Ceza Kanununun 3 üncüden 8 inciye kadarki maddelerinde takibat icrası Adliye Vekilinin talebine bağlı bulunan hallerde muhakeme yapacak mahkemeyi Adliye Vekaleti tensip ve tayin eder.
Ceza Kanununun 9 uncu maddesi hükmünce tetkikata memur olan mahkeme; tabiiyetin tayin ve ispatında tabiiyet umurunda vazifedar bulunan vekaletçe nazarı itibara alınmakta olan evrak ve vesikalara istinat eder.
Üçüncü madde hükmünün tatbikına başlandıktan sonra cezasının dörtte üçünü hüsnü hal ile geçiren ağır hapis ve yarısını o veçhile geçiren hapis mahkumlarının zikri geçen 16 ve 17 nci maddeler hükmünce meşruten tahliyesine karar itası ve icabı hallinde bu kararın geri alınması mahkümiyet kararını vermiş olan mahkemenin reisine ve (......) aittir.Bu muamelenin icrasına esas olmak üzere mahkum hapishane müdürüne bir istida verir. Müdür bu istidayı mahkumun tarzı hareketine ve ıslahı nefsedip etmediğine müteallik tetkikat ve müşahedatı ve hapishane komisyonunun mütalaası ile beraber hükmü veren mahkeme nezdindeki müddeiumumiye gönderir. Müddeiumumi lÜzum göreceği sair malümatı cemettikten sonra esbabı mucibeli mütalaanamesiyle evrakı hükmü veren mahkemenin reisine tevdi eder.Ve istihsal edeceği kararı evrakiyle birlikte Adliye Vekaletine gönderir tahliye kararının istirdadı lüzumunda mahkum müddeiumuminin talebi ve yine hükmü veren mahkeme reisinın kararı ile hali sabıkına irca ve keyifiyet vekalete iş’ar olunur. İstirdat muamelesi mahalli zabıtasının müddeiumumiliğe müracaatı üzerine tahliyede cereyan edecek usul dairesinde cereyan eder.
Ceza Kanununun 19 uncu maddesinin son fıkrasında ve 22 nci maddesinde mezkur ahkama tevfikan mahkumun çalıştırılacağı hizmetleri müddeiumumi ait olduğu dairelerle kararlaştırır. Mahkum kendisine gösterilecek hizmeti ifa için müddeiumumi tarafından tayin olunan günde ispatı vücude mecburdur. Gelmediği takdirde ilam hükmü hapsen infaz olunur. Mahkumun çalıştırılmasına mukabil iş gördüren daireden hükümete ait olmak üzere alınacak ücret miktarı mahsus talimatname ile tayin olunur. Bu ücretten mahsup olunmak üzere mahkumun çalıstığı günlere ait iaşesi çalıştıran dairece temin olunur.
Ceza Kanununun 21 inci maddesi son fıkrası hükmünce oturdukları yerde hapsolunmalarına cevaz gösterilen kimseler kendi evlerinde hapsolunabilecekleri gibi başka bir yerde dahi hapsolunabilirler. Şu kadar ki her iki halin tatbiki mahkumun kocası veya veli veya vasisinden veya hapsolunacağı diğer yerin sahip ve müstecirinden kanun hükmünün tamamen icrası zımnında taahhütname alınmasına bağlıdır. Taahhüdünü ifa etmiyen kimseler hakkında Ceza Kanununun 60 ıncı maddesi tatbik olunur. Ceza Kanununun 21 inci maddesinde yazılı (küçük) tabiri on sekiz yaşını doldurmıyan erkek çocuklara masruftur. Alelıtlak kızlar kadın tabirinde dahildir.
Ceza Kanununun 26 ve 27 nci maddelerinde usul ve şartları gösterilen tevbihi adli cezası asıl hüküm ile beraber karar altına alınarak fıkrai hükmiyeye derç ve hükmün katileştiği günden itibaren bir hafta zarfında icra olunur. İcrası günü hükmün tefhimi anında mahküma imza ettirilecek davetnamede gösterilir. Ayrıca kefalet itasına mahkemece lüzum görülmüş olan ahvalde bu cezanın tatbik ve icrası daha evvel miktarı tayin ve mahkeme kararına derç ile mahkuma tefhim olunacak kefalet muamelesinin ikmal edilmiş olmasına bağlıdır. Mahkum yukardaki müddet zarfında bu muameleyi ikmal etmezse asıl ceza icra olunur. Tevbihi adli usulü gıyaben sadır olan hükümler hakkında tatbik olunamaz.
Ceza Kanununun 33 üncü maddesi hükmünce mahkümiyetleri müddetinde mahcuriyet halinde bulunacak olan beş seneden fazla ağır hapis mahkumlarına mütaallik ilamın bir sureti hükmün infazına başlandığı tarihten itibaren nihayet iki ay zarfında müddeiumumilikçe Kanunu Medeninin 357nci maddesi hükmü icra olunmak üzere mahkumun ikametgahının bulunduğu mahal sulh mahkemesine gönderilir. Ceza Kanununun 33 üncü maddesinde bahsolunan mahkumların kavli tasarrufları kendilerine henüz vasi tayin olunmamış olsa dahi mahpusluk haline girdikleri andan itibaren cari ve muteber olamaz. Zikri geçen 33 üncü madde hükmü bir seneden fazla müddetle hürriyeti salip bir cezaya mahkum olanlar hakkında sulh hakimlerinin Kanunu Medeni hükmünce mükellef oldukları vazifelere halel getirmez.
Ceza Kanununun 47 nci maddesinin son fıkrası hükmünün icrası için her mahkeme nezdindeki tevkifhanede ve işbu kanunun dördüncü ve beşinci maddelerine mütaallik vazifelerin icrası için yeni tesis olunacak her hapishane müessesesinde hapishane komisyonu teşkil olunur. Bu komisyon tevkifhane veya hapishanenin dairei kazası dahilinde bulunduğu mahkeme müddeiumumisinin riyaseti altında o mahal jandarma kumandaniyle Hükümet veya Belediye hekiminden ve baro mevcut olan yerlerde baroca intihap olunacak bir zat ile tevkifhane veya hapishane müdüründen terekküp eder.
Ceza Kanununun 28 ve 42 nci maddelerinde gösterilen emniyeti umumiye nezareti altında bulunmak cezası münasebetiyle mahkuma mahkemece tahmil ve ledelhace müddet ve keyfiyetçe refi ve tadil olunabilecek mecburiyetler: Mahkümun mahalli zabıtasınca gösterilecek mahallerde muayyen müddet zarfında ikamet edememesinden başka ikametgahını her tebdil ettikçe keyfiyeti mahalli zabıta idaresine bildirerek mezuniyet vesikası almak ve ikamet edeceği yere gidinceye kadar geçeceği yerleri azimetinden evvel zabıta idaresine tayin ve beyan etmek ve mahalli ikametine gider gitmez mahalli zabıtasında ispatı vücut eylemekten ibarettir.
Ceza Kanununun 46 ncı ve 58 inci maddeleri hükmünce muvakkaten muhafaza edilmek üzere zabıtaya teslimine ceza mahkemesince karar verilmiş olan mecnunlarla sağır ve dilsizlerin tımarhane veya bir ıslahhaneye nakline karar itasını o ceza mahkemesi nezdindeki müddeiumumi bulunduğu mahal hukuk dairesi reisine müracaatla talep, reis dahi icabeden kararı ita eder. Hukuk reisi mecnunun bilahare tahakkuk edecek fenni lüzuma mebni serbestisini iadeye veya daimi surette tımarhane veya ıslahhanede kalmasına karar vereceği gibi talep olunduğu ve müessesesince mahzur gösterilmediği takdirde iaşe ve muhafazasını taahhüt edecek olan ailesi nezdine teslimine dahi karar verebilir. Taahhüdü muktezasında kusur ve ihmalinden dolayı mecnunun bir fiili memnu işlemesine mahal veren kimse hakkında Ceza Kanununun 60 ıncı maddesi hükmü tatbik olunur. Bu maddede yazılı muamele, ceza mahkemesi kararı üzerine mecnunun muvakkaten zabıtaya teslim olunmasından itibaren nihayet üç gün zarfında ikmal edilir.
Yukardaki madde hükmünün ve Ceza Kanununun 405 ve 573 üncü maddeleri ahkamının tatbikı zımmında icabeden masarif Adliye bütçesi ceraim faslından tesviye olunur.
Ceza Kanununun 30 uncu maddesi hükmü mezkur kanunun meriyetinden evvel katileşmiş olan veya meriyeti zamanında infaz olunmakta bulunan hükümlere dahi şamildir.
Ceza Kanununun 53 üncü maddesi hükmünce bir cürümden dolayı ıslahhaneye teslimi lazımgelen çocukların bulunduğu mahalde bu kabil müessesat bulunmazsa mahkemenin dairesi dahilinde bulunduğu vilayet dahilinde mevcut müesseseye izamları caizdir. Bu takdirde gönderilmezden evvel mahalli müddeiumumiliğince Hükümetle bilmuhabere keyfiyet kararlaştırılır ve çocuğun sevkı masarifi ceraim bütçesinden tesviye olunur. Velisine teslim olunacak çocukların teslimi ve mukabilinde taahhütname ahzi müddeiumumilere aittir.
Ceza Kanununun 2 nci maddesi hükmü o kanunun meriyetinden evvel katileşmiş olan veya infaz olunmakta bulunan hükümlere aşağıdaki suretler dairesinde şamildir. 1 - Ceza Kanununun meriyetinden evvel katileşmiş veya infazına başlanmış olup ta yeni Ceza Kanununda dahi aynı nevi ve mahiyette cezalarla meni ve zecredilmiş bulunan fiillere mütedair hükümler ceza miktarı nazara alınmaksızın haliyle infaz olunur. 2 - Kürek ve kalebentlik cezalarına mütedair hükümlerin infazında Ceza Kanununun 588 inci maddesine istinat olunur. Şu kadar ki kalebent mahkumu eğer hakkında ceza veren mahkemeye merbut bir hapishanede bulunmakta ise ahar bir mahalle nefyini veya kemakan mahkumiyet müddetinin bulunduğu mahalde mahpusiyet halinde imrarı hususunda hakkı ihtiyara maliktir. Nefyi tercih ettiği taktirde bu keyfiyete Ceza Kanununun 18 inci maddesi hükmünce karar vermek vazifesi hapishanenin bulunduğu mahal mahkemesine aittir. Bu muamele o mahal müddeiumumisinin mahkumu isticvabından sonra tanzim edeceği talepname üzerine icra olunur. Mahkumun menfasına nakli masarifi dahiliye bütçesinden tesviye olunur. 3 - Müebbet sürgün cezasına mahküm bulunanlar kemakan bulundukları halde kalırlar. 4 - Eski kanuna göre mücazatı terhibiyeden bir cezayı müstelzim iken yeni kanunda hapis cezası tayin olunmuş olan fiillere mütedair kati hükümlerde yeni kanun ahkamı nazarı itibara alınır. Ve o kanunda muayyen cezanın asgari haddi infaz olunur. 5 - Eski kanun ile cürüm addolunmuş iken yeni kanun ile cürmiyeti kaldırılmış olan fiillere mütedair hükümler infaz olunmaz. Bu kanunun meriyeti zamanında bu kabil hükümlerden dolayı cezasını çekmekte bulunanlar bila tehir tahliye kılınır. 6 - Ceza Kanununun meriyetinden evvel katileşmiş veya infazına başlanmış bir hükme feri olarak verilmiş olan hukuku medeniyeden ıskat ve zabıta nezareti cezaları yeni kanunda muharrer hudut ve şurut dairesinde infaz olunur. 7 - Eski kanuna göre munhasıran hapsi müstelzim olup ta yeni kanuna göre münhasıran cezayi nakdi ile meni ve zecredilmiş olan efale mütaallik hükümlerin infazında Ceza Kanununun 19 uncu maddesinde mezkur muadelet kaidesine tevfikan mahkumdan hapis cezasına muadil cezayi nakdi talep ve tahsil olunur. İkinci numara hükmü müstesna olmak üzere bu maddede muharrer muameleler mahkemeden karar alınmasına hacet kalmaksızın müddeiumumilerce resen ifa kılınır.
Eski kanunun meriyeti zamanında işlenmiş olup da yeni Ceza Kanununun meriyetinde derdesti rüyet bulunan davalarda yeni Ceza Kanununun ikinci maddesi hükmü tatbik olunur. Yeni Ceza Kanununun meriyetinde henüz katileşmemiş olan hükümlerin turuku kanuniyeye müracaatta bulunulmaması yüzünden katileşmiş olması halinde yukardaki maddeye göre hareket olunur.
Hususi kanunlarda kürek ve kalebent cezalarını müstelzim bir cürme ceza, tayininde yeni Ceza Kanunu ahkamına istinat olunur.
Ceza Kanununun meriyetinden evvel neşrolunan hususi kanunlarda mezkur olup azami haddi bir seneyi tecavüz etmiyen hapsi ve müstakillen mevzu olup iki yüz lirayı geçmiyen cezayı nakdiyi müstelzim fiiller kabahat sayılır. Hapis cezasına feri olan cezayi nakdiler fiilin nevi ve mahiyetini tayine esas olamaz. Miktarı muayyen bir nispet dairesinde ve hadiseye göre azalıp çoğalabilir mahiyette bulunan cezayi nakdileri müstelzim fiiller cürüm addolunur.
Eski Ceza Kanununa tevfikan mahküm olduğu kati cezayı çekmezden evvel veya çektiği esnada diğer bir cürüm işlemiş olmasından dolayı yeni Ceza Kanununun meriyeti tarihinde muhakeme altında bulunan kimseler hakkında kanunu ahir hükmü tatbik olunur. Eski kanuna tevfikan mahküm olduğu cezayı çektikten sonra ve bu kanunun meriyeti zamanında diğer bir cürüm işlemiş olan kimseler hakkında ceza tatbikında yeni Ceza Kanununun 587 ve 588 inci maddeleri nazarı itibara alınır. Eski Ceza Kanununca aynı cinsten addolunmayan iki cürümden biri yeni Ceza Kanununun meriyetinden sonra işlenmiş ve her iki cürüm yeni Ceza Kanununca aynı cinsten addolunmuş olduğu surette sonraki cürüm hakkında yeni Ceza Kanununun tekerrür ahkamı cari olur.
Müruru zaman meselesinde eski ve yeni Ceza Kanunları ahkamı müddetçe tearüz ettiği yerlerde maznun ve mahküma daha müsait olan ahkam tatbik olunur. Şu kadar ki müruru zamanın tevkif veya inkıtaı bahsinde yeni kanun ahkamı mutlak surette caridir.
Bir kimse tarafından işlenmiş olan mütaaddit fiillerin muhakemesi en ağır cezayı müstelzim fiili rüyetle mükellef mahkemeye aittir. Şu kadar ki içtima eden fiillerden birisi asliye mevaddından ise sulha ait olan diğerleri ona tebaan asliye mahkemesinde görülür. Asliye mevaddından olmak üzere asliye mahkemesine sevk olunmuş olan bir ceza işinin muhakemesinde mevaddı sulhiyeden olduğu görülse dahi intacı asliye mahkemesinin vazifesidir.
Hususi kanunlardan birinin bir maddesinde ayrı ayrı fıkralar muhtelif cezalarla menolunan mütaaddit fiillerden, cezası fazla olan fiilin mahiyeti cürüm ve kabahatlerin içtima ve irtibatı halleri müstesna olmak üzere diğer fiillerin usul ve merciince ayrı ayrı tabi olmaları lazımgelen hüküm ve muameleye müessir olamaz.
21 Nisan 1340 tarihli kanunun 38 inci maddesinin son fıkrası mülgadır.
(Bu madde 21 Nisan 1340 tarih ve 492 sayılı Kanunun 40 ncı maddesinin değiştirilmesine ilişkin olup ilgili madde 04/04/1929 tarih ve 1412 sayılı Kanunla yeniden düzenlendiğinden hükmü kalmamıştır.)
(21 Nisan 1340 tarih ve 492 Sayılı Kanun ile Usulü Muhakematı Cezaiye Kanununda bazı değişiklikler yapılması ile ilgili olup, sözü edilen 492 sayılı Kanun, hükmünü icra etmiş ve uygulanma imkanı kalmamış olduğundan; Usulü Muhakematı Cezaiye Kanunu da 04/04/1929 tarih ve 1412 sayılı Kanunun 422 nci maddesi ile yürürlükten kaldırılmış bulunduğundan, bu madde, metinden çıkarılmıştır.)
(Bu maddelerle Usulü Muhakematı Cezaiye Kanununun bazı maddeleri değiştirilmekte, bazı maddelerine de eklemeler yapılmakta olup, bu kanun 04/04/1929 tarih ve 1412 sayılı Kanunun 422 nci maddesi ile yürürlükten kaldırılmış bulunduğundan maddeler metinden çıkarılmıştır.)
(Bu maddelerle Usulü Muhakematı Cezaiye Kanununun bazı maddeleri değiştirilmekte, bazı maddelerine de eklemeler yapılmakta olup, bu kanun 04/04/1929 tarih ve 1412 sayılı Kanunun 422 nci maddesi ile yürürlükten kaldırılmış bulunduğundan maddeler metinden çıkarılmıştır.)
(Bu maddelerle Usulü Muhakematı Cezaiye Kanununun bazı maddeleri değiştirilmekte, bazı maddelerine de eklemeler yapılmakta olup, bu kanun 04/04/1929 tarih ve 1412 sayılı Kanunun 422 nci maddesi ile yürürlükten kaldırılmış bulunduğundan maddeler metinden çıkarılmıştır.)
(Bu maddeler, 21 Nisan 1340 tarih ve 492 sayılı Kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesine dair olup, bu kanun uygulanma imkanını kaybetmiş olduğundan maddeler metinden çıkarılmıştır.)
(Bu maddeler, 21 Nisan 1340 tarih ve 492 sayılı Kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesine dair olup, bu kanun uygulanma imkanını kaybetmiş olduğundan maddeler metinden çıkarılmıştır.)
(Bu madde, Usulü Muhakematı Cezaiye Kanunu ile ilgili olup anılan kanun 04/04/1929 tarih ve 1412 sayılı Kanunun 422 nci maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olduğu için metinden çıkarılmıştır.)
(Bu madde, Ceza Kanununun basımı zamanında vukubulan hataların ekli doğru - yanlış cetveline göre tashihine ilişkin olup anılan cetvel uyarınca 01/03/1926 tarih ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununda düzeltmeler yapılmış olduğundan ilgili cetvel kanun ekinden çıkarılmıştır.)
Teşkilat ve Usulü Muhakematı Cezaiye Kanunlariyle sair kanunların buna muhalif ahkamı mülgadır.
İş bu kanun 1926 senesi temmuzunun birinci gününden itibaren mer’idir.
İş bu kanunun icrasına Adliye Vekili memurdur.
ile ilişkili yeni içerik eklendiğinde e-mail gönderilsini istiyorsanız, üye olmanız gerekmetedir.
![]() Meclis Kabul Metni (Kaynak: TBMM Resmi Web Sitesi ( Kanunlar Dergisi)) |
Söz Konusu Mevzuatın konu edildiği İBK (1) |
YARGITAY (1) |
|
Söz Konusu Metnin Değinildiği Metin (3) |
Kanun (3) |
|
Söz Konusu Mevzuatı Yürürlükten Kaldıran Mevzuat (İlga Eden) (1) |
Kanun (1) |
|
Söz Konusu Mevzuatın Tamamı ya da Bir Bölümünün Mülga Olmasıyla, Söz Konusu Mevzuatın Tamamı ya da İlgili Mülga Bölümünün Düzenlediği Alanı Düzenlemeye Başlayan Yeni Mevzuat (2) |
Kanun (2) |
|
Söz Konusu Mevzuatla ilgili Yargı Kararları (72) |
YARGITAY (67) |
|
ANAYASA MAHKEMESİ (5) |
|
Söz Konusu Mevzuatta Metinsel Değişiklik Yapan Yargı Kararı (1) |
ANAYASA MAHKEMESİ (1) |
|
Söz Konusu Mevzuatın İptal İsteminin Konu Edildiği Mahkeme Kararı (1) |
ANAYASA MAHKEMESİ (1) |
|
Söz Konusu Mevzuatta Metinsel Değişiklik Öngören Mevzuat veya Tasarı Metni (8) |
Kanun (8) |
|
" *** Kırmızı renk, söz konusu kanunun yürürlükte olmadığını; sarı renk, söz konusu kanunun tasarı aşamasında olduğunu ve mavi renk ise söz konusu kanunun yürürlükte olduğunu nitelemektedir."
|