SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE
BAZI KANUN VE
KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun
No: 5754 Kabul Tarihi: 17/4/2008
MADDE 1 –
31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (7), (10), (14),
(15), (17), (20), (21) ve (29) numaralı bentleri aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki (30) ve (31) numaralı bentler ile fıkra
eklenmiştir.
“7) Hak sahibi: Sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri
ile malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü
halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak
kazanan eş, çocuk, ana ve babasını,”
“10) Bakmakla yükümlü olduğu kişi: Bu Kanunun 60 ıncı
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) ve (2) numaralı alt
bentlerinin dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan
veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir
veya aylık bağlanmamış olan;
a) Eşini,
b) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 5/6/1986 tarihli ve
3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık
eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek
öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile
yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan
çocuklarını,
c) Geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı Kurumca
belirlenen kriterlere göre tespit edilen ana ve babasını,”
“14) Ay: Ücretleri; her ayın 15'inde ödenen 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılar için, ayın
15'inden ertesi ayın 15'ine kadar geçen, diğer sigortalılar için ise ayın
1'i ilâ sonu arasında geçen ve otuz gün olarak değerlendirilen süreyi,
15) Yıl: Ücretleri; her ayın 15'inde ödenen 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılar için, 15
Ocak tarihinden ertesi yılın 15 Ocak tarihine kadar geçen, diğer
sigortalılar için ise 1 Ocak ilâ 31 Aralık tarihleri arasında geçen ve 360
gün olarak değerlendirilen süreyi,”
“17) Aylık: Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile vazife
malûllüğü halinde yapılan sürekli ödemeyi,”
“20) Kurum Sağlık Kurulu: Kurumca yetkilendirilen sağlık
hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca düzenlenecek raporlardaki teşhis
ve bu teşhise dayanak teşkil eden belgeleri incelemek suretiyle, çalışma
gücü kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı oranlarını, erken yaşlanma
halini, vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücü kaybını ve
malûllük derecelerini belirlemeye yetkili hekimlerden ve/veya diş
hekimlerinden oluşan kurulları,
21) Kamu idareleri: 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu
Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen kamu idareleri ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile
bunların bağlı idare, ortaklık, müessese ve işletmeleri ve yukarıda
belirtilenlerin ödenmiş sermayesinin % 50’sinden fazlasına sahip oldukları
ortaklık ve işletmelerden Türk Ticaret Kanununa tabi olmayanlarla özel
kanunlarına göre personel çalıştıran diğer kamu kurumlarını,”
“29) Güncelleme katsayısı: Her yılın Aralık ayına göre Türkiye
İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici
fiyatları genel indeksindeki değişim oranının % 100’ü ile sabit fiyatlarla
gayri safi yurtiçi hasıla gelişme hızının % 30’unun toplamına (1) tam
sayısının ilâve edilmesi sonucunda bulunan değeri,
30) Vazife malûllüğü: Bu Kanunun 47 nci maddesinde tarif
edilen vazife ve/veya harp malûllüğü hallerini,
31) Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri: Ülkemizin taraf
olduğu sosyal güvenlik sözleşmelerini,”
“Bu maddenin (29) numaralı bendinde belirtilen güncelleme
katsayısının hesabında, en son temel yıllı tüketici fiyatları genel
indeksindeki değişim oranı veya sabit fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla
gelişme hızının eksi olduğu yıllarda eksi değerler sıfır olarak alınır.”
MADDE 2 –
5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 4 – Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları
uygulaması bakımından;
a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından
çalıştırılanlar,
b) Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı
olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise;
1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek
veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,
2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline
kayıtlı olanlar,
3) Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları,
sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer
şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları,
4) Tarımsal faaliyette bulunanlar,
c) Kamu idarelerinde;
1) Bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi
olmayanlardan, kadro ve pozisyonlarda sürekli olarak çalışıp ilgili
kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması
öngörülmemiş olanlar,
2) Bu maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine tabi olmayanlardan,
sözleşmeli olarak çalışıp ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler
gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 86 ncı maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar,
sigortalı sayılırlar.
Birinci fıkranın (a) bendi gereği sigortalı sayılanlara
ilişkin hükümler;
a) İşçi sendikaları ve konfederasyonları ile sendika
şubelerinin başkanlıkları ve yönetim kurullarına seçilenler,
b) Bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan;
film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim,
heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat
kollarında çalışanlar ile düşünürler ve yazarlar,
c) Mütekabiliyet esasına dayalı olarak uluslararası sosyal
güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar hariç olmak üzere,
yabancı uyruklu kişilerden hizmet akdi ile çalışanlar,
d) 2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması
Hakkında Kanuna göre çalıştırılanlar,
e) 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanununda
belirtilen umumî kadınlar,
f) Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen kurslarda usta
öğretici olarak çalıştırılanlar, kamu idarelerinde ders ücreti karşılığı
görev verilenler ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü
maddesinin (C) bendi kapsamında çalıştırılanlar,
hakkında da uygulanır.
Birinci fıkranın (b) bendi gereği sigortalı sayılanlara
ilişkin hükümler; 10/7/1953 tarihli ve 6132 sayılı At Yarışları Hakkında
Kanuna tabi jokey ve antrenörler hakkında da uygulanır.
Birinci fıkranın (c) bendi gereği sigortalı sayılanlara
ilişkin hükümler;
a) Kuruluş ve personel kanunları veya diğer kanunlar gereğince
seçimle veya atama yoluyla kamu idarelerinde göreve gelenlerden; bu
görevleri sebebiyle kendilerine ilgili kanunlarında Devlet memurları gibi
emeklilik hakkı tanınmış olanlardan hizmet akdi ile çalışmayanlar,
b) Başbakan, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri,
belediye başkanları, il encümeninin seçimle gelen üyeleri,
c) Birinci fıkranın (c) bendi kapsamında iken, bu kapsamdaki
kişilerin kurduğu sendikalar ve konfederasyonları ile sendika şubelerinin
başkanlıkları ve yönetim kurullarına seçilenlerden aylıksız izne
ayrılanlar,
d) Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda, Türk Silâhlı
Kuvvetleri hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askerî öğrenci
olanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve astsubay naspedilmek üzere
temel askerlik eğitimine tâbi tutulan adaylar,
e) Polis Akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda, Emniyet
Genel Müdürlüğü hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Emniyet
Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam eden öğrenciler,
hakkında da uygulanır.
Dördüncü fıkranın (d) ve (e) bentlerinde belirtilen okulları
tamamlamadan ayrılanlar ile bu okulları tamamlamalarına rağmen görevlerine
başlamadan ayrılanların, bu okullarda geçen eğitim süreleri
sigortalılıklarından sayılmaz.
Bu Kanunun kısa vadeli sigorta kollarına ilişkin hükümleri bu
maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara bu
kapsamda oldukları sürece uygulanmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 3 –
5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye aşağıdaki (g) bendi eklenmiş ve
(d) ve (f) bentleri yürürlükten kaldırılmıştır.
“b) 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda
belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde meslekî eğitim gören
öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası;
meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında zorunlu
staja tabi tutulan öğrenciler hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı
sigortası uygulanır ve bu bentte sayılanlar, 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.
c) Harp malûlleri ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanunu, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık
Bağlanması Hakkında Kanuna göre vazife malûllüğü aylığı bağlanmış
malûllerden, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri
kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanların aylıkları kesilmez.
3713 sayılı Kanuna göre aylık bağlanmış malûller ile aynı Kanun kapsamına
giren olaylar sebebiyle vazife malûllüğü aylığı alan er ve erbaşların, 4
üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olmaları
halinde de aylıkları kesilmez. Aylıkları kesilmeksizin 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışanlar hakkında uzun vadeli
sigorta kolları, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri
kapsamında çalışanlar hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası
hükümleri uygulanır. İş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri
uygulananların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri
halinde, bu isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden ay başından
itibaren, haklarında uzun vadeli sigorta kolları da uygulanır. Bu fıkra
kapsamına girenlerden ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.”
“g) Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde
iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere
götürülen Türk işçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları
ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Bu sigortalıların uzun
vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50 nci maddenin
ikinci fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın
(a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı
sigorta hükümleri uygulanır. Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta
hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi
alınmaz.”
MADDE 4 –
5510 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c), (h) ve (k)
bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; (j) bendi yürürlükten
kaldırılmış, (l) bendindeki “kamu düzeninin” ibaresi “ilgili mevzuatının”
şeklinde değiştirilmiştir.
“c) Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak
çalışanlar hariç),”
“h) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri
gereği sigortalı sayılması gerekenlerden 18 yaşını doldurmamış olanlar,”
“k) Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan gelir
vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlardan, aylık
faaliyet gelirlerinden bu faaliyetine ilişkin masraflar düşüldükten sonra
kalan tutarı, prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az
olduğunu belgeleyenler,”
MADDE 5 –
5510 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“b) (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, gelir
vergisi mükellefi olanlar ile şahıs şirketlerinden kolektif, adi komandit
şirketlerin komandite ve komanditer ortakları ve donatma iştiraki
ortaklarının vergi mükellefiyetlerinin başladıkları tarihten; sermaye
şirketlerinden limited şirket ortakları ile sermayesi paylara bölünmüş
komandit şirketlerin komandite ortaklarının, şirketin ticaret sicil
memurluklarınca tescil edildikleri tarihten; anonim şirketlerin yönetim
kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kuruluna seçildikleri tarihten;
gelir vergisinden muaf olanların ise esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı
oldukları tarihten; tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar
için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca
veya kendilerince, bir yıl içinde bildirilmesi halinde kaydedildiği
tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma
yapıldığı tarihten; köy ve mahalle muhtarları için seçildikleri tarihten; 4
üncü maddenin üçüncü fıkrasında belirtilenler için ise lisans belgesine
istinaden fiilen çalışmaya başladıkları tarihten,
c) (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, göreve
başladıkları veya bu Kanunun 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının (d) ve
(e) bentleri kapsamındaki okullarda öğrenime başladıkları tarihten,”
MADDE 6 –
5510 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; dördüncü ve altıncı fıkraları yürürlükten
kaldırılmıştır.
“İşverenler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 7 nci maddenin birinci fıkrasının
(a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıç tarihinden önce, sigortalı
işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Ancak işveren
tarafından sigortalı işe giriş bildirgesi;
a) İnşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde işe başlatılacak
sigortalılar için, en geç çalışmaya başlatıldığı gün,
b) Yabancı ülkelere sefer yapan ulaştırma araçlarına sefer
esnasında alınarak çalıştırılanlar ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi
verilecek işyerlerinde; ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten
itibaren bir ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için, çalışmaya
başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu bir aylık sürenin dolduğu
tarihe kadar,
c) Kamu idarelerince istihdam edilen 4447 sayılı İşsizlik
Sigortası Kanununa göre işsizlik sigortasına tabi olmayan sözleşmeli
personel ile kamu idarelerince yurt dışı görevde çalışmak üzere işe alınanların,
çalışmaya başladıkları tarihten itibaren bir ay içinde,
Kuruma verilmesi halinde, sigortalılık başlangıcından önce
bildirilmiş sayılır.”
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı
alt bendinde bulunanlar hariç olmak üzere diğer alt bentleri kapsamında
sigortalı sayılan kişiler için 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b)
bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından; (4) numaralı alt bendi
kapsamında sigortalı sayılanlar için ise kanunla kurulu meslek
kuruluşlarına kayıt tarihinden itibaren kendi mevzuatına göre kayıt veya
tescili yapan ilgili kurum, kuruluş ve birlikler, vergi daireleri ve esnaf
sicil memurluğu sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek Kuruma vermekle
yükümlüdür. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (1), (2) ve (3)
numaralı alt bentlerinde sayılanların bildirimleri en geç 15 gün, (4)
numaralı alt bendinde sayılanların bildirimleri ise en geç bir ay içinde
yapılır. Ayrıca 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4)
numaralı alt bendinde sayılanların kendileri tarafından da sigortalılık
bildirimleri yapılabilir. 4 üncü maddenin üçüncü fıkrasında belirtilenlerin
ise çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç bir ay içinde tescil
eden kuruluş tarafından Kuruma bildirilmesi zorunludur. Kurum bu bildirimlerden
itibaren bir ay içinde tescili yapılan kişilere, sigortalılık hak ve
yükümlülüklerinin başladığını bildirir.”
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
sigortalı sayılan kişileri çalıştıracak işverenler, bu kapsamda ilk defa veya
tekrar çalıştırmaya başlattıkları kişileri, 7 nci maddenin birinci
fıkrasının (c) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından itibaren,
onbeş gün içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle
yükümlüdürler. Aynı kamu idaresinin farklı birimleri arasındaki naklen
tayin ve görevlendirmelerde bildirim yapılmaz.”
MADDE 7 –
5510 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2),
(3), (8) ve (10) numaralı alt bentleri ile (c) bendinin (1) ve (2) numaralı
alt bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve birinci fıkrasının (b)
bendinin (4) numaralı alt bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
“2) Gelir vergisinden muaf olanlar için, esnaf ve sanatkâr
sicili kaydının silindiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (k) bendi
kapsamına girdiği tarihten,
3) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı alt bendi
kapsamına girenlerden, şahıs şirketlerinden kolektif, adi komandit
şirketlerin komandite ve komanditer ortakları ve donatma iştiraki
ortaklarının vergi mükellefiyetlerinin sona erdiği tarihten, sermayesi
paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortaklarının, şirketin
ticaret sicil memurluğundan kaydının silindiği tarihten, limited şirket
ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devrinin
yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin
yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona
erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen
şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın,
tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına
veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte
bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği,
tasfiyesi sonuçlanan şirketlerin ortaklıklarının ise tasfiye kurulu
kararının ticaret sicili memurluğunca tescil edildiği tarihten,”
“8) (3) numaralı alt bent kapsamında iflas veya tasfiye durumu
ile münfesih duruma düşen şirketlerin ortaklarından 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışmaya başlayanların, çalışmaya
başladıkları tarihten,”
“10) Gelir vergisinden muaf olan, ancak esnaf ve sanatkârlar
sicili kaydına istinaden 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi
kapsamında sigortalı sayılanlardan, bu sigortalılıklarının devamı
sırasında, hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı tarihten,”
“1) Ölüm veya aylık bağlanmasını gerektiren hallerde görev
aylıklarının kesildiği tarihi, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun 40
ıncı maddesinde belirtilen yaş hadleri ile sıhhi izin sürelerinin
doldurulması halinde ise bu süre ve hadlerin doldurulduğu tarihleri takip
eden aybaşından,
2) Diğer hallerde ise görevden ayrıldıkları tarihten,”
MADDE 8 –
5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (d)
bentleri ile ikinci fıkrasının (c) bendinden sonra gelen paragrafı
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, ikinci fıkrasının (c) bendi yürürlükten
kaldırılmıştır.
“b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı
kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş
nedeniyle,”
“d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt
vermek için ayrılan zamanlarda,”
“iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da
taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a)
bendinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki
yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten
itibaren başlar.”
MADDE 9 –
5510 sayılı Kanunun 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 15 – 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b)
bentleri kapsamındaki sigortalının, iş kazası ve meslek hastalığı dışında
kalan ve iş göremezliğine neden olan rahatsızlıklar, hastalık halidir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri
kapsamındaki sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan
eşinin, kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadının ya da
gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin
başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul
gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık
haliyle ilgili rahatsızlık ve özürlülük halleri analık hali kabul edilir.”
MADDE 10 –
5510 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortasından
sağlanan haklar
MADDE 16 – İş kazası veya meslek hastalığı sigortasından
sağlanan haklar şunlardır:
a) Sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici
iş göremezlik ödeneği verilmesi.
b) Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.
c) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının
hak sahiplerine, gelir bağlanması.
d) Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği
verilmesi.
e) İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için
cenaze ödeneği verilmesi.
Hastalık ve analık sigortasından sigortalıya hastalık veya
analık hallerine bağlı olarak ortaya çıkan iş göremezlik süresince, günlük
geçici iş göremezlik ödeneği verilir.
Analık sigortasından sigortalı kadına veya sigortalı olmayan
karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki
sigortalılardan; kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına
ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine, her çocuk için
yaşaması şartıyla doğum tarihinde geçerli olan ve Kurum Yönetim Kurulunca
belirlenip Bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden emzirme ödeneği
verilir.
Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan eşinin doğum yapması
nedeniyle sigortalı erkeğe emzirme ödeneği verilebilmesi için, Kanunun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının;
a) (a) bendi kapsamında olanlar için doğumdan önceki bir yıl
içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş olması,
b) (b) bendi kapsamında olanlar için doğumdan önceki bir yıl
içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi yatırılmış ve genel
sağlık sigortası primi dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının
ödenmiş olması,
şarttır.
Emzirme ödeneğine hak kazanan sigortalılardan 9 uncu maddeye
göre sigortalılığı sona erenlerin, bu tarihten başlamak üzere üçyüz gün içinde
çocukları doğarsa, sigortalı kadın veya eşi analık sigortası haklarından
yararlanacak sigortalı erkek, doğum tarihinden önceki onbeş ay içinde en az
120 gün prim ödenmiş olması şartıyla emzirme ödeneğinden yararlandırılır.”
MADDE 11 –
5510 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d)
bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 inci
madde kapsamındaki sigortalılardan hastalık sigortasına tabi olanların
hastalık sebebiyle iş göremezliğe uğraması halinde, iş göremezliğin
başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli
sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla geçici iş göremezliğin üçüncü
gününden başlamak üzere her gün için,
c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile (b)
bendinde belirtilen muhtarlar ile aynı bendin (1), (2) ve (4) numaralı alt
bentleri kapsamındaki sigortalı kadının analığı halinde, doğumdan önceki
bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş
olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul
gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre
ilâve edilerek çalışmadığı her gün için,
d) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile (b)
bendinde belirtilen muhtarlar ile aynı bendin (1), (2) ve (4) numaralı alt
bentleri kapsamındaki sigortalı kadının isteği ve hekimin onayı ile doğuma
üç hafta kalıncaya kadar çalışılması halinde, doğum sonrası istirahat
süresine eklenen süreler için,”
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı
sayılanlara iş kazası veya meslek hastalığı ya da analık halinde geçici iş
göremezlik ödeneği, genel sağlık sigortası dahil prim ve prime ilişkin her
türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla yatarak tedavi süresince veya
yatarak tedavi sonrası bu tedavinin gereği olarak istirahat raporu
aldıkları sürede ödenir. Ancak bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendine
göre doğum öncesi ve doğum sonrası çalışmadığı sürelerde geçici iş
göremezlik ödeneğinin ödenebilmesi için yatarak tedavi şartı aranmaz.
İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının
analığı halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, yatarak tedavilerde
17 nci maddeye göre hesaplanacak günlük kazancının yarısı, ayaktan
tedavilerde ise üçte ikisidir.”
MADDE 12 –
5510 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde,
dördüncü fıkrasındaki “prim ve her türlü borçlarının” ibaresi “prim ve prime
ilişkin her türlü borçlarının” şeklinde değiştirilmiş, beşinci ve altıncı
fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.
“İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve
özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının
sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık
Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu
tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır.”
MADDE 13 –
5510 sayılı Kanunun 25 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 25 – Sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca
yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usûlüne
uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi
sonucu, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki
sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı
sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60'ını, (c) bendi kapsamındaki
sigortalılar için çalışma gücünün en az % 60’ını veya vazifelerini
yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık
Kurulunca tespit edilen sigortalı, malûl sayılır.
Ancak, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten
önce sigortalının çalışma gücünün % 60'ını veya vazifesini yapamayacak
derecede meslekte kazanma gücünü kaybettiği önceden veya sonradan tespit
edilirse, sigortalı bu hastalık veya özrü sebebiyle malûllük aylığından
yararlanamaz.
Yedek subay veya er olarak ya da talim, manevra, seferberlik veya
harp dolayısıyla görevleri ile ilgileri kesilmeksizin silâh altına
alındıkları dönemde malûl olup, bu malûllükleri asıl görevlerini veya
işlerini yapmaya mani olmayanlar hakkında, bu hastalık veya özürleri
sebebiyle malûllük sigortasına ilişkin hükümler uygulanmaz.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki
sigortalıların yazılı talepleri halinde, haklarında bu madde hükümleri
uygulanmaksızın malûllüklerinin mani olmadığı başka vazife veya sınıflara
nakil suretiyle tayinleri yapılmak üzere istifa etmiş sayılırlar. Bunların,
istifa etmiş sayıldıktan sonra dahi, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasını
isteme hakları mahfuzdur. Ancak, kurumlarında başka vazife ve sınıflara
nakli mümkün olanlardan özel kanunlarına göre yükümlülük süresine tabi olanlar,
bu yükümlülüklerini tamamlamadıkça veya malûliyetlerinin yeni vazifelerine
de mani olduğuna dair usûlüne uygun yeniden rapor almadıkça bu haklarını
kullanamazlar.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki
sigortalılardan, vazifelerini yapamayacak derecede hastalığa uğrayanlar,
hastalıkları kanunlarında tayin edilen sürelerden fazla devam etmesi
halinde, hastalıklarının mahiyetlerine ve doğuş sebeplerine göre birinci
fıkra uyarınca malûl veya 47 nci madde hükümlerine göre vazife malûlü
sayılırlar.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki
sigortalılardan; personel kanunlarına tabi olmayanların hastalık sebebiyle
malûl sayılmalarına esas alınacak hastalık süresi
hakkında kendi özel kanunları yürürlüğe girinceye kadar 657
sayılı Devlet Memurları Kanununun hastalık iznine ilişkin hükümleri
uygulanır. Kanunlarındaki yazılı sürelerden önce geçen hastalığı en çok bir
yıl içinde nüksetmesi halinde eski ve yeni hastalık süreleri birleştirilmek
suretiyle işlem yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 14 –
5510 sayılı Kanunun 26 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi
aşağıdaki şekilde, aynı fıkradaki “prim
ve her türlü borçlarının” ibaresi “prim ve prime ilişkin her türlü
borçlarının” şeklinde değiştirilmiştir.
“b) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800
gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan
sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,”
MADDE 15 –
5510 sayılı Kanunun 27 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 27 – Malûllük aylığı; prim gün sayısı 9000 günden az
olan sigortalılar için 9000 gün üzerinden, 9000 gün ve daha fazla olanlar
için ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, 29 uncu madde hükümlerine
göre hesaplanır. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise tespit
edilen aylık bağlama oranı 10 puan artırılır. Ancak, 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için 9000 prim
gün sayısı 7200 gün olarak uygulanır.
Malûllük aylığı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b)
bentleri kapsamındaki sigortalılar ile (c) bendi kapsamında sigortalı iken
görevinden ayrılmış ve daha sonra başka bir sigortalılık haline tabi olarak
çalışmamış olanların;
a) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek
tarihinden önce ise yazılı istek tarihini,
b) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek
tarihinden sonra ise rapor tarihini,
c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
çalışmakta olanların ise, malûliyetleri sebebiyle görevlerinden
ayrıldıkları tarihi,
takip eden ay başından itibaren başlar.
Malûllük aylığı almakta iken bu Kanuna göre veya yabancı bir
ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların malûllük aylıkları,
çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir ve bu
Kanuna tabi olarak çalıştıkları süre zarfında 80 inci maddeye göre
belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince kısa ve
uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına ait prim alınır.
Bunlardan işten ayrılarak yeniden malûllük aylığı bağlanması için yazılı
istekte bulunan ya da emekliye ayrılan veya sevkedilenlere; kontrol
muayenesine tabi tutulmak ve ilk aylığına esas malûllüğünün devam ettiği
anlaşılmak kaydıyla, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında çalışıyorsa görevinden ayrıldığı tarihi, diğerlerine ise istek
tarihlerini takip eden ödeme döneminden itibaren yeniden malûllük aylığı
hesaplanarak bağlanır.
Bu durumdakilerden ilk bağlanan malûllük aylığına esas prim
ödeme gün sayısı;
a) 9000 günün üzerinde olanların aylıkları 30 uncu maddenin
üçüncü fıkrasının (a) bendi hükümleri uygulanarak hesaplanır.
b) 9000 günden az olanların aylıkları ise, eski aylığın
kesildiği tarihten sonra aylıklara yapılan artışlar uygulanmak suretiyle
aylığın başlangıç tarihi itibariyle hesaplanan tutarının emeklilik öncesi
ve sonrası prim ödeme gün sayısı toplamının emeklilik öncesi prim ödeme gün
sayısına orantılı bölümü ile emeklilik sonrası çalışmaya ait kısmi aylığın
toplamından oluşur. Emeklilik sonrası çalışmaya ait kısmi aylık, emeklilik
öncesi ve sonrası prim ödeme gün sayısı toplamı ve
emeklilik sonrası çalışmaya ait prime esas
kazançları üzerinden bu maddenin birinci fıkrasına göre
hesaplanan aylığın emeklilik sonrası prim ödeme gün sayısına orantılı
bölümü kadardır. Yeni aylık, eski aylığın kesildiği tarihten sonra
aylıklara yapılan artışlar uygulanmak suretiyle bulunan tutarın altında
olamaz.
Yukarıdaki (a) ve (b) bentlerinde belirtilen 9000 prim gün
sayısı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı
sayılanlar için 7200 gün olarak uygulanır.”
MADDE
16 – 5510 sayılı Kanunun 28 inci
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, üçüncü fıkrasına
"yaş hadlerine" ibaresinden sonra gelmek üzere "65 yaşını
geçmemek üzere" ibaresi eklenmiş, yedinci fıkrasındaki "50"
ibaresi "55" şeklinde değiştirilmiş, yedinci fıkrasından sonra
gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş, sekizinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, dokuzuncu fıkrasındaki "prim ve her türlü
borcunun" ibaresi "prim ve prime ilişkin her türlü borcunun"
şeklinde değiştirilmiştir.
"İlk
defa bu Kanuna göre sigortalı sayılanlara;
a) Kadın
ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 9000 gün malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması şartıyla yaşlılık
aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
sigortalı sayılanlar için prim gün sayısı şartı 7200 gün olarak uygulanır.
b) (a)
bendinde belirtilen yaş şartı;
1)
1/1/2036 ilâ 31/12/2037 tarihleri arasında kadın için 59, erkek için 61,
2)
1/1/2038 ilâ 31/12/2039 tarihleri arasında kadın için 60, erkek için 62,
3)
1/1/2040 ilâ 31/12/2041 tarihleri arasında kadın için 61, erkek için 63,
4)
1/1/2042 ilâ 31/12/2043 tarihleri arasında kadın için 62, erkek için 64,
5)
1/1/2044 ilâ 31/12/2045 tarihleri arasında kadın için 63, erkek için 65,
6)
1/1/2046 ilâ 31/12/2047 tarihleri arasında kadın için 64, erkek için 65,
7)
1/1/2048 tarihinden itibaren ise kadın ve erkek için 65,
olarak
uygulanır. Ancak yaş hadlerinin uygulanmasında (a) bendinde belirtilen prim
gün sayısı şartının doldurulduğu tarihte geçerli olan yaş hadleri esas
alınır."
"Emeklilik
veya yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunan kadın sigortalılardan
başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl çocuğu bulunanların,
bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün
sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenir ve
eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de indirilir."
"Yukarıdaki
fıkralarda belirtilen yaşlılık aylıklarından yararlanabilmek için, 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalının çalıştığı
işten ayrıldıktan, (b) bendinde belirtilen sigortalının sigortalılığa esas
faaliyete son verip vermeyeceğini beyan ettikten sonra yazılı istekte
bulunmaları, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen
sigortalıların ise istekleri üzerine yetkili makamdan emekliye sevk onayı
alındıktan sonra ilişiklerinin kesilmesi şarttır."
MADDE
17 – 5510 Sayılı Kanunun 29 uncu
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE
29 – 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki
sigortalılar ile aynı fıkranın (c) bendine göre bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayanların
yaşlılık aylığı, aşağıdaki hükümlere göre belirlenecek ortalama aylık
kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutardır.
Ortalama
aylık kazanç, sigortalının her yıla ait prime esas kazancının, kazancın ait
olduğu yıldan itibaren aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her
yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar
toplamının, itibarî hizmet süresi ile fiilî hizmet süresi zammı hariç
toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanan ortalama
günlük kazancın otuz katıdır.
Aylık
bağlama oranı, sigortalının malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi
geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak
uygulanır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate
alınır. Ancak aylık bağlama oranı % 90'ı geçemez.
28 inci
maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarına göre aylığa hak kazanan
sigortalılar için hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim ödeme gün sayısı
9000 günden az olanlar için çalışma gücü kayıp oranının 9000 gün prim ödeme
gün sayısı ile çarpımı sonucu bulunan rakamın % 60'a bölünmesi suretiyle
hesaplanan gün sayısına göre, % 50'yi geçmemek üzere üçüncü fıkra uyarınca
tespit edilen orandır. Prim ödeme gün sayısı 9000 günden fazla olanlar için
ise toplam prim ödeme gün sayısına göre aylık bağlama oranı belirlenir.
Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı
sayılanlar için bu fıkrada geçen 9000 prim gün sayısı 7200 gün, % 50 oranı
da % 40 olarak uygulanır.
Yukarıdaki
şekilde hesaplanan aylığın başlangıç tarihinin yılın ilk altı aylık
dönemine rastlaması halinde 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre Ocak
ödeme dönemi için gelir ve aylıklara uygulanan artış oranı kadar
artırılarak, yılın ikinci altı aylık dönemine rastlaması halinde ise
öncelikle Ocak ödeme dönemi, daha sonra Temmuz ödeme dönemi için gelir ve
aylıklara uygulanan artış oranları kadar artırılarak, sigortalının aylık
başlangıç tarihindeki aylığı hesaplanır.”
MADDE 18 –
5510 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c)
bentleri ile üçüncü ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş,
dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“b) (c) bendinde belirtilen sigortalılardan yaşlılık aylığına
hak kazananlara, yetkili makamdan alınan emekliye sevk onayı üzerine
görevleriyle ilişiğinin kesildiği tarihi takip eden,
c) (c) bendinde belirtilen sigortalılardan her ne şekilde
olursa olsun görevinden ayrılmış ve daha sonra başka bir sigortalılık
haline tabi olarak çalışmamış olanlar ile kontrol muayenesi sonucu aylığı
kesilenlerden yaşlılık aylığına hak kazananlara ise istek tarihini takip
eden,”
“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa
sigortalı olan kişilerden yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra;
a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4)
numaralı alt bendi hariç olmak üzere bu Kanuna göre veya yabancı bir ülke
mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları, çalışmaya
başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir. Bunlardan bu
Kanuna tabi çalıştıkları süre zarfında 80 inci maddeye göre belirlenen
prime esas kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince kısa ve uzun vadeli
sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına ait prim alınır. Yaşlılık
aylığı kesilenlerden, işten ayrılarak veya işyerini kapatarak yeniden
yaşlılık aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunanlara ya da emekliye
ayrılan veya sevk edilenlere, yazılı istek tarihini veya görevinden
ayrıldığı tarihi takip eden ödeme döneminden itibaren yeniden yaşlılık
aylığı hesaplanarak bağlanır. Yeni aylık, eski aylığın kesildiği tarihten
sonra aylıklara yapılacak artışlar uygulanarak bu fıkrada belirtilen aylık
başlangıç tarihi itibarıyla bulunan tutarı ile emeklilik sonrası çalışmaya
ait kısmi aylığın toplamından oluşur. Emeklilik sonrası çalışmaya ait kısmı
aylık, talep tarihindeki emeklilik öncesi ve sonrası prim ödeme gün sayısı
ve emeklilik sonrası çalışmaya ait prime esas kazançları üzerinden 29 uncu
maddeye göre hesaplanan aylığın emeklilik sonrası prim ödeme gün sayısına
orantılı bölümü kadardır.
b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4)
numaralı alt bendi hariç olmak üzere diğer alt bentlerine tabi çalışmaya
başlayanlardan aylıklarının kesilmemesi için yazılı istekte bulunanların
yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam edilir. Bunlardan, almakta oldukları
aylıklarının % 15’i oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir. Ancak
kesilecek olan bu tutar, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine
tabi sigortalılara ilgili yılın Ocak ayında ödenen en yüksek yaşlılık
aylığından alınabilecek sosyal güvenlik destek priminden fazla olamaz. Bu
sigortalılardan ayrıca kısa vadeli sigorta kolları primi alınmaz. Sosyal
güvenlik destek primine tabi olanların primleri, aylıklarından kesilmek
suretiyle tahsil edilir. Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş veya
bildirilmiş süreler bu Kanuna göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
prim ödeme gün sayısına ilâve edilmez, 31 inci ve 36 ncı madde hükümlerine
göre toptan ödeme yapılmaz.”
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tabi faaliyete
başladığı için üçüncü fıkranın (a) bendine göre yaşlılık aylığı kesilenler,
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları
devam ettiği süre içinde bu maddenin üçüncü fıkrasının (b) bendi
hükümlerinin uygulanmasını; (b) bendi hükümlerine göre sosyal güvenlik destek
primine tabi olanlar ise haklarında üçüncü fıkranın (a) bendi hükümlerinin
uygulanmasını isteyebilirler.”
MADDE 19 –
5510 sayılı Kanunun 31 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 31 – 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; (a) ve (b)
bentleri kapsamındaki sigortalılar ile bu Kanuna göre ilk defa (c) bendi
kapsamında sigortalı olanlardan, herhangi bir nedenle çalıştığı işten
ayrılan veya işyerini kapatan ve yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli
yaş şartını doldurduğu halde malûllük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak
kazanamayan sigortalıya, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c)
bentleri kapsamında ise kendi adına bildirilen, (b) bendi kapsamında ise
ödediği malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin her yıla ait
tutarı, primin ait olduğu yıldan itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen
yıllar için, her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek
toptan ödeme şeklinde verilir.
Bu Kanuna göre toptan ödeme yapılarak hizmetleri tasfiye
edilmiş bulunanlardan, yeniden bu Kanuna tabi olarak malûllük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları primi bildirilmiş olanlar, yazılı olarak müracaat etmeleri
halinde, aldıkları toptan ödemenin ödeme tarihi ile yazılı istek tarihi
arasında geçen yıllar için her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile
güncellenerek bulunan tutarın ilgiliye tebliğ tarihini takip eden ayın
sonuna kadar ödemeleri halinde, bu hizmetler ihya edilerek bu Kanunun
uygulanmasında dikkate alınır.”
MADDE 20 –
5510 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki “eş
ve çocuklara” ibaresi “kız çocuklarına” şeklinde, ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Ölüm aylığı;
a) En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi
bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5
yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primi bildirilmiş,
b) 47 nci maddede yazılı sebeplerle kazaya uğramış, malûllük,
vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya malûllük, vazife
malûllüğü veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemi
tamamlanmamış,
c) Bağlanmış bulunan malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık
aylığı, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle kesilmiş,
durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte
bulunmaları halinde bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b)
bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için
ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi
sigortalılığından dolayı prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması
veya ödenmesi şarttır.”
MADDE 21 –
5510 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d)
bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“a) Dul eşine % 50'si; aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul
eşine ise bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e)
bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı
kapsamında çalışmaması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık
bağlanmamış olması halinde % 75'i,
b) Bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve
(e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı
kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık
bağlanmamış çocuklardan;
1) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını,
yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayanların veya,
2) Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında
yitirip malûl olduğu anlaşılanların veya,
3) Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber
sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının,
her birine % 25'i,”
“d) Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması
halinde her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari
ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan
gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması
şartıyla ana ve babaya toplam % 25'i oranında; ana ve babanın 65 yaşın
üstünde olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın yukarıdaki şartlarla
toplam % 25'i,”
MADDE 22 –
5510 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri
kapsamındaki sigortalılar ile bu Kanuna göre ilk defa aynı maddenin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlardan ölen sigortalıların
hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamaması durumunda, ölüm tarihi esas
alınmak kaydıyla 31 inci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan tutar,
34 üncü madde hükümleri dikkate alınarak hak sahiplerine toptan ödeme
şeklinde verilir.”
“Bu Kanuna göre toptan ödeme yapılarak tasfiye edilmiş
süreler, borçlanılarak veya yurt dışı hizmetleri birleştirilerek ya da
sonradan hizmet tespiti nedeniyle hak kazanılan sürelerin eklenmesi
suretiyle ölüm sigortasından yararlanmak için gerekli prim ödeme gün
sayısının tamamlanması halinde, hak sahiplerinin yazılı isteği üzerine 31
inci maddenin ikinci fıkrasına göre ihya edilir. Yukarıdaki süreler, ihya
edilen süreye ilişkin tutar dahil her türlü borçların ödendiği tarihi takip
eden ay başı itibarıyla bu Kanuna göre aylık bağlanmasında dikkate alınır.”
MADDE 23 –
5510 sayılı Kanunun 37 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 37 – Evlenmeleri nedeniyle, gelir veya aylıklarının
kesilmesi gereken kız çocuklarına evlenmeleri ve talepte bulunmaları
halinde almakta oldukları aylık veya gelirlerinin iki yıllık tutarı bir
defaya mahsus olmak üzere evlenme ödeneği olarak peşin ödenir. Evlenme
ödeneği alan hak sahibinin aylığının kesildiği tarihten itibaren iki yıl
içerisinde yeniden hak sahibi olması halinde, iki yıllık sürenin sonuna
kadar gelir veya aylık bağlanmaz, bu durumda olanlar 60 ıncı maddenin
birinci fıkrasının (f) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır.
Evlenme ödeneği verilmesi halinde, diğer hak sahiplerinin
aylık veya gelirleri evlenme ödeneği verilen sürenin bitimini takip eden
ödeme döneminden itibaren 34 üncü maddeye göre yeniden belirlenir.
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş
göremezlik geliri, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta
iken veya kendisi için en az 360 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası
primi bildirilmiş olup da ölen sigortalının hak sahiplerine Kurum Yönetim
Kurulunca belirlenip Bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden cenaze
ödeneği ödenir. Cenaze ödeneği, sırasıyla sigortalının eşine, yoksa
çocuklarına, o da yoksa ana babasına, o da yoksa kardeşlerine verilir.
Cenaze ödeneğinin üçüncü fıkrada sayılanlara ödenememesi ve
sigortalının cenazesinin gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırılması
durumunda, üçüncü fıkrada belirtilen tutarı geçmemek üzere belgelere
dayanan masraflar, masrafı yapan gerçek veya tüzel kişilere ödenir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
sigortalı sayılanlardan ölenlerin hak sahiplerine kendi kurumları
tarafından ilgili mevzuat gereği ölüm yardımı hariç cenaze gideri, cenaze
nakil gideri ödeneği veya bu mahiyette bir ödemenin yapılması halinde,
Kurum tarafından cenaze ödeneği ödenmez.”
MADDE 24 –
5510 sayılı Kanunun 38 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddenin sonuna aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında
dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı; sigortalının, mülga
2/6/1949 tarihli ve 5417 sayılı İhtiyarlık Sigortası Kanununa, mülga
4/2/1957 tarihli ve 6900 sayılı Malûliyet, İhtiyarlık ve Ölüm Sigortaları
Hakkında Kanuna, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Kanununa, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer
Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa, 17/10/1983 tarihli
ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa, bu Kanunla mülga
17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına
Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tâbi
olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa
kapsama girdiği tarih olarak kabul edilir. Uluslararası sosyal güvenlik
sözleşmeleri hükümleri saklıdır.”
“Aylık bağlama işlemlerinde dikkate alınan sigortalılık
süreleri, sigortalılığın başlangıç tarihi ile sigortalının aylık bağlanması
için yazılı istekte bulunduğu, aylık bağlanması için istekte bulunmayan
sigortalılar için ise ölüm tarihi arasında geçen süredir. 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılar bakımından
sigortalılık süresi; sigortalılığın başlangıç tarihi ile 48 inci maddeye
göre yetkili makamdan emekliye sevk onayının alınarak görevi ile ilişiğinin
kesildiği ayın son günü arasında geçen süredir.”
“Vazife malûllüğü aylığı almakta iken, çalışmaya başlamaları
nedeniyle haklarında uzun vadeli sigorta hükümleri uygulananlar için
malûllük, yaşlılık ve ölüm aylığı bağlanmasında veya toptan ödeme
yapılmasında esas alınacak sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve
prime esas kazancın hesaplanmasında, vazife malûllüğü aylığı bağlandığı
tarihten önceki süreler dikkate alınmaz.”
MADDE 25 –
5510 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 40 – Aşağıda belirtilen işyerlerinde ve işlerde 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında çalışan
sigortalıların prim ödeme gün sayılarına, bu işyerlerinde ve işlerde geçen
çalışma sürelerinin her 360 günü için karşılarında gösterilen gün sayıları,
fiilî hizmet süresi zammı olarak eklenir. 360 günden eksik sürelere
ait fiilî hizmet süresi zammı, 360 gün için eklenen fiilî hizmet süresi ile
orantılı olarak belirlenir. Çalışmanın fiili hizmet süresi zammı kapsamında
değerlendirilebilmesi için, tablonun (13) ve (14) numaralı sıralarında
belirtilen sigortalılar hariç sigortalının kapsamdaki işyerleri ile
birlikte belirtilen işlerde fiilen çalışması ve söz konusu işlerin
risklerine maruz kalması şarttır.
Aşağıdaki bentlerden birden fazlasına dahil olanlar için, en
yüksek olan bentten fiilî hizmet süresi zammı uygulanır.
Kapsamdaki Kapsamdaki
Eklenecek
İşler/İşyerleri Sigortalılar Gün
Sayısı
1) Kurşun ve arsenik işleri 1)
Kurşun üretilen galenit, serüzit, anglezit gibi
cevherlerin
çıkarılmasına ilişkin maden ocağı
işlerinde
çalışanlar.
2)
Kurşunlu madenlerden yahut içinde kurşun
bulunan
kül, maden köpüğü, kurşun fırın kurumu, 60
üstübeç
artığı ve benzeri maddelerden kurşun üretimi
için
yapılan izabe işlerinde çalışanlar.
3)
Antimuan, kalay, bronz ve benzeri maddelerle
yapılan
kurşun alaşımı işlerinde çalışanlar.
4)
Kurşun izabe fırınlarının teksif odalarında biriken 90
kuru
tozları kaldırma işlerinde çalışanlar.
2) Cam fabrika ve atölyeleri 1)
Cam yapımında kullanılan ilkel maddeleri toz haline
getirme,
eleme, karıştırma ve kurutma işlerinde
(bu
işleri yapmak üzere tam kapalı odalar içinde otomatik
makineli
tesisat veya çalışma ortamındaki tozları
sağlık
için tehlike oluşturmayacak düzeye indiren
havalandırma
tesisatı bulunmadığı takdirde) çalışanlar.
2)
Eritme işlerinde (otomatik besleme fırınlarıyla
çalışılmadığı
takdirde) çalışanlar.
3)
Ateşçilik işlerinde çalışanlar.
4)
Üfleme işlerinde (tamamen otomatik makinelerle
yapılmadığı
takdirde) çalışanlar.
5)
Basınçla yapılan cam işlerinde (cam tazyiki işleri)
çalışanlar.
6)
Ayna camı sanatında potalı cam dökümü işlerinde 60
(potalar
kalıp masasına mekanik araçlarla taşınmadığı
takdirde)
çalışanlar.
7)
Camı fırın başından alma işlerinde çalışanlar.
8)
Yayma fırınlarında düzeltme işlerinde çalışanlar.
9)
Traş işlerinde çalışanlar.
10)
Asitle hak ve cilâlama işlerinde çalışanlar.
11)
Basınçlı havayla kum püskürten cihazlarla yapılan
işlerde
(çalışma ortamındaki tozları sağlık için tehlike
oluşturmayacak
düzeye indiren havalandırma tesisatı
bulunmadığı
takdirde) çalışanlar.
12)
Pota ve taş odalarında görülen işlerde çalışanlar.
3) Cıva üretimi işleri sanayii 1) Cıva izabe fırınlarında görülen işlerde
çalışanlar.
2)
Elementer cıva bulunan ocaklarda görülen işlerde 90
çalışanlar.
4) Çimento fabrikaları 1)
İlkel maddeleri kırma, ufalama, ezme, eleme ve
karıştırma
işlerinde çalışanlar.
2)
Otomatik fırınlarda pişirme işlerinde çalışanlar.
3)
Klinkeri öğütme, eleme, torba ve fıçılara koyma 60
işlerinde
(otomatik olarak tozun etrafa yayılmasını
önleyici
bir düzenleme yapılmadığı takdirde) çalışanlar.
5) Kok fabrikalarıyla 1)
Ateşçilik, ocak temizliği, jeneratör, doldurma,
termik santraller boşaltma ve
temizleme işlerinde çalışanlar.
2)
Kimyasal arıtma işlerinde çalışanlar.
3)
Gazın geçtiği cihaz ve boruların onarılması ve
temizlenmesi
işlerinde çalışanlar.
4)
Kok fabrikalarında kömür ve ocak işlerinde
çalışanlar.
5)
Elektrik enerji üretim santrallerinin kazan 60
dairesindeki
ateşçilik, kül ve kömürlerin taşınması
işlerinde
çalışanlar.
6)
Termik santrallerle her çeşit buhar kazanlarının
kazan
dairesindeki ateşçilik, kül ve kömürlerin
taşınması
işlerinde çalışanlar.
6) Alüminyum fabrikaları 1)
Alüminyum oksit üretimi işlerinde çalışanlar.
2)
Alüminyum bronzu hazırlama işlerinde çalışanlar. 60
3)
Alüminyum madeni üretimi işlerinde çalışanlar.
7) Demir ve çelik fabrikaları 1)
Demir izabe fabrikalarında cevherin demire
çevrilmesi
işleriyle boru fabrikalarının fırın ve
döküm
dairelerinde yapılan işlerinde çalışanlar.
2)
Çelikhanelerin çelik yapılan fırınlarıyla bunların
teferruat
ve eklentilerinden olan ikinci derecedeki
fırınlarda
ve konvertörlerde yapılan işlerinde
çalışanlar.
3)
Sıvı haldeki demir ve çeliğin tesisat ve teçhizatla 90
veya
mekanik olarak taşınmasına ilişkin işlerde
çalışanlar.
4)
Sıcak veya sıvı haldeki cürufun taşınması ve
işlenmesi
işlerinde çalışanlar.
5)
Haddehanelerde (soğuk demirle çalışılan
haddehaneler
hariç), fırınlarda, hadde serilerinde,
haddehaneyi
kızgın veya sıvı çelik yahut demirle
besleyen
tesisat ve araçlarla görülen işlerle kızgın
halde
olan yarı mamul parçaların kesilmesi ve
hazırlanması
işlerinde çalışanlar.
8) Döküm fabrikaları 1)
Döküm kalıp ve maçalarının yapılması ve döküme
hazır
duruma getirilmesi işlerinde çalışanlar.
2)
Döküm şarjının hazırlanması ve her çeşit maden 60
eritme
(izabe) fırınlarının döküme hazır duruma
getirilmesi
işlerinde çalışanlar.
3)
Maden eritme ve dökme işlerinde çalışanlar.
9) Asit üretimi yapan 1)
Asit için hammaddelerin hazırlanması işlerinde
fabrika ve atölyeler çalışanlar.
2)
Asidin yapılma safhalarındaki işlerinde çalışanlar. 90
3)
Baca gazlarından asit elde edilmesi işlerinde
çalışanlar.
10) Yeraltı işleri Maden
ocakları (elementer cıva bulunduğu saptanan
cıva
maden ocakları hariç), kanalizasyon ve tünel 180
yapımı
gibi yer altında yapılan işlerde çalışanlar.
11) Radyoaktif ve Doğal
ve yapay radyoaktif, radyoiyonizan maddeler
radyoiyonizan
maddelerle veya bütün
diğer korpüsküler emanasyon kaynakları 90
yapılan işler ile
yapılan işlerde çalışanlar.
12) Su altında veya su altında 1)
Su altında basınçlı hava içinde çalışmayı gerektiren
basınçlı hava
içinde çalışmayı işlerden 20-
35 metreye kadar derinlik veya
gerektiren işler 2-3,5
kg/cm2 basınçta yapılan işlerde çalışanlar. 60
2)
Su altında basınçlı hava içinde çalışmayı gerektiren
işlerden
35-40 (40 hariç) m. derinlik veya 3,5-4 90
(3,5
hariç) kg/cm2 basınçta yapılan işlerde çalışanlar.
3)
Dalgıçlık işinde çalışanlar.
13) Türk Silâhlı Kuvvetlerinde Subay,
yedek subay, astsubay, uzman jandarma
ve
uzman erbaşlar. 90
14) Emniyet ve polis mesleğinde, Asaleti onaylanmış olmak şartıyla adaylıkta geçirilen
Milli İstihbarat
Teşkilâtında süreler dahil
polis, komiser yardımcısı, komiser,
baş
komiser, emniyet amiri, emniyet müdürleri ile 90
bu
ve daha yukarı maaş ve derecelerdeki emniyet
mensupları,
Milli İstihbarat Teşkilâtı mensupları.
15) İtfaiye veya yangın Yangın
söndürme işlerinde çalışanlar. 60
söndürme işleri
Bu maddenin birinci fıkrası hükmüne göre hesaplanan fiilî
hizmet süresi zammı, yukarıdaki tablonun (13) ve (14) numaralı sırasında
yer alan sigortalılar için sekiz, diğer sigortalılar için beş yılı geçmemek
üzere uzun vadeli sigorta kolları uygulamasında prim ödeme gün sayısına
eklenir. Bu sürelerin, üç yılı geçmemek üzere yarısı emeklilik yaş
hadlerinden indirilir. Tablonun (10) numaralı sırasında yer alan
sigortalılar için bu fıkradaki süre sınırı uygulanmaz.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen yaş haddi indiriminden
yararlanabilmek için ölüm ve malûliyet halleri hariç tablonun (10) numaralı
sırasında yer alan sigortalıların en az 1800 gün, diğer sıralarda yer alan
sigortalıların ise en az 3600 gün belirtilen işyeri ve işlerde çalışmış
olmaları şarttır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumun
önerisi üzerine Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir.”
MADDE 26 –
5510 sayılı Kanunun 46 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 46 – Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda
silâhlı kuvvetler hesabına okuyanların ve astsubay meslek yüksek okulu
öğrencileri ile astsubay nasbedilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi
tutulan adayların öğrenci harçlıkları ile ilgisine göre en az aylık alan
teğmen veya astsubay çavuşun prime esas kazançları arasındaki farkın primi;
polis akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda Emniyet Genel Müdürlüğü
hesabına okuyan öğrencilerin öğrenci harçlıkları ile komiser yardımcısı
veya polis memuru prime esas kazançları arasındaki farkın primi, öğrenciler
adına kurumlarınca ödenir.
Fakülte veya yüksek okullarda kendi hesabına okuduktan sonra
subay veya astsubaylığa nasbedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben
subaylığa geçirilenler ile fakülte ve yüksekokullarda kendi hesabına
okuduktan sonra, komiser yardımcısı veya polis memuru olarak atananların
başarılı öğrenim süreleri; borçlanmanın yapıldığı tarihte ilgisine göre en
az aylık alan teğmenin, astsubay çavuşun veya polis memuru ya da komiser
yardımcısının prime esas kazancı üzerinden, bu sürelere ait primler
kendilerince ödenerek borçlandırılmak suretiyle hizmetten sayılır. Bu
şekilde hesap edilecek borç, tebliğ tarihinden itibaren iki yıl içinde eşit
taksitler halinde ödenir.
Fakülte veya yüksek okullarda kendi hesabına okumakta iken
Türk Silahlı Kuvvetleri veya Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam
eden öğrencilerin, daha önce kendi hesabına okudukları normal okul süreleri
hakkında, ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
Talim ve manevra için rütbe ile silâh altına alınan 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olan sigortalılardan
rütbelerinin prime esas kazançları, vazifelerinin prime esas kazancından
fazla olanların prime esas kazanç farklarına ait primleri vazife gördükleri
kurumlarınca ve seferberlik ve harp için silâh altına alınanlardan
vazifelerinin prime esas kazançları, rütbelerinin prime esas kazancından
fazla olanların prime esas kazançları arasındaki farkın primleri de,
rütbelerinin prime esas kazancını ödeyen kamu idaresince kesilerek Kuruma
ödenir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına giren
sigortalıların prime esas kazançlarının tespitinde 82 nci maddede
belirtilen üst sınır aranmaz. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamına giren sigortalılardan, aylıksız izinli sayılmaksızın ve tabi
olduğu personel kanunu ile ilgisi devam edecek şekilde yurt dışına geçici
ya da sürekli görevle gönderilenlerin prime esas kazancının hesabında;
geçici görevle gönderilenlerin bulundukları kadroya ilişkin prime esas
kazancı, yurt dışı kadrolarına atananların ise yurt dışına atanma tarihi
itibarıyla, atandıkları kadro ile atanmadan önceki yurt içi kadrosuna
ilişkin prime esas kazançtan yüksek olanı esas alınır. Sürekli görevle
atananların yurt dışı kadrolarına ilişkin prime esas kazancın hesabında
dikkate alınacak ödeme unsurlarından, ilgili mevzuatı uyarınca söz konusu
kadroya bağlı olarak belirleme yapılmamış ödeme unsur ve tutarlarını,
kadrosunun bulunduğu kurum personelinin yararlanmakta olduğu ödeme
unsurlarıyla sınırlı olmak ve aynı veya benzer nitelikteki kadroya ilişkin
prime esas kazanca tabi ödemeleri gözönünde bulundurmak suretiyle
belirlemeye ilgili kamu idaresinin görüşü üzerine Kurum ve Maliye Bakanlığı
müştereken yetkilidir.”
MADDE 27 –
5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Vazife malûllüğü
MADDE 47 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk
defa 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı
olanlar için aşağıdaki hallerde vazife malûllüğü hükümleri uygulanır. 25
inci maddede belirtilen malûllük; sigortalıların vazifelerini yaptıkları
sırada veya vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi
bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının
menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan
bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde meydana
gelen kazadan doğmuş olursa, buna vazife malûllüğü ve bunlara uğrayanlara
da vazife malûlü denir.
Vazife malûllükleri;
a) Keyif verici içki ve her çeşit maddeler kullanmaktan,
b) Kanun, tüzük ve emir dışında hareket etmiş olmaktan,
c) Yasak fiilleri yapmaktan,
d) İntihara teşebbüsten,
e) Her ne suretle olursa olsun kendisine veya başkalarına
menfaat sağlama veya zarar verme amacından,
doğmuş olursa bunlara uğrayanlar hakkında vazife malûllüğü
hükümleri uygulanmaz.
Kamu idareleri vazife malûllüğüne sebep olan olayı, o yer
yetkili kolluk kuvvetlerine veya kendi mevzuatına göre yetkili mercilere
derhal, Kuruma da en geç onbeş iş günü içinde bildirmekle yükümlüdür.
Kuruma bildirim, aynı süre içerisinde sigortalılar veya hak sahiplerince de
yapılabilir. Vazife malûllüğüne sebep olan olaydan kamu idarelerinin
yetkili mercilerinin haberdar edilmemiş olması hali dışında; ilgililerin
bildirimi, kamu idarelerinin bildirim sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Kuruma bildirim süresi;
a) Vazife malûllüğüne sebep olan olayın meydana geldiği
tarihten,
b) Hastalıklarının sebep ve mahiyetleri dolayısıyla haklarında
vazife malûllüğü hükümleri uygulanacaklar için, hastalıklarının tedavisinin
imkânsız olduğuna dair düzenlenen kati raporun onay tarihinden,
c) Esirlik ve gaiplik hallerinde ise, bu hallerin sona erdiği
tarihten,
başlar.
Süresi içerisinde bildirimde bulunulan vazife malûllüğü
aylıkları, sigortalının ölüm ya da malûliyeti sebebiyle göreviyle
ilişiğinin kesildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren bağlanır.
Vazife malûllüğü süresi içerisinde bildirilmeyen
sigortalılara; kamu idareleri ya da sigortalılar veya hak sahiplerince
sonradan yapılacak bildirim üzerine, vazife malûllüklerinin belgelenmesi ve
müstahak olmaları şartıyla, bu Kanunun zamanaşımı hükümleri dikkate alınmak
suretiyle vazife malûllüğü aylığı bağlanır veya bağlanmış olan aylıklar
düzeltilir. Bu durumda sigortalı veya hak sahiplerine bağlanacak aylık ya
da aylık farklarının, vazife malûllüğünün bildirildiği tarihe kadar olan
toplam tutarı Kurumca ilgili kamu idaresine ödettirilir.
Vazife malûllüğü aylığı, vazife malûllerinden itibari hizmet
süreleri eklenmek suretiyle bulunacak prim ödeme gün sayısı toplamı;
a) 10800 güne kadar olanlara 10800 gün üzerinden,
b) 10800 günden fazla olanlara, toplam prim ödeme gün sayıları
üzerinden,
en son prime esas kazancı esas alınmak suretiyle 29 uncu
maddeye göre hesaplanacak aylıklara, malûllük derecelerine göre aşağıda
yazılı oranlarda ayrıca zam yapılmak suretiyle bağlanır:
Malûllük
Derecesi Zam
nispeti
1 %
30
2 %
23
3 %
15
4 %
7
5 %
3
6 %
2
Subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ile Türk Silâhlı
Kuvvetlerince görevlendirilen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamındaki sigortalılardan;
a) Harpte fiilen ateş altında,
b) Harpte, harp bölgelerindeki harp harekât ve hizmetleri
sırasında, bu harekât ve hizmetlerin sebep ve etkileriyle,
c) Harpte veya harbe hazırlık devresinde her çeşit düşman
silâhlarının etkisiyle,
d) Askerî harekâtı gerektiren iç tedip ve sınır hareketleri
sırasında, bu hareketlerin sebep ve etkisiyle,
e) Barışta veya olağanüstü hallerde, emir veya görev ile uçuş
yapan uçucularla hangi meslek ve sınıftan olursa olsun emirle görevli
olarak uçakta bulunanlardan uçuşun havadaki ve yerdeki sebepleriyle ve yine
emir ve görev ile dalış yapan dalgıçlarla, hangi meslek ve sınıftan olursa
olsun emirle görevli olarak denizaltı gemisinde veya dalgıç kıtasında
bulunanlardan denizaltıcılığın veya dalgıçlığın çeşitli sebep ve
etkileriyle,
f) Anayasanın 92 nci maddesi veya Türkiye'nin taraf olduğu
uluslararası sözleşmeler uyarınca Türk Silâhlı Kuvvetlerinin yabancı
ülkelere gönderilmesini gerektiren durumlarda, birliklerin bulundukları
yerlerden hareketlerinden itibaren yurt içinde, yurt dışında, yabancı
ülkelerde veya yurda dönüş sırasında,
vazife malûlü olanlara harp malûlü denir.
Bunlardan uzman erbaşlara bulundukları kademenin üç
ilerisindeki kademenin, uzman jandarmalara bulundukları rütbenin bir üst
rütbesinin aynı kademesinin; astsubaylarla yarbay rütbesine kadar (yarbay
hariç) bir üst rütbenin aynı kademesinin, yarbaylara albay, albaylara
kıdemli albay, kıdemli albay ile general ve amirallere bir üst rütbenin, bu
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan
sigortalılara ise bir üst derecesine veya kademesine karşılık gelen prime
esas kazancı üzerinden aylık bağlanır.
Bulundukları derecenin bir üst derecesi olmayanlar için o
derecenin üç ilerisindeki kademe göstergesi, üç ilerisindeki kademe
göstergesi olmayanlar için de o derecenin son kademe göstergesinin prime
esas kazancı esas alınır.
Harp malûllerinin, malûllük derecesine
göre aşağıdaki yazılı göstergelerin, memur aylık katsayısı ile çarpımı
sonucu bulunacak miktar "Harp malûllüğü zammı" olarak ayrıca
eklenir.
Malûllük
Derecesi Göstergeler
1 1100
2 950
3 800
4 600
5 500
6 400
Harp malûlü sayılanlardan bir harekâtın başarıyla
sonuçlanmasını şahsen sağladığı ve örnek tutulacak cesaret ve fedakârlık
gösterdiği sıralarda bu malûllüğe uğradıkları usûlüne göre sıralı
üstlerince saptanan Türk Silâhlı Kuvvetleri mensupları ile Türk Silâhlı
Kuvvetlerince görevlendirilen sivil görevlilere, Genelkurmay Başkanlığının
uygun görmesi ve Millî Savunma Bakanının onayı ile harp malûllüğü zamları %
25 fazlasıyla bağlanır.
Bu madde gereğince vazife malûllüğü aylığı almakta iken veya
vazife malûllüğü aylığı bağlanması gerekirken ölenlerin, hak sahiplerine,
müstahak olmaları halinde harp malûllüğü zammı da dahil olmak üzere prim
ödeme gün sayısına bakılmaksızın ölüm aylığı bağlanır.
Harp malûlü olanlara verilecek harp malûllüğü zammı tutarının
Kurumca belirlenecek peşin sermaye değeri toplamı en geç bir ay içinde
Millî Savunma Bakanlığı veya İçişleri Bakanlığı tarafından Kurumun
göstereceği hesaplara yatırılır. Süresinde yatırılmayan tutarlar için 89
uncu madde hükümleri uygulanır.
Vazife malûllüğü aylığı bağlananlardan;
a) 5 inci maddenin (c) bendi hükmü saklı kalmak kaydıyla
vazife malûllüğü aylığı bağlanmış olanlardan harp malûllüğü zammı hariç
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmaya
başlayanların aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme
dönemi başından itibaren kesilir ve bunlar hakkında uzun vadeli sigorta
kolları uygulanır. Bunlardan çalıştıkları süre zarfında 80 inci maddeye
göre belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince
kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına ait prim
alınır. Bunlar ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
çalışmaları nedeniyle istekleri üzerine haklarında uzun vadeli sigorta
kolları uygulananlardan; yeniden aylık bağlanması için yazılı istekte
bulunan ya da emekliye ayrılan veya herhangi bir nedenle görevi sona
erenler hakkında sonraki çalışmaları karşılığında aylığa hak kazanmaları
halinde bu süre için, 29 uncu maddeye göre aylık hesaplanır. Sonradan geçen
çalışmalarından dolayı yaşlılık aylığına hak kazanamayanların kendilerine
toptan ödeme, vefatı halinde ise hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanır veya
toptan ödeme yapılır.
b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
çalışmaları sırasında malûllük derecelerinin değişmesi halinde aylığı yeni
malûllük derecesi de dikkate alınarak son prime esas kazancı üzerinden ilk
vazife malûllüğü aylığından az olmamak kaydıyla yeniden hesaplanır.
c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin 4 numaralı
alt bendi hariç olmak üzere diğer alt bentlerine tabi çalışmaya başlayanlar
hakkında 30 uncu maddenin üçüncü fıkrasının (b) bendi hükmü uygulanır.
Vazife malûllüğüne bağlı nedenlerden dolayı ölen sigortalının
hak sahiplerine, bu madde gereğince tespit edilecek aylık, 34 üncü ve 35
inci madde hükümlerine göre bağlanır. Ayrıca 37 nci madde hükümlerine göre
hak sahiplerine cenaze ve evlenme ödeneği de verilir.
Bu maddeye göre bağlanacak vazife veya harp malûllüğü
aylıkları, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan maddeleri dahil 5434 sayılı
Kanun hükümlerine göre emsali iştirakçiye bağlanacak harp veya vazife
malûllüğü aylığından az olamaz.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki
sigortalılardan, uluslararası barışı koruma ve destekleme operasyonlarında
Türkiye Cumhuriyetince görevlendirilenlere, bu görevleri esnasında veya bu
görevleri nedeniyle vazife malûlü aylığı ödendiği sürece harp malûllüğü
zammı ayrıca verilir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 28 –
5510 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
olanların yaşlılık, malûllük veya vazife malûllüğü işlemleri;
a) Re'sen emekliye sevk hallerinde, sigortalının çalıştığı
göreve atamasındaki usûle göre atamaya yetkili makamın,
b) İstek üzerine veya yaş haddi, malûllük veya vazife
malûllüğü hallerinde kamu idaresinin en yüksek amirinin,
c) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri için Meclis
Başkanlığının, belediye başkanları için belediye encümeninin, illerin daimi
komisyon üyeleri için il valiliğinin, çalıştıkları kamu idareleri ile
ilişikleri kesilmiş olup da bir kanunla sigortalılık hakkı devam edenler
için daha önce görev yaptıkları son kamu idaresinin en yüksek amirinin,
d) Kurumların yönetim kurulu üyelerinin istek, malûliyet ve
yaş haddi hallerinde, atanmalarında atamayı yapan kurumun en yüksek
amirinin,
e) Danıştay Başkanının istek, malûliyet ve yaş haddi
hallerinde Başbakanlık, Sayıştay Başkanının aynı halleri için Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı,
onayı ile tekemmül eder.”
MADDE 29 –
5510 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 49 – İtibarî hizmet süresi, bu Kanuna göre bağlanacak
aylıklar ve yapılacak toptan ödemelerin hesabında dikkate alınan ancak
hiçbir şekilde bu Kanunla tanınan hakları kazanma bakımından gerekli prim
ödeme gün sayısı, yaş ve emeklilik ikramiyesinin hesabında nazara alınmayan
süredir. Sigortalıların aşağıda yazılı görevlerde geçen zamlar hariç, fiilî
hizmet sürelerinin her yılı için;
a) Subay (yedek subay dahil), astsubay, uzman jandarma ve
uzman erbaşlardan;
1) Harbi doğuran genel ve kısmî seferberliğe katılanların, harbin
ilânından seferberliğin bitim tarihine,
2) Seferberliği gerektiren iç tedip hareketlerine fiilen
katılan birliklerde görevli olanların, çarpışmaların başlangıcından
seferberliğin sona erdiği tarihe,
3) Harp veya seferberlik ilân edilmeden, Anayasanın 92 nci
maddesi veya Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca,
yabancı ülkelere gönderilen Türk Silâhlı Kuvvetlerinde görev yapanların
çarpışma meydana gelmesi halinde, çarpışma süresince veya çarpışma bitmeden
dönenler için Türkiye'ye dönüş tarihine,
kadar geçen tutsaklık süreleri dahil fiilî hizmet sürelerinin,
b) 4 üncü madde gereği sigortalı sayılanlardan bu fıkranın (a)
bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerinde yazılı hareketlere sivil
görevli, er veya erbaş olarak katılanların, bu durumlarda geçen fiilî
hizmet sürelerinin, bu tarihlerden sonra devam eden tutsaklık sürelerinin,
c) Harp halinde düşmana tutsak düşen veya düşman tarafından
enterne edilen sigortalılardan kanunları gereğince, aylıkları ödenmek
suretiyle, sözleşmeli personel hariç olmak üzere kurumları ile ilgileri
kesilmeyenlerin, bu durumlarda geçen fiilî hizmet sürelerinin,
her yılı için altı ay itibarî hizmet süresi olarak eklenir. Bu
nedenlerle eklenecek itibarî hizmet sürelerinin toplamı, üç yıldan fazla
olamaz.
Kamu idarelerinde pilot olan ve olmayan uçucu, denizaltıcı,
dalgıç, kurbağa adam ve paraşütçülerin bu görevlerde geçirdikleri fiilî
hizmet sürelerinin her yılı için üç ay itibarî hizmet süresi eklenir.
Bunlardan bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) ve (2) numaralı
alt bentlerinde gösterilenler için itibarî hizmet süresi zamları ayrıca
eklenir.
Her yıl sonunda, sigortalının fiilî hizmet süresine bu
maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri ile ikinci fıkrası
hükümleri uyarınca eklenen itibarî hizmet süresinin her otuz günü için,
yılın son ayında sigortalı adına ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortasına ait sigortalı ve işveren prim toplamı kadar ayrıca itibarî
hizmet süresi primi işverenden tahsil edilir. Süresinde yatırılmayan tutarlar
için 89 uncu madde hükümleri uygulanır.”
MADDE 30 –
5510 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye'de ikamet edenler
ile Türkiye’de ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış
ülkelerdeki Türk vatandaşlarından;
a) Bu Kanuna tâbi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek
şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte ay içerisinde
30 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak,
b) Kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak,
c) 18 yaşını doldurmuş bulunmak,
d) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda
bulunmak,
şartları aranır.”
MADDE 31 –
5510 sayılı Kanunun 51 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“İsteğe bağlı sigortalılık, müracaatın Kurum kayıtlarına
intikal ettiği tarihi takip eden günden itibaren başlar.”
“Ay içerisinde 30 günden az çalışan veya 80 inci madde
uyarınca prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma saatinin 4857
sayılı Kanuna göre belirlenen günlük normal çalışma saatine bölünmesi
suretiyle hesaplanan sigortalıların aynı ay içerisinde isteğe bağlı
sigortaya prim ödemeleri halinde, primi ödenen süreler zorunlu
sigortalılığa ilişkin prim ödeme gün sayısına otuz günü geçmemek üzere
eklenir ve eklenen bu süreler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi
kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edilir.”
MADDE 32 –
5510 sayılı Kanunun 52 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 52 – İsteğe bağlı sigorta primi, 82 nci maddeye göre
belirlenen prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasında,
sigortalı tarafından belirlenen prime esas aylık kazancın % 32'sidir. Bunun
% 20'si malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, % 12'si genel sağlık
sigortası primidir. 51 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilenler için
82 nci maddeye göre belirlenen prime esas kazancın alt sınırı ile üst
sınırı arasında olmak kaydıyla belirlenen günlük kazanç ve gün sayısı
üzerinden malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası
primi alınır.
İsteğe bağlı sigortalı olanlar, bakmakla yükümlü olunan kişi
olsa dahi, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında genel
sağlık sigortalısı sayılır ve genel sağlık sigortası primini de ödemekle
yükümlüdürler. Yabancı ülke vatandaşlarından Türkiye’de yerleşik olma hali
bir yılı doldurmadıkça genel sağlık sigortası primi alınmaz ve bu kişiler
genel sağlık sigortalısı sayılmaz.
Ait olduğu aydan itibaren en geç 12 ay içinde 89 uncu maddenin
ikinci fıkrasına göre hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammıyla
birlikte primi ödenmeyen süreler, sigortalılık süresinden sayılmaz. Bu 12
aylık süreden sonra ödenen primler 89 uncu maddenin üçüncü fıkrası
hükümlerine göre iade edilir.
İsteğe bağlı sigortalıların zorunlu sigortalılık nedeniyle
prim borcunun bulunması halinde, isteğe bağlı sigortaya tâbi ödenen primler
öncelikle zorunlu sigortalılık nedeniyle Kuruma olan borçlarına mahsup
edilir.”
MADDE 33 –
5510 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar
eklenmiş ve dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve
(c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı
anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı
maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında
çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak
sigortalı sayılır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında
sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4
üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı
bildirilemezler.
İsteğe bağlı sigortalı olanların 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamına tabi olacak şekilde çalışmaya
başlamaları halinde, bu Kanunun 51 inci maddesinin üçüncü fıkrası saklı
kalmak kaydıyla isteğe bağlı sigortalılık hali sona erer.”
“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilk defa
sigortalı sayılanlardan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c)
bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışmış olanların yaşlılık
aylığı bağlanma taleplerinde, en fazla sigortalılığın geçtiği sigortalılık
hali, hizmet sürelerinin eşit olması ile malûllük ve ölüm halleri ile yaş
haddinden re’sen emekli olma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma
veya seçilme ve bağlı oldukları sigortalılık halinin kanunla değiştirilmesi
durumunda ise son sigortalılık hali esas alınır.”
MADDE 34 –
5510 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (2)
numaralı alt bendine “Malûllük” ibaresinden sonra gelmek üzere “,vazife
malûllüğü” ibaresi eklenmiş, (5) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve aynı bende aşağıdaki (6) ve (7) numaralı alt bentler
eklenmiş; (b) bendinin (3) ve (4) numaralı alt bentleri aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve aynı bende aşağıdaki (5) numaralı alt bent eklenmiş, (c)
bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“5) Hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına
hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından
bağlanacak aylığı,
6) Bu Kanuna göre vazife malûllüğü aylığı almakta iken, tekrar
sigortalı olanlardan hem vazife malûllüğüne hem de malûllük aylığına hak
kazananlara bu aylıklardan yüksek olanı, aylıkları eşitse yalnızca vazife
malûllüğü aylığı, bunlardan hem vazife malûllüğü hem de yaşlılık aylığına
hak kazananlara, bu aylıkların her ikisi,
7) Evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda sonraki
eşinden de aylığa hak kazananlara tercih ettiği aylığı,”
“3) Birden fazla çocuğundan gelire hak kazanan ana ve babaya,
en fazla ödemeye imkân veren ilk iki dosyadan yüksek olan gelirin tamamı,
düşük olan gelirin yarısı,
4) Hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm gelirine
hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından
bağlanacak geliri,
5) Evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda sonraki
eşinden de gelire hak kazananlara tercih ettiği geliri,”
“c) Malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve vazife malûllüğü
ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve
gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya
gelirlerden yüksek olanın tamamı, az olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş
kazası ve meslek hastalığından bağlanan gelirin tümü, malûllük, vazife
malûllüğü veya yaşlılık aylığının yarısı bağlanır.”
MADDE
35 – 5510 sayılı Kanunun 55 inci
maddesinin madde başlığı "Gelir ve aylıkların düzeltilmesi,
yükseltilmesi, alt sınırı, ödenmesi ve yoklama işlemleri" şeklinde,
ikinci fıkrası ise aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve bu fıkradan sonra
gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Bu
Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklar, her yılın Ocak ve Temmuz ödeme
tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme göre
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici
fiyatları genel indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak
belirlenir."
"Bu
Kanuna göre sigortalıya bağlanacak aylıklar ile ölen sigortalının hak
sahiplerinin aylıklarının hesabına esas tutar, çalışma sürelerindeki her
yıl için 82 nci maddeye göre tespit edilen prime esas günlük kazanç alt
sınırları dikkate alınarak, talep veya ölüm yılına ait Ocak ayı itibariyle
29 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenen ortalama aylık kazancın %
35'inden, sigortalının bakmakla yükümlü olduğu eşi veya çocuğu varsa %
40'ından az olamaz. Hak sahibi kimselerin aylıkları; hak sahibi bir kişi
ise bu fıkraya göre hesaplanan alt sınır aylığının % 80'inden, hak sahibi
iki kişi ise % 90'ından az olamaz. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri
gereğince bağlanan kısmı aylıklar için bu fıkra hükümleri uygulanmaz."
"4
üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki
sigortalılar için ayrı ayrı olmak üzere, malûllük sigortasından dosya
bazında her yıl bağlanan aylıkların aylık başlangıç tarihinin ait olduğu
yılın Ocak ayı itibarıyla yıl içine ait artışlar uygulanmaksızın
hesaplanacak tutarları, yaşlılık sigortasından bir önceki yılın son ödeme
ayında söz konusu sigortalılar için ayrı ayrı dosya bazında ödenen en düşük
yaşlılık aylığından az olamaz."
"İş
kazası veya meslek hastalığı sonucu başka birinin sürekli bakımına muhtaç
duruma gelen sigortalı için bu Kanunun 19 uncu maddesine göre hesaplanacak
sürekli iş göremezlik geliri, 82 nci maddeye göre tespit edilen prime esas
kazanç alt sınırının aylık tutarının %85'inden az olamaz."
MADDE 36 –
5510 sayılı Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Ölen sigortalının hak sahiplerinden;
a) Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da
aylık bağlanmış olan sigortalıyı kasten öldürdüğü veya öldürmeye teşebbüs
ettiği veya bu Kanun gereğince sürekli iş göremez hale veya malûl duruma
getirdiği,
b) Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da
aylık bağlanmamış olan sigortalıya veya hak sahibine karşı ağır bir suç
işlediği veya bunlara karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli
ölçüde yerine getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı bir tasarrufla
mirasçılıktan çıkarıldıkları,
hususunda kesinleşmiş yargı kararı bulunan kişilere gelir veya
aylık ödenmez. Ödenmiş bulunan gelir ve aylıklar, 96 ncı madde hükümlerine
göre geri alınır.”
MADDE 37 –
5510 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Türk
Tabipleri Birliği,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Türkiye Ziraat Odaları
Birliği” ibaresi, ikinci fıkrasının üçüncü cümlesinden sonra gelmek üzere
“Oylarda eşitlik olması halinde başkanın bulunduğu taraf çoğunluk sayılır.”
cümlesi, dördüncü fıkrasına “sigortalılar hakkında” ibaresinden sonra
gelmek üzere “vazife malûllük derecesi,” ibaresi eklenmiş ve üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna iştirak edenlerden;
katıldıkları her toplantı günü için 4000 gösterge rakamının memur aylık
katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda ve ayda sekiz toplantıyı
geçmemek üzere huzur hakkı ödenir. Kurulun çalışmaları ile ilgili her türlü
giderler Kurumca ödenir. Kurul gerek gördüğü hallerde dışarıdan uzman
kişilerin görüşüne başvurabilir. Bu kişilere de aynı miktar ve şartlarda
huzur hakkı ödenir.”
MADDE 38 –
5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 60 – İkametgahı Türkiye'de olan kişilerden;
a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
1) (a) ve (c) bentleri gereğince sigortalı sayılan kişiler,
2) (b) bendi gereğince sigortalı sayılan kişiler,
b) İsteğe bağlı sigortalı olan kişiler,
c) Yukarıdaki (a) ve (b) bentlerine göre sigortalı
sayılmayanlardan;
1) Harcamaları, taşınır ve taşınmazları ile bunlardan doğan
hakları da dikkate alınarak, Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve
veriler kullanılarak tespit edilecek aile içindeki geliri kişi başına düşen
aylık tutarı asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaşlar,
2) Vatansızlar ve sığınmacılar,
3) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç,
Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun
hükümlerine göre aylık alan kişiler,
4) 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası
Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması
Hakkında Kanun hükümlerine göre şeref aylığı alan kişiler,
5) 28/5/1986 tarihli ve 3292 sayılı Vatani Hizmet Tertibi
Aylıklarının Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,
6) 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık
Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,
7) 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu Kanunu hükümlerine göre korunma, bakım ve rehabilitasyon
hizmetlerinden ücretsiz faydalanan kişiler,
8) Harp malûllüğü aylığı alanlar ile Terörle Mücadele Kanunu
kapsamında aylık alanlar,
9) 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununun 74 üncü
maddesinin ikinci fıkrasına göre görevlendirilen kişiler ile aynı Kanunun
ek 16 ncı maddesine göre aylık alan kişiler,
10) 11/10/1983 tarihli ve 2913 sayılı Dünya Olimpiyat ve
Avrupa Şampiyonluğu Kazanmış Sporculara ve Bunların Ailelerine Aylık
Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,
d) Mütekabiliyet esası da dikkate alınmak şartıyla, oturma
izni almış yabancı ülke vatandaşlarından yabancı bir ülke mevzuatı
kapsamında sigortalı olmayan kişiler,
e) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı Kanun gereğince işsizlik
ödeneği ve ilgili kanunları gereğince kısa çalışma ödeneğinden
yararlandırılan kişiler,
f) Bu Kanun veya bu Kanundan önce yürürlükte bulunan sosyal
güvenlik kanunlarına göre gelir veya aylık alan kişiler,
g) Yukarıdaki bentlerin dışında kalan ve başka bir ülkede
sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan vatandaşlar,
genel sağlık sigortalısı sayılır.
6 ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (f), (g),
(h), (ı) ve (k) bentlerinde sayılanların öncelikle, genel sağlık
sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olup olmadığına bakılır. Genel
sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi ise tescili yapılmaz.
Aksi takdirde birinci fıkra hükümlerinden durumuna uyan bende göre genel
sağlık sigortalısı sayılır. Birinci fıkranın (f) bendi kapsamında gelir
alması nedeniyle genel sağlık sigortalısı sayılanlar, aynı zamanda diğer
bentler gereği de genel sağlık sigortalısı sayılması halinde (f) bendi
dışındaki bentler kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır.
6 ncı maddenin birinci fıkrasının (d), (e) ve (l) bentleri
kapsamında olanlar, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde bulunan
hükümlü ve tutuklular, birinci fıkranın (d) bendi kapsamına girenlerden
Türkiye'de bir yıldan kısa süreyle yerleşik olanlar, (f) bendi kapsamında
olup mülga 30/5/1978 tarihli ve 2147 sayılı ve 8/5/1985 tarihli ve 3201
sayılı kanunlara göre borçlanarak aylık bağlanan kişilerden ise Türkiye’de
ikamet etmeyenler genel sağlık sigortalısı ve genel sağlık sigortalısının
bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılmazlar.
Birinci fıkranın (d) ve (g) bentlerinin uygulanmasında evli
olanlar için, eşlerden hangisinin bu maddeye göre genel sağlık sigortalısı,
hangisinin bakmakla yükümlü olunan kişi olacağının tespiti kendi
tercihlerine bırakılır. Diğer bentler gereği eşlerin her ikisinin de genel
sağlık sigortalılık şartlarının oluşması halinde her ikisi de ayrı ayrı genel
sağlık sigortalısı sayılır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
sigortalı sayılanlardan, ilgili kanunları gereğince bir yıldan fazla
aylıksız izin kullanan eşler, genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü
olduğu kişi sayılır.
Bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt
bendi ile 80 inci maddede belirtilen aile; aynı hane içerisinde yaşayan eş,
evli olmayan çocuk, büyük ana ve büyük babadan oluşur.”
MADDE 39 –
5510 sayılı Kanunun 61 inci maddesinin birinci fıkrasının (b), (d) ve (f)
bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“b) (c) bendinde sayılanlardan; (1) numaralı alt bentte
belirtilenler Kurumca tescil edildiği, (3), (4), (5), (6), (8), (9) ve (10)
numaralı alt bentlerde belirtilenler ise aylığa hak kazandıkları tarihten
itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır. Yukarıdaki alt bentler kapsamı
dışında kalanlar ise vatansız ve sığınmacı sayıldıkları, korunma, bakım ve
rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz yararlanmaya başladıkları tarihten
itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve ilgili kurumlarca kapsama
alındığı tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirilir. (1) numaralı
alt bentte belirtilenlerin taleplerinin Kurumca değerlendirilmesi sonucu
talep tarihi itibariyle müstahak olduğu anlaşılanların talep tarihi; daha
sonra müstahak olanların ise müstahak oldukları tarih, Kurumca tescil
edildikleri tarih olarak kabul edilir.”
“d) (e) bendinde sayılanlar, işsizlik veya kısa çalışma
ödeneğinden yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren genel sağlık
sigortalısı sayılır ve Türkiye İş Kurumu tarafından işsizlik ödeneğinin
bağlandığı tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirilir.”
“f) (g) bendinde sayılanlar; diğer bentlere göre genel sağlık
sigortalısı olmadıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır
ve bu tarihten itibaren bir ay içinde verecekleri genel sağlık sigortası
giriş bildirgesi ile tescil edilirler. Ancak 60 ıncı maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanların zorunlu
sigortalılıklarının sona erdiği tarihten itibaren 10 gün sonra bu bent
kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır.”
“60 ıncı madde gereği genel sağlık sigortalısı sayılanların
çocukları, ana ya da babanın tescil edilmiş olmasına bakılmaksızın ve
ayrıca bir işleme gerek olmaksızın 18 yaşını dolduruncaya kadar genel
sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu
kişi olarak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlandırılır. 18
yaşından küçük çocuğun ana ve babası da yok ise 18 yaşını dolduruncaya
kadar 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (7) numaralı alt
bendi kapsamında primi Devlet tarafından ödenmek üzere genel sağlık
sigortalısı sayılır.
60 ıncı madde gereği genel sağlık sigortalısı iken durumunda
değişiklik olan kişilerden, aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin
(1) numaralı alt bendine veya (g) bendi kapsamına giren kişiler
durumlarında değişiklik olduğu tarihten itibaren en geç bir ay içinde
Kuruma başvurmak zorundadır. Bu kişilerin 60 ıncı maddenin birinci
fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamına girmediğinin
tespit edilmesi halinde, durumlarında değişiklik olduğu tarihten başlamak
üzere (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılırlar.”
MADDE 40 –
5510 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile
ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“d) Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; ağız
ve diş muayenesi, diş hekiminin göreceği lüzum üzerine ağız ve diş
hastalıklarının teşhisi için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik
ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak
yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, diş çekimi, konservatif diş tedavisi
ve kanal tedavisi, hasta takibi, diş protez uygulamaları, ağız ve diş
hastalıkları ile ilgili acil sağlık hizmetleri, 18 yaşını doldurmamış
kişilerin ortodontik diş tedavilerinin 72 nci maddeye göre belirlenen
tutarı,”
“Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve
tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin
türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usûl ve esaslarını
Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir. Kurum, bu
amaçla komisyonlar kurabilir, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle
işbirliği yapabilir. Komisyonların çalışma usûl ve esasları Maliye
Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirlenir.”
MADDE 41 –
5510 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinin madde başlığı “Kurumca finansmanı
sağlanmayacak sağlık hizmetleri” şeklinde değiştirilmiş, birinci fıkrasına
“Kurumca” ibaresinden sonra gelmek üzere “finansmanı” ibaresi ve bu fıkraya
aşağıdaki (c) bendi eklenmiştir.
“c) Yabancı ülke vatandaşlarının; genel sağlık sigortalısı
veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayıldığı
tarihten önce mevcut olan kronik hastalıkları,”
MADDE 42 –
5510 sayılı Kanunun 67 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 67 – 18 yaşını doldurmamış olan kişiler, tıbben
başkasının bakımına muhtaç olan kişiler, acil haller, iş kazası ile meslek
hastalığı halleri, bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar, 63 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri gereğince sağlanan sağlık
hizmetleri, 75 inci maddede sayılan afet ve savaş ile grev ve lokavt hali
hariç olmak üzere sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmek
için;
a) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) ve (f) bentleri
hariç diğer bentleri gereği genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü
olduğu kişilerin, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son
bir yıl içinde toplam 30 gün genel sağlık sigortası prim ödeme gün
sayısının olması,
b) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (2)
numaralı alt bendi ile (g) bendine tabi olan genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yukarıdaki bentte sayılan şartla
birlikte, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihte 60 günden fazla prim
ve prime ilişkin her türlü borcunun bulunmaması,
c) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve (d) bentlerine
tabi olan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin
yukarıdaki bentlerde sayılan şartla birlikte, sağlık hizmeti sunucusuna
başvurduğu tarihte prim ve prime ilişkin her türlü borcunun bulunmaması,
şarttır.
Ancak, genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu
kişi kapsamından çıkanların genel sağlık sigortalısı olduğu tarihten
itibaren otuz gün içinde sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için bu
maddenin birinci fıkrasının (a) bendindeki prim ödeme gün sayısı aranmaz.
Ayrıca 60 ıncı madde kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanların;
a) Herhangi bir sebeple silâh altına alınan sigortalının
askerlikte geçen hizmet süresi,
b) Hükümlülükle sonuçlanmayan tutuklulukta geçen süre,
c) İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık
sigortalarından geçici iş göremezlik ödeneği alan sigortalının iş
göremediği süre,
d) Sigortalının greve iştirak etmesi veya işverenin lokavt
yapması hallerinde geçen süre,
sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son bir
yıl içinde toplam 30 gün genel sağlık sigortası primi ödeme gün sayısı
hesabında dikkate alınmaz.
Ayrıca genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilerin sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmeleri için
sağlık hizmet sunucularına başvurduklarında acil haller hariç olmak üzere
(acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra); nüfus cüzdanı, sürücü
belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya Kurum tarafından verilen resimli
sağlık kartı belgelerinden birinin gösterilmesi zorunludur.
60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında genel
sağlık sigortalısı sayılanlar, zorunlu sigortalıklarının sona erdiği
tarihten itibaren on gün süreyle genel sağlık sigortasından yararlanırlar.
Bu kişilerin sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten geriye doğru bir
yıl içinde 90 günlük zorunlu sigortalılıkları varsa, sigortalılık
niteliğini yitirdikleri tarihten itibaren 90 gün süreyle zorunlu
sigortalılıklarından sonraki genel sağlık sigortalılıklarından dolayı prim
borcu olup olmadığına bakılmaksızın bakmakla yükümlü olduğu kişiler dahil
sağlık hizmetlerinden yararlandırılırlar.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 43 –
5510 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin ikinci ve sekizinci fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve üçüncü fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır.
“Katılım payı, birinci fıkranın (a) bendindeki sağlık
hizmetleri için 2 Yeni Türk Lirası olarak uygulanır. Katılım payı, (b) ve
(c) bentlerindeki sağlık hizmetleri için gereksiz kullanımı azaltma, sağlık
hizmetlerinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması,
kişilerin prime esas kazançlarının, gelir ve aylıklarının tutarı ve benzeri
ölçütler dikkate alınarak % 10 ilâ % 20 oranları arasında olmak üzere
Kurumca belirlenir. Birinci fıkranın (a) bendindeki sağlık hizmetleri için
belirlenen katılım payı tutarı, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usûl
Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranı kadar her yıl artırılır.
Birinci fıkranın (a) bendi gereği katılım payını; birinci basamak hizmet
sunucularında yapılan muayenelerinde almamaya ya da daha düşük tutarlarda
belirlemeye veya tekrar birinci fıkranın (a) bendi için belirlenen tutara
getirmeye, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmet sunucularında yapılan
muayenelerde ise önceki basamaklardan sevkli olarak başvurulup
başvurulmadığı dikkate alınmak suretiyle yarısına kadar indirmeye veya beş
katına kadar artırmaya, gerektiğinde bu tutarları kanuni tutarlarına
getirmeye veya indirmeye Kurum yetkilidir.”
“Katılım paylarının hesaplanmasında 72 nci maddeye göre tespit
edilen sağlık hizmeti tutarları esas alınır.”
MADDE 44 – 5510
sayılı Kanunun 72 nci maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“65 inci madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek
giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri
Fiyatlandırma Komisyonu yetkilidir. Komisyon, tıp eğitimini, hizmet
basamağını, alt yapı ve kaynak kullanımı ile maliyet unsurlarını dikkate
alarak sağlık hizmeti sunucularını fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı
ayrı sınıflandırabilir. Komisyon, 63 üncü madde hükümlerine göre finansmanı
sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık
hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak
sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla
hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları,
maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak
suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye
yetkilidir.
Komisyon; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını, Maliye
Bakanlığını, Sağlık Bakanlığını, Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığını,
Hazine Müsteşarlığını temsilen birer üye ve Kurumu temsilen iki üye olmak
üzere toplam yedi üyeden oluşur. Komisyon kararlarını salt çoğunluk ile
alır, kararlar Resmî Gazetede yayımlanır. Komisyonca gerekli görülen
hallerde sağlık hizmetlerinin türlerine göre birden fazla alt komisyon
kurulabilir. Komisyonun sekreterya işlemleri Kurumca yerine getirilir.”
“Kurum, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile dernek, vakıf,
federasyon, konfederasyon ve kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlarının görüşlerini alabilir.”
MADDE 45 –
5510 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 73 – Bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt
içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan
sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti
sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi
suretiyle sağlanır.
Kamu
idaresi sağlık hizmeti sunucuları dışındaki vakıf üniversiteleri dahil
sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularınca, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma
Komisyonunca belirlenen sağlık hizmetleri bedeline ek olarak, genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerden sağlık hizmeti
sunucularının giderleri ve ürettikleri sağlık hizmetlerinin maliyetleri,
yapılan sübvansiyonlar gibi kriterler dikkate alınarak bu bedellerin bir
katına kadar alınabilecek ilave ücretin tavanını belirlemeye Bakanlar
Kurulu yetkilidir. Bu tavan dahilinde alınabilecek ilave ücret oranları
Kurumca belirlenir. Ancak kamu idaresi sağlık hizmeti sunucuları tarafından
sevk edilmesi halinde 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (4),
(6) ve (8) numaralı alt bentleri kapsamında sayılanlar ile bakmakla yükümlü
oldukları kişilerden ilave ücret alınamaz. Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma
Komisyonunca belirlenen eşdeğer ilaçların, azami fiyatı ile kişinin talep
ettiği eşdeğer ilacın fiyatı arasında oluşacak fark ve optik için tavan
uygulanmaz ve bu fıkra kapsamında değerlendirilmez.
Kamu
idaresi sağlık hizmeti sunucuları ise otelcilik hizmeti ile dördüncü
fıkrada belirtilen istisnai sağlık hizmetleri dışında, sağladıkları sağlık
hizmetleri için genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilerden ilave ücret talep edemez. Aksine bir hüküm bulunmadığı sürece, kamu
idaresi ve vakıf üniversitesi sağlık hizmeti sunucularında 4/11/1981 tarih
ve 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununda tanımlanan öğretim üyeleri
tarafından sunulan sağlık hizmetleri için bu fıkra hükmü uygulanmaz, Kurum
öğretim üyeleri için alınacak ilave ücret için bir tavan belirleyebilir.
Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, Kurumca belirlenmiş
standartların üstündeki talepleri karşılayan otelcilik hizmetleri ile
hayati öneme sahip olmama ve alternatif tedavilerin bulunması gibi hususlar
göz önüne alınarak Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından
belirlenen istisnai sağlık hizmetleri için, genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişilerden belirlenen hizmet fiyatlarının üç katını
geçmemek üzere ilâve ücret alabilir. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları,
Kurumca ödenecek sağlık hizmeti bedellerinin yayımlanmasını takiben
otuz gün içinde ilâve ücret
ödemeleri için belirlenen tavanlar
dahilinde belirledikleri sağlık hizmeti fiyatlarını kuruma bildirmek
zorundadır. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları fiyat değişikliklerini 5
iş günü içinde Kuruma bildirirler. Tavanlar dahilinde de olsa Kurumca
belirlenen süreden önce bu fiyatlarını artıramazlar.
Kurum, provizyon işlemlerini yürütmek üzere sağlık hizmeti
sunucularının mahallinde provizyon merkezi açabilir ve personel
çalıştırabilir. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, bu amaçla Kuruma
uygun bağımsız mekân tahsis etmek zorundadır.
Acil haller dışında sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından
kişilerce satın alınan sağlık hizmeti bedelleri Kurumca ödenmez.
Sözleşmesiz
sağlık hizmeti sunucularından acil hallerde alınan sağlık hizmeti bedeli,
72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen
bedeller esas alınarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilere fatura karşılığı ödenir. Sözleşmeli ve sözleşmesiz sağlık hizmeti
sunucuları, acil hallerde, sözleşmeli sağlık hizmetleri sunucuları ise
Kurumun belirlediği sağlık hizmetleri için genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişilerden veya Kurumdan herhangi bir ilave ücret
talep edemez.
Kurum,
bu Kanunun birinci fıkrasında belirtilen yöntemler dışında, kamu
idarelerince verilecek sağlık hizmetlerini götürü bedel üzerinden hizmet
alım sözleşmesiyle de sağlamaya yetkilidir. Kamu idaresi sağlık hizmeti
sunucuları, sözleşmede belirtilen götürü bedel karşılığında genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sözleşme kapsamında
verilmesi gereken her türlü sağlık hizmetini sunmakla yükümlüdür ve
sözleşmede belirtilen götürü bedel dışında Kurumdan veya genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden Kanunda belirtilen ilave
ücretler ve katılım payları dışında ayrıca bir bedel talep edemez. Götürü
bedel üzerinden hizmet alım sözleşmesiyle temin edilen hizmetler için
Kuruma ayrıca fatura ve dayanağı belge gönderilmez. Bu fıkranın
uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ile müştereken
belirlenir.
Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmaya
müstahak olup olmadığını, Kurumun elektronik veya diğer ortamlarda
sağlayacağı yöntemlere uygun olarak kontrol etmek ve belgelemek zorundadır.
Sağlık hizmeti satın alma sözleşmelerinin hazırlanması ve
akdedilmesi, sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi ve bu maddenin
uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 46 – 5510
sayılı Kanunun 76 ncı maddesinin dördüncü fıkrasındaki “sigortalının”
ibaresi “genel sağlık sigortalısının” şeklinde, üçüncü ve altıncı fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve beşinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır.
“İlgili kanunları gereğince sağlık raporu alınması gerektiği
halde sağlık raporuna dayanmaksızın veya alınan raporlarda söz konusu işte
çalışması tıbbî yönden elverişli olmadığı belirtildiği halde genel sağlık
sigortalısını çalıştıran işverenlere, bu nedenle Kurumca yapılan sağlık
hizmeti giderleri tazmin ettirilir. Sağlık kurulu raporu ile belli bir işte
çalışamayacağı belgelenen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamındaki kişiler bu işte çalıştırılamaz. Bu kişileri çalıştıran
işverenler, genel sağlık sigortalısının aynı hastalık sebebiyle
Kurumca yapılan masraflarını ödemekle yükümlüdür. Tedavinin sona erdiğine
ve çalışılabilir durumda olduğuna dair Kurumca yetkilendirilen hekim veya
sağlık kurullarından belge almaksızın başka işte çalışan genel sağlık
sigortalısının aynı hastalığı sebebiyle yapılan tedavi masrafları ise
kendisinden alınır.”
“Genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü
olduğu kişilere kastı veya suç sayılır bir hareketi veya ilgili kanunlarla
verilmiş bir görevi yapmaması ya da ihmali nedeniyle Kurumun sağlık hizmeti
sağlamasına veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına sebep olduğu mahkeme
kararıyla tespit edilen üçüncü kişilere, Kurumun yaptığı sağlık hizmeti
giderleri tazmin ettirilir.”
MADDE 47 –
5510 sayılı Kanunun 80 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 80 – 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde
belirlenir.
a) Prime esas kazançların hesabında;
1) Hak edilen ücretlerin,
2) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay
içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel
sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların,
3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince
yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar
niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin,
brüt toplamı esas alınır.
b) Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev
yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya
kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa
tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek,
çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık
sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı
asgari ücretin % 30'unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel
emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz.
c) (b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla
yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan
nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime
tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun
uygulanmasında dikkate alınmaz.
d) Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime
tabi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil
edilir ve ücret dışındaki bu ödemelerin yapıldığı ayda üst sınırın aşılması
nedeniyle prime tabi tutulamayan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden
aydan başlanarak iki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan sonraki
ayların prime esas kazançlarına ilâve edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi
işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince
verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin
hizmet akdinin mevcut olmadığı
veya askıda olduğu bir tarihte
ödenmesi durumunda, 82 nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle
prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil edilir. Bu
durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda belirtilen mercilerin kararlarının
kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde, gecikme
cezası ve gecikme zammı alınmaz ve 102 nci madde hükümleri uygulanmaz.
e) Saatlik, günlük, haftalık veya aylık olarak belirli bir
ücrete dayanmış olmayıp da komisyon ücreti ve kâra katılma gibi belirsiz
zaman ve tutar üzerinden ücret alan sigortalıların prim ve ödeneklerinin
hesabında esas tutulacak günlük kazançları, 82 nci madde hükmüne göre
belirlenen alt sınırdır.
f) Bir işverene tabi olarak çalışan sigortalının belirli
ücretinin dışında ayrıca (e) bendi kapsamında ücret alması halinde, prime
esas günlük kazancı bunların toplamından oluşur.
g) Primlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç,
sigortalının, bir ay için prime esas tutulan kazancının otuzda biridir.
Ancak günlük kazancın hesabına esas tutulan ay içindeki bazı günlerde
çalışmamış ve çalışmadığı günler için ücret almamış sigortalının günlük
kazancı, o ay için prime esas tutulan kazancının ücret aldığı gün sayısına bölünmesi
suretiyle hesaplanır.
h) Sigortalıların günlük kazançlarının hesabında esas tutulan
gün sayıları, aynı zamanda, bunların prim ödeme gün sayılarını gösterir.
Ancak, işveren ve sigortalı arasında kısmî süreli hizmet akdinin yazılı
olarak yapılmış olması kaydıyla, ay içerisinde günün bazı saatlerinde
çalışan ve çalıştığı saat karşılığında ücret alan sigortalının ay içindeki
prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma saati süresinin 4857
sayılı İş Kanununa göre belirlenen haftalık çalışma süresine göre
hesaplanan günlük çalışma saatine bölünmesi suretiyle bulunur. Bu şekildeki
hesaplamada gün kesirleri bir gün kabul edilir.
ı) İşveren ve sigortalı arasında çağrı üzerine çalışmaya
dayalı yazılı iş sözleşmesinde taraflar arasında çalışma süresi gün, hafta
ve ay olarak belirlenmemiş ise, sigortalının ay içindeki prim ödeme gün
sayısı haftalık çalışma süresi en az yirmi saat kararlaştırılmış sayılarak
(h) bendi hükmüne göre hesaplanır.
i) 88 inci maddenin dördüncü fıkrasına göre ay içerisinde 30
günden az prim ödeme gün sayılarına ait eksik günlerin genel sağlık
sigortası primleri, eksik çalışma süreleri dikkate alınmak suretiyle
hesaplanır.
4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.
a) Aylık prime esas kazanç, 82 nci maddeye göre belirlenen
prime esas günlük kazanç alt sınırı ile üst sınırı arasında kalmak şartı
ile kendileri tarafından beyan edilecek günlük kazancın otuz katıdır. Bu
sigortalılar tarafından Kurumca belirlenen sürelerde aylık prime esas
kazanç beyan edilir. Beyanda bulunmayan sigortalıların aylık prime esas
kazancı, prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katı olarak
belirlenir.
b) Sigortalı aynı zamanda işveren ise aylık prime esas
kazancı, çalıştırdığı sigortalıların prime esas günlük kazancının en
yükseğinin otuz katından az olamaz. Aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı
sigortalının otuz günlük prime esas kazancından düşük olduğu tespit edilen
sigortalıların aylık prime esas kazançları, tespit edilen kazanç düzeyine
çıkartılarak aradaki farkın primi, 89 uncu madde hükümlerine göre gecikme
cezası ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir.
c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında
sigortalı sayılmayı gerektirecek birden fazla durumun söz konusu olması
halinde, bu fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen esaslara göre tek
beyanda bulunulur.
Bu Kanuna göre ilk defa 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c)
bendi kapsamında sigortalı olanların prime esas kazançlarının hesabında;
a) Aylıklarını personel kanunlarına göre alan sigortalılar
için;
1) İlgili kanunları uyarınca aylık gösterge ve ek göstergeler
üzerinden ödenen aylık tutarları,
2) Memuriyet taban aylık ve kıdem aylık tutarları,
3) Makam, temsil ve görev tazminatları, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 152 nci maddesi uyarınca ödenen tazminatlar (bölge,
kurum, birim, çalışma mahalli, görevin niteliği ve benzeri kriterlere
dayalı olarak asıl tazminatlara ilave, ek veya ayrıca ödenen tazminatlar
hariç), 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel
Kanununun ek 17 nci maddesinin (A) bendinde yer alan cetvelde belirtilen
oranlar üzerinden ödenen hizmet tazminatı (28/2/1982 tarihli ve 2629 sayılı
Kanun ile 17/11/1983 tarihli ve 2955 sayılı Kanuna göre tazminat veya
üniversite ödeneği alanların sadece rütbelerinin karşılığı hizmet
tazminatları), 11/10/1983 tarihli ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel
Kanununun 12 nci maddesi uyarınca ödenen üniversite ödeneği, 2802 sayılı
Hakimler ve Savcılar Kanununun 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca
ödenen ek ödeme,
b) Kadro karşılığı sözleşmeli olarak görev yapan sigortalılar
için işgal ettikleri kadrolar esas alınmak suretiyle (a) bendinde öngörülen
unsurlar üzerinden hesaplanan tutarı,
c) Açıktan vekil olarak atanan sigortalılar için, (a) bendinde
öngörülen unsurlardan ilgili mevzuatı uyarınca ödenen tutarı,
ç) Başka bir kadro ya da görevin ödeme unsurları esas alınmak
ve kıyaslanmak suretiyle aylık veya ücret ödenen sigortalılar için; emsal
alınan kadro veya görevin prime esas kazanç tutarını geçmemek üzere, bu
kazancın aylık veya ücret ödenmesinde öngörülen oranında hesaplanacak
tutarı,
d) Büyükşehir belediye başkanları için bakanlık genel
müdürünün, diğer belediye başkanları için ise öğrenim durumları itibarıyla
657 sayılı Kanuna göre yükselebilecekleri dereceyi aşmamak kaydıyla, 657
sayılı Kanuna ekli (I) sayılı ek gösterge cetvelinin “VIII. Mülki İdare
Amirliği Hizmetleri Sınıfı” bölümünün (d) bendinde belirtilenlerin prime
esas kazançları,
e) 78 sayılı Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının
Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname eki cetvellerde yer alan
yükseköğretim kurumlarına bağlı konservatuvarlarda 2914 sayılı Yüksek
Öğretim Personel Kanununun 15 inci maddesi uyarınca sözleşme ile istihdam
edilen öğretim elemanlarından sanatçı öğretim elemanı olarak istihdam
edilenler için, anılan Kanunda öğretim görevlisi kadro unvanında istihdam
edilenlerin tahsil ve derecelerine göre belirlenen prime esas kazanç
tutarı; kamu idarelerinde sanatçı, sanatkar ve sanatçı öğretmen olarak
sözleşme ile istihdam edilenler için, tahsil ve dereceleri itibarıyla 657
sayılı Kanuna tabi olarak teknik hizmetler sınıfında yer alan mühendislerin
(a) bendindeki prime esas kazanç tutarı; yüksek öğretim kurumları ile diğer
kamu idarelerinde sanat uygulatıcısı ve sahne uygulatıcısı olarak sözleşme
ile istihdam edilenlerden en az önlisans mezunu olanlar için tahsil ve
dereceleri itibarıyla 657 sayılı Kanuna tabi olarak teknik hizmetler
sınıfında yer alan teknikerlerin, diğerleri için ise teknisyenlerin prime
esas kazanç tutarları,
f) İlgili kanunlarında emeklilik ya da ek gösterge açısından
belirli bir kadro, unvan veya görevle bağlantı kurulanlar için, bağlantı
kurulan kadro, unvan veya görevin prime esas kazanç tutarı,
g) Bu fıkranın (a) ilâ (f) bentleri kapsamı dışında kalan
sigortalılar için atandıkları görev itibarıyla 657 sayılı Kanuna göre
girebilecekleri sınıflardaki benzer görevlerin aynı kadro, unvan, tahsil ve
derecesi için belirlenen prime esas kazanç tutarları,
esas alınır. Vekalet veya ikinci görev karşılığında ilgili
mevzuatı uyarınca yapılacak ödemeler prime esas kazancın hesabında dikkate
alınmaz.
Yalnızca genel sağlık sigortasına tâbi olanlar bakımından
prime esas aylık kazancın tespitinde; 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının
(d) ve (g) bentlerinde sayılan kişiler için 82 nci maddeye göre belirlenen
prime esas günlük kazanç alt sınırının iki katının otuz günlük tutarı, 60
ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen kişiler için
asgari ücret, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen
kişiler için ise prime esas asgari kazanç tutarı esas alınır. Ancak, 60
ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi
kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılmak için müracaat etmekle
birlikte, Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak
tespit edilen aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı; asgari
ücretin üçte birinden asgari ücrete kadar olduğu tespit edilen kişiler için
82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz
günlük tutarının üçte biri, asgari ücretten asgari ücretin iki katına kadar
olduğu tespit edilen kişiler için 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas
günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutar, asgari ücretin iki katından
fazla olduğu tespit edilen kişiler için 82 nci maddeye göre belirlenen
prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarının iki katı prime
esas asgari kazanç tutarı olarak esas alınır.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 48 –
5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (b), (f) ve (g)
bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki (h) bendi
eklenmiş, ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve birinci
fıkranın (e) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
“ b) Bu Kanunda belirtilen fiilî hizmet süresi zammı uygulanan
işlerde 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
1) (a) bendi kapsamında çalışan sigortalılar için uygulanacak
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, bu maddenin (a) bendinde
belirtilen % 20 oranına; 40 ıncı maddeye göre 60 fiilî hizmet gün sayısı
eklenecek işlerde 1 puan, 90 fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde 1,5
puan, 180 fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde 3 puan,
2) (c) bendi kapsamında çalışan sigortalılar için ise
uygulanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, bu maddenin
(a) bendinde belirtilen % 20 oranına; 40 ıncı maddeye göre 60 fiilî hizmet
gün sayısı eklenecek işlerde 3,33 puan, 90 fiilî hizmet gün sayısı
eklenecek işlerde 5 puan, 180 fiilî hizmet gün sayısı eklenecek işlerde 10
puan,
eklenmesi suretiyle belirlenir ve bu şekilde bulunan oran ile
bu maddenin (a) bendinde belirtilen % 20 oranı arasındaki farka ait primin
tamamı işveren tarafından ödenir.”
“f ) Genel sağlık sigortası primi, kısa ve uzun vadeli sigorta
kollarına tâbi olanlar için 82 nci maddenin birinci fıkrasına göre
hesaplanan prime esas kazancın % 12,5'idir. Bu primin % 5'i sigortalı, %
7,5'i ise işveren hissesidir. Yalnızca genel sağlık sigortasına tâbi
olanlar ile 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendi ve bu Kanunun
geçici 13 üncü maddesinde belirtilenlerin genel sağlık sigortası primi,
prime esas kazancın % 12'sidir.
g) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalılar (a), (c) ve (f) bentlerindeki prim oranlarının toplamı
üzerinden primlerini öderler.
h) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki
sigortalılara bağlanan veya bağlanacak vazife malûllüğü aylıkları ile
bunların hak sahiplerine bağlanacak ölüm aylıklarının karşılığı olmak
üzere, bu kapsamdaki sigortalılar için kamu idarelerinin bütçelerinden
ayrılan sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi ödeneklerinin % 20’si oranında
ek karşılık primi alınır. Ayrılan ek karşılık priminin tamamı kurum
bütçelerinin yetkili makamlarca onaylanarak yürürlüğe girdiği tarihi takip
eden ay başlarından itibaren altı ay içinde ve aylık eşit taksitlerle
ödenir. Genel bütçe kapsamındaki idarelerin ek karşılık primleri Maliye
Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.”
“Devlet, Kurumun ay itibarıyla tahsil ettiği malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası priminin dörtte
biri oranında Kuruma katkı yapar. Devlet katkısı olarak hesaplanacak tutar
talep edilen tarihi takip eden 15 gün içinde Hazinece Kuruma ödenir.”
MADDE 49 –
5510 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin başlığı “Asgari işçilik uygulaması
ve uzlaşma” şeklinde değiştirilmiş, ikinci ve beşinci fıkralarında yer alan
“döner sermayeli kuruluşlar,” ibaresinden sonra gelmek üzere “kanunla
kurulan kurum ve kuruluşlar” ibaresi, dokuzuncu fıkrasında yer alan
“yapılacak yerinde tespit kriterleri,” ibaresinden sonra gelmek üzere
“uzlaşma komisyonlarının oluşumu, çalışma usûl ve esasları” ibaresi ile
sekizinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurları tarafından
devamlı mahiyetteki işyerlerinde yapılan asgari işçilik incelemesi
sonucunda tespiti yapılan ve sigortalılara maledilemeyen fark sigorta
primine esas kazanç matrahı üzerinden gecikme cezası ve gecikme zammı ile
birlikte hesaplanacak sigorta primi ve buna bağlı uygulanacak idari para
cezalarında, konuya ilişkin raporun Kurumun ilgili birimine gönderilmesinden
önce işverenle uzlaşma yapılabilir. Uzlaşmaya varılması halinde, bu durum
tutanakla tespit edilir. Uzlaşılan tutarlar kesin olup, uzlaşma konusu
yapılan tutarlar hakkında işverence dava açılamaz ve hiçbir mercie şikayet
ve itirazda bulunulamaz. Uzlaşılan prim ve idari para cezaları, uzlaşma
tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir ay içinde ödenir. İşveren,
uzlaşılan idari para cezası tutarı için ayrıca peşin ödeme indiriminden
yararlandırılmaz. Uzlaşılan tutarların, bu sürede tam olarak ödenmemesi
halinde uzlaşma bozulur ve uzlaşılan tutarlar kazanılmış hak teşkil etmez.
Uzlaşmanın temin edilememiş veya uzlaşma müzakeresinde uzlaşmaya
varılamamış olması veya uzlaşmanın bozulması hallerinde işveren, bu konuya
ilişkin daha sonra uzlaşma talep edemez.
Uzlaşma neticesinde indirim yapılması nedeniyle tahsil
edilmemiş olan sigorta primlerinin daha sonra Kurum veya mahkeme kararıyla
sigortalılara mal edilmesi halinde, daha önce eksik tahsil olunan sigorta
primleri, sigortalının çalıştığı süre ve sigorta primine esas kazancı
dikkate alınarak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil
olunur.”
MADDE 50 –
5510 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki “ait olduğu ayı
takip eden ayın yirmibeşinci gününün sonuna kadar” ibaresi “4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındakiler için en geç Kurumca
belirlenecek günün sonuna kadar, diğer sigortalılar için ise ait olduğu ayı
takip eden ayda Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar” şeklinde; yedinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, bu fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca,
fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan
tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı
gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya
kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya
alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun
uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir
ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca
re'sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek
işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna
karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine
itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren
kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine
başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve
tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci
ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.
Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca işyerinde
fiilen yapılan tespitlerden ve kamu idarelerinin denetim elemanlarınca
kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden
kayıt ve belgelere dayanmaksızın çalıştığı belirlendiği halde,
hizmetlerinin veya prime esas kazançlarının Kuruma bildirilmediği anlaşılan
veya eksik bildirildiği tespit edilen sigortalıların geriye yönelik
hizmetlerinin veya prime esas kazançlarının, en fazla tespitin yapıldığı tarihten
geriye yönelik bir yıllık süreye ilişkin kısmı dikkate alınır.”
MADDE 51 –
5510 sayılı Kanunun 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (d) ve (f)
bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine
ve 5 inci maddenin (a) bendine tabi olanlar için bunların işverenleri,”
“d) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde sayılan
kişiler ile 5 inci maddenin (e) bendinde belirtilenler için Türkiye İş
Kurumu,”
“f) 5 inci maddenin (c) ve (g) bentlerine tabi olanlar için
işverenleri veya kendileri,”
MADDE 52 –
5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 88 – 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı
sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu
Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını
ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara
ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öder.
Hak edilen ancak, ödenmemiş olan ücretler üzerinden
hesaplanacak primler hakkında da birinci fıkradaki hüküm uygulanır.
60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (b), (c), (d) ve (g)
bentleri gereği genel sağlık sigortalısı sayılanlar için, her ay otuz tam
gün genel sağlık sigortası primi ödenmesi zorunludur. Şu kadar ki, 60 ıncı
maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı
olanların aynı ay içinde zorunlu sigorta kapsamında prim ödeme gün sayısı
bulunması halinde, ayın kalan günleri için isteğe bağlı sigorta gün sayısı
kadar genel sağlık sigortası primi ödenir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
sigortalı olmakla birlikte, 4857 sayılı Kanunun 13 ve 14 üncü maddelerine
göre kısmi süreli veya çağrı üzerine çalışanlar ile bu Kanuna göre ev
hizmetlerinde ay içerisinde 30 günden az çalışan sigortalılar için eksik
günlerine ait genel sağlık sigortası primlerinin 30 güne tamamlanması
zorunludur. Bu durumda olan sigortalıların eksik günlerine ilişkin genel
sağlık sigortası primleri, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin
(1) numaralı alt bendi veya (g) bendi kapsamında ödenir. Kamu idaresine ait
işyerlerinde çalıştırılan sigortalıların iş sözleşmesinin askıda kaldığı
aylara ait genel sağlık sigortası primi, 82 nci maddeye göre belirlenen
prime esas günlük kazancın alt sınırının 30 günlük tutarı üzerinden ilgili
kamu idaresince ödenir.
60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına
girenler için prim ödeme yükümlülerinin ödeyecekleri genel sağlık sigortası
primi; primin tahakkuk ettirileceği ay itibarıyla anılan bendin (1) ve (2)
numaralı alt bentlerinde sayılan toplam kişi sayısının üçe bölünmesi
suretiyle bulunacak kişi sayısına (3) ilâ (10) numaralı alt bentlerde
sayılan kişi sayısının eklenmesi suretiyle bulunacak toplam kişi sayısı
esas alınarak hesaplanır. Ancak, bu kişilerden aynı zamanda 60 ıncı
maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamı dışındaki bentlerin kapsamına
girerek genel sağlık sigortalısı sayılanlar, bu fıkraya göre tespit
edilecek kişi sayısı hesabına dahil edilmez.
87 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen
yükümlüler, her aya ait primlerini takip eden ayda Kurumca belirlenecek
günün sonuna kadar Kuruma öderler. Bu kişiler primlerini en fazla 360 günle
sınırlı olmak üzere peşin olarak erken ödeyebilir. Erken ödeme halinde
erken ödenen her gün için 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun ek 1 inci maddesine göre
erken ödeme indirimi hükümleri uygulanır. Ancak yapılan erken ödeme
indirimi, prime esas kazançtan indirilmez. Erken ödemede sigortalılık
süresi, sigorta priminin ait olduğu her ayın ilk gününden itibaren, prim
ödeme gün sayısına dahil edilir. Erken ödeme yapılan ve prim ödeme gün
sayısına dahil edilmeyen sürede isteğe bağlı sigortalılığın sona ermesi
halinde, sigortalılık süresinden sayılmayan günlere ait primler ilgililere
iade edilir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı
alt bendine tabi sigortalılar için, genel sağlık sigortası primi ile kısa
ve uzun vadeli sigorta kolları primlerini ayrı ayrı veya birlikte tahsil
edilecek şekilde prim ödeme tarihlerini veya dönemlerini belirlemeye Kurum
yetkilidir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında
sigortalı sayılanların, her ay için otuz tam gün prim ödemesi zorunludur.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen
sigortalıları çalıştıran işverenler, çalıştırdığı sigortalıların primlerine
esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak
prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da
bu tutara ekleyerek, en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma
öderler.
87 nci maddenin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentlerinde
belirtilen yükümlüler, her aya ait primleri ilgili ayı takip eden ayın
sonuna kadar Kuruma öderler.
Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları, gelir vergisi ve
kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamaz.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı
alt bendi kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olanların prim
borçlarını, sattıkları tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek
şartıyla % 1 ilâ % 5 oranları arasında olmak üzere kesinti yapılmak
suretiyle tahsil etmeye Kurum yetkilidir.
Prim borçları katma değer vergisi iade alacağından mahsubu
suretiyle de ödenebilir. Bu takdirde katma değer vergisi iade hakkı sahibi
kendisinin, mal veya hizmet satın aldığı veya iştirak veya ortaklık
ilişkisi içinde bulunduğu işverenlerin prim borçları için de mahsup talep
edebilir. Bu işverenlerin mahsup talebinde bulundukları ayda muaccel olan
prim borçlarının birinci fıkrada belirtilen ödeme sürelerini izleyen onbeş
gün içinde mahsup suretiyle ödenmesi halinde, yasal süresi içinde ödendiği
kabul edilir. Ancak prim borçlarının katma değer vergisi iade alacağından
mahsup suretiyle ödenmesi talebinde bulunulduğu halde, süresinde mahsup
edilemeyen veya eksik mahsup edilen prim borçları için birinci fıkrada
belirtilen ödeme sürelerini izleyen günden başlanarak gecikme cezası ve
gecikme zammı uygulanır. Kurum, Maliye Bakanlığının uygun görüşü ile bu
uygulamadan faydalanacak işverenleri; iştigal konusu, işletme türü ve
işletme büyüklüğü itibarıyla belirlemeye ve lehine mahsup talebinde
bulunulan işverenlerin prim borcu ödeme süresini otuz günü aşmamak üzere
uzatmaya yetkilidir.
Kurum, prim ve her türlü alacaklarını, işverenlere olan
borçlarından mahsup etmek suretiyle tahsil etmeye yetkilidir.
Primlerin özel ödeme şekilleri kullanılmak suretiyle ödenmesi
zorunluluğunu getirmeye ve primlerin yatırılacağı tahsilât kuruluşlarını
belirlemeye Kurum yetkilidir.
Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının
tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51
inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum,
6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve
kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.
Kurum, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen alacakları
hariç olmak üzere her türlü alacağın teminatını teşkil etmek üzere Yeni
Türk Lirası ve/veya yabancı para birimi üzerinden ticari işletme, taşınır
ve/veya taşınmaz rehni dahil olmak üzere her türlü teminat almaya
yetkilidir.
Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer
alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır. Kurumun
taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe
neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat
ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz.
Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı
Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak
uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş
mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip
ve tahsilini durdurmaz.
Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep
olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin
tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer
işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst
düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı
işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Kurum, kamu idarelerinde işyerinin özelliği nedeniyle
primlerin farklı zamanlarda ödeme süresini belirlemeye yetkilidir. Prim
alacaklarının tahsili için muacceliyet tarihinden itibaren en geç bir yıl
içinde icra yoluna başvurmayan Kurum yetkili personeli hakkında genel
hükümlere göre kovuşturma yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 53 –
5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Sigortalının çalıştırıldığı işyeri aktif veya pasifi ile
birlikte devralınır veya intikal ederse ya da başka bir işyerine katılır
veya birleşirse eski işverenin Kuruma olan prim ile gecikme cezası, gecikme
zammı ve diğer ferilerinden oluşan borçlarından, aynı zamanda yeni işveren
de müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu hükme aykırı sözleşme
hükümleri Kuruma karşı geçersizdir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usûl
ve esasları belirlemeye Kurum yetkilidir.”
MADDE 54 –
5510 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesinin madde başlığı “Prim ve idari para
cezası borçlarının hakedişlerden mahsubu, ödenmesi ve ilişiksizlik
belgesinin aranması” şeklinde, birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“Kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar ve 5411 sayılı
Bankacılık Kanunu kapsamındaki kuruluşlar, kanunla kurulan kurum ve
kuruluşlar, ihale yolu ile yaptırdıkları her türlü işleri üstlenenleri ve
bunların adreslerini onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
İşverenlerin hakedişleri, Kuruma idari para cezası, prim ve
prime ilişkin borçlarının olmaması kaydıyla ödenir. Kesin teminatları ise
ihale konusu işle ilgili olarak Kuruma borçlarının bulunmadığının tespit
edilmesinden sonra iade edilir. İşverenlerin, kamu idareleri ile döner
sermayeli kuruluşlar, bankalar ve kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar
nezdindeki her çeşit alacak, teminat ve hakedişleri üzerinde işçi ücreti
alacakları hariç olmak üzere yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme,
Kurum alacaklarını karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra, kalan kısım
üzerinde hüküm ifade eder.
Hakedişlerin mahsubu ve ödenmesi ile teminatların prim ve
idari para cezası borçlarına karşılık tutulmasına ilişkin işlemlerin usûl
ve esasları Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle tespit edilir.
Valilikler, belediyeler, il özel idareleri ve ruhsat vermeye
yetkili diğer merciler tarafından, geçici iskân veya yapı kullanma izin
belgesi verilmeden önce yapılan inşaat dolayısıyla, diğer kamu idareleri ile
döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar ve
bankaların ise Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenecek işlemlerinde Kuruma
borçlarının bulunmadığına dair ilgililerden Kurumca düzenlenmiş bir
belgenin istenmesi zorunludur.”
“Ülke çapında uygulanan ve özel bir izne veya belgeye
dayanmayan genel düzenlemeler hariç olmak üzere, belirli bölgelere veya
sektörlere yönelik ya da kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen özel
belgelere veya izinlere dayalı olarak kamudan kaynak tahsis edilmesi
şeklinde kanun, kararname ve diğer mevzuatla sağlanan araştırma,
geliştirme, üretim, yatırım, pazarlama ve benzeri tüm aşamalarda uygulanan
devlet yardımı, teşvik ve desteklerin, daha önce başlayıp devam eden nakdi
olmayanlar hariç olmak üzere, verilmesinden önce işverenlerden Kuruma
muaccel olmuş prim ve idari para cezası borçlarının bulunmadığına veya
tecil ve taksitlendirildiğine ya da yapılandırıldığına dair belge ve
bilgilerin istenmesi zorunludur. Tecil ve takside bağlanmış ya da
yapılandırılmış olan borçlara ilişkin yükümlülüklerin yerine
getirilmemesinden dolayı anlaşması bozulanlardan veya bu sebepler dışında
söz konusu yardım, teşvik ve desteklerden yararlanmaması gerektiği sonradan
anlaşılanlardan, yapılan devlet yardımı teşvik ve destek ödemeleri ilgili
mevzuat çerçevesinde müeyyideleri ile birlikte geri alınır. Bu fıkranın
uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Hazine
Müsteşarlığının görüşleri alınarak Kurumca belirlenir.”
MADDE 55 –
5510 sayılı Kanunun 92 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde,
dördüncü fıkrasında yer alan “Kurumca verilecek sosyal güvenlik sicil”
ibaresi “İçişleri Bakanlığınca verilen kimlik” şeklinde değiştirilmiştir.
“Kısa ve uzun vadeli sigorta kapsamındaki kişilerin sigortalı
ve genel sağlık sigortalısı olması, genel sağlık sigortası kapsamındaki
kişilerin ise genel sağlık sigortalısı olması zorunludur. Bu Kanunda yer
alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak, vazgeçmek
veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir.”
MADDE 56 –
5510 sayılı Kanunun 93 üncü maddesinin başlığı “Devir, temlik, haciz ve
Kurum alacaklarında zamanaşımı” şeklinde, birinci ve ikinci fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir,
aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası
hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve
temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88 inci maddeye göre takip ve
tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.
Kurumun prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu
tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına
tâbidir. Kurumun prim ve diğer alacakları; mahkeme kararı sonucunda doğmuş
ise mahkeme kararının kesinleşme tarihinden, Kurumun denetim ve kontrolle
görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğmuş ise rapor tarihinden, kamu
idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları
soruşturma, denetim ve incelemelerden doğmuş ise bu soruşturma, denetim ve
inceleme sonuçlarının Kuruma intikal ettiği tarihten veya bankalar, döner
sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve
kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden doğmuş ise bilgi ve belgenin
Kuruma intikal ettiği tarihten itibaren, zamanaşımı on yıl olarak
uygulanır. Bu alacaklar için 89 uncu madde gereğince hesaplanacak gecikme
cezası ve gecikme zammı, 88 inci maddede belirtilen ödeme süresinin son gününü
takip eden günden itibaren uygulanır.”
MADDE 57 –
5510 sayılı Kanunun 97 nci maddesinin birinci fıkrasındaki “meslek
hastalığı” ibaresinden sonra gelmek üzere “, vazife malûllüğü” ibaresi
eklenmiş, bu fıkranın son cümlesi metinden çıkarılmış; yedinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Sağlık hizmeti sunucularına, tahakkuk etmiş alacaklarının %
75'i ilâ % 90'ı arasındaki tutar, faturaların teslim tarihinden itibaren en
geç kırkbeş gün içinde alacaklarından mahsuben avans olarak ödenir. Doksan
gün içinde de fatura ve eki belgelerin incelemesi tamamlanarak geri kalan
tutar ödenir.”
“66 ncı madde gereği sağlanan sağlık hizmetlerinin bedelleri
için, yurt dışında bulunan sağlık hizmet sunucusunun talebi halinde, sağlık
hizmetinin sunumundan önce de avans ödenebilir.”
MADDE 58 –
5510 sayılı Kanunun 98 inci maddesine ikinci fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Yıllık veya daha uzun süreli tamamlayıcı veya destekleyici
özel sağlık sigortalarına ilişkin usûl ve esaslar Kurumun uygun görüşü
alınarak Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenir.”
MADDE 59 –
5510 sayılı Kanunun 100 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 100 – 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki
kuruluşlar, döner sermayeli kuruluşlar ile diğer gerçek ve tüzel kişiler
doğrudan, münferit olarak bilgi ve belge istenmesi hariç olmak üzere kamu
idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar ise Kurumla yapılacak
protokoller çerçevesinde, Devletin güvenliği ve temel dış yararlarına karşı
ağır sonuçlar doğuracak hâller ile özel hayat ve aile hayatının gizliliği
ve savunma hakkına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla özel kanunlardaki
yasaklayıcı ve sınırlayıcı hükümler dikkate alınmaksızın gizli dahi olsa
Kurum tarafından kişilerin sosyal güvenliğinin sağlanması, 6183 sayılı
Kanuna göre Kurum alacaklarının takip ve tahsili ile bu Kanun kapsamında
verilen diğer görevler ile sınırlı olmak üzere istenecek her türlü bilgi ve
belgeyi sürekli ve/veya belli aralıklarla vermeye, bilgilerin elektronik
ortamda görüntülenmesini sağlamaya, görüntülenen bu bilgilerin güvenliğini
sağlamaya, muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü belge ile vermek
zorunda oldukları bilgilere ilişkin mikrofiş, mikrofilm, manyetik teyp,
disket ve benzeri ortamlardaki kayıtlarını ve bu kayıtlara erişim veya
kayıtları okunabilir hale getirmek için gerekli tüm sistem ve şifreleri
incelemek için ibraz etmeye mecburdurlar.
Bu madde kapsamında ilgili kişi, kurum ve kuruluşlar Kurumun
belirleyeceği süre içerisinde söz konusu talebe cevap vermek ve gereken
kolaylığı göstermekle yükümlüdürler.
Kurum, bu Kanun gereği verilecek her türlü belge veya bilginin
internet, elektronik ve benzeri ortamda gönderilmesi hususunda, gerçek ve
tüzel kişileri zorunlu tutmaya, Kuruma verilmesi gereken her türlü belge,
bildirge ve taahhütnameyi diğer kamu idarelerine ait formlarla
birleştirmeye, söz konusu belgeleri kamu idarelerinin internet ve
elektronik bilgi işlem ortamından almaya, bu idarelere yapılacak
bildirimleri Kuruma verilmiş saymaya, bu Kanunun uygulaması ile ilgili
işveren, sigortalı ve diğer kurum, kuruluş ve kişilerin talepleri üzerine
veya re’sen düzenleyeceği her türlü bilgi ve belgeyi bilgi işlem ortamında
oluşturmaya, bu şekilde hazırlanacak olan
bilgi ve belgelerin sadece internet
ve benzeri iletişim ortamından ilgili kişilere verilmesini
kararlaştırmaya yetkilidir. Elektronik ortamda hazırlanacak bilgi ve
belgeler adli ve idari makamlar nezdinde resmi belge olarak geçerlidir.
Belge veya bilgileri internet, elektronik ve benzeri ortamda
göndermekle zorunlu tutulan gerçek ve tüzel kişilerin, Kurumun bilgi işlem
sistemlerinin herhangi bir nedenle hizmet dışı kalması sonucu belge ve
bilgiyi, bu Kanunda öngörülen sürenin son gününde Kuruma gönderememesi ve muhteviyatı
primleri de yasal süresi içinde ödeyememesi halinde, sorunların ortadan
kalktığı tarihi takip eden beşinci işgününün sonuna kadar belge veya
bilgiyi gönderir ve muhteviyatı primleri de aynı sürede Kuruma öder ise bu
yükümlülükleri Kanunda öngörülen sürede yerine getirmiş kabul edilir.
Bu maddenin uygulanması ile ilgili usûl ve esaslar, Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 60 –
5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 102 – Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle diğer
kanunlarda aşağıda belirtilen fiiller için idari para cezası öngörülmüş
olsa dahi ayrıca bu Kanunun;
a) 1) 8
inci maddesinin birinci fıkrası ile 61 inci maddede belirtilen bildirgeyi,
bu Kanunda belirtilen süre içinde ya da Kurumca belirlenen şekle ve usûle
uygun vermeyenler veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda
göndermekle zorunlu tutulduğu hâlde anılan ortamda göndermeyenler hakkında
her bir sigortalı için asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır.
2) 8
inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen bildirgenin verilmediğinin,
mahkeme kararından veya Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca
yapılan tespitlerden ya da diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarının
kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve
incelemelerden veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri
ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden
anlaşılması halinde bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında her bir
sigortalı için asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası
uygulanır.
3)
İşyeri esas alınmak suretiyle bildirgenin verilmediğine ilişkin; mahkemenin
karar tarihinden, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarının tespit
tarihinden, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının denetim elemanlarının rapor
tarihinden, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile
kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi veya belgelerin Kuruma
intikal tarihinden itibaren bir yıl içinde bu bendin (2) numaralı alt
bendinde sayılan durumlardan biriyle tekrar bildirge verilmediğinin
anlaşılması halinde, bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında bu defa
her bir sigortalı için asgari ücretin beş katı tutarında idari para cezası
uygulanır.
b) 11 inci maddesinde belirtilen bildirgeyi, Kurumca
belirlenen şekle ve usûle uygun vermeyenler veya Kurumca internet,
elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde, anılan
ortamda göndermeyenler veya bu Kanunda belirtilen süre içinde Kuruma
vermeyenlere;
1) Kamu idareleri ile bilânço esasına göre defter tutmak
zorunda olanlar için asgari ücretin üç katı tutarında,
2) Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için asgari ücretin
iki katı tutarında,
3) Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için bir aylık asgari
ücret tutarında,
idari para cezası uygulanır.
c) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilmesi
gereken belgeleri, Kurumca belirlenen şekilde ve usûlde vermeyenler ya da
Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu
tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya belirlenen süre içinde
vermeyenlere her bir fiil için;
1) Belgenin asıl olması halinde aylık asgari ücretin iki
katını geçmemek kaydıyla belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık
asgari ücretin beşte biri tutarında,
2) Belgenin ek olması halinde, aylık asgari ücretin iki katını
geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık
asgari ücretin sekizde biri tutarında,
3) Ek belgenin 86 ncı maddenin beşinci fıkrasına istinaden
Kurumca re'sen düzenlenmesi durumunda, aylık asgari ücretin iki katını
geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık
asgari ücretin yarısı tutarında,
4) Belgenin mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş
memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim
elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim
ve incelemeler neticesinde ya da bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu
idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve
belgelerden, hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik
bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl
veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği
dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin iki katı tutarında,
idari para cezası uygulanır.
d) 59 uncu maddesi uyarınca Kurumun defter ve belge incelemeye
yetkili denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından veya 59
uncu maddesinin beşinci fıkrasında belirtilen serbest muhasebeci malî
müşavirler ile yeminli malî müşavirlerce düzenlenen raporlara istinaden,
Kuruma bildirilmediği tespit edilen eksik işçilik tutarının mal edildiği
her bir ay için, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası
uygulanır.
e) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasındaki yükümlülüğü Kurumca
yapılan yazılı ihtara rağmen onbeş gün içinde mücbir sebep olmaksızın tam
olarak yerine getirmeyenlere;
1) Bilânço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlar için,
aylık asgari ücretin oniki katı tutarında,
2) Diğer defterleri tutmakla yükümlü olanlar için, aylık
asgari ücretin altı katı tutarında,
3) Defter tutmakla yükümlü değil iseler, asgari ücretin üç
katı tutarında,
4) Tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerin ibraz
edilmemesi nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla;
defter ve belgelerin tümünü verilen süre içinde ibraz etmekle birlikte;
kanunî tasdik süresi geçtikten sonra tasdik ettirilmiş olan defterlerin
tasdik tarihinden önceki kısmı, işçilikle ilgili giderlerin işlenmemiş
olduğu tespit edilen defterler, sigorta primleri hesabına esas tutulan
kazançların kesin olarak tespitine imkân vermeyecek şekilde usûlsüz veya
noksan tutulmuş defterler, herhangi bir ay için sigorta primleri hesabına
esas tutulması gereken kazançların ve kazançlarla ilgili ödemelerin
(sigorta primine esas kazancın ödemeye bağlı olduğu durumlar dahil) o ayın
dahil bulunduğu hesap dönemine ait defterlere işlenmemiş olması halinde, o
aya ait defter kayıtları geçerli sayılmaz ve bu geçersizlik hallerinin
gerçekleştiği her bir takvim ayı için, aylık asgari ücretin yarısı
tutarında; kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunlu olduğu
halde tasdiksiz tutulmuş olan defterler geçerli sayılmaz ve tutmakla
yükümlü bulunulan defter türü dikkate alınarak bu bendin (1) ve (2)
numaralı alt bentlerine göre; Vergi Usûl Kanunu gereğince bilanço esasına
göre defter tutulması gerekirken işletme hesabı esasına göre tutulmuş
defterler geçerli sayılmaz ve bu bendin (1) numaralı alt bendine göre,
5) İşverenler tarafından ibraz edilen aylık ücret tediye
bordrosunda; işyerinin sicil numarası, bordronun ilişkin olduğu ay,
sigortalının adı, soyadı, sigortalının sosyal güvenlik sicil numarası,
ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti, ödenen ücret tutarı ve
ücretin alındığına dair sigortalının imzasının bulunması zorunludur.
Belirtilen unsurlardan herhangi birini ihtiva etmeyen (imza şartı yönünden
makbuz mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan ödemeler hariç) ücret
tediye bordroları geçerli sayılmaz ve her bir geçersiz ücret tediye
bordrosu için aylık asgari ücretin yarısı tutarında,
idari para cezası uygulanır. İbraz süresi geçirildikten sonra
incelemeye sunulan ve tümünün veya bir bölümünün geçersiz olduğu tespit
edilen defter ve belgeler yönünden, ayrıca geçersizlik fiilleri için idari
para cezası uygulanmaz, sadece tutulan defter türü dikkate alınarak bu
bendin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerine göre idari para cezası
uygulanır.
f) 85 inci maddesinin beşinci fıkrasında ve 86 ncı maddesinin
altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülükleri belirtilen sürede yerine
getirmeyenlere, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası
uygulanır.
g) 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, 9 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilenler için aynı maddenin üçüncü
fıkrasında, 47 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 90 ıncı maddenin birinci
fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlar
ile tüzel kişilere, aylık asgari ücret tutarında idari para cezası
uygulanır. 8 inci maddesinin yedinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri
yerine getirmeyen kamu idareleri ile bankalara sigortalı başına aylık
asgari ücretin onda biri tutarında idari para cezası uygulanır.
h) 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen bildirim
yükümlülüğünü yasal süresi içinde yerine getirmeyen ticaret sicili
memurlukları ile aynı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülüğü
yasal süresi içinde yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlara yerine
getirilmeyen her bir bildirim yükümlülüğü için aylık asgari ücret tutarında
idari para cezası uygulanır.
ı)
Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının;
l) Bu
Kanunun uygulanmasından doğan inceleme ve soruşturma görevlerini yerine getirmeleri
sırasında işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili
diğer kişiler görevlerini yapmasına engel olamazlar; engel olanlar hakkında
eylemleri başka bir suç oluştursa dahi, asgari ücretin beş katı tutarında
idari para cezası uygulanır.
2)
Görevlerini yapmasını engellemek amacıyla cebir ve tehdit kullanan
işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişiler
fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde
Türk Ceza Kanununun 265 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre
cezalandırılır. Bu suçu işleyenler hakkında ayrıca asgari ücretin on katı
tutarında idari para cezası uygulanır.
i) Kurum tarafından bu Kanunun 100 üncü maddesi kapsamında
Kurum tarafından istenen bilgi ve belgeleri belirlenen süre içinde mücbir
sebep olmaksızın vermeyen kamu idareleri, bankalar, döner sermayeli
kuruluşlar, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlar ile diğer gerçek ve tüzel
kişiler hakkında, aylık asgari ücretin beş katı tutarında, geç verilmesi
halinde ise aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası
uygulanır.
Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile
görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu
idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları
soruşturma, denetim ve incelemelere ya da kamu idarelerinden alınan
belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, bildirgenin yasal
süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliklerinden verilmesi halinde, bu
maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde öngörülen cezalar üçte
ikisi oranında uygulanır.
İdarî para cezası uygulanması 8 inci, 11 inci ve 86 ncı
maddelerde belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yükümlülüğünü kaldırmaz.
İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ
tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili
hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir.
İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine
tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine
başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari
para cezası kesinleşir.
İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı
yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin
ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idari para
cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak Kurumca veya
mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş
olan dörttebirlik ceza tutarı, 89 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü de
dikkate alınarak tahsil edilir.
Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini
durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmeyen idari para
cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve
gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir.
İdarî para cezaları on yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Zamanaşımı süresi, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlar.
İdarî para cezaları hakkında, bu Kanun ve 16/5/2006 tarihli ve
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununda hüküm bulunmayan hallerde
30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır.”
MADDE 61 –
5510 sayılı Kanunun 103 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 103 – Kurumca yapılan inceleme neticesinde;
a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura
ettiği,
b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe
aykırı olarak düzenlediği,
c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini,
kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,
d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti
sunarak Kuruma fatura ettiği,
e) 73 üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave
ücret aldığı,
tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel
hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği
tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır. Ayrıca bu fiilleri işleyen veya
sağlık hizmeti satınalınmasına ilişkin sözleşmelerde belirtilen hükümlere
aykırı davrandığı tespit edilen sağlık hizmeti sunucularının Kurum ile
yaptıkları sözleşmeleri feshedilebilir ve Kurumca belirlenecek süre içinde
tekrar sözleşme yapılmaz.
71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan
ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun
zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan
zarar geri alınır.”
MADDE 62 –
5510 sayılı Kanunun 104 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Bu Kanunla yürürlükten kaldırılmayan hükümleri saklı kalmak
kaydıyla, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı,
17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı ve
8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlara yapılan atıflar ile ilgili
mevzuatında emeklilik, malûllük, vazife malûllüğü ve sosyal sigorta
haklarına, yardımlarına ve yükümlülüklerine, iştirakçiliğe ve
sigortalılığa, dul, yetim ve hak sahipliği şartlarına, emekli ikramiyesine,
ek ödemelere, sağlık hizmetleri veya tedavi bedellerinin ödenmesine ilişkin
yapılan atıflar bu Kanunun ilgili maddelerine yapılmış sayılır.”
MADDE 63 –
5510 sayılı Kanunun 105 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Uygulanmayacak hükümler
MADDE 105 – 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu
maddesi, 26/10/1990 tarihli ve 3671 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi ile
10/7/1987 tarihli ve 285 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci
maddesinin onbirinci fıkrası hariç olmak üzere, diğer kanunların bu Kanuna
aykırı hükümleri uygulanmaz.”
MADDE 64 – 5510
sayılı Kanunun 106 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 106 – 1) 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanununun 142 ve 143 üncü, ek 36 ncı, geçici 20 nci, geçici 81
inci ve geçici 87 nci maddeleri hariç diğer maddeleri,
2) 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve
Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 83, 84, geçici
10 uncu ve ek geçici 6 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri,
3) 29/8/1977 tarihli ve 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal
Güvenlik Yasasının 5 inci maddesi,
4) 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve
Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu,
5) 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik
Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun,
6) 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal
Sigortalar Kanununun 1 ilâ 5 inci, 13 ilâ 17 nci, 24 üncü ve 33 üncü
maddeleri,
7) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun
107 nci, 209 uncu ve ek 22 nci maddeleri,
8) 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununun 12 ilâ 19 uncu maddeleri, 23 üncü maddesi, 30 ilâ 39 uncu
maddeleri, 41 ilâ 55 inci maddeleri, 57 ilâ 59 uncu maddeleri, 61 ilâ 64 üncü
maddeleri, 66 ilâ 71 inci maddeleri, 72 nci maddesinin birinci, ikinci ve
üçüncü fıkraları, 73 ilâ 80 inci maddeleri, 82 ilâ 88 inci maddeleri, 90
ilâ 100 üncü maddeleri, 102 nci maddesi, 104 ilâ 124 üncü maddeleri, 127
ilâ 129 uncu maddeleri, 131 ilâ 135 inci maddeleri, ek 2 ilâ ek 4 üncü
maddeleri, ek 8 ve ek 9 uncu maddeleri, ek 11 inci maddesi, ek 13 ilâ ek 19
uncu maddeleri, ek 21 ilâ ek 23 üncü maddeleri, ek 25 ilâ ek 27 nci
maddeleri, ek 29 ve ek 30 uncu maddeleri, ek 31 inci maddesinin (a) ve (b)
bentleri, ek 32 ilâ ek 39 uncu maddeleri, ek 46 ila ek 49 uncu maddeleri,
ek 56 ve ek 57 nci maddeleri, ek 59 uncu maddesi, ek 67 ilâ ek 70 inci
maddeleri, ek 72 ilâ ek 76 ncı maddeleri, ek 78 inci maddesi, ek 80 inci
maddesi, geçici 8 inci maddesi, geçici 15 inci maddesi, geçici 16 ncı
maddesi, geçici 54 üncü, geçici 65 inci, geçici 85 inci, geçici 86 ncı,
geçici 88 inci, geçici 96 ilâ geçici 98 inci, geçici 103 üncü, geçici 104
üncü, geçici 109 ilâ geçici 113 üncü, geçici 115 ilâ geçici 118 inci, geçici
120 nci, geçici 139 ilâ geçici 140 ıncı, geçici 146 ncı, geçici 147 nci,
geçici 150 ilâ geçici 151 inci, geçici 153 üncü, geçici 157 nci, geçici 159
uncu, geçici 161 ilâ geçici 166 ncı, geçici 170 inci, geçici 171 inci,
geçici 173 üncü, geçici 176 ncı, geçici 180 inci, geçici 182 ilâ geçici 186
ncı, geçici 190 ilâ geçici 192 nci, geçici 195 ilâ geçici 200 üncü, geçici
203 üncü, geçici 204 üncü, geçici 207 nci ve geçici 208 inci, geçici 210
ilâ geçici 212 nci, geçici 216 ncı, geçici 218 ilâ geçici 220 nci, ek
geçici 1 inci, ek geçici 2 nci, ek geçici 7 nci, ek geçici 8 inci, ek
geçici 11 inci, ek geçici 19 uncu, ek geçici 20 nci, ek geçici 22 nci ve ek
geçici 23 üncü maddeleri,
9) 1/10/1992 tarihli ve 3841 sayılı Kanunun geçici 1 inci
maddesi, 24/11/1994 tarihli ve 4049 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi ve
13/6/2001 tarihli ve 4677 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi,
10) 14/1/1988 tarihli ve 311 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlileri ile İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Hükmünde Kararnamenin geçici 3 üncü maddesi,
11) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası
Kanununun 50 nci maddesinin beşinci fıkrası ile altıncı fıkrasının ikinci
cümlesi ve 56 ncı maddesinin (C) fıkrası,
12) 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 186
ilâ 188 inci ve 191 inci maddeleri,
13) 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 201
ilâ 203 üncü maddeleri,
14) 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel
Kanununun 3 üncü maddesinin (d) bendi ile geçici 3 üncü maddesi,
15) 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri
Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde
Kararnamenin 32 nci maddesindeki "resmî ve özel sağlık kuruluşlarında
ayakta ve yatarak tedavileri ile" ibaresi,
16) 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilâtı
Kanununun 89 uncu maddesi,
17) 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat
Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilâtı Kanununun 18 inci maddesi,
18) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “ve
tedavi ettirilirler” ile (g) bendinde yer alan "ve tedavileri
yaptırılır" ibaresi,
19) 23/4/1981 tarihli ve 2453 sayılı Yurt Dışında Görevli
Personele Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ile yaralanan veya sakat
kalanların tedavi giderleri" ibaresi,
20) 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir
Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun
10 uncu maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları,
21) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş
Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında
Kanunun 7 nci maddesi,
22) 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası
Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması
Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası,
23) 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 18
inci maddesinin (c) bendi ile 20 nci maddesi,
24) 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Kanunun 7 nci, 11 inci,
geçici 1 ilâ geçici 4 üncü maddeleri ile aynı Kanunda geçen
"döviz" ibareleri,
25) 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi,
26) 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 65 inci
maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “Kısa çalışma ödeneği aldığı süre
içinde işçinin hastalık ve analık sigortasına ait primler İşsizlik
Sigortası Fonu tarafından 2/3 oranında Sosyal Sigortalar Kurumuna
aktarılır. Bu primler, sigorta primlerinin hesabında esas alınan en alt
kazanç sınırı üzerinden hesaplanır.” cümleleri,
27) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun
geçici 23 üncü maddesi,
yürürlükten kaldırılmıştır.
18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Kanun bu Kanunun yürürlük
tarihinden itibaren iki yıl sonra, 506 sayılı Kanunun ek 36 ncı ve geçici
20 nci maddeleri ise bu Kanunun geçici 20 nci maddesinde belirtilen devir
işlemlerinin tamamlanmasından sonra yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 65 –
5510 sayılı Kanunun;
a) İkinci Kısım, Üçüncü Bölümün başlığı “Hizmet Akdiyle veya
Kendi Adına ve Hesabına Bağımsız Çalışan Sigortalıların Tabi Olduğu Kısa
Vadeli Sigorta Hükümleri”,
b) 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki “üçüncü” ibaresi
“dördüncü”,
c) 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendindeki “(a)
ve (c) bentleri” ibaresi “(a) bendi”,
ç) 17 nci maddesinin birinci fıkrasındaki “prim gün sayısına”
ibaresi “prim ödeme gün sayısına”, üçüncü fıkrasındaki “(a) ve (c)
bentleri” ibaresi “(a) bendi”,
d) 20 nci maddesinin dördüncü fıkrasındaki “prim ve her türlü
borçlarının” ibaresi “prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının”,
e) 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrasındaki “dördüncü
fıkrasında” ibaresi “üçüncü fıkrasında”, “hastalık ve analık” ibaresi
“analık”,
f) 39 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki “malûl kalan”
ibaresi “malûl veya vazife malûlü olan”,
g) 42 nci maddesinin başlığı “Bildirim”,
ğ) 45 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “göreve
başlaması için tanınan sürelerde” ibaresi “göreve başlaması için tanınan
süreler ile bir yıl ve daha az süreyle aylıksız izne ayrılanların aylıksız
izin sürelerinde”,
h) 59 uncu maddesinin yedinci fıkrasındaki “denetim ve
kontrolle görevlendirilmiş memurları,” ibaresi “denetim elemanları”,
ı) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki
“tedavisi mümkün olmadığı” ibaresi “tedavisinin yapılamadığı”,
i) 69 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi “94 üncü
maddede tanımlanan kontrol muayeneleri,” (f) bendinde geçen “4 üncü
maddenin üçüncü fıkrasının” ibaresi “4 üncü maddenin dördüncü fıkrasının,”,
j) 70 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “sınıflandırılır”
ibaresi “basamaklandırılır”,
k) 71 inci maddenin birinci fıkrasındaki “ikinci” ibaresi
“üçüncü”,
l) 78 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “olup olmadığına
bakılmaksızın tüm” ibaresi “olan,”
m) 93 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki “ayın veya dönemin”
ibaresi “ayı takip eden ayın”,
n) 94 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki “harp malûlleri ve
vazife malûlleri hariç,” ibaresi “harp malûllüğü, vazife malûllüğü”,
şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 66 –
5510 sayılı Kanunun;
a) 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “işçi
sendikaları” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve konfederasyonları” ibaresi,
b) 33 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki “29
uncu” ibaresi “30 uncu” şeklinde değiştirilmiş, (a) bendine “malûllük”
ibaresinden sonra gelmek üzere “, vazife malûllüğü” ibaresi, aynı fıkranın
sonuna “Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
sigortalı sayılanlar için 9000 prim gün sayısı 7200 gün olarak uygulanır.”
cümlesi,
c) 39 uncu maddesinin ikinci fıkrasına “Malûllük” ibaresinden
sonra gelmek üzere “, vazife malûllüğü” ibaresi,
ç) 45 inci maddesinin birinci fıkrasına “Prime esas
kazançların yarısı üzerinden prim alınanların prim ödeme gün sayısı bu
sürelerin yarısı olarak hesap edilir.” cümlesi,
d) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere
“Yurt içinde yapılması mümkün olmayan tetkiklerin de yurt dışında yapılması
sağlanabilir.” fıkrası,
e) 69 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine “ile
organ” ibaresinden sonra gelmek üzere “, doku ve kök hücre;”, (f) bendine
“(c) bendinin (4)” ibaresinden sonra gelmek üzere “numaralı alt bendinde
belirtilen kişiler ile bunların eşleri” ve bu bendin sonuna “Ayrıca, 3713
sayılı Kanuna göre aylık bağlanmış malûller ile aynı Kanun kapsamına giren
olaylar sebebiyle vazife malûllüğü aylığı alan er ve erbaşların sağlık
kurulu raporuyla ihtiyaç duydukları her türlü ortez/protez ve diğer
iyileştirici araç/gereçler herhangi bir katılım payı veya fark alınmaksızın
ve kısıtlama getirilmeksizin karşılanır.” cümlesi,
f) 78 inci maddesinin ikinci fıkrasına “Bu kişi ve grupların
sağlık bilgilerinin nasıl tutulacağı ilgili kuruluşların görüşleri alınarak
hazırlanacak yönetmelik ile düzenlenir.” cümlesi,
g) 94 üncü maddesinin ikinci fıkrasına “Malûllük” ibaresinden
sonra gelmek üzere “, vazife malûllüğü” ibaresi,
ğ) 95 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “yapılacak sevklere,”
ibaresinden sonra gelmek üzere “vazife malûllük derecesini,” ibaresi,
eklenmiştir.
MADDE 67 –
5510 sayılı Kanunun;
a) 10 uncu maddesinin ikinci fıkrası,
b) 17 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi,
c) 35 inci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi,
ç) 41 inci maddesinin (a) bendi “Kanunları gereği verilen
ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalı kadının, iki defaya mahsus
olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla
hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması
şartıyla talepte bulunulan süreleri,” şeklinde değiştirilmiş; aynı fıkranın
(g) bendindeki “ve Kurumca kabul edilecek sektörel veya genel ekonomik kriz
dönemlerinde işvereni tarafından ücretsiz izinli sayılanların, her yıl için
3 ayı geçmemek üzere bu süreleri” ibaresi,
d) 42 nci maddesinin son iki cümlesi,
e) 70 inci maddesinin üçüncü fıkrası,
f) 71 inci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi,
yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 68 –
5510 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi, geçici 2 nci maddesi, geçici 3
üncü maddesi başlığı ile birlikte, geçici 4 üncü maddesi, geçici 5 nci
maddesi, geçici 7 nci maddesi, geçici 8 inci maddesi, geçici 12 nci maddesi
ile geçici 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce,
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal
Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer
Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve bu Kanunla mülga 2926
sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar
Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendi kapsamında, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa
tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında kabul edilir.
17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479
sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983
tarihli ve 2926 sayılı kanunlara göre bağlanan veya hak kazanan; aylık,
gelir ve diğer ödenekler ile 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci
maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edilir. Bu
gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması,
kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan
ilgili kanun hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 17/7/1964
tarihli ve 506 sayılı ve 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı kanunlara göre
ödenmekte olan sosyal yardım zammı ile telafi edici ödeme tutarları, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ödenen tutarlar esas alınarak,
ilgililerin gelir ve aylıklarına ilâve edilerek ödenir. Sosyal yardım
zammının ilavesinde tamamı dağıtılacak şekilde, hak sahiplerinin gelir ve
aylıklardaki hisseleri esas alınır.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b)
bentlerine göre sigortalı sayılanlara ve bunların hak sahiplerine bağlanmış
olan aylık ve gelirler, 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre artırılır.
506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı kanunlar kapsamında geçen
sigortalılık süresi fiili hizmet süresi ve prim ödeme gün sayısı, genel sağlık
sigortasının uygulanmasında gerekli olan sigortalılık süresi ve prim ödeme
gün sayılarında dikkate alınır.”
“GEÇİCİ MADDE 2 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı,
17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve
2926 sayılı kanunlara tabi olanlara bağlanacak yaşlılık aylıkları aşağıdaki
şekilde hesaplanır:
a) Sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar
geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına veya fiilî hizmet süresine ait
aylık; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki kanun hükümlerine göre,
aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet
süresi üzerinden, bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla hesaplanacak
aylığının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadarki prim ödeme gün sayısı
veya fiilî hizmet süresi ile orantılı bölümü, aylık talep tarihine kadar
geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile çarpılarak
hesaplanır.
b) Sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra
geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına ait aylığı, aylık talep
tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden 29 uncu madde
hükümlerine göre hesaplanacak aylığının, bu Kanunun yürürlük tarihinden
sonraki prim ödeme gün sayısına orantılı bölümü kadardır. Ancak, Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce 3600 prim gün sayısını doldurmamış olan
sigortalıların yaşlılık aylığı bağlama oranının hesabında, sigortalının
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen ve Kanunun yürürlük
tarihinden önceki prim gün sayısını 3600 güne tamamlayan hizmet sürelerinin
her 360 günü için % 3 oranı esas alınır.
c) Aylık, (a) ve (b) bentlerine göre hesaplanan kısmî
aylıkların toplamından oluşur. Aylıklar ayrıca 29 uncu maddenin son
fıkrasına göre artırılarak belirlenir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 17/7/1964
tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin (a) bendine göre
gösterge sistemi içinde hesaplanacak kısmî aylıklara esas gösterge,
sigortalıların ortalama yıllık kazanç hesabına giren takvim yılı sayısı
esas alınmak suretiyle hazırlanacak olan gösterge ve üst gösterge tespit
tabloları esas alınarak belirlenir.
Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen sürelere ilişkin
aylığın hesabında esas alınan asgari aylık tutarı ile 17/7/1964 tarihli ve
506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre
belirlenen eski tam aylık tutarı, toplam prim ödeme gün sayısı içinde bu
Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen prim ödeme gün sayısının oranına
tekabül eden tutar üzerinden esas alınır.
Yurt dışı hizmet borçlanması yapanların aylıkları da yukarıda
belirtilen fıkralara göre hesaplanır.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b)
bentleri kapsamında sigortalı sayılanlardan, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önce ilgili kanun hükümleri ile bu madde hükümlerine göre yaşlılık
aylığı bağlandıktan sonra çalışmaya başlaması nedeniyle aylıkları
kesilenlerden, işten ayrılarak yeniden yaşlılık aylığı bağlanması için
yazılı istekte bulunanların yeni aylıkları, bu Kanunun 30 uncu maddesinin
üçüncü fıkrasına göre hesaplanır.
Malûllük ve ölüm aylıkları, bu Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılar için yukarıdaki
fıkralarda belirtilen hükümler, (b) bendi kapsamındaki sigortalılar için
ise bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümlere göre esas alınan
süreler dikkate alınarak 27 nci veya 33 üncü madde hükümlerine göre
hesaplanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı veya
iştirakçi olup, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra aylık talebinde
bulunanlardan, farklı sosyal güvenlik kurumlarına ya da bu Kanunda
belirtilen sigortalılık hallerinden birden fazlasına tabi olanlara aylık
bağlanmasına esas alınacak kanun, bu Kanunla mülga 2829 sayılı Kanun
hükümlerine göre tespit olunur ve bunlar hakkında, bu Kanunun geçici
maddelerindeki hükümler uygulanır. Ancak, bunlardan bu Kanunun geçici 4
üncü maddesi kapsamına girmeyenlere 5434 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz.
Bu Kanunla mülga 2829 sayılı Kanuna göre 5434 sayılı Kanun hükümleri
uygulanması gerekenlerden, bu Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamına
girmeyenler için, bu maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri esas
alınır. (a) bendi hükümlerinin uygulamasına esas alınacak kanun, bu Kanunun
4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında geçen süreler
hariç, bu Kanunla mülga 2829 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenir. Bu
Kanuna tabi hizmetlerle 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi
sandıklarda geçen hizmetlerin birleştirilmesinde de bu fıkra hükümleri esas
alınmak suretiyle bu Kanunla mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.”
“Önceki mevzuat hükümlerinin uygulanması
GEÇİCİ MADDE 3 – Bu Kanuna göre çıkarılması gereken yönetmelikler
ile diğer düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar, mevcut tüzük ve
yönetmelikler ile diğer düzenlemelerin, bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri
uygulanmaya devam edilir.”
“GEÇİCİ MADDE 4 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat,
harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 8/2/2006 tarihli ve
5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu
Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanunda
kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların
ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi
olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve
diğer ödemeleri, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerindeki
şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçiliği sona
erenlerden tahsis talebinde bulunacaklar ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis talebinde
bulunanlardan işlemleri devam edenler hakkında, bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem
yapılır.
5434 sayılı Kanuna göre iştirakçi olup bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten sonra bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendine tabi olarak çalışmaya başlayanlardan vazife malûllüğü kapsamına
girenler hakkında, bu Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasına göre
işlem yapılır.
Bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi
iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak
çalışmış olup bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine
tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri
hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı
Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.
Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması,
artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri,
ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile
emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri
de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin
uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun
hükümlerine tabi olarak çalışmaya başlamış olup, çalışmaya başlamadan önce
ilgili mevzuatına göre alınmış ve en az % 40 oranında özürlü olduklarını
gösterir sağlık kurulu raporu bulunanlar ile en az % 40 oranında doğuştan
özürlü olduklarını belgeleyenlerden aylık talep tarihinde bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlara; en
az 5400 gün uzun vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş ya da emekli
keseneği ödenmiş olması kaydıyla, istekleri halinde bu madde hükümleri esas
alınarak yaşlılık aylığı bağlanır. Ancak çalışmaya başladıktan sonra,
Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularının sağlık kurullarınca
usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin
incelenmesi sonucu, Kurum Sağlık Kurulunca çalışma gücündeki kayıp
oranının;
a) % 50 ilâ % 59 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en az
5760,
b) % 40 ilâ % 49 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en az
6480,
gün uzun vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş olması
kaydıyla, haklarında bu fıkra hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kamu idarelerinde hizmet
akdi ile veya sözleşmeli olarak çalışanlardan; ilgili kanunları gereği 5434
sayılı Kanun ile ilgilendirilenler aynı statüde çalışmaya devam ettikleri
sürece, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre
sigortalı sayılırlar ve bunlar hakkında bu madde hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi olup, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanların kesenek ve karşılıkları,
fiili hizmet zammı ve itibari hizmet süresi karşılıkları ile %100 artış
farkları hakkında 5434 sayılı Kanunun bu Kanunun yürürlüğe girmeden önceki
hükümleri uyarınca işlem yapılır. Kurumlarınca bu kapsamdaki sigortalılar
için her ay emekli keseneklerine esas aylıklarının % 12’si
oranında ayrıca genel sağlık sigortası primi
ödenir. Bunlar için Kanunun 81 inci maddesinin (h) fıkrası uyarınca
ödenecek ek karşılıkların hesabında, genel sağlık sigortası primi tutarları
dikkate alınmaz.
5434 sayılı Kanuna göre ödenen aylıklar ile bu madde
kapsamında bağlanacak aylıklar, memur maaş katsayılarındaki artışlara göre
yükseltilir. Ayrıca 5434 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra
barem, teşkilat, kadro ve sair kanunlar ile aynı rütbe, kadro ve sair
kanunlarda yapılacak değişiklikler sonucunda aylık tutarlarında meydana
gelecek yükselmeler, aynı rütbe, kadro unvanı ve dereceden bağlanmış
bulunan emeklilik, malûllük ve vazife malûllüğü aylıkları ile dul ve yetim
aylıkları hakkında da uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Polis Akademisi ile
fakülte ve yüksek okullarda Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyan veya
kendi hesabına okumakta iken Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam
eden öğrenciler ile Emniyet Hizmetleri Sınıfında 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmakta olanların, bahse konu okullarda
geçen başarılı eğitim süreleri, istekleri halinde; borçlanma talep
tarihinde ilgisine göre en az aylık alan polis veya komiser yardımcısının
emekli keseneğine esas unsurları üzerinden, bu sürelere ait sigortalı ve
işveren hissesi priminin tamamı borçlandırılmak suretiyle hizmetten
sayılır. Bundan doğacak borç tutarının tamamı borcun tebliğ edildiği
tarihten itibaren iki yıl içinde kendileri tarafından ödenir. Ayrıca, bu
Kanunun yürürlüğe girmesinden önce üniversitelerin çeşitli fakülte, yüksek
okul veya meslek yüksek okullarında kendi hesabına öğrenim yaptıktan sonra
muvazzaf astsubay nasbedilenlerin sözü edilen okullarda geçen başarılı
öğrenim süreleri de istekleri halinde; borçlanma talep tarihinde en az
aylık alan astsubay çavuşun emekli keseneğine ait unsurlar üzerinden, bu
fıkradaki esaslar dâhilinde borçlandırılarak tahsil edilmek suretiyle
hizmetten sayılır.
Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce, seçimler neticesinde
belediye başkanı olarak görev yapmış olup, bu Kanunun yürürlük tarihinden
önce 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ek 68 inci
maddesine göre makam tazminatı ve buna bağlı olarak temsil veya görev
tazminatı ödenenler hariç olmak üzere, sosyal güvenlik kanunlarına göre
emeklilik veya yaşlılık aylığı almakta olanlardan; 5434 sayılı Kanunun bu
Kanunla yürürlükten kaldırılan 39 uncu maddesine göre aylık bağlanması
şartlarını haiz olanlara, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren, bu
kişilerden bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla 5434 sayılı Kanunun bu
Kanunla yürürlükten kaldırılan 39 uncu maddesine göre aylık bağlanması
şartlarını haiz olmayanlara ise bu şartları haiz oldukları tarihten itibaren
5434 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ek 68 inci maddesinde
belirtilen şartlar da dikkate alınarak, emsali belediye başkanının almakta
olduğu makam tazminatı ve buna bağlı olarak temsil veya görev tazminatı
tutarı, almakta oldukları emeklilik veya yaşlılık aylıklarına ilâve edilmek
suretiyle ödenir. Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce seçimler neticesinde
belediye başkanı olarak görev yapmış olup, bu Kanuna göre sigortalı iken
yaşlılık aylığı bağlananlardan; 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan 39 uncu maddesine göre aylık bağlanması şartlarını haiz olanlara
bu Kanunun geçici 2 nci ve geçici 4 üncü maddeleri hükümleri de dikkate
alınarak bu fıkrada belirtilen şartlar dahilinde söz konusu tazminatlar
aylıklarına ilâve edilmek suretiyle ödenir. Bu Kanunun yürürlük tarihinden
önce seçimler neticesinde belediye başkanı olarak görev yapmış
olanlardan ölenlerin bu Kanunun 32 nci maddesinde
belirtilen şartlara sahip olmaları halinde, 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla
yürürlükten kaldırılan ek 68 inci maddesinde belirtilen şartlar da dikkate
alınarak, hak sahiplerine bu Kanunun 34 üncü, geçici 1 inci, geçici 2 nci
ve geçici 4 üncü maddeleri hükümlerine göre söz konusu tazminatlar bu
Kanunun yürürlük tarihinden önce ölenler için bu Kanunun yürürlük
tarihinden itibaren, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölenler için ise
ölüm tarihinden itibaren ölüm aylıklarına eklenmek suretiyle ödenir. Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce seçimler neticesinde belediye
başkanı olarak görev yapmış olanlardan; malûllük aylığı almakta olanlar ile
malûllük aylığına hak kazanacaklar 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla
yürürlükten kaldırılan 39 uncu maddesinde belirtilen aylık bağlamaya
ilişkin şartlar dikkate alınmaksızın yukarıda belirtilen tazminat haklarından
yararlandırılır. Bu fıkraya göre tazminat tutarları ödendikçe Hazineden
tahsil edilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ait
5434 sayılı Kanundan kaynaklanan alacakların takip ve tahsil işlemleri 5434
sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili hükümlerine göre
Kurumca sonuçlandırılır. Ancak bunlardan bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önce Maliye Bakanlığının ilgili birimleri tarafından takip ve
tahsil işlemleri başlatılmış olanların işlemleri bunlar tarafından sonuçlandırılır.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamındaki sigortalıların borçlandığı, ihya ettiği hizmetleri ile
birlikte bu Kanuna göre aylığa hak kazanmaları ve müracaat etmeleri
halinde, paranın ödendiği tarihi takip eden ay başından itibaren
kendilerine aylık bağlanır. Ancak emeklilik ikramiyesi ödenmiş süreler
emeklilik ikramiyesinde nazara alınmaz.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ölen, ancak bu
Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre ölüm aylığının
bağlanabilmesi için yeterli prim ödeme gün sayısı olmayan sigortalının hak
sahiplerinin, prim ödeme gün sayısı bakımından bu Kanun hükümlerine göre
ölüm aylığına hak kazanması halinde, müracaat tarihini takip eden
aybaşından itibaren, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 5434 sayılı Kanun
hükümlerine göre hesaplanacak aylıkları, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37
nci maddelerine göre ödenir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanuna
göre iştirakçi olup bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra bu Kanunun
4 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında sigortalılığı bulunmayanların
borçlandığı, ihya ettiği hizmetleri ile birlikte bu Kanuna göre aylığa hak
kazanmaları ve müracaat etmeleri halinde, bu maddeye göre borçlandığı ve
ihya ettiği hizmetlerine ait paranın ödendiği tarihi takip eden ay başından
itibaren kendilerine bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 5434 sayılı Kanun
hükümlerine göre hesaplanarak aylık bağlanır. Hak sahipleri hakkında bu
fıkra hükmü uygulanmak suretiyle aylığa hak kazandıklarında hesaplanan
aylıkları, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerine göre ödenir.
Ancak bu süreler emeklilik ikramiyesinde nazara alınmaz.
Kesenek veya toptan ödemeleri zamanaşımına uğramış olması
nedeniyle hizmetleri tasfiye edilmiş olanların, tasfiye edilmiş süreleri bu
Kanuna göre birleştirilecek hizmetlerden kabul edilir.
Personel mevzuatına göre almış oldukları disiplin cezası
sonucu 23/4/1999 tarihi ile 14/2/2005 tarihleri arasında memuriyetleri sona
erenlerden, 22/6/2006 tarihli ve 5525 sayılı Kanun uyarınca haklarında
verilmiş disiplin cezaları bütün sonuçları ile ortadan kaldırılanların, bu
Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içerisinde Kuruma müracaatları
halinde, görevlerinden ayrıldıkları tarih ile göreve başladıkları tarih
arasındaki prim veya kesenek ödenmemiş süreleri, istekleri halinde,
görevlerinden ayrıldıkları derece ve kademelerine prim veya kesenek
ödenmemiş veya borçlanmak istedikleri sürenin her üç yılına bir derece ve
her yılına bir kademe verilmek ve öğrenim durumları itibariyle 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesindeki yükselebilecekleri
dereceleri geçmemek üzere tespit edilecek derece, kademe ve ek göstergeleri
ile emekli keseneğine esas aylığın hesabına ait tüm unsurların toplamının
müracaat tarihinde yürürlükte olan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak
tutarlar esas alınarak, yine o tarihteki kesenek ve karşılık oranları
borçlandırılmak suretiyle hizmetten sayılır. Bundan doğacak borç tutarının
tamamı borcun tebliğ edildiği tarihten itibaren iki yıl içinde kendileri
tarafından eşit taksitlerle veya defaten ödenir.”
“GEÇİCİ MADDE 5 – Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için bu Kanuna
göre yapılacak toptan ödemelerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
önceki hizmet sürelerine ait bölümü, bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten
kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre bu Kanunun yürürlük tarihi
itibarıyla hesaplanarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile toptan
ödemenin yapılmasına ilişkin yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için
her yılın güncelleme katsayısı ile çarpılarak bulunan tutar, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten sonraki süreler için bu Kanuna göre hesaplanan
toptan ödeme tutarına ilâve edilerek ödenir.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b)
bentleri kapsamındaki sigortalılar için bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önce toptan ödeme yapılarak tasfiye edilen hizmetlerin 31 inci, 36
ncı ve 41 inci maddelere göre ihyasında veya borçlanılmasında, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten
kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarı, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarih ile ihya talebine ilişkin yazılı istek tarihi
arasında geçen yıllar için, her yılın güncelleme katsayısı ile çarpılarak
bulunan değeri dikkate alınır.”
“GEÇİCİ MADDE 7 – Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/7/1964
tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli
ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı,
8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlar ile 17/7/1964 tarihli ve 506
sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık
başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî
hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık
süreleri tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirilir.
Kanunun yürürlük tarihinden önce 24/6/1965 tarihli ve 635,
18/3/1986 tarihli ve 3269, 22/7/1965 tarihli ve 644, 1/11/1983 tarihli ve
2937, 25/3/1957 tarihli ve 6940 ve 26/10/1990 tarihli ve 3671 sayılı
kanunlar ile 5434 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre fiili hizmet
süresine müstehak görevlerde çalışanların bu görevlerde geçirdikleri
süreler bu Kanunun 40 ıncı maddesi gereğince aranan 3600 günün
doldurulmasında nazara alınır. 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun ek 5
inci maddesinde sayılan itibari hizmet süresi kapsamında yer alıp bu
Kanunun 40 ıncı maddesinde sayılmayan işlerde bu Kanunun yürürlük
tarihinden önce geçen çalışma sürelerinin bu maddenin birinci fıkrası
kapsamında değerlendirilmesinde 3600 gün prim ödeme şartı aranmaz.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamındaki sigortalıların borçlandıkları hizmetleri nedeniyle borçlanma tutarlarından
ödenmeyen kısmı var ise aylıklarından emekli keseneği oranında tahsil
edilmeye devam edilir.
Aylıkların hesabında 41 inci maddeye ve 8/5/1985 tarihli ve
3201 sayılı Kanuna göre yapılan borçlanmaların bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önceki sürelere ait kazançları, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan
ilgili kanun hükümlerine göre değerlendirilir. Ancak, bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunan sigortalılar
için bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki dönemlere ait sürelerin bu
Kanunun yürürlük tarihinden sonra borçlanılması halinde de 41 inci madde ve
8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce birden fazla dosyadan
gelir veya aylık alınması durumunda bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra
yeni dosyadan gelir veya aylık alınmasına hak kazanılması durumunda yeni
bağlanacak dosyadaki gelir ve aylık miktarı da dahil olmak üzere mukayese
yapılarak en düşük miktarlı dosya kapsamdan çıkarılır.
Birinci fıkrada belirtilen kanunlar kapsamında zorunlu
sigortalı sayılanlar ile isteğe bağlı sigortalı olup sağlık sigortasından
yararlananların prim ödeme gün sayıları da genel sağlık sigortası prim
ödeme gün sayısı olarak değerlendirilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (c) bendine göre ilk defa sigortalı olanların
sigortalılık başlangıç tarihinden önceki süreleri, bu Kanunun 41 ve 46 ncı
maddeleri, 5434 sayılı Kanunun ek 31 inci maddesi ile 3201 sayılı Kanuna
göre borçlandırılmaları halinde, sigortalılığın başlangıç tarihinin geriye
götürülmesini ve haklarında bu Kanunun geçici maddelerinin uygulanmasını
gerektirmez.
Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı Kanunun ilgili
hükümlerine göre itibari hizmet süresine müstehak kadro ve görevlerde
bulunanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında çalışmaya devam edenlerin itibari hizmet süreleri hakkında, bu
Kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.
30/4/2008 tarihinden sonra 506, 1479, 5434, 2925 ve 2926
sayılı kanunlara göre ilk defa sigortalı veya iştirakçi olanlar hakkında bu
Kanunun 28 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.
Geçici 2 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin son cümlesi hükmü
bunlar hakkında uygulanmaz.”
“GEÇİCİ MADDE 8 – Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine
göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar
kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğü bu
Kanunun yürürlük tarihinden itibaren başlar. Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendine göre sigortalı
sayılanların hak ve yükümlülüğü ise 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b)
bendine göre başlar.
Ancak, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentlerine göre sigortalı sayılanlardan bu
Kanunun yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların, bu
Kanunun yürürlük tarihi ile 4/10/2000 tarihi arasında geçen vergi
mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla, sigortalının bu Kanunun yürürlük
tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunması halinde, vergi
mükellefiyet sürelerinin tamamı için 80 inci maddenin ikinci fıkrasının (a)
bendine göre talep tarihindeki prime esas kazancının % 32’si üzerinden
borçlanma tutarı hesaplanır ve sigortalıya tebliğ edilir. Sigortalının
kendisine tebliğ edilen borçlanma tutarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren
6 ay içinde ödemesi halinde, bu süreler sigortalılık süresi olarak
değerlendirilir. Sigortalıya tebliğ edilen borç tutarının bu süre
içerisinde tam olarak ödenmemesi halinde bu süreler sigortalılık süresi
olarak değerlendirilmez ve ödenen tutar bu Kanunun 89 uncu maddesine göre
iade edilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 1479 sayılı Kanunun
53 üncü maddesi gereğince 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre
başlatılmış olan icra takipleri anılan Kanun hükümlerine göre takip
edilerek sonuçlandırılır.”
“GEÇİCİ MADDE 12 – Bu Kanunun uygulamasında sağlık hizmeti
sunucularının sigortalılık kontrolü ve diğer provizyon işlemlerini
elektronik ortamda yapmaya başlaması için gerekli altyapının kurulmasına
kadar, sağlık bilgilerinin yazılı olarak tutulmasına başlanır ve sağlık
belgesinin veya sağlık karnesinin Kurumca verilmesine devam edilir.
Kamu idarelerinin sağlık hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin
görevleri, yürürlükten kaldırılan kanunlardaki hak ve yükümlülükler
çerçevesinde ilgili kayıt ve işlemler Kurum tarafından devralınan tarihe
kadar devam eder. Ancak bu süre altı ayı geçemez.
Kişilerin yürürlükten kaldırılan kanun hükümleri gereğince hak
ettikleri sağlık hizmetleri, bu Kanun hükümleri gereğince kapsama alınmamış
ise tedavi tamamlanıncaya kadar yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine
göre Kurumca sağlanmaya devam edilir. 67 nci madde gereği hesaplanan 30
günün hesabında kişilerin lehine olan durum uygulanır. Genel sağlık
sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce başlayan, ancak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten sonra faturalandırılan tedavi giderleri Kurum tarafından
karşılanır.
Bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren iki yıl süresince bu
Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt
bendi uygulanmaz. Bu sürede, 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Kanun
kapsamında yeşil kart verilen ve verilecek kişiler durumlarında değişiklik
olmaması kaydıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın bu Kanunun 60 ıncı
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi
kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır. 3816 sayılı Kanun kapsamında
yeşil kart almak için müracaat etmekle birlikte, 3816 sayılı Kanun
hükümlerine göre tespit edilen aile içindeki kişi başına düşen gelir
payının aylık tutarı; asgari ücretin üçte birinden asgari ücrete kadar
olduğu tespit edilen kişiler için 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas
günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarının üçte biri, asgari
ücretten asgari ücretin iki katına kadar olduğu tespit edilen kişiler için
82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz
günlük tutarı; asgari ücretin iki katından
fazla olduğu tespit edilen kişiler için
82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç
alt sınırının otuz günlük tutarının iki katı prime esas asgari kazanç
tutarı olarak esas alınır.
60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (d) ve (g) bentleri
gereğince sigortalı sayılanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren en geç iki yıl içinde bildirimlerini yapmak zorundadır. Bu süre
içinde, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (d) ve (g) bentleri gereğince
genel sağlık sigortalısı sayılanlardan; tescil talebi olmayanların 18
yaşından küçük çocuklarının sağlık hizmetlerinden yararlandırılması halinde
bu kişilerin tescili çocuklarının sağlık hizmet sunucusuna müracaat tarihi
itibarıyla yapılır. Ancak, aile hekimliği uygulamasına başlanan illerde, bu
kişiler iki yıllık süreye bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak kapsama alınır.
Aile hekimleri tarafından başlatılan sevk zincirine uygun
olarak alınan sağlık hizmetlerinde 68 inci maddenin ikinci fıkrasında
belirtilen katılım payları, üç yıl süreyle % 50 oranında azaltılarak
uygulanabilir.
70 inci maddenin birinci fıkrası gereği yapılacak
belirlemeler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir yıl
içinde tamamlanır. Bu süre içerisinde 70 inci maddenin ikinci fıkrasının
uygulanmasını il ve ilçe bazında ertelemeye Sağlık Bakanlığı yetkilidir.
İlgili kanunları gereği tedavi yardımları karşılanan kişiler,
bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte herhangi bir işleme gerek kalmaksızın,
bu Kanun açısından genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık
sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılır. Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte ilgili kanunları gereği bakmakla yükümlü olunan kız
çocukları bu Kanun gereğince de bakmakla yükümlü olunan kişi sayılır. Ancak
durumlarında değişiklik olduğunda sağlık hizmetlerinden yararlanma
koşulları bu Kanun hükümlerine göre yeniden belirlenir. Bu kişilerin
sigortalı ve sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişilere ilişkin
bilgileri ilgili kurumlar tarafından bu Kanunun yürürlük tarihinden
itibaren en geç üç ay içinde Kuruma bildirilir.
211 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun, bu
Kanuna aykırı hükümleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki
yıl süreyle uygulanır.
17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Kanun kapsamında
sigortalılık hali devam eden sigortalılar ile bunların sağlık yardımına
müstehak eş ve çocukları, genel sağlık sigortası hükümlerine göre sağlanan
sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanma hakkına sahiptir.
63 üncü maddede sayılan finansmanı Kurumca sağlanacak sağlık
hizmetleri ile 65 inci madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek
giderlerinin 72 nci madde hükümlerine göre Kurumca ödenecek bedelleri
tespit edilip yayımlanıncaya, 73 üncü madde hükümlerine göre sağlık hizmeti
sunucuları ile sözleşmeler yapılıncaya kadar, Kurum tarafından belirlenmiş
olan usûl ve esaslar, sağlık hizmeti bedelleri ile protokol ve
sözleşmeler geçerlidir.
GEÇİCİ MADDE 13 – 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 21
inci maddesi kapsamında iş kaybı tazminatı alanlar 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı ve genel sağlık sigortalısı
sayılır, ancak kısa vadeli sigorta kollarına tâbi değildir.
Sigortalıların sigortalı olduklarını ayrıca Kuruma bildirme
sorumlulukları yoktur.
Türkiye İş Kurumu tarafından ilk iş kaybı tazminatının
ödendiği tarihi takip eden ay sonu itibarıyla, iş kaybı tazminatı alanlara
ilişkin primlerin aktarıldığı anda sigortalı bildirimi ve tescili yapılmış
sayılır.
Bu kapsamdakilerin sigortalılıkları iş kaybı tazminatı ödeme
süresinin bittiği tarihte sona erer. İş kaybı tazminatı sona erenler için
bu Kanunun 9 uncu madde hükümleri uygulanmaz.
İş kaybı tazminatından yararlananlar için Türkiye İş Kurumu
prim ödeme yükümlüsü olmakla birlikte bu Kanun kapsamında işyeri ve işveren
sayılmaz.”
MADDE 69 –
5510 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş, yedinci fıkrasının (a) bendi yürürlükten
kaldırılmış, (b), (c), (d) ve (e) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş
ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun hükümlerine göre
yapılmış olan işyeri tescilleri, bu Kanun hükümlerine göre yapılmış
sayılır.”
“b) 28 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen 5400 günlük
süre ilk defa;
1) 30/4/2008 tarihi ile 31/12/2008 tarihleri arasında
sigortalı sayılanlar için 4600 gün olarak,
2) 1/1/2009 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise
her takvim yılı başında 4600 güne 100 gün eklenmek suretiyle 5400 günü
geçmemek üzere,
c) 28 inci maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen 3960 günlük
süre ilk defa;
1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile 31/12/2008 tarihleri
arasında sigortalı sayılanlar için 3700 gün olarak,
2) 1/1/2009 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise
her takvim yılı başında 3700 güne 100 gün eklenmek suretiyle 3960 günü
geçmemek üzere,
d) 28 inci maddenin beşinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen
4320 günlük süre ilk defa;
1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile 31/12/2008 tarihleri
arasında sigortalı sayılanlar için 3700 gün olarak,
2) 1/1/2009 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise
her takvim yılı başında 3700 güne 100 gün eklenmek suretiyle 4320 günü
geçmemek üzere,
e) 28 inci maddenin beşinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen
4680 günlük süre ilk defa;
1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile 31/12/2008 tarihleri
arasında sigortalı sayılanlar için 4100 gün olarak,
2) 1/1/2009 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise
her takvim yılı başında 4100 güne 100 gün eklenmek suretiyle 4680 günü
geçmemek üzere,
uygulanır.”
“Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde iş üstlenen
işverenlerce çalıştırılmak üzere bu ülkelere götürülen Türk işçilerinden,
bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sadece malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortalarına tabi topluluk sigortasına devam edenler ile isteğe bağlı
sigortalı olarak söz konusu ülkelere götürülmüş olan sigortalıların, bu
Kanunun 5 inci maddesinin (g) bendi kapsamında sigortalılıkları bu Kanunun
yürürlük tarihinden itibaren üç ay içerisinde işverenlerince sağlanır ve
buna ilişkin yükümlülükler yerine getirilir.”
MADDE 70 –
5510 sayılı Kanunun geçici 9 uncu maddesinin birinci ve üçüncü
fıkralarında yer alan “bu Kanunun yürürlük” ibareleri “30/4/2008”
olarak, ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, bu fıkradan sonra
gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olup
da 8/9/1999 tarihinden 30/4/2008 tarihine kadar ilk defa sigortalı
sayılanlar kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş ve 25 tam yıl
sigorta primi ödemiş olması veya kadın ise 60, erkek ise 62 yaşını
doldurması ve en az 15 tam yıl malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi
ödemesi şartıyla kısmi yaşlılık aylığından yararlanırlar.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olup
da 8/9/1999 tarihinden 30/4/2008 tarihine kadar ilk defa sigortalı
sayılanlar kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş ve 25 tam yıl
sigorta primi ödemiş olması veya 61 yaşını doldurması ve en az 15 tam yıl
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemesi şartıyla kısmi
yaşlılık aylığından yararlanırlar.”
“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce beşinci fıkrada
belirtilen işlerde çalışmaya başlayan sigortalıların, bu Kanunun yürürlük
tarihinden önce veya sonra bu işlerde geçen çalışmalarının en az 1800 gün
olması halinde bu çalışmalarının dörtte biri toplam prim ödeme gün
sayılarına ilave edilir. Bunlar için malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
primi, sigortalının prime esas kazancının % 23’üdür. Bunun % 9’u sigortalı
hissesi, % 14’ü de işveren hissesidir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten sonra ilk defa maden işyerlerinin yeraltı veya yeraltı münavebeli
işlerde çalışmaya başlayanlar hakkında, bu Kanunun fiili hizmet zammı
süresine ait hükümleri uygulanır.”
MADDE 71 –
5510 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesinin başlığı “506 sayılı Kanunun
malûllük ve sakatlık hükümlerine ilişkin geçiş hükümleri” şeklinde, beşinci
fıkrasındaki “27 nci maddenin ikinci” ibaresi “55 inci maddenin dördüncü”
şeklinde, ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; dördüncü ve beşinci
fıkralardan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve maddenin son
fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olup bu
Kanunun yürürlük tarihinden önce veya sonra sakatlığı nedeniyle vergi
indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılar hakkında,
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 60 ıncı maddesinin (C)
bendinin (b) alt bendi ve geçici 87 nci maddesine göre işlem yapılır.”
“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, malûllük durumlarının
tespiti için talepte bulunan ve bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra malûl
olduklarına karar verilenler hakkında 506 ve 2925 sayılı kanunlardaki diğer
şartları da taşımaları halinde anılan kanunlara göre malûllük aylığı
bağlanır.”
“1/1/2000 tarihinden itibaren sigortalı olup, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce malûllük aylığı bağlanması için tahsis
talebinde bulunan sigortalılar ile ölen sigortalıların hak sahiplerine
17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunla bağlanan aylıklar, 506 sayılı Kanunun
geçici 89 uncu maddesinde belirtilen alt sınır aylığı esas alınarak aylık
başlangıç tarihi itibariyle yeniden hesaplanır. Oluşacak farklar bu
maddenin yürürlük tarihinden itibaren dört ay içerisinde ilgililere
ödenir.”
MADDE 72 – 5510
sayılı Kanunun geçici 11 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, üçüncü fıkrasında yer alan “birinci fıkrasının (b) ve (c)
bentleri” ibaresi “(b) bendi” şeklinde değiştirilmiş, üçüncü fıkradan sonra
gelmek üzere aşağıdaki fıkra ile maddenin sonuna aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“Bu Kanun yürürlüğe girmeden önce mevcut sosyal güvenlik
kurumlarında tescili yapılan sigortalılar ve ilk defa tescili yapılacak
sigortalılar ile bunların hak sahipleri için ortak bilgi bankası oluşturulur.
Bu sigortalılar ile sisteme yeni katılacak sigortalıların tescilinde,
Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları sosyal güvenlik sicil numarası olarak
esas alınır.”
“Hizmet akdiyle çalışan sigortalılar için Kanunun 17 nci
maddesi gereğince tespit edilecek günlük kazanç hesabına esas üç aylık
dönemdeki kazançları Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce olanların son
takvim ayı itibarıyla gelirlerinin hesaplanmasında bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan 506 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.”
“Bu Kanun yürürlüğe girmeden önce 5434 sayılı Kanun
hükümlerine göre iştirakçi çalıştıran ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten sonra da 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
sigortalı sayılan kişileri çalıştırmaya devam eden kamu idareleri 11 inci
madde uyarınca işyeri bildirgesini Kurumca belirlenecek sürede vermek
zorundadırlar. İşyeri bildirgesinin Kurumca belirlenecek süre içinde
verilmemesi durumunda, 102 nci maddenin (b) bendi gereğince idari para
cezası uygulanır.”
MADDE 73 – 5510
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
“Sosyal güvenlik destek primine ilişkin geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 14 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
iştirakçi veya sigortalı olanlar, vazife malûllüğü, malûllük ve yaşlılık
veya emekli aylığı bağlananlar ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte
sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında
sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilir. Ancak;
a) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamında çalışanlar için sosyal güvenlik destek primi oranı 80 inci
maddeye göre tespit edilen prime esas kazançlar üzerinden 81 inci maddenin
birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen prim oranına yüzde 30 oranının
eklenmesi suretiyle bulunan toplamdır. Yüzde 30 oranının dörtte biri
sigortalı, dörtte üçü işveren hissesidir. Bu kapsamda sayılan kişilerden
sosyal güvenlik destek primine tabi olanların prim ödeme yükümlüsü bunların
işverenleridir. Bunlar hakkında sadece iş kazası ve meslek hastalığı
sigortası hükümleri uygulanır.
b) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
kapsamında sigortalı sayılanlardan, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından
alınacak belgelerle doğrulamak kaydıyla faaliyette bulunulmadığına ilişkin
süreler hariç olmak üzere çalışılan süreleri için, sosyal güvenlik destek
primi oranı olarak bu Kanunun 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b)
bendinde belirtilen hükümler uygulanır. Bu oran, bu maddenin yürürlüğe
girdiği yılda % 12 olarak, takip eden her yılın Ocak ayında bir puan
artırılarak uygulanır. Ancak bu oran % 15’i geçemez.
c) Harp malûlleri ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanunu, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık
Bağlanması Hakkında Kanuna göre aylıkları hesaplanarak ödenen veya asayiş
ve güvenliğin sağlanması ile ilgili kanunlara göre vazife malûllüğü aylığı
almakta iken; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla çalışmaya devam
edenler ile sonradan bu Kanuna tabi çalışmaya başlayacaklar için sosyal
güvenlik destek primi uygulanmaksızın bu Kanunun 5 inci maddesinin (c)
bendi hükümleri uygulanır.
d) 5434 sayılı Kanuna göre vazife malûllüğü aylığı almakta
iken bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamında çalışmaya devam
edenler hakkında, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde
yazılı talepleri doğrultusunda bu Kanunun iş kazası ve meslek hastalığı sigortası
hükümleri ve uzun vadeli sigorta kolları veya sosyal güvenlik destek
primine ait hükümler uygulanır. Bunlardan uzun vadeli sigorta primi
ödeyenlerin belirtilen süre içinde yazılı talepte bulunmamaları halinde
ayrıca iş kazası meslek hastalığı hükümleri uygulanır, sosyal güvenlik
destek primi kesilmez. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi
olup, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra 5434 sayılı Kanun
hükümlerine göre vazife malûllüğü aylığı bağlananlardan bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamında çalışmaya
başlayanlar hakkında da yazılı talepleri doğrultusunda işlem yapılır. Bu
bent kapsamında olanlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.
3713 sayılı Kanuna göre vazife malûllüğü aylığı almakta olanlar, sınıf
veya görev değiştirerek çalışmaya devam eden iştirakçiler
ile aynı Kanun kapsamına giren olaylar sebebiyle vazife malûllüğü aylığı
alan ve bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında çalışan veya daha sonra çalışmaya başlayan er ve erbaşların, bu
Kanunun yürürlük tarihinden sonra müracaat tarihlerini takip eden
aybaşından itibaren bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil
5434 sayılı Kanun hükümlerine göre görevlerinden ayrılmasına gerek kalmaksızın
alınacak emekliye sevk onayına istinaden vazife malûllüğü aylıkları
bağlanarak ödenir. Bu kapsamda olup da görevlerinden emekliye ayrılanlar
hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı
Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.”
“Prime esas kazancın beyanına ilişkin geçiş hükmü
GEÇİCİ MADDE 15 – Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç, kendi adına ve
hesabına bağımsız çalışan sigortalılardan, bu Kanunun yürürlük tarihinden
önce sigortalı olarak kaydı ve tescili yapılmış olanların bu Kanunun 80
inci maddesine göre belirlenen prime esas kazançlarını Kurumca belirlenecek
sürede beyan etmemeleri halinde, ödeyecekleri aylık primler beyanda
bulununcaya kadar daha önce ödemiş oldukları gelir basamaklarına karşılık
gelen tutarlar üzerinden alınır.
Ancak, bu tutarlar 82 nci maddede belirtilen asgari günlük
kazanç alt sınırına göre hesaplanan aylık prime esas kazanç tutarından az
olamaz.”
“Kendi adına ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan sigortalılara
ilişkin geçiş hükmü
GEÇİCİ MADDE 16 – Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinde yer alan köy muhtarları ile (4) numaralı alt
bendinde belirtilenler için 80 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen “otuz” ibaresi ile (4) numaralı alt bendinde belirtilenler için,
bu Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde belirtilen
“otuz” ibaresi, bu maddenin yürürlüğe girdiği yıl için “onbeş” olarak
uygulanır ve prime esas günlük kazancın otuz katını geçmemek üzere takip
eden her yıl için bir puan artırılır.”
“Kendi adına ve hesabına çalışanların sigortalılıklarının
durdurulmasına ilişkin hükümler
GEÇİCİ MADDE 17 – Kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479
ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin
yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu
bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının
ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip
eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi
bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak
karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların
ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin
süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin
Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.
Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları
tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas
kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ
tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler
sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.
Sigortalılıkları önceki kanunlara göre durdurulanlar için de
bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.”
“Bazı aylık tazminat ve yardımlara ilişkin geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE l8 – İlgili kanunlarında düzenleme yapılıncaya kadar;
a) 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesinin
birinci fıkrasında belirtilenlerden bu Kanunla yürürlükten kaldırılan
maddeleri dahil 5434 sayılı Kanuna göre vazife veya harp malûlü sayılması
gerekenlerin ve Türk Silâhlı Kuvvetleri tarafından görevlendirildiği
tarihte uzun vadeli sigorta kollarına tabi olarak çalışmayanlardan bu
Kanunla yürürlükten kaldırılan maddeleri dahil 5434 sayılı Kanuna göre harp
malûlü sayılması gerekenlerin kendileri ile bunların dul ve yetimlerine
bağlanacak aylıklar hakkında bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki
hükümlerin uygulanmasına devam olunur.
b) 5434 sayılı Kanunun ek 77 nci maddesinin birinci fıkrası
ile bu Kanunun 47 nci maddesinin sekizinci fıkrasında sayılanlara ve
bunların haksahiplerine, ilgili kanunları ve bu Kanun çerçevesinde
bağlanacak aylıkları toplamının, emsallerinin 5434 sayılı Kanunun ek 77 nci
maddesine göre yükseltilerek hak kazandıkları aylıklardan düşük olması
halinde, aradaki fark ayrıca ödenir.
c) 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Kanunun ek 16 ncı maddesi,
24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı Kanun, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı
Kanun, 11/10/1983 tarihli ve 2913 sayılı Kanun, 28/5/1986 tarihli ve 3292
sayılı Kanun, 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Kanun ile yılı bütçe
kanunlarına ekli cetveller kapsamına giren kişilere ve diğer kanunlarda
yapılan atıflar sebebiyle 2330 sayılı Kanun esas alınarak ilgililerine
aylık, tazminat ve ek ödeme verilmesi ile yardım işlemleri hakkında, bu
Kanunla yürürlükten kaldırılan maddeleri dahil 5434 sayılı Kanunun ilgili
hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.
Bu madde kapsamına girenler için yukarıdaki fıkralar gereğince
Kurumun yükleneceği ilâve giderler, ödeme tarihinden itibaren en geç iki ay
içinde faturası karşılığı Hazineden tahsil edilir.”
“Aylık alanlardan kesilecek sağlık sigortası primi
GEÇİCİ MADDE 19 – 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre aylık
almakta olanlarla bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
kapsamında çalışmaları nedeniyle bu Kanunun geçici 2 nci maddesine göre
aylık bağlanacaklara ilgili dosyasından on yıl süreyle sağlık sigortası
veya genel sağlık sigortası primi ödememiş olanlardan, sağlık sigortası ve
genel sağlık sigortası primi kesilmiş olan süreler düşülmek kaydıyla,
aylıklarının % 10’u oranında ve 10 yılı tamamlayacak süreyle genel sağlık
sigortası primi kesilir.”
“506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki
sandıklar ve ilgili hükümler
GEÇİCİ MADDE 20 – 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi
kapsamındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları,
sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler personeli
için kurulmuş bulunan sandıkların iştirakçileri ile aylık veya gelir
bağlanmış olanlar ile bunların hak sahipleri herhangi bir işleme gerek
kalmaksızın bu maddenin yayımı tarihinden itibaren üç yıl içinde Sosyal
Güvenlik Kurumuna devredilerek bu Kanun kapsamına alınır. Üç yıllık süre
Bakanlar Kurulu kararı ile en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Devir tarihi
itibarıyla sandık iştirakçileri bu Kanunun 4 üncü maddesinin (a) bendi
kapsamında sigortalı sayılırlar.
Sosyal Güvenlik Kurumu, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı,
Devlet Plânlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, her sandık için ayrı ayrı olmak
üzere hesabı yapılan Sandığı temsilen bir ve Sandık iştirakçilerini
istihdam eden kuruluşu temsilen bir üyenin katılımıyla oluşturulacak
komisyonca; her bir sandık için sandıktan ayrılan iştirakçiler de dâhil
olmak üzere, devir tarihi itibarıyla devredilen kişilerle ilgili olarak,
sandıkların bu Kanun kapsamındaki sigorta kolları itibariyle gelir ve
giderleri dikkate alınarak yükümlülüğünün peşin değeri hesaplanır. Peşin
değerin aktüeryal hesabında kullanılacak teknik faiz oranı yüzde 9,8 olarak
esas alınır.
Belirlenen peşin değer, onbeş yıldan fazla olmamak üzere,
yıllık eşit taksitlerle her yıl için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca
açıklanacak Yeni Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç
borçlanma senetlerinin yıllık ortalama nominal faizi üzerinden sandıklardan
ve bu sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlardan müteselsilen
Kurumca bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Devir işlemi tamamlanıncaya kadar, sandık iştirakçileri,
sandıktan aylık ve gelir alanlar ile bunların hak sahiplerinin sağlık ve
sosyal sigorta yardımlarının sağlanması ile primlerinin tahsil edilmesine,
ilgili sandık mevzuat hükümlerine göre sandıklarca ve sandık
iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlarca devam edilir.
Devir işlemi tamamlandıktan sonra sandıklarca ödenen aylık ve
gelirlerin, bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki süreler için 506 sayılı
Kanun, yürürlük tarihinden sonraki süreler için bu Kanun hükümleri
uygulanmak suretiyle hesaplanacak aylık ve gelirlerin üzerinde olması
halinde söz konusu farklar, peşin değer hesabında dikkate alınır ve Sosyal
Güvenlik Kurumu tarafından ilgililere ödenmeye devam edilir. Devir
tarihinden sonra bu kişilerin gelir ve aylıklarının durum değişikliği
nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi ve yeniden bağlanması işlemleri
sırasında vakıf senetlerine göre yapılacak hesaplamalar ilgili sandıklar
veya sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlar tarafından Kurum
kontrolünde yapılır.
Devir tarihi itibariyle sandıklarda iştirakçi olanlar ile
sandıklardan ayrılmış olup, aylık veya gelir almayanların sandıklara karşı
hak sahibi olmaları halinde tahsis talep tarihi itibariyle aylıkları, bu
Kanunun geçici 2 nci maddesi hükümlerine göre hesaplanır. Geçici 2 nci
maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin uygulanmasında bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önceki dönem için 506 sayılı Kanun hükümlerine göre Kurum
tarafından ve vakıf senetlerine göre ilgili sandıklar ve sandık
iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlar tarafından Kurum kontrolünde
hesaplama yapılır. Geçici 2 nci madde kapsamında hesaplanacak aylıklar ile
sandıkta geçen süreler dikkate alınarak sandık hükümlerine göre
hesaplanacak aylıklar arasında fark olması halinde söz konusu farklar,
peşin değer hesabında dikkate alınır ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından
ilgililere ödenmeye devam edilir. Bu kişilerin gelir ve aylıklarının
durum değişikliği nedeniyle
artırılması, azaltılması, kesilmesi
ve yeniden bağlanması işlemleri sırasında vakıf
senetlerine göre yapılacak hesaplamalar ilgili sandıklar veya sandık iştirakçilerini
istihdam eden kuruluşlar tarafından Kurum kontrolünde yapılır.
Sandık iştirakçileri ile aylık ve/veya gelir bağlanmış olanlar
ve bunların hak sahiplerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna devrinden sonra bu
kişilerin tabi oldukları vakıf senedinde bulunmasına rağmen karşılanmayan
diğer sosyal hakları ve ödemeleri, sandıklar ve sandık iştirakçilerini
istihdam eden kuruluşlarca karşılanmaya devam edilir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar ile bu
maddenin beşinci ve altıncı fıkralarında belirtilen farklara ilişkin peşin
değerin ilk taksitle birlikte defaten veya taksitler halinde ödenmesi
konusu, Sosyal Güvenlik Kurumu, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı,
Devlet Plânlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Sandık iştirakçilerini istihdam
eden kuruluşlar ile sandıkların görüş ve önerileri alınarak Bakanlar Kurulu
kararı ile belirlenir. Taraflar, Sosyal Güvenlik Kurumunca belirlenecek
tarihe kadar görüş ve önerilerini yazılı olarak verirler.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin iş ve işlemlerde Türkiye
Odalar, Borsalar ve Birlik Personeli Sigorta ve Emekli Sandığı Vakfı
iştirakçilerini istihdam eden kuruluşları, 18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu ile
kurulan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği temsil eder.
Söz konusu sandıklar ve sandık iştirakçilerini istihdam eden
kuruluşlar ile Kurum, bu madde uygulamasına ilişkin tüm işlemler nedeniyle
doğacak her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
Bu Kanunun kısa vadeli sigorta kolları ve genel sağlık
sigortası hariç diğer hükümleri bakımından; vakıf senetlerinde bu Kanuna
aykırı hükümler bulunması halinde, bu Kanunun yürürlük tarihi itibariyle bu
Kanun hükümleri uygulanır.
30/4/2008
tarihinden itibaren, sandıklarca bağlanmış/bağlanacak olan gelir veya
aylıklara yapılacak artışlar, 506 sayılı Kanuna göre bağlanan gelir veya
aylıklara yapılan artışlardan fazla olamaz.
Bu maddenin beşinci ve altıncı fıkralarına göre Sosyal
Güvenlik Kurumu tarafından ödenecek olan aylık ve gelirler üzerindeki
farklar ve bu madde çerçevesinde devre ilişkin belirlenecek usûl ve esaslar
bu maddenin yayımından önce 506 sayılı Kanunun ek 36 ncı maddesine göre
devri gerçekleşmiş veya devam eden sandıklar için uygulanmaz.
5411 sayılı Bankacılık Kanununun 58 inci maddesi hükümleri bu
madde kapsamında yapılacak devir ve diğer işlemler hakkında uygulanmaz.”
“2108 sayılı Yasaya ilişkin geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 21 – Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 2108
sayılı Yasanın 4 üncü maddesine göre muhtar seçildikleri tarih itibarıyla
1479 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescilleri yapılan köy muhtarlarından; bu
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt
bendi hükümlerine göre sigortalılıklarını devam ettirmek isteyenlerin bu
maddenin yürürlük tarihinden itibaren
altı ay içinde yazılı talepte
bulunmaları halinde sigortalılıkları aynen devam ettirilir. Bu
süre içerisinde talepte bulunmayanlar hakkında ise bu Kanun hükümleri uygulanır.”
“Anonim şirket kurucu ortaklarının sigortalılıklarına ilişkin
geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 22 – Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde belirtilen anonim
şirketlerin kurucu ortaklarından daha önce 1479 sayılı Kanunun 24 üncü
maddesine tabi olarak sigortalı olanlardan sigortalılıklarını devam
ettirmek isteyenlerin bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren altı ay
içinde yazılı talepte bulunmaları halinde sigortalılıkları aynen devam
ettirilir. Bu süre içerisinde talepte bulunmayanların sigortalılıkları ise
bu Kanunun yürürlük tarihi itibariyle sona erer.”
MADDE 74 –
5510 sayılı Kanunun 108 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 108 – Bu Kanunun;
a)
Geçici 20 nci maddesinin son fıkrası 1/1/2008 tarihinde,
b) 72
nci ve 73 üncü maddeleri, geçici 6 ncı maddesinin yedinci fıkrasının (b)
bendi, geçici 7 nci maddesinin son fıkrası, geçici 9 uncu maddesinin bir
ilâ dördüncü fıkraları ile geçici 17 nci maddesi, geçici 20 nci maddesinin
onikinci fıkrası 30/4/2008 tarihinde,
c) 60
ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (3) ilâ (8) ve (10)
numaralı alt bentleri ile (f) bendinde sayılanlar için genel sağlık
sigortası hükümlerinin uygulanmasına ilişkin olarak; 3 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (1), (2), (8), (9), (10), (16), (17), (20), (22), (23),
(24), (25), (26) ve (27) numaralı bentleri, 63, 64, 66, 67, 68, 69, 70, 71,
72, 74, 75, 77, 78, 79 uncu maddeleri, 80 inci maddesinin dördüncü fıkrası,
81 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ve ikinci fıkrası, 82 nci
maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 87 ilâ 89 uncu maddeleri,
97 nci maddesinin son fıkrası, geçici 1 inci maddesinin son fıkrası, geçici
3 üncü maddesi, geçici 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, geçici 11 inci
maddesinin ikinci fıkrası, geçici 12 inci maddesi hükümleri 1/7/2008
tarihinde,
d) Diğer
hükümleri 2008 yılı Ekim ayı başında,
yürürlüğe
girer."
MADDE 75 –
8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı
Kanununun:
1) 72 nci maddesinin son fıkrasında geçen “Bu Kanunun 64 üncü
maddesinin (a, b, c, ç, d ve e) fıkralarında açıklanan” ibaresi ile ek 77
nci maddesinin birinci fıkrasında geçen “Bu Kanunun 64 üncü” ibaresi “5510
sayılı Kanunun 47 nci maddesinin sekizinci fıkrasında belirtilen” şeklinde
değiştirilmiştir.
2) 40 ıncı, 65 inci, 72 nci, 103 üncü, ek 31 inci, ek 71 inci,
ek 77 nci ilâ ek 79 uncu ve ek 81 inci maddelerinin sonuna “Yukarıdaki
hükümler 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılar ile hak sahipleri hakkında
ilgisine göre uygulanır.” cümlesi eklenmiştir.
3) Ek 77
nci maddesinin birinci fıkrasının; (b) bendinde yer alan "Astsubaydan
subay olanlar, astsubaylar" ibaresinden sonra gelmek üzere
"birinci derecenin üçüncü kademesine kadar yükseltilir." ibaresi
eklenmiş, "ve uzman" ibaresi "Uzman" şeklinde
değiştirilmiş, (c) bendinde yer alan "yedek subay" ibaresi
çıkarılmış ve maddenin sonuna aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Bu
maddeye göre yükseltilenlerin dereceleri, 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı
Pasaport Kanununun 14 üncü maddesinin (A) bendindeki hükümlere göre de
ayrıca dikkate alınır.
Birinci fıkranın
uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı,
Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Devlet Personel Başkanlığının
görüşü alınarak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca çıkarılacak yönetmelik
ile düzenlenir.
Bu maddeye
göre yapılan ödemeler her türlü vergi, resim ve harçtan müstesna olup,
faturası karşılığında Hazineden tahsil edilir."
4) Ek 79
uncu maddesinin altıncı fıkrası "Yukarıda sayılan şehit ve malûllerin
çocuklarına; ilköğretim öğrencileri için (1250), lise öğrencileri için
(1875) ve yüksek öğrenim öğrencileri için (2500) gösterge rakamlarının
memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutar kadar her ay
eğitim ve öğretim yardımı yapılır. Bu yardımlar 1 Eylül-31 Aralık tarihleri
arasında yılda bir kez olmak üzere ve ilgili eğitim öğretim yılında öğrenci
olduklarını gösterir belge ile müracaat edenlere, talepte bulunduğu yılın
Eylül ayında geçerli olan memur aylık katsayısına göre hesap edilerek
başvurularını izleyen ay içinde toptan ödenir.” şeklinde değiştirilmiştir.
5) Ek 81 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki ek
maddeler eklenmiştir.
“EK MADDE 82 – 1) 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanlardan;
a) 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık bağlanan ve uzun
vadeli sigorta kolları açısından sigortalı çalışma sürelerinin tamamı 5510
sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında geçmiş
olanlara,
b) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen sigortalılık hallerinin birden
fazlasına tabi olarak çalışmış olmakla birlikte, anılan Kanun hükümlerine
göre aylık bağlandığı sırada son defa uzun vadeli sigorta kolları açısından
5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında çalışmakta olanlara,
c) 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık bağlandığı sırada
uzun vadeli sigorta kolları açısından zorunlu olarak sigortalı olunması
gereken bir işte çalışmamakla birlikte, uzun vadeli sigorta kolları
açısından son olarak 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmış olanlara,
d) Yaşlılık toptan ödemesi yapılmış olup uzun vadeli sigorta
kolları açısından son olarak 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmış olanlara,
e) Uzun vadeli sigorta kolları açısından 5510 sayılı Kanunun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmakta iken
ölenlerin ölüm aylığı bağlanan veya ölüm toptan ödemesi yapılan hak
sahiplerine,
f) Ölüm tarihi itibariyle uzun vadeli sigorta kollarına tabi
olarak çalışmamakla birlikte, uzun vadeli sigorta kolları açısından son
olarak 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında çalışmış olanların ölüm aylığı bağlanan veya ölüm toptan ödemesi
yapılan hak sahiplerine,
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, 5510 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (21) numaralı bendinde belirtilen kamu
idarelerinde aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c)
bentleri kapsamında geçen uzun vadeli sigorta kolları bakımından
sigortalılık süreleri esas alınarak emekli ikramiyesi; anılan Kanunun
geçici 4 üncü maddesine göre aylığa veya toptan ödemeye hak kazanan
sigortalıların emeklilik ikramiyesine ilişkin azami süre, hesap yöntemi,
emekli ikramiyesinin hesabında kullanılan ödeme unsurları ile bu ödeme
unsurlarına hak kazanma şartlarına ilişkin esas ve usûller, ödeme unsurlarının
ikramiye hesabına esas alınan oran ve/veya miktarları dikkate alınarak
ödenir. Ancak, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendi kapsamında geçen uzun vadeli sigorta kolları bakımından
sigortalılık süreleri esas alınarak emekli ikramiyesi ödenebilmesi için; iş
kanunlarına tabi olarak çalışmış olanların iş sözleşmelerinin kıdem
tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olması, sözleşmeli
personel statüsünde çalışmış olanların ise hizmet sözleşmelerinin ilgili
mevzuatına göre iş sonu tazminatı veya aynı mahiyette olmakla birlikte
başka bir adla ödenen tazminata hak kazanılmasını gerektirecek şekilde sona
ermiş olması şarttır. Ayrıca, bu kişilerin, her ne suretle olursa olsun
evvelce iş sonu tazminatı veya bu mahiyette olmakla birlikte başka bir adla
tazminat ödenen süreleri ile kıdem tazminatı ya da emekli ikramiyesi
ödenmiş olan süreleri, emekli ikramiyesinin hesabında dikkate alınmaz.
2) Bu madde kapsamında emekli ikramiyesi ödenenlerden vazife
malûllüğü, kanunlarla belirlenen bekleme süresi sonunda kadrosuzluk, yaş
haddi veya ölüm sebebiyle haklarında 5510 sayılı Kanunun uzun vadeli
sigorta kolları kapsamında aylık bağlanmış veya toptan ödeme yapılmış
olanlara; aylığa veya toptan ödemeye hak kazandıkları tarihi takip eden üç
ay içinde emekli ikramiyesinin hesabında esas alınan katsayılarda meydana
gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye farkları ile ilk mali yılın
birinci ayında katsayılar dışındaki diğer unsurlarda meydana gelecek artışa
bu tarihte yürürlükte olan katsayılar uygulanmak suretiyle bulunacak
ikramiye farkları, emekli ikramiyesi ile ilgili hükümlere göre ayrıca
ödenir. Ancak, aylığa veya toptan ödemeye hak kazandıkları tarihi takip
eden üç ay içinde katsayılarda artış yapılmadığı takdirde, müteakiben
katsayılarda altı ay içinde yapılacak ilk artıştan doğan ikramiye farkları
da ayrıca ödenir.
3) Emekli ikramiyesinin hak sahiplerine ödenecek olması,
emekli ikramiyesinin miktarında bir indirime gidilmesini gerektirmez.
Emekli ikramiyesinin ödenecek hak sahiplerinin toplam sayısının birden
fazla olması halinde, bu madde uyarınca hesaplanacak emekli ikramiyesinin
tamamı 5510 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde belirtilen hisseleriyle
orantılı olarak hak sahipleri arasında paylaştırılır.
4) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından tahakkuk ettirilmiş veya
ettirilecek emekli ikramiyelerini almadan ölen ve ölüm tarihinde hak sahibi
bulunmayanların emekli ikramiyeleri, kanuni mirasçılarına ödenir.
5) 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olarak
çalışmakta iken bu şekilde çalışmaları sona erdikten sonra uzun vadeli
sigorta kolları açısından aynı Kanuna göre zorunlu olarak sigortalı olmayı
gerektirecek bir işte çalışmayanlardan, anılan Kanunun 50 nci maddesine
göre isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödemeye devam ederek aylık bağlanan
veya toptan ödeme yapılanlara, isteğe bağlı sigortalı olarak prim
ödedikleri süreler hariç 5510 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (21) numaralı bendinde belirtilen kamu idarelerinde uzun vadeli
sigorta kollarına prim ödedikleri süreler için yukarıdaki fıkralarda
belirtilen usûl ve esaslara göre emekli ikramiyesi ödenir.
6) 28/2/1982 tarihli ve 2629 sayılı Uçuş, Paraşüt, Denizaltı,
Dalgıç ve Kurbağa Adam Hizmetleri Tazminat Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanunu ile 28/2/1985 tarihli ve 3160 sayılı Emniyet
Teşkilatı Uçuş ve Dalış Hizmetleri Tazminat Kanunu kapsamına giren
personelden, uçuş, paraşüt, denizaltı, dalgıç ve kurbağa adam hizmetlerinin
fiilen ifası sırasında; başka birinin sürekli bakımına muhtaç olacak
şekilde malûl olanlar ile ölenlerin dul ve yetimlerine en yüksek Devlet
memuru aylığı üzerinden, diğer malûllere ise mevcut aylıkları üzerinden
yukarıdaki fıkralarda belirtilen usûl ve esaslar çerçevesinde ve 30 yıl
hizmet yapmış gibi emekli ikramiyesi ödenir.
7) 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olarak çalışmakta iken bu
Kanunun ek 71 inci maddesi gereğince aynı sigortalılık haline göre
sigortalılıkları devam ettirilenlere, 5510 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (21) numaralı bendinde belirtilen kamu idarelerinde uzun
vadeli sigorta kollarına prim ödedikleri süreler için yukarıdaki fıkralarda
belirtilen usûl ve esaslara göre emekli ikramiyesi ödenir. Ancak, 5434
sayılı Kanunun ek 71 inci madde kapsamına giren kuruluşların
sermayelerindeki kamu payının % 50'nin altına düştüğü tarihten sonra,
anonim şirket statüsünde olmayanların ise satışı veya devri tarihinden
sonra 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında sigortalı olarak geçtiği kabul edilen süreler için emeklilik
ikramiyesi ödenmez.
8) Bu madde gereğince ödenen emekli ikramiyesi, emekliye sevk
onayı veren kamu idareleri (Danıştay Başkanları için Danıştay, Sayıştay
Başkanları için Sayıştay) tarafından yazı ile istenilmesi üzerine en fazla
iki ay içinde faturası karşılığında Sosyal Güvenlik Kurumunun
göstereceği hesaplara yatırılır. Sosyal Güvenlik Kurumu
tarafından (6) numaralı fıkra uyarınca fazladan ödenecek emekli ikramiyesi
tutarları ile (7) numaralı fıkra gereğince
ödenecek emekli ikramiyesi tutarları ise yazı ile istenilmesi
üzerine en fazla iki ay içinde faturası karşılığında Hazine tarafından
Sosyal Güvenlik Kurumunun göstereceği hesaplara yatırılır.
EK MADDE 83 – Kendi isteği ile emekliye ayrılan, ancak daha
sonra Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından hizmet süresinin eksik
olduğu veya gerekli yaş şartını henüz haiz olmadığı tespit olunanlardan;
emeklilik veya malûllük aylığı alınan süresi, eksik hizmet süresinden veya
yaş şartının yerine getirilmesi için tamamlanması gereken süreden fazla
olanların emeklilik işlemi iptal edilmez. Bunların
en son aylık ödenen tarihten eksik hizmet süresi veya yaş şartının yerine
getirilmesi için tamamlanması gereken süre kadar geriye gidilerek, bu
dönemde kendilerine ödenen emeklilik veya yaşlılık aylıkları borç
çıkarılır. Çıkarılan borç ve bu borca ilişkin faiz ile borç çıkarılan
süreye ait kesenek ve kurum karşılıkları, ilgili kurum bütçesinin personel
ödeneklerinden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına ödenir. Bu şekilde ilave
olarak kesenek ve kurum karşılığı ödenen süreler için ilgililere ikramiye
farkı ödenmez, ödenmiş olan ikramiyenin eksik hizmet süresine ilişkin kısmı
geri alınmaz. Borç çıkarılan döneme ilişkin olarak ilgililer adına Sosyal
Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından karşılanmış olan tedavi ve ilaç
bedelleri de kurumları bütçelerinden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına
ödenir.”
6) Geçici 220 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 221 – Ek 77 nci madde kapsamına girenlerin
aylıkları, maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından
itibaren, anılan maddede belirtilen esaslara göre yükseltilir. Ancak, bu
yükseltmeden dolayı geçmişe yönelik aylık ve aylık farkı ödenmez.”
MADDE 76 – 17/10/1983
tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun;
1) 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“a) Primlerini gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte
ait olduğu yılı takip eden yılın Şubat ayı sonuna kadar ödemeyenlerin o
yılın 1 Ocak gününden itibaren,”
2) 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 21 – Yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanan
sigortalıya, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 29 uncu
maddesinde belirtilen esaslara göre aylık bağlanır."
3) 30 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 30 – Bu Kanunun gerektirdiği her türlü yardım ve
ödemeler için sigortalılardan % 12,5'i genel sağlık
sigortası primi olmak üzere % 32,5 oranında prim alınır."
4) 39 uncu maddesinin (a) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"a) Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun
13, 14, 19, 20, 21, 22, 25, 26, 27, 28, 31, 33, 34, 35, 36, 54, 55, 57, 58,
59, 60, 61, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73,76, 77,78, 88, 89,
94, 95, 96, 97, 100 ve 101 inci, geçici 2 nci ve geçici 5 inci maddeleri
ile 41 inci maddesinin (b) bendi,”
MADDE 77 – 29/5/1986
tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununun 2
nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Ancak, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde
sayılan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 5510
sayılı Kanun gereği ödedikleri katılım payları bu Kanun kapsamındadır.
Ancak yıl içinde ödenen tutarlar, takip eden yılda Hazine tarafından Fona
geri ödenir."
MADDE 78 –
10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 18 inci maddesinin
başlığı ve birinci fıkrasının birinci paragrafı aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Ehliyet tespiti, imtihan ve hava değişimi için başka yere gönderilenler:”
“Memurlar, yardımcı hizmetler sınıfına dahil personel ve
kurumlarda yalnız ödenek mukabili çalışanlardan, memuriyet mahalli dışına;”
MADDE 79-
8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının
Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından
Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun:
1) 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 1 – Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını
doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık
süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar
olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu
Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve
istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından
değerlendirilir."
2) 2 nci maddesinin (a) ve (b) bentleri aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, (d) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
“a) Sosyal güvenlik kuruluşları; Sosyal Güvenlik Kurumu ile
17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci
maddesine tabi sandıkları,
b) Sosyal güvenlik kanunları; 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi ile 24/5/1983 tarihli ve 2829
sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin
Birleştirilmesi Hakkında Kanun ile bu kanunlara ait ek ve değişiklikleri”
3) 3 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Başvurulacak kuruluşlar
MADDE 3 – Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt
dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin
Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal
güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumuna,
Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna
müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.
Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine
veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemleri
aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yapılır.”
4) 4 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Borçlanma tutarı ve borçlanma tutarının iadesi
MADDE 4 – Borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek
borç tutarı, başvuru tarihindeki 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununun 82 nci maddesinde belirtilen prime esas asgari
ve azamî günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32'sidir.
Ancak, prime esas asgari günlük kazancın altında olmamak üzere borçlanma
tutarına esas alt sınırı farklı bir miktarda belirlemeye Bakanlar Kurulu
yetkilidir. Borçlanılan süreler, yurda kesin dönüş yapılmış olması şartıyla
aylık tahsisi için yazılı talepleri halinde 5510 sayılı Kanunun 41 inci
maddesinin son fıkrası hükümlerine göre değerlendirilir. Tahakkuk ettirilen
borç tutarı, tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ödenir.
Ödeme yapılan gün sayısı prim ödeme gün sayısına ve prime esas kazanca
dahil edilir. Tahakkuk ettirilen prim borcunu tebligat tarihinden
itibaren üç ay içerisinde ödemeyenler için yeniden başvuru şartı aranır.
Borçlanmadan sonradan vazgeçenler ile yapılan borçlanma
sonrasında aylık bağlanması için gerekli şartları yerine getiremeyenlere ve
bunların hak sahiplerine talepleri üzerine yaptıkları ödemeler, faizsiz
olarak iade edilir.
Ancak yurt dışında iken borçlanma isteğinde bulunacak
sigortalı veya hak sahipleri Yeni Türk Lirası olarak bildirilecek tutarın
karşılığını döviz cinsinden, Türkiye'de ise Yeni Türk Lirası olarak
öderler."
5) 5 inci maddesinin birinci fıkrası "Yurt dışındaki
sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz
edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki
son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu
tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır." şeklinde
değiştirilmiş; aynı maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık
haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de
sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık
haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul
edilir.
Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini,
bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya
başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz."
6) 6 ncı maddesinin (A) fıkrasının son paragrafı
"Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların
aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak
üzere 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi hükümlerine
göre bağlanır" şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin (B) fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"B) Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık
bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar,
ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile
Türkiye'de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya
başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten
itibaren kesilir. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki
hükümleri, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar
için uygulanmaz.
Yurt içinde veya yurt dışında çalışması sona erenlerin veya
ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin,
aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep
tarihini izleyen ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye
başlanır."
7) Geçici 4 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
geçici maddeler eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 5 – Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce
8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa
tabi iştirakçi olanların bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce veya
sonra yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılmasında, borç tutarı
ilgililerin Türkiye’den ayrılmadan önce Sandığa tabi hizmetlerinden en son
bıraktıkları derece ve kademelerine yurtdışında geçirdikleri ve borçlanmak
istedikleri sürenin her üç yılına bir derece ve her yılına bir kademe
verilmek ve öğrenim durumları itibariyle 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun değişik 36 ncı maddesindeki yükselebilecekleri dereceleri
geçmemek üzere tespit edilecek derece, kademe ve ek göstergeleri ile emekli
keseneğine esas aylığın hesabına ait tüm unsurların toplamının müracaat
tarihinde yürürlükte olan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarlar
esas alınarak, yine o tarihteki kesenek ve karşılık oranlarına göre hesap
edilir.
GEÇİCİ MADDE 6 – Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış
ülkelerden 1/1/1989 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar
zorunlu göçe tabi tutulan, Türk vatandaşı olup Türkiye’de ikamet eden ve
1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı Kanun dahil olmak üzere sosyal güvenlik
kuruluşlarından gelir veya aylık almamak koşulu ile yurt dışında geçen ve
belgelendirilen çalışma süreleri bu Kanuna göre borçlandırılmak suretiyle
yaşlılık aylığı bağlanmasında sosyal güvenlikleri bakımından
değerlendirilir.
GEÇİCİ MADDE 7 – Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce
hizmet borçlanması talebinde bulunanlardan; borç tahakkuku yapılmış
olanların, borç tahakkuku ile ilgili işlemleri devam edenlerin, tahakkuk
ettirilen borçlarını ödeyenlerin ve borçlandıkları yurtdışı hizmetleri
dikkate alınarak aylık bağlanmış olanların kazanılmış hakları saklıdır.
5510
sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa aynı Kanunun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olarak
çalışmaya başlayanların 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
önceki yurtdışı borçlanma süreleri de, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilir. Bunların
aylıklarının hesabında 5510 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi hükümleri
uygulanır.
Bu
Kanunun uygulamasında 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrası, 82 nci maddesi, 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının (24) numaralı
bendi ve geçici 7 nci maddesinin dördüncü fıkrası bu maddenin yayımı
tarihinde yürürlüğe girmiş sayılır."
MADDE 80 – 24/2/1983
tarihli ve 2802 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 16 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı veya iştirakçi olup 5510 sayılı
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı
sayılanlardan 103 üncü maddede unvanları belirtilenlerin emeklilik kesenek
ve karşılıkları ile emekli aylıkları ve ikramiyelerinin hesaplanmasında
29/6/2006 tarihli ve 5536 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki
bu hususlara dair hükümlerin uygulanmasına devam olunur.”
MADDE 81 –
2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Kanunun ek geçici 6 ncı maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“EK GEÇİCİ MADDE 6 – 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihe kadar T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve 506 sayılı
Kanunun geçici 20 nci maddesinde belirtilen emekli sandıkları ile kanunla
kurulu diğer emekli sandıklarınca kendilerine yaşlılık, malûllük veya ölüm
aylığı bağlananlar, 1/10/1972 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun kapsamı
dışında sayılırlar.
Ancak, bu Kanuna tabi hizmet süreleri, diğer kurum ve
sandıklara bildirilmiş ise bu hizmetler geçerli sayılır.”
MADDE 82 –
22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununun 323 üncü maddesinin
birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye birinci fıkradan
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“İş sahibi mukavele edilen yahut adet olan yahut kendisinin
bağlı bulunduğu umumi mukavelede tespit olunan ücreti tediye ile
mükelleftir. Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki
her çeşit istihkaktan o ay içinde ödenenlerin özel olarak açılan banka hesabına
yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti
türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il
ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak iş sahiplerini zorunlu tutmaya,
banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her
çeşit istihkakın, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net
miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet
Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim,
ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka
hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan iş sahipleri,
işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını
özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler.
İşçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit
istihkaklarının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle
ödenmesine ilişkin diğer usûl ve esaslar anılan bakanlıklarca müştereken
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 83 –
13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla
Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun;
1) 14 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Kararlaştırılan ücret, her ay peşin olarak ödenir. İlave
ücretlerin sigorta primlerinin ödenmesi mecburidir. Çalıştırılan
gazetecinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının
özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda;
tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı
gazeteci sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate
alarak işverenleri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim,
ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakın, brüt ya da kanuni
kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını
belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve
Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir.
Çalıştırdığı gazetecilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her
çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme
zorunluluğuna tabi tutulan işverenler, gazetecilerin ücret, prim, ikramiye
ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka
hesapları dışında ödeyemezler. Gazetecinin ücret, prim, ikramiye ve bu
nitelikteki her çeşit istihkaklarının özel olarak açılan banka hesaplarına
yatırılmak suretiyle ödenmesine ilişkin diğer usûl ve esaslar anılan
bakanlıklarca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
2) 27 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan
“zamanında ödemeyen” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya gazetecinin
ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını zorunlu
tutulduğu halde özel olarak açılan banka hesabına yatırılmaksızın ödenmesi
durumunda, her bir gazeteci için,” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 84 –
20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununun;
1) 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendindeki
“yeri” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile zorunlu tutulan işverenler için
gemiadamının ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının
ödeneceği banka özel hesap numarası” ibaresi eklenmiştir.
2) 29 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak
gemiadamına işi karşılığında işveren veya işveren vekili tarafından ödenen
bir meblağdır. Çalıştırılan gemiadamına ücret, prim, ikramiye ve bu
nitelikteki her çeşit istihkakın özel olarak açılan banka hesabına
yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti
türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı gemiadamı sayısı, işyerinin bulunduğu
il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya işveren
vekillerini zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim,
ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakın, brüt ya da kanuni
kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını
belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve
Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken
yetkilidir. Çalıştırdığı gemiadamlarının ücret,
prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını
özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi
tutulan işverenler veya işveren vekilleri, gemiadamlarının ücret, prim,
ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka
hesapları dışında ödeyemezler. Gemiadamlarının ücret, prim, ikramiye ve bu
nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesaplarına
yatırılmak suretiyle ödenmesine ilişkin diğer usûl ve esaslar anılan
bakanlıklarca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakın,
gemi adamına hizmet akdinde gösterilen yer ve devrelerde tam olarak
ödenmesi, işverenler ile işveren vekillerinin birinci fıkra uyarınca
zorunlu tutulduğu durumlarda ise özel olarak açılan banka hesabına
yatırılması mecburidir.”
3) 51 inci maddesinin son fıkrasından önce gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Gemiadamının ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her
çeşit istihkakını zorunlu tutulduğu halde özel olarak açılan banka hesabına
yatırmayan işveren, işveren vekili hakkında, bu durumda olan her gemiadamı
için bin iki yüz Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir.”
MADDE 85 –
22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun;
1) 32 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak
kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka
hesabına ödenir. Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit
istihkak, yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice
göre Türk parası ile ödeme yapılabilir. Çalıştırılan işçilerin ücret, prim,
ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka
hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi
mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin
bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya
üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim,
ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni
kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını
belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine
Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir.
Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit
istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme
zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin
ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel
olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler.
İşçinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit
istihkakının özel olarak açılan banka hesaplarına yatırılmak suretiyle
ödenmesine ilişkin diğer usûl ve esaslar anılan bakanlıklarca müştereken
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
2) 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“a. 32 nci maddesinde belirtilen ücret ile işçinin bu Kanundan
veya toplu iş sözleşmesinden veya iş sözleşmesinden doğan ücret ödemelerini
süresi içinde kasden ödemeyen veya eksik ödeyen, 39 uncu maddesinde
belirtilen komisyonun belirlediği asgari ücreti işçiye ödemeyen
veya noksan ödeyen, ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her
çeşit istihkakını zorunlu tutulduğu halde özel olarak açılan banka hesabına
ödemeyen işveren, işveren vekili ve üçüncü kişiye bu durumda olan her işçi
ve her ay için yüz Yeni Türk Lirası idari para cezası ,”
MADDE 86 –
19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 73 üncü maddesinin
üçüncü fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu, 13/6/1952
tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar
Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun, 20/4/1967 tarihli ve 854
sayılı Deniz İş Kanunu ile 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu
kapsamında çalıştırılan işçi, gemiadamı ve gazetecinin ücret, prim,
ikramiye ve bu nitelikte her çeşit istihkak ödemelerinin özel olarak açılan
banka hesabına yapılması halinde, bu hesaplara ilişkin bilgi ve belgelerin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine
Müsteşarlığı ile bunlara bağlı kurum ve kuruluşlara verilmesi sırrın ifşaı
sayılmaz. Bu bilgi ve belgelerin verilmesine ilişkin usûl ve esaslar
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine
Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı ile Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumunca belirlenir.”
MADDE 87 –
18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Kanunun;
1) 1 inci maddesindeki “Genel Sağlık Sigortası uygulamasına
geçilinceye kadar” ibaresi metinden çıkarılmış, 5 inci maddesi ile 3 üncü
maddesinin (c) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
2) 2 nci maddesi aşağıdaki gibi değiştirilmiştir.
“MADDE 2 – Bu Kanun; 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı olmakla birlikte, 4857
sayılı Kanunun 13 ve 14 üncü maddelerine göre kısmi süreli veya çağrı
üzerine çalışanlar ile bu Kanuna göre ev hizmetlerinde ay içerisinde 30
günden az çalışan sigortalılar hariç hiçbir sosyal güvenlik kurumunun
güvencesi altında bulunmayan ve bu Kanunun öngördüğü usûl ve esaslar
çerçevesinde belirlenecek aile içindeki kişi başına düşen gelir payının
aylık tutarı 4857 sayılı İş Kanununa göre belirlenen brüt asgari ücretin
1/3 ünden az olan ve Türkiye'de ikamet eden Türk vatandaşlarının; 5510
sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde sağlanacak sağlık yardımlarını kapsar.
Yeşil kart almaya hak kazananlara 18 yaşını doldurmamış çocuklar
da dahil başvuru tarihi esas alınarak yeşil kart düzenlenir. Ancak bu
kişilerin yeşil kart veren birimlere başvuru tarihinden önceki bir tarihte
acil haller nedeniyle sağlık hizmeti sunucusuna başvurması halinde, yeşil
kart veren birimlere başvuru tarihinden önceki doksan günü geçmemesi
kaydıyla sağlık hizmet sunucusuna başvurduğu tarih itibariyle yeşil kart
düzenlenir.
Ancak, herhangi bir sağlık güvencesi altında olanlara bağımlı
olarak sağlık hizmetlerinden yararlanması gerekenler, silah altında bulunanlar
bu Kanun kapsamı dışındadır.
Ayrıca, hane halkı arasında genel sağlık sigortalısının
bakmakla yükümlü olduğu kişi kapsamında olmayan birisinin bulunması
halinde, bu Kanunun öngördüğü usûl ve esaslar çerçevesinde belirlenecek
aile içindeki kişi başına düşen gelir payının aylık tutarı dikkate alınarak
bu Kanun kapsamında değerlendirilir.
Birinci fıkradaki miktarı üç katına kadar artırmaya Bakanlar
Kurulu yetkilidir.”
3) 9 uncu maddesi aşağıdaki gibi değiştirilmiştir.
“MADDE 9 – Primin tahakkuk ettirileceği ay itibarıyla, yeşil
kart verilen kişi sayısının üçe bölünmesi suretiyle bulunacak kişi
sayısının, 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendi kapsamına girenler için tespit edilen prim miktarı ile çarpımı sonucu
bulunacak olan tutar Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesine ilave edilir.”
MADDE 88 –
16/5/2006 tarihli ve 5502 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin (a) bendinin
ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Yukarıdaki fıkra kapsamındaki kişi ve kurumlarca, 1/1/2007
tarihinden önce Kuruma gönderilen faturalardan henüz incelemesi
tamamlanmamış olanlar, yukarıdaki fıkraya göre incelenerek yılı bütçesine
gider kaydedilir, avans verilmiş ise mahsup edilir. Verilen avanslardan
iade edilmesi gereken tutarlar, Kurum tarafından alacak hesaplarına alınır.
İnceleme sonucu tespit edilen hata oranı ile incelemenin bu fıkra
hükümlerine göre yapıldığı ilgili kişi ve kurumlara yazılı olarak
bildirilir. 1/1/2007 tarihinden sonra Kuruma incelenmek üzere teslim edilen
faturalar için, örnekleme yapılarak fatura incelemesi yöntemini kabul
etmeyen gerçek veya tüzel kişiler ile kamu idarelerine ait döner sermayeli
işletmeler, bu tercihlerini hizmet vermeye başlamadan önce ilgili kuruma
yazılı olarak bildirir. Bildirimde bulunulmaması halinde örnekleme yöntemi
kabul edilmiş sayılır. Örnekleme yöntemini kabul eden gerçek veya tüzel
kişiler ile kamu idarelerine ait döner sermayeli işletmelerin sözleşme veya
ilgili mevzuatı içinde sonuçlandırılamayan alacaklarına mahsup edilmek
üzere incelemesine başlanmamış alacak tutarını geçmemek üzere Kurum
tarafından uygun görülecek oranda avans ödemesi yapılır. Örnekleme yoluyla
tespit edilen hata oranının tüm alacaklara teşmili sonucunda kalan tutarın
ödenmesi dışında sağlık hizmeti fatura eden gerçek veya tüzel kişiler ile
kamu idarelerine ait döner sermayeli işletmelere başka bir ödeme yapılmaz.”
MADDE 89 –
29/8/1977 tarihli ve 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasının
4 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesi kapsamında sigortalı sayılmayı
gerektirecek bir çalışması bulunmayan veya bu kapsamda aylık ve gelir
almayan köy ve mahalle muhtarları, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.”
MADDE 90 –
25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun;
1) 46 ncı maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş; dördüncü fıkrasında yer alan “hastalık ve analık
sigortası primlerinin Sosyal Sigortalar Kurumuna veya ilgili sandıklara
yatırılmasını sağlamak” ibaresi yerine “sigorta primlerinin Sosyal Güvenlik
Kurumuna yatırılmasını sağlamak” ibaresi eklenmiştir.
“Bu Kanun, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile
ikinci fıkrası kapsamında olanlardan bir hizmet akdine dayalı olarak
çalışan sigortalıları ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20
nci maddesinde açıklanan sandıklara tabi sigortalıları kapsar.
5510 sayılı Kanunun; 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b)
ve (c) bentleri, ikinci fıkrası kapsamında olanlardan bir hizmet akdine
dayalı olarak çalışmayanlar ve üçüncü fıkrası, 5 inci, 6 ncı ve geçici 13
üncü maddeleri kapsamında olanlar ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamında olmakla birlikte memur veya
22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi sözleşmeli
statüde bulunanlar ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu, 3466
sayılı Uzman Jandarma Kanunu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, 2547
sayılı Yüksek Öğretim Kanunu, 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu,
233 ve 399 sayılı kanun hükmünde kararnameler ile 190 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameye tabi kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat kanunlarındaki
hükümlerine göre sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununa göre geçici personel statüsünde çalıştırılanlar
bu Kanun kapsamına dahil değildir.”
2) 48 inci maddesinin altıncı fıkrasının (b) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“b) 5510 sayılı Kanun gereği ödenecek sigorta primleri,”
3) 49 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“İşsizlik sigortası primleri ile sosyal güvenlik primlerine
ilişkin hükümler
MADDE 49 – İşsizlik sigortasının gerektirdiği ödemeleri,
hizmet ve yönetim giderlerini karşılamak üzere, bu Kanunun 46 ncı maddesi
kapsamına giren tüm sigortalılar, işverenler ve Devlet, işsizlik sigortası
primi öder. İşsizlik sigortası primi, sigortalının 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 80 ve 82 nci maddelerinde
belirtilen prime esas aylık brüt kazançlarından % 1 sigortalı, % 2 işveren
ve %1 Devlet payı olarak alınır.
İşverenler, işsizlik sigortasına ilişkin prim yükümlülükleri
nedeniyle sigortalıların ücretlerinden herhangi bir indirim veya kesinti
yapamazlar.
Herhangi bir nedenle işçinin sigortalılık durumunun sona
ermesi halinde, o ana kadar işçiden ve işverenden kesilen işsizlik
sigortası primleri ile Devlet payı iade edilmez.
İşsizlik sigortasına işverenlerce ödenen primler kazancın
tespitinde gider olarak kabul edilir, sigortalılarca ödenen primler de
gerçek ücretin hesaplanmasında gelir vergisi matrahından indirilir.
İşsizlik sigortası primleri ile ilgili olarak; 5510 sayılı
Kanunun 80, 82, 86, 88, 89, 90, 91, 93 ve 100 üncü madde hükümleri
uygulanır.
İşsizlik sigortası primlerinin toplanmasından, sigortalı ve
işyeri bazında kayıtların tutulmasından, toplanan primler ile uygulanacak
gecikme cezası ile gecikme zammının Fona aktarılmasından, teminat ve hak
edişlerin prim borcuna karşılık tutulmasından, yersiz olarak alınan primlerin
iadesinden Sosyal Güvenlik Kurumu görevli, yetkili ve sorumludur.
Sosyal Güvenlik Kurumu bir ay içinde tahsil ettiği primler ile
gecikme cezası, gecikme zammı ayrı ayrı göstermek suretiyle tahsil edildiği
ayı izleyen ayın onbeşine kadar Fona aktarır. Uygulamaya ilişkin hususlar
Sosyal Güvenlik Kurumu ve Kurum arasında düzenlenen bir protokol ile
belirlenir.
Kurum, Sosyal Güvenlik Kurumunun ay itibarıyla Fona intikal
ettirdiği işçi ve işveren paylarını dikkate alarak Devlet payını Hazine
Müsteşarlığından talep eder. Hazine Müsteşarlığı talep edilen miktarı talep
tarihini izleyen onbeş gün içinde Fona aktarır.
İşsizlik sigortası gelirleri vergiye tabi değildir. Bu
gelirlerden hiçbir vergi, resim ve harç kesintisi yapılamaz.”
4) 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (B) bendinin (b) alt
bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“b) 5510 sayılı Kanun gereği ödenecek sigorta primlerinden,”
MADDE 91 –
16/12/1960 tarihli ve 168 sayılı Yabancı Memleketlerde Türk Asıllı ve
Yabancı Uyruklu Öğretmenlere Sosyal Yardım Yapılması Hakkında Kanunun;
1) 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 1 – Yabancı memleketlerde Türk kültürüne hizmet eden
Türk asıllı ve yabancı uyruklu öğretmen veya din görevlilerine; görevlerinden
ayrılışları halinde kendilerine, vefatları halinde ise dul ve yetimlerine
bu Kanun hükümlerine göre sosyal yardım yapılır.
Sosyal yardımdan faydalanabilmek için;
a) 25 yıl veya daha fazla hizmetten sonra görevden ayrılmak
veya asgari onbeş yıl hizmeti bulunup 60 yaşını tamamlamış olmak,
b) Özürlü olması veya tedavisi mümkün olmayan hastalık
sebebiyle çalışamaz hale gelindiğinin, en az üç doktordan oluşan bir sağlık
kurulu tarafından düzenlenecek raporla belgelenmesi ve bu raporda
belirtilen sebebin görevini yapmasına engel teşkil ettiğinin Sağlık
Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Dışişleri Bakanlığınca uygun
görülmesi,
c) Durumu yukarıdaki (a) ve (b) bentlerinde gösterilen haller
kapsamına girmemekle birlikte, Dışişleri Bakanlığı tarafından takdir
edilecek sebeplerle görevini bırakmış olmak,
d) Görevlerini yapmaları sırasında, şahsiyet ve Türk kültürüne
hizmetlerinin sebep ve etkisiyle, bulundukları ülke makamlarınca
görevlerinden men edilmiş olmak,
şartlarından en az birisini haiz olunması zorunludur.”
2) 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 2 – Yapılacak sosyal yardımın aylık tutarı ile
yardımların tahakkuku ve ödenmesine ilişkin hususlar; ilgililerin hizmet
yılları ile tamamlamış oldukları eğitimin seviyesi ve alanı, pedagojik
formasyonlarının bulunup bulunmadığı, görev unvanları, yerleştikleri ülke
ve mahalli geçim endekslerindeki gelişmeler dikkate alınarak, her yıl
Dışişleri, Maliye ve Milli Eğitim bakanlıkları ile Sosyal Güvenlik Kurumu
Başkanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından müştereken tespit
olunur.
Bu Kanun uyarınca sosyal yardım yapılmakta olanların kendileri
ile bunların tedavi yardımı ya da hastalık sigortası hakkı bulunmayan
eşlerinin, Türkiye’de sağlık kurum ve kuruluşlarındaki tedavilerine ilişkin
giderler ile ilaç giderleri; 8/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Ödeme Gücü
Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet
Tarafından Karşılanması Hakkında Kanunda düzenlenmiş olan şartlar
aranmaksızın, yeşil kart verilmek suretiyle anılan Kanun hükümlerine göre
karşılanır.”
3) 4 üncü maddesinde geçen “öğretmenlerin” ibaresi
“öğretmenler ile din görevlilerinin” şeklinde; aynı maddede geçen “bunların
sicilleri Milli Eğitim Bakanlığınca” ibaresi de “bunlardan öğretmen
olanların sicilleri Milli Eğitim Bakanlığınca, din görevlisi olanların
sicilleri ise Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 92 –
1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve
Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun;
1) 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Bu aylıklar, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından belirlenecek
ödeme gün ve dönemlerinde peşin olarak ödenir. Aylığa hak kazanma başlangıç
tarihi ile ilk aylık ödemesinin yapıldığı ödeme döneminin ilişkin olduğu
aya kadar olan haklar için ise defaten ödeme yapılır.”
2) Ek 1 inci maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Bu maddenin birinci fıkrası hükümlerine göre aylık almaya hak
kazanacak şekilde özürlü olduğunu belgeleyen ve herhangi bir sosyal
güvenlik kurumundan yetim olarak aylık veya gelir almakta olan çocuklardan
bu kurumlardan aldıkları aylık veya gelir toplamı tutarları bu madde
gereğince durumlarına göre ödenebilecek tutardan daha az olanlara; aradaki
fark ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından (birden fazla sosyal güvenlik
kurumundan aylık veya gelir alanlar için yalnızca tercih edecekleri bir
sosyal güvenlik kurumu tarafından) ödenir ve bu şekilde ödenen tutarlar
Hazineden tahsil edilir.”
3) 2022 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 1 – Bu Kanun kapsamındaki kişilere bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihe kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken
aylıklar ile bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmiştir. İlgililer
hakkında herhangi bir idari ve icrai takibat yapılmaz.”
MADDE 93 – Bu Kanunun;
a) 75 inci maddesinin (4) numaralı
bendi 1/9/2007 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
b) 75 inci maddesinin (4) numaralı
bendi hariç diğer hükümleri, 76 ila 78 inci maddeleri, 80 inci maddesi, 87
nci maddesi, 89 uncu maddesi, 90 ıncı maddesinin (1) ila (4) numaralı
bentleri 2008 yılı Ekim ayı başında,
c) 91 inci maddesi 1/1/2008
tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
ç) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 94 – Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|