 
Madde 142 - 3713(1991), 2787(1983), 5844(1951), 5435(1949), 4934(1946), 3531(1938), 3038(1936) (Değişik: 3/12/1951-5844/1 md.; Mülga: 12/4/1991 - 33/23 md.)
 
Madde 143 - 3038(1936), 2275(1933) (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.)
Hükümetin müsaadesi olmaksızın beynelmilel mahiyeti haiz olan veya kökü memleket dışında bulunan cemiyetleri veya müesseseleri veya bunların şubelerini memleket dahilinde tesis eden, teşkil eden, tanzim eden veya sevku idare eden kimse on beş günden altı aya kadar hapis ve beş yüz liradan iki bin liraya kadar ağır para cezasile cezalandırılır.

Müsaade, sahte veya noksan beyanat ile alınmış ise faili bir seneden beş seneye kadar hapis ve bin liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezaile cezalandırılır.
(1) Bu fıkralarda yer alan "ölüm" ibareleri, 14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci madde siyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. (2) Bu fıkradaki "ölüm cezası" tabiri 21/11/1990 tarih ve 3679 sayılı Kanunun 27 nci maddesi ile "müebbet ağır hapis cezası" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-49
Müsaade alınmaksızın teşkil edilmiş olan böyle bir cemiyete veya müesseseye veya bunların şubelerine memleket dahilinde iştirak eden kimse yüz liradan bin liraya kadar ağır para cezasile cezalandırılır.

Memleket dışındaki cemiyet ve müesseselere Hükümetin müsaadesi olmaksızın iştirak eden memleket dahilinde mukim vatandaşa da aynı ceza verilir.
Madde 144 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Türkiye ile harp halinde bulunan bir Devletten akademik derece veya şerefler, unvan veya nişanlar ve sair fahri rütbeler; mezkür derece, şeref, unvan ve nişanlara ve rütbelere aid maaş veya sair menfaatler kabul eden vatandaş bir seneye kadar hapis cezasile cezalandırılır
Madde 145 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Türk bayrağını veya Devletin diğer bir hakimiyet alametini tahkir kasdile bulunduğu yerden söküp kaldıran veya yırtan, bozan, yahut diğer her hangi bir suretle tezlil eden kimse, bir seneden 3 seneye kadar hapsolunur.

Ceza Kanununun tatbikatında Türk bayrağından maksad Devletin resmi bayrağile milli renkleri taşıyan her hangi bir bayraktır.

Bayraktan başka her hangi bir şey üzerinde bulunan milli renkleri tahkir kasdile bulunduğu yerden söküp kaldıran veya yırtan, bozan yahut diğer her hangi bir suretle tezlil eden kimse hakkında da aynı ceza verilir.

Bu maddede yazılı cürüm yabancı bir memlekette bir Türk tarafından işlenirse, ceza üçte birden eksik olmamak üzere artırılır.
İKİNCİ FASIL
Devlet kuvvetleri aleyhinde cürümler
Madde 146 - 5218(2004), 15(1960)
Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanununun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men'e cebren teşebbüs  edenler, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına mahkûm olur. (1)

65 inci maddede gösterilen şekil ve suretlerle gerek yalnızca gerek bir kaç kişi ile birlikte kavli veya tahriri veya fiili fesat çıkararak veya meydan ve sokaklarda ve nasın toplandığı mahallerde nutuk irat veyahut yafta talik veya neşriyat icra ederek bu cürümleri işlemeğe teşvik edenler hakkında, yapılan fesat teşebbüs derecesinde kalsa dahi ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis                   cezası hükmolunur. (1)

(Ek: 6/7/1960 - 15/1 md.) Birinci fıkrada yazılı suça ikinci fıkrada gösterilenden gayri surette iştirak eden fer'i şerikler hakkında beş seneden onbeş seneye kadar ağır hapis ve amme hizmetlerinden müebbeden memnuiyet cezası hükmolunur. (2)
Madde 147 - 5218(2004)
Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren iskat veya vazife görmekten cebren menedenlerle bunları teşvik eyliyenlere ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis   cezası hükmolunur. (1)
Madde 148 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Her kim bir yabancının hizmetinde veya onun lehinde çalışmak üzere Hükümetin tasvibi olmaksızın memleket dahilinde yurddaşlardan asker yazar veya bunları silahlandırırsa üç seneden altı seneye kadar ağır hapis cezasile cezalandırılır.

Asker yazılanlar veya silahlandırılanlar arasında, hizmet halinde olan askerler veya henüz askeri mükellefiyete tabi bulunan kimseler varsa ceza üçte birden aşağı olmamak üzere artırılır.
Madde 149 - 5218(2004), 3531(1938) (Değişik: 29/6/1938 - 3531/1 md.)
Her kim Hükümet aleyhine halkı silah veya uyuşturucu yahud boğucu veya yakıcı gazlar veya patlayıcı maddeler kullanmak suretile isyana veya Türkiye ahalisini birbiri aleyhine silahlandırarak mukateleye teşvik eylerse yirmi seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılır.

Eğer bu teşvik neticesi olarak isyan veya kıtal zuhur etmişse buna sebebiyet veren veya asilere kumanda eden kimseler hakkında ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası verilir. (1)
(1) 146 ncı maddenin birinci , ikinci fıkralarında ve 147 nci maddesinde yer alan "idam" ibareleri ile 149 uncu maddesinde yer alan “ölüm”ibaresi, 14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci madde siyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. (2) Bu fıkra hükmünün, 6/7/1960 tarih ve 15 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenmiş olan ve Türk Ceza Kanununun 125, 133, 141, 142, 146, 149, 150 ve 163 üncü maddelerinde yazılı bulunan vatana ihanet suçlarında da uygulanacağı, yukarıda sözü edilen 15 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde hükme bağlanmıştır.
106-50
Bu cürümlere yalnız iştirak etmiş olanlar altı seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasile cezalandırılırlar.

Birinci fıkrada yazılı silahlar ve diğer maddeler yalnız bir yere depo edilmiş olsa dahi isyan silahlı sayılır.
Madde 150 -
Bir fesat heyetine maksadını icra için silah, cephane, bıçak, bomba veya buna mumasil sair yıkıcı, yakıcı veya öldürücü alatı yapan veya icat eden veya nakil eden veya hazırlayan veya ecnebi memleketlerden Türkiye'ye sokan yahut gizleyen veya taşıyan kimseler muvakkaten ağır hapse konulur.
Madde 151 - 3531(1938) (Değişik: 29/6/1938 - 3531/1 md.)
Bundan evvelki maddelerde yazılı cürümlerden birine muttali olan her ferd, bunu derhal Hükümete haber vermeğe mecburdur. Bu mecburiyeti makbul bir mazerete müstenid olmaksızın yapmayanlar, fesad fiile çıkarsa bir seneden ve fiile çıkmazsa altı aydan aşağı olmamak üzere hapsolunur.

Fesatçıları bilerek muayyen mevkilerin gayri yerlerden sokan ve memleket içinde bir yerden diğer bir yere nakledenler muvakkat ağır hapis cezasile cezalandırılırlar.
Madde 152 - 3679(1990)
Bir kimse, devlet tarafından memuriyeti yahut devletçe makbul olacak bir sebep olmadıkça bir asker kıtasının veya donanmanın veya harp gemisinin veyahut bir kale veya bir müstahkem mevkiin yahut bir liman veya bir şehrin kumandasını alırsa veya memur olduğu askeri kumandanlığı terk etmesi için devlet tarafından vakı olan emirlere kezalik makbul sebep olmadıkça itaat etmiyerek başında tutarsa müeebbet ağır hapis cezasına mahküm olur.(1)
Madde 153 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Askerleri kanunlara karşı itaatsizliğe veya yeminlerini bozmağa veya askeri inzıbat vazifelerini veya askerlik sanatlarına dahil diğer vazifelerini ihlale teşvik eden veya kanunlara, yeminlerine, inzıbat veya sair askeri vazifelere muhalif hareketleri medhü istihsan yolunda asker önünde sözler sarfeden kimse, fiil daha ağır bir cürüm teşkil etmediği takdirde yalnız bundan dolayı bir seneden üç seneye kadar ağır hapis cezasile cezalandırılır.

Fiil alenen işlenmiş ise, verilecek ceza iki seneden beş seneye kadar ağır hapistir.

Fiil, harp zamanında işlenmiş ise, ceza üçte birden eksik olmamak üzere artırılır.

Fiil :

1 - Matbuat vasıtasile veya her hangi bir propaganda vasıtasile;

2 - Umumi veya umuma açık bir mahalde ve birden ziyade kimseler huzurunda;

3 - Toplanılan mahal veya içtimaa iştirak edenlerin adedi veya toplantının mevzuu ve gayesi itibarile hususi mahiyeti haiz olmıyan bir içtimada işlenmiş olursa Ceza Kanununun tatbikında aleni olarak işlenmiş sayılır.

Zabıta kuvvetlerine karşı bu fiilleri işliyenler hakkında da aynı hükümler tatbik olunur.
Madde 154 - 3531(1938) (Değişik: 29/6/1938 - 3531/1 md.)
Geçen maddelerde yazılı olan cürümleri işlemeğe halkı teşvik etmek üzere basılmış veya basılmamış evrak ve risaleleri fesad kasdile veya münderecatını bilerek neşretmek üzere iken ele geçirilen kimse bir seneden üç seneye kadar hapsolunur.
(1) Bu maddedeki "ölüm cezası" tabiri 21/11/1990 tarih ve 3679 sayılı Kanunun 27 nci maddesi ile "müebbet ağır hapis cezası" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-51
Madde 155 -
Geçen maddelerde yazılı olan ahval haricinde kanunlara karşı gelmeğe halkı teşvik ile memleketin emniyetine tehlike iras edecek surette makale neşir edenler veya halkı askerlik hizmetinden soğutmak yolunda neşriyatta veya telkinatta bulunanlar yahut umumi bir içtimada veya nasın toplandığı yerlerde bu suretle nutuk irat edenler iki aydan iki seneye kadar hapis olunur ve bunlardan yirmi beş liradan iki yüz liraya kadar ağır cezayı nakdi alınır.
Madde 156 - 5218(2004)
Reisicumhur hakkında suikasitte bulunanlarla buna teşebbüs edenler fiilleri teşebbüsü tam derecesinde ise ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasiyle, nakıs ise müebbet ağır hapis ile, cezalandırılır. (1)
Madde 157 -
Bir kimse yukarıki maddede yazılı halden başka  suretle reisicumhura karşı fiili tecavüzde bulunacak olursa işbu tecavüzün kanunen muayyen olan cezası daha şedit olmadığı takdirde beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapse konulur.
Madde 158 - 235(1961), 1884(1931) (Değişik: 5/1/1961 - 235/2 md.)
Reisicumhura muvacehesinde hakaret ve sövme fiillerini işleyenler üç seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası ile cezalandırılır.

Hakaret ve sövme Reisicumhurun gıyabında vakı olmuş ise faili, bir seneden üç seneye kadar hapis olunur. Reisicumhurun ismi sarahaten zikredilmiyerek ima veya telmih suretiyle vakı olsa bile mahiyeti itibariyle Reisicumhura  matufiyetinde tereddüt edilmiyecek derecede karineler varsa tecavüz sarahaten vukubulmuş addolunur.

Suçun, neşir vasıtalarından biri ile işlenmesi halinde ceza üçte birden yarıya kadar artırılır.
Madde 159 - 4963(2003), 4771(2002), 4744(2002), 235(1961), 4956(1946), 3531(1938), 3038(1936) (Değişik: 5/1/1961 - 235/2 md.)
Türklüğü, Cumhuriyeti, Büyük Millet Meclisini, Hükümetin manevi şahsiyetini, Bakanlıkları, Devletin askeri veya emniyet muhafaza kuvvetlerini veya Adliyenin manevi şahsiyetini alenen tahrir ve tezyif edenler altı aydan üç seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.(2)

Birinci fıkrada beyan olunan cürümlerin irtikabında muhatap sarahaten zikredilmemiş olsa bile onlara matufiyetinde tereddüt edilmiyecek derecede karineler varsa tecavüz sarahaten vukubulmuş addolunur.

Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına veya Büyük Millet Meclisi Kararlarına alenen sövenler 15 günden 6 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3)

Türklüğü tahkir yabancı memlekette bir Türk tarafından işlenirse verilecek ceza üçte birden yarıya kadar artırılır.

(Ek fıkra: 3/8/2002-47/ 2md.; Değişik: 30/7/2003-4963/1 md.) Tahkir, tezyif ve sövme kastı bulunmaksızın, sadece eleştirmek maksadıyla yapılan düşünce açıklamaları cezayı gerektirmez.
Madde 160 - 4956(1946), 3531(1938), 3038(1936), 1840(1931) (Değişik: 20/9/1946 - 4956/1 md.)
157 nci maddede yazılı suçu işleyenlerle Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve Büyük Millet Meclisi kararlarına alenen sövenler hakkında takibat yapmak salahiyeti doğrudan doğruya Cumhuriyet savcılarına aittir.

158 inci maddede yazılı hal ile 159 uncu maddenin birinci fıkrasında beyan olunan hususlar hakkında takibat yapılması Adalet Bakanlığının iznine bağlıdır.
(1) Bu maddede yer alan "idam" ibaresi, 14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. (2) Bu fıkrada yer alan “bir seneden altı seneye kadar ağır hapis” ibaresi, 6/2/2002 tarihli ve 4744 sayılı Kanunla “bir seneden üç seneye kadar hapis” şeklinde değiştirilmiş, daha sonra 30/7/2003 tarihli ve 4963 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle “bir seneden” ibaresi, “altı aydan” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. (3) Bu fıkrada yer alan “15 günden 6 aya kadar hapis ve 100 liradan 500 liraya kadar ağır para” ibaresi, 6/2/2002 tarihli ve 4744 sayılı Kanunla “15 günden 6 aya kadar hapis” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-52
Madde 161 - 6329(1954), 3531(1938), 3038(1936) (Değişik: 20/11/1962 - 121/1 md.)
Harb esnasında ammenin telaş ve heyecanını mucip olacak veya halkın maneviyatını kıracak veya düşman karşısında memleketin mukavemetini azaltacak şekilde asılsız mübalağalı veya maksadı mahsusa müstenit havadis yayan veya nakleden veya milli menfaatlere zarar verecek herhangi bir faaliyette bulunan kimse beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasiyle cezalandırılır.

Eğer fiil :

1. Propaganda ile veya askerlere tevcih olunarak işlenmişse,

2. Suçlu tarafından bir yabancı ile anlaşma neticesi yapılmışsa verilecek ceza 15 seneden eksik olmamak üzere ağır hapistir.

Eğer fiil, düşmanla anlaşma neticesi işlenmiş ise cezası müebbet ağır hapistir.

Harb zamanında düşman karşısında milletin mukavemetini tehlikeye maruz kılacak şekilde kambiyoların tedavül kıymetini düşürmeye veya resmi veya hususi kıymetli evrakın piyasası üzerinde bir tesir yapmaya matuf hareketlerde bulunan kimse beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis ve üç bin liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasiyle cezalandırılır.

Eğer fiil suçlu tarafından bir yabancı ile anlaşma neticesi yapılmışsa ağır hapis cezası on seneden ve düşmanla anlaşma neticesi işlenmişse onbeş seneden aşağı olamaz.
Madde 162 -
Kanunun cürüm saydığı neşriyatı nakil etmek başlı başına bir cürüm olup, faili aynı cezaya tabidir. Nakil olunan bu gibi neşriyatın muhteviyatı tasdik olunmadığına veya ihtiyatla nakil edildiğine yahut mesuliyeti başka bir kimsenin tamamiyle deruhte eylediğine dair bir kayıt ilavesi naklini mesuliyetten vareste kılamaz.
Madde 163 - 3713(1991), 2787(1983), 5435(1949) (Değişik: 21/1/1983 - 2787/10 md.; Mülga: 12/4/1991-3713/23 md.)
 
ÜÇÜNCÜ FASIL
Ecnebi devletlerle bunların reis ve elçileri aleyhinde cürümler
Madde 164 -
Her kim ecnebi devletlerden birinin reisi aleyhine bir cürüm ika edecek olursa kanunda o cürme mahsus olan ceza altıda birden üçte bire kadar artırılır.

Takibat icrası kendine taarruz olunan kimsenin şikayetnamesine bağlı işlerde ecnebi hükümet tarafından müracaat vukubulmadıkça takibat yapılamaz.
Madde 165 -
Her kim resmen çekilmiş olan dost devletler sancağını veya armasını hakaret kastiyle kaldırır veya koparır veya bozar yahut sair suretlerle tezlil ederse üç aydan bir seneye kadar hapis olunur. Takibat icrası alakadar hükümetin müracaatına bağlıdır.
Madde 166 -
Türkiye Cumhuriyeti nezdine memur olan süfera aleyhine memur oldukları vazifeden dolayı her kim bir cürüm işlerse Türkiye Cumhuriyeti memurları aleyhine ifa ettikleri vazifeden dolayı işlenen cürüm hakkında kanunun gösterdiği ceza ile cezalandırılır.

Cürüm, tahkir nevinden ise takibat icrası kendine tecavüz olunan kimsenin şikayetine bağlıdır.
Madde 167 -
İşbu fasılda yazılı hükümlerin tatbikı, buna benzer işlerde kendine tecavüz olunan şahsın mensup olduğu devlet kanununca da aynı esasın kabul edilmiş olmasına bağlıdır.
DÖRDÜNCÜ FASIL
Geçen fasıllar arasında müşterek hükümler
Madde 168 - 2787(1983), 3038(1936) (Değişik: 21/1/1983 - 2787/11 md.)
Her kim, 125, 131, 146, 147, 149 ve 156 ncı maddelerde yazılı cürümleri işlemek için silahlı cemiyet ve çete teşkil eder yahut böyle bir cemiyet ve çetede amirliği ve kumandayı ve hususi bir vazifeyi haiz olursa onbeş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına mahküm olur.
106-53
Cemiyet ve çetenin sair efradı on yıldan onbeş yıla kadar ağır hapisle cezalandırılır.
Madde 169 - 4963(2003)
64 ve 65 inci maddelerde beyan olunan hal haricinde her kim, böyle bir cemiyete ve çeteye hal ve sıfatlarını bilerek barınacak yer gösterir veya yardım eder yahut erzak veya esliha ve cephane veya elbise tedarik (...)(1)
ederse üç seneden beş seneye kadar ağır hapis ile cezalandırılır.
Madde 170 -
Hükümet tarafından ihtar vukuundan evvel veya vukuunu müteakip cemiyeti ve çeteyi dağıtanlar veya bunun teşekkülünden gaye olan cürmün işlenmesini men edenler keza cemiyet ve çetenin teşekkülüne iştirak etmemiş veya bunlar üzerinde bir kumandayı haiz olmamış olmakla beraber hükümet memurlarının veya zabıta kuvvetlerinin ihtarından evvel veya onu müteakip cemiyet ve çeteden mukavamet göstermeksizin çekilerek silahlarını terk ve teslim edenler veya taharriyata başlandıktan sonra töhmette şeriki olanları tevkif ettirmek esbabını istihsal edenler hakkında ceza verilmez.
Madde 171 - 3038(1936), 2275(1933) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
125, 131, 133, 146, 147, 149 ve 156 ncı maddelerde yazılı cürümlerden birini veya bazılarını hususi vasıtalarla işlemek üzere bir kaç kişi aralarında gizlice ittifak ederlerse bunlardan her biri aşağıda yazılı cezaları görür.

1 - Yukarıdaki fıkrada yazılı ittifak 125, 131, 133 ve 156 ncı maddelerde yazılı cürümlerin yapılmasına dair ise sekiz seneden on beş seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur.

2 - Bu ittifak 146 ve 147 nci maddelerde gösterilen cürümlerin icrasına müteallik ise dört seneden on iki seneye ve 149 uncu maddede gösterilen cürümlerin icrasına aid ise üç seneden yedi seneye kadar ağır hapis cezası verilir.

Cürmün icrasına ve kanuni takibata başlanmazdan evvel bu ittifaktan çekilenler ceza görmezler.
Madde 172 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
64 ve 65 inci maddelerde yazılı haller haricinde her kim meydanlarda ve toplanma mahallerinde alenen ahaliyi 125, 131, 146, 147, 149 ve 156 ncı maddelerdeki cürümlerden birini işlemeğe tahrik ederse yalnız bu hareketinden dolayı, eğer tahrik ettiği fiil 125, 131 ve 156 ncı maddelerdeki fiillerden ise üç seneden beş seneye kadar ve 146, 147 ve 149 uncu maddelerdeki fiillerden ise iki seneden dört seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur ve her iki takdirde elli liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezası alınır.

(Mülga son fıkra : 6/6/1991 - 3756/26 md.)
Madde 173 - 3531(1938), 3038(1936) (Değişik: 29/6/1938 - 3531/1 md.)
 
(1) Bu arada yer alan “eder veya her ne suretle olursa olsun hareketlerini teshil” ibaresi, 30/7/2003 tarihli ve 4963 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle metinden çıkarılmıştır.
106-54
127 nci maddenin 3 ve 4 üncü fıkralar ile 138 inci maddenin 4 üncü fıkrasında ve 128, (...)(1), 143 ve 161 inci maddelerde yazılı cürümler hakkında takibat yapılması Adliye Vekaletinden izin verilmesine bağlıdır.

Ceza Kanununa göre harb zamanı tabirinde harb ilan edilmeksizin fiili muhasama dahil olduğu gibi eğer harb vukua gelmişse seferberlik zamanı da dahildir.

(Mülga fıkra: 15/4/1987 - 3352/1 md.) (2)
İKİNCİ BAP
Hürriyet aleyhinde işlenen cürümler
BİRİNCİ FASIL
Siyasi hürriyet aleyhinde cürümler
Madde 174 - 235(1961) (Değişik: 5/1/1961 - 235/2 md.)
Her kim şiddet veya tehdit göstererek veya nümayiş veya gürültü yaparak birini tamamen veya kısmen siyasi haklarını kullanmaktan men ederse kanunun başka ceza vermediği hallerde yedi aydan otuz aya kadar hapis ve beş yüz liradan beş bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Eğer fail, Devlet memurlarından olup da memuriyeti nüfuzunu suistimal suretiyle bu cürmü işlemiş bulunursa bir seneden beş seneye kadar hapsolunur. Ayrıca bir seneden üç seneye kadar memuriyetten mahrumiyet cezasına da uğrar.
(1) Bu fıkrada yeralan "140" rakamı, 6/6/1991 tarih ve 3756 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi ile metinden çıkarılmıştır. (2) 15/4/1987 tarih ve 3352 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki "Kanunlarda yer alan, emniyeti umumiye idaresinin nezareti altında bulundurma cezası ve tedbiri ile ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmıştır." hükmü uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır. Sözkonusu 3352 sayılı Kanun, Kanunlar Külliyatı Cilt 6, sayfa 6943'te yayımlanmıştır.
106-55
İKİNCİ FASIL
Din hürriyeti aleyhinde cürümler
Madde 175 - An. M. K. 1986/26(1987), 3369(1987) (Değişik: 20/5/1987 - 3369/1 md.)
Dinlerden birine ait dini işleri veya ibadet ve ayinin yapılmasını men ve ihlal eden kimseye altı aydan bir yıla kadar hapis ve beş bin liradan yirmibeş bin liraya kadar ağır para cezası verilir.

Fiilin işlenmesi sırasında cebir, şiddet, tehdit veya hakaret vaki olmuş ise, faile bir yıldan iki yıla kadar hapis ve on bin liradan elli bin liraya kadar ağır para cezası verilir.

Allah'a veya dinlerden veya bu dinlerin peygamberlerinden veya kutsal kitaplarından veya mezheplerinden birine hakaret eden veya bir kimseyi dini inançlarından veya mensup olduğu dinin emirlerini yerine getirmesinden veya yasaklarından kaçınmasından dolayı kınayan veya tezyif veya tahkir eden veya alaya alan kimseye altı aydan bir yıla kadar hapis ve beş bin liradan yirmibeş bin liraya kadar ağır para cezası verilir.

Üçüncü fıkrada yazılı suçlar, basın ve yayın yoluyla işlenirse ceza bir misli artırılarak hükmolunur.

Birinci fıkrada yazılı suçların basın ve yayın yoluyla teşvik ve tahrik edilmesi halinde aynı ceza uygulanır.
Madde 176 - An. M. K. 1986/26(1987), 3369(1987) (Değişik: 20/5/1987 - 3369/2 md.)
Dinlerden birini tahkir maksadı ile bu dinlerce kutsal sayılan mabetleri, mezarları, buna benzer yerleri veya bu yerlerdeki eşyayı yıkan, bozan veya diğer bir suretle zarar veren kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin liradan yüz bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Din görevlilerinin görevleri esnasında veya görevlerini yapmalarından dolayı kendilerine karşı bir cürüm işlendiği takdirde bu cürümün kanunen belli olan cezası altıda bir oranında artırılarak hükmolunur.
Madde 177 - (Değişik: 9/1/1986 - 3255/3 md.)
Her kim ibadethanelerde, bunların müştemilatında veya külliyelerinde mevcut tezyinat, demirbaş ve mütemmim cüzleri veya benzeri eserleri yahut kabristanlardaki mahkükatı bozar, mezarları tahrip ederse bir yıldan üç yıla kadar hapis ve onbin liradan ellibin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Bunlardan birini her ne suretle, olursa olsun kirletenler üç aydan bir yıla kadar hapis ve beşbin liradan yirmibeşbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
Madde 178 - 2275(1933) (Değişik: 9/1/1986 - 3255/4 md.)
Bir kimse, bir ölünün naaş ve kemikleri hakkında hakaret yapar veya tahkir maksadıyla veya meşru olmayan diğer bir maksatla birinin naaşını yahut kemiklerini alırsa, üç aydan bir yıla kadar hapis ve beşbin liradan yirmibeşbin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Bunların dışında, her kim bir ölünün naaşını tamamen veya kısmen alır veya ruhsat almaksızın bir naaşı mezardan çıkarır yahut kemiklerini alırsa, iki aydan altı aya kadar hapis ve beşbin liradan yirmibeşbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
106-56
Eğer bu cürüm kabristanda veya ölü gömülmeye veya muhafazasına mahsus diğer yerlerde görevli olan yahut kendilerine naaş ve kemikler tevdi olunan kimseler tarafından işlenirse, yukarıda yazılı cezalar bir misli artırılarak hükmolunur.
ÜÇÜNCÜ FASIL
Şahıs hürriyeti aleyhinde cürümler
Madde 179 - 2245(1979) (Değişik: 7/6/1979 - 2245/1 md.)
Bir kimse diğer bir kimseyi gayrimeşru surette kişi hürriyetinden mahrum ederse bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin liradan az olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Eğer suçlu bu fiili işlemek için yahut işlediği zamanda tehdit veya kötü muamele eder veya hile kullanır yahut bu fiili öç alma kastıyla veya dini veya milli bir maksatla yahut 499 uncu maddedeki haller dışında maddi çıkar sağlama kastıyla veya siyasi veya ideolojik veya sosyal görüş ayrılıklarından kaynaklanan herhangi bir amaçla işler yahut mağduru askerlikte kullanılmak üzere yabancı bir ülkeye teslim ederse verilecek ceza üç yıldan sekiz yıla kadar ağır hapis ve onbin liradan az olmamak üzere ağır para cezasıdır.

Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerin silahla veya birden çok kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde ceza üçte birden yarıya kadar arttırılır.
Madde 180 -
Evvelki maddede yazılı cürüm failin usül ve füruundan yahut karı kocadan biri tarafından diğeri aleyhine yahut Büyük Millet Meclisi azasından biri yahut memuriyeti işlerinden dolayı bir memur aleyhine irtikabolunur yahut bu fiil sebebiyle mağdurun şahsına veya sıhhatine yahut malına bir zarar gelirse cezası beş seneden on beş seneye kadar ağır hapis ve kırk liradan iki yüz liraya kadar ağır cezayı nakdidir.

Eğer fail, hakkında takibat icra olunmazdan evvel tasavvur ettiği maksada nail olmaksızın ve hürriyetinden mahrum edilen şahsa bir guna zararı dokunmaksızın onu kendiliğinden serbest bırakırsa göreceği ceza altıda birinden yarısına kadar indirilir.
Madde 181 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Bir memur, memuriyetine aid vazifeyi suistimal ederek veyahut kanunen icab eden usul ve şartlara riayet etmiyerek bir kimseyi şahsi hürriyetinden mahrum ederse bir seneden üç seneye kadar hapis cezası verilir.

Eğer bu fiile 179 uncu maddenin ikinci fıkrasile 180 inci maddenin birinci fıkrasında yazılı hallerden biri inzımam etmiş ise ceza üç seneden beş seneye kadar hapistir.

180 inci maddenin son fıkrasında yazılı halde ceza altıda birden yarıya kadar indirilir.
Madde 182 -
Her kim şehvet hissi veya evlenmek niyeti olmaksızın henüz on beş yaşına girmeyen küçük bir çocuğu kendi rızasiyle ana ve baba veya vasisi veyahut muvakkaten olsun kendisine bakmakta ve muhafaza etmekte olan kimseler yanından kaçırır yahut çocuğun muvafakatiyle bigayrihak yanında tutarsa bir seneye kadar hapis cezasına mahküm olur.

Eğer bu fiil, kaçırılan veya alıkonulan çocuğun rızası olmaksızın işlenmiş yahut çocuk henüz on iki yaşını ikmal etmemiş bulunursa yerine göre evvelki maddelerde yazılı hükümler tatbik olunur.
106-57
Madde 183 -
Kanunda yazılı hallerin haricinde bir kimsenin üzerini aramak için emir veren yahut bizzat arayan memur altı aya kadar hapis olunur.
Madde 184 -
Bir hapishane veya tevkifhane memuru salahiyeti olan merciinden verilmiş hüküm ilamı veya tevkif müzekkeresi almaksızın bir kimseyi hapishane veya tevkifhaneye kabul eder veya bir mevkuf ve mahbusun tahliyesi zımnında ait olduğu daireden sadır olan hüküm ve karara itaat etmezse altı aydan üç seneye kadar hapis olunur.
Madde 185 -
Bir kimsenin kanunsuz hapis olunduğunu haber alan salahiyettar bir memur o kimsenin tahliyesi için icap eden muameleyi bizzat yapmağı veya icraya salahiyeti olan mercie bildirmeyi red veya ihmal veya tehir ederse bir aydan bir seneye kadar hapis ve elli liraya kadar ağır cezayı nakdi ile cezalandırılır.
Madde 186 -
Mevkuf veya mahkümun muhafazasına veya nakline memur olan yahut vazifesi iktizasınca o kimse üzerine nüfuz icrasına muktedir bulunan şahıs onun hakkında keyfi muamele yapar veya kanunun ve nizamın cevaz vermediği surette şiddet istimal ederse bir aydan iki seneye kadar hapis olunur.
Madde 187 -
Bir memur evvelki maddelerde beyan olunan cürümlerden birini işleyerek hususi bir maksada hizmet etmiş bulunursa cezası altıda bir miktarında çoğaltılır. Şukadar ki 185 inci maddede yazılı ağır cezayı nakdiye üç aydan üç seneye kadar hapis cezası ilave olunur.
Madde 188 - 2245(1979), 1490(1971), 3038(1936) (Değişik: 7/6/1979 - 2245/2 md.)
Bir kimse bir şeyi işlemek veya işlemesine müsaade etmek ya da o şeyi işlememeye mecbur etmek için diğer bir kimseye zor kullanır veya onu tehdit eder veya yetkisi olmadan veya yasalara aykırı olarak birkonuda bilgi vermesini veya inancını veya siyasi veya sosyal görüşünü açıklamasını isterse altı aydan bir yıla kadar hapis ve bin liradan üçbin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Bu kimse tasarladığı sonucu elde etmişse hapis cezası bir yıldan iki yıla ve ağır para cezası ikibin liradan beşbin liraya kadardır.

Birinci fıkradaki eylemler silahla yada kendini tanınmayacak bir hale koyarak ya da bir kaç kişi tarafından birlikte ya da imzasız bir mektup ya da özel işaretlerle ya da var olan veya var sayılan gizli bazı örgütlerin oluşturdukları tehdit gücünden yararlanarak işlenmiş ise üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

Bu suretle istenilen sonuç elde edilmişse beş yıldan sekiz yıla kadar ağır hapis cezası verilir ve ayrıca beş yıl genel güvenlik gözetimi altında bulundurulabilir.

Bir kimse, gayrimeşru olarak kamu hizmetlerinin görülmesine ayrılan yapılara veya eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına kişiler veya eşya üzerinde zor kullanarak veya başkalarını tehdit ederek engel olursa, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bir kimse, gayrimeşru olarak her türlü eğitim ve öğretim kurumlarına veya öğrencilerin toplu olarak oturdukları yurt veya benzeri yerlere veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına kişiler veya eşya üzerinde zor kullanarak veya başkalarını tehdit ederek engel olursa yukarıdaki fıkrada gösterilen ceza ile cezalandırılır.

Yukarıki fıkrada gösterilen hal dışında eğitim ve öğretim çalışmalarının kesilmesine veya ara verilmesine haksız eylem ve davranışlarıyla neden olanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
106-58
Yukarıdaki iki fıkrada gösterilen eylemler suçun işlendiği eğitim veya öğretim kurumlarının öğrencisi olmayan veya suçun işlendiği yurt veya benzeri yerlere yetkili makamlarca kabul edilmiş bulunmayan ya da öğrenci olmadığı halde bu gibi yerlerde kalan kişiler tarafından işlenirse verilecek ceza, altıncı fıkradaki halde üç yıldan beş yıla, yedinci fıkradaki halde ise bir yıldan üç yıla kadar hapistir.

Yukarıdaki son dört fıkrada gösterilen eylemler; silahla veya kendini tanınmayacak hale koyarak ya da bir kaç kişi tarafından birlikte veya var olan veya var sayılan bazı gizli örgütlerin oluşturdukları tehdit gücünden yararlanarak işlenmiş ise beş yıldan sekiz yıla kadar ağır hapis cezası verilir ve (1)
Madde 189 - 5435(1949) (Değişik: 10/6/1949 - 5435/1 md.; mülga: 7/12/1988-3506/10 md.)
 
Madde 190 -
Bir cürüm; toplanmış bir kaç şahıs tarafından işlendiği takdirde bunlardan birisi silahlı ise silahla işlenmiş sayılır.
Madde 191 -
Bir kimse kanunda yazılı hallerin haricinde başkasına ağır ve haksız bir zarara uğratacağını bildirerek tehdit ederse altı aya kadar hapis olunur.

Eğer tehdit fiili yüz seksen sekizinci maddenin üçüncü fıkrasında gösterilen suretlerden biriyle yapılır ise failin göreceği hapis cezası altı aydan iki seneye kadardır ve (1)

Sair tehdidat için alınacak ağır cezayı nakdi otuz liradır. Ancak bu bapta mutazarrır olan şahıs tarafından şikayetname verilmedikçe takibat yapılmaz.
Madde 192 - 3445(1988), 6123(1953) (Değişik: 11/5/1988 - 3445/1. md.)
Kendisine veya başkasına, para veya diğer bir yarar sağlamak maksadıyla bir gerçek veya tüzelkişiye zarar verebilecek bir hususu neşir yolu ile veya her ne suretle olursa olsun açıklama tehdidinde bulunanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis ve ikimilyon liradan onmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.

Fail, arzu ettiği para veya diğer bir menfaati elde etmiş ise ceza üçte biri oranında artırılır.
DÖRDÜNCÜ FASIL
Mesken masuniyeti aleyhinde cürümler
Madde 193 -
Bir kimse kendisini oradan çıkartmak hakkını haiz olan birinin rızası hilafında veya hile ile veya gizlice meskenine veya meskeninin müştemilatına girer veya rızasiyle girdikten sonra çıkmazsa sahibinin şikayeti üzerine bir aydan altı aya kadar hapis olunur.

Eğer cürüm geceleyin veya eşhas aleyhinde şiddet istimaliyle veya silah ile veya bir çok kimseler tarafından toplu olarak işlenmiş ise ceza altı aydan üç seneye kadar hapistir; müddeiumumilikçe resen takibat yapılır.
(1) 188 inci maddenin son fıkrasında yer alan "ayrıca beş yıl genel güvenlik gözetimi altında bulundurulur." ibaresi ile 191 inci maddenin ikinci fıkrasında yer alan "buna bir sene müddetle emniyeti umumiye nezareti altında bulunmak cezası dahi zam ve ilave olunabilir" ibaresi 15/4/1987 tarihli ve 3352 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle metinden çıkarılmıştır.
Madde 194 -
Bir memur vazifesini suistimal ederek veya kanunda muayyen olan usul ve şartlar haricinde olarak aharın mesken veya müştemilâtına girerse üç aydan üç seneye kadar ve eğer bu işte evin içini araştırmak gibi başka keyfi bir muamele de yapacak olursa altı aydan üç seneye kadar hapis olunur.

Eğer bu fiili hususi bir maksat uğrunda irtikap etmişse ceza müddeti altıda birden üçte bire kadar artırılır.

Efradın ticaretgahları veya idarehaneleri gibi hususi mahaller usulsüz olarak araştırılırsa fail iki aydan iki seneye kadar hapis olunur.
BEŞİNCİ FASIL
Sırrın masuniyeti aleyhinde cürümler
Madde 195 -
Bir kimse kendisine gönderilmiş olmıyan bir mektup veya telgrafı veya kapalı bir zarfı kasten açar veya başka bir şahsın, posta ve telgrafla vâkı açık muhabere varakası münderecatını anlamak için usül ve nizam hilâfında eline geçirecek olursa kendisinden otuz liradan yüz liraya kadar ağır cezayi nakti alınır. Eğer fail bu evrak muhteviyatını ifşa ve telgraf ve telsiz muhaberat ve telefon mükalematı mahremiyetini ihlal ederek bir zarar husulüne sebep olursa bir aydan üç seneye kadar hapis olunur.
Madde 196 -
Bir kimse kendisine gönderilmiş olmıyan posta ve telgraf muhaberesini ortadan kaldırırsa mezkür muhabere zarflı olupta zarfı açılmamış olsa bile bir seneye kadar hapse ve otuz liradan yüz liraya kadar ağır cezayi nakdiye mahküm olur.

Eğer fiil zararı mucip olmuş ise hapis üç aydan, ağır cezayi nakdi elli liradan az olamaz.
Madde 197 -
Bir kimse kendisine gönderilmiş olan bir mektup veya telgrafı gönderenin rızası hilafında neşir ve işaa eder ve bu yüzden bir zarara sebep olursa otuz liradan yüz liraya kadar ağır cezayi nakdiye mahküm olur.
Madde 198 -
Bir kimse resmi mevki veya sıfatı veya meslek ve sanatı icabı olarak ifşasında zarar melhuz olan bir sırra vakıf olup ta meşru bir sebebe müstenit olmaksızın o sırrı ifşa ederse üç aya kadar hapis ve elli liraya kadar ağır cezayi nakdiye mahküm olur.

Diğer zarar vakı olmuş ise cezayı nakdi elli liradan az olamaz.
Madde 199 -
Yukarki maddelerde yazılı cürümler hakkında takibat yapılması alakadar olanların şahsi davasına bağlıdır.
Madde 200 -
Posta ve telgraf memurlarından bir kimse memuriyet sıfatını suistimal suretiyle bir mektup, bir zarf, bir telgraf veya sair açık bir muhabere evrakını zapteder veya kapalı evrakı açar veya telefon, telgraf mükalemat  ve muhaberatı mahremiyetini ihlal ederse üç aydan üç seneye kadar hapis olunur.

Aynı ceza telgraf, posta, telefon dairesinde müstahdem olup bu sıfatı suistimal suretiyle muhabere evrakından birini ortadan kaldıranlar hakkında dahi tatbik olunur. Bu maddede beyan olunan hallerden biri bir zararı mucip olmuşsa fail altı aydan dört seneye kadar hapsedilir ve üç seneye kadar memuriyetinden mahrumiyet cezası birlikte hükmolunur.
106-60
ALTINCI FASIL
İş ve çalışma hürriyeti aleyhindeki cürümler
Madde 201 - 1490(1971), 6763(1957), 2275(1933) (Değişik: 28/9/19 - 1490/2 md.)
Her kim cebir ve şiddet yahut tehdit ile sanat veya ticaret serbestisini her ne suretle olursa olsun tahdit veya menederse üç aydan iki seneye kadar hapis cezasına mahkum olur.

Her kim cebir ve şiddet veya tehdit ile gerek işçiyi ve gerek ticaret veya sanat sahiplerini veya işverenleri, yevmiyeleri azaltıp çoğaltmaya yahut evvelce kabul edilen şartlardan başka şartlar altında mukaveleler kabulüne icbar etmek maksadiyle bir işin tatiline veya nihayet bulmasına sebebiyet verir veya tatilin devamına amil olursa sekiz aydan beş seneye kadar hapis cezasiyle cezalandırılır.

Her kim yukarıdaki fıkralarda gösterilen maksatların istihsaline matuf olmak üzere, cebir ve şiddet veya tehdit olmaksızın, işyerini her ne suretle olursa olsun kısmen veya tamamen işgal ederse bir aydan bir seneye kadar hapis cezasiyle cezalandırılır

Yukardaki fıkralarda gösterilen fiiller silah ile veya kendini tanınmıyacak bir hale koyarak veya birkaç kişi tarafından birlikte işlenirse veya ayrıca bir tahribat meydana getirilmişse yahut mevcut veya mefruz bazı gizli cemiyetlerin husule getirdikleri tehdit kuvvetinden istifade ile işlenmiş ise; ceza iki misli artırılarak hükmolunur. Ancak hükmolunacak ceza beş seneyi geçemez.
Madde 201/a - 4771(2002) (Ek: 3/8/2002-47/2 md.)
Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddî menfaat elde etmek maksadıyla, yabancı bir devlet tâbiiyetinde bulunan veya vatansız olan veya Türkiye’de sürekli olarak oturmasına yetkili mercilerce izin verilmemiş bulunan kimselerin Türkiye’ye yasal olmayan yollardan girmelerini veya ülkede kalmalarını, bu kişilerin veya Türk vatandaşlarının yasal olmayan yollardan ülke dışına çıkmalarını sağlamaya göçmen kaçakçılığı denilir. 
 
Göçmen kaçakçılığı suçunun faillerine veya böyle bir suça iştirak etmeksizin, daha önce ülkeye sokulmuş veya girmiş kaçak göçmenleri, maddî menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollarla ülkeden çıkaranlara, yasal koşullara uymaksızın ülkede kalmalarını olanaklı kılanlara, bu maksatla sahte kimlik veya seyahat belgelerini hazırlayanlara veya temin edenlere ya da bu suçlara teşebbüs edenlere, fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca iki yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve bir milyar liradan az olmamak üzere ağır para cezası verilir; suçun işlenmesinde kullanılan taşıtlar ve bu fiil nedeniyle elde edilen maddî menfaatler müsadere edilir. 
 
Yukarıdaki fıkralarda yazılı olan suçlar, kaçak göçmenlerin yaşamlarını veya vücut bütünlüklerini tehlikeye soktuğu veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele biçimlerine tâbi kılınmalarına neden olduğu hâllerde faillere verilecek cezalar, yarısı oranında; ölüm meydana gelmiş ise bir kat artırılarak hükmolunur. 
 
Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçlar örgütlü olarak işlendiğinde faillere verilecek cezalar bir kat artırılarak hükmolunur.
Madde 201/b - 4771(2002) (Ek: 3/8/2002-47/2 md.)
Zorla çalıştırmak veya hizmet ettirmek, esarete veya benzeri uygulamalara tâbi kılmak, vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla, tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden, barındıran kimseye beş yıldan on yıla kadar ağır hapis ve bir milyar liradan az olmamak üzere ağır para cezası verilir.

Birinci fıkrada belirtilen amaçlarla girişilen ve suçu oluşturan eylemler var olduğu takdirde, mağdurun rızası yok sayılır.
106-61
Onsekiz yaşını doldurmamış çocukların birinci fıkrada belirtilen maksatlarla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları hâllerinde suça ait araç fillerden hiçbirisine başvurulmuş olmasa da faile birinci fıkrada belirtilen cezalar verilir.

Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçlar örgütlü olarak işlendiği takdirde faillere verilecek cezalar bir kat artırılarak hükmolunur.
ÜÇÜNCÜ BAP
Devlet idaresi aleyhinde işlenen cürümler
BİRİNCİ FASIL
Basit ve nitelikli zimmet ile devlet alım ve satımlarında menfaat sağlama(1)
Madde 202 - 3679(1990), 6123(1953), 2275(1933) (Değişik: 21/11/1990 - 3679/7 md.)
Görevi sebebiyle kendisine tevdi olunan veya muhafaza, denetim veya sorumluluğu altında bulunan para veya para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları zimmetine geçiren memura altı yıldan oniki yıla kadar ağır hapis ve meydana gelen zararın bir misli kadar ağır para cezası verilir.

Yukarıdaki fıkrada gösterilen cürüm, dairesini aldatacak ve fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle işlenmiş ise faile oniki yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis ve meydana gelen zararın üç misli kadar ağır para cezası verilir.

Zararın, kovuşturma yapılmadan önce tamamiyle ödenmiş olması halinde yukarıdaki fıkralarda yazılı cezaların yarısı, ödeme hükümden önce gerçekleştirilmiş ise üçte biri indirilir.

Meydana gelen zararın ödenmemesi halinde mahkemece ödettirilmesine re'sen hükmolunur.

Bu fiiller kamu bankaları aleyhine işlenmiş ise faile verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
Madde 203 - 3679(1990), 6123(1953) (Değişik: 21/11/1990 - 3679/8 md.)
Denetim görevini ihmal ederek 202 nci maddenin birinci fıkrasında yazılı zimmetin oluşmasını veya artmasını mümkün kılmış olan kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis ve beşyüzbin liradan ikimilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.

Fail, meydana gelen zararın ödenmesinden asıl fail ile birlikte sorumlu tutulur.
(1) Birinci fasıl başlığı "Zimmete para geçirme ve ihtilas" iken, 21/11/1990 tarih ve 3679 sayılı Kanunun 7 nci maddesi ile "Basit ve nitelikli zimmet ile devlet alım ve satımlarında menfaat sağlama" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-62
Madde 204 - 3679(1990), 6123(1953), 2275(1933) (Mülga: 21/11/1990 - 3679/28 md.)
 
Madde 205 - 6123(1953) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Bir kimse Türkiye Devleti hesabına olarak almaya veya satmaya yahut yapmaya memur olduğu her nevi eşyanın alım veya satımında veya pahasında veya miktarında veya yapmasında fesat karıştırarak her ne suretle olursa olsun irtikap eylerse on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasiyle cezalandırılır ve zarar kendisine ödettirilir.
Madde 206 - 3679(1990) (Mülga: 21/11/1990 - 3679/28 md.)
 
Madde 207 - 3679(1990), 6123(1953) (Mülga: 21/11/1990 - 3679/28 md.)
 
Madde 208 - 6123(1953), 2275(1933) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Devlet memurlarından her kim, idaresine ve nezaretine memur oldukları işlerde Devlet için az veya çok eşya veya malzeme alım veya satımında gizli veya aşikar, gerek doğrudan doğruya kendisi, gerek başkası vasıtasiyle veya ortaklık suretiyle kendi kazancı için ticaret eder veya imalat yahut inşaatı götürü şekilde deruhde edenlere ortak olursa üç seneden az olmamak üzere ağır hapis cezasiyle cezalandırılır.

Eğer bu gibi alış verişte komüsyon alınır yahut nakid veya meskükat mubadelesinde kazanç sağlanırsa ağır hapis cezası beş seneden az olamaz.
İKİNCİ FASIL
İrtikap
Madde 209 - 3679(1990), 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 21/11/1990 - 3679/9 md.)
Memuriyet sıfatını veya görevini kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına haksız olarak para verilmesine veya sair menfaatler sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına, bir kimseyi icbar eden memura altı yıldan az olmamak üzere ağır hapis cezası verilir.

Yukarıdaki fıkrada yazılı cürüm, ikna suretiyle işlenirse faile dört yıldan altı yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

Memur Kanunen almaması gereken bir şeyi diğerinin hatasından yararlanarak almış bulunursa iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.
Madde 210 - 3679(1990), 6123(1953), 3038(1936) (Mülga: 21/11/1990 - 3679/28 md.)
 
ÜÇÜNCÜ FASIL
Rüşvet
Madde 211 - 4782(2003), 3679(1990) (Değişik: 21/11/1990 - 3679/10 md.)
Ceza Kanununun tatbikinde memur sayılanların, kanunen veya nizamen yapmaya veya yapmamaya mecbur oldukları şeyi yapmak veya yapmamak için aldıkları veya başkalarına aldırdıkları para, hediye ve her ne nam altında olursa olsun sağladıkları diğer menfaatler ile bu maksatla alıp sattıkları veya ihale eyledikleri taşınır ve taşınmaz malların gerçek değeri ile verilip alınan bedel arasındaki fahiş fark rüşvet sayılır.

Bu Kanundaki memur tanımı dışında kalsalar dahi, özel kanunlarında belirli hallerde Devlet memuru sayıldıkları açıklananlar ile bazı yükümlülük ve sorumlulukları bakımından Devlet memurları gibi cezalandırılacakları belirtilenlerin yukarıdaki fıkrada gösterilen şekilde sağladıkları her türlü menfaat de rüşvet sayılır.

(Ek: 2/1/2003-4782/2 md.) Yabancı bir ülkede seçilmiş veya atanmış olan, yasama veya idarî veya adlî bir görevi yürüten kamu kurum veya kuruluşlarının memur veya görevlilerine veya aynı ülkede uluslararası nitelikte görevleri yerine getirenlere, uluslararası ticari işlemler nedeniyle, bir işin yapılması veya yapılmaması veya haksız bir menfaatin elde edilmesi veya muhafazası amacıyla, doğrudan veya dolaylı olarak birinci fıkranın öngördüğü menfaatlerin teklif veya vaat edilmesi veya verilmesi de rüşvet sayılır.
Madde 212 - 3679(1990), 6123(1953), 2275(1933) (Değişik: 21/11/1990 - 3679/11 md.)
Kanun ve nizam hükümlerine göre yapmak zorunda olduğu şeyi yapmak veya yapmamak zorunda olduğu şeyi yapmamak için rüşvet alan veya bir vaat veya taahhüt kabul eden kimseye dört yıldan on yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
106-63
Cürmün, yapılması gereken işin yapılmaması veya yapılmaması gereken işin yapılması için işlenmesi halinde faile beş yıldan oniki yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

Yukarıdaki fıkralarda belirtilen hallerde, memurun mensup olduğu dairenin ilgili bulunduğu sözleşme veya taahhütlere girişilmiş veya memuriyet, maaş, nişan veya sair rütbe, derece veya kademeler verilmiş veya kanun ve nizama aykırılık veya hakkı ihlal eden bir hal meydana gelmiş ise faile altı yıldan onbeş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

Yukarıdaki fıkralarda belirtilen hallerde faile ayrıca, aldığı para ile sağladığı her türlü menfaat veya vaat veya taahhüt olunan her türlü menfaatlerin miktar veya değerinin beş misli ağır para cezası verilir.
Madde 213 - 3679(1990), 6123(1953), 2275(1933) (Değişik: 21/11/1990 - 3679/12 md.)
211 inci maddede gösterilen kimselere yapmaya mecbur oldukları şeyi yapmamaları veya yapmamaya mecbur oldukları şeyi yapmaları için rüşvet vaat veya teklif eden veya veren kimseye kanun ve nizama aykırılığın derecesine ve istenilen şeyin kısmen veya tamamen yapılmış olup olmamasına göre dört yıldan oniki yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

Haklı bir hususun temini için rüşvet veren veya başka yararlar temin eden kimseye, verdiği para veya temin ettiği menfaatin on katı ağır para cezası verilir.
Madde 214 - 3679(1990), 6123(1953), 2275(1933) (Değişik: 21/11/1990 - 3679/13 md.)
Kendisine rüşvet teklif edilen kimse, emir ve idare yetkisine sahip olanlar ile hakim ve savcılardan veya resmi daireler tarafından özel bir vazifeyle görevlendirilenlerden biri veya noter, avukat, dava vekili olduğu takdirde, kanun ve nizama aykırılığın derecesine göre, rüşvet veren hakkında verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
Madde 215 - 3679(1990), 6123(1953) (Değişik: 21/11/1990 - 3679/14 md.)
Rüşvet kabul eden kimse, rüşveti almadan önce veya aldıktan sonra ve fakat istenilen hususu kısmen dahi olsa yerine getirmeksizin ve hakkında tahkikata geçilmeden keyfiyeti merciine duyurur ve aldığı para ve diğer şeyleri aynen iade ederse sorumlu olmaz.

Bunun gibi, haksız isteğinin yerine getirilmesinden önce durumu merciine duyuran fail de sorumlu olmaz ve vermiş olduğu para, sair şeyler geri alınarak kendisine verilir.
Madde 216 - 3679(1990) (Değişik: 21/11/1990 - 3679/15 md.)
Rüşvete aracılık eden kimse, rüşveti veren ve alandan hangisinin vasıtası ise onun suç ortağı sayılır.
Madde 217 - 3679(1990) (Değişik: 21/11/1990 - 3679/16 md.)
Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, rüşvet olarak verilen para, eşya ve diğer şeylerin veya bunlarla edinilen mal ve değerlerin müsaderesine hükmedilir.
Madde 218 - 3679(1990) (Değişik: 21/11/1990 - 3679/17 md.)
Görevine girmeyen ve yapılması veya yapılmaması hususunda yetkili olmadığı bir işi yapacağı kanaatini uyandırarak menfaat sağlayan memura bir yıldan beş yıla kadar hapis ve ikimilyon liradan beşmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.
Madde 219 - 3679(1990) (Değişik: 21/11/1990 - 3679/18 md.)
202 ilâ 218 inci maddelerde yazılı suçların emir ve idare yetkisine sahip olanlar ile hakim ve savcılar tarafından işlenmesi halinde verilecek cezalar yarısı oranında artırılarak hükmolunur.

Mahkemeler ile adalet dairelerinde veya sair resmi dairelerde kendilerine kanuni bir görev verilen veya 211 inci maddede gösterilen kişilerin rüşvet fiilleri, kesin yargı hükmüne tesir etmiş ise failler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanır.

202 ila 218 inci maddelerde yer alan cürümler dolayısıyla alınan veya verilen rüşvet veya yararın değeri hafif olduğu takdirde verilecek cezanın yarısı, pek hafif olduğu takdirde üçte ikisi indirilir.

Bu Kanunun 202,205,208,209,212,213,214,216,218 ve 219 uncu maddeleriyle mahküm olanlara aynı zamanda memuriyetten müebbeten mahrumiyet cezası da verilir.
Madde 220 - 4782(2003), 3679(1990), 6123(1953), 3112(1937), 2275(1933) (Mülga: 21/11/1990 - 3679/28 md.; Yeniden düzenleme: 2/1/2003-4782/3 md.)
Bu Fasılda yer alan rüşvet verme suçları, tüzel kişilerin yetkili temsilcileri tarafından işlendiğinde, bunlar cezalandırılmakla beraber tüzel kişi hakkında da suçla elde edilen menfaatin iki katından üç katına kadar ağır para cezasına hükmolunur.
Madde 221 - 3679(1990), 2275(1933) (Mülga: 21/11/1990 - 3679/28 md.)
 
Madde 222 - 3679(1990), 6123(1953) (Mülga: 21/11/1990 - 3679/28 md.)
 
Madde 223 - 3679(1990) (Mülga: 21/11/1990 - 3679/28 md.)
 
Madde 224 - 3679(1990) (Mülga: 21/11/1990 - 3679/28 md.)
 
Madde 225 - 3679(1990), 6123(1953) (Mülga: 21/11/1990 - 3679/28 md.)
 
Madde 226 - 3679(1990) (Mülga: 21/11/1990 - 3679/28 md.)
 
Madde 227 - 3679(1990), 6123(1953) (Mülga: 21/11/1990 - 3679/28 md.)
 
106-64
DÖRDÜNCÜ FASIL
Memuriyet ve mevki nüfuzunu suistimal edenler ve memuriyet vazifelerini yapmıyanlara ait cezalar
Madde 228 - 235(1961), 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 5/1/1961 - 235/2 md.)
Devlet memurlarından her kim bir şahıs veya memur hakkında memuriyetine ait vazifeyi suiistimal ile kanun ve nizamın tayin ettiği ahvalden başka suretle keyfi bir muamele yapar veya yapılmasını emreder veya ettirirse altı aydan üç seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu muamelede hususi maksat veya siyasi saik veya sebep mevcut ise cezası üçte birden yarıya kadar artırılır.

Memuriyetinin icrasında lüzumsuz yere sert muamelelerle bir şahsın kanun hükmüne veya hükümetin emirlerine itaat etmemesine sebep olan memur dahi aynı ceza ile cezalandırılır.
Madde 229 -
Memuriyeti sebebiyle kendisine tevdi kılınan veya ıttılaına müsadif olan vesikalar, kararlar ve emirleri ve sair tebligatı başkasına ifşa veya neşir ve ilan eden yahut her nasıl olursa olsun başkalarının vukuf ve ıttılaını kolaylaştıran memur, altı aydan iki seneye kadar hapis olunur.

Devletçe neşir ve ilanı matlup olan kararları kabule şayan mazereti olmaksızın tehir eden memur hakkında da aynı ceza tatbik olunur.
Madde 230 - 2248(1979), 6123(1953) (Değişik: 12/6/1979 - 2248/18 md.)
Hangi nedenle olursa olsun memuriyet görevini yapmakta savsama ve gecikme gösteren veya üstünün yasaya göre verdiği buyrukları geçerli bir neden olmadan yapmayan memur üç aydan bir yıla kadar hapis ve bin liradan beşbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Bu savsama ve gecikmeden veya üstünün yasal buyruklarını yapmamış olmaktan Devletçe bir zarar meydana gelmişse, derecesine göre altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile birlikte süreli veya temelli olarak memuriyetten yoksun kalma cezası da hükmolunur.

Her iki durumda memurun vazifesini geciktirmesinden veya verilen buyruğu yapmamasından, kişiler herhangi bir zarara uğramışsa bu zarar ayrıca ödettirilir.
Madde 231 -
Yukarıdaki maddede yazılı olan terahi veya emri yapmamak hakimler tarafından vakı olduğu surette bunlar aleyhine iştikai anilhükkam davasının ikamesi için kanuna göre bulunması lazımgelen şartlar mevcut olduğu halde ihmal veya emri yapmamak fiili vakı farz olunur.
Madde 232 -
Görülmekte olan bir davanın tarafeyninden biri hakkında sahabet veya garaz ve menfaata müsteniden hakimlere emir ve tahakküm veya nüfuz veya iltimas eden kimse birinci ve ikinci surette iki seneden ve üçüncü takdirde altı aydan az olmamak üzere hapis olunur. Fail memur ise başkaca müebbeden veya muvakkaten memuriyetten mahrumiyet cezasiylede cezalandırılır.

Bu müdahale üzerine dava haksız şekilde hüküm olunmuş ise ceza üçte biri kadar artırılır.
Madde 233 -
Yukarıki maddede yazılan emir ve iltimasa müsteniden hüküm ve karar veren hakimler hakkında dahi hüküm ve kararının suret ve mahiyetine ve mahkümun hukuku üzerine yaptığı tesirin derecesine göre iki seneden beş seneye kadar hapis ve hakimlik hizmetinden müebbed mahrumiyet cezası tatbik olunur.
106-65
Madde 234 -
Asker zabitlerinden veya Devletin umumi kuvvetlerine dahil memurlarla zabıta memurlarından biri salahiyettar daireden kendilerine kanuna göre verilmiş olan bir emri, nizama karşı gelerek yapmak istemez ve yapmasını geciktirirse iki seneye kadar hapis olunur.
Madde 235 - 2245(1979), 3112(1937) (Değişik: 7/6/1979 - 2245/3 md.)
Memurlardan biri görevini yaptığı sırada görevine ilişkin olarak kamu adına kovuşturmayı gerektiren bir suç işlendiğini öğrenip de ilgili daireye bildirmede ihmal ve gecikme gösterirse dört aydan iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır ve bu cezaya, öğrenilen suçun önemine göre ayrıca süreli veya süresiz memuriyetten mahrumiyet cezası da eklenir.

Eğer fail, adli kolluk memurlarından biri ise verilecek ceza bir yıl hapis cezasından aşağı olamaz ve her halde memuriyetten süresiz mahrumiyet cezası da hükmolunur.
Madde 236 - 2370(1981), 1490(1971) (Değişik: 7/1/1981 - 2370/2 md.)
Memurlardan veya işçi niteliğini taşımayan kamu hizmeti görevlilerinden üç veya daha fazla kimse aldıkları karar gereğince kanun hükümlerine aykırı olarak, memuriyetlerini terk eder veya vazifelerine gelmezlerse veya vazifelerine gelip de görevlerini geçici de olsa kısmen veya tamamen yapmazlar yahut yavaşlatırlarsa her biri hakkında dört aydan bir yıla kadar hapis ve ikibin liradan onbin liraya kadar ağır para cezasiyle birlikte muvakkaten veya müebbeten memuriyetten  mahrumiyet cezası da hükmolunur.

Başkaları tarafından alınan karara veya yayınlanan bildirilere uyarak yukarıdaki fıkrada yazılı fiilleri işleyen memurlara ve işçi niteliği taşımayan kamu hizmeti görevlilerine de aynı ceza hükmolunur.

Bu maddedeki eylemler dernek veya meslek kuruluşları yöneticilerinin bu yönde aldıkları karar veya yayınladıkları bildiriler üzerine vuku bulmuşsa, bu kararı alan veya bildiriyi yayınlayanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis ve üçbin liradan onbin liraya kadar ağır para cezası verilir. Fail memur ise müebbeten memuriyetten mahrumiyet cezasına da hükmolunur.
Madde 237 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Kanunun evlenmelerini menettiği kimselerin bu memnuiyetlerini bildikleri halde akidlerini yapan evlenme memurlarile bu suretle evlenenler ve bunları evlenmiye sevkeden veya evlenmelerine rıza gösteren veli veya vasileri üç aydan iki seneye kadar hapsolunurlar.

Kanuni şartlara riayet etmeksizin evlenme kağıdı veren memur, bir aydan üç aya kadar hapsolunur.

Evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren kağıdı görmeden bir evlenme için dini merasim yapanlar hakkında da bundan evvelki fıkrada yazılı ceza verilir.

Aralarında evlenme akdi olmaksızın evlenmenin dini merasimini yaptıran erkek ve kadınlar iki aydan altı aya kadar hapis cezasile cezalandırılır.

Erkek evli olduğu takdirde verilecek ceza altı aydan üç seneye kadar hapistir. Erkeğin evli olduğunu bilen kadına da aynı ceza verilir.

Muhtarlar aralarında evlenme akdi yok iken evlenmenin dini merasimini yaptıklarına muttali oldukları kimseleri salahiyetli makama bildirmeğe mecburdurlar. Bu hususta ihmal gösterenler beş liradan yüz liraya kadar ağır para cezasile cezalandırılır ve tekerrürü halinde ayrıca bir aya kadar hapsolunurlar.
106-66
Madde 238 -
Hakimlerle memurinden her kim memuriyetinin dairesi dahilinde ahalinin zaruri havayicinden olan hububat, erzak ve sair malzemeleri alıp satarak ticaret ederse yüz liradan aşağı olmamak üzere ağır cezayı nakdi ve müebbeden memuriyetten mahrumiyet cezasiyle cezalandırılır.
Madde 239 -
Hazar vaktinde seferberliğe müteallik vazifelerin ifasında ihmal ve terahisi sabit olan memurun cezası üçte bir derecesinde artırılır.
Madde 240 - 2248(1979), 6123(1953) (Değişik: 12/6/1979-2248/19 md.)
Yasada yazılı hallerden başka hangi nedenle olursa olsun görevini kötüye kullanan memur derecesine göre bir yıldan üç yıla kadar hapsolunur. Cezayı hafifletici nedenlerin bulunması halinde altı aydan bir yıla kadar hapis ve her iki halde ikibin liradan onbin liraya kadar ağır para cezasiyle cezalandırılır. Ayrıca memuriyetten süreli veya temelli olarak yoksun kılınır.
BEŞİNCİ FASIL
İmamlar, hatipler, vaizlerle ruhani reislere müteallik cürümler
Madde 241 -
İmam, hatip, vaiz, rahip, haham gibi dini reislerden biri vazifesini ifa sırasında alenen hükümet idaresini ve devlet kanunlarını ve hükümet  icraatını takbih ve tezyif ederse bir aydan bir seneye kadar hapis ve yüz elli liraya kadar ağır cezayı nakdi ile cezalandırılır veya bunlardan biri hüküm olunabilir.
Madde 242 -
Yukarıdaki maddede gösterilen kimselerden biri işbu sıfattan bilistifade hükümetin idaresini ve kanun ve nizam ve emirleri ve dairelerden birine ait olan vazife ve salahiyeti takbih ve tezyife veya halkı kanunlara yahut  hükümet emirlerini icraya veya memuru memuriyetinin vazifesi icabına karşı itaatsizliğe tahrik ve teşvik edecek olursa üç aydan iki seneye kadar hapse ve ikiyüz liraya kadar ağır cezayı nakdiye ve müebbeden veya muvakkaten bilfiil o vazifeyi icradan ve onun menfaat ve aidatını almaktan memnuiyetine hüküm olunur. İşbu fiiller alanen yapıldığı takdirde ceza üç seneye kadar hüküm olunabilir.

Kendi sıfatlarından istifade ederek kanunlara veya kanuna göre kazanılmış olan haklara muhalif iş ve sözlerde bulunmağa bir kimseyi icbar ve ikna eden din reis ve memurları hakkında dahi baladaki fıkrada yazılan ceza tertip olunur.

Bunlardan biri dini sıfatından istifade ederek evvelki maddede yazılan fiillerden başka bir cürüm işlerse altıda bir miktarı çoğaltılmak şartiyle o cürüm için kanunda yazılı olan ceza ile mahküm olur.

Şu kadar ki kanun işbu sıfatı esasen nazarı itibara almış ise cezayı çoğaltmağa mahal yoktur.
ALTINCI FASIL
Hükümet memurları tarafından efrada karşı yapılacak sui muameleler
Madde 243 - 4449(1999), 235(1961) (Değişik: 5/1/1961 - 235/2 md.)
(Değişik birinci fıkra: 26/8/1999 - 4449/1 md.) Bir kimseye cürümlerini söyletmek, mağdurun, şahsi davacının, davaya katılan kimsenin veya bir tanığın olayları bildirmesini engellemek, şikayet veya ihbarda bulunmasını önlemek için yahut şikayet veya ihbarda bulunması veya tanıklık etmesi sebebiyle veya diğer herhangi bir sebeple işkence eden veya zalimane veya gayriinsani veya haysiyet  kırıcı muamelelere başvuran memur veya diğer kamu görevlilerine sekiz yıla kadar ağır hapis ve sürekli veya geçici olarak kamu hizmetlerinden mahrumiyet cezası verilir.
106-67
Fiil neticesinde ölüm vukua gelirse 452 nci, sair hallerde 456 ncı maddeye göre tertip olunacak ceza üçte birden yarıya kadar artırılır.
Madde 244 -
Bir kimse hakkında sahabet fikrine veya garaza müsteniden kanun hilafında hüküm ve karar verdiği sabit olan hakimler, üç aydan üç seneye kadar hapis ve muvakkaten memuriyetten mahrumiyet cezasına müstahak olur.
Madde 245 - 4449(1999), 647(1965), 235(1961) (Değişik: 5/1/1961 - 235/2 md.)
Kuvvei cebriye imaline memur olanlar ve bilümum zabıta ve ihzar memurları memuriyetlerini icrada ve mafevkinde bulunan amirinin emrini infazda kanun ve nizamın tayin ettiği ahvalde başka surette bir kimse hakkında suimuamele veya cismen eza verecek hale cüret eder yahut o kimseyi darp ve cerheylerse üç aydan beş seneye kadar hapis ve muvakkaten memuriyetten mahrumiyet cezaları ile cezalandırılır. Eğer işlediği cürüm bu fiillerin fevkinde ise o cürümlere terettüp eden ceza üçte birden yarıya kadar artırılır. (1)

(Ek fıkra: 2/1/2003-4778/1 md.) 243 üncü madde ile bu maddede yazılı suçlardan dolayı verilen cezalar, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve ertelenemez.
Madde 246 -
Hükümet memurları tarafından bir kimsenin emval ve emlâki cebren iştira ve fuzuli iddia ile haksız yere zaptolunmak veyahut sattırılmak ve menafii âmme için lüzumu sabit olmadıkça ve kanunu mucibince behası peşin verilmedikçe tasarruf hakları iptal olunmak gibi haller vukubulursa o emval ve emlâk aynen ve mevcut olmadığı halde kıymeti nakden sahibine reddettirilip buna mütecasir olan memur cürmünün derecesine göre üç aydan iki seneye kadar hapis ve memuriyetten muvakkaten mahrumiyet cezasiyle cezalandırılır.
Madde 247 -
Memurlardan biri veya her nevi varidatı Devleti maktuan deruhte edenler ile adamları kanunen ve nizamen muayyen olan vergi, rüsumat ve sair aidatın miktarından ziyade bir şey alırlarsa memurlar ile mültezimler altı aydan üç seneye kadar ve adamları altı aya kadar hapis cezasiyle cezalandırılır. Fazla olarak aldıkları para her ne miktar ise reddedildikten sonra aldıkları paranın bir katı dahi ağır cezayı nakdi olarak alınır.
Madde 248 -
Bir memur kanunen tayin olunan mücazatı nakdiyeden maada cerime olarak para ve sair bir şey alır veya kanunen tahsiline memur olduğu mücazatı nakdiyenin miktarından fazla olarak bir şey ahzeylerse aldığı şey kendisinden geri alınarak sahibine verildikten başka bir katı ağır cezayı nakdi alınır ve altı aydan üç seneye kadar hapis cezasiyle cezalandırılır.
Madde 249 -
Kanunen ve nizamen tayin olunun ve ahalice bilicap lüzum görülen umumi hizmetlerden başka hükümet memurları ve saireden her kim angarya olarak her nevi işte adam kullanırsa buna mütecasir olan kimseden böyle meccanen kullandığı adamların mahallerince olan ücreti marufeleri alınarak ashabına teslim ve derecei cürmüne göre altı aydan üç seneye kadar sürgün cezası tayin olunur. Memur ise muvakkaten memuriyetten mahrumiyet cezasına müstahak olur.(2)
Madde 250 -
Tebliğ ve ihzar memurları, askerler, jandarmalar ve zabitler ve umum memurlar gelip geçtikleri yerlerde ahalinin hanelerine rızaları hilafına konup meccanen yem ve yiyecek alırlar ise aldıkları her ne ise parası ashabına reddettirildikten başka bir aya kadar hapsolunurlar.

Asker ve jandarmanın heyetçe hareketlerinde bu gibi şeylere cesaret ederlerse aldıkları eşyanın parası zabitanından alınarak sahiplerine teslim ettirildikten başka altı aydan üç seneye kadar hapis ile cezalandırılırlar. Eğer bu keyfiyet cebir ve şiddet icrasiyle vukubulursa cezaları üçte bir derecesinde çoğaltılır.
(1) Bu fıkrada yeralan "üç seneye kadar hapis" ibaresi, 26/8/1999 tarih ve 4449 sayılı Kanun ile "beş seneye kadar hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. (2) Bu maddede sözü edilen sürgün cezası 13/7/1965 ve 647 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesiyle kaldırılmıştır.
106-68
Madde 251 - 6123(1953) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Bir memur vazife esnasında bir kimse aleyhine bir cürüm işlerse kanunda yazılı olmıyan hallerde o cürme kanunen terettüp eden ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
YEDİNCİ FASIL
Hükümet memuriyetinin ve unvan ve şerefinin gasbı
Madde 252 -
Her kim mülki ve askeri memuriyetlerden birini hilafı nizam ifa veya ifaya teşebbüs eylerse üç aydan iki seneye kadar hapis ile mücazat olunur.

Aynı ceza memuriyetini terk ve tatil emri kendisine resmen bildirilmiş olduğu halde yine memuriyetinde devam eden memur hakkında üç aydan iki seneye kadar memuriyetten mahrumiyet cezasiyle birlikte hükmolunur.

Mahkeme bu baptaki ilam hulasasının-masarifi mahkümdan alınmak şartiyle cürmün vukubulduğu veya mahkümun ikamet eylediği vilayet ceridelerinden biriyle neşir ve ilanını emredebilir.
Madde 253 - 2245(1979), 5319(1949), 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
(Değişik: 7/6/1979 - 2245/4 md.) Her kimse bir rütbe veya memuriyetin veya bir mesleğin resmi elbisesini yetkisi olmaksızın açıktan açığa giyer veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takarsa üç aydan bir yıla kadar hapis ve ikibin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Böyle bir elbise giyerek elbisenin belirlediği meslek ve memuriyetle ilgili işler yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis ve binbeşyüz liradan üçbin liraya kadar ağır para cezası verilir. Bu elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanarak bir cürüm işlenirse, yalnız bu eylemden ötürü yukarıdaki cezalar üçte birden yarıya kadar artırılarak hükmolunur. 
 
Siyasî partinin takib ettiği prensiplerin remzi olan alamet ve işaretleri o partinin şerefini kıracak yerde kullananlarla partiden müsaade almaksızın kitap, gazete, mecmua veya Matbuat Kanununa göre matbua sayılan diğer şeyler üzerine veya sinama şeridlerine bunların muhteviyatını partiye mal edici manada koyanlar altı aya kadar hapis veya on liradan 200 liraya kadar ağır para cezasile cezalandırılırlar. Bu hususta takibat icrası alakalı siyasi parti Genel Sekreterliğinin şikayetine bağlıdır. 
 
Kızılay Cemiyetine aid alamet ve işaretleri, Kızılay Cemiyetinin rızası olmaksızın her hangi bir matbua veya evrak ve sair eşya üzerine koymak veya resim veya hakketmek veya her ne suretle olursa olsun o alamet ve işaretleri temsil veya tecessüm ettirmek suretile kullananlar üç aya kadar hapis veya beş liradan yüz liraya kadar ağır para cezasiyle cezalandırılırlar. Bu hususta takibat icrası Kızılay Cemiyeti Umumi Merkezinin şikayetine bağlıdır. 
 
(Ek: 7/2/1949 - 5319/1 md.) Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık Kurulunun resmi mühür ve damgası ile dünya yuvarlağı üzerine resmedilmiş iki defne dalı ortasındaki eskülap sembolünden ibaret alametinin ve (Dünya Sağlık Kurulu) adının ve bu adın ilk harflerinden müşekkel kısaltmanın ticaret veya her hangi bir menfaat kastiyle, herhangi bir ticaret ve sanayi müessesesi veya bir kimse tarafından, bu kurulun rızası olmaksızın, kullanılması, herhangi bir matbua veya evrak ve eşya üzerine konması veya temsil ve tecessüm ettirilmesi yasaktır. Buna aykırı hareket edenler üç aya kadar hapis veya beş liradan yüz liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
106-69
SEKİZİNCİ FASIL
Hükümete karşı şiddet veya mukavemet ve kanunlara muhalefet
Madde 254 - 2245(1979), 1490(1971), 6123(1953), 2275(1933) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Resmi meclisler azasından veya Hükümet memurlarından biri hakkında vazifesine mütaallik bir işi yapmaya yahut yapmamaya icbar için şiddet veya tehdit gösteren kimse, bir seneden üç seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(Değişik: 7/6/1979 - 2245/5 md.) Eylem silahla bir kişi tarafından işlenmiş ise iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Eylemin iki veya daha çok  silahlı kişiler tarafından anlaşarak birlikte veya silahsız ve anlaşma olmasa bile toplanmış beşten çok kişiler tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza beş yıldan az olamaz.

(Ek: 28/9/19 - 1490/4 md.) Her kim birinci fıkrada yazılı olan şahıslardan birinin vazife gördüğü yeri her ne suretle olursa olsun kısmen veya tamamen işgal ederek, vazifesine mütaallik bir işin yapılmasına mani olursa altı aydan üç seneye kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Fiil, cebir ve şiddet veya tehditle işlenirse bir seneden üç seneye kadar, silahla veya kendini tanınmıyacak bir hale koyarak yahut birkaç kişi tarafından birlikte işlenirse, iki seneden beş seneye kadar hapis cezasına hükmolunur.
Madde 255 -
Yukarıdaki maddede yazılı cezalar adli, siyasi veya idari bir heyetin veya bu heyetler mümessillerinin içtimaını yahut vazife görmelerini men veya ihlal veya müzakerelerinde nüfuz veya tesir icra etmek üzere şiddet kullananlar veya tehdit gösterenler hakkında dahi tatbik olunur.
Madde 256 -
Şiddet veya tehdit ile yukarıki maddelerde yazılı olan fiili işlemek üzere teşekkül eden on veya daha ziyade kimselerden mürekkep bir içtimaa dahil olanlar bir aydan iki seneye kadar hapsolunur.
Madde 257 -
Yukarıdaki maddede beyan olunan içtima cürmün silah ile işlenmesi için vaki olmuş ise hapis üç aydan üç seneye kadardır. Eğer Hükümetin emir ve ihtarı üzerine dağılırsa içtimaa dahil olanlar hakkında ceza verilemez.
Madde 258 - An. M. K. 1998/25(2003), 2245(1979), 6123(1953), 3531(1938), 2275(1933) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Bir memura veya ona yardım edenlere memuriyetine ait vazifeleri ifa sırasında cebir ve şiddet veya tehdit ile mukavemet eden kimse altı aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(Değişik: 7/6/1979 - 2245/6 md.) Eylem silahla bir kişi tarafından işlenmişse iki yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Eylemin iki veya  daha çok silahlı kişiler tarafından veya silahsız olsa bile toplanmış beşten çok kişiler tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza üç yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır.

Eğer fiil, kendisini veya akrabasını hapis veya tevkiften kurtarmak maksadiyle vakı olmuşsa birinci fıkradaki hal için iki aydan altı aya, ikinci fıkrada yazılı hal için dört aydan bir seneye kadar hapis cezası verilir.

Eğer memur haiz olduğu salahiyet hududunu tecavüz ederek veya keyfi hareketlerle bu muameleye sebebiyet vermiş ise fail hakkında geçen maddelerdeki ceza dörtte bire kadar indirileceği gibi icabına göre ceza büsbütün de kaldırılabilir.

254, 255, 256 ve 257 nci maddelerle yukarki fıkralarda yazılı fiiller, İcra Vekilleri Heyetinden bir vekil aleyhinde işlenirse tayin edilecek ceza yarı nispette artırılarak hükmolunur.
Madde 259 -
Ceza Kanunu itibariyle akrabadan murat, karı koca ile usul ve füru ve kardeş ve kız kardeş ve amuca ve dayı ve hala ve teyzelerle yegenler ve bunlar derecesindeki sıhri akrabadır.
106-70
Madde 260 -
Kanun ve nizam hükümlerinden birinin icrasına muhalefet için nüfuz ve müessir kuvvet sarfedenler bir seneye kadar hapis cezasiyle cezalandırılır.
Madde 261 - 1490(1971), 3531(1938) (Değişik: 28/9/19 - 1490/5 md.)
Kanun ve nizamlara aykırı olarak mektep veya dersane açanlar, açılan mektep veya dershane kapatılmakla beraber altı aydan iki seneye kadar hapis cezasiyle cezalandırılır.

Ruhsatsız öğretmenlik edenlerle bunları istihdam eyliyenlere de aynı ceza verilir.

Mükerrirler hakkında verilecek ceza bir sene hapisten aşağı olamaz.
Madde 262 -
Camiler etrafındaki mezarlıklarla kiliseler avlu ve derunlarına ve meskün mahaller civarında bulunan kabristanlara ve ölü defnine mahsus  olan mahallerden maada yerlere ruhsatsız ölü defneden veya ettiren kimse bir aydan altı aya kadar hapis veya otuz liradan yüz elli liraya kadar ağır cezayı nakdi ile mahküm olur.
Madde 263 -
Kolera ve sair bulaşık hastalıklardan musab veya vefiyat zuhur eden ev ve sair mahallerin kordon altına alınmasına dair Hükümetçe verilen emirlere ve yapılan icraata fiilen mümanaat edenler hareketlerinin derecesine göre bir aydan bir seneye kadar hapsolunur.
Madde 264 - 2245(1979), 1490(1971), 6123(1953), 5435(1949) (Değişik: 7/6/1979 - 2245/7 md.)
Her kim ait olduğu merciden ruhsat almaksızın dinamit veya bomba veya buna benzer yıkıcı veya öldürücü alet veya barut ve benzeri ateşli ecza yapar veya bunları yabancı bir ülkeden Türkiye'ye sokar veya sokmaya aracı olur veya ülke içinde bir yerden diğer bir yere götürür veya yollar veya götürmeye bilerek aracılık ederse, beş yıldan sekiz yıla kadar hapsolunur ve kendisinden onbeşbin liradan altmışbin liraya kadar ağır para cezası alınır.

Birinci fıkradaki eylemleri işlemek amacı ile teşekkül vücuda getirenlerle yönetenler veya teşekküle mensup olanlar tarafından sözü geçen fıkrada yazılı suçlar işlenirse failler hakkında on yıldan onbeş yıla kadar ağır hapis ve ellibin liradan yüzbin liraya kadar ağır para cezası hükmolunur.

İkinci fıkradaki hal dışında, iki veya daha çok kimselerin toplu olarak birinci fıkrada yazılı suçları işlemeleri halinde sekiz yıldan oniki yıla kadar ağır hapis ve yirmibeşbin liradan yetmişbeşbin liraya kadar ağır para cezası hükmolunur.

Birinci fıkrada yazılı eylemleri işlemek amacıyla iki veya daha çok kimselerin önceden anlaşıp birleşmeleri teşekkül sayılır.

Ruhsatsız bu gibi şeyleri taşıyanlar veya bulunduranlar veya satanlar veya satmaya çalışanlar veya alanlar üç yıldan beş yıla kadar ağır hapis, onbin liradan yirmibin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu şeylerin cins ve miktar itibariyle vahamet göstermesi halinde beş yıldan sekiz yıla kadar ağır hapis ve yirmibeşbin liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezası hükmolunur. Mahkemece bunların cins ve miktarının önemsiz sayılması ve failin meslek, kişilik ve ahlaki eylemleri yönünden tehlikesiz sayılması halinde hükmolunacak ceza bir aydan bir yıla kadar hapis ve bin liradan üçbin liraya kadar ağır para cezasıdır.

Birinci fıkrada yazılı şeyleri, meskün yerde veya çevresinde yada halkın gelip geçtiği bir yerde ateşleyenler veya patlatanlar yahut bırakanlar, eylemleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde beş yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezası ve onbin liradan az olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Suçun halkın toplu olarak bulunduğu yerlerde veya kamu hizmetlerinin görülmesine ayrılmış binalarda işlenmesi halinde, suç daha ağır bir cezayı gerektirse bile ayrıca bu eylemden dolayı aynı cezaya hükmolunur.
106-71
Her kim korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde her ne amaç ve nedenle olursa olsun, meskün bir yerde veya çevresinde veya özel veya resmi veya genel yapılara ya da her türlü taşıt araçlarına ya da halkın toplu olarak bulundukları diğer yerlere silahla ateş ederse, eylem başka bir suçu oluştursa bile ayrıca iki yıldan aşağı olmamak üzere hapis ve beşbin liradan az olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Yukarıdaki iki fıkrada yazılı eylemler, iki veya daha çok kişi tarafından birlikte veya taşıt aracı veya suçun icrasını kolaylaştırıcı başkaca araçlar kullanarak işlenirse cezalar üçte birden yarıya kadar artırılarak hükmolunur.
Madde 265 - 5435(1949) (Değişik: 10/6/1949-5435/1 Md.; Mülga: 7/12/1988-3506/10 md.)
 
DOKUZUNCU FASIL
Resmi sıfatı haiz olanlar aleyhinde cürümler
Madde 266 - 2370(1981), An. M. K. 1972/60(1973), 1490(1971), 6123(1953) (Değişik: 28/9/19 - 1490/7 md.)
Bir kimse resmi sıfatı haiz olan bir memurun huzurunda ve ifa ettiği vazifeden dolayı şeref veya şöhretine veya vakar ve haysiyetine kavlen veya fiilen taarruz ve hakarette bulunursa, aşağıda gösterilen suretlerle cezalandırılır:

1. Hakaret ve taarruz asker veya jandarma efradından veya iki veya üçüncü bendlerde mezkür memurlardan gayrı memurinden biri aleyhinde ise iki aydan sekiz aya kadar hapis ve ikiyüz elli liradan beşyüz liraya kadar ağır para cezası ile mahküm edilir.

2. Hakaret ve taarruz asker veya jandarma subaylarından veya polis komiserlerinden veya amirlerinden yahut il genel meclisi veya belediye meclisi üyelerinden biri aleyhinde ise üç aydan iki seneye kadar hapis ve beşyüz liradan bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

3. Hakaret ve taarruz Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile temsil sıfatını veya emir ve idare salahiyetini haiz rüesadan veya hakim ve Cumhuriyet  Savcılariyle bunların yardımcıları veya sorgu hakimlerinden biri aleyhinde vaki olursa altı aydan otuz aya kadar hapis ve bin liradan iki bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Eğer birinci fıkradaki hakaret fiili maddei mahsusa  tayin ve isnadiyle vaki olursa:

Bir numaralı benddeki halde beş aydan üç seneye kadar hapis ve beşyüz liradan üç bin liraya kadar ağır para cezasına;

İki numaralı benddeki halde altı aydan üç seneye kadar hapis ve bin liradan üç bin liraya kadar ağır para cezasına;
106-72
Üç numaralı benddeki halde yedi aydan üç seneye kadar hapis ve bin beş yüz liradan üç bin liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur.

(6 ve 7 nci fıkralar iptal: Ana. Mah.nin 19/12/1972 tarihli ve E. 19/50, K. 1972/60 sayılı Kararı ile.)

(Ek: 7/1/1981 - 2370/3 md.) Bu maddede yazılı taarruz ve hakaret fiilinin resmi sıfat ve memuriyet sona ermiş olsa bile ifa edilen görevden dolayı ve huzurda işlenmesi halinde de yukarıdaki fıkralar ve bentlerdeki cezalara hükmolunur.
Madde 267 - 3038(1936), 2275(1933) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Yukarıki madde de beyan olunan fiiller bir vazifenin ifasından dolayı olmayıp da vazife esnasında vaki olursa tayin olunacak ceza üçte birinden yarısına kadar indirilir.
Madde 268 - 1490(1971), 6123(1953), 4055(1941) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Bir kimse kavlen veya fiilen her ne suretle olursa olsun adli, idari, siyasi veya askeri resmi bir heyet huzurunda veya bir hakimin duruşma yaptığı sırada veya duruşmaya mütaallik karar ve hükmün tefhimini mütaakıp şeref ve haysiyetine veya vakarına tecavüz ve hakarette bulunursa altı aydan üç seneye kadar hapis cezasına mahküm edilir.

Eğer fiil maddei mahsusa tayin ve isnadiyle vakı olursa verilecek hapis cezası sekiz aydan aşağı olamaz.

266 ncı madde ile bu maddede beyan olunan fiiller bu iki maddede gösterilen heyet veya memurlara hitap edilen veya hitap edildiği anlaşılan telgraf, telefon, mektup, resim veya herhangi bir yazı vasıtası ile işlendiği takdirde de aynı ceza verilir.

(Ek Fıkralar: 28/9/19 - 1490/8 md.)

Hakaret ve taarruz birinci fıkrada gösterilen heyetlerin sıfat veya hizmetinden dolayı umuma neşir veya teşhir olunmuş yazı veya resim veya sair neşir vasıtalariyle işlenmiş olursa, fiilin mahiyetine göre birinci veya ikinci fıkralarda yazılı olan cezalar yarısı nispetinde artırılarak hükmolunur.

Sıfat veya hizmetinden dolayı vaki hakaret ve taarruz, birinci fıkrada gösterilen heyetlerin gıyabında alenen işlenmiş olursa, fiilin mahiyetine göre birinci veya ikinci fıkralarda yazılı olan cezaların yarısı hükmolunur. Bu fıkradaki suçun tekevvünü için 153 üncü maddedeki aleniyet şarttır.
Madde 269 - 3531(1938)
Geçen maddelerde muharrer taarruz ve hakaretler, cebir ve şiddet ve tehdit ile icra olunmuş ise ceza bir misli artırılır.
Madde 270 -
Geçen maddelerde muharrer cürümlerin faili hakaret ve taarruz eylediği şahıslara isnat ettiği ef'al ve evsafın şayi ve mütevatır olduğunu ispata kalkışırsa bu talebi katiyen kabul olunmaz.
Madde 271 - 2370(1981), 6123(1953), 2275(1933) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
(Değişik: 7/1/1981 - 2370/4 md.) Her kim resmi sıfatı haiz olan bir memura vazifesini icra ederken veya resmi sıfat ve memuriyeti sona ermiş olsa bile icra ettiği vazifeden dolayı cismen eza verecek veya hastalığını mucip olacak müessir bir fiil işlerse 456 ncı maddeye göre verilecek cezalar aşağıda gösterilen suretlerle artırılır.

1. Eğer memur 266 ncı maddenin 1 inci bendinde gösterilen kimselerden ise ceza üçte birden yarıya kadar, 2 nci bendinde gösterilen kimselerden ise bir misli ve 3 üncü bendinde gösterilen kimselerden ise iki misli artırılır.

2. Eğer fiil 268 inci maddede yazılı hal ve zamanlarda işlenmiş olursa fiilin istilzam ettiği cezaya üç misli zammolunur.

Hiçbir halde yapılacak zam altı aydan aşağı olamaz. Bu maddede yazılı hallerde takibat şikayete bağlı değildir.
106-73
Madde 272 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Eğer memur memuriyeti hududunu tecavüz ederek veya keyfi hareketleriyle geçen maddelerde beyan olunan fiillerin vukuuna sebebiyet vermişse ceza dörtte bire kadar indirileceği gibi icabına göre büsbütün de kaldırılabilir.
Madde 273 - 235(1961), 6123(1953) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
Kanunun hususi hükümler ile tasrih eylediği ahvalin haricinde her kim Büyük Millet Meclisi azası ile temsil sıfatını ve emir ve idare salahiyetini haiz rüesadan veya diğer Devlet memurlarından biri aleyhine sıfat ve hizmetlerinden dolayı bir cürüm işlerse o cürüm için kanunen muayyen olan ceza altıda birden üçte bire kadar artırılır.

(2., 3. ve 4 üncü fıkralar Mülga: 5/1/1961 - 235/1 md.)
ONUNCU FASIL
Mühür fekki ve Hükümetin muhafazasında bulunan eşyayı çalmak
Madde 274 -
Bir kimse kanuna yahut Hükümetin emrine tevfikan bir şeyin muhafazasını yahut aynen mevcudiyetini temin için vazolunan mührü fekkederse üç aydan iki seneye kadar hapis cezasına ve kırk liraya kadar ağır cezayı nakdı itasına mahkum olur.

Eğer bu fiil, mühür vazını emir veya icra etmiş olan memur yahut resmen mühür altına alınan bir şeyi muhafaza etmek yahut yanında bulundurmak vazifesiyle mükellef olan kimse tarafından işlenmiş ise bir seneden dört seneye kadar hapis cezası ve otuz liradan yüz elli liraya kadar ağır cezayı nakdi tayin olunur.

Eğer cürüm, memur veya muhafızın müsamahası ve dikkatsizliği neticesi olarak vukua gelmiş ise bunlar hakkında otuz liradan yüz liraya kadar ağır cezayı nakdi hükmolunur.
Madde 275 -
Bir kimse cürmü teşkil eden ecsam ve eşyayı ve o sıfatı haiz bulunmak itibariyle Hükümet dairelerinde saklanan evrak ve vesikaları veya mahkemelere ve resmi dairelere tevdi olunan veya bir memurun memuriyeti icabınca yanında bulunan senetleri ve sair mühim evrakı ortadan kaldırır veya bozar ve yok eder yahut tahrif veya tağyir eylerse bir seneden üç seneye kadar hapsolunur.

Eğer bu cürmün faili memuriyeti iktizasınca bu ecsam ve eşyayı yahut evrak ve vesikaları elinde bulundurmak vazifesiyle mükellef bulunan memurun kendisi ise iki seneden beş seneye kadar hapis ve muvakkaten memuriyetten mahrumiyet cezaları ile cezalandırılır ve eğer bundan dolayı vukua gelecek zarar hafif olur ve fail bu ecsam ve eşya ve evrak ile vesika ve senetlerden kendisi için bir güna fayda istihsal etmezden ve hakkında takibata başlanmazdan evvel onları değiştirmeksizin iade ve teslim ederse birinci surette altı aydan iki seneye kadar hapsolunur; ikinci surette bir seneden dört seneye kadar hapis ve muvakkaten memuriyetten mahrumiyet cezaları hükmolunur.
Madde 276 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Bir kimse muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan merhun veya mahcuz veya her hangi bir sebeple vaz'ıyed edilmiş olan malları kendisinin veya başkasının menfaati için saklar, sahibine veya başkalarına verir veya tebdil veya lazımgelenlere teslimden imtina ederse üç aydan iki seneye kadar hapis ve otuz liradan üç yüz liraya kadar ağır para cezasile cezalandırılır.

Eğer suçlu merhun veya mahcuz veya her hangi bir sebeple vaz'ıyed edilmiş olan eşyanın sahibi ise verilecek ceza bir seneye kadar hapis ve on liradan yüz elli liraya kadar ağır para cezasıdır.

Eğer cürüm muhafızın ihmalinden veya tedbirsizliğinden ileri gelmiş ise muhafız hakkında beş liradan yüz liraya kadar ağır para cezası hükmolunur.
106-74
Eğer eşyanın kıymeti az ise veya cürmün faili eşyayı veya bedelini takibata başlamazdan evvel geri verirse ceza altıda birden üçte bire kadar indirilir.
Madde 277 -
Bu fasılda zikrolunan fiiller, cebir ve şiddet kullanmak veya tehdit suretiyle veya silahlı ve birden ziyade kimseler tarafından işlenirse ceza, üçte biri miktarı artırılır.
ON BİRİNCİ FASIL
Devlet memurlarına intisap iddiasiyle menfaat temin eyliyenler
Madde 278 - 235(1961) (Değişik: 5/1/1961 - 235/2 md.)
Her kim olursa olsun resmi meclisler azasından yahut Devlet memurlarından biri nezdinde hatırı sayıldığını yahut onlarla münasebeti bulunduğunu iddia ederek haklarında vuku bulacak tavassutta medarı teşvik yahut mükafat olmak üzere yahut aza veya memurun himayesine mukabil onlara verilmek veya onlara verilmesi lazım gelen hediye veya mükafata sarf olunmak bahanesiyle kendi yahut başka bir kimse hesabına para veya sair menfaat alır veya kabul eder veya bunların verilmesine vaad alırsa bir seneden beş seneye kadar hapis olunur ve bin liradan az olmamak üzere temin veya vaad olunan menfaatin üç misli ağır para cezası alınır.

Fail milletvekili veya siyasi parti kademelerinde fiili vazife almış olduğu takdirde yukarıdaki cezalar üçte birden yarıya kadar artırılarak hükmolunur. Ayrıca faile amme hizmetlerinden memnuiyet cezası da verilebilir.

Fail, Devlet memurlarından ise cezasına müebbeten memuriyetten mahrumiyet cezası ilave olunur.
ON İKİNCİ FASIL
Geçen fasıllar arasında müşterek hükümler
Madde 279 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Ceza Kanununun tatbikatında :

1 - Devamlı veya muvakkat surette teşrii, idari veya adli bir amme vazifesi gören Devlet veya diğer her türlü amme müesseseleri memur, müstahdemleri;

2 - Devamlı veya muvakkat, ücretsiz veya ücretli, ihtiyari veya mecburi olarak teşrii, idari veya adli bir amme vazifesi gören diğer kimseler memur sayılır.

Ceza Kanununun tatbikatında amme hizmeti görmekle muvazzaf olanlar:

1 - Devamlı veya muvakkat surette bir amme hizmeti gören Devlet veya diğer amme müessesesinin memur ve müstahdemleri;

2 - Devamlı veya muvakkat, ücretli veya ücretsiz ihtiyari veya mecburi surette bir amme hizmeti gören diğer kimselerdir.
Madde 280 -
Memuriyet sıfatı kanuna göre cürmü teşkil eden anasırdan veya cürmün esbabı müşeddidesinden addolunduğu yerlerde memurdan bu sıfatın zail olmuş bulunması veya cürmün vukuu esnasında vazifesini ifa halinde bulunmaması bu kaidenin tatbikına mani değildir.
Madde 281 -
Bir kimse cürüm işlemek için haiz olduğu memuriyete ait kuvvet ve vasıtaları kullandığı takdirde eğer kanun esasen memuriyet sıfatını nazarı itibara almamış ise irtikap olunan cürüm için tayin olunacak ceza altıda birden üçte bire kadar tezyit olunur.
DÖRDÜNCÜ BAP
Adliye aleyhinde cürümler
BİRİNCİ FASIL
Kanunen ifası lazım gelen bir hizmetten imtina
Madde 282 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Her kim adliye makamları tarafından şahid, ehlivukuf, veyahut tercüman sıfatile davet  olunup da asılsız bir sebebi ileri sürmek suretile icabet mecburiyetin-
106-75
den vareste tutulmuş veya icabet etmekle beraber şehadet etmekten veya ehlivukuf veya tercümanlık vazifesini ifadan istinkaf eylemiş bulunursa altı aya kadar hapse veya on liradan yüz liraya kadar ağır para cezasına mahküm olur.

Fail ehli vukuftan ise mahkümiyet neticesi olarak hapis müddetine müsavi bir zaman için meslek ve sanatın tatili cezasına dahi mahküm olur.
İKİNCİ FASIL
Suç tasnii ve resmi mercileri iğfal
Madde 283 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Vuku bulmadığını bildiği bir suçu Adliyeye veya keyfiyeti Adliyeye tevdie mecbur olan bir makama veya kanuni takib yapacak veya yaptırabilecek bir mercie vuku bulmuş gibi ihbar ile yahut vaki olmıyan bir suçun eserlerini takibata mübaşeret olunabilecek derecede uyduran kimse 30 aya kadar hapis cezasına mahküm olur.

Adliye huzurunda sahte olarak bir suç işlediğini yahut bu suça iştirak eylediğini söyliyen kimse hakkında dahi aynı ceza tertib olunur.
Madde 284 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Başkasının yerine kendini koyarak hapishaneye giren şahıs bir aydan bir seneye kadar hapis cezasiyle cezalandırılır.
ÜÇÜNCÜ FASIL
İftira
Madde 285 - 5218(2004), 3679(1990), 3038(1936), 2275(1933) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Her kim Adliyeye veya keyfiyeti Adliyeye tevdie mecbur olan bir makama veya kanuni takib yapacak veya yaptırabilecek bir mercie ihbar veya şikayette bulunarak suçsuz olduğunu bildiği bir kimseye bir suç isnad eder yahut o kimse aleyhinde böyle bir suçun maddi eser ve delillerini uydurursa isnad eylediği suçun nevi ve mahiyetine ve uydurduğu delillerin kuvvetine göre üç aydan üç seneye kadar hapsolunur.

Bu isnad kendine iftira olunan kimsenin tevkifi gibi şahsi hürriyeti bağlıyan bir halin hudusuna sebep olmuşsa müfteri hakkında bir seneden beş seneye kadar hapis cezası hükmolunur.

Kendine iftira olunan kimse hakkında üç seneden fazla şahsi hürriyeti bağlıyan bir ceza ile mahkümiyeti mutazammın bir hüküm sadır olmuşsa müfteri hakkında on beş seneyi geçmemek üzere aynı ceza hükmolunur.

Eğer mağdurun mahkumiyeti müebbed ağır hapis ise müfteri on beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapisle cezalandırılır.

(Değişik: 21/11/1990 - 3679/19 md.) Eğer mağdurun mahkümiyeti ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası ise, müfteri müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılır. (1)

(Altıncı fıkra mülga: 21/11/1990 - 3679/28 md.)

Yukarıdaki fıkralarda yazılı olan suç faili mağdur hakkında takibat yapılmadan evvel bu isnadatından rücu eder veya uydurduğunu itiraf ederse yukarıda yazılı cezaların altıda biri hükmolunur ve ceza müebbed ağır hapis ise on sene ağır hapse indirilir ve isnaddan rücu veya tasniin itiraf olunması takibata başlandıktan sonra vaki olursa asıl cezanın üçte ikisi indirilir ve müebbed ağır hapis yerine 24 sene ağır hapis cezası tayin olunur. Tasni veya iftira, kabahat ef'aline taallük ederse bu madde ile 283 üncü maddede tesbit olunan cezalar yarıya kadar indirilir.
DÖRDÜNCÜ FASIL
Yalan şahitliği ve yalan yere yemin
Madde 286 - 5218(2004), 3679(1990)
Yemin   ettirerek   şahit   veya   ehlihibre   istimaına   salahiyettar olan   bir memur   veya   heyet   huzurunda   şehadet   ederken   yalan    söyleyen   veya    hakikatı
(1) Bu fıkrada yer alan "idam" ibaresi, 14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-76
inkar yahut isticvap olunduğu hususat hakkında malümatı az veya çok ketmeyleyen kimse üç aydan üç seneye kadar hapis ile mücazat olunur.

Eğer fiil üç seneden fazla hürriyeti tahdit eden cezayı müstelzim bir cürmün tahkik ve muhakemesi esnasında vakı olmuş ise cezası üç seneden on seneye kadar ağır hapistir.

(Değişik: 21/11/1990 - 3679/20 md.) Eğer yalan şahadet, bir kimseye müebbet hapis cezası verilmesi sonucunu doğurmuş ise, faile verilecek ceza onbeş seneden aşağı olamaz ve ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına mahkûmiyet halinde ise faile müebbet ağır hapis cezası verilir. (1)

Eğer yeminsiz şahadet edilmişse ceza müddeti yarısına kadar indirilir.
Madde 287 -
Bir kimse hukuk davalarında müddei yahut müddeaaleyh sıfatını haiz olduğu halde yalan yere yemin ederse altı aydan üç seneye kadar hapis olunur ve otuz liradan yüz liraya kadar ağır cezayı nakdi alınır ve muvakkaten hidematı ammeden memnuiyet cezasiyle cezalandırılır. Eğer fail bu dava hakkında bir karar verilmezden evvel yeminden dönerse hapis cezası bir aydan altı aya kadardır.
Madde 288 -
Yalan yere yemin veya şahadet eden şahıs:

1 - Hakikatı beyan ettiği takdirde kendisini veya akrabasından birini hürriyet ve namusca behemehal fahiş bir zarara maruz kılması muhtemel olan,

2 - Kendi tarafından beyan olunan zati vasıflara nazaran şahit sıfatiyle celbi iktiza etmiyen yahut o şahsın ceza davasında şahit ve ehli hibre ve mütercim olmaktan istinkafa hakkı olduğu halde mahkemece kendisine bu hakkı ihtar edilmemiş bulunan,

Kimselerden ise yukarıki maddede mezkür olan cezalardan muaftırlar.

Eğer bunların yalan şahadeti diğer bir şahsi takibata yahut mahkumiyete maruz kılarsa yukarıdaki maddelerde yazılı cezalar, yarısından üçte ikisine indirilir.
Madde 289 -
Bir kimse ceza tahkikat veya muhakematı esnasında şahadet ettikten sonra iş lüzum veya meni muhakeme kararnamesi ile bitmezden veya muhakeme hitam bulmazdan veya yalan şahadet hadisesindan dolayı muhakeme başka güne talik olunmazdan evvel bu şahadetten rücu ile hakikatı söylerse 286 ncı maddede beyan olunan fiilden dolayı cezadan muaftır.

Eğer rücu beyan olunan zamanlardan sonra olur, yahut bir hukuk davasının muhakemesi esnasında vukua gelmiş olan yalan şahadete mütaallik bulunur ise bu şahadetin vukubulduğu dava hakkında mahkemeden karar çıkmazdan evvel zuhura gelmiş olmak şartiyle bu baptaki ceza üçte birinden yarısına kadar indirilir.

Eğer bu şahadet bir şahsın tevkifini yahut hakkında fahiş bir zararı mucip olmuşsa cürüm failinin göreceği ceza bu maddenin birinci kısmında yazılı hallerde üçte bir ve ikinci kısmında yazılı olan hallerde altıda bir derecesinde azaltılır.
Madde 290 -
Geçen maddeler ahkamı, adliye huzuruna davet olunarak hakikata mugayir rey ve malümat veren ehli hibre ile ifadeleri hakikate mugayir surette beyan ve tercüme eden tercümanlar hakkında dahi tatbik olunur.

Ehlihibre hakkında muvakkaten hıdematı ammeden memnuiyet cezası silk ve sanatın tatili cezasını dahi şamil olabilir.
Madde 291 -
Bir kimse 286 ncı maddede yazılı olan cürmü işletmek için para vermek veya sair menfaat göstermek veya vait ve teşvik veya tehdit veya hile ve desise ile veya nüfuz kullanmak suretiyle şahit veya ehli hibre yahut tercüman tedarik  ederek  yalan şahadeti işletmiş ve hilafı vaki rey beyan ve tercümanlık ifa
(1)Bu fıkrada yer alan "ölüm" ibaresi, 14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-77
ettirmiş ise 286 ncı maddenin birinci fıkrasında muayyen olan hallerde bir aydan bir seneye kadar, ikinci fıkrasındaki hallerde üç seneden beş seneye kadar hapis, üçüncü fıkrasında yazılı hususatta on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasiyle cezalandırılır. Yalancı şahit ve o makuleden ehli hibre ve tercüman tedarik eden kimsenin onlara mükafaten verdiği şeyler müsadere olunur.

Bir kimse bu suretlerle şahit veya ehli hibre yahut tercüman tedarikine yalnız teşebbüs etmiş bulunursa geçen fıkralarda yazılı olan cezalar üçte bire indirilir.
Madde 292 -
Yukarıki maddede yazılı olan cürmün faili bizzat maznunu aleyh yahut yakın akrabasından biri olduğu halde, diğer bir şahsı takibata veye mahkumiyete maruz kılmamış olmak şartiyle, mezkür maddede tayin olunan cezalar yarısından üçte ikisine kadar indirilir.
Madde 293 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
289 uncu maddede yazılı olan suret ve zamanlarda yalan şahidler şehadetlerinden ve ehli hibre ve tercümanlar dahi hilafı hakikat olan rey ve tercümelerinden rücu ettikleri takdirde bunları tedarik edenler hakkında 291 inci maddede muayyen cezalar altıda birinden üçte birine kadar indirilir.
BEŞİNCİ FASIL
Avukat ve dava vekillerinin sui istimali
Madde 294 -
Avukat veya dava vekili hasım tarafiyle uyuşarak veya sair hile ve desiselere sülük ederek kendisine verilen davaya zarar iras eyler yahut aynı davada hasım tarafına da yardım ederse üç aydan otuz aya kadar hapis ve meslekin tatiline dahi şamil olmak üzere muvakkaten hıdematı ammeden memnuiyet cezalariyle beraber otuz liradan iki yüz elli liraya kadar ağır cezayı nakdi ile cezalandırılır.

Eğer avukat veya dava vekili aynı davada bir tarafa vekalet ettikten sonra o vekaletten çe-kilerek diğer tarafın vekaletini deruhte veya o tarafa yardım ederse altı aya kadar hapsolunur veya otuz liradan yüz elli liraya kadar ağır cezayı nakdi alınır.
Madde 295 -
Kabul ettiği bir davada şahidin veya ehli hibre veya tercümanın veya müddeiumuminin ve karar verecek hakimin sahabetini istihsal etmek veyahut bunlara mükafat eylemek bahanesiyle müekkilinden para ve sair eşya alan avukat ve dava vekili iki seneden beş se-neye kadar hapse ve iki yüz liraya kadar ağır cezayı nakdiye ve meslek ve sanata dahi şamil olmak üzere muvakkaten hıdematı ammeden memnuiyet cezasına mahküm olur.
ALTINCI FASIL
Cürüm işleyenleri saklamak ve cürümün delillerini yok etmek cürümleri
Madde 296 - 5218(2004), 1490(1971), 2275(1933) (Değişik: 28/9/19 - 1490/9 md.)
Her kim hapis  cezasından  aşağı  olmıyan  cezayı müstelzim bir cürüm işledikten sonra bu cürmün icrasında faillerle evvelce itifak  etmiş ve  cürmü neticelendirmekte yardımı dokunmuş olmaksızın, bir kimsenin o cürümden istifadesini  temine veya Hükümetçe icra olunacak tahkikatı yanlış yola sevk etmeye yahut Hükümetin  araştırmalarına veya hükmün icrasına karşı faili gizlemeye yardım eder yahut  hakkında yakalama veya  tevkif müzekkeresi çıkarılmış olan bir kimsenin saklı bulunduğu yeri  bildiği  halde  yetkili mercilere derhal haber vermezse veya her kim  bu   cezaları   istilzam  eden   bir  cürmün eser ve delillerini yok eder yahut bunları bir   suretle    değiştirir   veya  bozarsa,   hapis   cezasını   gerektiren  suçlarda   altı   aydan
106-78
iki yıla kadar, ağır hapis cezasını gerektiren suçlarda iki seneden dört seneye, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasını gerektiren suçlarda da üç seneden beş seneye kadar hapis cezasına mahkum olur. Şu kadar ki, bu ceza müddeti asıl cürüm için kanunda tayin edilen cezanın üçte birini geçemez. Sair fiillerden dolayı tertip olunacak ceza beş yüz liradan bin liraya kadar ağır para cezasıdır. (1)

Bu fiili usul veya füruunun, karı veya kocasının yahut kardeşinin lehine olarak işliyen kimseye ceza verilmez.
Madde 297 -
Maktulün cesedini saklayan veya saklatan veya Hükümete haber vermeksizin ve keşfolunmaksızın gömen veya gömdüren kimseler üç aydan bir seneye kadar hapis ve elli liraya kadar ağır cezayı nakdı ile cezalandırılır.
YEDİNCİ FASIL
Tevkifhane ve hapishaneden firar ve firara vesatat
Madde 298 - 2370(1981), 3038(1936) (Değişik: 7/1/1981 - 2370/5 md.)
Bir kimse bir suçtan dolayı kanun dairesinde tutuklandıktan sonra kaçarsa iki aydan altı aya kadar hapsolunur.

Bu suç şahıslara karşı şiddet veya tehdit kullanarak veyahut kapı veya pencere kırarak veya duvar delerek veya kaçmaya mani olacak vasıtaları bozarak işlenmiş olursa ceza bir yıldan üç yıla kadar hapistir.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen şekillerdeki kaçma eyleminin birden ziyade kimseler tarafından bir arada işlenmesi ya da tehdit veya şiddet kullanmanın bir kişi tarafından olsa bile silahla yapılması hallerinde ceza dört yıldan sekiz yıla kadar ağır hapistir.
Madde 299 - 2370(1981), 3038(1936) (Değişik: 7/1/1981 - 2370/6 md.)
Bir kimse bir suçtan dolayı kanun dairesinde hapsedildikten sonra kaçarsa aşağıda yazılı şekillerde ceza görür:

1. Müebbet ağır hapis hükümlüsü ise cezasının bir yılı geceli gündüzlü bir hücrede yalnız başına bırakılmak suretiyle çektirilir.

2. Muvakkat şahsi hürriyeti bağlayıcı bir ceza hükümlüsü ise geri kalan müddetlerine bu müddetlerin altıda birden üçte birine eşit bir müddet zammedilir. Ancak zammedilecek bu müddetler dört aydan eksik ve iki yıldan fazla olamaz.

Bu suç, şahıslara karşı şiddet veya tehdit kullanarak veyahut kapı ve pencere kırarak veya duvar delerek veya kaçmaya mani olacak vasıtaları bozarak işlenmiş olursa birinci bentte yazılı hücre müddeti bir yıl altı ay, ikinci bentte yazılı nispet üçte birden yarıya kadar olarak tatbik olunur. Ancak zammedilecek bu müddetler bir yıldan eksik, dört yıldan fazla olamaz.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen şekillerdeki kaçma eyleminin birden ziyade kimseler tarafından bir arada işlenmesi ya da tehdit veya şiddet kullanmanın bir kişi tarafından olsa bile silahla yapılması hallerinde birinci bentte yazılı hücre müddeti iki yıl, ikinci bentte yazılı nisbet yarıdan üçte ikiye kadar olarak tatbik olunur. Ancak zammedilecek bu müddetler beş yıldan eksik, sekiz yıldan fazla olamaz.

Bu maddede yazılı hükümler cezaevi dışında çalıştırılan hükümlüler hakkında da tatbik olunur.
(1) Bu fıkrada yer alan "ölüm" ibaresi, 14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-79
Madde 300 -
Kaçan mevkuf ve mahkum bir güna cebir ve tazyik neticesi olmayarak on beş gün zarfında kendiliğinden gelip teslim olursa geçen maddelerde gösterilen cezaların altıda biri hükmolunur.
Madde 301 - 5218(2004), 2370(1981), 3038(1936) (Değişik: 7/1/1981 - 2370/7 md.)
Her kim, bir tutuklu veya hükümlünün her ne suretle olursa olsun kaçmasını hazırlar veya kolaylaştırırsa kaçan kimsenin işlemiş olduğu suçun ağırlığına ve çekmekte bulunduğu cezanın geri kalan miktarı ve nevine göre bir yıldan beş yıla kadar hapsolunur.

Eğer hükümlünün çekmekte olduğu ceza müebbet ağır hapis ise kaçmasını hazırlayan veya kolaylaştıran kimsenin cezası beş yıldan sekiz yıla kadar hapistir.

Eğer hükümlünün cezası ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası ise, kaçmasını hazırlayan veya kolaylaştıran kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar ağır hapis cezası verilir. (1)

Birden ziyade tutuklu veya hükümlünün kaçmasını hazırlayan veya kolaylaştıran faile yukarıdaki fıkralara göre tayin edilecek ceza üçte birden yarıya kadar artırılır.

Eğer hükümlü veya tutuklunun kaçmasını hazırlamak veya kolaylaştırmak için fail 299 uncu maddede sözü edilen vasıtalardan birini kullanır ve bu yüzden hükümlü veya tutuklu kaçmış olursa ceza üçte birden yarıya kadar artırılır.

Eğer kaçamamış ise ceza üçte bire indirilir.

Eğer sanık tutuklu veya hükümlünün usul ve füruundan ve karı kocadan ve kardeş ve kızkardeşlerinden biri ise göreceği ceza üçte bir miktar azaltılır.
Madde 302 - 5218(2004), 2370(1981), 3038(1936) (Değişik: 7/1/1981 - 2370/8 md.)
Bir tutuklu veya hükümlünün muhafazasına veya nakline memur olan kimse, onun her ne suretle olursa olsun kaçmasını hazırlar veya kolaylaştırırsa kaçan kimsenin işlemiş olduğu suçun ağırlığına ve çekmekte bulunduğu cezanın geri kalan miktarı ve nevine göre iki yıldan beş yıla kadar hapsolunur.

Eğer hükümlünün çekmekte olduğu ceza müebbet ağır hapis ise failin göreceği ceza altı yıldan sekiz yıla kadar ağır hapistir ve müebbeten kamu hizmetlerinden mahrumiyet cezası dahi hükmolunur.

Eğer hükümlünün cezası ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası ise failin göreceği ceza dokuz yıldan onbeş yıla kadar ağır hapistir ve müebbeten kamu hizmetlerinden mahrumiyet cezası dahi hükmolunur. (1)

Eğer hükümlü veya tutuklunun kaçmasını hazırlamak ve kolaylaştırmak için fail, kaçağın şiddet kullanmasında veyahut kapı ve pencere kırmasında ve duvar delmesinde kaçakla birleşir veya silah ve sair böyle bir işe lazım olan şeyleri verir veya bunların tedarikini men etmezse yada kaçması hazırlanan veya kolaylaştırılan tutuklu veya hükümlü birden ziyade ise tutuklu veya hükümlünün kaçmış olması halinde memur, birinci fıkradaki halde üç yıldan, ikinci fıkradaki halde yedi yıldan, üçüncü fıkradaki halde on yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis ve müebbeten kamu hizmetlerinden mahrumiyet cezası ile cezalandırılır ve kaçamadığı takdirde memura sekiz yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Madde 303 - 5218(2004), 2370(1981) (Değişik: 7/1/1981 - 2370/9 md.)
Firar  maddesi memurun kayıtsızlık veya  tedbirsizliğinden  neşet etmiş ise memur  hakkında  bir  yıldan üç yıla kadar  hapis  cezası tertip olunur ve kaçağın
(1) Bu fıkralarda yer alan "idam" ibareleri, 14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-80
görmekte olduğu ceza  ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis ve müebbet ağır hapis olduğu takdirde hapis cezası üç yıldan beş yıla uzar, bu iki surette ceza süresi kadar kamu hizmetlerinden mahrumiyet cezası da verilir. (1)
Madde 304 - 3506(1988), 3267(1986), 2370(1981), 1490(1971), 3038(1936) (Değişik: 28/9/19 - 1490/10 md.)
I – (Değişik: 7/1/1981 - 2370/10 md.) Önceden aralarında bir anlaşma olsun veya olmasın üç ve daha ziyade hükümlü veya tutuklu her ne sebeple olursa olsun cezaevi idaresine karşı ayaklanırsa, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

Cebir ve şiddet göstererek veya tehdit ederek veya nüfuz ve müessir kuvvet sarfederek cezaevinin idaresine kısmen veya tamamen mani olunması hali bu maddenin tatbikinde ayaklanma sayılır.

Kullanılmış olmasa bile, ayaklanmaya silahla katılan hükümlü ve tutuklular beş yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

Yukarıda yazılı hallerde ayrıca bir tahribat meydana getirilmişse, tayin olunan ceza, tahribatın derecesine göre üçte birden yarıya kadar artırılarak hükmolunur.

II – Azmettirenler veya teşvik edenler ayaklanmaya fiilen katıldıkları takdirde, haklarında birinci bendin birinci veya üçüncü veya dördüncü fıkralarında yazılı olan cezaların yukarı haddi hükmolunur.

III – (Mülga: 7/12/1988 - 3506/10 md.)
Madde 305 - 5218(2004), 2370(1981) (Değişik: 7/1/1981 - 2370/11 md.)
Bir tutuklu veya hükümlünün muhafazasına veya nakline memur olan kimse tutuklu veya hükümlünün tutuklu bulunduğu veyahut cezasını çekmekte olduğu yerden geçici de olsa kanun ve nizamın izin verdiği hallerin dışında uzaklaşmasına müsaade ederse, altı aydan iki yıla kadar hapsolunur.

Bu müsaade neticesi olarak tutuklu veya hükümlü kaçmış olursa memura verilecek hapis cezası iki yıldan beş yıla kadar uzar ve her halde ceza süresi kadar kamu hizmetlerinden mahrumiyet cezasına da müstahak olur. Bu müsaade neticesi olarak kaçan hükümlünün cezası ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis veya müebbet ağır hapis ise memura beş yıl ağır hapis cezasıyla birlikte müebbeten kamu hizmetlerinden mahrumiyet cezası da hükmolunur. (1)

Yukarıdaki fıkralarda belirtilen eylemlerin birden fazla tutuklu veya hükümlüye ilişkin olması halinde memura verilecek ceza üçte birden yarıya kadar artırılır.
Madde 306 -
Bir mevkuf veya mahkümun muhafazasına veya nakline memur bulunan kimse 303 ve 305 inci maddelerde beyan olunan cürümleri irtikap ettiği takdirde firar vukuundan itibaren üç ay zarfında kaçanların yakalanmaları yahut kendiliklerinden teslim olmaları sebeplerini elde ederse 303 üncü maddede beyan olunan cezadan ve 305 inci maddenin ikinci fıkrasında yazılı olan temditten muaftır.
Madde 307 -
İşbu kanunda tasrih olunan hallerin gayri olarak bir mahküm mahkümiyetinin müstelzim olduğu vazifelere muhalif hareket ettiği takdirde berveçhi ati mücazata müstahak olur.

1 - Mahkümun mahküm bulunduğu ceza, hıdematı ammeden veyahut meslek ve sanatın icrasından memnuiyet keyfiyetleri ise mahküm bulunduğu ceza müddetlerine asla halel gelmemek üzere hakkında bir seneye kadar hapis ve yüz liraya kadar ağır cezayı nakdi tertip olunur.

2 – (Mülga: 15/4/1987 - 3352/1 md.)  (2) 
Madde 307/a - 4806(2003) (Ek: 5/2/2003-4806/2 md.)
Ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kanuna aykırı olarak, ateşli silah, mermi, patlayıcı madde, kesici, delici, yaralayıcı, bereleyici alet, yakıcı, aşındırıcı, boğucu, bayıltıcı, kör edici gaz ve ecza, her türlü zehir ve uyuşturucu madde, cep telefonu, telsiz ve sair elektronik haberleşme aracı sokanlar, bunları ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunduranlar veya kullananlar, fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. 
 
Ancak, bu durumda 10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun ek 1 inci maddesindeki fiillerden dolayı ceza verilmez.
(1)Bu fıkralarda yer alan "idam" ibareleri, 14/7/2004 tarihli ve 5218 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. (2)15/4/1987 tarih ve 3352 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki "Kanunlarda yer alan, emniyeti umumiye idaresinin nezareti altında bulundurma cezası ve tedbiri ile ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmıştır." hükmü uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır. Sözkonusu 3352 sayılı Kanun, Kanunlar Külliyatı Cilt 6, sayfa 6943'te yayımlanmıştır.
106-81
Birinci fıkrada sayılanların dışında kalıp da Kanuna uygun olarak yasaklanmış bulunan her türlü eşya, araç, gereç veya malzemeyi ceza infaz kurumları ve tutukevlerine sokanlar, bunları ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunduranlar veya kullananlar, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.
Madde 307/b - 4806(2003) (Ek: 5/2/2003-4806/2 md.)
Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların haberleşmelerini, ziyaretçileriyle görüşmelerini, iyileştirme ve eğitim programları çerçevesinde eğitim ve spor, meslek kazandırma ve işyurdu çalışmaları ile diğer sosyal ve kültürel faaliyetlere katılmalarını, kurum tabibince muayene ve tedavi edilmelerini, müdafi veya avukat tayin etmelerini, bunlarla görüşmelerini, mahkemelere veya Cumhuriyet Başsavcılıklarına gitmelerini, kurum görevlileri ile görüşmelerini, salıverilenlerin kurum dışına çıkmalarını her ne suretle olursa olsun engelleyenler, hükümlü ve tutukluları bu fiillere teşvik edenler, bu yolda talimat verenler, mevzuatın hükümlü ve tutuklulara tanıdığı sair her türlü görüşme ve temas olanaklarını engelleyenler, fiilleri başka bir suç oluştursa bile, ayrıca bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar.

Hükümlü ve tutukluların beslenmesini engelleyenler hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir. Hükümlü ve tutukluların açlık grevine veya ölüm orucuna teşvik veya ikna edilmeleri ya da bu yolda kendilerine talimat verilmesi de beslenmenin engellenmesi sayılır.

Beslenmenin engellenmesi nedeniyle ölüm meydana geldiğinde faile on yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir. 456 ncı maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında sayılan bedensel zararların meydana gelmesi hâlinde ise, faile aynı madde hükümleri gereğince ceza verilir.
SEKİZİNCİ FASIL
Kendiliğinden ihkakı hak edenler
Madde 308 -
Bir kimse Hükümete müracaata muktedir olduğu ahvalde iddia eylediği bir hakkı istihsal maksadiyle eşya üzerinde kuvvet sarfiyle kendiliğinden hakkını ihkak ederse otuz liradan elli liraya kadar ağır cezayı nakdiye mahküm olur.

Eğer fail eşya üzerine değil de şahıslara karşı tehdit veya şiddet istimal etmiş olursa bir aydan bir seneye kadar hapis ve elli liraya kadar ağır cezayı nakdiye mahküm olur.

Şiddet silah ile veya dövmek veyahut yaralamak ile vuuka gelirse işbu dövmek veya yaralamaktan dolayı 456 ncı maddenin birinci fıkrasında beyan olunan ahvalden daha ağır bir netice husule gelmediği takdirde hapis iki aydan ve ağır cezayı nakdi kırk liradan aşağı olamaz.

Cürmün faili hakkını ispat ederse göreceği cezanın dörtte üçü kadarı indirilebilir.

Resen takibi iktiza eden diğer bir cürüm dahi birlikte irtikap olunmamış olmak şartiyle bu maddede beyan olunan cürümden dolayı takibat icrası şahsi dava ikamesine bağlıdır.
Madde 309 - 3038(1936) (Değişik: 11/6/1936-3038/1 md.)
Hükmen yedi nezolunup da müstahiklerine teslim kılınan gayrimenkul malları tekrar zaptu işgal eden kimse iki aydan bir seneye kadar hapsolunur.

Muhafaza edilmek üzere başkasına resmen teslim olunan merhun veya mahcuz veya her hangi bir sebeple vaz'ıyet edilmiş olan menkul malını alan veya tahrib veya telef eden kimse bir aydan bir seneye kadar hapsolunur.

Bundan evvelki fıkrada yazılı cürüm, muhafızının müsamahasından ileri gelmişse on liradan yüz liraya kadar ağır para cezasile cezalandırılır.
Madde 310 -
Yukarıdaki maddede yazılan ahval, mühür bozmak veya birden ziyade silahlı kimseler tarafından cebir ve şiddet kullanmak suretiyle icra edilirse fail altı aydan beş seneye kadar hapsolunur.
106-82
BEŞİNCİ BAP
Ammenin nizamı aleyhine işlenen cürümler
BİRİNCİ FASIL
Suç işlemeye tahrik, korku ve panik yaratma amacıyla tehdit(1)
Madde 311 - 2370(1981), 6123(1953), 3038(1936) (Değişik: 9/7/1953 - 6123/1 md.)
(Değişik birinci ve ikinci fıkralar: 7/1/1981 - 2370/12 md.):

Bir suçun işlenmesini aleni olarak tahrik eden kimse aşağıda yazılı şekillerde cezalandırılır.

1. Eğer tahrik ettiği cürmün cezası muvakkat ağır hapsin üstünde bir ceza ise üç yıldan beş yıla kadar ağır hapis;

2. Muvakkat ağır hapis veya hapis cezasını müstelzim ise fiilin nevine göre  üç aydan üç yıla kadar hapis;

3. Sair hallerde bin liradan beş bin liraya kadar ağır para cezası,

Tahrik, her türlü kitle haberleşme araçları, ses kayıt bantları, plak,film, gazete, mecmua ile veya sair basın aletleriyle veya elle yazılıp çoğaltılarak yayınlanan veya dağıtılan yazılar ile ya da umumi yerlerde levha ve ilan asmak suretiyle olursa, yukarıdaki bentler uyarınca suçlu hakkında tayin olunacak ağır hapis ve hapis cezaları bir misli artırılır. Para cezası hükmolunacak hallerde bu ceza suçun nevine göre ikibinbeşyüz liradan onbin liraya kadar ağır para cezası olmak üzere tayin olunur.

Yukarda 2 ve 3 sayılı bentlerde beyan olunan hallerde ceza tahrik olunan suç için muayyen olan cezanın en yukarı haddini geçemez.

Aleni tahrik neticesi olarak istenilen suç işlenir veya suçun icrasına teşebbüs edilirse tahrikçiler, asıl suçlular ile aynı derecede ceza görürler.
Madde 312 - 4744(2002), 3679(1990), 2370(1981), 6123(1953) (Değişik: 6/2/2002 - 4744/2 md.)
Bir cürmü alenen öven veya iyi gördüğünü söyleyen veya halkı kanuna uymamaya tahrik eden kimseye altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.

Sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığına dayanarak, halkı birbirine karşı kamu düzeni için tehlikeli olabilecek bir şekilde düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

Halkın bir kısmını aşağılayıcı ve insan onurunu zedeleyecek bir şekilde tahkir eden kimseye de birinci fıkradaki ceza verilir.

Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçlar 311 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen araçlar veya şekillerle işlendiğinde verilecek cezalar bir katı oranında artırılır.
Madde 312/a - 3679(1990) (Ek: 21/11/1990 - 3679/21 md.)
Hayat, sağlık veya mal bakımından halk arasında endişe, korku, panik yaratmak amacıyla alenen tehditte bulunanlara iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üçmilyon liradan onmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.
(1) Birinci fasıl başlığı "Suç işlemeye tahrik" iken 21/11/1990 tarih ve 3679 sayılı Kanunun 21 inci maddesi ile "Suç işlemeye tahrik, korku ve panik yaratma amacıyla tehdit" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
106-83
İKİNCİ FASIL
Cürüm İşlemek İçin Teşekkül Meydana Getirenler
Madde 313 - 3756(1991), 2245(1979), 3112(1937), 3038(1936) (Değişik: 6/6/1991 - 3756/4 md.)
Her ne suretle olursa olsun cürüm işlemek için teşekkül oluşturanlara veya bu teşekküllere katılanlara bir yıldan iki yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

Bu teşekkül halk arasında korku, endişe veya panik yaratmak veya siyasi veya sosyal bir görüşten kaynaklanan amaçla veya ammenin selameti aleyhine cürümlerle kasten adam öldürmek veya yağma ve yol kesmek ve adam kaldırmak cürümlerini işlemek için meydana getirilmişse verilecek ceza bir yıldan üç yıla kadar ağır hapistir.

Teşekkül mensupları dağlarda ve kırlarda veya genel yollarda veya meskün yerlerde içlerinden iki veya daha fazlası silahlı olarak dolaşır veya buluşma yerlerinde veya emin bir yerde silah saklarsa; birinci fıkradaki halde bir yıldan üç yıla, ikinci fıkradaki halde iki yıldan dört yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

Teşekkülün yöneticileri hakkında yukarıdaki fıkralar uyarınca hükmedilecek ceza üçte birden yarıya kadar artırılır.

Teşekkül mensuplarının teşekkülün amacına yönelik cürüm işlemeleri halinde, verilecek cezaların toplamı en ağır cezayı gerektiren fiilin cezasının azami haddini geçemez.

Bu maddede yazılı teşekkül, iki veya daha fazla kimsenin birlikte cürüm işlemek amacı etrafında birleşmesi ile oluşur.

Bu kanun ve diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.
Madde 314 - 3756(1991), 2245(1979) (Değişik: 7/6/1979 - 2245/9 md.)
(Değişik: 6/6/1991 - 3756/5 md.) Yukarıdaki madde uyarınca oluşturulan teşekküllerin mensuplarına bilerek ve isteyerek barınacak yer gösteren veya erzak yahut silah ve cephane tedarik veya yardım edenlere altı aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. Bu yardım; dernek, siyasi parti, işçi ve meslek kuruluşlarına veya bunların yan kuruluşlarına ait bina, lokal, büro veya eklentilerinde veya öğrenim kurumlarında veya öğrenci yurtlarında veya bunların eklentilerinde yapılırsa bu fıkradaki ceza, bir kat artırılır.

Bu suretle usul ve füruundan olan hısımlarından veya karı veya koca veya kardeşinden birine barınacak yer gösteren veya yiyecek veya içecek sağlayan kişi hakkında bu cezalar yarısından üçte ikisine kadar azaltılır.
Madde 315 - 2245(1979) (Mülga: 6/6/1991 - 3756/26 md.)
 
ALTINCI BAP
Ammenin itimadı aleyhinde cürümler
BİRİNCİ FASIL
Paralarda, itibarı amme kağıtlarında veya kıymetli damgalarda sahtekarlık
Madde 316 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
1 - Memlekette kanunen tedavül eden milli paralarla yabancı memleketlerde tedavülü kanunları icabından olan paraları taklit eden.

2 - Zahiren daha yüksek bir kıymeti haiz göstermek için paraları tağyir eyliyen.

3 - Taklit veya tağyirde iştiraki olmaksızın taklit veya tağyir eden kimse veya mütevassıt ile anlaşarak taklit veya tağyir edilmiş olan paraları memlekete sokan veya muhafaza eden yahut herhangi bir suretle tedavüle koyan veya asıl fail ile tedavüle koyanlar arasında tavassutta bulunan,
106-84
4 - Tedavüle koymak maksadiyle taklit veya tağyir edilmiş olan paraları, taklit veya taklit eden kimseden veya bir mütevassıttan satın alan yahut her ne suretle olursa olsun alan.

Kimse üç seneden on iki seneye kadar hapis ve bin liradan on bin liraya kadar ağır para cezasiyle cezalandırılır.

Milli ziynet altınları hakkında da bu madde hükmü tatbik olunur.
Madde 317 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Yukarı maddedeki paraları her ne suretle olursa olsun kıymetini indirerek tağyir edenler veya tağyir edilmiş olan bu paralar hakkında yukarıki maddenin üç ve dört numaralı bentlerinde gösterilen fiilleri işliyenler üç seneden beş seneye kadar hapis ve beş yüz liradan bin liraya kadar ağır para cezasına mahküm olurlar.
Madde 318 - 2275(1933) (Değişik:8/6/1933 - 2275/1 md.)
Evvelki maddelerde yazılı haller haricinde, tedavüle koymak için taklit veya tağyir edilmiş paraları memlekete sokan, satın alan, kabul veya muhafaza eden veya bunları herhangi bir suretle tedavüle çıkaran kimse hakkında bu maddelerde yazılı olan cezalar üçte birden yarıya kadar indirilerek hükmolunur.
Madde 319 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Yukarıki maddelerde yazılı olan fiiller Devletin, veya yabancı bir Devletin parasının kıymetten düşmesini mucip olmuş veya dahilde veya yabancı memleketlerde Devletin veya parası taklit edilen yabancı Devletin itibarını tehlikeye düşürmüş ise hükmolunacak cezaya asıl cezanın altıda birinden yarısına kadar zammolunur.
Madde 320 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Bilmiyerek aldığı taklit veya tağyir edilmiş olan paraları bilerek sarfeden veya başka suretle tedavüle çıkaran kimse altı aya kadar hapis veya elli liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasına mahküm olur ve herhalde hükmolunacak para cezası sarfetmek istediği paranın beş mislinden aşağı olamaz.
Madde 321 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933-2275/1 md.)
Taklit veya tağyir edilen paranın kalplığı kolaylıkla anlaşılabilir surette ise geçen maddelerdeki cezalar üçte bire kadar indirilir.
Madde 322 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
316, 318 ve 320 nci maddeler hükümleri, kıymetli damgaların taklit ve tağyirinde ve memlekete ithalinde ve taklit edilmiş olan kıymetli damgaların satılıp alınmasında, saklanmasında ve kullanılmasında ve tedavüle çıkarılmasında da tatbik olunur. Şu kadar ki tayin edilecek cezanın yarısı indirilir.

Ceza Kanunundaki kıymetli damgalardan maksat, hususi kanunlara göre çıkarılmış olan damgalı kağıtlar ve damgaya yarayan markalar, pullar ve pula muadil tutulan sair kıymetli kağıtlardır.
Madde 323 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933-2275/1 md.)
İtibarı amme kağıtlarının veya kıymetli damgaların imalinde kullanılan filigranlı kağıtları taklit eden veya taklit edilmiş olan filigranlı kağıdı satın alan veya ahara satan ve yanında saklıyan kimse, fiili daha ağır bir cezayı istilzam etmediği takdirde, iki seneden beş seneye kadar hapis ve iki yüz liradan bin liraya kadar ağır para cezasiyle cezalandırılır.
106-85
Madde 324 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Filigranlı veya munhasıran paraların, kıymetli damgaların filigranlı kağıtların taklit veya tağyirine mahsus alat ve vesaiti imal eden veya satın alan veya muhafaza eden veya ahara satan veya veren kimse, fiili daha ağır bir cezayı istilzam etmediği takdirde, bir seneden beş seneye kadar hapis ve yüz liradan beş yüz liraya  kadar ağır para cezasiyle cezalandırılır.
Madde 325 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Demiryolu veya sair amme nakliyat şirketlerinin biletlerini taklit veya tağyir eden ve yahut taklit veya tağyir fiillerine iştirak etmeksizin taklit veya tağyir edilmiş olan bu biletleri sürmek için alan veya muhafaza eden veya tedavüle koyan kimse bir aydan bir seneye kadar hapis ve elli liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasiyle cezalandırılır.
Madde 326 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Evvelki maddelerde yazılı olan fiillerden bir veya bir kaçını işledikten sonra Hükümetçe haber alınmazdan evvel bu maddede yazılı şeylerin taklit veya tağyir veya imaline veya tedavüle konmasına mani olanlara ceza verilmez.
Madde 327 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Taklit veya tağyir fiillerine iştirak etmeksizin taklit veya tağyir edilmiş olan kıymetli damgaları kullanan kimse bir aydan üç seneye kedar hapis ve elli liradan dört yüz liraya kadar ağır para cezasiyle cezalandırılır.

Eğer bunlar bilinmiyerek alınmışsa 320 nci maddede yazılı olan ceza üçte bir nispetinde indirilerek tatbik olunur.
Madde 328 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Taklit veya tağyir fiillerine iştirak etmeksizin demiryolu veya sair amme nakliyat şirketlerinin taklit veya tağyir edilmiş olan biletlerini bilerek alıp kullanan kimse altı aya kadar hapis veya elli liradan iki yüz liraya kadar ağır para cezasile cezalandırılır.

Eğer bunları bilmiyerek alıpta bilerek kullanmışsa on liradan yüz liraya kadar ağır para cezası hükmedilir.
Madde 329 - 3038(1936), 2275(1933) (Değişik: 11/6/1936 - 3038/1 md.)
Kıymetli damgaları veya demiryolu, yahut sair amme nakliyat şirketlerinin biletleri üzerine evvelce kullanılmış olduklarına dair konulan işaretleri silmek veya her ne suretle olursa olsun yok etmek suretile bunları kullanan veya kullanmak üzere başkalarına veren kimse bir seneye kadar hapis ve iki yüz liraya kadar ağır para cezasile cezalandırılır.

Kullanılmış pulları iptal işaretlerini yok etmeksizin evrak, eşya veya mektuplar üzerine bilerek yapıştırıp tekrar kullanan kimse elli liraya kadar ağır para cezasına mahküm edilir.
Madde 330 - 2275(1933) (Mülga: 15/4/1987 - 3352/1 md.) (1)
 
(1) 15/4/1987 tarih ve 3352 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki "Kanunlarda yer alan, emniyeti umumiye idaresinin nezareti altında bulundurma cezası ve tedbiri ile ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmıştır." hükmü uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır. Sözkonusu 3352 sayılı Kanun, Kanunlar Külliyatı Cilt 6, sayfa 6943'te yayımlanmıştır.
106-86
Madde 331 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Ceza Kanunu tatbikatında itibarı amme kağıtları para gibidir. İtibarı amme kağıtları tabiriyle kanunen para gibi tedavül edenlerden başka Hükümetler tarafından ihraç edilmiş hamile muharrer senetler ve kuponlar ve haiz oldukları mezuniyete binaen müesseseler tarafından ihraç edilmiş olupta kanunen tedavül etmekte bulunan diğer bütün evrak ve senetler maksuttur.
İKİNCİ FASIL
Devlete ait mühürler ve damgalarla sair alametlerin taklidi
Madde 332 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Hükümetin emir ve kararları üzerine konulmağa mahsus olan Devlet mührünü taklit eden veya taklit fiiline iştirak etmeksizin başkaları tarafından taklit olunan mührü kullanan kimse üç seneden on seneye kadar hapis ve elli liradan beşyüz liraya kadar ağır para cezasına mahküm olur.
Madde 333 - 2275(1933) (Değişik: 8/6/1933 - 2275/1 md.)
Resmi dairelerden veya amme müesseselerinden birinin mührünü taklit eden veya taklit fiiline iştirak etmeksizin başkaları tarafından taklit olunan mührü kullanan kimse bir seneden beş seneye kadar hapis ve yirmi liradan iki yüz liraya kadar ağır para cezasiyle cezalandırılır.

Ammeye itimat vermek için kullanılan tasdik ve tevsik muamelelerine mahsus sair alet ve vasıtaları taklit eden veya taklit fiiline iştirak etmeksizin bunları kullanan kimseye de aynı ceza verilir.
Madde 334 -