Anayasa Mahkemesi 4706 sayılı Kanunun 7/B maddesinde yer alan "bedelsiz" ibaresini, imar uygulaması sonucu taşınmazın, bedelsiz olarak Hâzineye devredilecek kısmına yönelik herhangi bir üst sınır getirilmemesi nedeniyle iptal etmiştir.

Davacı kooperatif tarafından, Hâzineye ait taşınmazın kooperatife satışından sonra uygulama imar planında rehabilitasyon merkezi ve spor alanı kullanımına ayrılan taşınmazın Hazine adına yapılan tapu tescilinin iptali ile kooperatif adına tapuya tesciline karar verilmesi talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırılık iddiasını ciddi bulan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.

Kanun’un itiraz konusu kuralın yer aldığı geçici 7/B maddesi şöyledir.

“Hazîneye ait taşınmazlar; konut yapılmak amacıyla rayiç bedel üzerinden konut yapı kooperatiflerine, kooperatif birliklerine veya bu birliklerin oluşturduğu üst birliklere, bunlar arasında yapılacak ihale ile satılabilir. Bunların ihaleye katılabilmeleri için, ihale konusu taşınmazın tahmini bedelinin dörtte birini bir bankada adlarına açılan hesapta bloke etmeleri şarttır. Bu taşınmazların satış amacı dışında kullanılamayacağına, amacı dışında kullanıldığının tespiti halinde, satılan taşınmazın satış bedelinin faizsiz iade edilerek Hâzinece geri alınacağına dair tapu kütüğüne şerh konulur. Bu maddeye göre satılan taşınmazlarla ilgili olarak yapılacak imar uygulaması sonucunda kamu hizmet alanlarına ayrılan yerler, bedelsiz ve müstakil parsel olarak Hazine adına resen tescil edilir. ”

“Bedelsiz” ibaresinin esasının incelenmesine karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi kararında özetle;

"İtiraz konusu kural, satılan taşınmazlarla İlgili olarak yapılacak imar uygulaması sonucunda kamu hizmet alanlarına ayrılan yerlerin, herhangi bir üst oran belirlenmeksizin bedelsiz olarak Hazine adına resen tescil edilmesini mümkün kılmaktadır. Dolayısıyla söz konusu taşınmazları Hâzineden satın alan kişilerin ileride yapılacak imar uygulaması sonucunda kamu hizmet alanlarına ayrılan ve bedelsiz olarak Hazine adına tescil edilecek olan yerlerin taşınmazın ne kadarlık kısmına karşılık geleceğini bilmeleri mümkün değildir. Kural bu haliyle maliklerin, imar uygulamasından elde ettikleri yarar ile yüklendikleri külfet arasında açık bir dengesizliğin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesine imkân tanımamaktadır.

Diğer bir ifadeyle imar uygulaması sonucu taşınmazın, bedelsiz olarak Hâzineye devredilecek kısmına yönelik herhangi bir üst sınır getirilmemesi malikin Hâzineye devretmekle topluma terk ettiği ekonomik değer ile imar uygulamasının, taşınmazın geride kalan kısmına sağladığı ekonomik katkı arasında makulbir orantısallığın bulunup bulunmadığına yönelik bir değerlendirme yapılmasına olanak vermemektedir. Bu da malike aşırı bir külfet yüklemekte ve kamu yararı ile malikin mülkiyet hakkı arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi malik aleyhine bozmaktadır.

Sonuç olarak imar uygulaması sonucu taşınmazın, bedelsiz olarak Hâzineye devredilecek kısmına yönelik herhangi bir üst sınır getirilmemesi 4706 sayılı nedeniyle itiraz konusu kuralla mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin orantısız olduğu sonucuna varılmaktadır."

Açıklanan nedenlerle kuralın Anayasa’nın 13. ve 35. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle İPTALİNE karar verilmiştir.
 
Anayasa Mahkemesi Kararının tam metni için tıklayınız.